YOKSULLUKTAN VARSILLIĞA -İSVEÇ- - Abana Gazetesi
YOKSULLUKTAN VARSILLIĞA -İSVEÇ- - Abana Gazetesi
YOKSULLUKTAN VARSILLIĞA -İSVEÇ- - Abana Gazetesi
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
HAYATI TAHSİN YILMAZ<br />
<strong>YOKSULLUKTAN</strong><br />
<strong>VARSILLIĞA</strong><br />
-<strong>İSVEÇ</strong>-
-IC İ NDEK -ILER<br />
BOLLUK ÜLKESI 7<br />
(Emekliler, Ölenin Yak ınları , Hastalar, Uzun Hasta ve Sa-<br />
katlar, İş Kazalar ı , Çocuklu Aileler, Ö ğrenciler)<br />
YOKSULLUK ÇAĞLARI<br />
27<br />
(Açl ık, Dayan ıkl ı Ekmek, A ğaç Kabuklar ından Ekmek,<br />
Gözyaşı ve Kan Lapas ı, Böyle Ya şad ık, Yoksulların Isveç'i,<br />
Amerika'ya Göç, Ba şbakan Carlsson, S ın ır Ayr ım ı )<br />
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> <strong>VARSILLIĞA</strong> 43<br />
(Demir, Orman ürünleri, Yabanc ı Etkisi, Yeni Bulu şlar,<br />
Sosyal Demokratlar Geliyor, Partiler, Sendikalar, Vergi<br />
Ülkesi, Hoşgörü, Kad ınlar ın Toplumdaki Yeri, I şçi Arkadaşlar<br />
ım, Bir I şyeri Düzeni, Makineler)<br />
PATATES 77<br />
(Jonas Alströmer, Patatese Direni ş , Direni ş K ırıl ıyor,<br />
Üçüncü Dünya Ülkeleri, Ekmek Yerine Patates, Şekerli<br />
Ekmek, Sandviç, Kahve ve Süt, Ürün Bollu ğu, Toprak<br />
İşleyenin, Günümüzde, Et Taba ğında Reçel, Tar ım ın Geçmi<br />
şi, Toprak Reformu, Kooperatifler, Tüketici Kooperatifleri,<br />
Pazarlama)<br />
EĞLENCE, DINLENCE...<br />
112<br />
(Havalar, Yazl ıklar ve Geziler, Av Hayvanlar ı ve Trafik,<br />
Kış , Ulusal Gün, Norveç Güldürüleri, So ğukkanl ıl ık Örnekleri,<br />
Içki ve Uyu şturucu, Kendi Eliyle Yaşam ına Son<br />
Verenler, Dövme - Gözda ğı Verme, H ırs ızl ık, Aile ve Konut,<br />
Din Ba ğları)<br />
EĞİT İM, ARA ŞTIRMA VE ÖRGÜTLER 149<br />
(Yaş l ılar ın E ğitimi, Kitaplar - Kitapl ıklar, Gazeteler, Ara ş -<br />
t ırma, Güney Kutbunda Üs, Örgütler, Spor)<br />
DEM İRBA Ş Ş ARL 171<br />
(Vikingler, S ınıflar, Kalmar Birli ği, Gustav Vasa, Kar ışıkl<br />
ıklar, Kuzey Avrupa'n ın Güçlü Ülkesi, Soyluların Etkisi,<br />
Demirba ş Şart, Türkiye Y ılları, Kral Ülkesine Dönüyor,<br />
Türkçe Sözcükler, Özgürlük Ça ğı , Partiler Do ğuyor, Isveç'in<br />
Son Savaş lar ı , Yeni S ın ıflar)<br />
ULUSLARARASI ILI Ş KILER 205<br />
(Kuzey Konseyi, EFTA ve Ortak Pazar, Bar ış Gücü, Güçsüz<br />
Ülkelere Yard ım, Isveç'e Göç, Laponlar, ısveç Yurttaş<br />
l ığı)
BOLLUK ÜLKESI<br />
On be ş y ı ld ır Isveç'te oturan birini tan ı r ım. Toplam<br />
ancak iki y ıl çal ışan bu arkada ş "gül gibi" geçiniyor. Arada<br />
bir "i ş pazar ı okulu"naM gidiyor. o ğrenilebilecek i ş dal ı<br />
çok. Birini bitirip iitekine ba şlama olana ğı da var. Evlendi:<br />
şimdi iki çocuklar ı var. E şi de çal ış m ı yor. Bu arkada şı n evine<br />
giren para, ola ğan bir i ş çinin kazanc ından çok. i şçiye göre<br />
k i ıııi ayr ıcal ıklan da var: Di ş lerini paras ız yapt ırabiliyor, gözlü<br />
ğü ıı ü edinebiliyor. Noel/lel:de "yak ınlar ına arma ğan<br />
verebilme" ödencesi al ıyor.<br />
Ülkenin İ sveççe ad ı<br />
lJl kde oturanlar ı n Say ı s ı<br />
Ülkenin alan ı (kilometrekare)<br />
Toprak alan ı<br />
Orman alan ı<br />
Tar ı m alan ı<br />
Goller/akarsular<br />
İ SVEÇ<br />
411„3 bin km'kare<br />
234,9 bin k ın'kare<br />
44,5 bin km'kare<br />
38,4 bin km'kare<br />
To91,3<br />
`?/052,5<br />
%9,9<br />
%8,5<br />
SVER İ GE<br />
8,4 milyon<br />
449,7 bin<br />
K ı y ı utunlu ğ u 15 bin km<br />
Suyolu uzunlu ğ u 60 bin km<br />
En yüksek da ğ (Kebnekaise) 2.117 nı<br />
En uzun akarsu (Klarlven—Göte l‘r) 720 km<br />
En büyük göl ( \ ıı nern) 5.585 km'karc<br />
En büyük. ada (Gotland) 3.000 km'kare<br />
Bir süre önce bu arkada ş az bir para yitirmi ş ti. Durumu<br />
"sosyal büro"ya bildirince, kendi3ine yitirdi ği para kar şı l ı -<br />
ğı "yiyecek satmalma kuponu" verildi.<br />
rş fıazar ı okulu (Arbetsmarknadsutbildning-eenter = ANIU-eenter), i ş<br />
bulmakta güçlük çeken i şsizlere (okudukla ı sürece) çal ışıyorlann ış gibi<br />
para
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 8<br />
1987'de bir sorunu ç ıkt ı arkada şın: Bitirdi ği son i ş<br />
pazar ı okulu, "i ş bulabilmesine yard ım ı dokunur" gerekçesiyle,<br />
(okulunun giderlerini de kar şdayarak) kendisine sürücülük<br />
belgesi sa ğlam ış t ı. Bu sürücülük belgesi arkada şı dürttü.<br />
Bir araba sat ın almak istedi. Yeterli paras ı vard ı araba için.<br />
Ama sosyal büro, "senin gelirin araba edinmeye yetmez" diyordu.<br />
Bunun üzerine arkada ş, "gerçekten" i ş arama pe şine<br />
dü şünce; benim çal ış tığım ka ğıt fabrikas ı kendisine i ş verdi.<br />
İ SVLÇ' İ N EKONOM İ S İ<br />
İ sveç bir ekonomik çeli şkidir: Geli ş mi ş ülkeler içinde en .<br />
ı nmas ı ; en e ş it<br />
büyük kamu kesimi; en yüksek vergisi; en verimli kalk<br />
ücret siyasas ı ve güçlü i ş çi sendikalan (oradad ır). Günümüzün geçerli<br />
kurallar ı na göre, da ğı n ık bir endüstri a ğı ve esnekli ğini yitirmi ş bir i ş<br />
pazar ı ile, ekonomik bir karga şa içinde bulunmas ı gerekirdi. Oysa İ sveç<br />
bugün, büyük ve güçlü birçok kurulu şuyla, Avrupa'da i ş sizli ğin en az<br />
oldu ğu ülkelerden biridir.<br />
(The Eeono ınist ( İ ngiltere), 7 Mart 1987)<br />
Dönerliydi (vardiya) ald ığı iş : Sekizer saatten üç gün<br />
ö ğleden önce; üç gün ö ğleden sonra ve üç gün de gece çal ış acak;<br />
alt ı gün izinli olacakt ı . Vardiya pazardan ba ş l ıyordu ama,<br />
işe yeni girdi ğinden, pazartesi ba şlayacak t ı . Ben, pazar ın yüzde<br />
yüz .çok paral ı oldu ğunu ans ıtarak, pazardan ba şlayabilmesi<br />
için ba şvuruda bulunmas ın ı önerdim. Ald ığım yan ı t şu oldu:<br />
YA Ş AM DÜZEY İ YÜKSELD İ<br />
İ sveç halk ı n ın ya şam düzeyi, son on y ı lda yeni bir s ı çrama<br />
göstererek, s ı n ı flararas ı ndaki ayr ı l ı k azald ı .<br />
1975'te konutlar ı n %5'inde telefon yoktu. Bugün bu oran<br />
% -rdir. Konutlar ın %82'Sinde bula şı k makinesi; °/010 . 1. ı nda çama şı r<br />
makinesi yoktu. Bugün bu oranlar %62 ve %2'dir. (O zaman) konutlar<br />
ı n °/013'ti modern - değildi (bugün °A). Villalarda oturanlar ı n oran ı , on<br />
y ı l öncekinden °/08 çoktur.<br />
0,8111~%<br />
(Gi ı tuborgs Posten, '20 May ıs 1987)<br />
"- Hiç de ğ i şmez! i şe ay ın ortas ında ba şlayaca ğı mda<br />
ıı , sosyal bürodan ald ığım çoklukta kazanamayaca ğı m. Ve<br />
de üzerini sosyal büro tamamlayacak!"
BOLLUK ÜLKESI 9<br />
Çahşmayan, iki çocuklu bir kan-kocan ın eline, bir işçinin<br />
kazanc ından çok para geçiyor. Çocuk say ısı alt ı-yediyi<br />
bulunca, durum daha da çali şmayandan yana: Ele geçen para,<br />
ikisi de çalışan kan-kocanınkinden çok. Alt ı-yedi çocuklu kan-kocadan<br />
biri çal ışacak olsa, ellerine geçecek para, a şağı yukarı<br />
hiç de ğişmeyecek.<br />
K İ M İ ÜLKELERIN<br />
K İ M İ KONULARDA KARSILASTIRILMASI<br />
(1986 Verileri)<br />
ORTALAMA YA Ş AM HER 1.000 KI Ş IYE DO Ş EN<br />
Erkek Kad ın Tv Telefon MotorluTaşıt<br />
ISVEÇ 74,0 80,0 390 890 405<br />
Danimarka 71,6 77,5 386 749 346<br />
Norveç 72,9 79,7 330 622 424<br />
ABD 71,0 78,3 798 760 702<br />
B Almanya 7G,8 77,4 373 599 450<br />
Japonya 74,5 80,1 261 535 381<br />
Avustralya 72,5 79,0 446 536 545<br />
Fransa 70,4 78,3 329 600 438<br />
İ ngiltere 64,0 74,0 333 524 355<br />
İ sviçre 72,7 79,6 349 810 436<br />
Hollanda 72,9 79,5 320 590 365<br />
İ talya 70,6 77,1 253 426 425<br />
(Kaynak: Statistisk a'rsbok, Stokholm 1989)<br />
Isveç'te yard ıma gerek duyan (geçinemeyen) ki şi, belediyelerdeki<br />
sosyal büroya ba şvurarak, geçinıi için gerekli paray<br />
ı sağlayabilir. "Sosyal Yard ım" ya da "Sosyal Destek" olarak<br />
çevirebilece ğimiz bir bro şürde (Socialbidrag), yard ımın<br />
kapsamı belirtiliyor: Her tür yiyecek. Temizlik ve ki şisel bakım.<br />
Her tür giysi (spor ve dinlenme giysileri de). Günlük gazete.<br />
Elektrik, telefon ve tv giderleri. Evin dö şenmesi. Doktor, di şçi<br />
ve ilaç giderleri. Belediye içinde geçerli yolculuk bileti.<br />
Her belediye (Isveç'te "köy" birimi yok), yukardaki<br />
gereksinimleri kar şılayabilecek çoklukta bir de ğer belirler.<br />
Bu para (de ğer), her ba şvuran ki şiye verilir. Konut yard ımı .
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA --ISVEÇ— 10<br />
(oturduğu konuta göre) ayr ıca verilir. Verilen yard ımlar karşılıks<br />
ızd ır (sonradan geriye ödenmez). Ki şinin, çocuk parası d ı-<br />
şında bir geliri varsa, bu gelir(ler) verilecek paradan dü şülür.<br />
Verilen yard ımın yetmediği öne sürülerek, daha ço ğunun<br />
istenebilece ği, Sosyal Yardım broşürünün sonuna eldenm<br />
iş tir.<br />
BATI AVRUPA'DA İŞ S İ ZL İ K %11,<br />
ISVEÇ'TE İŞ S İ ZL İ K. %2<br />
Bat ı Avrupa ülkelerinin ço ğ unda sağc ı hükümetler var. Onlar<br />
ı n i şsizli ğe bak ış aç ısı bizimkinden (çok) ba şkad ı r.<br />
Onlar i şsizli ği, fiyat yükselmelerini dizginlemede bir yöntem<br />
olarak kullan ı rlar. I ş az olunca, i şverenler i ş çileri dü şük parayla<br />
çal ış maya zorlar. Ve fiyatlar dü şer.<br />
Bir sosyal demokrat hükümet, kesinlikle böyle siyasa uygulamaz.<br />
Bizim için i ş , ekonomik siyasan ı n en önemli amac ı d ır. Bu bak<br />
ımdan, fiyatlar ı a ş ağı çekmek için i şsizli ği art ı rma yoluna gitmeyiz.<br />
(...) Ama biz, d ış dünyam ıza da ba ğı ml ıy ız. Orada i şsizlik<br />
çok, paran ı n değer yitirmesi az. E ğer biz (de) fiyatlar ı a şa ğı çekemezsek,<br />
d ışar ıdan ald ıklar ım ı z İ sveç'tekilerden ucuz olur. içerde ve d ışarda<br />
yar ışmam ız zor olur. İ sveç kurulu ş lar ı kapanma durumunda kal ı r.<br />
Ve halk i şsiz kal ır. Onun için, fiyatlar ın da a ş a ğı çekilmesi önemlidir<br />
(...).<br />
Isveç ekonomi siyasas ı, d ış dünyada büyük ilgi uyand ı rd ı .<br />
Biz, hem fiyat art ış lar ı n ı, hem de i şsizli ği azaltarak, kimsenin beklemedi<br />
ği (biçimde) bollu ğu çoğaltt ı k.<br />
Dünyay ı şaşı rtmay ı sürdürmemize izin verin. İ nsanc ı l ekonomi<br />
siyasas ı n ı n yaln ızca olanakl ı değil; kazançl ı da oldu ğunu göstermemize<br />
izin verin. SOSYAL DEMOKRAT PARTI<br />
(Haziran 1987'de gazetelerdeki duvun ıcianl<br />
. 1987'de bir kad ın, kızının geceleri yata ğım ıslattı-<br />
ğın ı söyleyerek, kunıtmah bir çama şır makinesi ister. Sosyal<br />
büronun yan ıtı, "sen makineyi seç, biz paras ını ödeyelim"<br />
olur. Kad ın gider, pazarlanan en iyi makineyi seçer.<br />
Sosyal büronun bir çama şır makinesi için 15 bin kron(*)<br />
ödemesi, bir tv program ına konu olur.<br />
Param ız ın sık s ık de ğer yitirmesi nedeniyle, Isveç kronunun TL olarak<br />
karşıl ığını veremiyoruz. Okurlar ım ız, Isveç kronunu TL'na çevirmek isterlerse,<br />
şimdilerde ülkemizde çok iyi bilinen Bat ı Alman mark ın ın (DM)<br />
arac ılığına baş vurabilirler. Isveç para birimi "kron"; kronun yüzde biri<br />
"öre"dir.<br />
100 DM = 342 Kron<br />
100 Kron = 29 DM
BOLLUK ÜLKES İ 11<br />
Yine 1987'de Uddevalla'da, villas ının taksitlerini<br />
ödemede zorluk çeken biri, sosyal büroya ba şvurur. Konu,<br />
"sosyal işler kurulu"na götürülür. K ıiruldan olumlu karar<br />
ç ıkar ve villas ı olan kişiye her üç ayda bir 20 bin kron (olağan<br />
bir çalışan ın net kazanc ım denk) ve de kar şılıks ız olarak<br />
öde ıuneye ba şlanır.<br />
ÖZGÜRLÜ Ğ ÜNÜ GER İ ALDI<br />
Daha 1981'de Peter, arad ığı n ı bulmu ştu: Malmö'deki "özürlüler fuar ı "nda,<br />
Kanada yap ı m ı , engebeli yerlerde de sürülebilen bir araba gördü.<br />
Peter, hemen orada, bu araban ın kendisine, olmayan ayaklar ı n ı verebilece<br />
ğ ini anlad ı . Ve sava şı m ba ş lad ı .<br />
Ba şlang ı çta, sosyal kurumlar ve hastane, özürlüler sporu gibi u ğ ra şı lar<br />
öneriyorlard ı .<br />
... Dört y ı ll ı k u ğra şı sonucu, Peter arabas ı na kavu ştu. Hem karada, hem<br />
de suda sürüleb ı len arac ı yla istedi ği yere gidebilecekti. T ı rt ı l ayaklarla<br />
(tekerlek) kar ve buz üzerinde (de) yürüyeb ı lirdi.<br />
Daha deneme sürü şünde Peter, yiten özgürlü ğünün büyük bir bölümünü<br />
kazand ığı n ı gördü.<br />
Ama bürokrasiyi unutmu ştu: A ğı z birli ği etmi şlercesine, "il" ve "Do ğa<br />
Güzelliklerini Koruma" ilgililer', bu ülkede, (hem karada, hem de suda<br />
sürülebileninden de olsa) araba üzerinden av yap ı lamayaca ğı n ı söylüyorlard<br />
ı ...<br />
Bu (da) yengiyle sonuçland ı . İ l yönetimi, Peter'in tam özürlülü ğünün<br />
ayr ı m ı na varamad ı klar ı n ı öne sürerek özür diledi.<br />
... Bu Kanada ta şıt ı n ı n İ sveç'e getirilmesi 100 bin kronu buldu.<br />
(GT: 31 Ekim 1988)<br />
Sosyal yard ım üzerine bilgiler içefen bir duyuruda<br />
şöyle deniliyor: "Sosyal büro çal ışanları, senin kişisel durumun<br />
üzerine kimseye bilgi veremezler. Senin için belgelere neler<br />
yaz ıldığını görmeye her zaman yetkin vard ır."<br />
SOSYAL GÖREV YASASINDAN<br />
Gereksinimi ba ş ka yolla kar şı lanamayan ki şinin, geçim ve<br />
öteki ya şam biçimleri için "sosyal i şler kurulu"ndan yard ım alma<br />
hakk ı vard ır...<br />
Ki şi, bu yard ımla, akla uygun bir ya şam düzeyi güvencesine<br />
kavu şacakt ı r. Yard ım, ki ş inin bir ba şı na ayakta durabilmesi için, kaynaklar<br />
ı n ı n güçlenmesini sa ğ layacakt ı r.<br />
(Socialtjnstlagen)
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 12<br />
1985'te bir başma yaşayanlann %62'si (bir ba şına<br />
ve çocuklulann %18'i); kar ı-koca yaşayanların %6's ı (kan-koca<br />
ve çocuklulann %18'i); çocuklu ailelerin %32'si sosyal<br />
yard ım ald ı .<br />
Sosyal büro, yaln ızca gereksinimi olanlara para veren<br />
bir kurulu ş değildir. Para dışında da gereksinimi olanlara yönelik,<br />
otuzdan çok dalda görev yapar. Bunlar ın en önemlileri<br />
arasında aşırı alkol alanlara yönelik bak ımevi; dövülen ya da<br />
korkutulan kad ınlar için sığınma evi; anas ı (ve babas ı) hasta<br />
ya da başka bir sorunu olan çocuklar için çocuk evi ve evsiz<br />
kalanlarm konaklayabilecekleri "sosyal otel" (ya da konutlar)<br />
sayılabilir. Bu say ılanlar, kişilerin s ıkışık durumlanndaki " şok"u<br />
atlatabilmeleri için dü şünülmü ştür. Ayrıca sosyal büronun kapalı<br />
olduğu zamanlarda da hizmet veren (24 saat aç ık) bir<br />
"nöbetçi büro" bulunur.<br />
SOSYAL YARDIM ALAN<br />
İ LK İ SVEÇ KED İ S İ<br />
Malmö'de, ya şı bilinmeyen kedi Nisse, İ sveç'in (kimbilir<br />
dünyan ın da) sosyal yard ım alan ilk kedisidir. Geçenlerde Ann Kristin,<br />
bankaya giderek, (kedisinin baytarl ık gideri olan) 1.411 kronu<br />
çekti ve Nisse'nin bak ım giderlerini ödedi.<br />
Olay, iki y ıl önce, Nisse'nin (çok) hastalanmas ıyla baş lad ı .<br />
Ama Kristin, zavall ı Nisse'yi Malmö'deki hayvan hastanesine b ırakmaya<br />
k ıyamad ı ...<br />
Nisse bir süre ölüm-kal ım sava şım ı verdi. Ama baytarlar ın<br />
dört günlük yo ğun bak ı mlar ı sonunda taburcu edildi.<br />
Bak ım gideri 1.411 krondu. Ann Kristin i şsiz oldu ğundan,<br />
parasal durumu iyi de ğildi. Bu yüzden , Sosyal Bürodan yard ım istedi.<br />
Yan ıt olumsuzdu. Ann Kristin, bir üst kurulu şa ( İ l Yönetim<br />
Yarg ı l ığı) ba şvurdu. Yan ıt yine olumsuzdu. S ı ra Say ıştay'a gelince, ka-<br />
rar olumlu ç ıkt ı . En yüksek yarg ı organ ı Dan ıştay da Say ıştay' ın kara-<br />
r ı n ı onaylay ınca, Nisse, İ sveç'in sosyal yard ım alan ilk kedisi oldu.<br />
(1-lkıt i veckan, 18 Hazaan 1987)<br />
1932'de Sosyal Demokratlar ın işbaşına gelmesiyle<br />
"herkese i ş ", "sosyal güvence", "e şitlik" ... savsözleriyle "bolluk<br />
ülkesi" kurulmaya ba şlandı. 1940'larda Isveç, "örnek<br />
ülke"ydi. 1950 ve 1960'larda tüm dünyan ın ilgisini çekti.
BOLLUK ÜLKESI 13<br />
1970 başlarında kişi ba şına dü şen ulusal gelirde ve i şçi ücretleri<br />
çokluğunda Avrupa'da birinciydi.<br />
Iskandinavya ülkeleri aras ında kalk ınma Danimarka<br />
dan başlar. 1920'lerde Danimarka "örnek ülke"ydi. En sbn<br />
kalkınan Iskandinavya ülkesi Finlandiya'd ır. Ama nedense<br />
Türkiye'de Finlandiya örnek ülke olarak işlenmi ştir (*).<br />
Beyaz Rus yazan Grigoriy Petrov'un 1925'te Bulgaristan'da yay ımlanan<br />
"Beyaz Zambaklar Memleketinde-Finlandiya" adl ı yap ıtı, 1928'de<br />
Türkiye'de de yay ımlandı (A Haydar Taner çevirisi). Yap ıtta, "Finlandiya<br />
gibi küçük ve geri kalm ış bir ülkenin, nas ıl Avrupa'n ın bir bay ınd ır yeri"<br />
durumuna getirildi ği anlatılmaktad ır.<br />
Hilmi Kitabevince yay ımlanan yap ıt büyük ilgi görür. Devletçe sat ınal ı-<br />
n ıp Harp Okulu ve ö ğretmen okullar ın ı bitirenlere arma ğan edilir. " İlkö<br />
ğretim Dergisi" için 25 bin basıl ır. 1964'e dek tam on bir kez bas ıl ır.<br />
Yap ıt, 1968'de, yine Bulgarcadan, M Türker Acaro ğlu'nun "tam olarak"<br />
çevirisi ve "Ak Zambaklar Ülkesinde-Finlandiya" ad ıyla yay ımlanarak<br />
"ayd ınlara armağan" edilir (Tekin Yay ınevi-İstanbul).<br />
Ben bu yap ıtı 1950'den önceki ö ğrencilik yillanmda "co şkuyla"; Isveç'e<br />
geldi ğim y ıllarda da (1970'ten önce) "ku şkuyla" okudum. İskandinavya<br />
ülkeleri üzerine bilgilerime ko şut olarak, kuşkular ım da art ıyordu.<br />
Türk okuruna neden Isveç (ya da Danimarka) de ğil de Finlandiya örnek<br />
gösterilmi şti? Ekonomik aç ıdan Finlandiya, Iskandinavya ülkeleri<br />
arasında hiç bir zaman sonunculuktan kurtulamam ıştı. Yap ıtta siyasal<br />
bağımsızl ık savaşım ı da verilmiyor. Yap ıt ın yay ımland ığı yıl (1925) Finlandiya,<br />
(1917'den beri) ba ğıms ız bir ülkedir. Bu durumun, yap ıt ın iki<br />
yerinde belirtilmesine kar şın, bağımsızl ık savaşım ı üzerine tek sözcü ğe<br />
bile rastlanam ıyor. Terşine, yap ıt boyunca Finlandiya'y ı Rus yönetimi<br />
altında görüyoruz. isvek yönetimindeki (1808 öncesi) devlet görevlileri<br />
yerilerek, Rus yönetimi övülür.<br />
t .<br />
Snellman başta olmak üzere, ünleri ülke s ınırlarını aşan kişiler olarak goşterilen<br />
Tatile' Kral ı Yarvinen, Ayakkab ı Kral ı Okunen, Yumurta Kral ı Tomas<br />
Gulbe ve Papaz Luka Makdonald' ın adlarını alt alta yaz ıp, çal ış tığım<br />
fabrikadaki Finli arkada şlanma (sonra da yaklaşabildi ğim her Finliye)<br />
göstererek, bu adlardan ne anlam ç ıkard ıkların ı sordum. Başvındu ğum<br />
elli kadar Finliden hiçbiri, bir bak ış ta bu adlardan bir anlam ç ıkaramad ı .<br />
Anlam ç ıkaramayan kişilerin içinde Finlandiya'da on be ş yıl ö ğrenim<br />
gömriiş olanlar da vard ı. Ünlü kişiler üzerine ipuçlar ı verince, üç-dördü<br />
"Snellman" ad ın ı an ımsayabildi. Kahraman ım ız Snellman' ın doğum yeri<br />
(Kuopio) belirtilmemiş olsayd ı, bu kişilerin an ımsad ığı , Finlandiya tarihinin<br />
ünlü Johan Vilhelm Snellman' ım (do ğumu Stokholm, 1806), yap<br />
ıtta anlatılan Snellman sanacakt ım.<br />
"Ak Zambaklar Ülkesinde-Finlandiya" yap ıt ın ın Fince bask ısın ı (Valkoliljojen<br />
maa-Suorni, 1978) Finlandiya'dan getirttim. Yap ıt Türkçeden (Türkçe<br />
bask ıdan elli y ıl sonra) çevrilmi ş ti ve öteki Bat ı dillerinde çevirisi yoktu.<br />
Acaroğlu'nun önsözü yerine konan Rae Murhu'nun önsözü, yap ıt üzerine<br />
düşündüklerimi (yap ıtın düş ürünü oldu ğunu) do ğruluyordu (HTY).
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —iSVEÇ- 14<br />
SMALAND'TA I Ş GÜCÜ AÇI Ğ I VAR<br />
Bat ı Smüland'taki Gislaved ve çevresinde en az 700 i şgücü aç ığı var.<br />
Yap ımlar h ızlanarak sürüyor. Kurulu şlar milyonlar yat ı r ıyor.<br />
Bu, küçük kurulu şlar ın mekkesi, i şçi bulabilmek için tüm ülkede özendirici<br />
önerilerde bulunuyor.<br />
(Göteborgs Posten, 18 Şubat 1988)<br />
1973'te başlayan akaryakıt bunalımı Isveç'i de büyük<br />
ölçüde etkiledi. Buna, 1976-82 aras ında sağcı partilerin iş başında<br />
bulunması; teknolojinin, işgücü ucuz Güneydo ğu Asya<br />
ülkelerine s ıçraması gibi nedenleri de eklemek gerekir. Özellikle<br />
1980'le 1983 aras ında ekonomik büyüme durdu. 1981 ve 1982'<br />
de kronun değeri toplam %26 dü şürüldü. Çalışanların gerçek<br />
gelirleri geriledi. Elli y ıl önceki bunalımlı yıllar (1930'lar) gen<br />
gelmiş gibiydi. Kentlerde bitpazarlan kuruluyordu. Parlamentoda<br />
bile, az gelirlilerin durumlar ının ele alındığı "yeni<br />
yoksulluk" tartışmaları yapıldı. Başbakan Palme, "gerçekler<br />
bizim en ac ımasız düşmanutuzdır" diyordu.<br />
Bu Yaz I şçiye Gereksinim Çok:<br />
DINLENCE ÇIZELGENI DE Ğ I Ş TIR<br />
6.500 KRON AL<br />
... öneri, Vürmland Il Genel Kurulundan (meclis) "yaz paketi" olarak<br />
geliyor.<br />
"Biz bu yaz ı bunal ıms ız atlatamay ız. Bu nedenle kendi çal ışanlar ım ıza<br />
bir dizi öneride bulunuyoruz" diyor il Genel Kurulu Sözcüsü.<br />
Bundan en kirli ç ıkacaklar. dinlencelerini temmuz ve a ğustos d ışına<br />
kayd ıranlar olacakt ır. Dinlencelerini bu süre d ışına bir hafta kayd ıranlar<br />
1.000; iki hafta kayd ıranlar 3.000; üç hafta kayd ıranlar 4.500... kron<br />
alacaklar. Tüm dinlencelerini temmuz-a ğustos d ışında kullanacaklara<br />
da 6.500 kron (dinlence paras ına ek olarak) ödenecek.<br />
Yar ım süre çal ışanlar, temmuz ve a ğustosta tam olarak çal ışırlarsa,<br />
ücretlerine ek olarak ayda 2.500 kron alacaklar.<br />
(Göteborgs Posten, 13 Ş ubat 1987)<br />
Bunal ım çabucak ve ba şar ıyla atlat ıld ı. 1983'te büyüme<br />
başlad ı . Kar şı seçeneklerden de yararlan ılarak, akaryak ıt tüketi-
BOLLUK ÜLKESI 15<br />
DI Ş ARDAN I Ş ÇI ALMAMIZ GEREK<br />
Tüm Isveç'i ad ım ad ım dola şıp i ş çi arayan Smâlandl ı i ş letme<br />
sahipleri, üretimin aksamamas ı için yabanc ı ülkelerden i şçi al ı nmas<br />
ı gerekti ğini söylüyor(Iar). Ş u anda Gislaved, Anderstorp, 1/rnamo<br />
ve Gnosjö'de 1.200 aç ık i ş var. Ancak, bir tek i şsiz yok...<br />
(Aylık Türkçe "Enformasyon" gazetesi, Aral ık 1987)<br />
mi on y ılda (1979-88) üçte bir oran ında azalt ıld ı(*). 1989-90<br />
y ıl ı ulusal devlet bütçesi (1962'den beri ilk kez) "art ık" olarak<br />
bağland ı. I şsizlik %1,l'e dü ştü (bugün Isveç, kad ınlar ı da say ınca.<br />
çalışan oran ının en yüksek oldu ğu Bat ı ülkesidir. Kad ınlann<br />
c%80'den ço ğu, evi d ışında bir i şte çal ışır). 1989'a yeni vergi<br />
refor ınlar ıyla girildi. Birçok uzman 1990'11 y ıllarda,1960 1 11 y ıllar<br />
gibi. Isveç ekonomisinin yeni bir alt ın devri ya şayaca ğı görüşiindeler.<br />
SK XRABORG'TA UYGUN İ SLER VAR<br />
Işini ve konutunu nerede istersen (orada) seçebilirsin. Iki ki şiyseniz ,<br />
, ikinize de iş ve konut seçmede yard ımc ı oluruz.<br />
Skaraborg'ta yerler (Göteborg'a göre) biribirine daha yak ın; hava daha<br />
temiz; hastal ık oran ı daha düşük; ortalama ömür daha uzun; serbest<br />
zaman daha çok; serbest zaman etkinlikleri sonsuzdur. Bunlara ko şut<br />
olarak, ekinset etkinlikler de çok yönlüdür...<br />
Taşınmaya değmez mi?<br />
(14 Ekim 1988 tarihli Göteborgs. Posten'deki dnyurudan)<br />
Isveçli olman ın ve Isveç'te bulun ınan ın verdiği kimi ola-<br />
naklara bak ın:<br />
B İ R AYDA 47 BIN KRON KAZANDI<br />
Mora Hastanesinde çal ışan bir hastabak ıc ı, Temmuz ay ında 47 bin kron<br />
kazandı. Bunun 35 bin kronu, çok çal ışma ödencesiydi.<br />
Işgücü gereksinimini (dinlence aylar ında) karşılayabilmek için, il yönetimi<br />
(sendikayla) ayrıcalıkl ı bir anlaşma yapmışt ı...<br />
Rekoru, Mora Hastanesinde çal ışan bir erkek hastabak ıc ı kırd ı : O, Haziranda<br />
33.396 kron; Temmuzda 46.936 kron ve A ğustosta da 27.535<br />
kron kazandı.<br />
(Aftonbladet, 3 Kas ım 1988)<br />
*) 1979'da akaryak ıta, toplam d ışal ım ın %33'ü (otuz üç) ayr ıl ıyordu. 1988'<br />
de bu oran %3'e (üç) düştü. Bu, 2. Dünya Savaşından sonra akaryak ıta ayr ı -<br />
lan en düşük payd ır.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A —ISVEÇ— 16<br />
EMEKLILER<br />
65 yaşm ı dolduran herkes "halk emeklili ği" aylığı<br />
alır. Halk emekliliği, her y ıl belirlenen bir "temel de ğer" (*)<br />
üzerinden ödenir. Ki şi çal ışmamışsa, bu gelir geçimine yetmez.<br />
Kişi en az üç y ıl çalişmışsa, çalış tığı süre ve kazanc ı oran ında<br />
"genel ek emekliliği" (ATP) de al ır. Tam ATP emekliliği için<br />
otuz y ıl çalışılması gerekiyor. ATP emeklilik paras ı, en iyi on<br />
be ş y ıllık kazanç ortalamas ının %60' ıdır (**).<br />
Kad ınlar, evi d ışında tam gün çal ışmaya özellikle 1960'<br />
larda ba şlad ı. Bu nedenle tam ATP emeklilerinin %95'i erkektir<br />
(1988).<br />
Emekli isterse kendi evinde; emeklilere özel bir konutta;<br />
ya da ya şlılar yurdunda kalabilir. Emeklilere özel konutta<br />
ve ya şlılar yurdunda herkese özel oda ayr ılmış tır, bakımlan<br />
gözetim alt ındadır.<br />
*) Emeklilik paraların ın saptanmas ında "temel de ğer" (basbelop) yöntemi<br />
uygulan ır. Temel de ğer, istatistik Merkez Bürosunun (Statistiska centralbyran)<br />
verilerine göre, her y ıl ın aral ık ay ında, bir sonraki y ıl boyunca<br />
geçerli olmak üzere belirlenir (para de ğerinin ola ğandan çok dü şmesi<br />
durumunda, y ıl içinde de temel de ğer belirlenmesine gidilebilir). Temel<br />
değer, bir konutun kiras ın ı zor karşilar. ATP (almünna tillügspensionen)<br />
d ışında tüm emeklilik hesaplar ı bu temel de ğer üzerinden yap ıl ır. Bir başına<br />
yaşayan emekli, temel de ğerin %96's ın ı; kar ı-koca yaşayanlar (toplam)<br />
%157'sini al ır.<br />
**) ATP emeklili ği olmayan ya da yetersiz olan ki şilere "ek emeklilik<br />
yard ım ı " verilir. En çok yard ım (hiç ATP'si olmayan ki şiye), temel de-<br />
ğerin %48'idir. Bir de emeklinin gelirine ve oturdu ğu konuta bak ılarak<br />
"kira yard ım ı" yap ıl ır. Kişi, toplu konutta otun ıyorsa, kiradan ba şka,<br />
merdiven temizli ği; merkez anten; kar küriimesi; (varsa) araba park yeri<br />
ya da garaj paras ı vb giderlerin de hesaplanmas ı zorunludur. Kişi kendi<br />
evinde oturuyorsa, borçlar ın faizi; ıs ıtma düzeni; sigorta; temizlik; onarım<br />
vb giderler de hesaplan ır.<br />
Emekliler az vergi öder. örne ğin ek gelirleri, emeklilikten (temel de ğer)<br />
ald ığı paray ı geçmeyen ki şiler hiç vergi ödemezler.<br />
Eşlerden erkek emekli olmu ş ; kad ın da 60' ın ı doldurınu ş ve emeklili ğini<br />
istememişse (beş y ıl beraber oturmu ş olmaları ya da ortak çocuklar ı bulunması<br />
koşuluyla) "kar ı eki" yard ım ı yap ıl ır. Bu ek, erke ğin gelirine göre,<br />
temel de ğerden de çok olabilir.<br />
65 yaşın ı dolduran emeklinin, evde 16 yaşından küçük çocu ğu varsa,<br />
(çocuk paras ından ayr ı olarak) "çocuk eki" al ır. ATP çoğald ıkça bu ek<br />
düşer. Çocu ğun hem anas ı, hem de babas ı emekliyse, ekin kime verileceği<br />
aralannda belirlenir. Yoksa, bölü ştiiiiilür.<br />
Emeklilik paras ı ayl ık olarak ödenir. Emekli' ölünce, bir sonraki ayl ığı<br />
da (yak ınlarına) ödenir ki, ölüsii ortada kalmaz!
