05.01.2014 Views

177 - Hacibektaslilar

177 - Hacibektaslilar

177 - Hacibektaslilar

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

“Habe”yi bozduk<br />

torba yaptýk!<br />

Öðretmenim!<br />

Melih Pekdemir<br />

Geçen haftayý, senin<br />

meslektaþlarýnla, Eðitim-Sen'li<br />

arkadaþlarýmla geçirdim. Dört<br />

gün boyunca seni andým, seni<br />

dinledim, seni anlamaya çalýþtým<br />

Öðretmenim. Biliyorum,<br />

biliyorsun; sadece geçen hafta<br />

beraber deðildik. 12 Eylül<br />

öncesinde meydanlarda,<br />

sonrasýnda zindanlarda sürdü,<br />

günün deyiþiyle, "birarada"<br />

yaþamýmýz.<br />

DÜKKAN<br />

Ýmar planlarý bir kentin<br />

prestijidir imar planlarý<br />

tamamlayan bölümler tarihi ve<br />

kültürel varlýklar ,yeþil alanlar,<br />

sosyal ve kamusal donatýlar ile<br />

kentin giriþ ve çýkýþ yollarýdýr.<br />

Ýmar planý sadece konut alaný,<br />

ticari alan deðildir. Onun<br />

içindirki imar planýný tek<br />

baþýna belediyelerin yetkisine<br />

býrakýlmamaktadýr onun<br />

içindirki üniversitelerde þehir<br />

ve bölge planlama kürsüleri,<br />

peyzaj mimarlýðý,bölümleri<br />

vardýr.<br />

Bir de kasýrga gelirse<br />

petrol 100 dolara çýkar<br />

Petrolde rekorlar serisi bitmiyor.<br />

14 Temmuz' da Brent petrolü<br />

78.03'e, ABD hafif petrolü ise 78.4<br />

dolarla rekor kýrdý. Ýsrail-Filistin<br />

gerginliðiyle, 1970'lerdeki petrol<br />

krizinden sonraki en yüksek<br />

seviyelere gelindi. Kötü haberler<br />

bununla da bitmiyor. Yakýnda bir<br />

de ABD'deki kasýrga mevsimi<br />

açýlacak.<br />

Aleviler adak kesmek için<br />

Hacýbektaþ'ý dolduruyor<br />

Geçtiðimiz cumartesi ve pazar<br />

günleri Ýstanbul, Ankara,<br />

Amasya, Çorum / Mecitözü,<br />

Tokat / Turhal, ve Zile'den gelen<br />

ziyaretçiler adak kurbanlarýný<br />

kesip Pir'e niyazlarýný yaptýlar.<br />

Daha sonra Hacýbektaþ'taki tüm<br />

kutsal yerler taþradan gelen<br />

Alevibektaþilerle doldu.<br />

Beþtaþlar, Çilehane, Dedebað<br />

Hacýbektaþ’tan kýsa...kýsa...<br />

> Hacýbektaþ sokaklarý<br />

çöplükten geçilmiyor.<br />

Gazetemizi arayan bir vatandaþ<br />

belediyenin soruna sahip<br />

çýkmasýný istedi.<br />

>Hacýbektaþlý olup, Hollanda’da<br />

yaþayan 61 yaþýndaki Fatma<br />

Türkiye’de aydýnlanma<br />

ve<br />

Bektaþiliðin rolü<br />

Prof. Irene Melikoff<br />

Bununla beraber, ilk Localar<br />

yabancý eðilimdeydi<br />

Ýmparatorlukta: Ýlk loca,<br />

Ýstanbul'da, Damat Ýbrahim<br />

Paþa’nýn (ölümü 1730'da)<br />

sadrazamlýðý döneminde kurulmuþ<br />

olmalý; Galata'da bugün Perþembe<br />

Pazarý denen yerde kurulmuþtu.<br />

Bu mahalle, Fransýzlar ve<br />

Ýtalyanlar için gözde bir semt idi.<br />

Ýlk Türk Masonlarý arasýnda þu<br />

raðbette olan yerlerden<br />

bazýlarýydý. Bazý ziyaretçiler de<br />

farklý Alevi ocaklarýnýn talipleri<br />

olmalarýna raðmen Ulusoy'larda<br />

konakladýlar. Bu durumu, Tokat/<br />

Turhal'dan gelen bir adak sahibi,<br />

“biz memleketten cumartesi<br />

günü akþamý çýktýk.<br />

Hacýbektaþ'a geldiðimizde saat<br />

sabahýn 3. 30'uydu.<br />

Aslan dün gaz kaçaðýna baðlý<br />

olarak çýkan yangýnda yaralandý.<br />

Her iki eli, iki ayaðý ve<br />

yüzünde 3. dereceden yanýk<br />

olan Aslan’ýn tüpten sýzan gaz<br />

kaçaðýný fark etmemesi ve ocaðý<br />

yakmasýndan dolayý yaralandýðý<br />

belirtildi.<br />

kiþilikleri görüyoruz: 1741'de<br />

Fransa'ya elçi olarak atanan, sonra<br />

da 1755'te vezir olan Yirmi Sekiz<br />

Mehmed Çelebizade Said Efendi;<br />

Ýlk Türk matbaasýný kuracak olan<br />

-Macar dönmesi- Ýbrahim<br />

Müteferrika; daha önce Comte de<br />

Bonneval diye bilinen Humbaracý<br />

Ahmet Paþa (1675-1742). Bu<br />

listeye, Tophaneli Yusuf Çelebi<br />

gibi kimi tacirler de eklenir.<br />

Daðarcýk Boþaldý<br />

Kasaba Tertemiz!<br />

Haziran'da kimlere gönderildiði<br />

belirtilmemiþ “16 Temmuz'da miting<br />

düzenledik. Katýlýp katýlmayacaðýnýzý bildirin,”<br />

içerikli çaðrýdan düne kadar bir buçuk ay geçti.<br />

Mitingin ne kadar gerekli olduðu ya da<br />

lüzumsuzluðu üzerine bu gazetede onlarca<br />

yazý yazýldý. Bir defa daha bunlardaki temalarý<br />

belirtmek elbette lüzumsuz bir iþ olacaktýr.<br />

Mitingde kinle sarf edilen cümlelerden birçoðu<br />

kesinlikle küfür idi. Ali Kemal'e benzetilen,<br />

ona uygulanan lincin hatýrlatýldýðý, benzetme<br />

düzeyinde de olsa ajanlýkla suçlanan sadece<br />

kasabamýzýn tek gazetesi Sulucakarahöyük<br />

yazar ve haber yapanlarý deðildi.<br />

Bu hakaretamiz sözlerden kimler nasibini<br />

almadý ki. Alevi Bektaþi Dernekleri<br />

Federasyonu, Avrupa Alevi Bektaþi Dernekleri<br />

Konfederasyonu, kamu üzerinde etkisi olan<br />

aydýn dedeler, Hacýbektaþ Veli Kültür Derneði<br />

yönetim kurulu, eski belediye baþkanlarý,<br />

sokaklarda dolaþan köpeklere kadar yüzlerce<br />

canlý ve insan. Öyle ki küfür, aþaðýlama,<br />

horlanmaya... hedef olan isimlerin sayýsý<br />

mitinge katýlanlarýn sayýsýndan çoktu.<br />

Bizce Sulucakarahöyük'ün mahkemeye<br />

baþvurmasýný zorlayan cümlelerin sayýsý bile<br />

10'u geçiyordu. Ama biz bu kabalýklara, bu<br />

kine dolu yaklaþýmlara karþý gerçekleri<br />

açýklamaya devam edeceðiz. Gerçekten çok<br />

zor koþullarda, ceplerimizdeki harçlýklarýmýzý<br />

vererek çýkardýðýmýz bu gazete sadece ve<br />

sadece Hacýbektaþ içinde ve dýþýnda yaþayan<br />

Alevibektaþilerin, demokrasiden yana<br />

insanlarýn,savaþ karþýtlarýnýn, çevrecilerin,<br />

azýnlýklarýn, sosyalistlerin, tüm sessizlerin<br />

soluðu olmayý sürdürecektir.<br />

Görevimizin önemini bu sataþmalardan<br />

sonra daha kapsamlý olarak bir kez daha<br />

anlamýþ bulunuyoruz. Belki de mitingin tek<br />

olumlu yaný buydu.<br />

Bu iktidar düþkünlerinin, Hacýbektaþ'ýn<br />

baþka hiçbir sorunu yokmuþ gibi gazetemize<br />

saldýranlarýn “miting miting” diye günlerdir<br />

halkýn huzurunu kaçýrmalarýnýn iki nedeninden<br />

biri gazetenin karalanmasý olduðu ortaya çýktý.<br />

Diðer hedefse, o kadar açýk ki, bir kasabada<br />

birlik birlik diye gerginlik politikalarýný tek<br />

yöntem olarak uygulayýp beldenin kamil<br />

topluluðunu mümkün olduðu kadar parçalara<br />

ayýrmak idi. Eðer bu bilinçli bir hedef<br />

deðildiyse, çýkan sonucun bu olduðunu kabul<br />

etmeyecek hiç kimse yok. Artýk Hacýbektaþ'ta<br />

Muktedirler ve gönüllerinde sakin bir yaþam<br />

isteðini taþýyan barýþçý insanlar diye iki<br />

topluluktan bahsedebiliriz.<br />

