EBRU ÖZKAN Hacıbektaş'ta her hafta Çarşamba ... - Hacibektaslilar
EBRU ÖZKAN Hacıbektaş'ta her hafta Çarşamba ... - Hacibektaslilar
EBRU ÖZKAN Hacıbektaş'ta her hafta Çarşamba ... - Hacibektaslilar
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
HEY Tekstil iþçileri dün Ýstanbul AKP Ýl Binasý önünde<br />
eylem yaptý. Biz size geri döneceðiz diyen yetkililere iþçiler,<br />
'cevap gelene kadar oturma eylemini sürdüreceðiz' dedi.<br />
Hey Grup Baþkaný Süreyya Sýtký Bektaþ, hayali ihracat<br />
operasyonu kapsamýnda 27 kiþiyle birlikte tutuklandý. Hey<br />
Tekstil iþçileri ise eylemlerini sürdürüyor.<br />
Ýstanbul Mali Þube'nin dört ilde yürüttüðü operasyonda,<br />
aralarýnda Hey Group Baþkaný Süreyya Sýtký Bektaþ'ýn da<br />
olduðu 60 kiþi gözaltýna alýnmýþtý.<br />
27'si tutuklanan þüpheliler, resmi evrakta sahtecilik, rüþvet<br />
almak, vermek ve hayali ihracat suçlamasý, gümrük<br />
iþlemlerinde de sahte teminat mektuplarý kullanmak ile<br />
suçlanýyor.<br />
Hey Group'a baðlý Ýstanbul'daki çoðu kadýn 420 Hey<br />
Tekstil iþçisi üç aylýk maaþlarý ve tazminatlarý ödenmeden<br />
iþten çýkarýlmýþtý.<br />
Hacýbektaþ Ýlçe Hastanesi Baþhemþiresi Saðlýk<br />
Emekçileri Sendikasý üyesi Serap Gezer düzmece<br />
soruþturma ile görevden alýndý.<br />
Hacýbektaþ Ýlçe Hastanesi önceki Baþhekimi A.<br />
Erkam Aydýn giderayak düzmece bir soruþturma<br />
yaparak baþhemþirenin görevden alýnmasýný teklif<br />
ediyor. Kendiside ödül olarak Nevþehir Saðlýk<br />
Müdürlüðü Yataklý Tedaviler Kurumu Þube<br />
Müdürlüðü görevine atandý, iddiasý Hacýbektaþ halkýný<br />
huzursuz etti.<br />
Hacýbektaþ Ýlçe Hastanesi personelini yandaþ<br />
sendikalý yapma baskýlarý ile hastane personelinin<br />
birlik ve beraberliðini bozma giriþimlerine .....<br />
Hacýbektaþ’ta <strong>her</strong> <strong>hafta</strong> Çarþamba günleri kurulan Pazar,<br />
alan olarak geliþi güzel cadde ve sokaklara yayýlmasý trafikte<br />
sorun yaþatýyor.<br />
Hacýbektaþ’ta kurulan Pazar, pazaryeri alaný dýþýnda<br />
Nevþehir Caddesi, Süreyya Sýtký Caddesi, eski pazaryeri<br />
alaný ve kaldýrýmlarda çok geniþ bir alana kurulmakta ve<br />
Hacýbektaþ halkýna hizmet vermektedir. Ancak Hacýbektaþ<br />
Terminal bölgesi ve caddelerde sorumsuzca yayýlan Pazar<br />
esnafý trafik açýsýndan <strong>her</strong> <strong>hafta</strong> kazalara sebep olmakta...<br />
<strong>EBRU</strong> <strong>ÖZKAN</strong><br />
Abdal, yeni bir müzikal varoluþ<br />
ve çabasýdýr diyerek bir geleneðin<br />
ayak izlerini takip ediyor. Ege’den<br />
Dersim’e türküleriyle karýndaþlýðýn<br />
yol haritasýný çiziyor. Yeni müzikal<br />
çabalarýyla insanlýðýn ortak acýlarýna,<br />
sevinçlerine kulak veriyor. Ýþe<br />
sevdiðimiz türkülerle baþladýk diyor;<br />
sevdikleri ve severek söyledikleri <strong>her</strong><br />
bir türkü bizi bir bilinmeyene ya da<br />
bilmek istemediklerimize yöneltiyor.<br />
Kulaðýmýza bambaþka týnýlar çalýyor<br />
Abdal; hiç de alýþýk olmadýðýmýz...<br />
Kampanyaya okul olarak kendilerinin de<br />
katýlmak istediðini belirten Cumhuriyet<br />
Ýlköðretim Okulu Müdür Yardýmcýsý Seyit<br />
Demirci Nevþehir Valiliði ve Nevþehir<br />
Belediyesinin ortaklaþa düzenlediði ‘Çevreye<br />
Duyarlýlýk Projesi’ kapsamýnda okul olarak,<br />
Nevþehir Belediyesinin daðýttýðý eldivenler ve<br />
poþetlerle çöp toplama iþlemi<br />
gerçekleþtirdiklerini söyledi. Demirci, çöp<br />
toplarken çöpleri ve geri dönüþüm imkâný olan<br />
atýklarý ayýrarak toplama iþlemini<br />
gerçekleþtirdiklerini belirtti.
Baþbakan "tek din" derken malumu ilam etti ama<br />
nedense kimse bunu duymaya hazýr deðildi. Hatta<br />
eksik söyledi, tek dine rahatlýkla tek mezhebi de<br />
ekleyebilirdi.<br />
"(...) Üçüncüsü tek din dedik.<br />
Dil deðil.<br />
Din. Din.<br />
Tek din. Bunu söyledik."<br />
Baþbakan bunu henüz söyleyemeyeceðini<br />
anlayýnca dört gün sonra açýklama yaptý. "O gün<br />
orada 'tek vatan' yerine tek dini söylemiþ oldum"<br />
dedi. Dilinin sürçtüðünü söyledi.<br />
Müslümanlar, Gayri Müslimler, ateistler ve<br />
agnostikler, tüm Türkiye biliyor ki Baþbakanýn dili<br />
sürçmedi.<br />
Baþbakan "tek din" derken malumu ilam etti ama<br />
nedense kimse bunu duymaya hazýr deðildi. Hatta<br />
eksik söyledi, tek dine rahatlýkla tek mezhebi de<br />
ekleyebilirdi.<br />
Fakat ortalýk karýþtý.<br />
Hüseyin Çelik, Baþbakan yerine konuþarak<br />
"Demokratik ve laik ülkelerde tek din olmaz. Sayýn<br />
Baþbakan bunu bir kez söyledi ve arkasýnda durmadý.<br />
Bu bir dil sürçmesidir" dedi.<br />
Oysaki Baþbakan bunu 4 Mayýs'ta bir defa sonra<br />
5 Mayýs'ta dört defa söyledi.<br />
Laik ülkede din problemdir<br />
Türkiye Cumhuriyeti'nde 1924'den beri tek din<br />
var. Bu devletin bir Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý var.<br />
Görevi kanunla tanýmlýdýr. Ýslam dininin inançlarý,<br />
ibadet ve ahlak esaslarý ile ilgili iþleri yürütmek, din<br />
konusunda toplumu aydýnlatmak ve ibadet yerlerini<br />
yönetmek üzere Baþbakanlýða baðlý çalýþýr.<br />
Sünni'dir. Diðer mezheplerle ilgilenmez. Diðer<br />
mezhepler de ondan ilgi beklemez. Ama Aleviler de,<br />
Hýristiyanlar da, Museviler de, Ateistler de vergi<br />
verir. Çünkü Sünni Ýslam bu devletin tek dinidir.<br />
Bazýlarýnýn kontrol etmeye ve bastýrmaya çalýþtýðý,<br />
diðerlerinin hâkim kýlmaya ve etkinleþtirmeye çalýþtýðý<br />
bir tek dindir. Zaten laik bir ülkede din problemdir,<br />
kontrol edilmesi gerekendir.<br />
Seküler devletlerde, din kontrol altýna alýnmaya<br />
çalýþýlmaz. Din ve devlet özerk, farklý iki alan olarak<br />
var olur. Diyanet iþleri olmaz. Dinden korkulmaz.<br />
Devlet tüm dinlere eþit mesafede durma prensibini<br />
içselleþtirmiþtir. Ýþte ancak bu þekilde "tek din" olmaz.<br />
Mutlak dine koþuyoruz<br />
Türkiye "tek din"i kýrmaya çalýþmasý gereken bir<br />
zamanda hýzla "mutlak din"e doðru ilerliyor. Dindar<br />
gençlik yetiþtirmek isteyen hükümet yetkilileri, çalý<br />
diplerini yatak odasý gibi gören Emniyet Müdürleri,<br />
içkiyi yasaklayan valiler, tekten seçmeli Kuran<br />
dersleri, yanýna Muhammed Peygamber'in hayatý,<br />
üniversitelerde evrim karþýtý paneller birbirini<br />
kovalýyor.<br />
