05.01.2014 Views

27.Sayı - Hacibektaslilar

27.Sayı - Hacibektaslilar

27.Sayı - Hacibektaslilar

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

SERÇEÞME<br />

ŞÜKRÜ BABA<br />

Sultan-ı Nevruz<br />

Akşamlar aşk olsun bayram gecesi<br />

Bu ayın nurudur Sultanı Nevruz<br />

Fazlı Şahım budur dilek gecesi<br />

Ne Mübarek gündür Sultan-ı Nevruz<br />

Bayram kutlu olsun açılmış güller<br />

Konmuşlar meydana garip bülbüller<br />

Esmai Hayderi zikreder diller<br />

Ne Saadet bize Sultan-ı Nevruz<br />

Muhammet Mustafa Sultanı Cihan<br />

Ali’nin sırrını çün kıldı beyan<br />

Hatice sırrından kamusu şâdân<br />

Ruha Safa verir Sultan-ı Nevruz<br />

Saadet hırkasını büründü Ali<br />

Velayet tacını vurundu Ali<br />

Melek secde etti bilindi Ali<br />

Nübüvvet sırrında Sultan-ı Nevruz<br />

Muhabbet şehrinin nurdan yapısı<br />

On iki imamdır cennet kapısı<br />

Hak’a secde eder kulun hepsi<br />

Dilekler kabuldür Sultan-ı Nevruz<br />

Sakii kevserdir ol Şahı merdan<br />

Sundular kevseri ol demde heman<br />

Süreriz demleri yıkılsa cihan<br />

Şah olur kalbimiz Sultan-ı Nevruz<br />

On dört masumu pak sırrı sırrullah<br />

Ayini cem içre nuru nurullah<br />

Cümlenin muradın verici Allah<br />

Bizi de Şâd eder Sultan-ı Nevruz<br />

Şükrü Baba söyler, bu deme şükür<br />

Nurunu, sırrını kırdı tefekkür<br />

Muhammet Ali’dir dilinde zikir<br />

Ne mürüvvet bize Sultan-ı Nevruz<br />

HÜSNÜ BABA<br />

Nevruz Bayramı<br />

Gönüller Şad oldu ilkbahar geldi<br />

Nevruz bayramına eriştik ya Hu…<br />

Çemen zar şevk ile nüra bezendi<br />

Nevruz bayramına eriştik ya Hu...<br />

Gelin cümle canlar birlik olalım<br />

Arzı niyaz edüp dâra duralım<br />

Muhabbet bezminde zevkler bulalım<br />

Nevruz bayramına eriştik ya Hu... (...)<br />

Hüsnü Baba’m derki Ali’dir Şahım<br />

Ehli Beyt yolunda fedadır canım<br />

Bunlarla kaimdir benim imanım<br />

Nevruz bayramına eriştik ya Hu...<br />

ERDOĞAN AYDIN<br />

Kimlik<br />

Mücadelesinde<br />

Alevilik<br />

Birinci baskısı<br />

“Aleviliği Ne Yapmalı”<br />

adıyla yayınlanan kitabın<br />

ikinci baskısı çıktı<br />

ISBN: 975-9169-40-1<br />

Kırmızı Yayınları, 2007<br />

14 x 20 cm boyutunda 400 sayfa<br />

Tel: 0216.371 36 29<br />

Burada Sonuç Bildirisini Yayımladığımız Abant Platformu’nun Alevilik Üzerine<br />

Toplantısını Gelecek Sayıda Daha Geniş Ele Alacağız<br />

13. Abant Platformu Toplantısı - Değerlendirme Metni<br />

17-18 Mart 2007 tarihlerinde gerçekleşen 13. Abant Platformu toplantısında akademik ve entelektüel<br />

çevre ile Alevî toplumunun temsilcilerinden 45 müzakereci ve 100 dolayında gözlemcinin<br />

iştiraki ile “Tarihi, Kültürel ve Aktüel Boyutları ile Alevîlik” konusu tartışılmıştır. Toplantı<br />

boyunca aşağıdaki hususların altı çizilmiştir.<br />

İslam tarihi ve Türk-İslam kültürünün önemli ve özgün yüzlerinden biri olan Alevîliğin,<br />

tarihî arka planı, teolojik karakteri, kültürel ve folklorik boyutu ile ilgili gözlenen bilgi eksikliklerinin<br />

bir an önce giderilmesi, hem bu mirastan daha geniş çapta yararlanılması hem de<br />

bu yapıya mensup kimselerin haklı taleplerinin sağlıklı çözümlere kavuşturulması ülkedeki<br />

sosyal barışın pekiştirilmesi açısından zaruret arz etmektedir.<br />

Alevîlik, tarihî kökleri itibariyle X. yüzyıldan itibaren İslam’ı kabul etmeye başlayan konar-göçer<br />

oymakların, bu yeni dini önceki bazı inanç ve gelenekleriyle, bir biçimde bağdaştırdığı<br />

sosyo-kültürel bir yapı olup, XI. ve XIV. yüzyıllarda Anadolu’ya taşınmış, XV. yüzyılda<br />