USD<br />

AVRO<br />

: 1.57 YTL<br />

: 1.99 YTL<br />

(dünkü kapanýþ)<br />

BEKTAÞ ECZANESÝ<br />

Ecz. Tel: 441 31 39<br />

Ev Tel: 441 30 39


2 17 Temmuz 2006 Pazartesi<br />

Öðretmenim!<br />

Melih Pekdemir<br />

DÜKKAN<br />

Ýmar planlarý bir kentin prestijidir imar<br />

planlarý tamamlayan bölümler tarihi ve kültürel<br />

varlýklar ,yeþil alanlar, sosyal ve kamusal donatýlar<br />

ile kentin giriþ ve çýkýþ yollarýdýr. Ýmar planý sadece<br />

konut alaný, ticari alan deðildir. Onun içindirki<br />

imar planýný tek baþýna belediyelerin yetkisine<br />

býrakýlmamaktadýr onun içindirki üniversitelerde<br />

þehir ve bölge planlama kürsüleri, peyzaj<br />

mimarlýðý,bölümleri vardýr.<br />

Bir kentte o kentin en önemli bölgesine tüm tarihi,<br />

teknik,kültürel deðerler hiçe sayýlarak bir yapýlaþma<br />

yapýlmasý mümkün deðildir . buna raðmen<br />

yapýlýyorsa birilerinin dur demesi gereklidir.<br />

Biliyorum hemen yapýlanlarý istemiyorlar,<br />

zaten muhalefetler ,çalýþmamýzý istemiyorlar<br />

diyecekler deðerli Hacýbektaþlýlar türbe üzerinde<br />

yola mý, yeþil alana mý yapýldýðý belli olmayan<br />

hem çirkin hem o bölðenin dokusuna uymayan<br />

hemde yasal olmayan bir inþaat sürüyor dükkan<br />

inþaatý, dünyanýn hiçbir yerinde 1 sýnýf SÝT alanýna<br />

, yeþil alana, yola inþaat yapýlmaz , yaptýrýlmaz ne<br />

hikmetse Hacýbektaþ ta yapýlýyor mahallenin en<br />

ücra kýsmýnda kömürlük yapmak isteyen<br />

vatandaþtan imar planýna uyulmasýný isteyen<br />

belediye,kömürlüðe dahi mimarlar ve mühendisler<br />

odasý tastikli plan proje isteyen belediye 1 derecede<br />

SÝT alanýna ,yola ,yeþil alana inþaat yapýyor ve<br />

kimse bir þey demiyor , tepki vermiyor kim neden<br />

kimden çekiniyor ve korkuyor bunu anlamakta<br />

zorluk çekiyorum, tamam yapýlan iyi þeyleri<br />

onaylayacaksýn fakat yanlýþ yapýlanlarý<br />

eleþtireceksin , müdahale edeceksin yoksa yapýlan<br />

yanlýþlýða ortak olursun.<br />

Deðerli Hacýbektaþlýlar 1997 yýlýnda bir sürü<br />

sýkýntýya politik riske ragmen yeþil alan olan o<br />

bölgeyi istimlak ettik insanlarýn evlerini,<br />

dükkanlarýný kamulaþtýrdýk ve çok büyük maddi<br />

ve manevi bedeller ödedik, peki o insanlar demez<br />

mi madem dükkan yapýlacaktý biz yapardýk niçin<br />

evimizi dükkanýmýzý elimizden aldýnýz ne cevap<br />

vereceksiniz merak ediyorum yok biz yola<br />

yapýyoruz diyorsanýz yasa gereði yola inþaat<br />

yapýlmayacaðýný fen iþlerinden, güvenmiyorsan<br />

bayýndýrýlýk müdürlüðünden o da yoksa iller<br />

bankasýndan öðrenebilirsiniz. Otel yapanlara bir<br />

kat fazlalýðý vermeyen belediye kendisi suçlu<br />

duruma düþmüyor mu.?<br />

Kimsenin bu konuyu polemik<br />

konusu,muhalefet konusu yapmasýný istemem<br />

ortada bir yanlýþ var bu yanlýþtan geri dönülmesi<br />

için bir uyarý ve eleþtiri bu konuda arkadaþým<br />

Ýnþ.Yük. Müh. Mustafa Selmanpakoðlun dan<br />

yardým istedim olayýn yanlýþlýðýnýn düzeltilmesi<br />

için belediye baþkaný ile konuþmasýný rica ettim<br />

fakat her hangi bir faydasý olmadý veya Mustafa<br />

bey görüþmedi. Deðerli Hacýbektaþlýlar o bölge<br />

hem benim için hem Hacýbektaþ için hem belediye<br />

için prestij bölgesi idi hatta yan daki adada yeþil<br />

alan ve istimlak edilmesi gerekir ken sen o bölgeye<br />

yasal olmayan inþaat yap yandaki ada danda inþaat<br />

yapmak için bir talep gelse ne yapacaksýnýz.?<br />

Kaldýki alevi toplumunun göz bebeði türbenin<br />

etrafýný açmanýz gerekirken tam tersini<br />

yapýyorsunuz lütfen bu yanlýþtan yol yakýnken<br />

dönün.<br />

Bir kentin giriþ ve çýkýþlarýda o kentin ilk<br />

imajýný oluþturur demiþtik deðerli Hacýbektaþlýlar<br />

2000 yýlýnda zamanýn baþbakaný sayýn Bülent<br />

ECEVÝT in açtýðý ilçemizin Kýrþehir giriþindeki<br />

kavþaðý ve Hacý Bektaþ Veli heykelinin etrafýný hiç<br />

gördünüzmü.? 2 yýldýr en küçük bir sulama ve<br />

bakým yok çevre yoluna diktiðimiz 1000 adet aðacý<br />

2 yýldýr hiç sulamadýklarý gibi bakýmda yapmadýlar(<br />

Mithat Þentürk beyin kulaklarý çýnlasýn) 2 Temmuz<br />

parkýnýn havuzu çalýþmadýðý gibi levhasýda<br />

sarmaþýkla kaplanmýþ okunmuyor buradan<br />

belediyeye naçizhane gözlemlerimi bildiriyorum<br />

taktir halkýn ve belediye yönetiminin.<br />

Deðerli Hacýbektaþlý hemþehrilerim bu benim<br />

için uyarýlmasý gereken bir görev bu uyarýyý<br />

yapmazsam kendimi sorumlu ve suçlu hisederim<br />

bana ister kýzsýnlar ister darýlsýnlar yanlýþ olaný<br />

konuþmamýz ve uyarmamýz gerekir bir vatandaþ<br />

olarak, bir teknik eleman olarak ,eski bir belediye<br />

baþkaný olarak , sizler ne yapýyorsunuz•c?<br />

Geçen haftayý, senin meslektaþlarýnla,<br />

Eðitim-Sen'li arkadaþlarýmla geçirdim.<br />

Dört gün boyunca seni andým, seni<br />

dinledim, seni anlamaya çalýþtým<br />

Öðretmenim. Biliyorum, biliyorsun;<br />

sadece geçen hafta beraber deðildik. 12<br />

Eylül öncesinde meydanlarda, sonrasýnda<br />

zindanlarda sürdü, günün deyiþiyle,<br />

"birarada" yaþamýmýz. Tahliye<br />

olduðumda, çoðu kimse selam vermemek<br />

için yolunu deðiþtirirken, "memleketi<br />

kurtarmak" sevdasýyla yine seninle kafa<br />

yormaya baþladýk Öðretmenim. Sol<br />

hareketin ilk kýpýrdanmalarý içinde yine<br />

sen en öndeydin. "Türkiye'de memur<br />

sendikasý kurulamaz" diyenlere, "bu iþ<br />

dernekle olmaz" itirazýnla cevap verdin<br />

ve ilk sendikayý da sen kurdun. Üstüne<br />

bir de "devletin memuru deðil kamunun<br />

çalýþanýyýz" þiarýyla, toplum için hizmet<br />

veren emekçi kimliði tercih ettin ve<br />

"devlet/kamu özdeþtir" þeklindeki ezberi<br />

bozdun. (O. Hançerlioðlu, Felsefe<br />

Sözlüðü'nde, "komünist" karþýlýðý olarak<br />

"kamucu" kavramýný kullanmýþtý; sen de<br />

yine "goministlik" mi yapmýþtýn<br />

Öðretmenim?!) Sendikal mücadelende,<br />

gün geldi, yüzbinleri meydanlara<br />

doldurdun. Kitlesel bir sol parti<br />

kurulurken, yine sen elini taþýn altýna<br />

koyanlar arasýndaydýn. Ýþte son olarak,<br />

bir günlük gazete lazým dediklerinde,<br />

hisseleri beþer onar satýn aldýn ve<br />

hayatýnda ilk ve son kez "patron" dahi<br />

oldun. Þu gazetede yazabiliyorsam, bunda<br />

senin çok büyük bir payýn vardýr<br />

Öðretmenim. Daha ne diyeyim?<br />

Lakiiin...<br />

Sana bir iki þey daha diyeceðim; sakýn<br />

kýzma, e mi Öðretmenim! Bak, bunlarý<br />

mesela öðrenci arkadaþlarýma da<br />

söylüyorum, üyesi olduðum partideki<br />