Baþbakan'ýn "dil sürçmesi" þu anda Anayasal bir<br />
suç ama ileride olmayabilir. Laiklik ilkesi anayasadan<br />
çýkacak olursa o haberin "ilgili haberler" linkine bu<br />
yazýyý eklemek istemiyorum.<br />
Ahmet Altan, "Tek din" yazýsýnda "kan çýkar"<br />
diyor. Beni kan tutar.<br />
Farklý kimlikleri kendi istekleriyle bir arada<br />
tutmayý baþarmak için henüz tüm ihtimaller<br />
tükenmedi fakat zaman azaldý. O yüzden bu ülkede<br />
yaþayan etnik, din ve yaþama kültürü açýsýndan farklý<br />
tüm gruplarýn kendi var olma haklarýnýn anayasal<br />
güvence altýna alýnmasý konusunda etkin þekilde<br />
mücadele etmeleri gerekiyor. Olacaklar hiçbirimizden<br />
baðýmsýz, bizim dýþýmýzda deðil. Etki etmek için hala<br />
þans var.<br />
Tek dini olmayan bir devletin görevi Kuran<br />
seçmeli dersinin yanýna Ýncil, Tevrat, dinler tarihi,<br />
dinler felsefesi seçmelilerini koymaktýr. Tek dili<br />
olmayan devletin görevi o altý öðrenciye açýlan Kuran<br />
dersi gibi, Kürtçe öðrenmek isteyen altý öðrenciye<br />
Kürtçe dersi açmaktýr. Hiçbirini dýþlamamaktýr. Lazca<br />
ya da Gorancanýn da seçenek olduðunu unutmamaktýr.<br />
Devletin görevi, bu dersleri seçecek çocuklara<br />
dillerini, dinlerini, kültürlerini öðretecek öðretmenleri<br />
bulmaktýr. Devlet hepimizinse tüm farklýlýklarýn<br />
iktidardan pay almaya hakký vardýr. Bunun yolu<br />
bütünmüþ, tekmiþ, mutlakmýþ gibi davranmayý<br />
býrakmaktýr.<br />
Çünkü biz tek deðiliz.<br />
Her zaman farklýydýk. Ne kadar zorlasanýz da <strong>her</strong><br />
zaman böyle olmaya devam edeceðiz. (IC)<br />
Bianet<br />
Haber:ELÇÝN YILDIRAL<br />
Artvin Hopa’da Baþbakan Erdoðan’ý<br />
protesto ettikleri için gözaltýna alýnarak<br />
tutuklanan 51 kiþi hakkýndaki iddianame<br />
Hopa Asliye Ceza Mahkemesi tarafýndan<br />
kabul edildi. Aralarýnda ESP PM üyesi<br />
Önder Öner ile Görgü Demirpençe,<br />
Derelerin Kardeþliði Platformu<br />
(DEKAP) Yürütme Kurulu üyesi ve<br />
Halkevleri Karadeniz Bölge Sorumlusu<br />
Taylan Kaya ve zihinsel engelli olduðuna<br />
dair raporu bulunan Erkut Kibar’ýn da<br />
bulunduðu 51 sanýk hakkýnda, “polise<br />
direndikleri”, “Yasaya muhalefet<br />
ettikleri”, “Kamu malýna zarar<br />
verdikleri”, “nitelikli yaralamada<br />
bulunduklarý” iddiasýyla 6 aydan 22 yýla<br />
kadar hapis cezasý isteniyor.<br />
Ýddianamede savcý Nihat Hýrka, taþý<br />
“silah” kabul ederek, sanýklar hakkýnda<br />
ceza artýrýmý da isterken, 29 polis de<br />
maðdur olarak gösterildi. Savcý Hýrka’nýn<br />
, “objektifliði saðlamlaþtýrmak ve<br />
þüpheliler lehinde/aleyhinde tüm delilileri<br />
iddianameye dahil edilmiþtir” sözü ise<br />
gerçeði yansýtmýyor. Ýddianamede,<br />
sanýklar hakkýnda tek bir lehte delil yer<br />
almazken aðýrlýklý olarak polis<br />
görüntülerinin delil olarak kullanýldýðý<br />
görülüyor.<br />
CEZALARI BÖYLE ARTIRDI<br />
Hopa Savcýlýðý’nýn hazýrladýðý<br />
iddianamede taþ “silah” olarak<br />
HEY Tekstil iþçileri dün Ýstanbul<br />
AKP Ýl Binasý önünde eylem yaptý. Biz<br />
size geri döneceðiz diyen yetkililere<br />
iþçiler, 'cevap gelene kadar oturma<br />
eylemini sürdüreceðiz' dedi.<br />
Hey Grup Baþkaný Süreyya Sýtký<br />
Bektaþ, hayali ihracat operasyonu<br />
kapsamýnda 27 kiþiyle birlikte<br />
tutuklandý. Hey Tekstil iþçileri ise<br />
eylemlerini sürdürüyor.<br />
Ýstanbul Mali Þube'nin dört ilde<br />
yürüttüðü operasyonda, aralarýnda Hey<br />
Group Baþkaný Süreyya Sýtký Bektaþ'ýn<br />
da olduðu 60 kiþi gözaltýna alýnmýþtý.<br />
27'si tutuklanan þüpheliler, resmi<br />
evrakta sahtecilik, rüþvet almak, vermek<br />
ve hayali ihracat suçlamasý, gümrük<br />
iþlemlerinde de sahte teminat mektuplarý<br />
kullanmak ile suçlanýyor.<br />
Hey Group'a baðlý Ýstanbul'daki çoðu<br />
kadýn 420 Hey Tekstil iþçisi üç aylýk<br />
maaþlarý ve tazminatlarý ödenmeden<br />
iþten çýkarýlmýþtý.<br />
Üç aydýr direnen iþçiler, dün de<br />
Ýstanbul'da bulunan AKP Sütlüce'deki<br />
Ýl Binasý önünde basýn açýklamasý yaptý.<br />
GÖRÜÞMEYÝ TERKETTÝLER<br />
Ýþçiler, Bektaþ'ýn tutuklanmasýnýn<br />
kendilerini haklý çýkardýðýný düþünüyor.<br />
Ýþçilerin avukatý Özcan Karakoç,<br />
iþçilerin zaten haklý olduðu için davayý<br />
kazanacaðýný Bektaþ'ýn tutuklanmasýnýn<br />
sadece kötü niyeti ortaya çýkaran bir<br />
delil olduðunu belirtti.<br />
Ýþçilerden Ýsmail Arslan, "Ýki kez<br />
Meclis'e gittik, milletvekilleri<br />
gösteriliyor. Taþý,<br />
“etkin direnme” olarak<br />
nitelendiren savcý,<br />
“TCK-265/4<br />
maddesinde suçun<br />
'silahla' iþlenmesi;<br />
eylemin icrasýný<br />
kolaylaþtýrmasý, faile<br />
cesaret vermesi ve<br />
maðduru olumsuz<br />
etkilemesi bakýmýndan artýrým nedeni<br />
sayýlmýþtýr" diyerek, cezalarýn yarý oranýn<br />
da arttýrýlmasýný istiyor. “Etkin<br />
direnme”yi de ceza artýrýmý için gerekçe<br />
olarak gösteren savcý iddianamede,<br />
“etkin direnme”nin birden fazla kiþi<br />
tarafýndan birlikte iþlendiði, suçun<br />
iþlenmesinden önce aralarýnda anlaþmýþ<br />
olmasalar dahi birden fazla kiþinin<br />
birlikte hareket etmesinin “suç” olmasý<br />
için yeterli olduðunu belirtiyor.<br />
Ýddianamede abesle iþtigal eden bir<br />
diðer nokta ise, zihinsel engelli olduðuna<br />
dair raporu bulunan Erkut Kibarýn da<br />
sanýklar arasýnda yer alýyor olmasý. Rize<br />
Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi’nin<br />
“kiþide hafif düzeyde zihinsel gerilik<br />
saptandýðý ve iþlediði fiilin anlam ve<br />
sonuçlarýný algýlama yeteneðinin kýsmen<br />
azaldýðý” yönündeki 06/03/2012 tarihli<br />
raporuna raðmen hakkýnda dava açýlan<br />
Erkut Kibar’ýn cezalandýrýlmasý isteniyor.<br />
PANKART AKP’YÝ TAHRÝK ETMÝÞ<br />
Savcý Hýrka, Cumhuriyet<br />
Meydaný’nda bulunan bir inþaata<br />
göstericiler tarafýndan asýlan<br />
"Haklarýmýzý kazanmak için tek yol<br />
sokak tek yol devrim Halkevleri" yazýlý<br />
pankartý “kýþkýrtýcý” bulurken, meydana<br />
asýlan pankartlar da AKP’lileri “tahrik<br />
edici” olarak yorumladý. Ýddianamede,<br />
pankartlara müdahale için polislerin<br />
inþaat alanýna yönlendirildiði<br />
kaydediliyor.<br />
ziyaretimize geldi ancak deðiþen hiçbir<br />
þey yok. O yüzden bugün yine AKP<br />
önündeyiz, hükümete sesimizi<br />