BOLLUK ÜLKES İ 17<br />
Kendi evinde oturanlardan, isteyenler (durumlar ına<br />
göre) her gün ya da haftan ın belirli günlerinde evi temizlemeye;<br />
yemek pi şirmeye; alışveri ş yapmaya yard ımc ı (hizmetçi) isteyebilirler.<br />
Gündüzleri bir araya gelip arkada şlık edebilecekleri,<br />
yemek yiyebilecekleri bir bulu şma yeri sa ğlama. tüm belediyelerin<br />
görevleri aras ındadır. Sa ğlık hizmetleri için de bu bulu ş -<br />
ma yerinden yararlan ılır.<br />
SAYILARLA EMEKL İ LER<br />
(1988)<br />
Toplam Sar.' şluaz 1, , / e ı rs'i<br />
Ya ş l ı l ı k Emeklileri 1.531.916 18,2<br />
Hastal ık Emeklileri (Erken Emekli) 346.931 4,1<br />
Toplam Emekliler 1.878.847 22,4<br />
(Kaynak: Expressen, 3 Mart 1989)<br />
Ya şhlık ya da hastal ık nedeniyle davran ışları a ğır<br />
olanlar, yolculuklara için otobüs; tramvay ve tren yerine taksi<br />
ya da durumlar ına uygun özel araçlardan yararlan ır ve yaln ızca<br />
otobüs; tramvay ya da tren bileti paras ı öderler.<br />
ONUN PARAYA GEREKS İ N İ M İ YOK<br />
Ann Marie Camrner, 1982'de geçirdi ği a ğı r trafik kazas ı sonucu,<br />
Nacka Hastanesinin "uzun bak ım" bölümünde yatmaktad ı r.<br />
Ann Marie ba şı n ı oynatabilir; bakar ama etki-tepki gösteremez. Bilincini<br />
kaybetmi ş tir.<br />
Ann Marie'nin kocas ı, kazadan sonra, özel sigortal ı olduklar ı<br />
"Skandia"ya ba şvurarak 220 bin kron ödence ister. Bir y ıl kadar sonra<br />
sigorta yaln ızca 5 bin kron ve bir mektup yollar:<br />
"- Ann Marie Cammer gibi a ğı r yaral ı bir ki ş i, herhangi bir<br />
ki ş iye bir kuru ş (öre) bile ödeme gereksinimi duyamaz..."<br />
Sigorta, Ann Marie'nin paraya gereksinimi olmayaca ğı gerekçesiyle<br />
ödence vermek istemez. Bu uygulaman ı n doğru oldu ğunu<br />
öne sürer. Ama ailenin savunman ına göre, paran ı n nas ıl kullan ı laca ğı n ı<br />
belirlemek sigortan ı n görevi de ğildir.<br />
Kazadan üç y ıl sonra (dün), sigorta tutumunu de ğ i ştirerek,<br />
duru şmaya ç ıkma yerine, istenen ödencenin tümüne yak ı n ı n ı (190 bin<br />
kron)<br />
(26 Ekim 1985 tarihli Expressen'den özetlendi)<br />
F 2
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 18<br />
65 yaşından önce (en genç 60) ya da sonra da emekli<br />
olunabilir. Erken emeklilikte her ay için %0,5 indirim; geç<br />
emeklilikte %0,6 ek uygulan ır. Örneğin kişi 63 ya şında emekliliğini<br />
isterse, (65 yaşına göre) %12 daha az; 67 ya şında emekli<br />
olursa %14,4 daha çok para al ır.<br />
ÇOCUKLU AILELELERE UCUZ EV KREDISI<br />
Kiral ık ev kuyru ğu uzun. Ama en az iki çocu ğu bulunan aileler,<br />
kuyrukta bekleyeceklerine, kendilerine bir ev sat ı nalabilecekler.<br />
... Konut yard ım ı alan, az gelirli tüm iki çocuklu ailelerin<br />
(ev sat ınalabilmeleri için) dü şük faizle para alma haklar ı var...<br />
iki çocuklu bir aile, 600 bin kronluk bir ev almak isterse,<br />
devletten %5,9 faizle 570 bin kron alabilir. Bunun y ı ll ık faiz tutar ı 33<br />
bin krondur ve de vergi indirimine girer (ki 17 bin krona dü şer)... Ya<br />
da ayda 1.400 kron olur. Buna y ılda 500 de (ayda 42 kron kadar) anapara<br />
ödemesi eklenir.<br />
(Göteborgs Posten, 22 A ğustos 1987)<br />
ÖLENIN YAKINLARI<br />
Kocasının ölümüyle dul kalan kadının, evde 16 ya şından<br />
küçük çocu ğu varsa, çocuk 16 yaşını doldurana dek, halk<br />
emekliliğinden tam para (dulluk emekl ıiliği) alır. Koca çalışmışsa<br />
ATP'den de (%35-40) emeklilik al ır. Kadının yaşı ve gelirine<br />
bakılmaz (kadın ölürse, kocaya ayhk ba ğlanmaz).<br />
Kocasının ölümünde, kad ın 36 yaşını doldurmuşsa<br />
(36 yaşında başlayıp her yıl 1/15 artarak 50 ya şında tam) halk<br />
emeklisi olur. Koca çah şnuşsa ATP'den de (%35-40) emeklilik<br />
alır (16 ya şından küçük çocuk emekhli ği alan kadın da, çocuk<br />
16 yaşını doldurunca, bu emekhlikten yararlamr).<br />
KENDI ÇOCU Ğ UNA BAKIM I ş i VERILDI<br />
Küçük Johan, dünyaya üç ay erken geldi. 31 cm boyunda ve<br />
677 gram ağı rl ığındayd ı .<br />
(...) Üç ayl ık özel bak ım sonunda, Sundsvall'daki evine götürülerek,<br />
bak ım ı orada sürdürülmeye ba şland ı...<br />
Ve Sundsvall Hastanesinden günün en sevindirici haberi duyuldu:<br />
it Genel Kurulu, Britt Inger'e (ana), "erken do ğaniara bak ım"<br />
bölümünde, yar ım i ş olarak "kendi çocu ğunun bak ım ı " i şini verdi.<br />
(Expressen, 28 Mayu 1987)
BOLLUK ÜLKESI 19<br />
Dul kadın, gelir durumuna göre "kira yard ım ı"ndan<br />
da yararlamr. Bu emeklilik için ko şul, evliliğin en az beş y ıl<br />
sürmüş olması ya da ortak çocukları bulunmasıdır. Yasal evli<br />
olmayan kadınlar, daha önce evlenip bo şanmışlarsa ya da ortak<br />
çocukları varsa bu emeklilikten (ATP d ışında) yararla ıurlar.<br />
Ana ve babası ölen 18 yaşından küçük çocuklara (18<br />
yaşına dek) "öksüzlük emeklili ği" verilir. Bu emeklilikte, ana<br />
ve babadan birini yitirenlere, temel de ğerin %26'sı; ikisini de<br />
yitirenlere %52'si ödenir. edenin ATP'si varsa, ATP emeklili ği<br />
de alır (ölen babaysa ve de ana da babadan ATP ahyorsa, çocuk<br />
ATP'nin %15'ini al ır. Ana ATP alm ıyorsa, bu oran %40't ır).<br />
HASTALAR<br />
Isveç'te herkes, doktora gitmeksizin "hastay ım" diyerek,<br />
bir hafta dinlenme olana ğı saklar. Kendi işinde çalışanlar<br />
da bu olanaktan yararlamrlar. Doktor raporu olmaks ızın yapılan<br />
bu hastalıklarda yalnızca çalışma günleri için ve de kazanc ın<br />
%90'ı oranında hastalık parası alınır. Bir haftadan uzun hastalıklar<br />
için doktor raporu gereklidir. Doktor raporuyla yap ılan<br />
hastalıklarda çalışılmayan günler için de ödeme yapıldığından,<br />
kazancın %100'ünü geçer, Hiç çah şmayanlar da hastal ık parası<br />
alır.<br />
HER 5 ÇALI Ş ANDAN 11 HASTA<br />
Kramfors'taki Nordin'de 275 ki şi çal ışıyor. Bu (say ı ), i ş letme gereksiniminin<br />
çok üzerinde. Ama her gün, (yakla şık) 55 ki şi hastal ığa ç ı kar.<br />
Eğer her çal ışan i şe gelecek olsa, hepsine birden verilebilecek i ş bulu<br />
namaz!<br />
(Dagens Industri, 24 Ocak 1989)<br />
Doktora (hastaneye ya da hastalık kasasıyla anlaşmak<br />
özel doktora) ödenen para, yakla şık bir saatlik (brüt) kazanç<br />
karşıhğıdır (*). En çok o kadar da ilaç paras ı verilir. Y ılda toplam<br />
on beş kez doktor ve ilaç paras ı veren kişi, yılın kalan bölümünde<br />
para ödemez.<br />
*) Kimi yerlerin y ıllar sonra da güncelli ğini koruyabilmesi için,gerçek sa-<br />
y ılar yerine "bir saatlik kazanç"; "bir ayl ık ev kiras ı" gibi yuvarlak de-<br />
ğerlerle göstermeyi ye ğledik. Doktor ya da ilaç için ödenen bir saatlik<br />
kazanç, s ıradan bir i şçinin bir saatlik "brüt" (dönerli çal ışan ın "net") kazanc<br />
ıd ır.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ—<br />
Kad ınlar, koruyucu vb konularda ilgili kurulu şların<br />
parasız yol göstericili ğinden yararlarur. Yaz ılacak reçete için<br />
de para ödenmez. Reçete ile eczaneden al ınacak üç ay yeterli<br />
koruyucu için yaln ızca ola ğan ilaç paras ı (bir saatlik kazanç<br />
karşılığı) verilir. Kimi koruyucular paras ızdır.<br />
"TOPLUMUN SAKAT ÇOCUKLARA<br />
YÖNELIK YARDIMLARI"<br />
ADLI ELK İ TABINDAN<br />
- Kira yard ı m ından ba şka, sakat çocu ğuna uygun bir konut<br />
seçebilirsin! Ya da konutuna, sakat çocu ğunun gereksinimlerini kar şı -<br />
layabilecek denli onar ım yard ım ı alabilirsin. Sosyal büroya ba şvur!<br />
- Bak ımevi ya da hastanede kalmayan sakat çocu ğuna özel<br />
bak ım gerekiyorsa, sosyal büroya ba şvur! Haftada birkaç kez, ya da<br />
gereksinim duyulunca, eve bak ıc ı gelecektir.<br />
- Az geli şmi ş ve sakat çocuklar ın özel e ğitim ve araç-gereçlere<br />
gereksinimleri vard ır. Sosyal büroya ba şvurarak, çocu ğunun, gereksinimlerine<br />
göre e ğitilmesini; (paras ız) araç-gereç edinmesini sa ğla!<br />
Çocu ğunun sakatl ığı, olağan araçlarla yolculuk etmesini<br />
engelliyorsa, sosyal büroya ba şvurarak, taksi ya da özel donan ı ml ı<br />
araçlarla yolculuk etmesini sa ğla!<br />
(Statens handikaprâd Allrnânna Barnhuset)<br />
Hastanede yatan ki şi, her gün için (yemekler de içinde)<br />
"bir saatlik kazanç kar şılığı" para öder (alaca ğı hastalık<br />
ödencesinden kesilir). Hiç geliri olmayanlar da bir saatlik kazancın<br />
az üzerinde hastal ık ödencesi ald ıldarından, hastal ıklarında<br />
parasal kay ıplar olmaz.<br />
GELIRI İŞ SÖZLE Ş MESININ<br />
ALTINA DÜ Ş TÜ Ğ ÜNDEN<br />
SOSYAL YARDIM ALDI<br />
21 ya şındaki Vaberg'li bir kad ın, yaşam düzeyini koruyabilmek<br />
için sosyal yard ım istedi.<br />
(...) Geliri, sözle şmenin alt ındayd ı ve kad ı n sendikal ı değildi.<br />
Sosyal Büroya ba şvuru dilekçesinde, "sendikaya üye olma<br />
yüreklili ğini gösteremiyorum. Beni i şten atabilirler" diyordu.<br />
(...) Ve 21 ya şındaki (ki şi), gelirinin gereğinden (sözle şme-<br />
den) dü şük olmas ı nedeniyle yard ım almaya başlad ı .<br />
(GT, 15 Mayıs 1987)<br />
20
BOLLUK ÜLKES İ 21<br />
(In- & Utrikes, 1988, Sayi 1)<br />
Hastane uzaksa, yolculu ğun belirli uzakl ıktan ço ğunu<br />
hastalık kasas ı öder. Özel arabayla gidiliyorsa, km ba şına öder.<br />
Gidilecek yer 350 km'den uzaksa, uçakla da yolculuk edilebilir.<br />
İ SVEÇL İ NEDEN<br />
DAHA AZ PARA B İ R İ KT İ R İ R?<br />
Japonlar gelirlerinin yakla şı k be şte birini biriktiriyor. Bat ı Almanyal ı<br />
sekizde birini biriktiriyor. Ama Isveçli hemen hemen hiç biriktirmiyor.<br />
... Japon ekonomisinde büyüme h ızl ı oldu. Tüketim, h ı zl ı büyümeye<br />
yeti şemedi. Japonya'da borç para bulmak da zor. Ki ş i, ya ş l ı l ık için;<br />
hastal ı k ya da i şsizlik için para biriktirir. 1<br />
UZUN HASTA VE SAKAT LAR<br />
Uzun süre hasta olanlar ya da çal ışamayacak denli sakatlar<br />
"erken emeklilik" ya da "sakatl ık" ödencesi alırlar ( 4).<br />
Hasta olanlardan, (doktor raporuna göre) iyile şenler, emekliliklerini<br />
yitirirler. 60 ya şını dolduran i şsizler "erken emeklilik"ten;<br />
çalışanlar da "yarım emeklilik"ten yararlanabilirler.<br />
İŞ KAZALARINDA<br />
YILLIK ÖLÜM SAYISI<br />
1970 272<br />
1975 190<br />
1980 126<br />
1985 92<br />
1987 98<br />
(Kaynak: Arbetarskyd, Say ı 7/1988)-<br />
İŞ KAZALARI<br />
Işyerinde ya da i şe gidip gelirken kaza geçirenler,<br />
"iş kazas ı" sigortasından yararlan ırlar. Kaza geçirenlerin i ş<br />
*) Sakatl ık ödencesi, do ğumdan 16 yaşın dolmas ına dek sakat ın ailesine;<br />
16 yaşından sonra kendisine ödenir. Ödence, sakatl ığın durumuna göre<br />
"tam" ya da "yar ım"d ır. Tam ödence, tam halk emeklili ği (temel de ğerin<br />
%96's ı) ve "ek emeklilik"tir. Yar ım ödence de yar ıs ı. Kimi durumlarda (sakat<br />
ın çok giysi eskitmesi, özel yiyecekler gereksinimi vb) ödencenin bir<br />
bölümünden (%17; %34; %50 ya da %65) vergi al ınmaz (ya da ucuzlat<br />
ılm ış olarak sat ınal ınır). Ayrı yaşayan ana-baba, çocu ğun bak ım ın ı ortaklaşa<br />
üstleniyorlarsa, yard ım bölüş türülür.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 22<br />
kay ıplara üç aydan k ısa sürerse, ola ğan hastalık parası alırlar.<br />
Çalışılan yerin neden oldu ğu kimi hastal ıklar (bel a ğrısı, tek<br />
yanlı çalışma sonucu bedenin bir yan ımn düzensizli ği, gürültülü<br />
yerde çalışma sonucu i şitme bozuklu ğu, çalışma koşullarının<br />
neden oldu ğu kanser vb) da iş kazası kapsamına girer.<br />
iş kazalarının neden olduğu sakatl ık ve hastalıkların<br />
bakma paras ızdır. işgücünü çok kaybedenlere "tam"; az kay-<br />
İ SVEÇ'TE İ LK İ ZLENIMLER<br />
(1987'de Isveç'e gelen Hüseyin Özkan' ın,Türkiye'deki arkada şı<br />
Yaşar Karakaya'ya, geli şinden birkaç ay sonra yazd ığı mektuptan):<br />
...i ş Bulma Kurumu çok iyi çal ışıyor. Ben okuldan sonra bir<br />
i şte çal ış mak istiyordum. Sonra İş Bulma Kurumuna gittim. Orada durumumu<br />
incelediler ve bana bilgisayarda bir sürü i ş gösterdiler. Ama dil<br />
sorunum oldu ğundan, her i şe girebilme olanağım yoktu. Sonunda<br />
Mölndal Hastanesinin mutfa ğında i şbaşı yapt ı m. I şe girmeden önce sürdürdü<br />
ğüm dil okulu , bana saatte 13 kron veriyordu. I şe girince bu para,<br />
i şten kazand ığım çoklu ğa ç ıkar ı ld ı . Çal ışan yabanc ılar ın sürdürdükleri<br />
dil okulunda, i şten kazand ıklar ına e şit para alma haklar ı varm ış ...<br />
Buran ın trafik düzeni de çok iyi. Yediden yetmi şe herkes kurallara<br />
uyuyor. Bir bak ıma uyma zorunlulu ğu da var. Cezalar çok a ğır:<br />
Yanl ış yere park yapana 250 kron ceza kesiliyor. Belirlenen h ızdan 30<br />
km/saat çok sürenin sürücülük belgesi geçersiz say ı l ıyor.<br />
İ kincil yollardaki trafik lambalar ı otomatik olarak aç ı l ıyor:<br />
İ kincil yoldan araba gelmedikçe,anayol trafi ği sürekli olarak aç ık duruyor<br />
(lambalar ye ş il yan ıyor). lkincil yoldan anayola bir araba girecek<br />
olursa, yol otomatik olarak aç ı l ıyor (yolun alt ına yerle ştirilmi ş görün<br />
meyen ayg ıt, üzerinden geçen arabadan etkilenerek ye şil lambay ı ya<br />
k ıyor). Anayolda araba yoksa, ye şil lamba, araban ın durmas ına gerek<br />
kalmayacak çabuklukta yan ıyor. Araba varsa, biraz bekleme oluyor.<br />
Böyle otomatik trafik kav şaklar ında yayalar da, direklerdeki dü ğmelere<br />
basarak, ye ş il lamban ın yanmas ın ı sağl ıyor...<br />
Sat ınald ığın bir şey eve gelince bozuk ç ıkarsa, ya da istedi ğin<br />
gibi değilse onu değ i ştirebiliyorsun. Bu konudaki bir an ım ı anlatay ım.<br />
Geldi ğimin ilk haftas ı nda bir çift futbel ayakkab ıs ı alm ışt ı m. Yakla<br />
şık on kez bu ayakkab ılarla oyuna ç ıkt ım. Ve bir gür bu ayakkab ı lar ı<br />
y ıkad ı m. Sonra ayakkab ılar kurumadan ( ıslak olarak) giyip oyuna ç ı -<br />
k ınca bir tanesi içinden y ırt ıld ı iyice üzüldüm.Sat ın alal ı bir ay ı geçmiş -<br />
ti. Üstelik ödenti belgesini de yitirmi ştim. Ama yine de şans ım' denemek<br />
istedim ve ayakkab ı lar ı sat ı n ald ığım mağazaya gittim Sat ıc ı ayakkab<br />
ı lar ı inceledi ve "yap ı m yanl ışı ndan olmal ı ' diyerek, bana yenilerini<br />
verdi. Bu olay ı n beni ne denli sevindirdi ğ ini anlatamam..
BOLLUK ÜLKESI 23<br />
bedenlere "yarını" hastalık (sakatlık) ödenCesi verilir. Ki şi,<br />
hastalığına neden olan işi sürdürmek istemezse, "i ş pazarı okulu"na<br />
giderek, başka bir "iş " öğrenebilir. Bu okulda okudu ğu<br />
sürece hastalık ödencesi alır. Aldığı ödence, kazadan önceki<br />
gelirini karşılamazsa, "yaşam paras ı" (livrönta) da alır. iş kazalarında<br />
Ölenlerin yak ınlarına da yaşam parası verilir.<br />
DE Ğ ER İ N Ş U<br />
29 Aral ık 1986 tarihli GT, "De ğerin Ş u" ba ş l ığı alt ında, i ş<br />
kazalar ındaki organ yitirmelerinde, 28 ya şında bir ki şinin alacağı en<br />
az paray ı (Isveç kronu olarak) şöyle s ı ral ıyor:<br />
Ayak başparmağı 23.220<br />
Bir kula ğın sağı rl ığı 58.460<br />
Tam sağırl ık 273.410<br />
Sol bald ır (kaval) kemikleri 85.100<br />
Sağ uyluk 142.120<br />
Bir göz körlü ğü 147.075<br />
Tam körlük 342.380<br />
Sol el 160.548<br />
Sağ el 196.840<br />
Sol kol kemikleri 174.990<br />
Sağ kol kemikleri 218.690<br />
Ç'ÖCUKLU AILELER<br />
Doğum yapan her kadın, çahşıyorsa iş güvencesiyle<br />
(ve 270 günü tam hastal ık parası ödencesiyle) 360 gün izinli<br />
M O N A,<br />
KENDI ÇOCUKLARINA<br />
BAKIM YARDIMI ALIYOR<br />
Alt ı çocuk anas ı Mona Lindskog'a (33), belediyece, kendi<br />
çocuklar ına bakma i şi verildi.<br />
(...) Mona ve e şi, iki y ıl önce Stokholm'den Virrniand'ıaki<br />
Fryks.isen'e ta şınm ışlard ı. Çocuklar 16, 15, 12, 3, 2 ve 1 yaşindalar.<br />
Mona, Sunne ve Karlstad'ta i ş arad ı. Ama, i şe gidip gelmesi<br />
de içinde, çocuklar ın on bir saat bak ıc ıda kalmas ı gerekiyordu.<br />
Mona, (oturdu ğu) Kil'deki Sosyal i ş ler Kuruluna ba şvurdu ve (kendi<br />
çocuklar ına bakmas ı karşı l ığı) ayda 4 bin kron yard ım karar ı ç ıkt ı .<br />
(Aftonbladet, 14 Temmuz 1987)
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 24<br />
(*). Çocuk 16 (ö ğrenimlerini sürdürenler 18) ya şım dolduruncaya<br />
dek çocuk paras ı.<br />
ÇOCUK ÖLUMLER1<br />
(Canl ı Doğan Her 1.000 Çocuktan, 5 Yaşından Önce Ölenler. 1985)<br />
ABD 12<br />
B Almanya 11<br />
İngiltere 11<br />
Fransa 10<br />
Japonya 8<br />
IsvEç 7<br />
(Kaynak: The Econo ıniat, Ingiltere, 17 Aral ık 1988)<br />
Türkiye 97<br />
*) 360 günü ana ve baba aralarında bölüş ebilirler. Paylar ına düşen sürede<br />
ikisi birden de izinli olabilir. Ana, do ğumdan aşağı yukarı 60 gün önce<br />
işinden aynlabilir. Bu 360 günlük izin, (i şverenle anlaşılarak) yarım ya da<br />
dörtte birlik sürelerle (gün, hafta, ay) kullan ılabilir. örne ğin günlük ve<br />
dörtte birlik kullarulacaksa, 8 saatlik işgününün 6 saati çal ışıl ır; 2 saatin<br />
parası hastal ık kasasından al ın ır. 360 gün, çocuk dört ya şını doldurmadan<br />
kullan ıl ır. 360 günün 270 gününde tam hastal ık parası al ın ır. Kalan 90<br />
günde, gün başına bir saatlik net kazanc ın biraz üzerinde ödeme yap ıl ır.<br />
Ana-baba adayları, doğumla ilgili olarak "ana-babal ık kursu"na katdabilider.<br />
Kurs süresi boyunca ödence al ınır.<br />
Doğumda baba, ana hastanedengelince (anadan ayr ı olarak ve de 360<br />
günlük sürenin d ışında> ro gün (doğum ameliyatla olursa, 10 günden<br />
ayrı olarak anamn hastal ık raporu süresince) evde kalarak "babal ık ödencesi"<br />
al ır.<br />
Çocuk sekiz yaşın ı doldurana dek ana ya da baba, çal ışma süresinin dört-<br />
te birinde ödencesiz olarak evde kalabilir. Bu süre toptan da kullan ılabilir.<br />
Baba, çocu ğun dört yaşından on iki yaşın bitimine dek, y ılda iki gün evde<br />
kalarak ' babal ık ödencesi" alır.<br />
Çocu ğu hasta olan ana (ya da baba), izinli de ğilse, kendisi hastaym ış<br />
gibi evde kalarak "hastal ık ödencesi" al ır. Bir haftay ı geçmeyen hastal ıklarda<br />
doktor raporu aranmaz.<br />
Çocu ğun b ırak ıld ığı çocuk yuvas ı, oyun okulu, bak ımevi vb yerlerde<br />
çocu ğunu görmeye giden ana ya da babaya (i şyerine bir hafta önceden<br />
bildirilmesi ko şuluyla) izin ve ödence verilir.<br />
"Edinme" çocu ğa bakan, türlü nedenlerle bir çocu ğa bakma durumunda<br />
olan, ya da çocu ğun öz anas ı ya da babas ıyla oturan (yasal e ş olmayan)<br />
kişiler de ana-babal ık haklarından tümüyle yararlan ırlar.