Safevilik’le birlikte oniki İmam Şiiliği’ne ait bazı kavramları kendi kültürel dokusuna adapte<br />

ederek almış, XVII. Yüzyılın ikinci yarısına kadar Osmanlı merkezi yapısına fiili muhalefette<br />

bulunmuş, daha sonra içe kapanarak varlığını devam ettirmiş, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda<br />

diğer kesimler gibi aktif rol oynamış ve bugüne kadar varlığını sürdürmüştür.<br />

Alevîlik, baştan beri İslam’ı bir kimlik olarak benimsemiş, önceki bazı anlayış ve geleneklerini<br />

İslamî bir çerçeveye oturtma gayreti içinde olmuş, yol uluları, Anadolu ve Balkanların<br />

İslamlaşmasında önemli katkılar sağlamıştır.<br />

Alevîlik tümüyle, itikadî tartışmalara bağlı olarak ortaya çıkan bir yapı olmadığı için, kendine<br />

has sistemli bir teoloji kurma konumunda olmamış, İslam’ın inanç konularını içinden geldiği<br />

tarihi surece paralel bir nitelikte algılayıp yorumlamıştır.<br />

Alevîlik, belli ölçüde, diğer dini yapılar gibi, doğup geliştiği ve ulaştığı coğrafi mekânlardaki<br />

kimi anlayış ve uygulamaların tesirine maruz kalarak “senkretik” bir niteliğe bürünmüş<br />

olmakla birlikte, ana unsur, belirleyici öğe İslam olmuştur. Bazı akademik çalışmalarda yahut<br />

kimi marjinal kesimlerde önceki inançlara vurgu yapan yahut İslam’ın belirleyiciliğini göz ardı<br />

eden yaklaşım ve çıkışlara, kanaat önderlerinin tamamına yakını ve bu kökenden gelenler tepki<br />

göstermişlerdir.<br />

2005’te Hollanda’da ve 2006’da Karaca Ahmet Sultan’da gerçekleştirilen aynı nitelikteki<br />

toplantıda teyit edilen Alevîlik tanımındaki: “Alevîlik İslam’dır. Hz. Muhammed Ali yolunun<br />

Kırklar meclisinde olgunlaştığı ve Oniki imamlarla devam eden, İmam Cafer-i Sadik’in akil<br />

ölçüsünü rehber olarak alan, Horasan erenlerinin himmetleriyle Anadolu’ya gelen, Hz. Pir’le<br />

ve ulu ozanlarımızın nefesleriyle hayat bulan inancın adıdır şeklinde” tarif ve tespitler gözardı<br />

edilmemelidir. Ayrıca aynı toplantıdaki Alevîliğe göre hayatın amacına yönelik olarak ifade<br />

edilen “Alevîlik inancı hayatın amacını insanın ham ervahlıktan çıkarak insan-ı kâmil olup<br />

özüne dönmek olarak tanımlar. Bunun için de mürşit, pir ve rehber huzurunda ikrar verilerek<br />

4 kapı-40 makam aşamasından geçilir. İnancımızın uygulandığı mekân cemevidir.” tespiti de<br />

vurgulanmalıdır.<br />

Alevîliğin temel kaynakları ve halen uygulanmakta olan erkân (temel ritüeller) ve yukarıda<br />

sözü edilen kanaat önderlerinin tespitleri dikkate alındığında Alevîliğin müstakil bir din yahut<br />

itikadi, fıkhi ve siyasî nitelikli bir mezhep olmadığı, onun İslam kimliği içinde batini ve mistik<br />

bir karakter arz ettiği unutulmamalıdır.<br />

Bazı eleştirilere açık boyutları olmakla birlikte, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Alevî-Bektaşi<br />

metinlerini orijinal nüshalarıyla birlikte yayımlaması takdire şayan görülmüştür.<br />

Alevî toplumunun başta cemevlerinin yasal statüye kavuşturulması olmak üzere bütün taleplerinin<br />

anayasanın garanti altına aldığı temel dini inanç ve özgürlükler kapsamında değerlendirilmesi<br />

demokrasinin zorunlu gereği olarak kabul edilmelidir.<br />

Türk Alevîliğinin şekillenmesinde saz ve semah hayati önem taşıyan unsurlar olup bu unsurların<br />

Türk halk ve tasavvuf müziği ile Türk folkloruna çok önemli katkılarda bulunduğu<br />

gözardı edilmemelidir.<br />

Erdoğan Aydın’ın<br />

aynı<br />

yayınevinden<br />

çıkan<br />

diğer<br />

kitapları:<br />

Milliyetçilik: Türkiye’nin Çıkmazı<br />

ISBN 975-9169-44-4, 2006, 3. baskı, 14 x 20 cm, 300 sayfa<br />

İslamcılık ve Din Politikaları<br />

ISBN 975-9169-45-2, 2007, 14 x 20 cm, 290 sayfa<br />

28 Sayı 27

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!