arkadaþlarýma da... Türkiye'de solculuðun<br />

hal ve gidiþ notu maalesef pek iyi deðil;<br />

solculuk kalite çýtasý epey düþtü. Artýk<br />

okumuyoruz; sadece az bilgiyle çok fikir<br />

sahibi olmayý marifet sayýyoruz. Ve bu<br />

zihni tembellik sadece siyasi<br />

tercihlerimizle de sýnýrlý deðil. Þunu<br />

demek istiyorum: Ellerinden öper, 12<br />

yaþýnda bir oðlum var. Yani Öðretmenim,<br />

seninle iliþkim arkadaþlýk, yoldaþlýk<br />

ötesinde bir "veli-öð-retmen" iliþkisi<br />

niteliðini de kazandý. Eskiden, TÖS, TÖB-<br />

DER, Eðitim-Sen, benim gözümde sadece<br />

toplumsal muhalefetin sýký birer<br />

örgütlenmeleriydi; þimdi ise öðretmenlik<br />

mesleðini ve dolayýsýyla Eðitim-Sen'i<br />

"diðer yurttaþlar" yani öðrenci velileri<br />

gözüyle de deðerlendirmek ve tabii<br />

eleþtirmek durumundayým.<br />

Öðretmenim; söylemesi zor ama,<br />

çevreme þöyle bir göz attýðýmda "havuz<br />

problemi" çözemeyen meslektaþlarýnla<br />

karþýlaþtýðým oluyor. Þimdi diyeceksin ki,<br />

"Ne yapalým, eðitim sistemi böyle; 55<br />

kiþilik sýnýflarda, üç otuz paraya hizmet<br />

verilen bir meslekte, ancak bu kadar olur!"<br />

Haklýsýn Öðretmenim; yasalarýmýza göre<br />

öðretmenlik mesleðindeki kaliteyi<br />

yükseltmek, Milli Eðitim Bakanlýðýnýn<br />

görevidir. Ancak bu memleket, "Mektepler<br />

olmasaydý eðitimi ne güzel yönetirdim"<br />

diyen bakanlara mahkum edilmektedir.<br />

Biz veliler, bakanlýktan umudumuzu<br />

çoktan kestik; yeter ki "Ah þu öðrenciler<br />

olmasaydý ne güzel ders verirdim" diyen<br />

öðretmenlerimiz olmasýn. Kýzma<br />

Öðretmenim! Seni tanýyorum ve sana<br />

güveniyorum. Doktorluk ve öðretmenlik<br />

mesleðini öncelikle idealistlerin tercih<br />

ettiðini biliyorum. Bu yüzden<br />

Sivas, Aziz Nesin Aziz Nesin, Sivas”<br />

2 Temmuz 1993 günü Sivas'ta<br />

Madýmak Oteli'nde aydýnlarýmýzýn<br />

yakýlarak katledildiði ‘Sivas Katliamý'nýn<br />

13. yýldönümünde Nazým Hikmet Kültür<br />

Merkezi (NHKM) ve Türkiye Yazarlar<br />

Sendikasý (TYS) birlikte düzenledikleri<br />

etkinlikte kamuoyunu, bilinçli ve duyarlý<br />

mücadelelerine ortak olmaya çaðýrdý.<br />

Nazým Hikmet Kültür Merkezi'nde<br />

düzenlenen "Sivas, Aziz Nesin Aziz Nesin,<br />

Sivas" baþlýklý etkinlikte katliama tanýk<br />

olanlara ve kaybettiðimiz sanatçý ve<br />

yazarlarýn eserlerinden örneklere yer<br />

verildi.<br />

Sanatçý Orhan Aydýn tarafýndan sunulan<br />

etkinlikte TYS baþkaný Enver Ercan, TKP<br />

Genel Sekreteri Kemal Okuyan ve Nesin<br />

Vakfý Baþkaný Ali Nesin birer konuþma<br />

yaptýlar. Enver Ercan konuþmasýnda,<br />

Türkiye'nin aydýnlýk geleceði üzerinde<br />

oynanan oyunlara karþý verilen mücadeleye<br />

destek olanlara teþekkür etti. Kemal<br />

Okuyan ise, Türkiye kapitalizminin dinci<br />

gericiliði nasýl palazlandýrdýðý ve ilericilerin<br />

üzerine saldýðý hakkýnda, Sivas<br />

Katliamý'nýn en acý örnek olduðunu belirtti.<br />

O günden bugüne Türkiye solcusunun<br />

dinci gericilikle mücadeleden vazgeçtiðini,<br />

gericileþmeyi kabullendiðini ve hatta<br />

demokrasi kýlýfý altýnda gericiliðe yer<br />

açtýðýný anlatan Okuyan, solun toplumla<br />

birlikte belleðini kaybettiðini ve yobazlarla<br />

mücadeleyi unuttuðunu söyledi.<br />

söylediklerime kulak vermen için belki<br />

"solcu" olman bile gerekmiyor. Solculuk<br />

söz konusu olduðunda devrim yapmayý<br />

"Soros"a býrakmýyoruz; eðitim söz konusu<br />

olduðunda da çözümü Bakanlýða<br />

býrakmayacaðýz; ya da çözümün mümkün<br />

olan kýsmýný devrim sonrasýna<br />

ertelemeyeceðiz, öyle deðil mi<br />

Öðretmenim?<br />

Hariçten gazel okumak istemem<br />

elbette. Ama bir öðrenci velisi olarak þunu<br />

önerebilir miyim? Sendikanýz meslek içi<br />

eðitime bir el atsa; ve böylelikle, öncelikle<br />

ve hiç olmazsa Eðitim-Sen'li<br />

öðretmenlerimiz mesleki bakýmdan da<br />

memleketin en kaliteli öðretmenlerinin<br />

yetiþmesine öncülük etseler... Gör bak o<br />

zaman sevgili Öðretmenim; sahte üyeyle,<br />

sununla bununla elinizden yetkiyi alacak<br />

bir babayiðit çýkabilir mi? Sadece mesleki<br />

haklarýn deðil mesleðin kalitesinin de<br />

mevzisi haline gelen bir örgütlenme,<br />

toplum indinde ve diðer öðretmenler<br />

gözünde bir cazibe merkezi olmaz mý?<br />

Ýþiniz çok zor, farkýndayým Öðretmenim.<br />

Mesela demokrasi sorunlarý için<br />

sokaklarda mücadele verirken; sistem de<br />

size ha bire iftira atýyor. Sonra ne oluyor?<br />

Çocuðunu öðretmenlere emanet eden<br />

mahallemin bakkalý, elbet benim gibi<br />

düþünmüyor; hemen sizlere "PKK yanlýsý"<br />

yaftasýný vuruveriyor. Býrakalým bakkalý,<br />

bu iðvaya senin kendi meslektaþlarýn ve<br />

hatta sendikanýn üyeleri dahi kanmýyor<br />

mu Öðretmenim?<br />

Sözüm bitmedi ama yerim bitti<br />

Öðretmenim: Küçüðümsen gözlerinden,<br />

büyüðümsen ellerinden öperim... Çünkü<br />

bu memlekette Eðitim, Sen'sin<br />

Öðretmenim!<br />

GEREKLÝ TELEFONLAR<br />

Kaymakam 441 30 09<br />

Kaymakamlýk Yazý Ýþ. 441 34 10<br />

Sos. Yar. ve Day. 441 39 77<br />

Özel Ýdare 441 31 01<br />

Nüfus 441 31 02<br />

Belediye Baþkanlýðý 441 37 44<br />

441 30 17<br />

Milli Eðitim Müd. 441 30 16<br />

Halk Eðitim Müd. 441 30 48<br />

Askerlik Þubesi 441 30 10<br />

Kapalý Spor Salonu 441 35 20<br />

Devlet Hastanesi 441 30 15<br />

Ýlçe Saðlýk Grup Bþk. 441 36 32<br />

Tapu Sicil 441 32 49<br />

C.Savcýlýðý 441 30 18<br />

Adliye 441 35 38<br />

Adliye 441 30 18<br />

Kütüphane 441 30 19<br />

Müze 441 30 22<br />

Turizm Danýþma 441 36 87<br />

Emniyet Amirliði 441 26 97<br />

Karakol Amirliði 441 36 66<br />

Jandarma 441 30 52<br />

Ýlçe Tarým 441 30 20<br />

Lise 441 37 74<br />

Kýz Meslek Lisesi 441 31 08<br />

Mal Müdürlüðü 441 30 56<br />

Kadastro 441 35 37<br />

Karaburna Belediye 453 51 30<br />

Kýzýlaðýl Belediye 455 61 29<br />

PTT. 441 35 55<br />

T.M.O. 441 31 42<br />

Ziraat Bankasý 441 33 26<br />

Þoförler Cemiyeti 441 30 74<br />

Esnaf Odasý 441 37 42<br />

Tarým Kredi Koop. 441 32 76<br />

TEDAÞ 441 31 42<br />

Çiftci M . K . Baþkanlýðý 441 36 80


17 Temmuz 2006 Pazartesi HABER<br />

3<br />

“Habe”yi bozduk torba yaptýk!<br />

1) Hoþ geldiniz Ankaralý konuklar!<br />

2) Sende hoþ geldin. 3) Elektirik<br />

nereye gitti? 4) Kitleler alandaydý.<br />

5) Tabii ki! 6) Yav abi bura Fener<br />

tribünü deyil galiba!<br />

7) Herkes ordaydý. 8) Katýlýmcýlar<br />

ve seyirciler. 9) O yine etkiliydi. 10)<br />