BOLLUK ÜLKESI 25<br />
HASTALAR<br />
SA Ğ LAMLARDAN DAHA ÇOK PARA ALIYOR<br />
Trollbttan'daki Saab-Scama i ş letmesindeki ola ğan dönerli çal ışanlar,<br />
hastaland ıklar ında, çal ışt ıklar ı zamankinden daha çok para al ıyorlar.<br />
Yeni hastal ık anla şmas ı uyar ınca, dönerli çal ışan kişi hasta olunca, olağan<br />
kazanc ı n ın %105'Zini al ıyor.<br />
...Ikili (sabah-ak şam) çal ışanlardan, ak şamlar ı çal ışanlar bir haftada<br />
2.590 kron (brüt) al ıyorlar. Ama hastiil ıklar ındaki haftal ıklan 2.720<br />
krondur. Karoser yap ım ında dönerli çal ışanlar haftada 3.489 kron kazaimdat..<br />
Bu ki şilerin hastal ıklar ındaki kazançlar ı 3.571 krona ç ıkar.<br />
(Dagen?: Industri, 29 Eylül 1988)<br />
Ö Ğ RENCILER<br />
Dokuz y ıll ık temel okuldaki (ilkokul) ö ğrenim gereçleri<br />
(kitap, defter, kalem, silgi vb); di ş bak ım ı (*) da içinde,<br />
sağl ık giderleri; ö ğle yemekleri; okula gidip gelmek için araç<br />
(ya da yol bileti) devletçe kar şılan ır.<br />
DEVLETIN Ö Ğ RENIM YARDIMI<br />
(1989-90 Bütçe Y ı l ı , Milyar Kron)<br />
Öğrencilere Ö ğrenim Yardimi 2,030<br />
Yeti ş kinlere Ö ğrenim Yard ı m ı 1,245<br />
Öğrenim Araç-gerederi 2,107<br />
Toplam 5,382<br />
(Kaynak: Regeringens budgetförslag, 1989)<br />
Temel okuldan sonra ö ğrenimlerini sürdürenlere kar şıl<br />
ıks ız yard ım ve ayr ıca kredi verilir. Öyle ki, bir yüksek okul<br />
öğrencisi, ald ığı yard ım ve krediyle bir ba şına oturup geçimini<br />
sağlayabilir. Yard ımlar, ö ğrencinin ya şı ve eğitim gördü ğü<br />
dala göre de ğişir. Yard ım ve kredi verilirken ailesinin (ana-baba)<br />
gelirine bak ılmaz, öğrencinin i ınzas ından ba şka bir güvence de<br />
*) 20 ya şından sonra di ş bak ım ı (ve yap ım ı) için belirli bir para ödenir.<br />
Ödenen para, yakla şık bir ayl ık i şçi net gelirinin %40' ına dek, giderlerin<br />
%60'1, bu s ın ır ın üzerindeki giderlerin %25'idir. Üzerini hastal ık kasas ı<br />
öder. I ş kazalar ının ya da i ş e gidip gelmenin neden oldu ğu diş yap ım giderlerinin<br />
tümünü hastal ık kasas ı öder. Askerlik görevi yapanlar da di ş bak ım<br />
ı ve yap ım ı için para ödemezler.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 26<br />
ENERJI KAYNAKLARI<br />
(1988'de, Yüzde Olarak)<br />
Akaryak ıt ve Do ğalgaz 46,5<br />
Su ve 'Atom 31,5<br />
Ülke içi Yak ıt ı 14,5<br />
Kömür 7,5<br />
TOPLAM 100,0<br />
(Kaynak: Statens enerjiverk, Stokholm 1988)<br />
aranmaz. Al ınan kredi, ilke olarak para kazamlmaya ba şlanı-<br />
lan üçüncü y ılla ellinci ya ş arasında bölü ştürülerek geri ödenir.<br />
Gelir, olağanm altına drI şerse, ödeme dardur ıllur. Erken emekli-<br />
° lik ve ölümlerde ödeme yap ılmaz.<br />
ENERII TÜKETIMI<br />
(1988'de , Yüzde Olarak)<br />
Konutler 42,5<br />
Endüstri 36,7<br />
Ülke içi Ta şımac ılığı 20,8<br />
TOPLAM 100,0<br />
(Kaynak: Statens enerjiverk, Stokholm, 1988)
YOKSULLUK ÇAĞ LARI<br />
1200'lü y ılların sonlarına do ğru, Isveç'te derebeylik<br />
(feodalite) düzene sokularak merkez krallığı oluştu. H ıristiyanlık<br />
yerleşti. Soylular egemenli ği doğdu. Bu üç kuvvet (kral,<br />
kilise ve soylu) halk üzerinde etkili bir bask ı kurdu.<br />
Yoksul Isveç'in ordu besleyecek gücü yoktu. 1280'de<br />
soylulara vergi ba ğışıklığı getirilerek asker besleme görevi verildi(*).<br />
1302'de de kilisenin topraklar ından vergi almmamaya<br />
başlandı. Böylece tüm vergi yükü köylülerin omuzlar ına y ıkıldı .<br />
Soylunun ve kilisenin toprakla= i şleyen köylüler, hem soyluya<br />
(ya da kiliseye) hem de krala (devlet) vergi veriyorlard ı. Köylülerin<br />
vergi gücü k ısıtlı oldu ğundan ve de devletin sürekli olarak<br />
paraya gereksinimi bulundu ğundan, devlet topraklar ı ve de top-<br />
') örne ğ in 1350'lerdeki Magnus Eriksson yasas ı uyarınca, 25 ine ği bulunan<br />
kiş i, vergi yerine, sava ş sırasında krala verilmek üzere donan ıml ı bir<br />
savaş at ı ve bir savaşç ı besleyecekti.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA --iSVEÇ—<br />
lanacak vergiler durmadan soylularm tekeline geçiyordu. Tarih<br />
(Demirba ş Şafi) bölümünde görülece ği gibi, 1300'lü y ıllarda<br />
tek bir soylu (Bo Jonsson Grip), ülke topraklar ının üçte ikisinden<br />
çoğunun vergisini topluyordu.<br />
TUZ DI Ş SATIMI<br />
(Toplam D ışal ı m içindeki Yüzdesi)<br />
1559 24,7<br />
1590 24,3<br />
1613 13,3<br />
1637 9,5<br />
1685 11,0<br />
1800 9,0<br />
1928 0,2<br />
(Kaynak: E Heckscher, Sveriges ekonomiska historia)<br />
Kilise, krahn ve soylunun yan ındayd ı. Ko şulland ınlan<br />
yoksul halk, bir kötülükten (örne ğin hastalıktan) kurtulabilmek<br />
için kiliseye toprak (ya da mal) ba ğışlamak zorundayd ı<br />
(*). 1527 reformundan önce ülke topraklar ının be şte biri kilisenin<br />
eline geçmi ş ti.<br />
Yoksulluğun ne denli "diz boyu" oldu ğunu anlatabilmek<br />
için, sanırım "tuz" çarp ıcı bir örnek olacak: Isveç'in<br />
1500'lü y ıllardaki tüm dışahmının %24-31'i tuz ahm ına gidiyordu<br />
(bu oran, 1600'lü y ılların sonlarında %10'un alt ına düşebildi).<br />
Bir sava ş olasılığı kar şısında en önemli sorun, tuz kaynaklarının<br />
korunabilmesiydi. D ışardan tuz alabilmek için de<br />
tereya ğı ve tahıl da satma zorunlulu ğu vardı. 12601arda tereyağı<br />
dışsatımı demir ve bakırdan çoktu. 1643'te, ba şbakan durunundaki<br />
Axel Oxenstierna şöyle diyordu:<br />
"- Ülkenin vars ıllığı en çok hızla ölçülür. Bu ülkede<br />
tuz, gere ği duyulan en önemli şeydir. Savaşta Danimarka bizi<br />
en çok bununla (tuzsuz b ırakmak) zorlar. E ğer ülkemizin tuzu<br />
olsaydı, karşı yandan büyük bir sataşma olmadıkça, onlarla<br />
(Danimarka) kolay kolay sava ş başlatmazd ık."(**).<br />
*) Güney Avrupa'dan yay ılan veba salgını 1348-51 y ıllarında Isveç halk ı -<br />
nın üçte birini (yoksullarm tümünü) k ırd ı. Kral Magnus Eriksson (1319-65)<br />
bile, vebadan kurtulmak isteyenlerin kiliseye varl ık bağislarnalantu sal ık<br />
veriyordu.<br />
**) P Gunnar Andersson, Mest om mat, Stokholm, 1980, sayfa 236.<br />
28
YOKSULLUK ÇAĞ LARI 29<br />
AÇLIK<br />
Isveçli önce arpa ekme ğini tattı. Daha sonra çavdar<br />
ve yulafı ö ğrendi. Bu ğdayın yetişebilmesi için sert (a ğır) toprak<br />
gerekliydi. Ortaça ğda(*) yaln ızca yukar ı sınıflann tüketebildiği<br />
buğday, 1800'lerde düzlüklerde yetiş tirilmeye başlandı .<br />
S ıradan halk, bu ğday unundan pastay ı bile düğün; dinsel tören;<br />
ölüm töreni ve büyük bayramlarda tadabilirdi. Bu ğday ekmeği,<br />
Isveç halknun günlük sofrasma yüzy ılınuzın başlarında girebildi.<br />
Kuzey halk ı uzun sürelerle k ıtlık yılları yaşadı. Tar ım,<br />
hava ko şullarının elvermesine ba ğlıydı. Uzun kuraklık ya da yağış<br />
tanmı olumsuz yönde etkiliyor; k ışın da uzun sürmesi<br />
halkı açlıktan lonyordu. Sava şların da ard ı arkası kesilmediğinden,<br />
dayan ıklı besinlere çok gereksinim duyuluyordu. Yulaf,<br />
at yemi olarak da tüketilirdi.<br />
DI Ş SATIM<br />
(1769-71'de, Yüzde Olarak)<br />
Demir-çelik 66,8<br />
Orman Ürünleri, Katran, Zift 10,9<br />
Bal ık 9,1<br />
Bakır, Pirinç 8,7<br />
Ötekiler 4,5<br />
TOPLAM 100,0<br />
(Kaynak:. Historisk statistik för Sverige, Stokholm, 1972)<br />
Baş besin, bugün bile yedikleri lapa'yd ı (gröt). Lapa,<br />
arpa; yulaf ve çavdardan (k ıthk y ıllarında ağaç kabuğu da karıştırılarak)<br />
yap ılırdı(**). Özellikle Kuzey Iskandinavya'da kurtulmu<br />
ş göl balığı ekmek yerine yenirdi (16. yy'da bal ık tüke-<br />
49 Avrupa'da Ortaça ğ, genellikle Bat ı Roma Imparatorlu ğunun yıkılmasıyla<br />
(476) Amerika'n ın bulunuşu (1492) aras ını kapsar (Türkiye'de<br />
476-1453). Isveç'te ise, Vikinglerin sonu (1060) ile Yasa döneminin ba ş -<br />
laması (1520) arasındaki zamand ır.<br />
**) Britt Sandquist-Bolin'in "Bonnier'in Yemek Kitab ı" (Bonniers kokbok,<br />
Stokholm, 1982) adl ı yap ıtından, 4-5 kiş ilik yulaf lapası :<br />
4 dl su, 4 dl yulaf tanesi ve yar ımla bir çay kaşığı arası tuz karış tırıl ıp,<br />
(tencereyle) oca ğa konur. Bir yandan (arada) kar ıştırılarak kaynatd ır<br />
(pişirilir). Ateş ten indirilerek 3.5 dakika kapal ı olarak dirdendirilir. Tastara<br />
konulmadan önce kar ıştınl ır.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA --ISVEÇ— 30<br />
timi, bugünkünün birkaç kat ıydı). Şalgam da ekmek yerine<br />
yenirdi. Tuz kıt oldu ğundan, balık gibi et de kurutularak ya<br />
da iste (odun-yaprak duman ı) pişirildikten sonra saklan ırd ı .<br />
Süt ürünleri öteden beri bilinirdi. Tereya ğı taze yenmez; tuzlanıp<br />
saklan ırdı. Yabanmersini (keçiyemi şi) C vitamini gereksinimini<br />
karşılardı. Vergiler para olarak de ğil, tahıl; içki; tereya ğı ;<br />
et; balık; deri; demir ya da canl ı hayvanla ödenirdi.<br />
DI Ş ALIM<br />
(1769-71'de, Yüzde Olarak)<br />
Tahıl 32,3<br />
Öteki Yiyecekler, içecek, Tütün vb 31,7<br />
işlenmemiş Gereçler 23,1<br />
Ötekiler 12,9<br />
TOPLAM 100,0<br />
(Kaynak: Historisk statistik för Sverige, Stokholm, 1972)<br />
DAYANIKLI EKMEK<br />
Çok dayan ıklı ekmekler yap ılırdı. Ortaça ğda el değirmeninin<br />
bulunmasıyla, bir kezde çok tah ıl öğütebilme olana ğı<br />
doğdu. Kuzey ve Bat ı Isveç'te ka ğıt gibi ince, tepsi büyüklüğünde,<br />
ortas ı delil, pişirilirken kuruyan ekmekler yap ıhrdı.<br />
Bir kezde yap ılan ekmek, en az alt ı ay yeterdi. Bu çoklukta ekmek,<br />
Iki üç haftada yap ılabilirdi. Yaz ın iş çok olduğundan,<br />
ekmek jüzün ve bahar ın yapılırd ı. Ekmekler, "ekmek odas ı"nda,<br />
çocuklar ın uzanamayaca ğı yükseklikte s ırıklara dizilirdi.<br />
Ekmek odas ı (ya da kulübesi) yeterli büyüklükte olanlar, bir<br />
kezde yıllarca yiyebilecekleri çoklukta ekmek yapabilirlerdi(*).<br />
Un, genellikle arpaydı. Arpaya yulaf, çavdar ve bezelye kar ıştırıhrdı<br />
.<br />
A Ğ AÇ KABUKLARINDAN EKMEK<br />
Kıthk y ıllarında ormana gidilir, ekmeklik a ğaç kabuğu<br />
devşirilirdi. Yoksul halk, ormana gitmek için k ıtlık yıllaruu<br />
bekleyemezdi. Kimi kez ağaç kabuklar ı da yetmez, halk açl ık-<br />
" Olaus Magnus (1490-1557), Kuzey Halk ı Üzerine Tarih (Historia om<br />
nordiska folken) adl ı yap ıt ında, yirmi y ıl dayanan ekmeklerden söz eder ve<br />
bunların reçetelerini verir.
YOKSULLUK ÇAĞ LARI 31<br />
tan kınhrdı. 1750'den önce kilise kay ıtları tutulmadığından, lurılmalar<br />
üzerine eldeki veriler çok k ısıth.<br />
Eldeki en eski kaynaklardan biri, 1232'de Piskopos<br />
Uffe'nin Lund'tan Papa'ya yazd ığı mektuptur. Piskopos Uffe<br />
mektubunda, bir önceki y ıl hayvanların da açlıktan kırıldığını ;<br />
içinde bulundukları yıl durumlarının daha kötü olduğunu;<br />
halkın büyük bir bölümünü açh ğın götürdüğünü yaz ıyordu. O<br />
dönem üzerine elde yeterli veri bulunmad ığından, "halk ın büyük<br />
bir bölümü"nün say ısal çokluğu bilinmiyor.<br />
1296 ve 1306 y ıllarında Isveç "zor" birer y ıl yaşadı.<br />
1331 yılı "zor" 've "sert"ti. Kar kal ınlığı "beş alnar"dı (297<br />
cm). 1750'den önce açhk y ılları olarak belgelere geçebilen y ıllar<br />
da şöyle: 1336, 1404, 1408, 1437-38, 1440, 1442-43,<br />
1596-98 (*L<br />
Kıthk yıllarında ağaç kabukları, atalarının çok uzun<br />
ve acı deneyimleriyle, Isveç halk ının günlük ekmeğini oluşturuyordu.<br />
Bu deneyimlerde hayvanlar ın yol göstericili ğinden de<br />
yararlan ıldı.<br />
Ağaç kabuklarından baharcıa ve temmuz sonuna dek<br />
yararlanılabilir. Ağustos "kül" ay ıdır. Zamanı geçirilirse hem<br />
*) V Moberg, "Isveç Tarihim" adl ı yap ıtında 1596.98 açl ık y ıllarını ayrıntd<br />
ı olarak anlatır. Açl ıktan tüm Isveç ve kom şuları etkilenmiştir. Orta<br />
Isveç say ılan yerlerdeki (Vistergodand, Vürmland, Dalarna ve Hillsing-<br />
land) 1596-97 yılları durumu üzerine şunları yazar:<br />
"... Çalışanların üzerlerindeki giysiler ( ıslakl ıktan) çürüdü. Kald ınlabilecek<br />
bir kum ot yoktu (...). Bozulan yeniler hayvanlar ın hastalanmas ına neden<br />
oldu. Yığmla öldüler. ölen hayvanların eti, ne kedi ne de köpe ğe verilebiliyordu.<br />
Kilerlerde ve yemliklerde tükenen (bir önceki y ıldan kalma) ürünlerin yerine<br />
koyabilecek hiçbir yiyecek yoktu. Kişiler, her düşünülebilecek yiyecekleri<br />
sağlayabilmek için aray ış içine düştüler. A ğaç kabukları, fınd ık<br />
çaldann ın yaprak ve tomurcuklan, türlü otlar, ısırgan, türlü ağaç köleleri<br />
yediler. Buldukları tüm kemikleri öfflitüp un yaparak de ğerlendirdiler. Besin<br />
azlığından, kişiler güçten dü şerek gevşer, ağır iş yapamazlard ı. Un yap-<br />
mak için kullandıkları el de ğirmenlerini çevir en düşüp ölenler oluyordu.<br />
Kıştan bahara dek açl ıktan ölenler say ılamayacak çokluktayd ı. Gömülmemiş<br />
ölüler her yerde gürülebilirdi: Içerde ve d ışarda. Ah ırlarda, barakalarda,<br />
ambarlarda, yendilderde, yollarda vefieçitlerde. öyle ölülere rastla-<br />
mrd ı ki , ağızlannda ot kıpaçlan bulunurdu.<br />
(Vilhelm Moberg, Min svenska HIstoria, Stokholm, 1977, Sayfa 303-304)
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA --- İ SVEÇ— 32<br />
ekmek iyi olmaz, hem de kabu ğu soyulan ağaçlar kuruyabilir.<br />
Ekmeklik için en yaygın ağaç, her ormanda bulunabilen çamd.<br />
Çanun da iyisi sançamd ır. Köknann ekmeği iyi olmaz. En<br />
aranılan ekmeklik ağaç, karaağaçtır. Karaağaç hem daha besleyicidir,<br />
hem de kabu ğu kolay soyulur. Asya ve Kuzey Amerika'da<br />
yüz otuz türü bulunan karaa ğacın, Isveç'te üç türüne<br />
rastlanır. Ekmeklik için en iyisi "da ğ karaağacı"dır (Ulmus<br />
glabra). Orta ve Güney Isveç'te çok bulunur. Kavak ve hu ş ağac ı<br />
da ekmeklik verir.<br />
Ekmeklik, yalnızca dış kabuğun alt ındaki zardan al ınır.<br />
Bu zar, ağac ın son "ya ş halkası "nı olu şturacakt ır. "Kesme<br />
bıçağı" ile sert olan dış kabuk atılarak, bu ince katman (zar)<br />
alınır. Ların inceliği nedeniyle çok ağaç gider. Çok zaman alır.<br />
Tüm aile bireylerinin bu i ş te çalışması zorunludur.<br />
Ekmeklik zar, uzun bir haz ırlamştan geçer: Ufalanabilir<br />
duruma gelene dek kurutulur. Kar ışan dış kabuklar ayıklamr.<br />
Sonra dövülerek (ya da ö ğütülerek) un yap ılır. üçte bir<br />
oranında tahıl unu ile kan ştınlarak ekmek yap ılır. Tahıl unu<br />
bulamayanlar ot ya da ba şka bitki artıkları kanştınr. Hiçbir<br />
şey karıştırmadan da ağaç kabuklarından ekmek yap ılabilir.<br />
Kuzey Iskandinavya'da kimi y ıllar tarladaki ürün devşirilmeden<br />
dondu ğundan (*), oralardaki halk ın olağan günlük<br />
ekmeğini ağaç kabukları oluştururdu. Tahıl, satınalabilecek<br />
güç yoktu. Ağaç kabuklar ı dev şirilmeden uzun yıllar yaşanamazdı.<br />
Finlandiya'da, yüzy ıhnuzın başlarındaki savaş zamanlarında<br />
ekmeğe ağaç kabukları kanştınlnu ştır. Bugün bile, ya şlı<br />
Isveçliler arasında, çoculduklarında ağaç kabuklarından ekmek<br />
yiyenlere rastlanabiliyor.<br />
GÖZYA Ş I VE KAN LAPASI<br />
Lisa Johansson (doğ 1894), Orta-Kuzey Isveç'teki<br />
Vilhehnina kentinde geçen çocukluk y ıllarını ve yakınlarından<br />
dinlediklerini anlatan "Gözya şı ve Kan Lapas ı(**) adlı ya-<br />
*) So ğuk havalarda iiriin donmas ına karşı, tarlaların çevresinde geceler<br />
boyu ateş yakanlara da rastlan ırd ı.<br />
**) Lisa Johansson, Saltlake och blodv511ing, Stokholm, 1968.<br />
(Al ınt ılar: Sayfa 35,47-48,88-89)
YOKSULLUK ÇAĞ LAR! 33<br />
p ıtındaki "Açlık Resimleri"ne şöyle ba şlar: "Çocuklu ğum çok<br />
yoksulluk ve yiyecek k ıtlığıyla geçti. Evde her gün ekmek bulabilme<br />
savaşımı verilirdi." 1890'h y ıllar için şunları yazar:<br />
"Hiç buğday çöre ği görmemiş ya da ak örtülü yemek<br />
masasına oturmamış okul ça ğında çocuklar vard ı. Yenıck,<br />
tencereden, küçük a ğaç tabaldam ho şakshrdt. ijer ye'wn<br />
ekmek, patates, bahk, et gibi kuru yiyeceklerse, çocuklar çt,<br />
ğu kez yere yanyana oturup giysilerini düzlerler; dizlerinin üzerine<br />
atılan yiyecekleri elleriyle yerlerdi.<br />
Nisan ve mayıs yılın en zor aylarıy& Patates tükenir,<br />
inekler süt vermezdi.<br />
Derken, deniz ku şları gelirdi. Önceden göl ve dere kıydarındaki<br />
ağaçlara tahta yuvalar konurdu. 'Ördek kapam' denilen<br />
bu yuvalara yumurtlayan ku şların yumurtaları toplanırdı.<br />
Yumurta, açlıkla geçen bir kıştan sonra kavu şulan çok önemli,<br />
değişik bir yiyecekti. Evde deniz ku şları yumurtasmdan başka<br />
yiyecek bulunmadığından (yumurtaya kat ık edecek yiyecek<br />
olmadığından) ormandan, aç ık alandan, ördek kapanlarmdan<br />
(yumurta) toplama işi sürerken, bir yandan da hemen orada<br />
kaynatılarak yenirdi. Önceden, ormanda yumurtan ın nasıl<br />
pişirilece ği bilinirdi: Hu ş ağacından dörtkö şe bir çanak yap ılırdı.<br />
Bu çanak, yumurtalar (sert) pi şene dek (ate şe) dayanırdı."<br />
iki kızkarde şin bir sıçanı nasıl bir zorlukla yakaladıklarını;<br />
ilciye bölüp, derisini yüzerek k ızartıp yediklerini de<br />
anlatır Lisa Johansson. Ölü hayvanlar da yenir. 1866-67 k ıthk<br />
y ıllarındaki "ağaç kabuklarından ekmek" üzerine de şunları<br />
der:<br />
"... Hu ş ağacının sürgün kabukları alınır. iç kabuk (zar)<br />
un yapılırken, dış kabuk da evlerin üzerine örtü (kiremit) olarak<br />
değerlendirilir. Bu ağacın kabuklarından yal da kaynatılır. Çokları<br />
ilgi çekecek denli, hiç arpa ve yulaf unu kar ış tırmadan saf<br />
ağaç kabuğu unu kullan ırdı. Saf ağaç kabuğu ununa yosun karış<br />
tırılarak yap ılan ekme ğin daha yenebilir oldu ğu da öğrenilmişti.<br />
Hu ş ağacı yosununun yenebilir en iyi yosun oldu ğu biliniyor.<br />
Sarıçam yosunu da yenebilir ama ac ıdır. Köknar yosunu<br />
hiç yenmez. F 3
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 34<br />
Yosun, (teknedeki) küllü suda biraz durdurulur. Sonra<br />
teknenin tapas ı aç ılarak küllü su bo şalt ıhr. Su ile durulanarak<br />
külden annd ırıldıktan sonra kullan ıma hazır olur. Oklava ile<br />
bir cm kahnlığında aç ılarak tepsiyle fırında da pişirilebilir. Biraz<br />
sütle yoğrularak, tavada gözlemesi de yap ılabilir. Ayr ıca,<br />
bugün sebzelerden nasıl yararlanıyorsak (yeme ği, çorbas ı),<br />
o zaman da yosundan öyle yararlan ılırd ı..."<br />
YOKSULLARIN ISVEÇ'I<br />
Julius Ejdestam, "Yoksullann Isveç'i" adl ı yapıtmda,<br />
soylularuı 1900 dolaylanndaki durumu üzerine, o günleri ya şayan<br />
bir işçi çocuğundan (1952'de) şunları da aktan:<br />
"Biz açlık sınırında ya şarken, soylu ailelerinin nas ıl<br />
yiyecek ve içki bollu ğu içinde yüzdüklerini hizmetçilerden duyarken,<br />
içim içime sığmadığıru şimdi bile arumsanm. i şçilerin<br />
ahnteriyle kazan ılan paralarla şatolarda parlak partiler ve balolar<br />
verilirdi. Her zaman yiyece ği verilen, soylunun binek at ının<br />
durumu (bile) bizden daha iyiydi. Bir at sayr ılanırsa veteriner<br />
çağrıhrdı. Ama bir işçi saynlanırsa, kendi bilece ği işti (doktor<br />
getirilmezdi). Bir binek at ı ölürse, soylu için bir yitikti. Bir i şçi<br />
ölürse, hiçbir şeyi yitmezdi. Yerine yeni bir i şçi alınırdı.<br />
Çiftlikte en ac ı, en iç aç ıcı olmayan yine de başka<br />
şeydi: işçi ve yanc ılarm bir kızları gelişmeye görsün, soylu<br />
hemen ona göz koyardı. Çiftlikte aşağı yukarı her iki k ızdan<br />
birinin bir ya da iki 'piç'i bulunurdu. Kimileri son anda (çocuk<br />
doğmadan) bir u şakla (soyludan biraz kaymak olarak ve de babalık<br />
karşılığı) evlendirilirdi. Denfiebilirdi ki, soylunun yapt ığı<br />
tek iş , çiftliğindeki kızlara sataşmaktı. Soylunun gözünde kızlar,<br />
aşağı yukarı çiftlikteki öteki nesneler gibiydi.<br />
Durum çok yüz kızartıcı olmasa, papazlann her zaman<br />
(ve bu konuda da) soylularm yan ında olması gülünç gelebilirdi.<br />
Papazlar, gçnç k ızların davranışlarını (piç doğurma) Tanrı yolundan<br />
sap6a olarak görür ve onlara dinsel ö ğütler verirdi. Çocuğun<br />
kimden olduğunu aç ıklama yilrekliliğini gösterenlere de,<br />
(babanın soylu oldu ğunu bile bile) 'soyluya kara çalma'dan kamu<br />
davası açabileceklerini söyleyerek gözda ğı verirlerdi.<br />
Soylunun ilgi duyduğu yaln ızca genç kızlar değildi.
YOKSULLUK ÇAĞ LARI 35<br />
O, erkeklerin i ş te oldu ğu, günün ortas ında, i ş çilerin ve yar ıc ılar<br />
ın kulübelerini dola şır; çok ya şlı olmayan (genç) kad ınlarla<br />
yatard ı. Kad ınlar, onun iste ğini geriye çeviremezdi. Yoksa (ailece)<br />
çiftlikten at ılırlard ı. Ve de i ş ten atılan kiş inin ba şka yerde<br />
iş bulması kolay de ğildi. Soylular (bu durumlar için) aralar ında<br />
anlaşmışlardı. Koyulan iş çiler kara listeye al ınırd ı .<br />
(...) İkinci kızkarde şim 16 yaşındayd ı. Soylu ona otlukta<br />
sata şmış (...). Her nas ılsa kız kendini kurtarmay ı ba şarm<br />
ış. Ko şarak eve ula şıp, korkulu ve kendinden geçmi ş olarak<br />
olanları anlattı. Babam ın yüzünün nas ıl gerginle şip donukla ştığını<br />
gördüm. Ama hiçbir şey söylemedi. Bir süre sonra d ışarı<br />
ç ıktı. Sonradan ö ğrendim ki, soyluyu bulup, a şağıdan alarak<br />
k ız ı özgür bırakmas ı için yalvarmış ■ ...).<br />
Iki gün sonra, öteki yanc ılardan birkaç ı gelerek kulübedeki<br />
tüm gereçlerimizi dışarı attılar. D ışarı atılmamıza kar şı<br />
ç ıkamad ık. Bir yanc ının soylusuna kar şı konu şabilme yetkisi<br />
yoktu. Şanshymışız ki, çiftlikte I.o da) yanc ı olan halam ız ın<br />
yan ına sığındık. Babam hemen ba şka çiftliklerde i ş aramaya<br />
koyuldu ama kimse onu çalış tırmak istemiyordu. Sonunda kente<br />
ta şmdık da, orada i ş bulabildi. Yoksullu ğumuz sürüyordu<br />
ama tutsak de ğildik. Yaşam, hepimiz için ne güzeldi. Özgürlüğümüzün<br />
bilincindeydik (*)."<br />
BÖYLE YA Ş ADIK<br />
Jane Fredlund'un "Böyle Ya şad ık" adlı yapı tından da<br />
temizlik üzerine yazd ıklarını aktarahm:<br />
"Y ılda iki kez, büyük avlulara büyük çama şır kurulurdu:<br />
25 Marttaki Meryem Ana Yortusundan önce ve aral ık<br />
başlarında Noel'i kar şılama mumlan yak ılmaya ba şlanmadan.<br />
S ık çama şır de ğiştirilmemesine kar şın, yarım yılda oldukça çok<br />
iç çama şırı ve gömlek toplanır& Çar şaf genellikle yar ım yılda<br />
bir de ğiştirilirdi. Y ıkanan çama şırlar çok kirliydi. Erkeklerin,<br />
günün ağır işlerinden sonra, hiç temizlenmeden ve de ço ğu kez<br />
iş giysileriyle yata ğa girmeleri de eklenince, (çama şırlardaki)<br />
kirin çoklu ğu daha iyi anla şılır (...).<br />
Sonunda s ıra kiş isel temizli ğe gelirdi. Ki şiler çok s ık<br />
*) Julius Ejdestam, De fattigas Sverige, Stokholm, 1969 (sayfa 21-24).