duyuramýyoruz" dedi.<br />
Ýçeriye görüþmeye Hakan Oðuz ve<br />
Nurcan Boz girdi. Biz size geri<br />
döneceðiz diyen AKP’lilere 3 ay önce<br />
geldiðimizde de böyle dediniz hala<br />
dönmediniz sizden cevap gelene kadar<br />
kapýda oturma eylemimize devam<br />
edeceðiz dediler. Taleplerinin yer aldýðý<br />
metni býrakarak görüþmeyi terk ettiler.<br />
TBMM ÖDÜL VERMÝÞTÝ<br />
6 ÇOCUK ÝÇÝN DE CEZA ÝSTEMÝ<br />
Ayný soruþturma kapsamýnda yaþlarý<br />
18’den küçük olan 6 çocuk hakkýnda da<br />
dava açan savcý, çocuklar hakkýnda<br />
“2911 sayýlý yasaya muhalefet etmek”,<br />
“Görevi yaptýrmamak için direnme”,<br />
“Kamu Malýna Zarar Verme”, “Siyasi<br />
Partiler veya Meslek Kuruluþlarýnýn<br />
kullanýmýnda olan bina, tesis veya eþyaya<br />
zarar verme” suçlarýndan<br />
cezalandýrýlmalarýný istiyor.<br />
Avukat: Savunma hakký savcýlýkça<br />
gasp ediliyor<br />
Hopa Davasý avukatlarýndan Meriç<br />
Eyüpoðlu, sanýk olarak yer alan 51 kiþi<br />
içinde hiç gözaltýna alýnmayan, ifadesine<br />
baþvurulmayan kiþilerin bulunduðuna<br />
dikkat çekerek, savunma haklarýnýn<br />
ellerinden alýndýðýný söyledi. Ýsmi hiçbir<br />
yerde geçmeyen kiþiler hakkýnda dava<br />
açýldýðýný belirten Eyüpoðlu,<br />
“Soruþturma sýrasýnda bu insanlar kendi<br />
lehlerine olabilecek delilleri savcýya<br />
sunamadý. Kendilerini savunma hakký<br />
ellerinden alýndý. Dolayýsýyla<br />
iddianamenin nasýl iyi hazýrlandýðý ortaya<br />
çýkýyor” dedi. Polis görüntülerinin<br />
iddianamede delil olarak kullanýlmasýna<br />
tepki gösteren Eyüpoðlu, daha önceki<br />
iddianamelerde de bu durum hakkýnda<br />
þikayette bulunduklarýný hatýrlatarak,<br />
iddianamede kendilerinin topladýðý<br />
görüntülerin delil olarak yer almadýðýna<br />
dikkat çekti: “Görüntüler üzerinde<br />
oynama olduðu aþikar. Görüntülerin<br />
birbirini takip etmediði rahatlýkla<br />
anlaþýlýyor.” Taþýn “silah” olarak kabul<br />
edilmesini de deðerlendiren Eyüpoðlu,<br />
polisin olaðanüstü gaz kullandýðýný<br />
belirterek, Metin Lokumcu’nun gaz<br />
bombasý nedeniyle yaþamýný yitirdiðini<br />
anýmsattý. Gaz bombasý, tazyikli su, cop,<br />
silahýn kullanýldýðýný söyleyen Eyüpoðlu,<br />
tüm bunlarla atýlan taþlarý eþdeðer kabul<br />
etmenin hukuki ve vicdani olmadýðýný<br />
ifade etti.<br />
BirGün<br />
HM, Mango, Bershka gibi dünyaca<br />
ünlü markalara üretim yapan ve dört<br />
þehirde fabrikasý olan Hey Tekstil'in<br />
sahibi Süreyya ve Aynur Bektaþ.<br />
Hey Tekstil'e, kadýn istihdamýný<br />
destekledikleri için devlet bedava yer<br />
tahsis etti; iþçilerin sigorta primi ödendi,<br />
vergi muafiyeti saðlandý. Hatta, Aynur<br />
Bektaþ'a istihdam yarattýðý için 2010<br />
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)<br />
Üstün Hizmet Ödülü verilmiþti.<br />
(Bir Gün)
Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ<br />
Cuma Onur ÞAHÝN<br />
Hacýbektaþ Ýlçe Hastanesi<br />
Baþhemþiresi Saðlýk Emekçileri<br />
Sendikasý üyesi Serap Gezer düzmece<br />
soruþturma ile görevden alýndý.<br />
öncede tanýk olan Hacýbektaþ sivil<br />
toplum örgütleri ve CHP Hacýbektaþ Ýlçe<br />
Yönetimi konu ile ilgili olarak öncelikle<br />
Hacýbektaþ Kaymakamý ile<br />
görüþeceklerini gerekirse Nevþehir<br />
Valiliðine de gideceklerini bildirdiler.<br />
Hacýbektaþ Ýlçe Hastanesi önceki<br />
Baþhekimi A. Erkam Aydýn giderayak<br />
düzmece bir soruþturma yaparak<br />
baþhemþirenin görevden alýnmasýný teklif<br />
ediyor. Kendiside ödül olarak Nevþehir<br />
Saðlýk Müdürlüðü Yataklý Tedaviler<br />
Kurumu Þube Müdürlüðü görevine<br />
atandý, iddiasý Hacýbektaþ halkýný<br />
huzursuz etti.<br />
Hacýbektaþ Ýlçe Hastanesi personelini<br />
yandaþ sendikalý yapma baskýlarý ile<br />
hastane personelinin birlik ve<br />
beraberliðini bozma giriþimlerine daha<br />
alaný ve kaldýrýmlarda çok geniþ<br />
bir alana kurulmakta ve<br />
Hacýbektaþ halkýna hizmet<br />
vermektedir. Ancak Hacýbektaþ<br />
Terminal bölgesi ve caddelerde<br />
sorumsuzca yayýlan Pazar esnafý<br />
trafik açýsýndan <strong>her</strong> <strong>hafta</strong> kazalara<br />
sebep olmakta, insanlarýn<br />
dikkatsizliði araç sürücülerini<br />
zor durumda býrakmaktadýr.<br />
Hacýbektaþ Belediyesinden sorun<br />
ile ilgili yerinde keþif ve trafiðe<br />
bazý caddelerin kapatýlmasý yeni<br />
trafik güzergahý gösterilmesi<br />
sorunu geçici olarak çözeceði<br />
düþüncesindeyiz.<br />
Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ<br />
Güneþ KAÝM<br />
Hacýbektaþ’ta <strong>her</strong> <strong>hafta</strong> Çarþamba<br />
günleri kurulan Pazar, alan olarak geliþi<br />
güzel cadde ve sokaklara yayýlmasý<br />
trafikte sorun yaþatýyor.<br />
Hacýbektaþ’ta kurulan Pazar,<br />
pazaryeri alaný dýþýnda Nevþehir Caddesi,<br />
Süreyya Sýtký Caddesi, eski pazaryeri
Her þey Orta Toroslarýn bir yanýndan<br />
hasretle Akdeniz’e bakan öte tarafýndan<br />
Göller bölgesine doðru uzanan sancýlý<br />
yamaçlarýnda oldu.Yirmi kilometre<br />
çapýndaki bu küçücük coðrafya iki bin yýl<br />
boyunca en derin kederlere ve ulaþýlmaz<br />
engin sýrlara ev sahipliði yaptý.<br />
Eski Çaðýn ünlü Komama dergah-devleti,<br />
Antalya’nýn Kuzeyinde, Burdur iline baðlý<br />
Bucak ilçesinin Ürkütlü<br />
nahiyesindeydi.’Kutlu Kadýn Ana’nýn<br />
halkýnýn yaþadýðý Hýristiyanlýk öncesinin bu<br />
kutsal ve dokunulmaz kenti dördüncü<br />
yüzyýlda Hýristiyan askerleri tarafýndan<br />
yakýlýp yýkýldý.Hýristiyan kilisesinin yaymaya<br />
çalýþtýðý Ortaçað karanlýðýný karþý ilk örgütlü<br />
mücadele Bu yýkýk ama kutsal kentin<br />
harabeleri üzerinden yükseldi . Sahapivan<br />
Hýristiyan konsilinin nefretine maruz kalan<br />
ve konsil kararlarýnda ilk iki Hýristiyanlýk<br />
karþýtý hareketten biri olarak tanýmlanan<br />
Iþýk- Mezghnean direniþinin merkezi<br />
Pisidya’daki yýkýk Komana kutsal kentiydi<br />
.<br />
Abdal Musa tarafýndan kurulan,<br />
Aleviliðin on beþinci yüzyýlda<br />
Anadolu’daki en büyük merkezi olan<br />
‘Abdal Musa Dergahý’ da Antalya’nýn<br />
Kuzey Batýsýndaki Elmalý’ya baðlý Tekke<br />
köyünde, eski çaðýn kutsal Komana<br />
þehrinin yaný baþýndaydý..Abdal Musa<br />
Kadýn Ana’ya adanmýþ bereket<br />
törenlerini yeniden burada<br />