ÝP’ li kitle. 11) DSPli çocuklarýn<br />

yanýndaki foto. 12) Kasabanýn<br />

DSPlileri.13) Bir ÝPli 14) Kitlelerden<br />

bir enstantane. 15) Misafirlerimiz.<br />

16) Ev sahibi.<br />

17) Sekizinci kare ile olan farký<br />

bulunuz.<br />

18) Hýmmm! 19) The end!<br />

1 2 3<br />

4<br />

5<br />

6 7<br />

8<br />

9<br />

10<br />

11<br />

12 13<br />

14<br />

15 16 17 18 19


17 Temmuz 2006 Pazartesi<br />

Bununla beraber, ilk Localar yabancý<br />

eðilimdeydi Ýmparatorlukta: Ýlk loca,<br />

Ýstanbul'da, Damat Ýbrahim Paþa’nýn<br />

(ölümü 1730'da) sadrazamlýðý döneminde<br />

kurulmuþ olmalý; Galata'da bugün<br />

Perþembe Pazarý denen yerde kurulmuþtu.<br />

Bu mahalle, Fransýzlar ve Ýtalyanlar için<br />

gözde bir semt idi. Ýlk Türk Masonlarý<br />

arasýnda þu kiþilikleri görüyoruz: 1741'de<br />

Fransa'ya elçi olarak atanan, sonra da<br />

1755'te vezir olan Yirmi Sekiz Mehmed<br />

Çelebizade Said Efendi; Ýlk Türk<br />

matbaasýný kuracak olan -Macar dönmesi-<br />

Ýbrahim Müteferrika; daha önce Comte<br />

de Bonneval diye bilinen Humbaracý<br />

Ahmet Paþa (1675-1742). Bu listeye,<br />

Tophaneli Yusuf Çelebi gibi kimi tacirler<br />

de eklenir.<br />

Masonluk Türkiye'de 1748'de<br />

yasaklandý ise de, III. Selim'in saltanatý<br />

döneminde (1787-1807) yeniden ortaya<br />

çaktý ve yaygýnlaþtý.<br />

1839 yýlýndan baþlayarak ilerlemesi<br />

hýzlanan Masonluðun, özellikle Kýrým<br />

Savaþý (1854-1856) dönemindedir ki etkisi<br />

artacaktýr. Nitekim, Ýngiliz ve Fransýz<br />

localarý çoðalýr ve iki devletin bir biriyle<br />

olan rekabeti için birer arena olup çýkarlar.<br />

Onlarýn yaný sýra, Ýtalyan, Alman, Yunan<br />

ve Ermeni Localarý da görülecektir6.<br />

Yeniçeriliðin kaldýrýlýþýnýn arkasýndan<br />

horlanan ve etkinliklerini gizli olarak<br />

sürdürmeye zorlanan Bektaþiler,<br />

Masonluða yaklaþýrlar. Hoþgörü sahibi,<br />

uydumculuða karþý ve dinlerüstü bir<br />

anlayýþta kiþiler olarak bilindiklerinden,<br />

Masonlar arasýnda bir destek bulurlar<br />

kendilerine; Masonlarýn paylaþtýklarý<br />

ülküler de aynýdýr: Liberalizm, ruhban<br />

karþýtlýðý, uydumculuða karþý oluþ (nonconformisme).<br />

Bektaþiliðin Cem'i, Masonlarýn<br />

törenlerinden alabildiðine etkilenecektir:<br />

Meydanýn ya da toplantý yerinin durumu,<br />

ayakta duruþ ve yürüme biçimi, Üçler,<br />

Beþler ve Yedilerin canlandýrýlmasý<br />

Türkiye’de aydýnlanma<br />

ve<br />

Bektaþiliðin rolü<br />

Prof. Irene Melikoff<br />

böyledir; bütün bu ayrýntýlar Mason ayinini<br />

hatýrlatýr. Öte yandan, Bektaþiler de bunlarý<br />

biliyorlardý; ne var ki, Masonlarýn onlarý<br />

kendilerinden esinlendiklerini ileri<br />

sürmeye kadar gideceklerdir.<br />

Ancak, her iki halde de, tarikat gizlidir<br />

ve belli bir usule göre girilir ona.<br />

Mensuplarý, aydýn ve liberal seçkinler<br />

arasýnda gelen Bektaþiler, XIX. yüzyýlda<br />

Osmanlý Ýmparatorluðu'nda, Masonluðun<br />

Avrupa reform hareketinde oynadýðý role<br />

benzer bir rol oynamýþlardýr7. Yeniden<br />

örgütlenen Bektaþi Tarikatý, Jön Türk<br />

örgütleri için bir sýðýnak ve bir destek<br />

olacaktýr.<br />

Bektaþiler, hangi dönemde Masonluða<br />

gelip girmiþlerdir?<br />

1867 tarihi ileri sürülmüþtür. Ancak,<br />

1839'dan baþlayarak localara sýzmýþ<br />

olmalarý olasýdýr. Bununla beraber, 1867<br />

ile 1869 yýllarý arasýnda, Müslümanlarýn<br />

git gide daha çok Masonluða girdikleri<br />

görülüyor. Bunda, genç bir çok Fransýz<br />

avukatý Louis Amiable'in etkisi de olsa<br />

gerek: Louis Amiable, 1863'te kurulup<br />

Fransa Maþrýký Azamý'na baðlanan Doðu<br />

Birliði Locasý'nýn 1865'te baþkaný<br />

olmuþtu8.<br />

Louis Amiable, Osmanlý toplumunun<br />

seçkinleri arasýnda yoðun bir üye kaydý<br />

kampanyasý baþlattý. Baþarýlý oldu bu.<br />

Doðu Birliði'nin 1865'te sadece üç Türk<br />

üyesi varken, bu sayý 1869'da, toplam yüz<br />

kýrk üç kardeþ arasýnda elli üçe yükselir.<br />

En parlak adlar arasýnda da þunlara<br />

rastlýyoruz: Devlet Þurasý Baþkaný Edhem<br />

Paþa (1818-1839); Mýsýr Valisi Mehmed<br />

Ali'nin torunu olup, liberal, Genç<br />

Osmanlýlar hareketinin önderlerinden biri<br />

olan Prens Mustafa Fazýl Paþa (1829-<br />

1875)9.<br />

Localarýn üyeleri arasýnda, siyasal<br />

kiþilikler, din adamlarý, diplomatlar, ayrýca<br />

þairler ve edebiyat mensuplarý<br />

bulunuyordu. Bu sonuncular arasýnda,<br />

Þinasi'yi (1824-1871), Namýk Kemal'i<br />

2<br />

(1840-1888) ve Ziya Paþa'yý (1825-1870)<br />

görüyoruz; Ziya Paþa’nýn etkisiyledir ki,<br />

mürebbiyesi olduðu -geleceðin V. Murad'ý-<br />

Þehzade Murad Efendi ile, kardeþleri<br />

Nurettin ve Kemalettin efendiler<br />

Masonluða gelip girerler10.<br />

Burada Namýk Kemal üzerinde durmak<br />

isteriz; çünkü, hem Bektaþi hem Mason<br />

olan ünlü kiþiler arasýnda biridir o11. Söz<br />

konusu listeye, Abdülhak Hamid'i ve bir<br />

sonraki kuþaktan Filozof Rýza Tevfik'i ve<br />

Ýttihat ve Terakki Komitesi'ne üye olan<br />

Þeyhüslislam Musa Kazým Efendi'yi, bir<br />

de Bektaþi babasý, yüksek dereceden<br />

Mason ve ünlü bir Jön Türk olarak Talat<br />

Paþa'yý ekleyebiliriz.<br />

Genç Osmanlýlar hareketinin<br />

yaratýcýlarýndan biri olan Namýk Kemal,<br />

hiç olmazsa ana yönünden- bir Bektaþi<br />

ailesinde dünyaya geldi. Gençlik<br />

eserlerinde Fuzuli'nin ünlü mersiyesi,<br />

Kerbela þehitlerine adanmýþ Hadikat-ussu'ada'dan<br />

(Mutluluða Ermiþlerin Bahçesi)<br />

etkilendi. Gençliðinin þiir defterlerinde,<br />

Hz. Ali'ye övgüyü dile getiren þiirler<br />

bulunuyor12. Öte yandan, Namýk Kemal,<br />

Bektaþilerin sadece liberal ve ilerici<br />

düþüncelerinden deðil, onlarýn zengin<br />

edebiyatý, þiiri ve müziðinden de etkilendi.<br />

Bununla beraber, sürgün dönüþü,<br />

Masonluðun çekiciliðine uðradýðýnda,<br />

girdiði Doðu Birliði deðil, bir Yunan<br />

Locasý olan, Ýstanbul'da 1868'de kurulmuþ<br />

Ý Prodos (ilerleme) oldu. Söz konusu<br />

Locanýn baþkaný Alexandre Ismyrides idi;<br />

ne var ki, onun yerine, 31 Aralýk 1870'te<br />

Þehzade Murad'ýn bir dostu geçti13. Bu<br />

Loca, Fransa'nýn Maþrýk-ý Azam'ýna<br />

baðlýydý; ancak, üyeleri çoðunlukla Rum<br />

ve Türklerdi. 1872 Ekim tarihli bir<br />

sayýmda, Locanýn toplam altmýþ sekiz<br />

üyesinden on dokuzunun Türk olduðu<br />

görülüyor; söz konusu Türkler arasýnda<br />

þu adý da okuyoruz: Kemal, Mehmed<br />

Namýk, yazar.<br />

(SÜRECEK)