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A -- İ SVEÇ— 36<br />
y ıkanmazdı. Tüm gövde yaln ızca Yaz Ortas ında (bayram) ve<br />
Noel'de temizlenirdi. Bir Güneybat ı Isveç çiftlik k ızı, 1860'<br />
lardaki çocuklu ğunun Noel y ıkanmalar ını şöyle anlat ır: 'Anam,<br />
ocağın karşıs ına büyük tir le ğen koyard ı. Biz (küçükler) s ıra ile<br />
(le ğene) oturur, y ıkan ırd ık. Bu (y ıkanma) her y ıl, anam ya şadığı<br />
ve küçük oldu ğumuz sürece yap ıld ı. Sözde Noel'e temiz girilmesi<br />
gerekirdi (...).'.<br />
"Karl XII Üzerine Görgü Tan ı klar ı " adl ı yap ı tta, Karl XII'nin<br />
(Demirba ş Ş arl) 1716'da Norveç'te Papaz Sören Hagerup'un bölgesinde<br />
bir süre konaklad ığı belirtilir. Papaz Sören Hagerup, bir Danimarka<br />
gazetesinde Demirba ş Ş arl üzerine ş unlar ı da yazar:<br />
"Giysilerine bakarak, onu yal ı n atl ı lar ı ndan (süvari) ay ı rma<br />
olana ğı yoktu. Pantolon, pardesü ve paltosunun bir tak ı m ı deriden;<br />
bir tak ım ı da ola ğan mavi kuma ş tand ı . Delik doluydu. Delikli (y ı rt ı k)<br />
bir pardesüsü vard ı ki, onu, ünlü Danimarka binba şı s ı Kuruse'den (arma<br />
ğan) ald ığı n ı söylerdi.<br />
(...) Bir uylu ğu (bacak) çok sakatt ı . Paltosunu da ç ı karmad<br />
ığı ndan, kanat ç ı rpar gibi yürüdü ğü kolay anla şı l ı rd ı . Burnundan hep<br />
sümük akard ı . Ve yemek yerkenki görünümü (hiç) iyi de ğildi. Kraldan<br />
çok bir kaç ı k (deli) gibi kendini yeme ğe verirdi.<br />
Tam saat 01'de mahmuzlu çizmesi, paltosu ve k ı l ı c ıyla, küçük<br />
ot yata ğı na yatard ı ..."<br />
(Hans Villius, ogonvittnen Karl X11, Stokholm 1960, Sayfa 182)<br />
Sa ğlık aç ısından oakıhnca, eski dönemleri 'pislilik dönemi'<br />
olarak niteleriz. İğrençlik ve kirlili ğin yürürlükte oldu ğu,<br />
önümüzden iki yüzy ıl öncesini düşünürsek, evet. Ama (daha geriye)<br />
16. ve 17. yy'lara gidersek, günümüzle kar şılaştırılamamakla<br />
beraber, kişisel temizli ğin şaşılacak denli yüksek oldu ğunu<br />
göriMiz (...).<br />
Kentlerde 1200'ler ve sonras ı, kamusal hamamlarda<br />
yıkan ıhrdı (...).<br />
1684'te. Stokholm Norrströmedeki Drottninggatan<br />
güzel bir hamama kavu ştu. Orada, kimi hastal ıklara iyi geldiği<br />
san ılan zambak ve gül banyosu da sunulurdu. Tüm kurulu şa<br />
'Rosenbad' (gül banyosu) denildi. 1723'te (hamam) y ıkıldı<br />
ama bugün bile (Rosenbad) ad ı durur (...).<br />
1725'te hamamlar kapat ıldı. Ortalığı kasıp kavuran
YOKSULLUK ÇAĞ LARI 37<br />
frenginin ana kayna ğı olarak hamarnlardan ku şkulan ılmış tı .<br />
Içki içiliyor, daha çok ikili küvetler kullan ılarak ve de genelevlerle<br />
ili şkili olarak da çalıştır ılıyordu. Yak ıt ve su lutlığı da<br />
birer kapatma nedeniydi. A şağı yukarı o zamanlar kentlerde<br />
saunaya (fin hamam ı ) da ilgi azald ı. 18001ii y ıllar ın başlarında<br />
Fin köyleri d ışında saunalar tümüyle unutularak, buralardan<br />
domuz eti (isteyerek) kurutma yeri olarak yararlan ıldı. Temizlik<br />
aç ıs ından karanl ık devir başladı.<br />
Ilıca, özellikle vars ıllar için gidilecek yerlerden oldu.<br />
Yukarı sın ıf kadınları, y ılda bir kez Baden-Baden (B Almanya)<br />
ya da ba şka bir ılıcaya gitmelerini gerekli say ıyorlardı. Ama genelde<br />
pislilik ça ğına girildi.<br />
18. ve 19. yy'larda halk ın hızlı çoğalmas ı ve ba şlayan<br />
endüstrile şme ile kentlere y ığıhnması pislilik dönemine rastlar.<br />
1800'lerdeki tüberküloz (verem) salg ınının nedenlerini,<br />
kötü sağlık bakımı ve dar konutlarda oturmaya ba ğlamak gerekir.<br />
Gerekirse (yaln ızca) yüz ve eller y ıkamrd ı. Belki bunlar da<br />
yıkanmazdı. 1700'lerden kalma, sa ğlık üzerine bir Frans ız yapıt<br />
ında, yüze su vurulan ba şın, kışın soğuğa; yaz ın da sıca ğa<br />
duyarlı olaca ğı uyarısı yap ılır. Yazara göre, her sabah kuru bir<br />
bezle ovalanmak, temizlik için yeterlidir. Giysilerin kaplad ığı<br />
yerlere bir su damlas ı (bile) çok seyrek de ğerdi. Giysileri ç ıkarıp<br />
tüm gövdeyi (ç ıplak) y ıkamak, görgüsüzlük belirtisi say ıhrd<br />
ı. Yaln ızca 'y ıkanma' sözcü ğü bile, iyi yetişmi ş bir kadının<br />
yüzünü kızart ırdı (*).'<br />
*) Bugün bile hiç y ıkanmayan Isveçlilere rastlan ır. Kâ ğıt fabrikas ının,<br />
çal ış tığım bölümündeki 12 İşçiden 3'ünün (ikisi Isveçli; biri Finli)<br />
y ıkandıkların ı hiç görmedim. Gören de yok!<br />
Du ş yapanlar havluyla; ellerini ayaklar ını y ıkayanlar kâ ğıtla kurulan ır.<br />
Duştan sonra (havlu yerine) kâ ğıtla kurulananlar da var. Bunlar, 30 cm<br />
enindeki kâ ğıt bobinden 15.20 m kâ ğıt harcarlar. Ayaklar ına takunya<br />
vb geçiren hiç yok. Ço ğu, 10.15 m'ye varan soyunma dolaplar ına yal ı -<br />
nayak gider (bir-ikisi ayaklar ına kâ ğıt dolar).<br />
Hiç y ıkanmayanlardan 25 yaşlarındaki Sven, aptalcad ır. Ama sürücülük<br />
belgesi var (i şe arabas ıyla gelir-gider). Sven'e arkada şları (arkas ından)<br />
"köylü" (bonden) derler. Bu Sven, i şe ilk başlad ığında, ellerini kâ ğıt yeri-<br />
ne yüz havlusuna silerdi. İki y ıl kadar sonra, havlusunu yan ında taşımama-<br />
ya başlad ı. Kâ ğıt da kullanm ıyordu. Kendisini izledim, dolab ındaki hav-<br />
luyla kuruluyordu ellerini. Bir gün, Sven ellerini y ıkarken, dolab ındaki hav-<br />
lusunu görme olana ğı n ı buldum. Ak havlu,kirden kapkara kesilmi ş ti!Sven,<br />
işe baş lad ığının alt ınc ı y ı l ında ellerini kâ ğıtla kurulamaya başlayabildi.<br />
(HTY)
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A — İ SVEÇ— 38<br />
Köylerin, kentlerden biraz daha temiz oldu ğu san ılı -<br />
yor. Arstalı bir kad ın, giinlü ğünde. 1803'te bir kez y ıkandığıru<br />
yazar. Sonra birkaç y ıl tüm gövdesini hiç y ıkamamış t ır. Daha<br />
sonra sa ğlığa yararlı oldu ğunu anlamış olmalı ki, bir küvet sat<br />
ın alarak y ılda 2-3 kez y ıkan ır.<br />
İlk ve önemli olan su k ıtlığlydı. Su damlalar ını I bile)<br />
biriktirme zorunlulu ğu, temizli ği geriye itiyordu. 1850 dolay<br />
ında bir çiftlikteki çocuklu ğunu anlatan bir kad ın. 'hiçbir<br />
yerde bir y ıkanma dolab ı ya da içi su dolu bir küvet bulundu ğunu<br />
bilmiyorum. El (y ıkama) çana ğı ve testiler o denli küçüktü<br />
ki, şimdi o denli az su koyulanlarm ın eskisini bile bulabilme olana<br />
ğı yoktur' der.<br />
Genelde yazlar ı y ıkan ıhr. Kışınki temizlik, haftada bir<br />
kez ayak banyosu ile s ınırlıd ır. Ayaklar ı y ıkaman ın yolu da 'hizmetçi<br />
ve ye şil sabun'dan geçer. Ş u uyar ıy ı duyunca, ayak y ıkaman<br />
ın da tümüyle güvenilir olmad ığı görülür:<br />
SU<br />
1987'de Isveç'te ki şi başına günde 333 litre su tüketiliyordu (1945'te<br />
150; 1970'te 207 litreydi).<br />
Suyun %53'ü konutlarda; %12'si endüstride; %ll'i okul, hastane gibi<br />
kamusal kurulu şlarda ve %l'i de ba şka amaçlarla kullan ılır. Su kaça ğı<br />
%23'tür. Endüstrinin su gereksinimi her y ıl %4-6 artar.<br />
Bir yunak teknesi (küvet) banyosu için 200; be ş dakikal ık du ş ta 60 litre<br />
su harcan ır. Günde ortalama y ıkanmaya 70; tuvalete 40: çama şıra 30:<br />
yeme ğe 10 litre su gider.<br />
Ülkede 61.610 km (kişi başına 7,33 m) su borusu dö şelidir (su boruların<br />
ın %67'si döküm demir; %24'ü plastik; %3'ü çelik; %6's ı da öteki<br />
gereçlerden yap ı l ıd ır). 1.342.000 su saati i şler. Bu yolla 7.080.600 ki ş iye<br />
su ula şır. 400.000 özel kuyu (bir o çoklukta da yazl ık evlerde) bulunur.<br />
Göteborg ve çevresinin suyu sa ğlanan Göte Akarsuyu, 1880'den beri<br />
(sağl ık aç ısından) ölçülür. 1970'e dek ölçümler s ıkla ştır ıldı . Bu tarihten<br />
sonra (endüstri ve belediyelerin, pis sular ı temizlemeden sal ıvermemeleri<br />
sonucu) ölçümler 1920 düzeyine dü şürüldü.<br />
Isveç'te la ğım çukuru açmak yasakt ır. Pislikarkı (kanalizasyon) bulunmayan<br />
yerlerdeki la ğım birikimleri bidonlarda saklanarak ar ıtma yerlerine<br />
bo şalt ıl ır.<br />
Cecilia, Cecilia, sen bugün d ışar ı ç ıkamazs ın! Çünkü<br />
dün ak şam ayaklar ın ı y ıkadın!'
YOKSULLUK ÇAĞ LARI 39<br />
EN ÇOK SU VASTERAS'TA<br />
İsveç'te en çok suyu (günde 501 litreyle)sterU,belediyesinde otu-<br />
ranlar harcar. Vsters'ta su, savurganl ık yapacak denli ucuzdur da...<br />
Ülkenin en kurak (!) yeri Halmstad't ır. Orada oturanlar günde 265 lit-<br />
re su ile yetinirler.<br />
(Sverige i siffor, Stokholm, 1985, Sayfa 220)<br />
Kadınlar saçlarını seyrek y ıkardı. Ama daha çok, evde<br />
-haz ırlanan, güzel kokularla kaynat ılmış öküz iliğinden pomat<br />
sürerlerdi. Ba şkaca, ince di şli tarakla taranarak ba ş bitleri ay ıklanmaya<br />
çalışılırdı. Bitler iyice (ba şa) sararsa, saçlar, kaynat ılmış<br />
bitotu ile y ıkanırdı.<br />
Bitler, kirli, seyrek y ıkanan tüm giysileri de severdi.<br />
Smalandh bir uşak şöyle ba ğırmış : 'Allah kahretsin! Bu gömleği<br />
de bit sarmış, giyen daha on bir ay bile olmad ı !'<br />
Stokholm, yüz y ıl tümüyle hamams ız kaldı. 1820'de<br />
Norrbro'da aç ılan tek hamam, tüm Stokholm halkı içindi.<br />
Stokholmlulann temizliği konusunda gerçek u ğraş veren Carl<br />
Curman'dı. Bugün de çalışan, 1869'da Söder'de Stura badhuset'i<br />
(hamam) ve 1885'te Sturebadet'i açt ı. Orada küvet banyosu,<br />
doktor olarak Carl Cunnan' ın sıcak propoganda yaptığı ilaçh<br />
çamur ve deniz yosunu banyolan yap ılırdı. Türk hamam ı ve sauna<br />
da vardı. Önce keselenilerek temizlenilen; saunaya girilen;<br />
sonra da hamamırl restoramnda ö ğle yemeği yenen olağan bir<br />
cumartesi eğlence' yeriydi. Evlere y ıkanma yerleri (banyo) girene<br />
dek, hamam kentlilerin ya şamında büyük rol oynad ı. 1880'<br />
lerde Prens Gustav V (bugünkü Kraldan önceki, 1973'te ölen<br />
Kral) için saraya bir banyo yaptırildlysa da, banyolann büyük<br />
konutlara girebilmesi 1910 11ara; küçük konutlara girebilmesi<br />
de 1930 öncesine rastlar." ("<br />
AMERIKA'YA GÖÇ<br />
1800'le 1850 arasında Isveç'te oturanlar ın sayısı 2,5<br />
milyondan 3,5 milyona (elli y ılda %52); 1865'te 4 milyona ç ıktı.<br />
Bu dönemde doğumlar artmamakla beraber, ölümler azald ı .<br />
Bunun başlıca nedeni, uzun barış dönemine ko şut olarak, ki şilerin<br />
sa ğlık ve besin bakan ına daha iyi özen gösterilmesiydi.<br />
Jane Fredlund, SA levde vi, VAsterAs, 1971 (sayfa 16, 44-49).
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 40<br />
Patatesin yaygınlaşıp ekme ğin yerini almas ıyla besin sorunu bir<br />
ölçüde çözümlenmiş oluyordu. En az ından açlıktan ölümler<br />
azaldı.<br />
YA Ş ORTALAMASI<br />
Erkek Kadın<br />
1751-1790 33,7 36,6<br />
1891-1900 50,9 53,6<br />
1921-1930 61,1 63,1<br />
1951-1960 70,1 74,1<br />
1971-1980 72,3 78,1<br />
1986 74,0 80,0<br />
1987 74,2 80,2<br />
(Kaynak: Valfards Bulleti ııe, Sayi 4, 19881<br />
Çoğalma daha çok köylerde ve ülkenin kuzeyinde ve<br />
de yoksul kesimde oluyordu. 1850'de halk ın %40'nun topra ğı<br />
yoktu. Işsizler ordusu büyük sosyal sorunlar yarat ıyordu.<br />
Bu sorunlara çözüm yollarından biri de göçtü. 1840'<br />
ta dışarıya göç serbest b ırakılmış ; 1850'ye dek Kuzey Amerika'ya<br />
15 bin kişi gitmiş ti. Gazeteler, bro şürler bu yeni ülkeye<br />
gidenlerin özgür ve eşit olduklarını yazıyordu. Orada toprak<br />
bok.d. Toprak ağası, kilise baskısı yoktu. Amerika'dan gelen<br />
mektuplar elden ele dola şıyordu (*).<br />
Özellikle Alman ve İngiliz. kuruluşları Atlantik'in öteki<br />
yakasına sürekli seferler düzenliyordu. Yaln ızca Liverpool'daki<br />
bir gemi ortaklığının, Isveç'in yüzden çok kentinde bürosu vardı .<br />
Amerika'dan yaz ılan mektuplara bir örnek ("Karl" imzas ıyla "Sevgili<br />
K ızkardeşlerim" diye başlayan mektup, New York'tan 23 Kas ım 1879 da<br />
postalanm ış):<br />
"... Bu (hizmetçi) k ızlarla sosyete bayanlar ı aras ında çok az ayr ım var. Ya<br />
da hiç yok. Çünkü, onlar ın da şık giysileri var. Burada her kad ın şapka giyiyor.<br />
Bir (hizmetçi) k ız, aşa ğı yukarı haftada iki dolar kazan ır. Kimi kez<br />
çok da olur. Ya da az da. Ama bir buçuk dolardan az olmaz. Iyi para!<br />
iki dolar, Isveç paras ıyla yedi buçuk kron eder. Bu, (Isveç'te) iyi bir y ıll<br />
ık kazançt ır (...). Bir bayan Ingilizce bilirse, ayda yirmi dolar kazanabilir."<br />
(Sven Sjöberg, Utvandringen till Amerika, Stokholm 1968 ('sayfa 44).
YOKSULLUK ÇAĞ LARI — İ SVEÇ— 41<br />
Göç, 1930'lara dek sürdü. Ço ğunluğu ABD'ne olmak<br />
üzere Yeni Dünya'ya 1,4 milyon Isveçli (ülkede oturanlar ın 1/5'<br />
inden çoğu) göç etti. Daha çok Wisconsin, Minnesota, Kansas<br />
ve Nebraska'ya yerle ştiler. 1900'de yaln ızca Şikago'da 49 bin<br />
Isveçli yaşıyordu. Oturduklar ı yerlerde kendi okullar ı, kiliseleri,<br />
gazeteleri... de oluyordu. İş ya şam ına girenlerden adlar ı Ingilizceye<br />
uyanlar, gerekli uyarlamalar ı yap ıyor, Nilson'lar Nelson;<br />
Tomas'lar Thomas; Henrik'ler Henry; Anna'lar Ann oluyordu(*).<br />
BA Ş BAKAN CARLSSON<br />
1987'de, tv'de Ba şbakan Ingvar Carlsson'la yap ılan<br />
bir söyle şi yay ımlandı. Ben, bu söyle şiden esinlenerek Ba şbakandan,<br />
çocuklu ğunun yoksulluğunu bana da anlatmas ım Istedim.<br />
Ingvar Carlsson, Boras'ta, iki odal ı bir tahta evde, depo<br />
işçisi baba ve temizlikçi ananm üçüncü çocu ğu olarak doğar<br />
(1934). On iki yaşındayken babasını yitirir. O zamanlar "dulluk<br />
emeklili ği" yoktur. Ailenin geçimi bozulur ama evlerinde kalmayı<br />
başarırlar.<br />
Bir temizlikçi kad ının, çocuğunu yüksek okullarda<br />
okutabilmesi o zamanlar çok zordur. Çocuklar hem çah şıp<br />
hem okuyarak öğrenimlerini sürdürürler. Ingvar Carlsson üniversiteyi<br />
de bitirir.<br />
SINIF AYRIMI<br />
Ingvar Carlsson'un, 1940'lar Isveç'inin s ınıf ayrımı gözlemleri<br />
ilginçtir:<br />
Boras'ta dokumac ılık geli şir. Ba şka iş dalı olmadığından,<br />
işçi ücretleri dü şüktür. Bu nedenle kadınların da çalışması<br />
zorunlu gibidir. Karı-koca çalışanlar oldukça iyi konutlarda oturabilirler.<br />
Ö ğretmenlerle öteki devlet görevlileri bahçeli evlerde<br />
otururlar. I şçilerin oturdukları konutlar dokuma fabrikalar ıınırıdır.<br />
Ama fabrikatörler halktan ayr ı yerlerde oturur.<br />
"- Kentin bölümleri aras ında çok keskin sınır çizgileri<br />
vardı. Ama biz çocuklar bu s ın ırı tarumazdık. Işçi çocuklar ının,<br />
*) Türkiye'den Isveç'e gelen Leylaelar ın Layla' Hakan'lar ın Hakan; Yunus-<br />
lar ın Jonas; Selimeln<br />
en Selma ya dörui ştürüldüğünü de ans ıtal ım.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 42<br />
orta s ınıfın bahçeli evleri bölgesine girmemesine ili şkin uyarıları<br />
duymazdan gelirdik."<br />
Yukarı s ınıflara (o zaman) dü şmanlık beslemediğini<br />
söyleyen Ingvar Carlsson, sözlerini şöyle tamamladı :<br />
"- Gerçekten, evlerdeki ya şam düzeyi çelişkiliydi.<br />
Ama ben bu çeli şkiyi (sınıf ayr ımı) çok belirgin olarak okulda<br />
farkettim. Her şeye karşın (kendileri istemeden, ana-babalar ın<br />
ın baskılarıyla) ö ğrenimlerini tamamlayabilen o çocuklar ın<br />
kimilerine ac ırdım. Kişinin gelece ğinin (yetene ğine göre değil<br />
de) sosyal durumuna göre belirlenmesinin istenmesini anlayamıyordum.!"
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A<br />
19. yy' ın ortalar ında Bat ı Avrupa ülkeleri endüstrile şme<br />
dönemine girdiklerinde, halk ının %90' ı köylerde ya şayan; topraks<br />
ız köylüleri ve kalabal ık çiftçi aileleriyle Isveç, Avrupa'n ın<br />
en yoksul ülkelerinden biriydi. Ne bir kar ış sömürgesi; ne bir<br />
avuç kömürü ve ne de bir damla petrolü vard ı .<br />
Isveç endüstrisi, 19. yy' ın ortalar ında, geli şmi ş ülkelere<br />
"hammadde patlamas ı"yla geli şmeye ba şlad ı .<br />
18. yy' ın sonlar ında İngiltere'de, demirin i şlenmesinde<br />
ağaç kömürü yerine maden kömürü kullanma yöntemi bulununca,<br />
Isveç demir-çeli ğinin niteli ği yüksek düzeye ç ıkt ı(*). K ıta<br />
Avrupas ının endüstrile şmesine ko şut olarak, köylerden kentlere<br />
ak ın ba şlamışt ı. Ço ğalan i şçi sın ıfına konut yap ım ı için kereste<br />
*) 1700 ba şlar ında, günümüz modem i şletmelerinin çekirde ğini olu şturan<br />
"bruk"lar kurutmaya ba şlanm ış t ı. Demirin işlenmesinde a ğaç kömürü kullan<br />
ıld ığından, "bruklar orman içlerinde kuruluyordu. A ğaç kömürü yerine<br />
maden kömürü gündeme gelince, bruklardan ço ğu kapanarak, ayakta kalanlar<br />
geni şledi. Yem "fabrikalar orman içi yerine, kentlerin çevresinde<br />
kurutmaya ba şland ı .<br />
43
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 44<br />
gerekliydi. Kerestenin d ış pazarlarda al ıc ı bulmas ıyla da, yüzy ıllard<br />
ır halk masal ve öykülerine konu olmaktan ba şka pek i şe<br />
yaramayan ormanlar birdenbire de ğer kazand ı. Bir üçüncü kaynak<br />
da bulunmu ş tu: Akarsular. Kereste ve demir, h ızla endüstrile<br />
şen Avrupa'da kolayca al ıc ı buluyor; akarsular, kerestelerin<br />
limanlara ucuza inmesini sa ğlıyordu. Norrland (Kuzey Isveç)<br />
kısa sürede i şçi cenneti oluvermi şti.<br />
ISVEÇ'IN İ LK DI Ş SATIMCISI<br />
Bu y ı l, 700. y ı l ı m ızı kutluyoruz. İş ya şam ında bir rekor. Stora, dünyan ı n<br />
en eski ortakl ığıd ır. 1288'den çok önce kurulmu ş tur. Falun bak ı r ı ,<br />
Viking pazarlar ında k ı l ıç ve süs yap ı m ı için aran ır ve pazarlama İ sveç<br />
s ı n ı rlar ı n ın çok ötelerine dek uzan ı rd ı ...<br />
Stora bugün, geni ş kapsaml ı ara şt ı rma ve geli ştirmeleriyle, yüksek yap<br />
ı m yöntemleri uygulayan, Avrupa'n ın önde gelen orman endüstrisi<br />
kurulu şlar ı ndand ır.<br />
STORA<br />
(1988'de, gazetelerdeki duyurusundan)<br />
DEMIR<br />
Demir, Bergslagen (Orta Isveç) bölgesinde 13. yy'dan<br />
beri ç ıkarılıyordu (demirin varlığı IÖ 500 y ıllarında bilinir).<br />
1720'ye dek, ç ıkar ılan demirin %80'inden ço ğu Ingiltere'ye sat<br />
ılırd ı(*). İngiltere ilk endüstrile şen ülkeydi. Ilk makinelerin büyük<br />
bölümü demirden de ğil, ağaçtan yap ılırd ı . Konut yap ım ında<br />
demir kullan ılmazd ı. Bu yüzden, demirin tüm dünyada de ğer kazanabilmesi<br />
için, demiryolu yap ımının gündeme gelmesine dek<br />
(18. yy) beklendi. 1902'de, kuzeyin buz tutmayan liman ı Narvik'in(**),<br />
dünya maden ocaklar ın ın en büyüğü olan Kiruna'ya<br />
demiryoluyla ba ğlanmas ıyla, dış ülkelere demir sat ışı kolayla ş t ı<br />
(yine demiryoluyla Lulea üzerinden yap ılan ta şıma, Balt ık Denizinin<br />
k ışın buz tutmas ı yüzünden düzenli olmuyordu). Ülke demirinin<br />
%90c ı, Kiruna ve yak ınlarındaki Malmberget bölgesinden<br />
ç ıkar ılır.<br />
*) 1700 .1ü y ılların ilk yarısında d ışsat ım ın %75'ini demir olu şturuyordu.<br />
1700'lü y ıllardan önce bak ır, demirden öndeydi (d ışsat ımda bak ır ve demiri<br />
katran izlerdi). Avrupa'da birçok kilise ve kamusal yap ın ın çat ıs ı Falun<br />
(Isveç) bak ınyla kapl ıd ır.<br />
**)Narvik, 1905'te Norveç'e ba ğıms ızl ık verilene dek İsveç'indi.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 45<br />
ORMAN ÜRÜNLERI<br />
Su gücüyle çalışan ilk ağaç kesme h ızar ı 1730'larda çalışmaya<br />
ba şlad ı (Hollanda'da 1500'lerin sonlar ında yel gücünden<br />
yararlan ıhyordu).<br />
Orman ürünleri 1800'lerde Kuzey Isveç'in ekonomik ve<br />
sosyal gücünü geli ştirdi. En parlak devir 1850 dolaylar ıd ır.<br />
YILLIK ORMAN KES İ M İ<br />
(Net Milyon Metreküp Olarak. 1985-86)<br />
Kereste 22,4<br />
Ka ğıt ve ka ğıt hamuru 25,3<br />
Yak ı m (odun) 3,1<br />
Öteki amaçlar 0,9<br />
TOPLAM 51,7<br />
(Kaynak: Statistisk ârsboi, 1988)<br />
Maçlar ın tür azl ığı (köknar %46, sar ıçam %37), uzun<br />
sürede büyümesi (uzun lifli olu şu), kesim ve ta şıma kolaylıklar ı<br />
bak ım ından ekonomik de ğeri büyüktür. Son y ıllarda, daha ekonomik<br />
oldu ğundan, d ışardan da kereste al ınmaktad ır. Y ıll ık kesim<br />
1973'te 83 milyon metreküpken, 1980'de 63 milyon metreküpe<br />
düştü. 1950'den 1970'e dek kesimin ço ğalmas ını , Isveç'in<br />
(o zaman) çok büyümesine ko şut olarak, ormana çok say ıda yeni<br />
makine girmesine ba ğlayabiliriz. 1973 akaryak ıt bunal ımı, kesi-<br />
A Ğ AÇLARIN YILLIK BÜYÜMES İ<br />
(1985'teki Çokluk ve yüzde)<br />
Milyon<br />
metreküp Yüzde<br />
Köknar 41,48 48,5<br />
Sar ı çam 27,35 32,0<br />
Hu ş ağac ı 11,61 13,5<br />
Ötekiler 4,99 6,0<br />
TOPLAM 85,33 100,0<br />
(Kaynak: Statistisk ırsbok, 1988)
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A — İ SVEÇ— 46<br />
mini hı z ını da kesti. 1960'larda endüstriye i şçi gereksinimi artt ı kça,<br />
kimi ekili alanlarla otlaklar da ormana dönü ş türüldü. Orman<br />
art ığı h ızla ço ğal ıyor. 1987'de 64 milyon metreküp kesime karşı<br />
l ık. 92 milyon metreküp büyüme oldu.<br />
Ormanlar ın %25'i kamu kesiminindir. 11 kurulu ş , özel<br />
ormanlann %90' ını elinde tutar.<br />
YILDA 90 MILYON F İ DAN<br />
Kesilen her a ğaç yerine be ş (tane) yenisi dikilir. Ülkemizde, en çok<br />
orman ı olan Domânverket, y ılda yakla şık 90 milyon fıdan diker...<br />
Dikim, çok büyük bir i ştir. E ğer, birer metre aral ıkla düz bir çizgiye<br />
dikilecek olsa, dünyay ı üç kezden çok dolanmak gerekir.<br />
...Fidan ın iyi geliştiği yaz aylar ında, dikimde istekle çal ışan az bulunur.<br />
Bu aylar, çoklar ın ın dinlence aylar ıdır. Dahas ı , Kuzey İsveç'te yaln ızca<br />
iki-üç ay dikim yap ılabilir. Güneyde bu süre dört-be ş ayd ır.<br />
(Natur Fritid, Say ı 1, 1988)<br />
Dünya kereste üretiminin %3'ünü (d ış pazarlar ın %10'u);<br />
kağıt üretiminin %6's ın ı (d ış pazarlar ın %13'ü) İsveç kar şılar. Kimi<br />
işletmeler, kullan ılmış ka ğıt da i şler(`)<br />
YABANCI ETKISI<br />
Endüstri alan ındaki ilk giri şimcilerin yabanc ılar (göçmen)<br />
olduğu kuşkusuzdur.<br />
1250'de Kuzey Alman Kentlerine gümrüksüz al ışveri ş kolaylığı<br />
(kapitülasyon) sağlanmas ından sonra, Almanlar İsveç<br />
İ Y İ KA Ğ IT TOPLANIYOR<br />
—AMA ENDÜSTR İ İ STEM İ YOR-<br />
Geçen y ı l, ortalama her İ sveçli 1,3 a ğaç kurtard ı . Daha da çok ka ğıt toplanabilir.<br />
Ama ka ğı t endüstrisi, önümüzdeki y ıllar için, daha çok kullan<br />
ı lm ış ka ğıt istemiyor. Gerekçe olarak da., Avrupal ı al ı c ı lar ın taze lifli<br />
ka ğı t istemeleri gösteriliyor.<br />
(Ny teknik, Say ı 3, 1987)<br />
*) Göteborg'a (Mölndal) yerle ş ti ğimizin birinci y ı l ı, Belediyenin ayl ık "kağıt<br />
toplama günü"nü bilmedi ğimizden, evde oldukça çok gazete ka ğıd ı<br />
birikmişti. Yeterli yerimiz de bulundu ğundan, sorun yaratm ıyordu. Sonra<br />
bu ka ğıtlar ı satmay ı düşündük. Ve de t ıka basa doldurdu ğumuz iki özel arabay<br />
ı, kullan ılm ış ka ğıt sat ın alan, kentin öte yakas ındaki yere götürdük.<br />
Ama kapal ıyd ı. Geç kalm ış t ık. Ertesi günü yeniden gitmek zorunda kald ık.<br />
Aldığımız para, neredeyse yak ıt giderimizi bile kar şılamayacakt ı ! (HTY)
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 47<br />
A Ğ AÇLARIN YILLIK BÜYÜMESI<br />
(1981-85 Ortalamas ı )<br />
Milyon<br />
Metreküp<br />
Yüzde<br />
Köknar 43,46 47,7<br />
Sar ı çam 29,38 32,2<br />
Hu ş Ağac ı 12,69 13,9<br />
Ötekiler 5,65 6,2<br />
TOPLAM 91,18 100,0<br />
(Kaynak: Statistisk ksbok, 1989)<br />
kentlerine yerle ştiler. 14. yy'da, kentlerdeki yöneticilerin yar ısı<br />
Alman'dı .<br />
17. yy'da Isveç'in en vars ıl ki şisi, Liege (bugünkü Belçika'da)<br />
do ğumlu bir Valon olan; Amsterdam'da da oturan Louis<br />
de Geer'di(*). Geliri, günümüz Isveç vars ıllarından daha çok olan<br />
Geer'in yapmad ığı i ş yoktu.<br />
Isveç bak ırınm en büyük dışsatımcısıydı. En büyük silah<br />
yap ımcısıydı. Isveç demir endüstrisinin geli şmesinde öncüydü.<br />
Her tür mal üretirdi: Pirinç (maden), çelik, teneke, tel, U ğıt,<br />
kumaş... Gemi yapın‘ kurulu şları ve deniz filosu vard ı .<br />
Geer, Hollanda'dan Valonlar getirterek, özellikle demir<br />
madenlerinin i şletilmesinde çalıştırdı .<br />
Almanlardan ve Valonlardan ba şka Avusturya ve Fransa'<br />
dan da Isveç'e göçenler oldu. Göçmenler kendi dillerini konuşurdu.<br />
Ama ikinci ku şak, dilde ve davram şta Isveçliydi.<br />
1620'lerde kurulan Göteborg, bir Hollanda kolonisi olarak<br />
düşünülmüştü. Kentin ilk yönetiminde (belediye üyelikleri)<br />
10 Hollandal ı, 7 Isveçli ve 1 Iskoçyah vard ı. Ikinci yönetim daha<br />
da yabancı ağırhkhyd ı : 5 Hollandalı, 3 Isveçli, 2 Alman ve 1<br />
Iskoçyah.<br />
*) 1985'te bir yabanc ı (M ısırl ı Refaat El-Sayed) Isveç'te "y ıl ın işadam ı"<br />
seçildi. 1966'da Isveç'e gelen EI-Sayed, k ısa sürede işçilikten i şverenliğe<br />
yükseldi. 1970 ile 1980 aras ında, kimi buluşlann yaşama geçmesi amac ıyla<br />
devletten milyonlarca kronluk destek sa ğlad ı. 1981'de ilaç kurulu şu "Fermenta"y<br />
ı kurarak büyük üne kavu ş tu ve bu kurulu şu halka açt ı. Isveç'in<br />
varsıllanndan olmuştu.<br />
Kötü giyinen, biraz komünist olan, futbol oynayan, yüksek ayl ık almayan<br />
El-Sayed, basında da "sevilen ki şi" olmu ştu.<br />
1986'da "doktor" olmad ığı ortaya ç ık ınca, işleri bozulmaya ba şladı. 1987'<br />
de tüm (yasal) varl ığını yitiren.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 48<br />
YENI BULU Ş LAR<br />
Demir ve kereste d ışsat ımın ın hızlanmas ı , İsveç endüstrisini<br />
de hızland ırd ı. Demiryolu yap ımına önem verildi. Demirin<br />
işlenmesi ve ka ğıt yap ımında önemli ilerlemeler oldu. Yeni bulu<br />
şlarda say ısız örnekler verildi: Su alt ında kablo dö şeme, bilya<br />
yataklan (SKF), deniz pervaneli, asetilen gaz donan ımlı deniz<br />
feneri (AGA), tek parçal ı buzdolab ı (Elektrolux), kutu kibrit,<br />
santigrat ısıölçer, dinamit hamuru, otomatik telefon (Ericsson),<br />
üç giri şli elektrik motoru (ASEA), ya ğ ve kaymak ay ır ıc ılar ı (Alfa-Laval)...<br />
birer Isveç bulu şu olarak ortaya ç ıkıyordu.<br />
ÇOKULUSLU İ LK BÜYÜK KURULU Ş LAR<br />
ATLAS COPCO. 1873'te demiryollar ı na vagon yap ı m ına ba ş lad ı 1900'<br />
lerde bas ınçl ı hava veren makinelerin yap ım ına ba ş lad ı . Fabrikalar ı n ı n<br />
dünyaya yay ı l ışı Ikinci Dünya Sava şı ndan sonrad ır.<br />
L M ERIKSSON. 1876'da telgraf gereçlerinin onar ı m ıyla i ş e baş lad ı<br />
1980'lerde telefon yap ı m ına da geçti 1887'de Petersburg'ta (Leningrad),<br />
1904'te de New Yorkta fabrika kurdu.<br />
ASEA. 1882'de elektrik lambas ıyla pazara girdi. Tüm İ sveşi ışıkland<br />
ırma dü şüncesinden yola ç ık ılm ışt ı . Elektrik dinamosunu buldu.<br />
1914'te alt ı ülkede kurulu şu vard ı . 1987'de İsviçre kurulu şu Brown<br />
Boveri (BB) ile birle şti.<br />
ALFA LAVAL. 1883'te süt sa ğ ma makinelerini pazara sürdü. 1900'den<br />
önce Rusya ve Almanya'da fabrikalar ı vard ı .<br />
SAAB SCANIA. 1891'de vagon yap ı m ına ba şlad ı . 1897'de İ lk Isveç<br />
arabas ı n ı pazara sürdü'<br />
AGA. Demiryollar ı na ışı kland ırma da gerekliydi 1904'te bu amaçla<br />
kuruldu. Birinci Dürya Sava şı ndan önce birkaç Güney Amerika ülkesinde<br />
asetilen fabrikas ı kurmu ştu<br />
ESAB. 1904'te elektrik kayna ğı yöntemini geli ştirdi Birinci Dünya<br />
Savaşından önce Ingiltere ve Rusya'da fabrikalar ı vard ı<br />
SKF. 1907'de bilya yapmaya ba şlad ı 1911'de, d ış ülkelerdeki ilk fabrikas<br />
ı n ı İ ngiltere'de kurdu.<br />
VOLVO. 1926'da kuruldu.<br />
Eklenmelidir ki, ço ğu parasal güç ve teknik bilgiyle<br />
Amerika'dan dönen 300 bine yak ın İsveçlinin katk ıs ı da büyüktü.<br />
1870'le 1913 aras ındaki endüstriyel büyümede yaln ızca Japonya<br />
Isveç'i geçebilmi şti.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> NARSILLI ĞA 49<br />
SOSYAL DEMOKRATLAR<br />
GELIYOR<br />
Isveç 'teki "emekçi" s ın ıfın ın gelişimi İngiltere, Almanya,<br />
Fransa gibi ülkelerdekine.benzemiyordu. Ülkeye endüstri geç girmi<br />
şti. İkincisi, endüstrile şme ormandan ba şladığından (ilk endüstri<br />
odak noktalar ı olan "bruk"lar orman içlerinde kurulduğundan),<br />
orman ya da tar ım ağalar ının toprakları içinde olu şuyordu.<br />
"Bolluk ülkesi"nin be şiği olan bu "bruk"lar, ço ğu kez<br />
çok güçlü olan tek ki şilerindi. 19. yy' ın sonlarına dek, patronun<br />
izni olmadan i şyeri de ği ştirilemezdi.<br />
Marksistlerle öteden beri ili şkisi bulunan -August Palm,<br />
1881'de Danimarka'dan Malmö'ye (Isveç) geçerek, i şçi sendikaları<br />
içinde toplumcu dü şünceleri yaymaya ba şladı. Palm; ba şlangıçta<br />
çok az ba şarı sağlayabildi. Alman Sosyal Demokrat Partisinin<br />
tüzüğü ve öteki yay ınlar Isveççeye kötü çevrilmi şti. Dağımk<br />
durumda olan sendikalar, sosyalist eğilimli görünmek istemiyorlardı<br />