kurumlaþtýrdý.Adýna ‘Abdal Musa<br />
Erkaný’ denilen son Alevi manifestosunu<br />
Anadolu’ya buradan yaydý. Þahkulu<br />
baþkaldýrýsýnýn önderi Baba Tekeli bu<br />
bölgede, Hýristiyanlýk karþýtý Mezghnean<br />
direniþinin olduðu ayný yerde<br />
Komama’da (Kýzýlkaya) doðdu.<br />
Yaþamýný yakýn bir köyde, Bucak<br />
ilçesinin Yalýmlý köyünde sürdürdü..Baba<br />
Tekeli Antalya-Burdur arasýndan topladýðý<br />
yirmi bin kiþilik ’yoksullar ordusu’ ile<br />
Osmanlý Devletinin üzerine doðru<br />
yürüyüþünü kutsal Komama kentinin<br />
harabelerinin önünden baþlattý. Eski çaðda<br />
‘Kadýn Ana’ adýna yükseltilmiþ kutsal<br />
‘Komama’ þehri tüm zamanlarda Pisidya’nýn<br />
ruhani merkezi oldu.<br />
Bu kendisi küçük, gizemi büyük toprak<br />
parçasý denize paralel uzanan yüksek<br />
daðlarýn üzerinden dik yamaçlarla Akdeniz’e<br />
iner.Pisidya’nýn denize açýlan kapýsý Fenike<br />
limanýdýr.Eski Çaðda Acýçay (Limyros)<br />
Akdeniz’e ulaþmadan önce biraz geniþler<br />
ve sakinleþir deniz de burada karanýn içine<br />
girerek küçük bir koy oluþtururdu..Finike<br />
limaný bugün Ýskele mahallesinin olduðu<br />
yerde,Acýçay’ýn Akdeniz’e kavuþtuðu<br />
noktada,bu küçük haliç in kýyýsýndaydý.<br />
Bizans kýyýcýlýðýnýn Akdeniz<br />
yalýsýný,Toroslarý ve göller bölgesini kasýp<br />
kavurduðu yýllarda, Anadolu insanýnýn<br />
gemilerle Kýbrýs’a Sicilya’ya Ýtalya’ya<br />
sürüldüðü çaðlarda,Pisidya’nýn kendi<br />
çocuklarýndan ayrýlmasý Finike<br />
kýyýlarýndan baþladý. Bizanslýlar,gemiler<br />
dolusu ‘Iþýk taifesi’ni bu limandan<br />
Kýbrýs’a ve Kuzey Ýtalya’ya sürgüne<br />
taþýdýlar Bir daha kavuþulmayacaklarýn<br />
hasreti geride kalanlarýn üzerine bu limanda<br />
çöktü.Yüz yýllar boyunca bu limandan<br />
kalkan <strong>her</strong> gemiye uzak dostlara ulaþýr<br />
umudu ile çok selamlar yüklendi.Çok insan<br />
bu sahilde gözleri ufuk çizgisine kilitli ,belki<br />
bir haber gelir diye,görmediði limanlardan<br />
kalkan bilmediði gemilerin yollarýný<br />
bekledi.<br />
Ayrýlýklarýn limaný Fenike, dosta giden<br />
denizin baþladýðý sahil ve dosttan gelen su<br />
yolunun karaya çýktýðý yer oldu ayný<br />
zamanda. Bu liman, Anadolu Iþýklarýnýn<br />
denizaþýrý ülkelerdeki dostluklarýna açýlan<br />
penceresiydi. Anadolu o dostun Akdeniz’in<br />
dalgalarýna düþmüþ sesini bu limanda<br />
duydu.O dostun sesi burada karaya çýktý ve<br />
bu sahilden Anadolu’ya yayýldý.<br />
Finike ile Mýsýr ülkesindeki<br />
Ýskenderiye þehri ,ayný denizin iki<br />
kýyýsýnda harita üzerinde (daha çok da<br />
düþüncelerimizde) birbirlerinden ayrý<br />
ve uzak yerlermiþ gibi görünseler de;<br />
bu iki þehir ayný denizin iki<br />
kýyýsýndadýrlar ve birbirlerine bir su<br />
yolculuðu kadar yakýndýrlar.<br />
Ve Ýskenderiye þehri Finike limanýnýn<br />
gerisinde uzanan Pisidya’nýn sýrlarla<br />
donatýlmýþ büyülü dünyasýnýn hiç ayrýlmamýþ<br />
bir parçasýdýr.<br />
Hýristiyan kilisesinin yaþamýný ve<br />
gösterdiði mucizeleri çalarak kendi<br />
peygamberlerine mal ettikleri Luvi’li<br />
ermiþ,eski çaðýn büyük mürþidi<br />
Kemerhisar’lý Apollonius ,sahip olduðu<br />
büyük gizemlere ve ‘insan-ý kamil’ olma<br />
vasfýna üç büyük kaynaktan beslenerek<br />
ulaþtý.Bu kaynaklarýn ilki<br />
,Anadolu,ikincisi Batý<br />
Tibet’ti.Apoolnius’a okul olan üçüncü<br />
ülke Mýsýr’dý.<br />
Bugün bile Hýristiyan kilisesinin bir türlü<br />
savuþturamadýklarý en büyük tehdidi ve<br />
korkulu rüyasý olmaya devam eden<br />
Kemerhisar’lý Apolonius Hýristiyan<br />
kilisesi tarafýndan Hermetik doktrinlere<br />
baðlýlýkla ve yaymakla suçlanmýþtý.<br />
Apolonius’tan üç asýr sonra Anadolu’da<br />
ortaya çýkan Sivas civarýnda ve Pisidya’da<br />
kendisini gösteren Hýristiyanlýk karþýtý<br />
mücadeleye önderlik eden Eustathius da<br />
yine ayný kilise kaynaklarý tarafýndan dýþ<br />
kaynaklardan beslenmekle, Ýskenderiye’de<br />
eðitim görmekle Hermes’in takipçisi<br />
olmakla itham edilmiþti.Hýristiyan kilisesinin<br />
ruhbanlarý Eustathius’un sapkýn olarak<br />
niteledikleri görüþlerini Anadolu’ya<br />
Mýsýr’dan taþýdýðý iddiasýndaydýlar.<br />
L.Khachikian da Eustathius taraftarý<br />
Sivas’lýlarýn ‘’Mezopotamya’lý<br />
Messalianlar ‘olduklarýný Ýskenderiye<br />
merkezli Hermes tarzý bir kardeþlik<br />
örgütlenmesi içinde yayýldýklarýný ve<br />
Ýskenderiye merkezli Hermetik inancýn<br />
takipçileri olduklarýný belirtir.<br />
Erken Hýristiyanlarýn öfke içinde ifade<br />
ettikleri gibi Anadolu ile Ýskenderiye þehri<br />
arasýnda kökleri uzak geçmiþe dayanan bir<br />
gönül köprüsü vardý. Çünkü Ýskenderiye<br />
þehri Anadolu Aleviliði içinde <strong>her</strong> zaman<br />
ayrýcalýklý bir konuma sahip olmuþ olan,<br />
yüceler yücesi Hermes’in kentiydi ve bu<br />
þehir, Hýristiyan karanlýðý yeryüzünü<br />
kaplamadan önceki zamanlarda tüm<br />
entelektüel bilginin toplandýðý eski çaðýn<br />
en büyük bilim merkeziydi.Eski çað<br />
bilgelerinin ve bilgeliðinin rüya kenti<br />
Ýskenderiye kentinin 400 000 kitaplý büyük<br />
kütüphanesinde insanlýðýn hafýzasý kayýt<br />
altýnda tutuluyordu<br />
Hýristiyanlýðýn ilk yüzyýllarýna kadar<br />
canlýlýðýný koruyan ,Anadolu ile Mýsýr<br />
arasýndaki gizemli iletiþim ,Anadolu’da<br />
Hýristiyanlýk eli ile beþinci yüzyýlda<br />
baþlatýlan ve beþ asýr süren kýyým ve zorunlu<br />
göçler sonrasýnda ve Ýskenderiye<br />
kütüphanesinin (Ýskenderiye okulunun) eþ<br />
zamanlý olarak Hýristiyanlar tarafýndan<br />
beþinci yüzyýlda yakýlýp yýkýlmasýndan<br />
ardýndan uzun yüzyýllar kesintiye uðradý.<br />
Anadolu insaný,uzun sürgün çaðlarýnda<br />
zulmün elinden kaçýp saklandýðý asýrlar<br />
sürmüþ yalnýzlýðýnda ,yakýlýp yýkýlmýþ<br />
Ýskenderiye þehrinin acýsýný ve özlemini<br />
yüreðinden hiç eksik etmedi,Bu þehirle<br />
özdeþleþmiþ o büyük ustayý,’ilahi söz’ün<br />
efendisi Hermes’i hiç unutmadý.<br />
Mýsýr ile Anadolu arasýnda beþinci<br />
yüzyýlda baþlayan ayrýlýk , Abdal Musa’nýn<br />
en güvendiði mürþidi Kaygusuz Abdal’ý<br />
–kopan fiziki baðlarý yeniden ve kalýcý<br />
olarak onarmak göreviyle- yanýnda kýrk<br />
derviþi ile birlikte Finike limanýndan<br />
Ýskenderiye’ye yolcu etmesi ile birlikte<br />
vuslata dönüþtü.