15 Temmuz 2006 Cumartesi<br />

1926 yýlýnda Polatlý'da (Ankara) doðdu. Çifteler<br />

Köy Enstitüsü ile Hasanoðlan Yüksek Köy<br />

Enstitüsü'nü bitirdi. Köy okullarýnda öðretmenlik<br />

yaptý. Gazi Eðitim Enstitüsü Müzik Bölümü'nden<br />

mezun olunca müzik öðretmeni olarak çalýþtý.<br />

KENDÝ ÞARKIM<br />

Yalnýzlýk tarlasýnýn geniþ düzünde<br />

Tek baþýna yaþýyan kuþlar gibi<br />

Yaþadým dayanabildiðim kadar<br />

Öðüncüm bu olacak yeryüzünde<br />

Bir yol ki kendimizden baþlar<br />

Kolay olmýyan güzel olan<br />

Gelecek Türkiye'ye gidecektir<br />

Geçip yalnýzlýðýn tarlasýndan<br />

Ýnanýyorum gerçek bu tarafta<br />

Öyle gecelerim oldu ki apaydýnlýk<br />

Piþman deðilim üzgün deðilim<br />

Git kafamdan yalnýzlýk<br />

AÞK ÝKLÝMÝ<br />

On sekiz yaþýn nisan günleri<br />

Dünya bir kýzýn gözlerinden ibaret<br />

Hayat bir tas su içimi<br />

Ne zaman oldu aklýmda yoktu<br />

Yaðmurlar yaðdý hatýrladým<br />

Yayýldý içime aþk iklimi<br />

Toprak kokusu bu muydu<br />

Böyle miydi benim insanlarým<br />

Ben hiç yoruldum mu severken<br />

Ah bu uzak ses kimin<br />

Þüpheniz olmasýn þimdi bile<br />

Düþüp ardýna gidebilirim<br />

Talip Apaydýn<br />

9 7 6<br />

8<br />

3<br />

5<br />

Edebiyata Köy Enstitüleri Dergisi'nde<br />

yayýmlanan þiir ve öyküleri ile baþladý. Köy<br />

Enstitülü yazýn insanlarýmýz arasýnda seçkin bir<br />

yere sahiptir. Açýk, aydýnlýk, içten, duygulu þiirler<br />

yazdý.<br />

ÝLHAN ÝÇÝN<br />

Hiç bu kadar kararmadý gökyüzü<br />

Hiç bu kadar kirlenmedi sular<br />

Ýnsan insana bu kadar uzak deðildi<br />

Böyle kaçýrmazdýk birbirimizden gözümüzü<br />

Küçük bir kýz þimdi babasýný sorar<br />

Hadi yanýtlayýn kýzartýp yüzünüzü<br />

DAVET<br />

Sana lodos demiþiz<br />

Bize alýþtýðýn gibi gel<br />

Güneyden koku getir<br />

Dolu dolu bulutlarýn önünde<br />

Es ince ince es ýlýk ýlýk<br />

Bir sabah kalkýnca<br />

Karlarý erimiþ bulalým<br />

Kabarmýþ bulalým tarlalarý<br />

Buralara oturmuþuz<br />

Sevdir bize<br />

Selam getir<br />

Güldür bizi<br />

SUSUZLUK<br />

Susadým<br />

Bozkýrlar ortasýnda<br />

Kurudu dudaklarým<br />

Çaðýrmayýn gelemem<br />

Bir tas su uzatýn<br />

Çabuk olun biraz<br />

Beni kurtarýn<br />

5<br />

6<br />

7<br />

1<br />

4<br />

1<br />

5<br />

2<br />

9<br />

5<br />

8 6 9 1<br />

2<br />

5<br />

8<br />

7<br />

2<br />

1<br />

5<br />

5<br />

6<br />

6<br />

7 8<br />

7<br />

1<br />

6<br />

9<br />

4<br />

3<br />

2<br />

8<br />

5<br />

BENCÝL<br />

Bencillik en çürük yanýmýz<br />

Her an çeker paçamýzdan<br />

Sýfýr noktasýna indirir bizi<br />

Atlayýp geçersek ne iyi<br />

Yoksa hiç olup kalýrýz<br />

Gözümüz kör, kulaðýmýz saðýr<br />

Susar içimizdeki insan sesi<br />

Nice güzelliklere duyarsýz<br />

"Rab bana, hep bana"<br />

Arsýz otlara benzeriz<br />

Hele kimilerini gördükçe<br />

Ýnsanlýðýmýzdan utanýrýz<br />

Kimbilir belki de<br />

Silkinip bir güzelce<br />

Pisliklerden arýnýrýz<br />

BAHARA DOÐRU<br />

Günler nisandan mayýsa doðru gidiyor<br />

Dumanlý daðlarýnýn üstünde bir yeri<br />

Bir yeri gözlüyorum<br />

O kar adasý gittikçe eriyip bitiyor<br />

Ah oralarda olmak þimdi<br />

Karýþmak daðlardaki sessizliðe<br />

Bir su damlasý gibi kendiliðinden<br />

Ulaþmak o yalnýzlýða kimsesizliðe<br />

1’den 9’a kadar sayýlarýn dokuz tane 3x3’lük<br />

bloklardan oluþan toplamda 81 karelik<br />

tabloya yerleþtirilmesi gerekiyor. Kural ise<br />

her satýrda, her sütunda ve her blokta dokuz<br />

farklý rakam kullanýlmasý.<br />

5<br />

3<br />

8<br />

1<br />

7<br />

2<br />

4<br />

9<br />

6<br />

9<br />

2<br />

4<br />

5<br />

6<br />

8<br />

7<br />

1<br />

3<br />

3<br />

4<br />

9<br />

2<br />

8<br />

7<br />

6<br />

5<br />

1<br />

2<br />

6<br />

1<br />

3<br />

5<br />

4<br />

9<br />

7<br />

8<br />

8<br />

7<br />

5<br />

6<br />

9<br />

1<br />

3<br />

4<br />

2<br />

1<br />

5<br />

2<br />

7<br />

3<br />

9<br />

8<br />

6<br />

4<br />

6<br />

8<br />

7<br />

4<br />

2<br />

5<br />

1<br />

3<br />

9<br />

4<br />

9<br />

3<br />

8<br />

1<br />

6<br />

5<br />

2<br />

7<br />

1879. Ýstanbul'da tersane iþçileri grevde<br />

1928. Meksika'da Baþkan Alvaro Obregon öldürüldü.<br />

1929. Sovyetler Birliði Çin'le diplomatik iliþkilerini<br />

kesti.<br />

Ayný gün Türkiye'de hükümeti devirme iddiasýyla<br />

yargýlanan Komünistlerin davasý sonuçlandý: Dr.<br />

Hikmet (Kývýlcýmlý), Hüsamettin (Özdoðu) ve<br />

Laz Ýsmail beyler 4'er yýl 6'þar ay hapse mahkum<br />

oldular. 24 sanýk çeþitli hapis cezalarýna çarptýrýldý.<br />

1936. Ýspanya Fas'ýnda General Fransisco Franco<br />

cumhuriyetçi hükümete isyan etti; Ýspanya iç<br />

savaþý baþladý.<br />

1947. Büyük Doðu dergisi yazý iþleri müdürü Necip<br />

Fazýl Kýsakürek 6 ay hapis cezasýna mahkum<br />

oldu.<br />

1958. Amerika Birleþik Devletleri'nin Lübnan<br />

çýkarmasýna ve Ýncirlik üssüne asker göndermesine<br />

karþý çýkan Sovyetler Birliði Türkiye sýnýrýnda<br />

askeri manevralara baþladý.<br />

1963. Türkiye Bilimsel ve Teknik Araþtýrma<br />

Kurumu'nun (TÜBÝTAK) kuruluþ yasasý kabul<br />

edildi.<br />

1965. Senaryosunu Vedat Türkali'nin yazdýðý, Ertem<br />

Göreç'in yönettiði "Karanlýkta Uyananlar" filmi<br />

17 Temmuz 1965'de yasaklandý.<br />

1968. Üniversite öðrencileri Amerika Birleþik<br />

Devletleri'ne ait 6. Filo askerlerini denize attý;<br />

Polis Ýstanbul Teknik Üniversite Yurdu'nu bastý,<br />

53 öðrenci ve 4 polis yaralandý.<br />

1972. Deniz Gezmiþ ve arkadaþlarýnýn avukatý Niyazi<br />

Aðýrnaslý "mahkemelerin manevi þahsiyetini<br />

tahkir" suçundan 10 ay hapse mahkum oldu.<br />

1974. Baþbakan Bülent Ecevit Londra'ya gitti; Ýngiliz<br />

hükümetine Kýbrýs'a ortak müdahalede bulunmayý<br />

önerdi.<br />

1990. Halkýn Emek Partisi (HEP) milletvekilleri<br />

Ýstanbul'dan Diyarbakýr'a "Onurlu ve Özgür Yaþam<br />

Yürüyüþü"ne baþladýlar.<br />

1992. Slovak Parlamentosu baðýmsýzlýk ilan etti.<br />

Çekoslovakya, Çek ve Slovak cumhuriyetleri<br />

adýyla iki devlet oldu. Çekoslovakya Devlet<br />

Baþkaný Vaclav Havel istifa etti.<br />

2000. Ýran Hükümeti, kýz öðrencilerin üniformalarýna<br />

renkli olabilme serbestisi getirdi.<br />

Ayný gün Ýtalya'da bir tecavüz davasýnda, tecavüze<br />

uðrayan kadýn sadece 5 dakika "direndi" diye<br />

tecavüzcü suçsuz bulundu.<br />

Bugün Doðanlar:<br />

1487. Þah Ýsmail. 1501-24 arasýnda Ýran'a hükmeden<br />

Safevi hanedanýnýn kurucusu, Ýran'ý Sünnilik'ten<br />

Þiiliðe geçirdi.<br />

1934. Kanadalý aktör Donald Sutherland.<br />

Bugün Ölenler:<br />

1790. Emek-deðer teorisine katkýlarýyla bilinen<br />

Ýskoçyalý liberal iktisatçý Adam Smith.<br />

1912. Fransýz matematikçi Henri Poincare<br />

1961. Mimar Emin Onat. Modern Türk mimarlýðýnýn<br />

en büyük ustalarýndan biri olan Onat'ýn yapýtlarý<br />

arasýnda Çanakkale Anýtý, Ýstanbul Radyoevi,<br />

Ýstanbul Üniversitesi Fen ve Edebiyet Fakültesi,<br />

Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi ve Ýstanbul<br />

Adalet Sarayý'nýn yaný sýra Orhan Arda ile birlikte<br />

tasarladýklarý Anýtkabir de var.<br />

Ayný gün yazar Vasfi Mahir Kocatürk<br />

1967. ABD'nin önde gelen caz üstatlarýndan John<br />

Coltrane.<br />

Ayrýntý için:<br />

http://www.bianet.org/diger/arsiv.htm


17 Temmuz 2006 Pazartesi<br />

Aleviler adak kesmek için Hacýbektaþ'ý dolduruyor<br />

HACIBEKTAÞ- Geçtiðimiz cumartesi<br />

ve pazar günleri Ýstanbul, Ankara, Amasya,<br />

Çorum / Mecitözü, Tokat / Turhal, ve<br />