.<br />
Palm, siyasal karargâhm ı Stokholm'a ta şıyarak, "Social<br />
Demokraten" adl ı gazetesini ç ıkarmaya ba şlad ı (1885). Iki y ılda<br />
çevresinde 26 seçkin ki şi olu şturdu. Bu 26 ki şi, Isveç sosyal demokrasisinin<br />
ilk büyük ki şileri oldular. Riksdag'a (parlamento)<br />
ilk Sosyal Demokrat parlamenter (1896), hükümete ilk Sosyal<br />
Demokrat bakan (1917) ve ilk Sosyal Demokrat ba şbakan (1920)<br />
bu 26 ki şi aras ından ç ıkt ı .<br />
1889'da kimi sendika temsilcileri Stokholm'da toplanarak,<br />
Isveç'in ilk modern partisi olarak Sosyal Demokrat Partiyi<br />
(*) kurdular. Ama, 250 kadar sendikadan yaln ızca 50 kadar ı<br />
partiyi destekledi. 1898'de I şçi Sendikaları Konfederasyonu<br />
,a1<br />
.. Ş una ku şku yok ki Isveç, birinci ku şak göçmenlerin yapt ığı türden<br />
i ş lerin yava şça ortadan kalkt ığı bir teknolojik de ğ i ş me sürecine girmi<br />
ş bulunuyor. Ekonomik bunal ımdan ç ık ışın i şaretleriyle birlikte<br />
sanayide bilgisayarlar, robotlar, di ğer elektronik ayg ıtlar h ızla yay ı l<br />
makta. Isveç, süratle en büyük sermayenin bilgi oldu ğu, bilginin 'altyap<br />
ı ', üretimin 'üstyap ı' haline geldi ğ i bilgi toplumu olma yolunda."<br />
( Şahin Alpay, Cumhuriyet, 5 Aral ık 1984)<br />
*) Sosyal Demokrat Parti (SDP), Sveriges Socialdemokratiska Arbetareparti<br />
(Isveç Sosyal Demokrat I ş çi Partisi), SAP, S.<br />
f 4
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ- 50<br />
"... Bu parti ideoloji bak ı m ından Marksist Leninist de ğ ildir. Klasik tan<br />
ımlamaya göre, sosyalist de say ılmaz. Bu bak ımdan, İ sveç sosyalizminden<br />
söz etmek yanl ış olabilir. Çünkü, her şeyden önce, Isveç rejiminde,<br />
üretim araçlar ı özel mülkiyet konusu olmaktad ır. Ve İ sveç'te,<br />
ana çizgileriyle kapitalist bir ekonomi vard ır. Ama Sosyal t)er ı okrat<br />
iktidar, kapitalizmin içini oyarak insanlararas ı ;s ı n ıflararas: dengeyi<br />
yaratma çabas ına yar ı m yüzy ı l harcam ışt ır...''<br />
(Tank Zafer Tunaya, Cumhuriyet, 20 Ş ubat 1978)<br />
(LO) kurulunca, tüm sendikalar ın üç y ıl içinde SDP'yi desteklemesi<br />
kararı alind ı(*).<br />
Sosyal Demokratlar, emekçi s ın ıfı dışındaki halk ın da<br />
ekonomik, toplumsal ve ekinsel mutlulu ğunu düşünmek; "halkın<br />
partisi" olmak zorundayd ılar. Endüstrile ş me h ızl ı oluyor ve<br />
üç ku şağa şöyle yans ıyordu: Büyükbaba çiftçiyken, baba mavi<br />
yakah i şçi (fabrika i şçisi); o ğul da beyaz yakah işçi (memur)<br />
oluyordu.<br />
I Ş GÜCÜ GEL İŞİ M İ NE DEVLET YATIRIM1<br />
( İşsiz Ba şı na Yat ır ılan 1.000 Kron)<br />
Yardı m<br />
Etkin<br />
önlemler<br />
Toplam<br />
İsveç 95 218 313<br />
Finlandiya 65 30 95<br />
B Almanya 45 30 75<br />
Fransa 51 20 71<br />
İ ngiltere 24 10 34<br />
ABD 23 8 31<br />
Avustralya 22 6 28<br />
(Kaynak: Veckans affarer, 8 Aral ık 1988)<br />
Sosyal reformlar dizisi, yüzy ıhmız ın ba şında başlar. Norveç<br />
sorunu (1905'te 1sveç'ten ayr ıldı ) ardarda başanl ı hükümetleri<br />
i şbaşına getirdi. 1906'da Norrland'ta, köylülerin ekonomik<br />
olmayan küçük çiftliklerinin, büyük kereste kurulu şlar ınca (ucuza)<br />
kapat ılmas ı önlendi. 1907'de, Laponya'daki (ülkenin en kuzeyi)<br />
GMngesberg demir ocaklann ın yarısı kamula ş t ırıld ı. Bir<br />
*)LO üyeleri, SDP'nin de do ğal (zorunlu) üyesidir. Bu zorunluluk (toplu<br />
kat ıl ım) 1990'da kalk ıyor.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 51<br />
kurul oluşturularak İngiltere, Danimarka ve Almanya'daki emeklilik<br />
konular ı derinlemesine incelendi. Göçlerin nedenleri ara ş -<br />
t ır ıld ı .<br />
1913'te 67 ya şını bitiren herkese emeklilik (dünyada ilk)<br />
tan ındı. oğretmea*rin ayl ıklar ı yükseltildi. Kad ınlar ın geceleri<br />
çali şt ır ılmas ı yasakland ı . İşyerlrinin aç ılış ve kapan ış saatleri<br />
sınırland ırıld ı . 1916'da haftal ık çal ışma (çiftçiler d ışında 48 saate<br />
indirildi( * ).<br />
1920'de SDP, Halk Partisinin ( Folkpartiet) deste ğiyle<br />
hükümet kurdu. Seçim nedeniyle çok k ısa süreli olan bu hükümetin<br />
ba şbakan ı Hjalmar Branting'di.<br />
FABRIKA I Ş ÇILERI<br />
YILDA KAÇ SAAT ÇALI Ş IR<br />
(Zorunlu Saatler D ışı Çal ışmayla Tatil. Hastal ık vb Nedenlerle<br />
Çal ışılmayan Saatler de Içinde. 1987)<br />
İngiltere 1.839<br />
İspanya 1.820<br />
Isviçre 1.800<br />
Danimarka 1.692<br />
İtalya 1.686<br />
Finlandiya 1.654<br />
Norveç 1.628<br />
Belçika 1.600<br />
B Almanya 1.597<br />
Hollanda 1.591<br />
İsveç 1.492<br />
(Kaynak: Sunt Förnuft, 6/19881%<br />
*) Ilk "Çal ışma Süresi Yasas ı" 1919'da ç ıkt ı. Buna göre çal ışma, 8 saatlik<br />
işgünü; 48 saatlik hafta ile s ınırland ı. Bu yasa, devlet hizmetlilerini; büro<br />
hizmetlilerin' ve dörtten çok i şçi çal ış t ıran i şletmeleri kaps ıyordu.<br />
1960'ta haftal ık çal ışma 45 saate; 1969'da 42,5 saate; 1971'de de 40 saate<br />
indi. 1990'lar ın gündeminde 6 saatlik i şgünüyle en az 6 haftal ık y ıll ık dinlence<br />
var. 6 saatlik i şgünü uygulamas ı 1988'de Falun'daki bir hastanede<br />
denenmi şti. Kuzeydeki Kiruna Belediyesi, 1989'a, kendi konutlar ında otu-<br />
ran yaş l ı ve hastalara bakan görevlilere 6 saatlik i şgünü ile girdi. Kuzey<br />
Balt ılCtaki Luleâ kentinde, on bir i şçi çal ış t ıran bir berber i şvereni de (S<br />
saatlik ödeme yaparak) 6 saatlik i şgünü uygulamas ına geçti. Ama öncelik.<br />
6 saatlik i şgünunden çok, 6 haftal ık dinlencede. 6 haftal ık dinlence, 1990'<br />
lar ın ilk yar ısında gerçekleşece ğe benzer (çal ışanlar ın y ıll ık dinlence süreleri<br />
için 114.sayfaya bak ınız).
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A — İ SVEÇ— 52<br />
Bolluk ülkesinin kuruldu ğu 1932-46 y ıllann ın ba şbakan ı<br />
Per Albin Hansson, Malmö'lü bir duvar örücüsünün o ğluydu ve<br />
yaln ızca dört y ıll ık ilkokulu bitirebilmi şti. Önce SDP saflannda<br />
"haberci" olarak çal ışmaya ba şlad ı. SDP Gençlik Örgütünün<br />
kurulu şunda eme ği geçti. Daha sonra at ılgan ve taktikçi bir<br />
parlamenter oldu. 1923'ten ölümüne dek partisinin ba şkan ıyd ı .<br />
1946'da, İskandinav Ülkeleri ba şbakanları oturumundan sonra,<br />
tramvaydan inip, yaya olarak evine dönerken (kalp yetmezli-<br />
ğinden ) öldü.<br />
YILDA KAÇ GÜN I Ş E G İ TNIEZLER<br />
(Fabrika iş çisi, 1987)<br />
Hastal ık<br />
Nedeniyle<br />
Öteki<br />
Nedenlerle<br />
TOPLAM<br />
İ spanya 4,0 5,5 9,5<br />
İ ngiltere 11,0 2,4 13,4<br />
Danimarka 11,6 3,5 15,1<br />
İtalya 10,8 11,4 22,2<br />
Finlandiya 18,6 8,8 27,4<br />
Norveç 21,0 7,0 28,0<br />
B Almanya 18,0 2,6 20,6<br />
Hollanda 22,0 2,0 24,0<br />
İ SVEÇ 27,0 17,3 44,3<br />
(Kaynak: Sunt Förnuft, 6/1988)<br />
Per Albin ve arkada şlar ı, toplumun tüm üyelerinin hiçbir<br />
sınıf ve toplulu ğa ba ş eğmeden ya şayabilecekleri bir Isveç dü şlüyorlard<br />
ı. J M Keynes'in kimi ekonomi politik kuramlar ından-<br />
(*) da etkilendiler. İşsizliğin önüne geçmek için yap ılar; yollar<br />
yap ımına giri şilecek; kaynak ödünç, vergi ve kredilerden sa ğlanacakt<br />
ı. 1932 seçim kampanyas ında bunlar ı dile getirdiler. 1933'<br />
te uygulama ba şlad ı. Krediler silah gibi kullan ılıyor; i şsizliğin<br />
^ok olduğu yerlerde yap ım (yol, yap ı) ba şl ıyordu.<br />
*) "Keynes önemle belirtmi ş tir ki, (...) yat ır ım ya da tüketim ço ğals ın (...),<br />
milli gelir ve istihdam düzeyi yükselsin. Aksi halde, çok önemli bir i şsizlik<br />
sonsuz(a dek) sürüp gidecektir. $u halde hükümet tam istihdam istiyorsa,<br />
işadamları n ı yat ırım yapmaya te şvik etmeli, (...) geni ş ölçüde bayınd ırl ık<br />
i şlerine giri ş melidir (...). Böyle bir politika ile bütçede aç ık meydana gelme-<br />
sinin hiç önemi yoktur."<br />
(Michael Steivart, Keynes Devrimi (Çev A Baltac ığil), Istanbul, 1970, sayfa 105)<br />
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 53<br />
Isveç, Ikinci Dünya Sava şın ı, Birinci Dünya Sava şına<br />
oranla daha az s ıkınt ılı geçirdi. Sava şın ba şından bitimine dek<br />
(1939-45), Komünist Partisi d ışındaki dört parti ortakl ığınca yönetildi.<br />
1942'de kira denetimi ba şlad ı . 1944'te herkese i şsizlik;<br />
hastal ık ve çocuk paras ı (1937'de ko şullu olarak ba şlam ışt ı) uygulamas<br />
ına geçildi. Eşit e ğitim olana ğı, daha kısa çalış ma haftas ı<br />
ve gerçek gelirin yükselmesi gündeme geldi. "Ulusalla şt ırma" ve<br />
"yararl ıIa şt ırma" kurullar ı kuruldu. Bir i şi özel kesim daha iyi<br />
yapıyorsa, serbest b ırak ılacakt ı. Devlet, "parasal" de ğil. "toplumsal"<br />
nedenlerle endüstriye giriyordu. Sosyalist olmayan partiler,<br />
ulusalla şt ırma uygulamasın ın barış devresinde de yayg ınla<br />
şma olasılığından korkmakla beraber, SDP'yi geni ş çapta desteklediler.<br />
1932'de %31; 1940'ta %9 olan i şsizlik, 1950'de c 702'<br />
ye düştü (1988'de %1.1).<br />
Burjuva partilerinin(*) 1976'dan 1982'ye dek hükümet<br />
"... 20. yy' ı n ba şından itibaren Isveç kapitalizmi yeni bir döneme girdi.<br />
Büyük sanayi sermayesiyle banka sermayesini kayna ş mas ı yla finans kapital<br />
do ğdu. Finans kapitalin hakim oldu ğu banka ve ş irketler, küçük<br />
bankalar ı ve ş irketleri y ı:tarak gittikçe büyüdüler ve güçlendiler. Serbest<br />
rekabet şartlar ı ortadan kalkt ı ve tekelci kapitalizm dönemine geçildi.<br />
Ekonominin çe şitli dallar ında birkaç büyük şirket üretimin büyük bölümünü<br />
denetler hale geldi. Isveç ekonomisine ve siyasetine o tarihten<br />
itibaren büyük etkileri olacak Sanayiciler Birli ğ i (Industriförbundet)<br />
1910 y ı l ında kuruldu. 1911'den itibaren Isveç, sermaye ihraç etmeye<br />
baş lad ı . Birinci Dünya Sava şı n ın sonundan ba ş layarak Isveç ş irketleri<br />
(Affa-Laval AGA, LM Eriksson, SKF, daha sonralari Atlas Copco, Elektrolux<br />
vb) uluslararas ı karteller kurmaya ba ş lad ı lar.<br />
20. yy' ın ba şından itibaren, Isveç ekonomisinde tekelle ş me sürekli<br />
olmu şsa da, belliba ş l ı üç önemli birikim dönemi gözlemlenmektedir:<br />
İ lk dönem 1910'lar, ikinci dönem büyük buhran ı izleyen 1930'lar ve<br />
üçüncü dönem de 1960 y ıllar ıd ır 1930 buhran ı küçük ş irketleri iflasa<br />
sürükledi. Sanayide h ı zl ı bir birikim oldu. 1960`larda ise büyük bankalar<br />
ve ş irketler aras ı nda birle şmeler büyük bir art ış kaydetti Örne ğ in bütün<br />
1950'lerde 635 birle ş me kaydedilmi şken, 1960'larda 2.543 birle ş -<br />
me oldu."<br />
(Mehmet Ça ğ, Cumhuriyet, 5 Ekim 1976)<br />
*) Isveç'te "sa ğ kanat" partilerine "burju va partileri" (borgerliga partierna)<br />
denir. Sosyal Demokrat Partinin ba şa geçmesinden 44 y ıl sonra (1976'da)<br />
ilk kez, sosyalist olmayan partilerden (üç parti) olu şan bir hükümet kuruldu.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 54<br />
oldu ğu alt ı y ıl boyunca, düzende hiçbir de ğ i şikliğe gidilmedi.<br />
Sosyal Demokratlarda da "dogmatik sosyalizm" e ğilimi yok.<br />
1984'te İşçi Yat ır ım Fonu(*) kuruldu. Kayna ğını i şverenlerden<br />
al ınan "ücret kesintisi" ve "gelir vergisi"nin olu şturdu<br />
ğu fon, "iyi devrelerde birikim, kötü devrelerde harcama"ya<br />
yöneliktir.<br />
"... K ırk y ı l ı a ş k ın süredir, parlamentoda ço ğ unluklar ı varken bile, Isveç<br />
Sosyal Demokratlar ı o ço ğunlu ğa dayanarak yasa ç &artmaya kalk<br />
ış mam ış lard ı r. Bir yasa tasla ğı n ı daha tasar ı ya dönü ştüriip parlamentoya<br />
sunmadan önce, en az on y ıl on be ş y ıl bazen yirmi y ıl, toplumun<br />
her kesiminde tart ışı la tart ışı la olu şturmu şlard ır. Onun için Isveç'te<br />
yasalar çok geç ç ıkar; k ısa sürede yasa ç ıkarmakla ö ğünülmez ve bu çok<br />
yad ırgan ır. Ama bir yasa bir kez ç ı kt ı m ı o art ı k bütün toplumun mal ı<br />
d ır ve bir daha kolay kolay de ğ i ş mez. O nedenledir ki Sosyal Demokratlar<br />
ın iktidardan ayr ı ld ığı döremlerde bile, Isveç'in sosyal demokrat<br />
düzeni nden geriye do ğru ad ı m lar at ı lamamaktad ır<br />
Böylece, Isveç Sosyal Demokratlar ı görünürde kaplumba ğa h ız ı ile giderek,<br />
ereklerine h ızl ı ko şan nice tav şandan daha çabuk ve daha etkin<br />
bir biçimde eri şebilmi şlerdir. "<br />
(Bülent Ecevit, Milliyet, 3 Ekim 1984)<br />
Isveç endüstrisinin %85'i özel kesim; %8'i devlet kesimi;<br />
%2'si kooperatiflerindir. Devlet, demiryolu; ileti şim (PTT) ve<br />
enerji üretimini elinde tutar. 1950'den sonra bunal ıma giren kimi<br />
kurulu şlar kamula ştırıld ı (**).<br />
*) i şverenlerin ho şnutsuzlu ğu nedeniyle tart ışmas ının sürdürüldüğü fon,<br />
beş bölgede kuruldu. Fonlar ın, dokuzar ki şiden olu şan yönetim kurulu<br />
üyeliklerinden be şini İşçi Sendikalar ı Konfederasyonu belirler. Fonlann<br />
ba şl ıca amaçlar ı şöyle özetlenmi ş tir: 1- Toplumda parasal birikimin sa ğ -<br />
lanmas ı, 2- Genel Ek Emeklili ğine katk ı, 3- Çal ışanlara birikim, 4- Çal ışanlara<br />
söz ve 5- Daha e şit varl ık da ğı l ımı .<br />
**)Devlet, 1950'lerde geni ş bir alana yay ılmış bulunan ve gün geçtikçe<br />
kaybeden Uddevalla tersanelerini; 1957'de, ülkenin en büyük demir ocaklann<br />
ı elinde tutan LKAB' ın %95'ini; 1969'da bir ilaç yap ım kurulu şunun<br />
(AB Kabin) %65'ini sat ınald ı . 1970'te devlet holdingi (Procordia AB) ku<br />
rularak, kurulu ş lardan kimilerinin tek elden yönetimi sa ğland ı. 1970'lerin<br />
ikinci yar ıs ında (akaryak ıt bunal ım ı döneminde) kimi tersane, çelik ve<br />
tekstil kurulu ş lar ı da devletle ştirildi.<br />
Procordia AB'den ayr ı olan ba şl ıca devlet kurulu şları şunlard ır: LKAB (madencilik),<br />
Svenska Varv (tersane), Pripps (bira) ve PK Banken (banka).
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 55<br />
SOSYAL DEMOKRAT PART İ 100 YA Ş 1NDA<br />
... Eski işletme patronlar ının (bruk ağalan) egemenlikleri k ırıld ı. Ama<br />
o eski baylar, yeni yöntemlerle geldiler: Bir seçkinler toplulu ğu politikayı,<br />
devleti, belediyeleri ve illeri yönetiyor. Bir ba şka seçkinler topluluğu<br />
ekonomik yaşamı yönlendiriyor. Bir üçüncü seçkinler toplulu ğu da<br />
basın yay ın ve iletişim endüsrisinin ba şındal..<br />
Rolf Alsing<br />
(Aftonbladet, 2 Ocak 1989)<br />
1989'da Sosyal Demokratlar, partilerinin kurulu şunun<br />
100. y ılını kutluyor. "Sosyal Demokratlar Ne Istiyor? " adl ı bir<br />
tv programında(*), Ihmhlar Partisi Eski Ba şkan ı Ulf Adelsohn,<br />
SDP'yi şu sözleriyle övdü :<br />
"- SDP, gücünü vars ıl bir sosyalist gelene ğe dayand ıran bir<br />
parti. Uluslararas ı alandaki sayg ınlığını yads ımak olanaks ız. SCP,<br />
Isveç'i tar ım toplumundan endüstri toplumuna dönüştürdü. Programındaki<br />
sosyalist nitelikteki amaçlar ı bir bir gerçekle ştirdi.<br />
Sa ğdan da sürekli olarak ders al ıyor... "<br />
EN BÜYÜK 1D İŞ VER EN<br />
(1987'de Isveç İçinde Çal ışt ırdığı i şçi Sayısıyla . 1.000 Olarak)<br />
1-Konsumentkoop (Tüketici Kooperatifi) 63,0<br />
2- Volvo 55,2<br />
3- Postverket (Posta Kurulu şu) 50,0<br />
4- Lantbrukskoop (Tar ım Kooperatifi) 50,0<br />
5- Televerket (Telefon Kurulu şu) 48,0<br />
6- ICA Mağaza Zinciri 40,0<br />
7- Saab-Scania 39,6<br />
8- Ericsson 37,0<br />
9- Asea 36,1<br />
10- SJ (Demiryo(ları) 35,5<br />
(Kaynak: Affarsvarlden, 27 Nfflan 1988)<br />
PARTILER<br />
Sosyal Demokrat Parti (SDP), 1918'den beri en büyük<br />
partidir. 1924'te %40 s ınırın ı a ştı. Yaln ızca 1940 ve 1968'de<br />
oylar ın yandan ço ğunu alabildi (%53,8 ve %50,1).<br />
*) Hvad huilja socialdemokraterna, 11 Ocak 1989
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 56<br />
SDP, 1933-36 y ıllarında Merkez Partisinin (eski ad ı Köylü<br />
Birli ği) deste ğiyle; 1936-39 ve 1951-57'de Merkez Partisiyle<br />
ortak (koalisyon) hükümet kurdu (1936'da 100 gün hükümetten<br />
çekildi). 1945-51; 1957-76 ve 82 sonras ında ço ğu kez Komünist<br />
Partinin deste ğiyle hükümeti olu şturdu.<br />
PARLAMENTODAK İ<br />
S İ YASAL PART İ LER<br />
SOSYAL İST BLOK:<br />
Sosyal Demokrat Parti (SDP)<br />
Oy<br />
Oran ı<br />
eve<br />
say ı sı<br />
(Sveriges Socialdemokratiska Arbetareparti, SAP, S) 43,7 156<br />
Komünist Parti<br />
(Wnsterpartiet Kommunisterne, VPK) 5,9 21<br />
SAG BLOK (Burjuva Partileri):<br />
Il ımblar Partisi ( Moderata Samlingspartiet, M) 18,3 66<br />
Halk Partisi (Folkpartiet, FP) 12,2 44<br />
Merkez Partisi (Centerpartiet, M) 11,4 42<br />
BLOKSUZ:<br />
Çevre Partisi, Ye şiller (Miljöpartiet De Gröna, MP) 5,5 20-<br />
Toplam 97.0 349<br />
(Kaynak: Göteborgs Posten, 20 Eylül 1988)<br />
Parlamentodaki Sosyal Demokrat Parti ile Komünist Parti<br />
"sol blok"u; Ilimlilar Partisi, Merkez Partisi ve Halk Partisi de<br />
"sa ğ blok."u (burjuva partileri) olu şturur. 18 Eylül 1988 seçimlerine<br />
dek, bloklar a şa ğı yukar ı e şit güçteydi. Seçimlerden önceki<br />
kamuoyu yoklamalar ında "Çevre Partisi, Ye şiller"in c7c10 dolay<br />
ında oy alarak, parlamentoda "kilit parti" olaca ğına kesin<br />
gözle bak ılıyordu. Bu parti adaylar ından ikisinin son birkaç y ıld<br />
ır vergi bildiriminde bulunmamış olmas ı , birinin de vergisi verilmemiş<br />
araba kulland ığın ın ortaya ç ıkmas ı oy oran ın ı etkiledi.<br />
Ye şiller, yetmi ş y ılda parlamentoya girebilen ilk parti(*) oldu<br />
ama (kimi belediye ve iller d ışında) "kilit parti" olamad ı . Sol<br />
blok, üyeliklerin yar ıdan ço ğunu kazanmay ı ba şard ı .<br />
*) Komünist Partisi (VPK) 1917'de parlamentoya girdi. 0 y ıl, ikinci Parlamentodaki<br />
(1967'y-e dek ıkillydi) kimi Sosyal Demokrat parlamenterlerin<br />
de kat ıl ım ıyla kurulan parti, do ğrudan parlamentoya da girmi ş oluyordu.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 57<br />
SEND İ KA CYEL İ KLER İ<br />
(Çal ışanlar ı n Yüzde Kaç ı Sendika Üyesi)<br />
İ sveç 86 İ talya 37<br />
Danimarka 84 İ sviçre 35<br />
Finlandiya 81 B Almanya 34<br />
Belçika 76 Hollanda 33<br />
Norveç 62 Japonya 29<br />
Avusturya 60 ABD 23<br />
İ ngiltere 45 Fransa 21<br />
(Kaynak: Türkçe "Sendikal Haberler, SSC" Dergisi, Say ı 7, 1988)<br />
Avrupa'da ye şiller, İsveç'ten ba şka Belçika, B Almanya,<br />
Avusturya, İsviçre, Lüksemburg, İtalya, Portekiz, İslanda ve Finlandiya'da<br />
da parlamentodad ır.<br />
SEND İ KA G İ DERLER İ<br />
(Metal- İş Sendikas ı Üyelerinden, Gelirlerinin %1.9'u Ödenti<br />
Olarak Kesilir. Sendikan ın Giderleri, Yüzde Olarak, 1987)<br />
Öğrenim ve Bilgilendirme 33<br />
Görü şmeler, Kurullar, Yönetim 32<br />
Anlaş mazl ık ( İşb ırak ım ı) Fonu 11<br />
İşsizlik Kasas ı 7,5<br />
Vergi 7,5<br />
Öteki Giderler 9<br />
TOPLAM 100,0<br />
(Kaynak: Medlem i Metal, Jönköping, 1987)<br />
SENDIKALAR<br />
Isveç i şçileri, 19. yy' ın ortalar ında örgütlenmeye ba şladı<br />
(*). Gerçek anlam ıyla örgütlenme, 1870'lerin endüstri devrimiyle<br />
ba şlar. Sendika üyesi olanlara iyi gözle bak ılmad ığından. ba ş -<br />
*) İ lk i ş çi birli ği (sendika), 1846'da Stokholm'da kurulan "Bas ı mc ı lar Birli<br />
ğ i"dir.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 58<br />
langıçta örgütlenme kolay olmad ı .<br />
1879'da Sundsvall'da 5.000 i şçi i şb ırakım ına (grev) gitti.<br />
I şbırakımcılann üzerine askerler ve ba şka yerden getirilen "i şb ırakım<br />
kırıc ılar ı" ac ımas ızca sürüldü. Sonuç olarak birçok i şçi<br />
işinden ve konutundan oldu.<br />
İŞ Ç İ SEND İ KALARI<br />
(1987 deki Üye Say ılar ı yla)<br />
i ş çi Sendikalar ı Konfederasyonu .. . 2.277.062<br />
(Landsorganisationen =LO)<br />
MI.mur Sendikalar ı Birli ği . 1.233.234<br />
(Tjkıster~ens centralorganisationen =TCO)<br />
Yüksek Oğrenimliler/Yüksek Memurlar Birli ğ i 292.118<br />
(Sveriges aked em ikers centralorganisation =SACO/S R)<br />
1880'lerde sendikalar iyice yayg ınla şt ı . 1898'de I şçi Sendikalar<br />
ı Konfederasyonu (LO) olu ştu. I şverenler de 1902'de<br />
konfederasyonlar ını (SAF) kurdular.<br />
LO ile SAF aras ındaki ili şkiler, 1909 genel i şbırak ımıyla<br />
bozuldu. 1920'lerde i şb ırak ımı ve i şkapat ımı (lokavt) yayg ınlaşt<br />
ı . Ilişkiler üzerine yasal düzenlemeler getirildi. "Pazarl ık Anlaşmas<br />
ı " yap ıld ı. "Çalışma Yargılığı " (mahkeme) kuruldu.<br />
1931'de Adalen'de i şb ırak ımc ıların üzerine askerlerin sürülerek<br />
be ş kişinin öldürülmesi unutulamaz.<br />
1930'larda, LO içindeki beyaz yakah i şçiler (memur),<br />
mavi yakah fabrika i şçilerinden ayr ılarak özerk sendikalann ı<br />
kurmaya ba şlad ılar. Memur Sendikalan Birli ği (TCO) 1944'te;<br />
İŞ VEREN SEND İ KALARI<br />
İ sveç i şverenler Federasyonu<br />
(Svenska arbetsgivareföreningen =SAF)<br />
Devletin İşveren Örgütü<br />
(Statens A.rbetsgivarverk =SAV)<br />
Belediyenin i şveren Örgütü<br />
(Svenska K omunförbundet)<br />
Kooperatiflerin i şveren Örgütü<br />
(K ooperatiorens Förhandling organisation =K FO)
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 59<br />
Yüksek Ö ğrenimliler-Yüksek Memurlar Birli ği(SACO-SR) 1947'<br />
de (SR 1975'te) kuruldu. Isveç'te baca temizleyicilerinin bile<br />
sendikalar ı bulunur. i şçilerin %86's ı sendika üyesidir.<br />
LO ile SAF aras ındaki Saltsjöbaden Anla şmas ıyla (1938)<br />
uzun bir bar ış dönemine girildi. 1945 y ılı ve 1970'lerin akaryakıt<br />
bunal ımı y ılları dışında önemli bir sorun ç ıkmad ı . Isveç endüstrisi<br />
1950 ve 1960'larda iyice büyüyünce, d ış ülkelerde bir<br />
"Isveç modeli" imgesi olu ş tu.<br />
DEVLET KES İ M İ NDE ÇALI Ş ANLAR<br />
(1986'da Tüm Çal ışanlardan Devlet Kesimindekilerin Yüzdesi)<br />
İ SVEÇ 33,0<br />
Danimarka 29,5<br />
Norveç 24,0<br />
İ ngiltere 22,5<br />
Finlandiya 21,5<br />
Fransa 18,0<br />
B Almanya 16,0<br />
ABD 16,0<br />
İ sviçre 10,5<br />
Japonya 6,5<br />
(Kaynak: Veckans affarer, 9 Şubat 1989)<br />
Saltsjöbaden Anla şmas ına göre, görüşmeler dorukta oluyor.<br />
ilk görü şmeler ba şar ısızlıkla sonuçlan ırsa, taraflar bir haftahk<br />
süre içinde i şbırakımı ve i şkapatımına gidemiyorlar. Bir haftalık<br />
düşünme süresi içinde (gerekti ğinde hükümetçe atanan arabulucular<br />
da devreye girerek) i ş olgunla şıyor. Bir hafta sonunda<br />
da anla şmaya var ılamazsa, yedi üyeli "I ş Yargılığı "na gidiliyor.<br />
I ş Yargılığının iki üyesi LO; iki üyesi SAF ternsilcisinden olu şuyor.<br />
Anla şmalar iki üç y ıl süreli oluyor.<br />
YENI B İ R ANLA Ş MA BELIRTISI<br />
Saltsjöbaden'deki Grand Hotel, Isveç modelinin simgesidir.<br />
Dün (20 Aral ık 1988), LO ile SAF aras ındaki anlaş man ın 50. y ıl ında,<br />
işçi ve i şveren temsilcileri, Grand liotel'de bir kez daha biraraya gelerek<br />
yeni anla şma koşullarını tart ışt ılar...<br />
(GP, 21 Aral ık 1988)
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A —ISVEÇ—<br />
Saltsjöbaden Anla şmas ı , Isveç i ş ya şamına büyük i şlerlik<br />
getirdi. Ba şlangıçta, taraflar ın uzla şmaz gibi görünen bildirileriyle<br />
ba şlayan tart ışmalar, ço ğu kez anla şmayla sonuçlan ıyor.<br />
Doruktaki anla şma uyar ınca, ücret art ışlar ın ın türlü i şkollar ına<br />
nas ıl bölüştürülece ği, ilgili sendikalarca karara ba ğlan ıyor.<br />
Bir i şyerinde çal ışan tüm i şçiler (i şi ne olursa olsun), tek<br />
sendikaya ba ğlıdır. Örne ğin bir dülger, bir makine üretim yerinde<br />
çalışıyorsa, Maden İş Sendikas ı üyesidir.<br />
1977'de, en az 25 i şçinin çal ış t ığı i şletmelerin karar organlar<br />
ında, sendika temsilcilerinin de görev almas ı yasala ş t ı .<br />
3 O 0.0 O O KRONUN<br />
Sosyal<br />
Gelir Kesinti<br />
Vergisi ve Vergiler<br />
VERG İ LEND İ R İ LMES İ<br />
Vergi ve<br />
Net Ele<br />
Ya şam Gideri<br />
Kesintilerin<br />
Geçen Yüzdesi (Fiyat Göstergesi)<br />
ABD<br />
B Almanya<br />
İ ngiltere<br />
59.000 79.000<br />
57.000 95.000<br />
85.000 114.0e0<br />
219.000<br />
207.000<br />
186.000<br />
27<br />
31<br />
38<br />
95<br />
95<br />
70<br />
Fransa 28.000<br />
Japonya 33.000<br />
Avusturya 117.000<br />
S Arabistan Yok<br />
İ SVEÇ 168<br />
69.00C<br />
61.000<br />
121.000<br />
%5<br />
İ sveren<br />
öder<br />
231.000 23 94<br />
240.000 20 163<br />
186.000 38 66<br />
285.000 5 74<br />
132.000 56 100<br />
(Kaynak: Dina pengar, 7 Ekim 1987)<br />
VERGI ÜLKESI<br />
Çalışanlar ın gelirleri aras ındaki ayr ım çok az. E şit i şte<br />
çalışanlara e şit para ödenir. Yeni i şe ba şlayanla eski i şçi e şit<br />
para al ır. Yüksek gelirlere yüksek vergi uygulan ır. KDV %23,46'<br />
d ır.<br />
Çal ıştığım kağıt fabrikas ının i şçi say ısı 825'tir. Bu fabrikan<br />
ın personel şefinin e şi, bizim bölümde i şçi olarak çalışır.<br />
Bir k ızı da yine bizim bölümde temizlik yapar (oturma -yemek<br />
yeme, soyunma-y ıkanma yerlerini ve tuvaletlerimizi te ınizler).<br />
Personel şefi, ek i ş olarak, y ıl sonlar ında (iki saatlik net kazan-<br />
60
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 61<br />
cnniz kar şıl ığı) vergi bildirimleri de doldurur. Personel şefinin<br />
olağan geliri benimkinden %19 çoktur. Vergiler dü şüldükten<br />
sonra bu oran %5,3'e dü şer.<br />
I 5 O .0 O O KRONUN<br />
Sosyal<br />
Gelir Kesinti<br />
Vergisi ve Vergiler<br />
VERG İ LEND İ R İ LMES İ<br />
Vergi ve Ya şam Gideri<br />
Net Ele Kesintilerin<br />
Geçen Yüzdesi (Fiyat Göstergesi)<br />
ABD 21.000 32.000 120.000 20 95<br />
B Almanya 16.000 44.000 108.000 28 95<br />
İ ngiltere 26.000 38.000 108.000 28 70<br />
Fransa 5.400 28.000 121.000 19 94<br />
Japonya 2.600 17.000 132.000 12 163<br />
Avusturya 33.000 35.000 112.000 25 66<br />
S Arabistan Yok %5 142.000 5 74<br />
iSVEÇ 60.000 i şveren 90.000 40 100<br />
öder<br />
(Kaynak: Dina pengar, 7 Ekim 1987)<br />
İsveç'te "köy" birimi yoktur. Ülke 284 belediyeye bölünmüştür.<br />
Belediyeler birçok alanda özerktir. Ver gilerini kendileri<br />
belirlerler. Kazan ılan her 100 kronun yakla şık 30 kronu belediye<br />
vergisi olarak kesilir.<br />
BELEDIYE GELIRLERI<br />
(Göteborg,Relediyesi, 1989 Bütçesi, Yüzde Olarak)<br />
Vergiler 49<br />
Ödenti Gelirleri 24<br />
Devlet Yard ım ı 18<br />
Öteki Gelirler 9<br />
TOPLAM 100<br />
(Kaynak: GT, 15 Aral ık 1988)<br />
Yüksek gelirlere yüksek vergiler uygulanmas ına kar şın,<br />
vars ıllar h ızla çoğalmaktad ır. Haftal ık Affiirs vWden (i ş dünyas ı )<br />
dergisinin ara ş t ırmasına göre(*), Sosyal Demokrat Partinin yeniden<br />
hükümet olmas ını (1982) izleyen son alt ı y ılda, milyonerlerin<br />
(100 milyondan çok varl ığı olanların) say ısı 26'dan 163'e<br />
*) Affürs vürlden, 4 May ıs 1988
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 62<br />
(milyarderler 4'ten 23'e) ula şt ı. Milyarderlerin yar ıs ı ta şınmaz<br />
mal al ım-sat ımc ıs ıd ır. Bu vars ılların yakla şık %15'ini olu şturan<br />
20'si, (vergi a ğırlığını öne sürerek) Isveç d ışında oturuyor!<br />
BELED İ YE G İ DERLER İ<br />
(Göteborg Belediyesi, Yüzde Olarak, 1989 Bütçesi)<br />
Sa ğ l ık, Hastal ık ve Sosyal Giderler 51<br />
Enerji, Çöp, Su ve Lâ ğım 14<br />
Eğitim 11<br />
İletişim 9<br />
Serbest Zaman ve Ekin (Kültür) 5<br />
Öteki Giderler 10<br />
TOPLAM 100<br />
(Kaynak: GT, 15 Aralık 1988)<br />
Isveç'te, hükümette olmayan partilerin bile vergi ya da<br />
art ır ım (zam) önermeleri ola ğand ır. Örne ğin, emekli gelirlerinin<br />
art ır ılmas ını isteyen bir parti, olu şacak ek giderin kayna ğını da<br />
göstermesi (sütün litresine 25 kuru ş art ırım gibi) gerekmektedir.<br />
HALK PART İ S İ N İ N ZAM PAKET İ<br />
Sigaraya yüksek vergi, konut deste ğ inin k ı s ı lmas ı ve i şsizlik sigortas ı<br />
kesintilerinin yükseltilmesi. (...) Bunlar, bütçeye 3 milyar kron ek birikim<br />
Sağ lar.<br />
Halk Partisi (Folkpartiet) ayr ıca, hükümetin kalorifer yak ıtın ın metreküpüne<br />
75 kron zam önerisini de az buluyor. Bu zam 200 krona ç ıkar<br />
ı lmal ıd ır. (14 Mayıs 1988 tarihli gazetelerden)<br />
HO Ş GÖRÜ<br />
5 Haziran 1986'da, Adalen'den getirilen bir kamyon<br />
radyasyonlu ot, bakanhklar kap ıs ı girişine bo şalt ıhr. Bu, atom<br />
enerjisine kar şı bir gösteridir de.<br />
Gösteriyi düzenleyen kuzeyli üreticiler(*), Çevre ve Enerji<br />
Bakanl ığının üst düzeyde yetkilileriyle görü ştürülmek üzere<br />
(*) 1986'da Çernobil'deki atom santral ı kazasından Kuzey İsveç'in bir<br />
bölümü çok etkilendi. Radyasyon oran ın ın çoklu ğu nedeniyle etleri yenemeyen<br />
rengeyikleri bir süre için ba şka bölgelere taşınd ı. Ureticiler, zararların<br />
ın tümüyle karşılanması için gösteriler yapt ı .