türkü dinleyeceðiz sanýyorum...<br />
Evet, Abdal böyle bir grup çünkü. Fakat<br />
türkü formatýna yakýn bestelerimiz de var<br />
onlarý da ileriki dönemlerde seslendirmeyi<br />
planlýyoruz.<br />
Abdal, yeni bir müzikal varoluþ ve<br />
çabasýdýr diyerek bir geleneðin ayak izlerini<br />
takip ediyor. Ege’den Dersim’e türküleriyle<br />
karýndaþlýðýn yol haritasýný çiziyor. Yeni<br />
müzikal çabalarýyla insanlýðýn ortak<br />
acýlarýna, sevinçlerine kulak veriyor. Ýþe<br />
sevdiðimiz türkülerle baþladýk diyor;<br />
sevdikleri ve severek söyledikleri <strong>her</strong> bir<br />
türkü bizi bir bilinmeyene ya da bilmek<br />
istemediklerimize yöneltiyor. Kulaðýmýza<br />
bambaþka týnýlar çalýyor Abdal; hiç de alýþýk<br />
olmadýðýmýz tatta týnýlar bunlar ve en<br />
sonunda Abdal’da bizi büyüleyen þeyin ne<br />
olduðunu buluyoruz. Türkü tadýnda<br />
sohbetimiz türküler eþliðinde ve sýcaklýðýnda<br />
grubun bir eksik kadrosuyla baþlýyor. Kerem<br />
Kekeç, Ali Ekber Kayýþ ve Burcu Sarak’la<br />
Ervah-ý Ezelden albümünü konuþtuk.<br />
» Albümünüz çýkmadan önce Ervahý<br />
Ezelden ile çeþitli paylaþým sitelerinde<br />
büyük bir çýkýþ yakaladýnýz. Albüm<br />
çýkarma fikri tasarlanan bir þey miydi<br />
yoksa bu türkü yol açýcý mý oldu?<br />
Albüm çýkarmak gibi bir düþüncemiz<br />
yoktu. Ervah-ý Ezelden türküsü aslýnda<br />
deneysel bir þekilde baþladý. Kendiliðinden<br />
geliþen bir þey oldu. Stüdyoda çalýp<br />
söylerken 'hadi þunu kaydedelim' diye<br />
baþladýðýmýz bir þeydi. O çalýþmayý Haluk<br />
Tolga Ýlhan ile ikimiz (Ali Ekber Kayýþ)<br />
baþlattýk. Sonra Facebook, Youtube gibi<br />
sitelerde paylaþtýk. O türkü ilgi görünce bir<br />
proje haline dönüþmeye baþladý ve grup da<br />
albüm de bunun ardýndan geldi. Daha sonra<br />
Burcu ve Özge gruba dâhil oldu. Albüm için<br />
repertuar oluþturduk ve çalýþmaya baþladýk.<br />
Albümden kýsa bir süre sonra Haluk Tolga<br />
Ýlhan ile yollarýmýz ayrýldý. O, grup haricinde<br />
yoluna devam ediyor. Elbette ki birbirimize<br />
karþýlýklý bir þeyler kattýk. Kendisine bundan<br />
sonraki çalýþmalarýnda baþarýlar dileriz.<br />
Kýsa bir süre sonra gitarý ve sesiyle müzisyen<br />
arkadaþýmýz Kerem Kekeç gruba katýldý.<br />
Abdal grubu Ali Ekber Kayýþ, Burcu Sarak,<br />
Özge Ünkap, Kerem Kekeç olarak ve<br />
sahnede eþlik eden müzisyenlerle müzikal<br />
yolculuðuna devam ediyor.<br />
Erzincan, Erzurum, Sivas yöresi ama deðiþik<br />
yörelerde var: Antep var Kýbrýs var, yeni<br />
kayýtlarýmýzda Adýyaman, Urfa, Ýstanbul<br />
türküleri var.<br />
Burcu Sarak: Ervah-ý Ezelden türküsü<br />
yoðun bir ilgi toplayýnca türkünün yazarý<br />
Âþýk Sümmani'nin torunlarý bizimle irtibata<br />
geçti. Ellerinde bulunan materyalleri bizimle<br />
paylaþacaklarýný söylediler. Sümmani'nin<br />
türkülerinin bilhassa gençler tarafýndan<br />
bilinmesi dinlenmesi açýsýndan bizlere<br />
önemli görevler düþtüðünü belirttiler. Biz<br />
de bu görevi seve seve yerine getireceðimizi<br />
kendilerine belirttik. Biz onlarý onlar bizleri<br />
destekleyince aramýzda çok güzel bir iletiþim<br />
oluþtu. Yeni albümlerde baþka Sümmani<br />
türkülerine yer verebileceðimizi söyledik.<br />
» Birçok yörenin türkülerini çaðdaþ<br />
enstrümanlarla yorumluyorsunuz. Bu<br />
yenilik belki de dinleyiciyi yýllarca farklý<br />
aðýzlardan dinlediði türkülere yönelten...<br />
Müzikal açýdan nasýl bir yenilik bu?<br />
Kerem Kekeç: Abdal'ýn müziðinin<br />
bildiðimiz Halk Müziði'nden farklý bir yaný<br />
var. Bu farklýlýk yalnýzca müzik aletlerinden<br />
kaynaklanmýyor. Ayný türkü yýllarca<br />
söylenmiþ ama Abdal'ýn söylediði baþka bir<br />
þey. Ali Ekber ayný zamanda müzik<br />
enstrümanlarý da yapýyor. Gitarda yeni bir<br />
þey yakaladý. Bizim kullandýðýmýz gitarda<br />
gitara ait olmayan sesler var; baðlamada<br />
olan sesler. Gitara perde ekleyerek baðlama<br />
üzerindeki týnýlarý gitarda yakalamayý<br />
baþardýk. Yoksa standart bir gitarla bu<br />
türküleri çalamazdýk. Yok, çünkü normal bir<br />
gitarda türküye ait sesler yok. Bu sesleri<br />
gitarda kullanamasaydýk farklý bir sound<br />
yakalayamayacaktýk. Charangoda da (Latin<br />
Amerika Enstrümaný) ayný þeyi yaptýk.<br />
Normalde charangoda olmayan Türk<br />
Müziði'ne ait sesler var üzerinde. Bunlarýn<br />
hepsi birleþince farklý bir þey açýða çýktý.<br />
Abdal türküleri biraz da böyle söylemek<br />
istiyordu; daha naif ve sade. Türkülerin<br />
sürekli baðlamayla bir de ayný çalýþ<br />
teknikleriyle seslendirilmesi belki de<br />
týkanmaya yol açtý kulaklarda. Baþka bir<br />
þey arýyordu kulaklarýmýz. Abdal'ýn serüveni<br />
böyle baþladý aslýnda.<br />
‘AYNILIK DEÐÝL FARKLILIK<br />
ÝSTEDÝÐÝMÝZ ÞEY’<br />
» Peki, böyle bir düzenleme yapmaya<br />
nasýl karar verdiniz; aklýnýzda var mýydý<br />
böyle bir fikir?<br />
Ali Ekber Kayýþ: Benim aklýmdaki<br />
sadelikti. Yani baþka bir týný yakalamak<br />
aklýmda hep vardý. Baðlamayla deðil de<br />
baðlamada ki týnýyý gitarda yakalamaya<br />
çalýþmak hep istediðim bir þeydi. Ama<br />
esasýnda türküyü çok fazla enstrümana<br />
boðmadan sade bir soundla söylemekti<br />
amacým. Bu yüzden mesela çok fazla<br />
perküsyon kullanmadýk, basgitar yerine<br />
kontrbas kullandýk. Biz önceki<br />
çalýþmalarýmýzda ne yapmamýz gerektiðini<br />
deðil ne yapmamamýz gerektiðini öðrendik.<br />
Çünkü hep ayný sound var. Kulaðýmýz<br />
fazlasýyla alýþtýrýlmýþ bu aynýlýða. Yapýlan<br />
çalýþmalarýn çoðu birbirinin aynýsý ve<br />
tekrarý. Hýzlý bir tüketim var fakat kayda<br />
deðer az çalýþma çýkýyor ortaya. Ýþte bu<br />
noktada düþünüyorsun; baþka bir þey<br />
yapmak lazým diye. Taklitten mümkün<br />
olduðunca kaçmaya çalýþtýk. Þu an piyasada<br />
hâkim olan sounddan mümkün olduðunca<br />
kaçmaya çalýþtýk. Gitarý ve Charangoyu<br />
türkü çalabilir vaziyete getirdik, bir de santur<br />
kullandýk. Bundan sonra da deðiþik<br />
enstrüman arayýþýmýz devam edecek.<br />
» Abdal'dan bundan sonra da hep<br />
» Yakýn zaman konserlerinizi<br />
öðrenebilir miyiz?<br />
11 Mayýs'ta Bolu'dayýz. 12 Mayýs'ta da<br />
Ankara Nâzým Hikmet Kültür<br />
Merkezi'ndeyiz. Yakýn zamanda bir internet<br />
albümü yayýnlamayý düþünüyoruz. Ýkinci<br />
albüm öncesinde bir ara geçiþ albümü<br />
olacak. Albümde bizden dostluðunu<br />
yardýmlarýný esirgemeyen sanatçý<br />
arkadaþlarýmýz oldu. Bunlardan Rustam<br />
Mahmudzade akordeonuyla, Mustafa Þafak<br />
kemençesiyle, Cem Çelebi baðlamasýyla,<br />
Ahmet Aslan kendine has baðlamasýyla,<br />
Uður Göregen perküsyonuyla türkülere<br />
hayat verdi.<br />
Abdal ‘Eksik kalan yanýmýzý<br />
» Birçok yörenin türkülerini çaðdaþ<br />
enstrümanlarla yeniden<br />
yorumluyorsunuz. Yýllarca birçok kiþiden<br />
dinlediðimiz bu türküler farklý<br />
müzisyenler tarafýndan farklý farklý<br />
yorumlandý. Sizi türkülere aslýnda bir<br />
anlamda geçmiþe yönelten þey nedir?<br />
Grubun tüm üyelerinin öncesinde deðiþik<br />
kiþilerle, deðiþik projelerde. deðiþik<br />
alanlarda müzikle ilgilenmiþ bir tarafý var.<br />
Özge'nin baþka bir grupla yürüttüðü çalýþma<br />
vardý, Burcu'nun baþka birkaç grupla<br />
denemesi vardý. Kerem ile benim (Ali Ekber<br />
