EBRU ÖZKAN Hacıbektaş'ta her hafta Çarşamba ... - Hacibektaslilar
EBRU ÖZKAN Hacıbektaş'ta her hafta Çarşamba ... - Hacibektaslilar
EBRU ÖZKAN Hacıbektaş'ta her hafta Çarşamba ... - Hacibektaslilar
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Her þey Orta Toroslarýn bir yanýndan<br />
hasretle Akdeniz’e bakan öte tarafýndan<br />
Göller bölgesine doðru uzanan sancýlý<br />
yamaçlarýnda oldu.Yirmi kilometre<br />
çapýndaki bu küçücük coðrafya iki bin yýl<br />
boyunca en derin kederlere ve ulaþýlmaz<br />
engin sýrlara ev sahipliði yaptý.<br />
Eski Çaðýn ünlü Komama dergah-devleti,<br />
Antalya’nýn Kuzeyinde, Burdur iline baðlý<br />
Bucak ilçesinin Ürkütlü<br />
nahiyesindeydi.’Kutlu Kadýn Ana’nýn<br />
halkýnýn yaþadýðý Hýristiyanlýk öncesinin bu<br />
kutsal ve dokunulmaz kenti dördüncü<br />
yüzyýlda Hýristiyan askerleri tarafýndan<br />
yakýlýp yýkýldý.Hýristiyan kilisesinin yaymaya<br />
çalýþtýðý Ortaçað karanlýðýný karþý ilk örgütlü<br />
mücadele Bu yýkýk ama kutsal kentin<br />
harabeleri üzerinden yükseldi . Sahapivan<br />
Hýristiyan konsilinin nefretine maruz kalan<br />
ve konsil kararlarýnda ilk iki Hýristiyanlýk<br />
karþýtý hareketten biri olarak tanýmlanan<br />
Iþýk- Mezghnean direniþinin merkezi<br />
Pisidya’daki yýkýk Komana kutsal kentiydi<br />
.<br />
Abdal Musa tarafýndan kurulan,<br />
Aleviliðin on beþinci yüzyýlda<br />
Anadolu’daki en büyük merkezi olan<br />
‘Abdal Musa Dergahý’ da Antalya’nýn<br />
Kuzey Batýsýndaki Elmalý’ya baðlý Tekke<br />
köyünde, eski çaðýn kutsal Komana<br />
þehrinin yaný baþýndaydý..Abdal Musa<br />
Kadýn Ana’ya adanmýþ bereket<br />
törenlerini yeniden burada<br />
kurumlaþtýrdý.Adýna ‘Abdal Musa<br />
Erkaný’ denilen son Alevi manifestosunu<br />
Anadolu’ya buradan yaydý. Þahkulu<br />
baþkaldýrýsýnýn önderi Baba Tekeli bu<br />
bölgede, Hýristiyanlýk karþýtý Mezghnean<br />
direniþinin olduðu ayný yerde<br />
Komama’da (Kýzýlkaya) doðdu.<br />
Yaþamýný yakýn bir köyde, Bucak<br />
ilçesinin Yalýmlý köyünde sürdürdü..Baba<br />
Tekeli Antalya-Burdur arasýndan topladýðý<br />
yirmi bin kiþilik ’yoksullar ordusu’ ile<br />
Osmanlý Devletinin üzerine doðru<br />
yürüyüþünü kutsal Komama kentinin<br />
harabelerinin önünden baþlattý. Eski çaðda<br />
‘Kadýn Ana’ adýna yükseltilmiþ kutsal<br />
‘Komama’ þehri tüm zamanlarda Pisidya’nýn<br />
ruhani merkezi oldu.<br />
Bu kendisi küçük, gizemi büyük toprak<br />
parçasý denize paralel uzanan yüksek<br />
daðlarýn üzerinden dik yamaçlarla Akdeniz’e<br />
iner.Pisidya’nýn denize açýlan kapýsý Fenike<br />
limanýdýr.Eski Çaðda Acýçay (Limyros)<br />