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 63<br />
içeri alm ırlar. Bu arada radyasyonlu otlar, bir yere gömülmek<br />
üzere görevlilerce kald ırılır. Yetkililer, kimi sorunlar ın çözümü<br />
için üreticilere söz verir, göstericiler da ğthrlar.<br />
HANEDAN LAR<br />
"... Isveç'in Ewingieri, Wallenberg ailesi. Geçen yüzy ı l ın sonlar ından<br />
beri ekonomide kendinden söz ettiren bu hanedan, ad ın ı s ık s ı k duyduğumuz<br />
büyük şirketlerin çoğunu kontrol ediyor. Dizel motorlar ıyla<br />
bilinen Atlas Copco, bilyal ı rulmanlar ıyla tan ınan SKF, Eriksson ve<br />
Elektrolux, Saab Scania kamyonlar ı, Hasselblad foto ğraf endüstrisi<br />
ka ğıt ve kibrit fabrikalar ı . Iskandinav Havayollar ındaki %43 Isveç<br />
hissesinin %50'si de ayn ı ailenin elinde. Bütün imparatorluk SEB gibi<br />
kocaman bir banka, Investo, Brovidentia gibi yat ı r ı m ş irketleri, Asea<br />
gibi holdingler yoluyla yönetiliyor. 2 milyar dolarl ı k sermaye, 30<br />
milyar dolarl ık sat ış , 450 bin i ş çi ve memur...<br />
Iki y ıl öncesine gelinceye kadar hanedan ın başı 83 ya şı ndaki Marcus<br />
Wallenberg'di. İ htiyar ı n ölümünden beri dizginler ikinci o ğlu Peter'in<br />
elinde. Büyük o ğ lan, babas ı n ı n sağ l ığında intihar etmi ş .<br />
Kar şıs ında yine ayn ı derecede y ırt ı c ı , k ı zg ın, insafs ı z, h ırsl ı i şadamlar ı .<br />
Bofors gibi silah fabrikalar ı , Kema-Nobel gibi kimya endüstrileri, Volvo<br />
gibi otomobil ve kamyon şirketleri çe şitli sermaye oyunlar ıyla ve hisse<br />
pazarl ı klar ı yla k ıran k ırana bir yar ış içinde. Bu arada çatlay ıp ölen ya-<br />
r ış atlar ı da var. Daha henüz 36 ya şı ndayken Wallenberg ş irketlerinin<br />
genel yönetmenli ğine getirilen Sunblad' ın intihar ın ı kimse unutam ıyor."<br />
(Mümtaz Soysal, Milliyet, 18 Eylül 1984)<br />
Karlstad' ın pn km yakınlarında, içinde zehirli endüstri<br />
art ıkları bulunan bidonlar 17 y ıldır durur. 1978'de, s ıvı olan artıklar<br />
hortumla bo şaltılmaya çah şılmışsa da, her bidonda 5-6<br />
kg art ık kalmıştır. Bidonlar küflenerek delinmi ş; toprağa, havaya,<br />
Viinner Gölüne art ıklar kanşrrıaya başlamışt ır.<br />
1938'den beri "daha temiz bir Nrner Gölü" için savaşım<br />
veren 71 ya şındaki Hugo Hassel, çözümü, bidonlardan birkaç<br />
ın ı il yönetmeli ğinin (vilayet) giri ş kap ısın ın sahanh ğında<br />
sergilemekte bulur. 25 May ıs 1987 Pazartesi günü (i şgünü) çevrecilerin<br />
yardımıyIa dört zehirli fıç ı, "Il Yönetmeliği" yaz ısı bulunan<br />
sahanh ğın üzerine ç ıkarılır. F ıç ılardan üçü piramit düzeninde<br />
dizilir, binne şu bildiri (pano) as ılır: "Umursamazhklar ını<br />
uzun süre sürdürenleyel "
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 64<br />
1987'de, Savunma Bakan ı Roine Carlsson, "denizalt ı<br />
av ı "(*) konusunda, donanmay ı suçlayan bir konu şma yapar. Bu<br />
konu şmaya, Donanma Komutan ın ın tepkisi de, bir gün sonra<br />
tv'de sergilenir.<br />
Ertesi günü, tv haberleri, Savunma Bakan ının Donanma<br />
Komutan ına "özür"ü ile ba şlar. Roine Carlsson, "ben yanl ışlığı -<br />
mi onayl ıyorum, yine yanlış yaparsam, yine özür dileyece ğim"i<br />
de ekler "özür"üne.<br />
Krallığın ülkeye büyük bir yük oldu ğu ve 1Crahn savurganlığı<br />
üzerine ki şisel bir bildiri, i şyerinde bir yere as ılabilir ve<br />
uzun süre kald ırılmaz (**).<br />
*) 1981'de, bir Sovyet denizalt ısı Karlskrona'da (Isveç) karaya oturunca,<br />
Isveç karasulannda denizalt ı av ı yo ğunlaş t ı. Görgü tan ıklar ınca, zaman<br />
zaman ülkenin tüm k ıyı sularında denizalt ı periskopu görüldü ğü söyleniyordu.<br />
Sovyet denizalt ılar ın ın, üçüncü Dünya Savaşı olas ıl ığına karşı, saklanacak<br />
yer arad ıklann ı öne sürenler oluyordu. Tüm aramalara kar şın,<br />
hiçbir yabanc ı denizalt ı yakalanamad ı.<br />
**)12 Ocak 1985 tarihli GT (gazete), Isveç Kral Ailesinin parasal durumunu<br />
Avrupa'n ın öteki krall ıklanyla karşılaşt ırarak, Kral ı "az gelirli" olarak tan ı -<br />
t ır. Krall ığın her İsveçliye y ıll ık yükü 1 kron 35 öredir (kuru ş). GT'nin<br />
araş t ırmasına göre, Avrupa kral ailelerinin y ıll ık gelirleri (milyon kron<br />
olarak) şöyledir:<br />
/SVEÇ. Y ıll ık ve ödenekler: 12,9. öteki gelirler (sekiz saray ve içindeki<br />
de ğerlerin bak ımı için): 18,0. Ayncal ıklar: Yolculuklar paras ız, gelirler<br />
vergilendirilmez.<br />
NORVEÇ. Y ıll ık ve r ödenekler: 12,9. öteki gelirler (üç saray ın bak ımı<br />
için): 16,3. Ayncal ıklar: Iç yolculuklarla devleti temsil eden d ış yolculuklar<br />
paras ız.<br />
DANİMARKA. Y ıll ık ve ödenekler (üç saray ın günlük bak ım ı içinde): 24,1.<br />
öteki gelirler: Üç saray ın d ış bak ım ı, 18 ton ringa bal ığı. Ayrıcal ıklar:<br />
Yolculuklar paras ız, gelirler vergilendirilmez.<br />
ISPANYA. Y ıll ık ve ödenekler (saray ın tüm bak ımı içinde): 18,9. Ayr ıcal<br />
ıklar: Yolculuklar paras ız.<br />
BELÇ İKA. Yıll ık ve ödenekler: 17,2. öteki gelirler: İki sarayın bak ım ı<br />
için 5,2; saray ki şilerinin a ğırlığınca patates. Ayrıcal ıklar: Yolculuklar<br />
paras ız, gelirler vergilendirilmez.<br />
HOLLANDA. Y ıll ık ve ödenekler (saray ın iç bak ım ı içinde): 24,1. öteki<br />
gelirler: Saray ın dış bak ım ı devletçe karşılan ır. Ayncal ıklar: Yolculuklann<br />
bir bölümü paras ız; gelirin bir bölümü (ödenekler) vergisiz.<br />
İNG İ LTERE. Y ıll ık ve ödenekler: 31,0. öteki gelirler: Yedi saray ın bak ım ı<br />
için 52,2; be ş uça ğın bak ımı için 103; krall ık treni ve yat ın ın bak ım ı<br />
paras ız; bir ton süt ve bir ton lapa(!). Ayncal ıklar: Posta giderleri paras ız.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 65<br />
DEVLET GEL İ RLER İ<br />
(1989-90 Bütçe Y ı l ı , Yüzde Olarak)<br />
KDV (Katma De ğer Vergisi) 23,8<br />
Gelir Vergisi 18,9<br />
Sosyal Ödenti ler 13,9<br />
Motorlu Ta şıtlar Vergileri (Yak ıt İ çinde) 13,4<br />
Devlet Etkinlikleri Gelirleri 8,8<br />
Ortakl ık (Kurum) Vergisi 6,8<br />
içki, Sigara ve Oyun Vergisi 4,9<br />
Pay, Konut ve Varl ı k Vergisi 4,8<br />
Enerji ve Is ı Yak ıtı Vergisi 4,7<br />
TOPLAM 100,0<br />
(Kaynak: Gazeteler)<br />
Söz ve yaz ı (basın) özgürlüğüne ek olarak, yukarda üç örneğini<br />
s ıraladığımız kimi eylemler de ho şgörüyle kar şılan ır. Kuvvet<br />
komutan ının, dü şündüğünü söyleyebilmesi için ille de "darbe"<br />
yapmas ı gerekmez! Subaylar ın da (polislerin de) sendikas ı<br />
bulunur : isteklerini aç ıktan savunabilirler.<br />
DEVLET G İ DERLER İ<br />
(1989-90 Bütçe Y ı l ı , Yüzde Olarak)<br />
Emekliler 17,0<br />
Faizler 15,5<br />
Ulusal Savunma 8,0<br />
Okullar 7,5<br />
İş (i ş çi) E ğitimi 6,9<br />
Çocuklar (Yuva vb) 6,9<br />
Konutlar 5,6<br />
Üniversiteler 4,5<br />
İ leti şim 4,4<br />
Türe (Yarg ı ) 3,1<br />
Geri Kalm ış Ülkelere Yard ı m 3,0<br />
Ötekiler 17,6<br />
TOPLAM 100,0<br />
(Kaynak: Gazeteler)<br />
Ho şgörü konusunda Finlandiya ve Norveç'ten de örnekörnekler<br />
verece ğim:<br />
F 5
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —iSVEÇ— 66<br />
Norveççe ile Isveççe (Danlmarkaca da) biribirine çok yak<br />
ınd ır. İsveç'teki yabanc ılar ın %36's ı Finlidir. Isveç tv'lerinin<br />
yabanc ılara yönelik yay ınlar ı da, doğal olarak en çok Fincedir.<br />
Örne ğin İsveç'le Finlandiya aras ında atletizm yar ışmalar ı yap ılırken,<br />
görüntüler tv'nin iki kanal ından birden verilir, birinde anlat<br />
ı Fincedir.<br />
BAKANLARIN AYLIKLARI ARTIYOR<br />
... Ba şbakan Ingvar Carlsson'unkinde bu y ıl, ötekilerden biraz az (oranda)<br />
art ış olacak. Onun ayl ığı , 39.500'den 43 bine ç ık ıyor. Öteki bakanlar,<br />
e şit olarak 40'ar bin kron alacaklar.<br />
Bakanlar, ne kadar ayl ık alacaklar ına kendileri karar veremiyorlar. Bu i şi,<br />
onlar ın işverenleri durumunda olan ve birkaç y ıl önce bir çözüm olarak<br />
getirilen Devlet Dan ışmanlar ı Kurulu yap ıyor.<br />
Ayl ıklar, ba şbakan ınki, Adalet Dan ışmanlar ının %135'i; öteki bakanların<br />
da %125'i olarak belirleniyor.<br />
(Smâlandsposten, 4 Ocak 19891<br />
Finlandiya be ş yüz y ıl İsveç ege ınenliğinde kald ı. Bugün<br />
Finlandiya'da 300 bin Isveççe konu şan yurtta ş var (ülkede otu-<br />
ranların %6,2'si). Isveççe de konu şulan yerlerdeki yer adlar ı (sokak<br />
adlar ı da) hem Fince, hem de Isveççe olarak gösterilir. Bu<br />
adlar ın anlamlar ı da ba şkad ır. Finlandiya parlamentosunda üyeleri<br />
bulunan siyasal partilerden birinin ad ı "Isveç Halk Partisidir<br />
(Svenska folkpartiet).<br />
GEL İ RLERDEK İ KES İ NT İ LER<br />
NERLERE G İ D İ YOR<br />
(1988'de Yüzde Olarak)<br />
ATP (genel ek emeklilik) 10,2<br />
Halk emeklili ğ i 9,45<br />
Hastal ı k sigortas ı 9,3<br />
Yar ım emeklilik 0,5<br />
İş kazalar ı sigortas ı 0,6<br />
Kazalara kar şı korunma 0,35<br />
İş pazar ı ödentisi 2,006<br />
Ya ş l ı lar e ğitimi 0,27<br />
Ücret güvencesi 0,2<br />
Çocuk bak ım ı ve gözetimi 2,2<br />
Genel ücret ödentisi 2,0<br />
TOPLAM 37,076<br />
(Kaynak: GT, 3 Aral ık 1986)
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 67<br />
Oslo'nun (Norveç) en ünlü eaddesinin ad ı Karl Johan<br />
Caddesi& (Karl Johans Gata). Karl Johan, Norveç'i Danimarka'<br />
n ın elinden alan (1814) Isveç kral ın ın ad ıdır. Oslo'daki Kral Saray<br />
ın ın bahçesinde Karl Johan' ın görkemli bir dikıti de bulunur.<br />
Isveç'in yar ım yüzy ılda verdi ği örnekte, i şlerin iyi örgütlenmesi<br />
yan ında, Isveçlinin ho şgörülü olu şunun büyük pay ı<br />
vard ır. I şçilerle i şverenler aras ındaki anla şmazl ıklar pazarl ıkla<br />
giderilmi ş ; önemli i şb ırakımı ve i şkapat ımı olmamış tır. Sosyal<br />
Demokrat Partinin kimi kez bir ba şına hükümet olmas ına kar şın,<br />
endüstrinin özel kesimde kalmas ı ; k ırall ık kurulu ş unun tehlikeye<br />
düşmemesi(*), bu "uzla şma ülkesi" ki şilerinin, ba şkalar ının<br />
haklar ına da sayg ılı oldu ğunu ortaya koyar.<br />
ÇALI Ş MA ÇA Ğ INDAK İ LER İ N DURUMU<br />
(16-64 Ya şındakiler, 1986'da Yüzde Olarak)<br />
Tam Gün Çal ışanlar 63<br />
Yar ım Çal ışanlar 24<br />
Öğrenim Görenler 13<br />
Erken Emekliler 6<br />
işsizler 2<br />
TOPLAM 100<br />
(Valfards Bulletinen, Say ı 2, 1988)<br />
KADINLARIN<br />
TOPLUMDAKI YERI<br />
Kadınlar, işçi gereksiniminin yo ğunla şt ığı 1960'h y ıllarda<br />
tüm i şkollannda çalışmaya ba şlad ılar. 1986'da, Isveçli kadınların<br />
%82'si (dünyada en çok), evi d ışında bir i şte çalışıyordu.<br />
*) Prof Sten Carlsson, Modern Isveç Tarihi adl ı yap ıt ında, "Isveç bugün,<br />
uygulamada olmasa bile, ilkelerde cumhuriyettir" der.<br />
Per Albim Hansson'dan sonraki Ba şbakan (1946-69) Tage Erlander, "ben<br />
kuşkusuz cumhuriyetçiyim. Ama hay ır, cumhuriyet istedi ğimi söyleyemem"<br />
der.<br />
Tage Erlander'den sonraki Ba şbakan (1969.76 ve 1982-86) Olof Palme'ye<br />
1975'te ben (HTY), Tage Erlander'in yukardaki sözlerini ans ıtarak, "krall<br />
ığın gelece ği ve kral ın durumu" üzerine ne düşündüğünü sordum. Palme'nin<br />
yan ıt ı şu oldu: "Bir de ği ş iklik düşünülmüyor. Şimdiki düzenimizin i şleyi ş i<br />
çok iyi (ingen föründring ür aktuelt, det löper vüldigt bra som vi har det nu )."
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 68<br />
"Kad ın" Konusundaki Geli ş meler:<br />
TAR İ HÇE<br />
1846- Dul, bo şanm ış ya da evlenmemi ş kad ınlara beden i ş çili ği ve kimi<br />
tecimsel i ş lerde çal ış ma serbestli ğ i.<br />
1858- 25 ya şı n ı doldurmu ş evlenmemi ş kad ınlar ı n yasal erginlikleri<br />
çre şit) yarg ı karar ına bağ land ı . Evlilik yoluyla edinilen kal ıtta, (yasal<br />
erginlik için) yarg ı karar ı ortadan kald ı r ı ld ı .<br />
1859- Kad ı nlar ın, kimi e ğitim kurumlar ında (ö ğretmen olarak) görev-<br />
; r ıdirilmesi uygun bulundu.<br />
I b7.3- Kad ı nlara "ilâhiyet" ve "yüksek hukuk" d ışı nda üniversiteye girme<br />
serbestli ği verildi.<br />
1874- Evlenmemi ş kad ınlar 21 ya şı nda ergin say ı ld ı .<br />
1919- Kad ı nlara seçme ve seçilme yetkisi verildi.<br />
1921- Evli kad ınlar 21 ya şı nda ergin say ı ld ı. Yeni yurtta ş l ı k yasas ıyla<br />
kar ı ve koca e şit duruma getirildi.<br />
1923- Kad ı nlar ın kamu görevlerine atanmas ı uygun görüldü.<br />
1927- Devlet liselerine k ızlar da al ı nmaya ba ş land ı .<br />
1937- Anal ı k paras ı uygulamas ı ba ş lad ı .<br />
1938- Do ğum kontrolü yasalla ştı .<br />
1939- Gebelik, do ğ um ve evlilik gibi nedenlerle kad ı nlar ın i şten ç ı kar<br />
ı lmalar ı yasakland ı .<br />
1947- Kamu görevleri i ş lerinde ücret e şitli ği getirildi.<br />
1951- Dullar, kendi çocuklar ı n ı n ana-babas ı (veli) say ı ld ı .<br />
1958- Kad ı nlar ı n papaz olmalar ı na engel kald ırı ld ı .<br />
1971- Kar ı ve kocan ı n gelirleri, ayr ı ayr ı vergilendirilmeye ba ş land ı .<br />
1974- Ana ve baban ııı, do ğum sonras ı izinini payla ş ma olana ğı getirildi.<br />
Ana-babal ı k sigortasr gündeme geldi.<br />
1975- 18. hafta dolana dek, çocuk ald ırma güvencesi getirildi.<br />
1976- Devlet görevlilerine olanak e şitli ği güvencesi sa ğ land ı .<br />
1977- İşverenle i şçiler aras ı nda (sendika düzeyinde) f ırsat e şitli ğ i anla ş -<br />
mas ı yap ı ld ı .<br />
1979- 8 ya şından küçük çocu ğu olan ana ya da babaya 6 saatlik i şgünü<br />
güvencesi getirildi.<br />
1980- i şyerlerinde kad ın-erkek ayr ı m ı yasakland ı .<br />
1981- "Kar ı "n ın dövülmesi, kamu yasaklar ı kapsam ı na al ı nd ı .<br />
1982- Evde çocuk bak ı m ı, ek emeklilik (ATP) kapsam ı na al ınd ı . Halka<br />
aç ık yerlerde cinsel ili ş ki gösterisi yasakland ı .<br />
1983- Savunma kurulu şlar ı da içinde, tüm i şler kad ı nlara aç ı ld ı .<br />
1984- Kamu kesiminde "f ırsat e şitli ği" anla şmas ı yap ı ld ı .<br />
(Kaynak: Side by Side, Stokholm 1985, Sayfa 7-8)
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 69<br />
Kad ınların i ş yaşam ına girmesine ko şut olarak, kad ın-erkek<br />
e şitliği de gündeme geldi. Çe şitli düzeylerde e şitlik kurullar ı<br />
kuruldu. Öyle ki, çoklar ı bugün Isveç'te (özellikle aile içinde)<br />
kad ınların sözünün daha geçerli oldu ğunu söyler. Kad ının çal ışıp,<br />
kocan ın çocuk bakmas ı yad ırganmaz.<br />
1988'de yürürlüğe giren bir yasayla, yasal evli olmayan<br />
e şler de (ki, beraber ya şayan çiftlerin %20'si bu konumdad ır)*<br />
ayrılma durumunda ortak varl ıktan: ölüm durumunda kal ıttan<br />
(yasal evlilere e şit) pay al ıyorlar. Ta şınmaz ın kimin üzerine olmas<br />
ı önem ta şım ıyor. Örnejin, evlenmeden beraber oturan erkek,<br />
oturduklar ı konutu beraberlikten önce sat ın almış olsa bile,<br />
ayrılmaya karar verildi ğinde ortak çocuklar ı varsa, konutu kad ına<br />
b ırakmak zorunda kal ıyor (kad ın, pay ına düşeni ödüyor).<br />
PARLAMENTODAK İ KADINLAR<br />
Y ıl<br />
1929<br />
Toplam<br />
Parlamenter<br />
380<br />
Kad ın<br />
Parlamenter<br />
4<br />
Kad ınlar ı n<br />
Yüzdesi<br />
1,0<br />
1937 380 10 2,6<br />
1953 380 34 8,9<br />
1961 383 43 11,2<br />
1970 384 51 13,3<br />
1976 350 75 21,4<br />
1981 349 92 26,4<br />
1985 349 97 27,8<br />
1989 349 132 37,8<br />
(Kaynak: Statistiska ârsbo k, 1989)<br />
1988 seçimleriyle olu şan parlamento üyeliklerinin %38'i<br />
kad ınd ır. 1970'te kad ınlar ın %5'inin özel arabas ı vard ı (erkeklerin<br />
%50). Bugün (1989). kad ınlar ın %30'un ım özel arabas ı var<br />
(erkeklerin 9c70).<br />
I Ş ÇI ARKADA Ş LAR İ M<br />
Yurt d ışında (hele de Isveç'te) çal ışmaya ba şlay ınca,<br />
işçi arkada şlar ım üzerine ilk izlenimlerim olumsuzdu. Nas ıl oluyor<br />
da, bu denli düzeysiz ki şilerin olu şturdu ğu toplum bolluk<br />
içinde ya şıyordu?<br />
Yirmi be ş y ıld ır İsveç'teyim. Bu sürenin alt ı y ıl ı d ışında<br />
hep beden i şçisi olarak çal ışt ım (ve de çal ış maktay ım). İşçilik
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 70<br />
ya şam ını boyunca, Isveçli i ş çi arkada şlar ımdan çok az şey öğrenebildim.<br />
Arkada şlar ımın tümü de (yapt ıkları i ş dışında) yeteneksiz,<br />
bilgisiz ve beğenisiz ki şilerdi. Bu durumun nedenlerini<br />
sonra sonra anlayabildim. Olanaklar ın e şit olduğu bir toplumda<br />
ya şıyordum. Herkes, yetene ğine uygun bir i şe yerle şmi şti. Kala<br />
kala "en alttakiler" kalm ış t ı, a ğır beden i şçiliklerinde çalışan.<br />
Yabanc ı i şçileri, tatillerinde çal ışan ö ğrencileri ve tam gün çal ı -<br />
şamayan küçük çocuk analar ını (a ğır i şlerde çal ışsalar da) bu<br />
suçlama d ışında b ırak ıyorum.<br />
Çoklar ı gibi ben de birkaç y ılda geri dönebilece ğimi sandığımdan,<br />
iyi ö ğrenemedim İsveççeyi. S ın ıf de ği ştirmek (!)<br />
amac ıyla yapt ı m giri şimlerde. de ba şarı kazanamay ınca, a ğir<br />
işlerde çal ış maktan kurtulamad ım.<br />
K İŞİ BA Ş INA ELEKTR İ K ÜRET İ M İ<br />
(En Çok Üreten Ülkeler. 1985'te "Kwh" Olarak)<br />
Norveç 24.853<br />
Kanada 18.141<br />
Izlanda 16.780<br />
İ SVEÇ 16.352<br />
ABD 10.553<br />
Finlandiya 9.596<br />
Sovyetler B 8.452<br />
Yeni Zelanda 8.224<br />
Türkiye 676<br />
(Kaynak: Statistiska ârsbo k, 1989)<br />
On bir y ıl, kuzeyde say ılabilen bir kentte (Gvle) oturduktan<br />
sonra, güneyde say ılan, ikinci büyük kent Göteborg'a<br />
ta şındık. Çok de ği şik geldi bana Göteborg. Toplum s ınıflara<br />
ayrılmış . Örneğin ilk çal ışt ığım restoranda a şçılar, garsonlar ve<br />
bula şıkç ılar aras ında belirgin ayr ılıklar vard ı. Aşç ılar, bir arada<br />
çalışmalarına kar şın, bula şıkç ılar ı ça ğırmazlard ı kahve içmelere.<br />
Patron tak ımına hiç. yana şılmazd ı. Kuzey Isveç'te yoktu<br />
böyle ayr ıl ıklar. Emekçi olarak çalışmad ığım alt ı y ıl boyunca<br />
özel i şim gere ği y ılda yüz bin km kadar araba sürerek tüm Isveç'i<br />
dola ş mış ; Kuzeyle Güney aras ında bu denli ayr ıl ık görmemi ş -<br />
tim. Neredeyse Bat ı Almanya'ya benziyor Güney Isveç.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> :VARSILLI Ğ A 71<br />
Iki nedene bağlıyorum bu durumu:<br />
Ilki olanak e şitliği. Olanak e şitli ği sıralamas ında san ırım<br />
Isveç, dünyada birinci s ıray ı al ır. Isveç'in yoksulluktan vars ıllığa<br />
geçi ş döneminde yeti şen ya şl ılar d ışında herkes, yetene ğine<br />
uygun bir i ş edinmi ştir. Bula şıkç ılık, silicilik vb i şlerde çalışanlar<br />
toplumun en yeteneksiz, en a şa ğı bilgi düzeyindeki ki şilerdir.<br />
Ben, bula şıkç ılık, silicilik vb beden gücü isteyen on be ş kadar<br />
i şyerinde çalış t ım. I şçi arkada şlarımla Isveç ve dünya sorunlar ını<br />
tart ışabildiğirni söyleyemem. Bu yeteneksiz, bilgisiz ki şilere Isveç<br />
toplumunda söz verilmiyor. Çok güçlü örgütler, bu ki şilerin<br />
kolayca güdülebilme olanaklar ını sağlıyor(*).<br />
İŞ ZAMANI NASIL KULLANILIYOR<br />
(i şverenler Sendikas ı SAF' ı n Verileri. 1987'de Yuzde Olarak)<br />
İş (Çal ış arak) 75,3<br />
Dinlence 9,1<br />
Hastal ı k 8,7<br />
Kahve/Yemek aral ığı 3,6<br />
Yasal i şe Gelmeme 3,2<br />
TOPLAM 99,9<br />
(Kaynak: Svenska Dagbladet, 14 Şubat 1989)<br />
Güneydeki kat ı sınıf ayr ımının ikinci nedeni, ki şilerin<br />
kendilerini yenileyememesi olgusudur. Isveç'in yoksulluk y ıllarında<br />
da burjuva s ın ıfı , daha vars ıl olan Güneyde yo ğunla şıyordu.<br />
Endüstri giri şimleriyle kentlere (ve de Güneye) ak ın oluyor; sonradan<br />
gelenler ço ğunlukla emekçi s ınıfın ı olu şturuyordu. Böylece,<br />
eskilerin efendilikleri daha da peki şiyordu. Isveç vars ılla şt ıkça,<br />
Güneydeki de ği şiklik pek göze çarpmazken, Kuzey Isveç'te<br />
birçok alanda köklü de ği şiklikler olmu ş ; bu değişikliklere ko şut<br />
olarak halk kendini yenileyebilmi şti.<br />
*) Isveç'te genel müdürlük, bakanl ık, başbakanl ık gibi koltuklara "tepeden<br />
inme" atama yap ılmaz. Ki şi, ilgili örgütlerde iyice pi şmeden böyle koltuklara<br />
oturamaz. Böyle olunca da, hep "bilenler" ve belirli bir düzey tutturanlar<br />
yönetir toplumu. Bir genel müdürün, bakandan çok sayg ıl ı oldu ğu<br />
söylenir. Ne ki, örne ğin Sosyal Demokrat Partinin alt katmanlannda, az da<br />
olsa, sosyal demokrat davran ışl ı olmayan ki ş ilerin de görev ald ığı bir gerçek!