Zile'den gelen ziyaretçiler adak kurbanlarýný<br />

kesip Pir'e niyazlarýný yaptýlar. Daha sonra<br />

Hacýbektaþ'taki tüm kutsal yerler taþradan<br />

gelen Alevibektaþilerle doldu. Beþtaþlar,<br />

Çilehane, Dedebað raðbette olan yerlerden<br />

bazýlarýydý. Bazý ziyaretçiler de farklý Alevi<br />

ocaklarýnýn talipleri olmalarýna raðmen<br />

Ulusoy'larda konakladýlar. Bu durumu, Tokat<br />

/ Turhal'dan gelen bir adak sahibi, “biz<br />

memleketten cumartesi günü akþamý çýktýk.<br />

Hacýbektaþ'a geldiðimizde saat sabahýn<br />

3. 30'uydu.<br />

Bebelerimiz de biz de arabada hapis<br />

olduk. Dýþarý çýksak ayaz. Ne yapacaktýk,<br />

biz de dedemizin evine konduk.” dedi.<br />

Muhabirimizin insanlarý tedirgin<br />

etmemek için onca gayretine raðmen, bilgi<br />

almak için konuþtuðu insanlarda bir<br />

çekingenlik, bir korku gözlendi. Bu korku<br />

Alevilerin bugünü ve tarihlerindeki baský<br />

ve katliamlardan kaynaklandýðý yine Zileli<br />

bir ziyaretçi tarafýndan ifade edildi.<br />

Muhabirimizin durumla ilgili görüþtüðü<br />

Çorum / Mecitözü- Kargýn köyünden bir<br />

grup, “evet böyle bir çekingenlik, sýkýntýmýz<br />

Allah'ýn doðrusu, var. Ama bu sadece<br />

kendimize ait bir çekingenlik deðil. Bizi<br />

gecenin her saatinde evlerine kabul eden<br />

dedelere bir zarar gelip gelmeyeceðini<br />

kestirememekten dolayý,” dedi.<br />

Amasya'dan gelen genç bir ziyaretçi de,<br />

“Bizden hiçbir karþýlýk, hatta niyaz bile<br />

beklemeyen bu insanlara bir zarar gelmesi<br />

elbette bizi üzer. Ama neden dedelerimizin<br />

evine konduðumuz hususunda ben kem küm<br />

etmeyeceðim. Doðrudan söyleyece ðim.<br />

Birincisi dedemize niyaz etmek.<br />

Ýkincisi bizim aile 6 kiþi. Burada bak<br />

þunlara, þu büyük aileye; onlar tam 14 kiþi.<br />

Biz hangi parayla otele konacaðýz? Hem<br />

bu ülkede insanlarýn nereye konacaklarýný<br />

belirleyen bir yasa var da biz mi bilmiyo<br />

ruz!” dedi.<br />

Muhabirimizin Tokat / Turhal'dan gelen<br />

yaþlý bir kadýna sorduðu, “sizin dedeleriniz<br />

Ulusoy'lar mý? Onun için mi buraya kondu<br />

nuz,” sorusuna; “Bizim Ocaðýmýz Keçeci<br />

Veli Sultan Baba. Biz onun Turhal'ýn<br />

köylüðünde bulunan türbesine de her sene<br />

kurban keseriz. Cem 'cömaatimize' Keçeci<br />

Babalýlar gelir. Hacýbektaþ ise bütün<br />

ocaklarýn ulusudur. Onun için biz buradaki<br />

dedemize mihman olduk,” dedi.<br />

Muhabirimizin kurban alýmý, kesimi<br />

konusunda bir sýkýntýyla karþýlaþtýnýz mý,<br />

sorusunu da Ankara'dan gelen bir ziyaretçi,<br />

“Hayýr. Belediye'nin kesim yerinde<br />

kurbanlýðý alýp, kestirdik. Eti dedemizin<br />

evine getirip lokma yaptýk. Burada tertemiz<br />

bir ortamda lokmamýzý nereli olduðuna<br />

bakmadan bacý kardeþ yiyoruz,” dedi.<br />

Çarþý pazarda sýkýntýlý bir durumla<br />

karþýlaþtýnýz mý, sorusuna da; Ýstanbullu<br />

bir kadýn, “Hayýr. Çarþýdaki esnafý çok<br />

kibar buldum. Onlar da bize bir yabancý<br />

ya da yolunacak bir kaz gibi bakmadýlar.<br />

Ýnsanlarýn tutumlarý beni memnun etti.<br />

Biliyorsunuz, Hacýbektaþ esnafý sadece<br />

ekonomik açýdan düþündüðü müzde,<br />

dýþarýdan gelen insanlarýn býrakacaklarý<br />

parayla hayatlarýný sürdürüyor. Bunun<br />

bilincinde olarak alýþveriþlerde sadece o<br />

aný deðil, geleceði düþünmek zorundalar,”<br />

dedi. Yine ayný kiþi, “ama bir konu var<br />

ki, belirtmeden geçemeyeceðim. Önce<br />

þunu söyleyeyim. Benim için 2-3 ytl’nin<br />

hiçbir önemi yok. Gelir düzeyim fena<br />

deðil. Böyle olmasýna raðmen tekke<br />

içinde niyaz edeceðim makamlara niçin<br />

para vererek girdiðimi anlayamýyorum.<br />

Burasý arkeoloji müzesi mi? Burasý<br />

sýradan bir yer mi? Bu giriþ ücretinin<br />

insanlardan alýnmasýný özümlemek benim<br />

için mümkün deðil.<br />

Burayý kültür bakanlýðý satýn mý aldý? O<br />

zaman ne diye bir ücret istiyorlar ki!<br />

Zaten biz harcadýðýmýz her kuruþta,<br />

özel tüketim, katma deðer, gelir, damga<br />

gibi daha üçbeþ kalem vergi veriyoruz,”<br />

dedi.<br />

Ankaralý bir ziyaretçi de, “saða sola<br />

atýlmýþ baðýþ masalarýnýn görünce dilenci<br />

liðin artýk standlarda oturan bir iki kiþiyle<br />

birlikte toplu olarak yapýldýðýný düþündü<br />

ðünü,” söyledi.<br />

Yine, Ankara'dan geldiðini söyleyen<br />

bir kiþi de, “ibadet yerleri çevresin deki bu<br />

görüntülerin hiç de güzel durmadý ðýný, bu<br />

kuruluþlar baðýþ istiyorlarsa kendi dernekleri<br />

içinde beklemeliler,” dedi.<br />

Hacýbektaþ’tan kýsa...kýsa...<br />

Hacýbektaþ sokaklarý çöplükten geçilmiyor.<br />

Gazetemizi arayan bir vatandaþ belediyenin<br />

soruna sahip çýkmasýný istedi.<br />

Hacýbektaþlý olup, Hollanda’da yaþayan<br />

61 yaþýndaki Fatma Aslan dün gaz kaçaðýna<br />

baðlý olarak çýkan yangýnda yaralandý.<br />

Her iki eli, iki ayaðý ve yüzünde 3.<br />

dereceden yanýk olan Aslan’ýn tüpten sýzan<br />

gaz kaçaðýný fark etmemesi ve ocaðý<br />

yakmasýndan dolayý yaralandýðý belirtildi.<br />

Hacýbektaþta bulunan kutsal yerler<br />

dýþarýdan gelen ziyaretçilerle dolup taþýyor.<br />

Geçtiðimiz cumartesi,pazar günleri türbe ve<br />

çarþýda bir hayli kalabalýðýn olduðu görüldü.<br />

Bu durumdan esnafýn memn olduð<br />

ugözlemlendi.<br />

Kesilen adaklarýn fazlalýðý kurban satan<br />

esnafýn yüzünü güldürdü.<br />

Yabanlý Çiftliðinde Taki Çelik,<br />

Hacýbektaþlýlarýn hizmetine sunmak için yarým<br />

olimpik yüzme havuzunun açýlýþýný yaptý.<br />

Havuzdan yararlanacak yetiþkinler günlük<br />

5 YTL, çoçuklar 3 YTL ödeyecekler.<br />

Gazetemizin bu sayfasý bölgesel ve<br />

yerel haberler için hazýrlanmaktadýr. Bu sayfada yer alan haberler<br />

sizin doðal muhabirliðiniz sayesinde çýkmaktadýr.Haber verin<br />

birbirimizden haberdar olalým. Tel: 0 384 441 39 47


17 Temmuz 2006 Pazartesi<br />

IMF'nin Çinlileþtirme Politikasý<br />

Mustafa Sönmez<br />

Bir de kasýrga gelirse<br />

petrol 100 dolara çýkar<br />

Bulunan formül belli.<br />

Türkiye'yi Çinlileþtirmek. Yani<br />

iyice ucuz emek ülkesi haline<br />

getirmek, bununla dýþ pazarlarda<br />

rekabet gücü bulacaðýna inandýr<br />

mak ve uzun süre kurak geçecek<br />

iç pazara alternatif olarak ucuz<br />

emekle dýþa yönelmek, ihracata<br />

aðýrlýk vermek... Bunda da rekabet<br />

rüzgarý olarak ucuz mu ucuz emeði<br />

tepe tepe kullanmak.Bir tür<br />

Çinlileþtirmek.<br />

Senaryo hazýr<br />

Hakkýný yemeyelim, bu formül<br />

tek baþýna IMF'nin deðil. Bu, bir<br />

IMF-TÜSÝAD prodüksiyonu.<br />

TÜSÝAD'ýn da bu kriz çukurun<br />

dan çýkýþta umudu, yüzde 25-30<br />

devalüasyona ek olarak ucuzlaþtýrý<br />

lacak emekle dýþ pazarlara yönel<br />

mekte.<br />

Þimdi mesele icraatta. Ama<br />

niyet, açýk edildi. Medyada yer<br />

alanlara bakýlýrsa, "Türkiye iþgücü<br />

piyasalarýný deðerlendiren IMF,<br />

esnek çalýþmadan bölgesel asgari<br />

ücrete kadar bir dizi uygulamanýn<br />

hayata geçirilmesini önerdi. Ýþten<br />

çýkarmalarýn kolaylaþtýrýlmasýný<br />

isteyen IMF, Türkiye'de asgari<br />

ücreti çok yüksek buluyor ve böl<br />

gesel asgari ücret uygulamasýna<br />

geçilmesini istiyor."<br />

Haber böyle ama detaylarý da<br />

var: Deniliyor ki, "Yapýsal reform<br />

larýn Türkiye için önemini ortaya<br />

koyan bir çalýþma hazýrlayan IMF<br />

ise iþgücü piyasalarýna yönelik yeni<br />

öneriler getiriyor. Türkiye'de iþsiz<br />

liðin önlenmesi ve istihdamýn artýrýl<br />

masý için daha esnek bir iþgücü<br />

piyasasýnýn gerekli olduðunu savu<br />

nan IMF, istihdam tazminatlarý uy<br />

gulamasýnýn da yeniden düzenlen<br />

mesinden yana. Türkiye'de iþsizlik<br />