Kayýþ) Düþbaz adýnda grubumuz var. Benim<br />
deðiþik birçok projelerde yer almýþlýðým var.<br />
Fakat türkü de söylemek istiyoruz. Çünkü<br />
Anadolu'da yaþayan tüm insanlarýn,<br />
müzisyenlerin hep bir tarafý türküdür. Bu<br />
yanýmýz eksik kalmýþtý yaptýðýmýz diðer<br />
müziklerde. Biz bu yanýmýzý tamamlamak<br />
istedik. Ýþe sevdiðimiz türkülerle baþladýk.<br />
Þimdiye kadar severek söylediðimiz,<br />
dinlediðimiz türkülerle çýktýk yola. Bu bir<br />
yol; uzun sürecek bir yol. Deðiþik yörelerden<br />
deðiþik tatlarý albüme yansýtmayý planlýyoruz<br />
bundan sonrasý için.<br />
BirGün<br />
BÝR GELENEÐÝN ÝZÝNDEN...<br />
» Grubun adý bir geleneðin adý olarak<br />
çýkýyor karþýmýza. Neden Abdal?<br />
Ali Ekber Kayýþ: Grubun adýný ben<br />
verdim. Abdallýk geleneðini yansýtacaðýný<br />
düþündük. Yaptýðýmýz müziði en iyi o ismin<br />
ifade edeceðine inandýk. Birkaç deðiþik isim<br />
vardý aklýmýzda ama bu isim geleneðin<br />
dýþýnda isim olarak da hoþumuza gitti ve<br />
Abdal'da karar kýldýk. Geleneksel halk<br />
müziðini sürdüren, emek vermiþ insanlarýn<br />
anýsýna bu ismi taþýmak istedik.<br />
» Türkü üzerine oluþturduðunuz<br />
çalýþmalarda özellikle bilinmeyenleri,<br />
unutulmaya yüz tutmuþ olanlarý -farklý<br />
dillerden özellikle- daha çok tanýtmak<br />
gibi bir amacýnýz var mý?<br />
Evet, böyle bir refleksimiz var. Ama biz<br />
Abdal ile baþlarken daha çok sevdiðimiz<br />
türküleri seslendirmek istedik. Ama dediðim<br />
gibi uzun bir yol bu. Bundan sonra da kýyýda<br />
köþede kalmýþ, seslendirilmeyi bekleyen<br />
türküleri yansýtmayý düþünüyoruz. Yüzümüz<br />
aslýnda oraya dönük. Tek yöreye de<br />
hapsolmak istemiyoruz. Albümde aðýrlýklý
Sulucakarahöyük/ÜRGÜP<br />
Güneþ KAÝM<br />
Nevþehir 'in Ürgüp ilçesine baðlý<br />
Ortahisar beldesinde bulunan ve<br />
tarihte hem stratejik hem de yerleþim<br />
amaçlý kullanýlan 80 metre<br />
yükseklikteki Ortahisar Kalesi, 2004<br />
yýlýnda bazý bölümleri yýkýlma<br />
tehlikesi oluþturduðu için turistlerin<br />
ziyaretine kapatýlmýþtý. Tarihi<br />
kalenin yeniden turizme açýlabilmesi<br />
için onarým ve bakým çalýþmalarý<br />
sürüyor. Kale Haziran ayý baþýndan<br />
itibaren turistlerin ziyaretine<br />
açýlacak. Ortahisar Belediye Baþkaný<br />
Ali Ýhsan Özendi, Ortahisar<br />
Kalesi'nin Kapadokya turizmi için<br />
büyük bir önem taþýdýðýný söyledi.<br />
Özendi, “Hem bölge hem de<br />
beldemiz için büyük öneme sahip<br />
olan Ortahisar Kalesi nihayet<br />
yeniden turizme açýlacak. Þu anda<br />
temizleme çalýþmalarý tamamlanmýþ<br />
durumda ve güçlendirme ve destek<br />
duvarý örme çalýþmalarý sürüyor. Bu<br />
çalýþmalarda Haziran ayý baþýna<br />
kadar tamamlanacak ve kalenin bir<br />
kýsmý yeniden turistlerin ziyaretine<br />
açýlacak. Çalýþmalarý incelemek için<br />
hem yurt içinden hem de yurt<br />
dýþýndan çok sayýda akademisyen<br />
beldemize geldi. Onlarýnda raporlarý<br />
deðerlendiriliyor. Bu çalýþmalarda<br />
bizlere Valimiz Abdurrahman Savaþ<br />
büyük destek verdi ve kendisine<br />
beldem adýna teþekkür ediyorum.”<br />
dedi. Kapadokya bölgesinde bazý<br />
bölümleri yýkýlma tehlikesi<br />
oluþturduðu gerekçesiyle 2004<br />
yýlýnda turistlerin ziyaretine<br />
kapatýlan tarihi Ortahisar Kalesi<br />
yeniden turizme açýlacak. Kalede<br />
yapýlan temizleneme çalýþmalarý<br />
sona ererken, güçlendirme<br />
çalýþmalarýnýn ise Haziran ayýna<br />
kadar tamamlanmasý hedefleniyor.<br />
Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR<br />
Hüseyin KAÝM<br />
Kampanyaya okul olarak kendilerinin<br />
de katýlmak istediðini belirten Cumhuriyet<br />
Ýlköðretim Okulu Müdür Yardýmcýsý Seyit<br />
Demirci Nevþehir Valiliði ve Nevþehir<br />
Belediyesinin ortaklaþa düzenlediði<br />
‘Çevreye Duyarlýlýk Projesi’ kapsamýnda<br />
okul olarak, Nevþehir Belediyesinin daðýttýðý<br />
eldivenler ve poþetlerle çöp toplama iþlemi<br />
gerçekleþtirdiklerini söyledi. Demirci, çöp<br />
toplarken çöpleri ve geri dönüþüm imkâný<br />
olan atýklarý ayýrarak toplama iþlemini<br />
gerçekleþtirdiklerini belirtti. Etkinliðin<br />
çeþitli aralýklarla devam edeceðini belirten<br />
Demirci, bir sonraki <strong>hafta</strong>da farklý bir<br />
öðrenci grubuyla temizlik kampanyasýna<br />
katkýlarýnýn devam edeceðini söyledi.<br />
Kampanya kapsamýnda Nevþehir<br />
genelindeki pek çok okulda da geçtiðimiz<br />
günlerde farklý bölgelerde ayný þekilde çöp<br />
toplama iþlemi gerçekleþtirilmiþti. Nevþehir<br />
Cumhuriyet Ýlköðretim Okulu öðrencileri,<br />
250 öðrencinin katýlýmý ile çevre temizliði<br />
kampanyasýna katýldý. Kampanya<br />
kapsamýnda Cumhuriyet Ýlköðretim<br />
Okulu'nun bulunduðu çevre temizlendi.<br />
Kampanyaya okul olarak kendilerinin de<br />
katýlmak istediðini belirten Cumhuriyet<br />
Ýlköðretim Okulu Müdür Yardýmcýsý Seyit<br />
Demirci Nevþehir Valiliði ve Nevþehir<br />
Belediyesinin ortaklaþa düzenlediði<br />
‘Çevreye Duyarlýlýk Projesi’ kapsamýnda<br />
okul olarak, Nevþehir Belediyesinin daðýttýðý<br />
eldivenler ve poþetlerle çöp toplama iþlemi<br />
gerçekleþtirdiklerini söyledi. Demirci, çöp<br />
toplarken çöpleri ve geri dönüþüm imkâný<br />
olan atýklarý ayýrarak toplama iþlemini<br />
gerçekleþtirdiklerini belirtti. Etkinliðin<br />
çeþitli aralýklarla devam edeceðini belirten<br />
Demirci, bir sonraki <strong>hafta</strong>da farklý bir<br />
öðrenci grubuyla temizlik kampanyasýna<br />
katkýlarýnýn devam edeceðini söyledi.<br />
Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR<br />
Cuma Onur ÞAHÝN<br />
Kuduz Aþýlama Programý kapsamýnda<br />
Nevþehir’de Kuduz Aþýlama Kampanyasý<br />
sona erdi. Kampanya çerçevesinde il<br />
merkezinin yaný sýra 7 Ýlçede evcil<br />
hayvanlar kuduz hastalýðýna karþý aþýlandý.<br />
Nevþehir Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk<br />
Ýl Müdür Vekili Okan Yýlmaz yaptýðý<br />
açýklamada, kuduz hastalýðýnýn, hem<br />
hayvanlarýn hem de insanlarýn hayatýný<br />
tehdit eden bulaþýcý ve ölümcül bir hastalýk<br />
olduðunu belirterek þuur kaybý, huzursuzluk<br />
ve felçler þeklinde kendini gösterdiðini<br />
kaydetti.<br />
Kuduz hastalýðýndan korunmanýn en<br />
etkili yolunun aþý olduðunu vurgulayan<br />
Yýlmaz, Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk<br />
Bakanlýðý tarafýndan ülke genelinde 1 Mart<br />
-30 Nisan tarihleri arasýnda aþýlama<br />
kampanyasýnýn baþlatýldýðýný ve aþýlama<br />
çalýþmalarý kapsamýnda Nevþehir il merkezi<br />
ve 7 Ýlçede evcil hayvanlarýn kuduz<br />
hastalýðýna karþý baþarýlý bir þekilde<br />
aþýlandýðýný ifade etti. Yýlmaz:” 2012 yýlý<br />
aþýlama programý kapsamýnda ayný<br />
zamanda evcil hayvanlarýn<br />
kimliklendirilmesi çalýþmasý da yapýlmýþtýr.<br />
Kuduz aþýlama kampanyasýnda tüm ülke<br />
genelinde eþ zamanlý<br />
baðýþýklýk hedeflenmiþ olup<br />
30 Nisan 2012 tarihinde<br />
aþýlama ve kimliklendirme<br />
programý tamamlanmýþ<br />
olmasýna karþýn Ýl ve Ýlçe<br />
Müdürlüklerimiz evcil<br />
hayvanlarýný kuduz<br />
hastalýðýna karþý aþýlatmak<br />
ve evcil hayvanlarýný<br />
kimliklendirmek isteyen<br />
vatandaþlarýn taleplerini yýl<br />
boyunca karþýlayacaktýr”<br />
dedi.