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 72<br />
B İ R I Ş YERI DÜZENI<br />
Küçük i şyerleri d ışında, isgörenin (i şçi) durumu, neredeyse<br />
i şverenden daha iyi. Çal ışmakta olduğum işyeri ııi anlatay<br />
ım bir iki:<br />
YEMEKLER İ N İ NERELERDE Y İ YORLAR<br />
(1988'de, Evi D ışı nda Yemek Yiyen, Günde 4 Milyon Ki ş i/Ö ğ ünün<br />
Yüzde Olarak Da ğı l ı m ı )<br />
Okul 27,0<br />
İş yerinin A şevi 19,4<br />
Restoran, Feribot, Uçak 18,0<br />
Ayaküstü Büfeleri (Gatukök) 11,2<br />
Hastane ve Bak ı mevi 8,5<br />
Okul Öncesi Yuvas ı 7,5<br />
Ya ş l ı lar Evi 4,5<br />
Ötekiler 3,9<br />
TOPLAM 100,0<br />
(Kaynak: (Kaynak: Teknik & Standart, Say ı 3, 1989)<br />
Bir ka ğıt fabrikas ında karton sarma (ambalaj) i şinde çah<br />
şıyorum. Bölümde 13 ki şiyiz. İş dönerli ama gecesiz. Dört gün<br />
öğleden sonra, dört gün de sabahlar ı çalış t ıktan sonra dört gün<br />
izinli oluyoruz. Ka ğıt/karton yap ım makinelerinde çalışanlar,<br />
dokuz gün çal ışıp (geceleri de), alt ı gün izinli oluyorlar. Sabahlar ı<br />
06'da ba şhyoruz. Dinlenme zamanlar ımız şöyle: 7.30'da on be ş<br />
dakika; 9.00'da yar ım saat; 11.00'da on be ş dakika ve 12.30'da<br />
on be ş dakika. Bu dinlenme zamanlar ın ın ba şına ve sonuna, en<br />
ÇALI Ş ANLAR<br />
YEMEKLERINI NERELERDE Y İ YORLAR<br />
(1987'de Yüzde Olarak)<br />
Yeme ğini Yan ı nda Götürenler 30<br />
İş yerinin A şevinde Yiyenler 27<br />
Evine Gidip Yiyenler 20<br />
Restoran vb Yerlerde Yiyenler 13<br />
Öteberi İ le Geçi ş tirenler 3<br />
Hiç Yemeyenler 6<br />
Bilinmeyenler 1<br />
TOPLAM 100
<strong>YOKSULLUKTAN</strong>_VARSILLI ĞA 73<br />
az ından be şer dakika eklenecek. Asl ında (sendikayla i şyerinin<br />
anla şmas ı uyar ınca) bu denli uzun dinlenr ıeler yok. Ama al ışılmış<br />
bir kez, b ırak ılmıyor. İşin bitimine bir saat kala, bizim bölümde<br />
işler durur. İş saatinin bitimine yar ım saat kala du şlar<br />
alınmış , birer iki şer ç ıkılmaya ba şlannu ştır. İş kartlar ının basılması<br />
için tek ki şinin beklemesi yeterlidir. Arada yaz ılı ve sözlü<br />
uyar ılar yap ılır ama kimse ald ırmaz(*). İş saati içindeki bu dinlenmelerde<br />
ka ğıt da oynan ır; gazete-dergi de okunur.<br />
ELEKTRIK EDERLER!<br />
(1988'de Kilovat edeni, Isveç Kronu olarak)<br />
Danimarka 0,26<br />
ISVEÇ 0,27<br />
Finlandiya 0,32<br />
Norveç 0,39<br />
Fransa 0,40<br />
Ingiltere 0,45<br />
Italya 0,49<br />
ABD 0,54<br />
B Almanya 0,67<br />
Japonya 0,77<br />
(Kaynak: Veckans afffirer, 12 Ocak 19$91<br />
Bu uyanlardan birini bize duyurmaya gelmi şti işçiba şımız<br />
(foreman/Meister) bir gün. IC ğıt oynuyorduk. i şçiba şı ,<br />
içinde "kağıt oynamak" da bulunan yasaklar ı duyururken,<br />
oyunculardan biri, öteki masadaki kül tablas ını göstererek:<br />
Şu sigara tablas ını versene!" dedi i şçiba şımıza.<br />
Bu aslında "çok 'd ırdır' etme, dinlemeyiz!:' demekti. Uzatt ı tablay<br />
ı i şçiba şı .<br />
*) Bu yaz ıl ı uyardardan birinde (1988 ba şı) şöyle deniliyor: "... Yemek<br />
aral ığı, sabahları çal ışanlar ın 9.00.9.15; ö ğleden sonra çal ışanlar ın 17.00-<br />
17.15'tir. Bunun d ışında tuvalete gitme vb nedenlerle i ş b ırak ılabilir.<br />
Eğer kural d ışı iş b ırakmalar olursa, b ırak ılan süreler ücretlerden kesile<br />
cektir. Do ğald ır ki, iş saatlerinde kâ ğıt oyunu ve gazete okunmas ı sözkonusu<br />
olamaz."
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 74<br />
1986'da ba şım ıza bir i şçiba şı gerekti. Kimse i şçiba şı<br />
olmak istemiyordu. i şi bilen, arada i şçiba şılık yapan bir arkada<br />
şım ız, en güç i ş olan b ıçakta çal ışmay ı ye ğledi de, i şçiba şı<br />
olmad ı . Sonunda, benim yard ımcım durumunda olan beceriksizlerden<br />
biri geçti ba şımıza!<br />
TELEFON KONU Ş MASININ EDERI<br />
(Kent içi Bir Konu şma, 1988'de Isveç Kronu Olarak)<br />
ISVEç 0,23<br />
Danimarka 0,28<br />
Finlandiya 0,44<br />
Ingiltere 0,44<br />
Japonya 0,49<br />
Italya 0,60<br />
ABD 0,62<br />
Fransa 0,63<br />
B Almanya 0,80<br />
Norveç 0,92<br />
(Kaynak: Veckans affarer, 12 Ocak 1989)<br />
Yeni i şçiba şım ız beceriksiz ama çal ışkand ı. Çalışkan<br />
olmayamn, işçiba şılığın ı yürütebilmesi çok güçtü. I şçilerden<br />
önce gelinip ta şıma araçlar ı ba ğlanndan çözülecek, i şbölümü<br />
yap ılacak, i ş bitince, ta şıma araçlar ı (öteki bölümlerdekilerin alamamalan<br />
için) kilitlenecek, ola ğan dışı tek ki şilik bir iş ç ıkarsa,<br />
kimseye buyruk verilmeden o i ş yapılacak. i şçilerle iyi geçinilecek.<br />
Yoksa, "hastay ım" deyip i şi bırakabilir i şçi, günün kalan<br />
bölümünün paras ın ı da i şveren öder. Ya da ertesi günü "hastay<br />
ım" diyerek i şe gelmez. Bir haftal ık hastalıklar için doktor raporu<br />
gerekmez. i şyerine ve hastal ık kasasına hasta olundu ğunu<br />
duyurmak yeter!<br />
Bir gün tam dinlenme öncesinde, yükleyiciyi (forklift)<br />
süren arkada ş, yolun ortas ına karton istifini devirir ve öylece<br />
b ırak ır. Ama onanc ılann yola gereksinimi vard ır. Ve de, yola<br />
yay ılan kartonlar ı kald ırmak i şçiba şının görevidir!<br />
i şçiba şı olan arkada şın yerine, yan ıma verilen yeni i şçi,<br />
üşengecin biri. Ö ğleden sonralar ı, ak şam gazetesini okumadan<br />
(ben 15-20 dakika ba şlama haz ırlığı yapana dek) i şba şı yapmaz.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 75<br />
İşi hep a ğırdan al ır. Sabahç ıysak, kimi kez bizden bir saat sonra<br />
işe ba şlayacak olan gündüzcüler, biz daha i şe ba şlamadan gelmeye<br />
ba şlarlar. İş için gerekli olmas ı nedeniyle, kendisine de verilen<br />
b ıçak, metre vb gereçleri bir haftadan çok saklayamaz ü şengeç<br />
arkada şım. Ya yitirir ya da bozar I* I.<br />
Elbette İsveç'teki her i şyeri böyle düzensiz de ğil. Yine<br />
de i şler yürüyor bizim bölümde. Makinelerden ç ıkan kartonlar ı<br />
sektirmeden sarabiliyoruz!<br />
MAK İ NELER<br />
Ama kimi makineler, beden i şçili ği gerektirmeyecek denli<br />
geli ştirilmi ş. 1960'larda çalış t ığım kağıt fabrikas ında bile,<br />
ağaçlar ın kabu ğunu soyma i şi, görüntülü kumanda odas ından<br />
yönetiliyordu: Soyulmak üzere bantlardan gelen tomruklar,<br />
dönen dev silindirlerin bir a ğz ından girip, öteki a ğz ından (soyulmu<br />
ş olarak) ç ık ıyor; b ıçaklardan (de ğirmen) geçtikten sonra,<br />
yonga olarak (hava bas ınçh borularla) ka ğıt yapımı için gerekli<br />
yerlere (ya da harmana) yollamyordu. Üçer m boyundaki tomruklar,<br />
vagon ve kamyonlarla getirilirdi. Yükleyicilere öyle kollar<br />
takılmıştı ki, kamyondan (vagondan ya da yerdeki y ığından)<br />
15 metreküp tomru:gu (kamyonun, tomruklar ı tutan demirleri<br />
ç ıkarılmadan) kucaklad ığı gibi, kaldır ıp, yürüyen banta sahveri-<br />
İŞ VEREN İ N ()DEDI Ğ I SAAT ÜCRETI<br />
İşçiye ödenen ücret 58,05<br />
Ek emeklilik (ATP), hastal ı k sigortas ı vb 25,27<br />
izin paras ı 10,74<br />
Emeklilik eki (ITP) 4,22<br />
i şgücü vergisi 0,23<br />
TOPLAM 98,51<br />
(Kaynak: Veckans Afffirer, 17 Nisan 1988)<br />
*) B ıçak, metre vb gereçler, i ş kay ıb ı yan ında çok para tutmaz. Bir bi-<br />
çak ya da metre, on4lakikal ık i ş gücü karşıl ığı sat ın alınabilir. Kimi restoranlarda<br />
tabak, bardak, b ıçak, ka şıklar (...), ka ğıt ve plastikten yap ı l ıd ır.<br />
Kullan ımdan sonra çöpe at ıl ır. Büfede ya da restoranda sat ılan bir ş iş e<br />
(ya da teneke kutu) yemi ş suyunun ederini kar şılayabilmek için, 12-24<br />
bo ş ş işe (ya da kutu) biriktirmek gerekir (Isveç'te, yemi ş suyu için abim<br />
ınyumdan yap ılan kutular, çevreyi kirletmemesi amac ıyla, bir boş ş iş e<br />
de ğerinde para eder).
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 76<br />
yordu. Bu a ğaç kabu ğu soyma ve tomruklar ı yongaya çevirme<br />
işinde çalışanların say ıs ı (araç sürücüsüyle beraber) üç ki şiydi<br />
ve sekiz saatte 2.250 metreküp tomruk i şlenebiliyordu!<br />
i şçi ÜCRETLER İ NDEK İ ARTI Ş<br />
(Bir Önceli Y ı la Göre De ğ i şim Yüzdesi. Özel Kesim)<br />
ISVEÇ 7,4 6,6<br />
Avustralya 7,9 6,3<br />
İ ngiltere 5,9 6,0<br />
İ spanya 5,0 5,0<br />
ABD 4,8 4,8<br />
İtalya 4,0 4,7<br />
Kanada 4,0 4,7<br />
Danimarka 4,0 4,0<br />
İ sviçre 2,7 3,4<br />
Belçika 0,8 2,1<br />
Norveç 4,8 1,1<br />
B Almanya 0,2 1,1<br />
Fransa 1,2 1,0<br />
Japonya - 0,5 0,5<br />
Hollanda - 0,2 - 1,7<br />
(Cumhuriyet, 6 Mart 1989)<br />
Patron çal ışır, e şi çal ışır, çocuklar ı çal ışır. Hem de zaman<br />
ında işe gelip giderler. Makineler çok geli ştirilmi ş. işler yukar<br />
ıdan çok iyi örgütleniyor (i şçiba şıların,mühenclislerin... i şleri<br />
kolay de ğil). Bir de, önceki ku şaklar ın çok çal ış m ış olmaları var.<br />
Günümüz İsveç i şçisinin iyi ko şullarda çalışabilmesinin ba ş l ıca<br />
nedenleriçlir bunlar.
KOOPERATIF VE PAZARLAMA:<br />
PATATES<br />
Patates Güney Amerika bitkisidir. K ızılderililerin ba ş<br />
besini olan bu bitki ıı i ıı varlığın ı , Ispanyol öncüleri 1537'de ülkelerine<br />
duyurdular. Uzun deniz yolculuklar ında, C vitamini yok-<br />
I ıı i;undar ı, patalçse direnen gemieilerin di ş leri dokülürdii. Kral<br />
II'nin de ilgisiyle. Peru'da ıı getirtilerek Ispanya'da üretilmeye<br />
ba şland ı (.1560). Oradan da Orta ve Güney Avrupa'ya yay<br />
ıld ı . Ingiltere ve Irlandalya 1580'de Ş ili'den getirildi. Daha çok<br />
sava şlarla yay ıld ı . Patatesin Avrupa'da yaygmla şma y ıllar ı , 1750<br />
dolaylarkhr<br />
Isveç'te ilk patates 1658'de Uppsala Bitkibilim Bahçesinde<br />
(Botoniska Triigard) süs bitkisi olarak yeti ş tirilmeye ba ş -<br />
land ı . Daha sonra kimi soylularm bahçelerinde görüldü. Çiçekteri<br />
iyi bir görünüm veriyordu.<br />
''') Türkiye dt! patates, 18. vv'm ikinci yar ı s ında, Avrupa'dan getirtilerek<br />
yet i ş tirilmeye ba şland ı. 1987'deki üretim .1,2 milyon tondu.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 78<br />
JONAS ALSTRÖMER<br />
Patatesin toprakalt ı bölümündeki yumrularma ilgi Jonas<br />
Alström(er)'le (1685-1761) ba şlar. Göteborg, Lilla Toget'<br />
teki dikitinin çevresine her y ıl patates ekilen Alström'ün, 1724'<br />
te patates yeti ş tirmeye başlamadan önceki çah şmalaruu da anmam<br />
ız gerekiyor:<br />
Yoksul bir ailenin çocuğu olan Alström, 1707'de kızkardeşi<br />
ve bir arkada şıyla Ingiltere'ye giderek Londra'ya yerleşir.<br />
Londra'nm görkeminden şaşkma döner (*). Ingiliz yurtta şı<br />
olur. Arkadaşıyla iş kurar. Bir yandan para kazan ırken, bir yandan<br />
da olanak bulduğu her konuda incelemeler yapar. Ülkesinden<br />
gelen işlenmemi ş malların, işlenmiş olarak geri gitmesini<br />
bir türlü sindiremez. Gün gelecek, biraz olsun ülkesini bu ba ğını -<br />
hhktan kurtaracaktır. ilgi alar= dokuma üzerine yo ğunlaştırır.<br />
1715'te otuz koyunla Isveç'e ç ıkar. Amacı, ülkesindeki<br />
yün niteli ğini iyile ştirmektir. Isveç'te bir y ıl kahr. incelemeler<br />
yapar. Kuraca ğı iş için ortam haz ır de ğildir. Karl X11 (Demirbaş<br />
Şarl) Türkiye'den yeni dönmü ştür. Barış yılları= gelmesini<br />
bekleyecektir.<br />
Geri dönerken bindiği gemi be ş kez yoldan döner. Danimarka<br />
savaş gemileri geçit vermez. İki tayfah; pusulasız bir<br />
balıkç ı teknesiyle Balt ık' ı geçebilir. Ç ıktığı yerin Danimarka<br />
toprakları olduğunu anlayamaz. Ingiliz yurttaşı olduğundan.<br />
*) 1976'da ( ısve9 'ten) ilk gidi şimde ingiltere'yi hiç be ğenmemiş ; "Londra<br />
Bir Mahmutpaşa başl ıkl ı bir yaz ı yazm ışt ım:<br />
"... Büyük mağaza (supermarket) yok Londra'da. Biribirinin benzeri ufak<br />
tefek iş ve sat ış yerleriyle donat ılm ış sokaklar. Vitrinler karmakar ışık ve<br />
çoğu kez kald ırımlara taşm ış sergiler. Bankalar bile eski ve küçük yap ılarda.<br />
Eczaneler, bakkal dükkân ı gibi. Kimi bakkallar 'postane' görevi de üstlenmiş<br />
. Cumartesi tüm gün aç ık sat ış yerleri. Kimileri pazarlar ı da aç ık.<br />
Londra'n ın ortasında da pazar günleri bile kurulan aç ık hava pazarlar ı ,<br />
her şeyiyle Mahmutpaş a y ı aratm ıyor.<br />
Bir küçük lokantada, alt ında Frans ızcası da yaz ılı şu uyarı yaz ısı çarpt ı<br />
gözüme: 'Burada, d ışardan getirilen yiyeceklerin yenilmesi yasakt ır!'<br />
Telefonla ça ğırd ığım ız taksinin 'taksi' oldu ğunu belirleyen hiçbir belirtisi<br />
yoktu. Arkadaşıma 'kaçak m ı çal ışıyor?' diye sordu ğumda 'hay ır' yan ıt ın ı<br />
ald ım. 'Kaçak çal ışanlar da var ama, bu araban ın taksi olarak çal ışma izini<br />
var. (...)<br />
Londra bir Mahmutpaşa!" (Hayati Tahsin YILMAZ, Varl ık Dergisi, Ağustos 1976)
PATATES 79<br />
yedi haftalık tutuklulukla kurtulur.<br />
Amsterdam'a yerle şir. Isveç'te kuraca ğı fabrika üzerine<br />
Hollanda'da incelemeler yapar. Yap ım yöntemlerini inceler. Makine<br />
ve araç-gereçleri tan ır. Iki y ıl sonra Ingiltere'ye döner.<br />
Yokluğunda işleri karde şi yönetmiştir. Dört y ıl sonra Paris'e<br />
geçerek orada da incelemeler yapar. Götürece ği makine ve<br />
adamlar için, Isveç Parlamentosundan izin ve parasal destek<br />
ister.<br />
Fransa'dan sat ın aldığı çorap örme makinelerinin ülke<br />
dışına ç ıkarılması yasakt ır. Bunlar ı parçalayarak Hollanda'ya geçirir.<br />
Amsterdam, Harlem ve Leiden'de yün; pamuk ve ipek i şleme<br />
yöntemlerini inceler. Makineler sat ın alır. Isveç 'e götürece ği<br />
usta ve işçilerle ba ğlantılar kurar. Makinelerin ülke d ışına ç ıkarılması<br />
Hollanda'da da yasakt ır. Harlem'de "ekmek h ırsızı" diye<br />
taşa tutulur. S ığınmak istediği evin tüm camlar ı taşlanarak k ırılır.<br />
Makineler sökülerek, Amsterdam Liman ındaki bir Isveç<br />
gemisine parça parça sokularak, yükler aras ına saklamr.<br />
Gümrük görevlilerinin durumu anlamas ı üzerine, gemi bir gece<br />
izinsiz olarak limandan ayr ılmak zorunda kal ır.<br />
1 Kasım 1723'te tüm makineler; araç-gereçleriyle usta<br />
ve işçiler, Alström'ün do ğum yeri olan Alinsâs'a ula şırlar. Istenilen<br />
para yard ım ı için Parlamentodan yan ıt yoktur.. Dahası ,<br />
yabanc ı işçilerin, dinsel yapt ırımları özgürce yerine getirebilmeleri<br />
izini tart ışma aşamasındadır (Haziran 1724'te onaylanacaktır).<br />
Yeni makine ve işçilerle gelen Alström'ü yeni güçlükler<br />
bekler: Alinsâs Belediye Ba şkanı, kentin büyümesinin istenmediği<br />
gerekçesiyle, fabrika yap ım ında güçlükler ç ıkarır. Yabancı<br />
işçiler neredeyse kaçacaklardm Makine ve adamlann Isveç'e getirilebilmesi<br />
için "üç küp altın" (1946 değeriyle yarım milyon<br />
kron) harcanm ış ; görünürde çok iş yap ılamam ış tır. Parlamentodan<br />
yard ım yerine "ö ğüt" gelir.<br />
Alström, elli km yak ınındaki Götöborg'un Ticaret Odasına<br />
başvurur. Ald ığı yan ıt olumsuzdur. üyelerden ço ğunun<br />
Ingiltere'yle tecimsel ili şkileri vard ır ve bu tecimsel ürünlerin<br />
Isveç'te üretilmesi yararlar ına aykırıdır.<br />
Kaynak için ülkeyi dola şmaya başlar. Vârmland bruk
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 80<br />
ağalanndan (*) ilgi götür. Kristinehamn'da toplan ıp "100 gümüş<br />
daler"den 270 pay ç ıkarırlar. Bu, çok parad ır ama yetmez.<br />
Ne ki, işçiler daha bir güvenle çal ışmaya koyulurlar. Kral Fredrik'e<br />
40 pay satılması başarılınca, kurulu şa ilgi artar. Yünlüler,<br />
pamuldular, ketenliler, ipekliler üretilir. Çorap yap ılır.<br />
Alström Italya'dan, ispanya'dan, Hollanda'dan dam ızhk<br />
hayvanlar getirtir. Türkiye'ye adamlar ını yollar. Ankarakeçisinin<br />
bakım ını öğrenip Isveç'e getirirler(**). Ingiltere'den<br />
deri işleme ustaları getirdik. Alström, hayvanlar üzerine kitaplar<br />
yazar. Okul açar. Tütün yeti ş tirir. Ülkenin ikinci şeker fabrikasım<br />
kurar. Isveç'te bulunmayan bitki ve ot tohumlar ı getirterek<br />
üretir, ba şarılı olanların yaygınlaşmasım sağlar (***).<br />
1740'ta Küçük Alinsâs'ta 28 türde fabrika-yap ımevi<br />
vardı ve bu işletmelerde 875 ki şi çalışıyordu. 1750'de çahşanlann<br />
sayısı 1.500'e ulaş tı. Alström'ün kurdu ğu ortaklıklar 1847'<br />
ye dek ya şayabildi.<br />
HAYVAN SAYISI<br />
(1.000 Olarak)<br />
1805 1900 1950 1975 1985<br />
At 397 533 440 52 57<br />
inek 822 1.765 1.654 740 600<br />
Tüm s ığırlar (inekde içinde) 1.468 2.583 2.648 1.879 1.837<br />
Koyun 1.214 1.261 279 368 426<br />
Keçi 140 80 34 6<br />
Domuz 400 806 1.263 2.446 2.589<br />
Isveç'te patates ekimi ve tüketiminin yayg ınlaşması<br />
için de en çok Jonas Alström u ğraş verdi. Isveç dışında toplam<br />
on yedi y ıl yaşayan; her gördüğü yeniliği Isveç'e ula ş tırmaya ça-<br />
*) "Bruk", eski Isveççede "fabrika", "i şletme" anlam ına geliyor. "Bruk<br />
ağalar ı" deyimini "fabrika patronlar ı " karşıl ığı olarak kulland ık (HTY).<br />
**) 14-15 ankarakeçisinden üreyen keçi say ısı 1765'te 700 dolay ındayd ı .<br />
(Tar ım ın Tarihi -Lantbrukets historia-, Stokholm 1925, sayfa 417)<br />
***) 100 kronluk kâ ğıt parada resmi bulunan, ünlü bitkibilimci (doktor,<br />
do ğabilimci), Alströmer'in ça ğdaşı Carl von Linne (1707-78) de isveçlidir.