sorununun yüksek kýdem tazminat<br />

larý yüzünden çözülemediðini savu<br />

nan IMF uzmanlarýna göre, iþveren<br />

ler ödedikleri yüksek kýdem tazmi<br />

natý nedeniyle çýkardýðý iþçinin ye<br />

rine yeni eleman alamadýðýna<br />

inanýyor. IMF, çözüm olarak kýdem<br />

tazminatlarýnýn düþürülmesini ve<br />

iþten çýkarmanýn kolaylaþtýrýlmasýný<br />

istiyor."<br />

Asgari ücret ve ahlak<br />

Niyet belli. En son 2005'te brüt<br />

531 YTL yapýlan asgari ücrete<br />

IMF-TÜSÝAD ikilisi yeni bir zam<br />

mý pek istemiyor. IMF Birinci<br />

Baþkan Yardýmcýsý Anne Krueger<br />

'a göre, Türkiye'de asgari ücret<br />

yüksekmiþ. Hem de asgari ücretin<br />

Malta, Fransa, ABD ve Ýspanya<br />

gibi ülkelerin çok üzerinde<br />

olduðunu iddia etmiþ, Krueger.<br />

Duy da inanma!...<br />

Karl Marx, Kapital'in bir yerin<br />

de asgari ücretin bir ekonomik ka<br />

tegori olmadýðýný, ahlaki bir göster<br />

ge olduðunu söyler. Gerçekten de<br />

bir ülkedeki minimum ücrete ve<br />

gerekli yaþama çýtasýna bakýn, o<br />

ülkedeki vicdan, insaf ve moral<br />

deðerlere iliþkin hemen bir fikir<br />

edinirsiniz. Bana asgari ücretini<br />

söyle, sana ne mene bir ülke oldu<br />

ðunu söyleyeyim.<br />

Alalým bizi... 531 YTL'lik as<br />

gari ücretten devlet yüzde 30'a<br />

yakýn kesinti yapýyor, vergi ve prim<br />

olarak geriye 322 YTL kalýyor.<br />

Gelin bir de geçinme çýtasýna<br />

bakalým. Türk-Ýþ'in her ay yaptýðý<br />

"açlýk ve yoksulluk sýnýrý" araþtýr<br />

masýnýn Haziran 2006 sonuçlarýna<br />

göre, Ankara'daki dört kiþilik bir<br />

ailenin dengeli ve saðlýklý beslene<br />

bilmesi için gerekli mutfak harca<br />

masý tutarýný gösteren açlýk sýnýrý<br />

haziranda 517,6 YTL olarak saptan<br />

mýþ. Bu açlýk sýnýrý. Yani sadece<br />

mide ile ilgili olaný.<br />

Bir de barýnma ve diðer asgari<br />

ihtiyaçlarý dikkate alan yoksulluk<br />

sýnýrý var. O da Haziranda 1.862<br />

YTL olarak belirlenmiþ. Bir yanda<br />

322 bin net asgari ücret bir yanda<br />

1.540 YTL üstüne çýkan yoksulluk<br />

sýnýrý. Buradan ülkenin ahlaki çö<br />

küntüsünü okuyabilirsiniz.<br />

Dibe doðru yarýþtýrmak<br />

Buna raðmen, içine bir kez daha<br />

düþtükleri çukurdan çýkmak için,<br />

bir ahlaksýzlýk daha yapýp ücret<br />

lerle, kýdem tazminatý hakký ile ,<br />

dalý budaðý koparýlmýþ sosyal<br />

güvenlik haklarý ile oynayacaklar.<br />

Ýþverenin yüklerini azaltýp ora<br />

dan doðacak vergi boþluðunu dola<br />

ylý vergi biçiminde toplumdan dev<br />

þirmek isteyecekler. Sosyal güven<br />

lik vb. harcamalarýný kýsýp onu borç<br />

faizi ödemeye ayýracaklar. Zaten<br />

kuþa dönmüþ iþçi haklarýný daha<br />

da budayýp ülkeyi Çinleþtirecek,<br />

çalýþanlarý da Çin proleteryasý ile<br />

dibe doðru, sefalete doðru yarýþtý<br />

racaklar. Hesap bu.<br />

Çinleþmek bir tuzaktýr, bunu<br />

birkaç kez daha yazdým. Türkiye,<br />

dibe doðru yarýþ tuzaðýna girerek<br />

Çin'le baþedemez, ondan pazar<br />

çalamaz ya da pazarýný böyle koru<br />

yamaz.<br />

Türkiye'de ücretler zaten ülke<br />

nin sosyal ve kültürel geleneklerini<br />

aþýndýrarak olmadýk yerlere düþmüþ<br />

durumda. Alýn TÜÝK'in imalat<br />

sanayi verilerini:<br />

1997 yýlýnda 100 olarak kabul edi<br />

len ve 2000 yýlýnýn son çeyreðinde<br />

119,6 düzeyinde bulunan çalýþan<br />

baþýna verimlilik, 2006'nýn ilk çey<br />

reðinde yüzde 23,9 oranýnda arta<br />

rak 148,2'ye çýkmýþ görünüyor.<br />

Ancak kriz öncesinde 111,1 dü<br />

zeyinde bulunan reel ücret yüzde<br />

24.7 oranýnda gerileyerek, 2006<br />

yýlýnýn ilk çeyreðinde 83,6'ya düþ<br />

müþ durumda.<br />

Bu da imalat sanayiinde çalýþan<br />

larýn verimliliðindeki artýþýn ücret<br />

lerine yansýmadýðýný, aksine azaldý<br />

ðýný, bir baþka deyiþle çalýþanlarýn<br />

çok çalýþýp az kazandýðýný ortaya<br />

koyuyor.<br />

Daha fazla neyi aþýndýrýp neyi<br />

geriye çekecekler?<br />

Türkiye, Çin olamaz, olmamalý.<br />

Buna mecbur da deðil. Bu ülke,<br />

onca aþýndýrmaya raðmen, önemli<br />

bir sanayi birikimi, jeopolitiði, in<br />

san kalitesi, deneyebileceði alterna<br />

tif çözümlere sahipken niye körü<br />

körüne Çinlileþmeye sürüklensin?<br />

Bu niyetlere cesaretle karþý<br />

çýkmak, tartýþmak ve direnmek<br />

gerekiyor...<br />

Artýk örgütlü, örgütsüz tüm<br />

çalýþanlarýn, memur örgütlerinin<br />

her tür mavi ve beyaz yakalýlarýn<br />

bu dibe doðru yarýþa sürüklenmeye<br />

dur demesi gerekiyor.<br />

Petrolde rekorlar serisi<br />

bitmiyor. 14 Temmuz' da Brent<br />

petrolü 78.03'e, ABD hafif<br />

petrolü ise 78.4 dolarla rekor<br />

kýrdý. Ýsrail-Filistin gerginliðiyle,<br />

1970'lerdeki petrol krizinden<br />

sonraki en yüksek seviyelere<br />

gelindi. Kötü haberler bununla<br />

da bitmiyor. Yakýnda bir de<br />

ABD'deki kasýrga mevsimi<br />

açýlacak. Geçen yýl güçlü<br />

tayfunlar ABD kýyýlarýndaki<br />

üretim merkezlerini vurunca<br />

petrol fiyatlarý Temmuz<br />

ortasýndan itibaren yüzde 25<br />

yükselmiþti. O zaman þansýmýz<br />

kasýrga mevsimine nisbeten<br />

düþük fiyatlarla girmemizdi.<br />

Peki þimdi ne olacak? Sýký<br />

durun... Artýk 100 dolarlýk petrol<br />

fiyatý bile uzak bir öngörü<br />

olmaktan çýktý.<br />

Zirve petrol-Peak Oil<br />

Peki fiyatlar neden bu kadar<br />

hýzlý artýyor? Öncelikle þunu<br />

bilmekte fayda var. Petrolün<br />

çýkarýlma ve rafineriye<br />

ulaþtýrýlma maliyetinin dünya<br />

ortalamasý 7.5 dolar/varil. Buna<br />

karþýn satýþ fiyati 75 dolarýn<br />

üstünde. 10 kati marjla satýlýyor.<br />

Oysa altýnda bile bu oran 2.5<br />

kat.<br />

Artan talep, fiyat artýþlarýnýn<br />

ardýndaki en önemli sebep.<br />

Çin'den kaynaklanan artýþ<br />

ürkütücü. Dünyanýn günlük<br />

petrol talebi 83 milyon varil<br />

seviyelerinde. Varolan kaynaðýn<br />

"sonlu" olmasý son yýllarda yeni<br />

bir kavramý ortaya çýkardý:<br />

"Zirve Petrol-Peak Oil". Bu<br />

kavram, bilinen ve ekonomik<br />

olarak üretilebilen petrolün,<br />

karþýlayabileceði en yüksek talep<br />

noktasýný ifade ediyor. Bazýlarý<br />

bu noktaya 2004 yýlýnda<br />

gelindiðini, bazýlarý ise 2010-<br />

2016 yýllarý arasýnda<br />

gelineceðini öne sürüyor.<br />

Geçildiðini söyleyenler, baþta<br />

Rusya ve Kuveyt olmak üzere<br />

açýklanan rezerv rakamlarýnýn<br />

gerçeðin üzerinde olduðunu<br />

savunuyor.<br />

Dünya petrol arz-talep<br />

dengesinin býçak sýrtýnda olmasý<br />

ve günlük olarak "ek<br />

kullanýlabilir" kapasitenin 1.5-<br />

2 milyon varil ile sýnýrlý<br />

bulunmasý, petrol arzýndaki<br />

herhangi bir aksamaya<br />

tahammülün olmadýðýný<br />

gösteriyor.<br />

Ýran'daki nükleer gerginlik,<br />

Nijerya'daki gerillalar ve son<br />

Ýsrail-Filistin çatýþmalarý gibi<br />

siyasi; ABD'deki Calcasieu<br />

kanalýnýn kapanmasý, Nijerya<br />

veya Kerkük-Yumurtalýk boru<br />

hattýndaki patlama gibi teknik<br />

sorunlar fiyatlarýn yükselmesine<br />

sebep oluyor.<br />

Diðer taraftan ABD'de<br />

kasýrgalarýn petrol ve rafinaj<br />

kapasitesini etkilemesi artýk<br />

sýradan bir durum haline geldi.<br />

Önümüzdeki günler kasýrga<br />

mevsimi. Geçen yýlki Katrina<br />

ve Rita kasýrgalarý sýrasýnda<br />

Brent petrolü yüzde 27'lik artiþ<br />

ile 52 dolardan 66 dolara<br />

yükselirken, asýl etki ABD'deki<br />

rafinaj sorunlarýndan dolayý<br />

benzinde yaþandý.<br />

Benzinin galonu ayný dönemde<br />

yüzde 77 arttý.<br />

Tüm bunlar petrol<br />

fiyatlarýndaki risk primini artýran<br />

unsurlar. Bu primin 15-20 dolar<br />

olduðu hesaplanýyor.


