MIG MAG Eriyen Elektrod ile Ark Kaynağı - Gedik Eğitim Vakfı
MIG MAG Eriyen Elektrod ile Ark Kaynağı - Gedik Eğitim Vakfı
MIG MAG Eriyen Elektrod ile Ark Kaynağı - Gedik Eğitim Vakfı
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
sınıflandırılırlar. Tablo 31'de, endüstride çok sık kullanılan alaşımsız ve alaşımlı çelikler gösterilmektedir.<br />
Çeliğin içerdiği karbon ve diğer alaşım elementleri, kaynak metalinin sertliğini ve sertleşebilme<br />
kabiliyetini ve dolayısı <strong>ile</strong> de uygulanması gereken ön tav sıcaklığını etk<strong>ile</strong>r. Sertlik ve sertleşebilme kabiliyeti<br />
birbirlerinden anlam olarak çok farklı iki kavramdır. Sertlik genel olarak çeliğin içerdiği karbon miktarının bir<br />
fonksiyonudur; sertleşebilme kabiliyeti ise çeliğin ostenit bölgesinden itibaren ani olarak soğutulması sonucu<br />
ortaya çıkan martenzitik yapının oluşma kolaylığının bir ölçüsüdür. Sertleşebilme kabiliyeti düşük çelikler<br />
ancak kaynak işlemini takiben çok şiddetli bir şekilde soğutulduklarında martenzit oluştururlar,<br />
sertleşebilme kabiliyeti yüksek çelikler ise çok yavaş bir şekilde soğutuldukları halde dahi sert martenzitik<br />
yapı oluştururlar. Bu bakımdan sertleşebilme kabiliyeti, çeliğin kaynak sonrası kaynak bölgesinde<br />
göstereceği sertliğin bir bakıma ölçüsüdür.<br />
Çeliklerin kaynakla birleştirilmelerinde, ısının tesiri altında kalan bölgenin özeliklerinin önceden<br />
bilinebilmesi; ancak, kaynak anında sıcaklığın dağılım ve değişiminin saptanması ve bu ısı çevrimler<br />
karşısında çeliğin davranışının incelenmesi <strong>ile</strong> mümkündür. Bu ver<strong>ile</strong>r bilindiği zaman, arzu ed<strong>ile</strong>n özelikleri<br />
taşıyan bir ısının tesiri altında kalan bölge elde etmek için kaynak parametreleri gereken şekilde<br />
ayarlanabilir.<br />
Saf metallerin çoğu katı halde iken, yalnız bir tek kristal yapıya sahiptirler; bazı metaller ise, katı halde,<br />
değişik sıcaklıklarda farklı kristal yapı gösterirler. Allotropi adı ver<strong>ile</strong>n bu özeliğe demirde de rastlanır; saf<br />
demir 910°C'nin altında sıcaklıklarda (α fazında hacim merkezli kübik kristal kafese, 910-1392°C sıcaklıkları<br />
arasında √ fazında yüzey merkezli kübik kristal kafese 1392-1536°C arasında da δ fazında, gene hacim<br />
merkezi kübik kristal kafese sahiptir. Saf demir halinde bu dönüşümler sabit sıcaklıklarda oluşur, çeliklerde<br />
yani, alaşım elementi içeren demir halinde ise, bu dönüşümler bir sıcaklık aralığında oluşmaktadır.<br />
Kaynak işleminde, genellikle metal önce likidüsün üstünde bir sıcaklığa kadar ısıtılmakta ve sonra da<br />
soğutulmaktadır. Dolayısı <strong>ile</strong> çeliklerin kaynağında, kaynak bölgesinde, yukarıda belirtilmiş olan dönüşümler<br />
sıra <strong>ile</strong> oluşacaktır. Isıtıldıktan sonra soğuma yavaş bir şekilde gerçekleştiğinde, elde ed<strong>ile</strong>n yapı tane<br />
büyüklüğünün dışında, ilk yapının aynıdır; ancak, soğumanın hızlı olması hallerinde, çeliğin kaynağını<br />
etk<strong>ile</strong>yen çok önemli durumlar ortaya çıkar.<br />
Demir-karbon diagramı üzerinde değişik oranlarda karbon içeren çeliklerin, ısıtılma ve dengeli bir<br />
şekilde yavaş soğutulmalarında oluşan dönüşümleri ve bunun sonucunda ortaya çıkan yapıları kolaylıkla<br />
görebiliriz (Şekil 77).<br />
89