Eski yýllarda Silifke’den Anamur’a ,<br />
Gülnar üzerigidilirmiþ. Sahil yolu yapýlýnca,<br />
Gülnar yolu önemini kaybetmiþ. Ama<br />
türkülerdeo yollar hala söylenmeye devam<br />
ediyor.<br />
“ Anamur Yollarý Kayrak çakýllý “<br />
Silifke, Gökbelen derken, Kayrak<br />
köyünde çifteler rampasýaraçlar için zor<br />
yerler. Bu yüzden türküler yakýlmýþ. Kayrak<br />
Çakýlý boz renkli,sularý görünce yapýþkanlý<br />
artar. Kýþ günleri kar yaðýp erimeye<br />
baþlayýncakaymaya baþlar. Þimdilerde o<br />
rampalar yok olmuþ. Artýk yollar asfalt.<br />
Kayrakçakýlý zulüm deðil.<br />
Yeni Antalya yolu yapýlýyor. Ama<br />
Aydýncýk, Teke , Tekmenarasý hala zor ,<br />
kayrak çakýllý yollarý aratmýyor.<br />
Bozyazý da bulunan Tahtacý bileþenleri<br />
ve Alevi Kültür Dernekleri Anamur Þubesi<br />
6 Mayýs Pazar günü Hýdrellez Þenlikleri<br />
düzenlemiþler. Biz de davetli idik. Saat<br />
13.00 Bozyazý Çubukkoyaðýnda yapýlan<br />
Hýdrellez Þenliklerine katýldýk. Sabah erken<br />
gelmiþler. Tahtacýlarýn eskiyerleþim<br />
yerlerinden biri olmasý nedeniyle mezarlarý<br />
burada. Mezarlýlýðý temizleyip, niyaz<br />
etmiþler. Kömbelerini çekmiþler. Dede’nin<br />
huzurunda bütünkömbeler geldi. Ali Ergül<br />
Dede Hayýrlýsýný verdikten kömbeler<br />
daðýtýldý. BozyazýBelediyesi saha<br />
düzenlemesini yapmýþ. Bir Yörük çadýrý<br />
kurulmuþ. Seyyar Tuvaletler, su yol gibi<br />
tüm alt yapýlar kurulmuþ. Önümüzdeki yýllar<br />
parketaþlarý ile de kaplanabilir ise daha<br />
güzel olacaða benzer. Çamlarýn arasýnda<br />
güzel bir alan yaratýlmýþ. Açýlýþ konuþmasýný<br />
Alevi Kültür Baþkaný Hüseyin Aydýnyaptý.<br />
Hýdrellez ile ilgili bilgiler verdi. Belediye<br />
Baþkaný Mehmet Ballý duygularýný Nazým<br />
Hikmet’in dizeleri ile belirti.<br />
Daha sonra yerel grup eþliðinde mengiler<br />
oynandý. Alevi veKültür Dermeði Silifke<br />
Þubesinin Mengi ve Semah Grubu<br />
mengilerini oynayýp,samahlarýný döndüler.<br />
CHP Meclis Grup Baþkanvekili<br />
Muharrem Ýnce ve Mersin Milletvekili Ali<br />
Rýza Öztürk þenliðe katýldý. Muharrem Ýnce<br />
, Hýdrellez Günü ile ilgili mesajlarýný verdi.<br />
Kul Mutlu Yýlmaz aðýtlar söyleyip<br />
mengiler çaldý. Katýlanlarcoþku ile oynadýlar.<br />
Ayný gün akþam 18.30 da Anamur<br />
Kaþdiþlen köyünde Kaþdiþlen Köyü<br />
Muhtarlýðý ile Alevi Kültür Dernekleri<br />
Anamur Þubesinin ortaklaþa düzenledikleri<br />
Hýdrellez etkinliðine katýldýk. Eski okul<br />
bahçesinde sahne kurulmuþ. AyranlýLokma,<br />
Sýkma, Ayran ikramý yapýldý. Selim Ergül<br />
Dede’nin Hýdrellez hayýrlýsý ileþenlik<br />
baþladý. Þenliðin anlamý ile ilgili olarak<br />
Alevi Kültür dernekleri Anamur Þube<br />
Baþkaný Hüseyin Aydýn ve Belediye Baþkaný<br />
Mehmet Türe birer konuþmayaptýlar.<br />
Belediye Baþkaný Mehmet Türe: günle<br />
ilgili duygularýný belirtikten sonra :<br />
“Bu eski okulu , inþallah Milli Eðitim<br />
Derneðe devreder ise; bizlerde hep beraber<br />
Alevi Kültür Merkezi yaparýz.”<br />
Dileðindebulundu. Tarsus Çamalan köyü<br />
örneðindeolduðu gibi burada da inþallah bu<br />
uygulama yapýlýr.<br />
Daha sonra Silifke Mengi ve Samah<br />
Grubu, Anamur ÞubeninMengi ve Samah<br />
Grubu Tahtacý Mengi ve Semahlarýndan<br />
örnekler sundular.<br />
Yöresel sanatçýlar ve Mut’tan gelen Kul<br />
Mutlu Yýlmaz vegrubu aðýtlarý, türküleri ile<br />
coþturdular. Coþa gelen konuklar ortaya<br />
çýkýpmengiler oynadýlar.<br />
Ýki dernek Þubesi bir birleri ile<br />
dayanýþma içinde bir güneiki etkinliði<br />
sýðdýrmýþlar. Emeklerine saðlýk. Bu<br />
Hýdrellez gününde toplumu biraraya<br />
getirmek. Kömbelerini, lokmalarýný birlikte<br />
yemek, birlikte oynayýp,birlikte gülmek.<br />
Birlikte dilek dilemek. Ýþte güzellikler<br />
yumaðýnýn açýlýmý. Sevgiyi coþ etmek.<br />
Ýnþallah Hýzýr ve Ýlyas buralara uðramýþtýr.<br />
Onlarýn dileklerini duymuþtur. Dileklerini<br />
Hak Kabul eyleye.<br />
Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR<br />
Cuma Onur ÞAHÝN<br />
Nevþehir Ticaret ve Sanayi Odasý<br />
Baþkaný Arif Parmaksýz, sanayici ve<br />
iþadamlarýný Türk Ticaret Kanunu'ndaki<br />
deðiþikliklerle ilgili uyararak, yeni kanunla<br />
birlikte sermaye þirketlerinin önümüzdeki<br />
günlerde pek çok deðiþiklikler yapmasý ve<br />
aksiyonlar almasý gerekeceðini söyledi.<br />
Parmaksýz, yaptýðý açýklamada, yeni<br />
kanunun yasalaþmasý ile Türkiye için yeni<br />
bir dönemin baþladýðýný, kanunun iki grup<br />
hüküm müstesna olmak üzere, 1 Temmuz<br />
2012'de yürürlüðe gireceðini anýmsattý.<br />
Kanunun þirketlere büyük destek ve<br />
avantaj saðlayacaðýný ifade eden Parmaksýz,<br />
teknolojide yaþanan deðiþiklikler, Avrupa<br />
Birliði'nin oluþumu, küreselleþme gibi<br />
etkenlerin, mevcut kanunda deðiþiklikler<br />
yapýlmasý ihtiyacýný doðuran geliþmeler<br />
olduðuna dikkat çekti. Parmaksýz, "Yaklaþýk<br />
55 yýldýr uygulanan Türk Ticaret Kanunu,<br />
ticari yaþamýn günümüze kadar çaðdaþ bir<br />
düzen içerisinde geliþmesini saðlamýþtýr.<br />
Ancak bu 55 yýl içerisinde hem Türkiye'de<br />
hem de dünyada çok önemli geliþmeler<br />
yaþanmýþ, kalýcý sonuçlar doðuran bir dizi<br />
ekonomik olaylarýn yaþandýðý dönemler<br />
baþlamýþtýr. Dolayýsýyla bugün uygulanan<br />
Türk Ticaret Kanunu çaðýn gereklerine ayak<br />
uydurmakta epey zorlanmaya baþlamýþ ve<br />
Türk ticaretini daha ileriye taþýyamayacak<br />
bir hale gelmiþtir. Kanundaki deðiþikliklerle<br />
artýk Türkiye için yeni bir dönem<br />
baþlamýþtýr" dedi.<br />
Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ<br />
Güneþ KAÝM<br />
Alevi Bektaþi Federasyonu’na baðlý<br />
kurumlarýn Genel Kurullarýný<br />
tamamlamalarýnýn ardýndan gözler,<br />
Alevilerin en üst çatý örgütü olan<br />
Alevi Bektaþi Federasyonu’nun<br />
Genel kuruluna çevrildi.<br />
ABF’ nin Alevi Kültür Dernekleri<br />
ve Pir Sultan Abdal Kültür<br />
Dernekleri gibi çok üyeli dernekleri<br />
baþta olmak üzere 33 üye derneði<br />
bulunuyor.<br />
2002 yýlýnda kurulan Alevi<br />
Bektaþi Federasyonu’nun Genel<br />
Kurulu 27 Mayýs 2012 Pazar günü<br />
saat 10:00’da Ankara’da Hacý Bektaþ<br />
Veli Anadolu Kültür Vakfý Ali<br />
Doðan Toplantý Salonu’nda<br />
toplanacak. Genel Kurul da ABF’nin<br />
yeni yönetim, denetim ve disiplin<br />
kurullarý ile genel baþkaný seçim<br />
yoluyla belirlenecek.<br />
ABF’nin Olaðan Genel Kurulu’na<br />
ortak bir liste ile gideceði tahmin ediliyor.
Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ<br />
TMMOB Yönetim Kurulu Baþkaný<br />
Mehmet Soðancý, Bugün gazetesinde 7 ve<br />
8 Mayýs 2012 tarihlerinde yayýmlanan<br />
haberler üzerine 8 Mayýs 2012 tarihinde<br />
bir basýn açýklamasý yaptý.<br />
7 Mayýs 2012 tarihli Bugün gazetesinde<br />
"Odalara da Reform Þart" baþlýðý, yine<br />
gazetenin bugun.com.tr internet sitesinde<br />
"Meslek Odalarýnda Denetimsiz Saltanat"<br />
baþlýðý ile Birliðimizi ve baðlý odalarýmýzý<br />
gerçek dýþý mesnetsiz þekilde suçlayan ve<br />
yalanla dolu bir haber yayýmlanmýþtýr.<br />
Gazete 8 Mayýs 2012 tarihli nüshasýnda da<br />
benzer içerikli yayýnýný sürdürmüþtür.<br />
Bergama‘daki altýn arama ve çýkarma<br />
faaliyetleri nedeniyle davalýk olduðumuz<br />
Koza Grubunun sahibi olduðu Bugün<br />
gazetesinde bu tür haberlerin yayýnlanmasý<br />
bizim açýmýzdan çok da þaþýrtýcý olmamýþtýr.<br />
Bugün Gazetesi‘nin TMMOB‘ye ilgisi<br />
nereden geliyor?<br />
Bugün Gazetesi‘nin sahibi, Koza<br />
Davetiye iþi ile baþlayýp, Eti-Gümüþ<br />
ihalesine giren, ardýndan Bergama Altýn<br />
Madenlerini Normandy Madencilik‘ten<br />
devralan kiþidir. Yani kaðýtla baþlayýp,<br />
gümüþ ve 50 milyon dolarla 820 milyon<br />
dolarlýk altýn madeni sahibi olmuþtur.<br />
Bergama Altýn Madeninde yabancý<br />
þirketlerin aþamadýðý sorunlarý 6 ayda nasýl<br />
aþtýnýz sorusuna, verdiði yanýtta "Yabancýlar<br />
ilk geldiðinde bölge insanlarýný incitmiþler,<br />
Afrika gibi görmüþler. Ben onlara gerçeði<br />
anlattým. Bu orada yaratýlan direniþi kýrdý"<br />
(Vatan Gazetesi 28 Mayýs 2007)<br />
diyebilmektedir. Oysa satýn aldýðý gazete<br />
ve televizyonlar aracýlýðýyla Bergama‘da<br />
hukuk mücadelesi verenler ve çevreciler<br />
deyim yerindeyse "linç" edildi. Yerli bir<br />
þirketin altýn madenini iþlettiðine inandýrýlan<br />
halk, Koza Altýn Ýþletmeleri A.Þ‘nin % 60<br />
oranýndaki ortaðýnýn Amerikan sermayeli<br />
olduðunu Çevre ve Orman Bakanlýðý‘nýn<br />
soru önergesine verdiði yanýtla<br />
öðrenebilmiþtir.<br />
TMMOB ve Odalarýn, Bergama-Ovacýk<br />
altýn madeninin iþletilmesine iliþkin ürettiði<br />
bilimsel raporlar, açmýþ olduðu davalar<br />
nedeniyle Koza Altýn Ýþletmeleri Anonim<br />
Þirketi rahatsýz olmaktadýr. Yöre halkýnýn<br />
direniþini kýrmakla övünen grup, anlaþýlan<br />
odur ki, TMMOB‘yi de "reform" yoluyla<br />
etkisiz býrakmak istemektedir. Daha önce<br />
de gerek web sitelerinde gerekse Bugün<br />
gazetesinde, televizyonlarýnda TMMOB ve<br />
baþkanýna aðýr ithamlar yöneltmiþlerdir.<br />
Arkasýndan TMMOB‘ye ticari itibarlarýný<br />
sarstýðý iddiasýyla tazminat davasý<br />
açmýþlardýr. Gerek TMMOB gerekse<br />
Odalarýmýza karþý açýlan tazminat davalarýný<br />
mahkemeler reddetmiþtir.<br />
Mahkemeler gerekçelerinde, "Davalý<br />
Meslek Odasý Anayasa ve özel kanunlarda<br />
yazýlý olduðu üzere derinliði ile ilgili<br />
konularda toplumu bilgilendirmek,<br />
kamuoyunu aydýnlatmak, ülke yararýna<br />
gerekli giriþimlerde bulunmak ve meslek<br />
mensuplarý arasýnda koordine ve<br />
dayanýþmayý saðlamak üzere örgütlenmiþ<br />
bir anayasal kuruluþtur. Davacý þirketin<br />
Bergama ilçesi Ovacýk bölgesinde altýn<br />
madeni çýkarmasý ve iþletmesi ile ilgili<br />
kamuoyuna yansýyan lehte ve aleyhte birçok<br />
görüþler ve eleþtiriler ve eylemler mevcuttur.<br />
Bunlarýn <strong>her</strong> birinin haklýlýk ve doðruluk<br />
paylarý elbette tartýþmaya açýktýr... Davacý<br />
þirket kamuoyuna mal olan ve son yýllarda<br />
ülkemizde en çok tartýþýlan konulardan biri<br />
olan altýn madeninin çýkarýlmasý ve<br />
iþletilmesi konusunda faaliyette<br />
bulunmaktadýr. Madenin çýkarýlmasý ve<br />
iþletmesinde siyanür maddesinin<br />
kullanýlmasýndan çevreye verdiði <strong>her</strong> türlü<br />
zarara kadar kamuoyunda birçok tartýþmalar<br />
yapýlmýþtýr. Davalý Odanýn konuyla<br />
ilgilenmesi görüþ beyan etmesi ayný<br />
zamanda yasal yükümlülüðüdür." diyerek,<br />
mahkemelerin gerek gazetede haber<br />
yapanlar, yaptýranlar, gerekse Ýhracatçý<br />
Birlikleri Baþkaný, Türkiye Teknik<br />
Elemanlar Baþkaný ve Gemi Mühendisleri<br />
Odasý Baþkanýnýn bilgisinin önünde<br />
olduðunu göstermiþlerdir.<br />
Bugün gazetesinde ve internet sitesinde<br />
yazýlanlar aslýnda "Haber" adý altýnda<br />
örgütümüze yapýlan alçak bir saldýrýdýr.<br />
TMMOB bu ülkenin mühendis ve<br />
mimarlarýnýn örgütüdür. Uluslararasý<br />
sermaye ve iþbirlikçi sermaye ortaklarýnýn<br />
"sermayelerine sermaye katmak için" ulusal<br />
kaynaklarý sýnýrsýzca kullanmalarýna aracý<br />
olmayacaktýr.<br />
Bugün gazetesinin yaptýðý yayýncýlýk,<br />
Birliðimizi ve baðlý odalarýmýzý<br />
iþlevsizleþtirmek, yeniden þekillendirmek<br />
ve yandaþ meslek örgütü yapmak için<br />
yürütülen politikalarýn bir uygulamasýdýr.<br />
Örgütümüzü teslim alma yolunda kullanýlan<br />
"maþa"larýn çaresizlik içerisinde geldiði<br />
son noktadýr.<br />
Bilmediðiniz TMMOB‘yi size bir kez de<br />
biz anlatalým:<br />
Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði<br />
(TMMOB) Anayasa‘nýn 135. maddesinde<br />
tanýmlanan, 6235 sayýlý Yasayla kurulmuþ<br />
kamu kurumu niteliðinde bir meslek<br />
örgütüdür. Bir yandan üyelerinin hak ve<br />
çýkarlarýný korur, bir yandan da meslek<br />
alanlarý ile ilgili ülke gerçeklerini,<br />
sorunlarýný, çözümlerini kamuoyu ile<br />
paylaþýr.<br />
TMMOB meslek alanlarýyla ilgili<br />
geliþmelerin ve politikalarýn sosyal, siyasal,<br />
ekonomik ve kültürel boyutlarýný<br />
derinlemesine kavrar, yorumlar ve toplumu<br />
bilgilendirir. Ýnsana karþý yanlýþ yapan<br />
merkezi ve yerel iktidarý uyarýr. "Kral<br />
çýplak" demekten hiç çekinmez. Kimseye<br />
diz çökmez, boyun eðmez.<br />
Ýlkeleri vardýr bu örgütün:<br />
TMMOB ve baðlý Odalarý;<br />
Mesleki demokratik kitle örgütüdür.<br />
Demokrat ve yurtsever karakterdedir.<br />
Emekten ve halktan yanadýr. Antiemperyalisttir,<br />
Yeni Dünya Düzeni<br />
teorilerinin, ýrkçýlýðýn ve gericiliðin<br />
karþýsýndadýr. Siyasetin dar anlamýný aþar,<br />
yaþamýn <strong>her</strong> olayýný siyasetle iliþkili görür.<br />
Barýþtan yanadýr. Ýnsan haklarý ihlallerine<br />
karþýdýr, insanlýk onurunun korunmasýndan<br />
yanadýr. Örgütsel baðýmsýzlýðýný <strong>her</strong> koþulda<br />
korur, gücünü sadece üyesinden ve bilimsel<br />
çalýþmalardan alýr. Meslek ve meslektaþ<br />
sorunlarýnýn, ülkenin ve halkýn<br />
sorunlarýndan ayrýlamayacaðýný kabul eder.<br />
Politikanýn oluþturulmasýnda ve<br />
uygulanmasýnda demokratik merkeziyetçi<br />
yöntemleri uygular. Karar alma süreçlerinde<br />
demokratik ve katýlýmcýdýr. Baðlý Odalarý<br />
ile birlikte mühendis, mimar ve þehir<br />
plancýlarýnýn meslek alanlarýný düzenler,<br />
üyesinin ve halkýn çýkarlarýný korur.<br />
Sanayileþme ve demokratikleþme<br />
alanlarýnda durum tespitleri yapar,<br />
politikalar ve çözüm önerileri üretir. Ülkenin<br />
demokratikleþmesi için çaba sarf eder.<br />
Kamuoyu oluþturmaya yönelik çalýþmalar<br />
içinde tartýþmasýz yer alýr. Demokratik Kitle<br />
Örgütleri ve sivil toplum örgütleri ile ilkeli<br />
ve demokratik iþbirliði içerisindedir.<br />
Yalanlarýnýz ve provokasyonunuz bizi<br />
yolumuzdan döndürmeye ve bu<br />
ilkelerimizden taviz verdirmeye<br />
yetmeyecektir. Bunu iyi biliniz.<br />
Mehmet Soðancý<br />
TMMOB Yönetim Kurulu Baþkaný