Az Bulutlu<br />

En Yüksek 0 C 32<br />

En Düþük 0 C 15<br />

"Evimizi, Tarihimizi, Kültürümüzü Yýkmayýn"<br />

"Eðlence mekanlarýný kapatarak önce<br />

iþlerimizi ellerimizden aldýlar.<br />

Ödeyemediðimiz faturalar nedeniyle<br />

elektriðimiz, suyumuz kesildi. Þimdi de<br />

evlerimizi, geçmiþimizi almak istiyorlar.<br />

Hükümetten beklentimiz yok. Evlerimizi<br />

yýktýrmayacaðýz..."<br />

BÝA- Romanlarý, müzisyenleri ve<br />

dansýyla kýsacasý neþesiyle ünlü bir Ýstanbul<br />

semti olan Sulukule þimdilerde kaygýlý<br />

günler yaþýyor.<br />

"Kentsel yenilenme"nin ardýnda insan<br />

faktörü<br />

Medyada ya da veya gibi bürokrasinin<br />

aðzýndan yazýlmýþ ve "kentsel dönüþüm",<br />

"kentsel yenilenme" gibi afili ara baþlýklarla<br />

argümanlandýrýlmýþ haberlerden öðrendik<br />

ki Sulukule'ye, tarihi Bizans surlarýna uygun<br />

çaðdaþ standartlarda konutlar yapýlacak.<br />

Resmi Gazetede Fatih'te, Fatih Beledi<br />

yesi tarafýndan oluþturulan Yenileme Alan<br />

larý Projesi, Bakanlar Kurulu ve Cumhur<br />

baþkaný'nýn onayýndan geçerek yayýnlandý.<br />

Bu projelerle "Sulukule" olarak bilinen<br />

Hatice Sultan ve Nesliþah mahallelerinin<br />

bir bölümü için yýkýlma kararý alýndý.<br />

Kararla, TOKÝ'yle birlikte yürütülen<br />

proje kapsamýnda Sulukule halkýnýn Gazios<br />

manpaþa'ya gönderilmesinin ardýndan bölge,<br />

tarihi mimari dokusuna uygun olacak inþa<br />

edilecek.<br />

Bu kararlarýn ya da haberlerin içeriðine<br />

bakýldýðýnda Sulukuleliyi görebilmek müm<br />

kün deðil. Peki onlara ne olacak?<br />

"Yýpranan Tarihi ve Kültürel Taþýnmaz<br />

Varlýklarýn Yenilenerek Korunmasý ve<br />

Yaþatýlarak Kullanýlmasý Hakkýnda Yasa"<br />

ile, belediyelere "çöküntü alaný" olarak tabir<br />

ettikleri eski yerleþim alanlarýnda, restoras<br />

yon amaçlý türde kentsel dönüþüm projeleri<br />

uygulama yetkisi saðlandý ancak bu adýndan<br />

hassaslýk damlayan yasanýn Sulukulelilere<br />

yaþatacaðý maðduriyet görmezden geliniyor.<br />

"Yaz da yýkmasýnlar, günahtýr"<br />

Mahalleli devlete olduðu gibi gazeteci<br />

lere karþý da temkinli. 81 yaþýndaki Hatice<br />

Kalay kendi anneannesinden kalan, doðduðu<br />

evin kapsý önünde boynumdaki fotoðraf<br />

makinesini görünce baðýrýyor: Çekme<br />

evladým. Bizim için kötü þeyler yazýyor<br />

sunuz sonra.<br />

Kalay, ne 5366 sayýlý yasayý ne de kentsel<br />

dönüþümü biliyor. Bildiði tek; þey yüz yýldan<br />

fazladýr ailesinin yaþamýný devam ettirdiðini<br />

söylediði Sulukule'deki evinden ayrýlýrsa<br />

yapacak bir þeyinin olmadýðýný.<br />

Tekrarladýðý cümlelerden biri de "Yaz<br />

da yýkmasýnlar. Sabiye, sübyana günahtýr"<br />

oluyor.<br />

"Bizi hiç yerine koydular"<br />

Sulukule Roman Kültürünü Geliþtirme<br />

Dayanýþma Derneði, yaklaþýk on beþ gün<br />

önce kuruldu. Dernek Baþkaný Þükrü<br />

Pündük, Nesliþah ve Hatice Sultan<br />

Mahallesinde yaklaþýk üç bin beþ yüz<br />

Romanýn ikamet ettiðini söylüyor.<br />

"Kasým 2005'ten beri Sulukule olarak<br />

bilenen bin yýllýk tarihi mekanýmýzdan<br />

Taþoluk'a gönderilerek, evlerin Fatih Beledi<br />

yesi tarafýndan yýkýlmasý ve semtin Roman<br />

larýn yaþadýðý kýsmýnýn yenilenip 'mutenalaþ<br />

týrýlmasý' tehlikesiyle karþý karþý yayýz"<br />

Baþbakanlýk Toplu Konut Ýdaresi'yle<br />

(TOKÝ) Fatih Belediyesi arasýndaki anlaþ<br />

manýn imza töreninin dün yapýldýðýný söyle<br />

yen Pünçük'ün verdiði bilgiler dikkat çekici.<br />

"Dün TOKÝ ile Belediye bize ait olan<br />

evleri yýkmak için anlaþmayý imzalayýp<br />

'böylece ilk kazmayý vurduk' dediler. Törene<br />

Sulukule sakinlerinden yani evlerinden ola<br />

caklardan kimseyi çaðýrmadýlar. Son anda<br />

duyduk dernek olarak" diyen Pünçük, baþýn<br />

dan beri kendilerine fikirlerinin sorulmama<br />

sýnýn hiç yerine koyulmak anlamýna geldiði<br />

görüþünde.<br />

"Eðer belediye burayý gerçekten tarihi<br />

bir mekan olarak düzenlemek istiyorsa<br />

evlerimizi yenilesin. Hem evlerimizden,<br />

geçmiþimizden olup baþka yerlere göçeceðiz<br />

hem de üste 'bir miktar' dedikleri parayý<br />

vereceðiz. Yok öyle yaðma. Geçinecek<br />

paramýz yok."<br />

"Romanlara ayrýmcýlýk"<br />

Proje kapsamýnda evlerin surlara uygun<br />

mimari özellikler taþýmasý gerektiðini söyle<br />

yen Pünçük, "Örneðin dört kattan fazlasýna<br />

izin vermiyorlar. Ancak ayný alan kapsamý<br />

nda zenginlerin oturduðu sitelerde 10 katlý<br />

apartmanlar var. Onlar neden yýkýlmýyor?<br />

Çünkü o sitelerde Romanlar oturmuyor"<br />

diyor.<br />

Belediyeye bu soruyu yönelttiðini söyle<br />

yen Pünçük'e verilen cevap onu tatmin<br />

etmiyor: "Böyle bir þey olamaz. O evler<br />

bataklýk üzerindeymiþ. Bir deprem olup da<br />

yýkýldýktan sonra binalar tekrar dört kattan<br />

fazla yapýlmayacakmýþ. Kim inanýr?"<br />

" Tek umudumuz Sezer "<br />

Pünçük, mahallelinin müzisyenlikle<br />

geçimini saðladýðýný ancak 92'de Sulukule'<br />

deki eðlence mekanlarýnýn kapanmasýyla<br />

geçim sýkýntýsýna düþtüklerini ifade ediyor.<br />

"Þimdi ayakkabý boyacýlýðý, arabacýlýk<br />

(fayton), seyyar satýcýlýk gibi mesleklerle<br />

geçinmeye çalýþýyoruz. Ama eðlence<br />

mekanlarýnýn kapatýlmasý bizi krize soktu.<br />

Devlet önce iþimizi elimizden aldý. Baþka<br />

iþ bilmediðimiz için ödeyemediðimiz fatur<br />

alar yüzünden elektriðimiz, suyumuz kesildi.<br />

Þimdi de evlerimizi elimizden alacaklar.<br />

Sosyal güvencemiz de yok. Hükümetten<br />

beklentimiz de yok. Tek umudumuz Sezer'in<br />

bizleri duymasý" diyen Pünçük birden fazla<br />

kez uyarýyor beni: "Cumhurbaþkaný Ahmet<br />

Necdet Sezer'e seslendiðimizi koca koca<br />

harflerle yazýn"<br />

"Hukuki desteðe ihtiyacýmýz var"<br />

Dernek olarak zor þartlarda çalýþtýklarýný<br />

söyleyen Pünçük, "Bilgisayarýmýz bile yok.<br />

Hukuki desteðe ihtiyacýmýz var.<br />

Destekçimizin çok olmasý ve tüm Suluku<br />

leli Romanlarýn yýkýma karþý olmasý motive<br />

ediyor" diyor.<br />

Mehmet Asým Hallaç da mahalle sakin<br />

lerinden. 66 yaþýndaki Hallaç, "Sulukule'de<br />

bir tarih yýkýlmak isteniyor. Romanlar Osma<br />

nlý'dan beri burada yaþýyor. Geçmiþi güçlü<br />

bir kültürü yaþatýyoruz" diyor ve Sulukule'<br />

deki evlerin yýkýlmasýna karþý mücadelele<br />

rinde akademisyenlerden, sosyologlardan,<br />

medyadan, tarih bilimcilerden, sanatçýlardan<br />

da destek beklediklerini ifade ediyor.<br />

"AB'ye uymayan at arabasý"<br />

Erol Ceylan, at arabasýyla sokaklarý<br />

gezerek zerzevat sattýðýný ve bu þekilde<br />

geçindiðini söylüyor. Ancak kýsa bir süre<br />

önce Avrupa Birliði (AB) uyum yasa larýna<br />

uyma dýðý gerekçe siyle at araba sýna<br />

belediye tarafýndan el konulmuþ. Ceylan,<br />

duru munu anlatýr ken haber geliyor.<br />

Belediyeden gelen iki görevli memur,<br />

muhtarlýkta at arabasý sahibi kiþilerin ismini<br />

listeliyor. Söyledikleri gerekçe arabasýna el<br />

konanlarýn zararýný karþýlamak ve hala<br />

arabasý olanlarýn arabalarýný satýn almak.<br />

Ýsimler tek tek yazdýrýlýyor ama söylenen<br />

gerekçeyi destekleyecek bir belgesi yok<br />

memurlarýn.<br />

Bunu sakinler de biliyor. Aralarýndan<br />

biri kulaðýma "Kandýrýyorlar. Para falan<br />

vermezler. Olan at arabalarýný da yok etmek<br />

için bir tezgah olabilir" diyerek aslýnda<br />

bürokrasiyle aralarýnda kýrýlan güven<br />

iliþkisine iþaret ediyor.<br />

"Taþoluk'ta Romanlarý istemiyorlar"<br />

Kadir Hallaç mahallenin "Tostçu Kadir<br />

abi"si. Hallaç, evlerin yýkýmýndan sonra<br />

Taþoluk'a yerleþtirilip yerleþtirilmeyecekleri<br />

nin belirsizliðini koruduðunu söylüyor.<br />

"Tapularýmýz varken evlerimizden çýkar<br />

mak istiyorlar. Üstelik yerleþmemizi istedik<br />

leri evler için para ödememizi istiyorlar.<br />

Paramýz zaten yok. Daha da kötüsü<br />

Taþoluk'ta kimse Romanlarý istemiyor.<br />

Arkadaþým Serkan'ý Roman olduðu<br />

gerekçesiyle iþten kovdular."

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!