Akdeniz’e ulaþmadan önce biraz geniþler<br />
ve sakinleþir deniz de burada karanýn içine<br />
girerek küçük bir koy oluþtururdu..Finike<br />
limaný bugün Ýskele mahallesinin olduðu<br />
yerde,Acýçay’ýn Akdeniz’e kavuþtuðu<br />
noktada,bu küçük haliç in kýyýsýndaydý.<br />
Bizans kýyýcýlýðýnýn Akdeniz<br />
yalýsýný,Toroslarý ve göller bölgesini kasýp<br />
kavurduðu yýllarda, Anadolu insanýnýn<br />
gemilerle Kýbrýs’a Sicilya’ya Ýtalya’ya<br />
sürüldüðü çaðlarda,Pisidya’nýn kendi<br />
çocuklarýndan ayrýlmasý Finike<br />
kýyýlarýndan baþladý. Bizanslýlar,gemiler<br />
dolusu ‘Iþýk taifesi’ni bu limandan<br />
Kýbrýs’a ve Kuzey Ýtalya’ya sürgüne<br />
taþýdýlar Bir daha kavuþulmayacaklarýn<br />
hasreti geride kalanlarýn üzerine bu limanda<br />
çöktü.Yüz yýllar boyunca bu limandan<br />
kalkan <strong>her</strong> gemiye uzak dostlara ulaþýr<br />
umudu ile çok selamlar yüklendi.Çok insan<br />
bu sahilde gözleri ufuk çizgisine kilitli ,belki<br />
bir haber gelir diye,görmediði limanlardan<br />
kalkan bilmediði gemilerin yollarýný<br />
bekledi.<br />
Ayrýlýklarýn limaný Fenike, dosta giden<br />
denizin baþladýðý sahil ve dosttan gelen su<br />
yolunun karaya çýktýðý yer oldu ayný<br />
zamanda. Bu liman, Anadolu Iþýklarýnýn<br />
denizaþýrý ülkelerdeki dostluklarýna açýlan<br />
penceresiydi. Anadolu o dostun Akdeniz’in<br />
dalgalarýna düþmüþ sesini bu limanda<br />
duydu.O dostun sesi burada karaya çýktý ve<br />
bu sahilden Anadolu’ya yayýldý.<br />
Finike ile Mýsýr ülkesindeki<br />
Ýskenderiye þehri ,ayný denizin iki<br />
kýyýsýnda harita üzerinde (daha çok da<br />
düþüncelerimizde) birbirlerinden ayrý<br />
ve uzak yerlermiþ gibi görünseler de;<br />
bu iki þehir ayný denizin iki<br />
kýyýsýndadýrlar ve birbirlerine bir su<br />
yolculuðu kadar yakýndýrlar.<br />
Ve Ýskenderiye þehri Finike limanýnýn<br />
gerisinde uzanan Pisidya’nýn sýrlarla<br />
donatýlmýþ büyülü dünyasýnýn hiç ayrýlmamýþ<br />
bir parçasýdýr.<br />
Hýristiyan kilisesinin yaþamýný ve<br />
gösterdiði mucizeleri çalarak kendi<br />
peygamberlerine mal ettikleri Luvi’li<br />
ermiþ,eski çaðýn büyük mürþidi<br />
Kemerhisar’lý Apollonius ,sahip olduðu<br />
büyük gizemlere ve ‘insan-ý kamil’ olma<br />
vasfýna üç büyük kaynaktan beslenerek<br />
ulaþtý.Bu kaynaklarýn ilki<br />
,Anadolu,ikincisi Batý<br />
Tibet’ti.Apoolnius’a okul olan üçüncü<br />
ülke Mýsýr’dý.<br />
Bugün bile Hýristiyan kilisesinin bir türlü<br />
savuþturamadýklarý en büyük tehdidi ve<br />
korkulu rüyasý olmaya devam eden<br />
Kemerhisar’lý Apolonius Hýristiyan<br />
kilisesi tarafýndan Hermetik doktrinlere<br />
baðlýlýkla ve yaymakla suçlanmýþtý.<br />
Apolonius’tan üç asýr sonra Anadolu’da<br />
ortaya çýkan Sivas civarýnda ve Pisidya’da<br />
kendisini gösteren Hýristiyanlýk karþýtý<br />
mücadeleye önderlik eden Eustathius da<br />
yine ayný kilise kaynaklarý tarafýndan dýþ<br />
kaynaklardan beslenmekle, Ýskenderiye’de<br />
eðitim görmekle Hermes’in takipçisi<br />
olmakla itham edilmiþti.Hýristiyan kilisesinin<br />
ruhbanlarý Eustathius’un sapkýn olarak<br />
niteledikleri görüþlerini Anadolu’ya<br />
Mýsýr’dan taþýdýðý iddiasýndaydýlar.<br />
L.Khachikian da Eustathius taraftarý<br />
Sivas’lýlarýn ‘’Mezopotamya’lý<br />
Messalianlar ‘olduklarýný Ýskenderiye<br />
merkezli Hermes tarzý bir kardeþlik<br />
örgütlenmesi içinde yayýldýklarýný ve<br />
Ýskenderiye merkezli Hermetik inancýn<br />
takipçileri olduklarýný belirtir.<br />
Erken Hýristiyanlarýn öfke içinde ifade<br />
ettikleri gibi Anadolu ile Ýskenderiye þehri<br />
arasýnda kökleri uzak geçmiþe dayanan bir<br />
gönül köprüsü vardý. Çünkü Ýskenderiye<br />
þehri Anadolu Aleviliði içinde <strong>her</strong> zaman<br />
ayrýcalýklý bir konuma sahip olmuþ olan,<br />
yüceler yücesi Hermes’in kentiydi ve bu<br />
þehir, Hýristiyan karanlýðý yeryüzünü<br />
kaplamadan önceki zamanlarda tüm<br />
entelektüel bilginin toplandýðý eski çaðýn<br />
en büyük bilim merkeziydi.Eski çað<br />
bilgelerinin ve bilgeliðinin rüya kenti<br />
Ýskenderiye kentinin 400 000 kitaplý büyük<br />
kütüphanesinde insanlýðýn hafýzasý kayýt<br />
altýnda tutuluyordu<br />
Hýristiyanlýðýn ilk yüzyýllarýna kadar<br />
canlýlýðýný koruyan ,Anadolu ile Mýsýr<br />
arasýndaki gizemli iletiþim ,Anadolu’da<br />
Hýristiyanlýk eli ile beþinci yüzyýlda<br />
baþlatýlan ve beþ asýr süren kýyým ve zorunlu<br />
göçler sonrasýnda ve Ýskenderiye<br />
kütüphanesinin (Ýskenderiye okulunun) eþ<br />
zamanlý olarak Hýristiyanlar tarafýndan<br />
beþinci yüzyýlda yakýlýp yýkýlmasýndan<br />
ardýndan uzun yüzyýllar kesintiye uðradý.<br />
Anadolu insaný,uzun sürgün çaðlarýnda<br />
zulmün elinden kaçýp saklandýðý asýrlar<br />
sürmüþ yalnýzlýðýnda ,yakýlýp yýkýlmýþ<br />
Ýskenderiye þehrinin acýsýný ve özlemini<br />
yüreðinden hiç eksik etmedi,Bu þehirle<br />
özdeþleþmiþ o büyük ustayý,’ilahi söz’ün<br />
efendisi Hermes’i hiç unutmadý.<br />
Mýsýr ile Anadolu arasýnda beþinci<br />
yüzyýlda baþlayan ayrýlýk , Abdal Musa’nýn<br />
en güvendiði mürþidi Kaygusuz Abdal’ý<br />
–kopan fiziki baðlarý yeniden ve kalýcý<br />
olarak onarmak göreviyle- yanýnda kýrk<br />
derviþi ile birlikte Finike limanýndan<br />
Ýskenderiye’ye yolcu etmesi ile birlikte<br />
vuslata dönüþtü.