PATATES 81<br />
lışan Alström'ün, patatesi d ışarda değil Isveç'te, hem de Alinsâs'<br />
ta tan ıması ilginçtir(*}.<br />
Alström'ün, ekimlik yumrularm nereden sağlanabileceğini<br />
öğrenip getirtmesi uzun sürrnez. 1724'te ilk ürün ahn ır.Patates,<br />
önce ilk üretildi ği yerin adıyla (nolhaga) ânildı (bugün de<br />
Alinsâs dolay ında "nol"un ç okulu olan "nolor" adıyla da anılır).<br />
Sonra da "yer armudu" Crordpâron) ad ıyla tüm ülkeye yay ılmaya<br />
başladı.<br />
PATATESE DIRENI Ş<br />
Alström'ün ve üst düzeyde yöneticilerin u ğraşları, patatesin<br />
nasıl yeti ştirileceğini gösteren el kitaplar ı ve ekimlik<br />
yumrulann paras ız dağıtılmasına karşın, yay ılma çok yavaş ol-<br />
*) Ulf Tengbom, Jonas Alströmer'in yaşam ın ı anlatan "I şçinin Soylusu"<br />
adl ı yap ıt ında bu durumu da anlat ır:<br />
"Alström üh, Fransa'dan gelen bir işçisinin, bahçesindeki bir şeye do ğru<br />
eğilmesini şaşk ınl ıkla izlemesi, yad ırganacak durum değildi. Adam, bitkiyi<br />
tutup topraktan ç ıkararak köklerini yere vurdu, (dü şen) birkaç gri-kara<br />
şeyi yan ındaki sepete koydu.<br />
Alström, adama yaklaştı. Ama adam bir şey söylemedi. İşi ile u ğraşıyordu.<br />
Alström o denli özenle izledi ki, bir süre bir şey sormad ı. Sonra:<br />
Bunları ne yapacaks ın?' dedi.<br />
Işçi, karşısında patronunun oldu ğunu ancak anlam ışt ı. Başın ı kald ırıp sırıttı.<br />
Bir tutam bitkiyi göstererek:<br />
ö ğle için yem eklik al ıyorum!'<br />
Alström ş aşk ınl ıkla ve de inanmayarak:<br />
Bunları yemeği mi düşünüyorsun?'<br />
Elbette! Inan ın, yemeği iyi olur. Hiç denedin(iz) mi patron?'<br />
Hay ır, Alström hiç denememi şti. Fransız hem şaşırd ı, hem de sevindi. So-<br />
nunda Alström 'e, bu ' şey'i tatm ay ı isteyip istemedi ğini sorma yüreklili ğ ini<br />
gösterdi. Böylece, kar ısının yemek yapmakta oldu ğu Frans ız ın evine gittiler.<br />
Alström, artan şaşk ınl ığıyla kad ının yaptıklanna bakıyordu. Kad ın, yuvarlak-koca<br />
şeyleri kaynayan suya koydu. Bir süre sonra suyu bo şaltıp bu değişik<br />
şeyleri (tencereden) ç ıkard ı. B ıçakla dış kabuğunu ald ı. Içi alt ın<br />
gibi parlak ve çekiciydi. Kadın, tahta tabağa biraz et yemeği doldurdu, yanına<br />
da bu sar ı şeyden koyup, tatmas ı için Alström'e sundu.<br />
Alström, ağzına ilk kez bir parça patates koyarken,gok de ğişik duygular<br />
içindeydi. Ama ard ından, yüzünde gülücükler belirdi. Istekle bir parça daha<br />
ald ı. Evet; gerçekten iyiydi.<br />
Biraz havadan-sudan konu şulduktan sonra Alström, bitkinin nas ıl ekildiğini;<br />
bak ım ın ın nasil yap ıld ığın ı ; büyüme süresini; ne zaman toplanaca ğın ı<br />
ve öteki sorunlar ı üzerine sorular sordu. Birkaç saat sonra oradan ayr ılırken<br />
bile şaşkınl ıktan akl ı karmakanşıkt ı."<br />
(Ulf Tengbom, En arbetets adeisman, Stokholm, 1946, sayfa 127.129)
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 82<br />
du. Alström ve kendinden sonra bu yolda çah şan Iki oğlunun<br />
(Johan ve Patrik) ya şamlan, yemeklik patatesin yaygınlaşmasına<br />
yetmedi. Bu yeni bitkiden ku şkulanan halk, yemek kültürünü<br />
değiştirmek istemiyordu. Danimarka'da, din de ğiş tirmenin, yemek<br />
kültürünü değiştirmekten daha kolay olaca ğı söylenirdi.<br />
Yeni aç ılan tarım alanlarına patates değil, yulaf ekiliyordu. Isveç'te<br />
yulaf, arpa ve çavdardan sonra, iklim ko şullarının düzelmesiyle<br />
yetiştirilmeye başland ı. Önceleri yaln ızca ülkenin Güney<br />
Norveç'e bakan yörelerinde (Vrmland) yeti şirken, 17. yy'<br />
da ülkenin her yerinde; her tür toprakta yeti ştirilebiliyordu(*).<br />
Hayvan yemi olarak da tiiketihneye ba şlanm ış tı.<br />
Patates Tüketicisine O ğütler:<br />
KORUNMASI<br />
Topraktan ç ı kar ı l ırken paketlerken ta şırken sars ı p zedeleme!<br />
Zedelenen yerler d ışından görünmez ama içinde kara gri ya da ka<br />
ranl ı k-mavi lekeler olu şur.<br />
Karanl ı k yerde sakla! Elektrik ışığı da gün ışığı gibi zararl ı -<br />
chr. I şı kta ye şillenir. Ye şillenen yerler zehirlidir. Taze patates , ışığa da<br />
ha Cluy arl ı olur. Yaln ızca ye şillenen yerlerini kesip atmak yetmez.<br />
S ıcak yerde tutma! En iyi ı s ı , buzdolab ı s ıcakl ığıd ır. S ıcakta<br />
çabuk yumu şar, fı lizlenir ve çürür.<br />
Tazeyken daha çok tüket! Eskidikçe, içindeki D vitam ini değeri<br />
de azal ır.<br />
Halk açtı; Ürün yetmezliği nedeniyle 1718'de evlerde<br />
(arpadan) içki yap ım ı yasaklandı. 1720'de, ekmeğe karış tırmak<br />
için devlet ormanlannan halkın ağaç kabu ğu soymasına<br />
izin verildi. Bu ko şullarda bile patates ilgi görmüyor; daha çok<br />
"domuz yemi" olarak yayg ınla şıyordu. 1749'da, patatesten çok<br />
sert bir içkinin yap ımına başlanınca, ilgi birdenbire arttı. "Işte<br />
patates böyle tad ıhr!" deniliyordu. Öyle ki, o yıllarda Incil'<br />
den sonra en çok okunan kitaplar, patatesten içkinin nas ıl yapıldığını<br />
anlatan el kitaplanydı .<br />
*) "Tar ım ın Tarihi" adl ı yap ıtta, "HuslAin jurnalen"den al ınd ığı bildirilen<br />
şu nota rastlad ık:<br />
"Broocman' ın verdiği bilgiye göre, 1736'da Livonya'da (o zaman Isveç'in<br />
olan Balt ık ülkesi) Türk yulaf ı yetiştirilirdi. Isveç'te (o zaman) yeti ştirilmedi.<br />
Ama 1789'da (Türk yulaf ının) ülkede (Isveç) yeti ştirildi ği söylenir.<br />
(Landbrukets historia, Stokholm, 1925, sayfa 406)
PATATES 83<br />
Patatese ku şkunun bir nedeni de, Avrupa ve Amerika'<br />
da sık sık patates hastabklan göffilmesiydi( 4). Din adamlan,<br />
içki yap ım ıyla patates hastal ıkları aras ında ilişki kuruyor; Tanrı'n<br />
ın, kullann ı açlıktan kurtarmak için patatesi yaratt ığını; içki<br />
yaptıkları için de patates hastaliklanvla kullar ını cezaland ırdığını<br />
yaymaktan geri durmuyorlard ı(**).<br />
Patates Tüketicisine O ğütler:<br />
HA Ş LANMASI<br />
E şit zamanda (15-20 dakika) pi ştnesi için e şit tür ve boyda<br />
patatesleri seç!<br />
Tuz istersen, her litre suya iki çay ka şığı koy! Suyun içine<br />
bir tutam dereotu da atabilirsin.<br />
Önce suyu kaynat, sonra patatesleri koy! Su kaynat ı lmadan<br />
konulursa, vitamin kayb ı ço ğal ır.<br />
Soymadan kaynat! Vitaminin ço ğu kabuğun alt ı ndad ır.<br />
Haş lanmadan soyulursa kay ıp çoğal ır.<br />
Su kaynay ınca ı s ıy ı düşür! Kaynama derecesi yükseldikçe,<br />
vitamin kayb ı artar.<br />
Ha şlan ınca hemen suyunu bo şalt! Sonra yine tencereyle<br />
ama kapaks ız olarak az ate şte b ırak, buhar ı gitsin.<br />
Tencerenin (yada servis kab ın ın) alt ına bez (ya da ka ğıt) koy,<br />
patatesleri doldur, kapa ğı kapat!<br />
öğütlendiği gibi ha ş lan ır ve de s ıcağıyla yenirse, vitamin<br />
kayb ı yaln ızca %10 olur. Kabu ğu soyulup da başlan ırsa kay ıp %30.35'e<br />
ç ıkar.<br />
*) Patates hastal ıkları yüzünden en büyük k ınm Irlanda'da oldu. 1500'lü<br />
y ılların sonlarına do ğru patates Ingiltere ve Irlanda'da yeti ştirilmeye baş -<br />
lanm ışt ı. Yoksul Irlanda da patates çabucak yayg ınlaşt ı ve halk h ızla çoğalmaya<br />
başlad ı. 1800'le 1844 aras ında Irlanda halk ı 5 milyondan 8 milyona<br />
ç ıkt ı. 1845'te patateslere hastal ık geldi. önce yapraklar küflendi<br />
(phytophtora infenstans). Mantara dönü şen bu küfler köklere ve yumruların<br />
ş işliklerine sard ı ve hiç ürün al ınamad ı. Daha kötüsü, hastal ık evdeki<br />
patateslere de sard ı. 1846'da da ürün al ınamad ı. Tüm umutlar ın ı patatese<br />
bağlayan köylüler y ığınla öldüler. Kolera gibi kimi salg ın hastal ıklar ın da<br />
yay ılmas ıyla bir milyon dolay ında Irlandal ı öldü. Kalanlar göçe başlad ı .<br />
1845 ile 1910 aras ında 5 milyon Irlandal ı Amerika'ya güçtü.<br />
**) Papazlar, büyük k ıtl ık y ıllarında, Tanr ı'ya yakarmak amac ıyla kiliselerde<br />
toplanan halka da, k ıtl ığın, kullar ın kötülüklerine kar şıl ık olarak<br />
Tanrı'n ın bir yapt ırım, oldu ğunu söyterlerdi.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 84<br />
DiRENI Ş KIRILIYOR<br />
Olumlu geli şmeler de oluyordu. Madenlerde çal ışan<br />
yabanc ı i ş çiler, yemeklik patates ekiminde öncülük ediyordu.<br />
"Patates Sava şlar ı " ad ıyla da an ılan "Yedi Y ıl Sava şlar ı "ndan(*)<br />
dönen isveçlilerden, Almanya'da gördükleri patatesi yeti ş tirenler<br />
ç ı k ıyordu.<br />
Patatesin yaygmla şarak ekme ğin yerini almaya ba şlamas<br />
ı yüz y ılda (1820'lerde) gerçekle ş ti. 1800'le 1820 aras ında<br />
üretim be ş kat artt ı . 1800'lii y ıllar ı n ortalar ı na dek rasgele yeti<br />
ş tiriliyordu. 1945-46'da hastal ıklara dayan ıkl ı türler seçilmeye<br />
ba ş land ı . 1977'de Isveç'te 36 türe rastlan ın ış t ı(**).<br />
Dünyada patates bu ğdaydan çok üretilir. Yt ımrusu 20<br />
kg gelen türleri bulunur. Patatesin 5.90'1 Avrupa ülkeleriyle Sovyetler<br />
Birli ğinde üretilir ve tüketilir.<br />
ÜÇÜNCÜ DÜNYA ÜLKELERI<br />
Patatese direni şin k ırılmas ıyla açl ıktan ölümler büyük<br />
ölçüde azalm ış oldu. Bugün açl ık çeken üçüncü dünya ülkelerin-<br />
,<br />
*) Sözü edilen Yedi Y ıl Savaş lar ı (1756.63), İ ngiltere ile Fransa aras ı nda<br />
Kuzey Amerika ile Hindistan ın payla şılnı as ına ko şut olarak yap ıld ı . İ ngiltere'nin<br />
üstünlü ğüyle sonuçlanan sava ş larda, İngiltere'nin yan ında Hannover<br />
ve Prusya vard ı. Avusturya, Rusya, Ispanya ve kimi Alman devlet-<br />
leri de Fransa n ın yan ında yer ald ılar. 1757'de Prusya'ya kar şı sava ş an Isveç,<br />
1762'de toprak yitirmeden çekildi. Isveç bu sava şa, Stralsund ( şimdi<br />
Do ğu Almanya'da) garnizonundan ba şka 20 bin ki şiyle kat ıld ı .<br />
Bu sava şlara "Patates Sava şlar ı " da denilmesinin öyktistine gelince: Prusya<br />
kral ı Büyük Frederik, bu yararl ı bitkiyi yayg ınla ş t ırmak için büyük sava şın ı<br />
verdi. 1744'te, çiftçilere paras ız yumrular da ğıtarak, topraklar ın en az<br />
1/15'ine ekilmesi zorunlulu ğunu getirdi. Çiftçiler, tad ı ve kokusu olmayan;<br />
köpeklerin bile yemedi ğ i bu domuz, yiyece ğinin, topraklar ında bu denli<br />
çok yer kaplamas ı n ı istemediler. An ı a, ba ş lar ına asker dikilerek yumrular<br />
ektirildi. Durum, Prusva'n ı n ko ın şular ınea alay konusu yap ıld ı. ftalyanlar<br />
Al ın at -dara uzun süre 'patates yiyicisi" (pataticci) dediler. Avusturya kraliçesi<br />
Maria Theresia, Büyük Frederik'i "Patates Kral ı (der Kartoffel-König)<br />
san ı yla aş a ğılad ı .<br />
Zor kullan ılarak ektirilen patates, Yedi Y ıl Sava şlar ı boyunca Prusya'y ı<br />
açl ıktan kurtard ı (...). Bu nedenle, bu sava şlara "Patates Sava şlar ı " da denir.<br />
4"1') Patates türlerinin uluslararas ı ortak ad ı (Latince) olmad ığından, Isveç'<br />
te çok yeti ş tirilen patates türlerinin Türkiye'de de yeti ştirilip yeti ş tirilmedi<br />
ğ ini ara ş t ı ran ı ad ık. Isveç'te en çok yeti ş tirilen üç tür patates (Isveççe<br />
adlar ıyla ve yüzde olarak) ş unlard ır (1986): Bintje %50; king edvard %30<br />
ve in agnu,, ı bonums %5.
PATATES 85<br />
de de yeti ştirilebilmesi için çalışmalar yap ılmaktad ır(*). Isveç<br />
Tarım Üniversitesinin (Lantbruksuniversittetes) Svalöv'deki bölümünde<br />
tohumdan patates yeti ştirme çah şmaları yap ıl ıyor.<br />
Ultuna'da da tohumdan patates yeti ştiriliyor. Ultuna'da uzmanlar,<br />
so ğuk iklimlerde patates yeti ş tirme çalışmaların ı başarıya<br />
ulaştırmak üzereler. Birkaç y ıl sonra, sıfırın alt ında 10 derecede<br />
yemyeşil patates tarlalan olu şturulmas ı olanağı doğabilecek.<br />
EKMEK YERINE PATATES<br />
Evinizde patatesiniz varsa e ğer, hiç olmazsa f ır ıncm ızda<br />
ekmek; çuvahn ızda un kalmad ığı zamanlarda paniğe kap ılmay<br />
ın! Patates ha şlaym ve yiyin ekmek yerine. 1912'de, Danimarkalı<br />
Fredrik Madsen, bir y ıla yak ın yaln ızca patates yiyerek<br />
ya şad ı(**).<br />
Ünlü Isveç Ozan ı Esaias Tegner (1782-1846), yoksulluk<br />
y ılları da say ılan ya şadığı dönemi şu üç sözcükle tan ımlar:<br />
*) Peru'nun ba şkenti Lim a'da bulunan Uluslararas ı Patates Merkezi (CIP),<br />
Isveç'in de deste ğiyle 1972'den beri çal ışmalar ın ı sürdürmektedir (Isveç bu<br />
kurulu şa 1986'da 6,5 milyon kron verdi).<br />
Bilindiği gibi patates, daha çok yumrular ı ekilerek yeti ş tirilmekte; bu<br />
yumrular s ıcak ülkelerde, bir sonraki ekime dayanmamaktad ır.<br />
CIP, patates ekimi için, çürümeden y ıllarca dayanabilen, yöresel iklimlere<br />
uyumlu tohumlar üretmektedir. Çin, Siri Lanka (Seylan), Vietnam gibi gelişmekte<br />
olan 35 ülkede bu yöntemle ba şar ıl ı sonuçlar al ınm ış t ır. Bir avuç<br />
tohumdan on ton patates üretilebilmektedir. Ekim yap ılacak yerin durumuna<br />
göre tohum çimlendirilerek ya da do ğrudan bu ğday gibi saç ılarak<br />
ekilmekte ya da fidelikte yumru yeti ştirilmektedir.<br />
Isveç'te bu yöntemin uygulanabilmesi için (yaz ın k ısal ığı nedeniyle), to-<br />
humdan yumru yeti ştirilmesinin kapal ı yerde (sera) yap ılmas ı gerekiyor.<br />
**) Danimarkal ı Fredrik Madsen, 1912 y ıl ın ın 309 gününde yaln ızca pata<br />
tes yiyerek "dünyan ın en çok patates yiyen adam ı " san ını kazand ı. Madsen,<br />
doktor gözetimi alt ındaki denemesine 8 Ocakta ba şlad ı. 4 Temmuzla 8<br />
Ağustos aras ında (-34 gün) denemeye ara vererek izinini kulland ı. 17 Ara<br />
hkta denemeyi b ırakt ığında, sa ğ l ığını hiç yitirmedi ği görüldü.<br />
Deneme boyunca Madsen, günde 4 kg dolay ında patates yiyordu. Sabahlar<br />
ı haşlanm ış patatesi bitkisel ya ğda k ızartarak; ak şamlar ı da haşlanm ış<br />
patatesin ezmesine bitkisel ya ğ karış t ırarak yiyordu. 2,5 kg kadar patates<br />
tüketti ği ak şam yemeklerini bir buçuk saatte yiyebiliyordu.<br />
(P Gunnar Andersson'un "Mest om mat" adl ı yap ıtı ndan özetlendi.<br />
Stokholm, 1980, sayfa 79-82)
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 86<br />
Barış , üreme ve patates. Bugün "bolluk ülkesi" olan Isveç'te<br />
patatesten ekme ğe dönü ş yap ılmam ıştır.<br />
1976'da fırınc ı-pastac ılarla de ğirmencilerin, Ekmek<br />
Enstitüsü arac ılığı ve Sosyal Yönetimin (Socialstyrelsen) desteğiyle<br />
sürdürdükleri "daha çok ekmek" kampanyas ı, (patatesçilerin<br />
kar şı kampanyas ı nedeniyle olacak) ekmek tüketimini<br />
art ıramad ı.<br />
EKMEK<br />
Her yemekte ekmek yiyorsan okkal ıca demir; B vitamini ve<br />
lif al ıyorsundur. Ekmekte çok de ğerli, kal ı n lifler bulunur. En çok da<br />
iri çekilmi ş (kara) undan yap ı lan ekmekte. Besin uzmanlar ı , sofrada her<br />
zaman ekmek bulundurulmas ı gereklili ğ inde birle ş irler.<br />
Her yemekte ekmek yersen, ya ğ l ı ve şekerli besinleri de azaltm<br />
ış olursun. Hem yemek paran ı , hem de kilonu dü şürürsün Onun için,<br />
ekmeğ i hiç unutma. Bu çok önemlidir.<br />
- Her yemekte ekmek!<br />
- Günde en az 6-8 dilim!<br />
Ekmek Enstitüsü<br />
(Brödinstitutet)<br />
Kasas ına günde 15 bin kron giren bir restoranda, 3-4<br />
kg'dan çok ekmek tüketilmez. Bizim anlad ığım ız anlamda ekmek<br />
yiyen; restoranda olsun, evde olsun ekme ği yemeğe kat ık<br />
eden tek İsveçliye rastlanamaz(*). Restoranlarda tüketilen patatesi<br />
ekmeğe oranlarsak, her kilo ekme ğe kar şılık 25 kg'l ık bir<br />
çuval patates koyaca ğız.<br />
Patatesin ha şlama yap ılacaklar ı soyulup ilaçlanm ış ;<br />
yağda k ızart ılacaklar ı dilimlenerek yar ı k ızart ılm ış olarak getirilir<br />
restorana. Kara çuvallar ından ç ıkar ılnıayan soyulmu ş ha şlamalıklar<br />
bir haftaya dek (çuvaldan ç ıkar ılıp suya konulursa bir<br />
gün) dayanabilir. K ızartmal ıklar, karton kutularda buzlu olarak<br />
*) Isveç'te ekmek, üzerine ya ğ sürülerek yenir. İsveçli, köpe ğine bile ekmeği,<br />
üzerine ya ğ sürerek verir. Bu kural ın doğrulu ğunu denemek istedim<br />
bir gün: Restoranda yemek al ırken, iki dilim de ekmek koydum tepsime.<br />
Kasadaki k ız, ka ğıt peçeteyi de kald ırıp alt ına bakt ıktan sonra iki küçük<br />
tereya ğı paketi getirip koydu tepsime.<br />
Bu denemeyi on kez kadar sürdürdüm, hepsinde de "unutmu ş " olaca ğım<br />
düşünülerek tereya ğı kondu tepsime (HTY).
PATATES 87<br />
getirilir. Buzlu olarak ikinci (tamamlay ıcı ) k ızartma yap ılabildiğinden,<br />
y ıllarca dayanabilir. Yayg ın olarak bir de ezmesi (püre)<br />
yap ılır patatesin. Isveç'te sulu yeme ği bilinmez. Evlerde haşlaması<br />
soyulmadan yap ılır. Haşlanm ış patatesi soyman ın da yolu<br />
yordam ı var: Çatal ve b ıçakla. Çatah bat ırıp hiç yere koymadan<br />
ve de soyulan yerlerine hiç el de ğdirmeden!<br />
Biri Avusturya'da, öteki Hollanda'da çal ışan iki arkadaşımın<br />
ekmek yedikleri (pansiyoner olarak oturduklar ı evin<br />
çoculdarm ın ekmeğe ahşma olas ılığı ) nedeniyle evden ç ıkarıldıklar<br />
ım da şuracığa ekleyeyim. Bu ülkelerdeki bollu ğu görünce,<br />
bu tür davran ışların nedenini anlamak güç oluyor.<br />
PATATES<br />
... öteki kaynaklar kurusa da patates on kat daha (çok) da<br />
yanarak verimini sürdürür.<br />
Ba şka hiçbir ürün, patatesin verdi ğine eri şemez. Akla gelen<br />
her türlü besin. En yoksulu bile daha da yoksulla ştırmadan (herkesin kesesine<br />
uygun) tür vars ı ll ığı ...<br />
Güncel düzenler ve kara çalmalarla onu unutmaya ve kötülemeye<br />
çal ışmak utan ılacak durumdur. Örne ğin gerçek tam tersiyken<br />
"bizi ş i şmanlat ır" demek.<br />
Patatesin ya ğ l ı l ı k oran ı yaln ızca %0 5- tir.<br />
Bize yarayacak çok şey verir. örneğin lif. Patateste sak ın ı la<br />
cak hiçbir şey yoktur.<br />
Patates ülkesi, gelece ğin ülkesi!<br />
İ sveç Patates İ lgilenenleri<br />
(Sveriges patatisintressenter)<br />
Ş EKERLI EKMEK<br />
Isveç'te ekmeğin şekersizi "Alman ekme ği, Frans ız<br />
ekmeği..." ad ıyla pazarlan ır. Biz Türkler ve kimi öteki yabanc ılar<br />
patatese ah şamadığım ızdan ve de şekerlisini yiyemedi ğimizden,<br />
kendimiz yapar ız ekmeğimizi. Bir başına yaşayan<br />
kimi Türk erkekleri bile hamur yo ğurup ekmek pişirmesini<br />
bilirler. Ama gelgelelim, un yaln ızca iki kg'hk paketlerde pazarlanır.<br />
Mağazadan on paket birden kald ırmca, tüm gözler üzerimizdedir.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 88<br />
Bir gün restoranda çah şırken, 25 kg'hk un çuval ımn<br />
varlığını farkedince, patrona ba şvurmakta gecikmedim. Toptancılar<br />
fırın, pastane vb yerler için pazarl ıyormuş bu çuvallar ı.<br />
Patronun arac ılığıyla bir çuval un edinerek, bir süre için ma ğaya<br />
taşınmaktan kurtulduk. Bir ay kadar sonra unun tlikendi ğini;<br />
bu kez iki çuval almak istediğimi söyledim patrona. Adam şaka<br />
sandı önce. üsteleyince de bön bön bakt ı yüzüme ve:<br />
"- Biz dört ki şi, bir çuval unu üç y ılda bile tüketemeyiz!"<br />
dedi.<br />
KURUTULMU Ş EKMEK<br />
İ sveççesi "knöckebröd" olan kurutulmu ş ekmek (peksimet),<br />
Isveç'te bugün de yayg ınd ır. 1848'de Stokholm'de ilk peksimet fabrikas<br />
ı kuruldu. Kuzey Isveç'te f ı r ı nlarda pi ş irilerek pazarlan ı yordu.<br />
Sekiz saatlik i şgünü gündeme gelince, küçük i ş letmeler (f ırın), yerlerini<br />
fabrikalara b ı rakt ı . 1940'larda bu fabrikalar tek elde topland ı . Bugün<br />
Wasa (Wasabröd = Wasa ekme ği) ad ıyla pazarlanan peksimet, yaln ızca<br />
Filipstad fabrikalar ı nda üretiliyor. Wasa'n ın B Almanya'da da (Celle'de)<br />
bir fabrikas ı var.<br />
Wasa yetkililerinden ald ığım ız bilgiye göre (1988), Wasa, dünyan<br />
ın en çok çavdar sat ınalan kurulu şudur. Y ılda 80 milyon kg çavdar;<br />
15 milyon kg bu ğday sat ın al ır. Günde 250 ton ekmek üretir. Filipstad'daki<br />
(Isveç) fabrikalarda 1.100 (B Almanya'da 500) ki şi çal ı -<br />
şır. Yirmi tür peksimet üretilir.<br />
1975'te yap ılan bir ara şt ırmaya göre, her Isveçli günde<br />
200 gram undan yap ılmış yiyecek (pasta, peksimet, ekmek...)<br />
tüketiyordu. Bunun 49 gram ı undu (67 gram ekmek). O y ıl<br />
patates tüketimi, ki şi başına 173 gramd ı .<br />
SANDVIÇ<br />
Isveçli, patatesten ba şka, üzerine yağ silrülü kurutulmuş<br />
ekmek (peksimet) de çok yer. Ve Isveç deyince akla gelen<br />
üç sözcükten ikisi "seks"(*) ve "sosyalizm"se, üçüncüsü "smörgâs"<br />
dedikleri bir tür sandviçtir. Smörgâs'un, bizim de al ış tığım<br />
ız en yahn ı, yağ sü ıviü ekmek dilimi üzerine bir tür ka şar peyniri<br />
dö şenmişidir. Daha da üzerine domates, h ıyar ve biber di-<br />
*) Seks konusuna bu çal ışmam ızda yer vermiyoruz. Konuyu ayrı bir kitapta<br />
ele alabileceğiz (HTY).
PATATES 89<br />
limleri konabilir. Smörgâs'un türü çoktur. Ya ğ sürülü ekmek dilimi<br />
üzerine (peynir d ışında) ciğer ezmesi, balık, jambon, yumurta,<br />
mayonez, marmelat, tur şu vb'nden konur.<br />
EN ÇOK PEKS İ MET TÜKETEN ÜLKELER<br />
(1987'de Ki ş i Başına Y ı l/kg olarak)<br />
ISVEÇ 5,7<br />
Finlandiya 2,2<br />
Norveç 1,0<br />
Danimarka 0,6<br />
B Almanya 0,5<br />
Hollanda 0,4<br />
Ingiltere 0,3<br />
(Kaynak: Vasa, 1988)<br />
Isveçli şekerlemeyi de çok yer. Ki şi ba şına tüketilen şekerleme<br />
(bebeler de içinde) 10 kg' ı geçer (1988'de 10 kg 238 g).<br />
F İ LE NASIL DOLUYOR<br />
(Birer kilo tereya ğı , süt, peynir, yumurta, piliç, domuz pirzolas ı ,<br />
s ığır eti, kemi ği ve derisi al ı nm ış morina bal ığı , ekmek, bu ğday<br />
unu, patates, havuç, elme, kahve ve şeker kaça ve bir endüstri<br />
i şçisinin ne kadar i şgücü kar şı l ığı edinilebilir)<br />
Isveç Kronu iqgücii Süresi<br />
Hollanda 333,10 3 Saat 29 Dakika<br />
B Almanya 451,51 3 Saat 52 Dakika<br />
Fransa 356,77 4 Saat 24 Dakika.<br />
İ ngiltere 323,60 4 Saat 46 Dakika<br />
İ sveç 533,48 5 Saat 05 Dakika<br />
Danimarka 509,32 5 Saat 12 Dakika<br />
Norveç 634,72 5 Saat 28 Dakika<br />
Finlandiya 574,76 6 Saat 11 Dakika<br />
(Kaynak: Götebor ıts Posten, 15 Kas ım 1988)<br />
Beraber ana-babas ını görmeye gitti ğimiz bir Isveçli<br />
arkadaş , "nasıl olsa orada yiyeceğiz" gerekçesiyle, yolda yemek<br />
yememizi istememi ş ti. Gelece ğimizi telefonla duyurmu ştu da.<br />
Ama önümüze konan yaln ızca kahve, ekmek, tereya ğı, peynir...<br />
idi. Bu arkadaşı Türkiye'de iki aydan çok bir süre konuk ettim.<br />
Aradan on iki y ıl geçince (1988), arkada şın Norveç'teki evine
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 90<br />
konuk oldum. Akşamdı. Gelece ğimi telefonla duyurmu ştum.<br />
Ama önüme konan yaln ızca çay, ekmek yağ ve peynir... idi.<br />
Yemeklikleri uzun süre saklama yöntemleri çok geli ştirilmi<br />
ştir. Konutlarda buzdolab ından ayr ı olarak buzluk da<br />
bulunur. Isveç yemekleri, Kıta Avrupas ı ülkelerininkine benzemez.<br />
Isveçli, mutfa ğa çok zaman ay ıramaz. Ço ğu durumda<br />
kahve ve sandviç yeterlidir. Ba ş yemek sosistir. Yemekl ığe<br />
en büyük paray ı ay ırmalar ına kar şın, Avrupa ülkeleri aras ında<br />
yemek niteli ği en düşük ülkelerden biridir.<br />
YIYECEK GIDERLERI<br />
10 YILDA %1 4 O ARTTI<br />
Yiyecek giderleri, öteki giderlerden daha çok art ıyor. Özellikle haz ır<br />
yiyecelderdeki art ış daha çok oluyor. Çok ya ğl ı yiyecek istenmemesi<br />
de giderleri art ırıyor.<br />
1978'de, iki çocuklu bir ailenin 1.515 krona dolan ayl ık yiyecek filesi,<br />
bugün 3.475 krona doluyor (1.820 krona dolan haz ır yiyecek a ğırlıkl ı<br />
bir file de 4.375 krona doluyor).<br />
Dört ki şilik bir aile, ekme ğini kendi yaparsa, ayda 265 kron daha az<br />
gideri oluyor.<br />
Üç çocuklu bir az gelirli aile, net gelirinin %37'sini (bir ba şına oturan<br />
iki çocuklu bir kad ın %31'ini) yiyece ğe veriyor.<br />
Ortalama Isveçli, gelirinin %17'sini yiyeceğe veriyor. Bu oran 1950'lerde<br />
%28'di.<br />
Al ışveriş haftada bire indirilirse, zamandan kazan ıldığı gibi, ayda 200 ile<br />
400 kron aras ında daha az gider oluyor. Bugün, halk ın %12'si yiyeceklerini<br />
haftal ık olarak sat ınal ıyor.<br />
Haz ır yiyeceklere a ğırl ık veren aileler, mutfa ğa haftada 30 saatlerini<br />
ay ırırken, daha çok ucuz yiyecekleri ye ğleyen aileler haftada 43 saatlerini<br />
ay ırmak zorunda kal ıyorlar. Yiyecek sat ınalma da içinde; mutfağa<br />
haftada (1950 lerdeki gibi) ortalama 15 saat ayr ılıyor.<br />
Kad ınlar ın mutfakta daha çok kalmaları sürüyor: Haftada 11 saat (erkek-<br />
ler 4 saat). Çocuklar ın mutfa ğa yardımı da haftada 15 dakika ile s ınırl ı .<br />
(18 Ocak 1989 tarihli Götebors Posten <strong>Gazetesi</strong>nden özetlendi)<br />
KAHVE VE SÜT<br />
Ülke so ğuktur. Toprakalt ı bitkilerinden patatesten<br />
başka şeker pancar ı, havuç ve bir tür şalgam (Isveç şalgam ı)
PATATES<br />
bol bol üretilip tüketiliyor. Almanlar ın bira içmesi denli, Isveçli<br />
kahve ve süt içiyor. Ki şi ba şına y ılda 12 kg kahve ve 147 kg süt<br />
(1987). Yoğurt tüketimi 14 kg. Ma ğazalarda 1 ve 2 (restoranlarda<br />
0,3) litrelik karton kutularda pazarlanan sütün %80'inin su olduğunu<br />
ve içinde yaln ızca %3-4 oran ında saf süt bulundu ğunu<br />
çoğu bilmez. Saf sütten daha yararl ı olduğu söylenen bu kar ışım<br />
maya da tutar. Tek tür ve adla pazarlanan tereya ğın ın (smör) du<br />
rumu da sütten ayr ı olmasa gerek.<br />
HEKTAR BA Ş INA VER İ M<br />
(Kg Olarak)<br />
1860<br />
Kış<br />
Buğday ı<br />
1.300<br />
Çavdar Arpa<br />
1.200<br />
Yulaf<br />
1.200<br />
Yemekk li<br />
Patates<br />
7.400<br />
1920 2.140 1.610 1.480 1.440 11.310<br />
1951-60 2.960 2.370 2.400 2.030 19.200<br />
1961-70 3.780 2.650 2.830 _ 2.780 25.800<br />
1971-80 4.570 3.480 3.340 3.200 24.200<br />
1981-85 5.330 3.730 3.660 3.730 26.830<br />
(Kaynak: Facts about Swedish Agriculture, Stokholm 1987)<br />
ÜRÜN BOLLUGU<br />
Yüzy ılım ızın başında tah ıl, gereksinimi kar şılam ıyordu.<br />
Hayvansal yiyecekler yetersiz; sürülebilen topraklar verimsizdi.<br />
Yiyecek ve endüstriyel hammaddenin ço ğu dışardan sağlanıyordu<br />
ki, buna akaryak ıt ve kömür de eklenince, orman ürünleri,<br />
demir-çelik ve makineden sa ğlanan geliri götürüyordu.<br />
1930'lann tar ım siyasası iki temel amaca dayan ıyordu:<br />
1- Olası savaş zamanlar ı kuşat ılması da düşünülerek,<br />
tarım ürünlerinin %80'ini ülke içinden kar şılamak.<br />
2- Tarım kesiminde çal ışanların gelirlerini, öteki kesimlerde<br />
çalışanlarınki düzeyine ç ıkarmak.<br />
Bu amaçlar çoktan gerçekle ştirilmiştir. Topraklarının<br />
%10'undan az ı sürülebilen; sürülen topraklar ın da dörtte üçüne<br />
hayvan yemi ekilen Isveç'te, yiyece ğin %80'inden ço ğu ülke<br />
içinden karşılanmaktad ır. Bu sonuç, tar ım ürünlerinin dünya<br />
ortalamas ından çok daha pahal ıya elde edilmesiyle gerçekle ştirilmektedir.<br />
Bugün Isveç, d ışarıya her y ıl yüz binlerce ton ta-<br />
91
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 92<br />
hıl satmaktad ır. 1985'te d ışardan 28 bin ton pirinç; 11 bin ton<br />
m ısır almasına karşın, 30 bin ton çavdar; 430 bin ton arpa ve<br />
680 bin ton bu ğday satm ıştır(*).<br />
Güney ve Orta Isveç tar ıma oldukça elveri şlidir. Çiftçilere<br />
türlü yard ımlar ve kredi güvencesi sa ğlanmaktad ır. Yard<br />
ımlardan en çok, ülkenin so ğuk olan kuzeyindeki çiftçiler<br />
yararlan ır. TOPRAK I Ş LEYENIN<br />
Genelde toprak işleyenindir. Gençlerin, tar ım ı bırakıp<br />
kente göçmeleri nedeniyle küçük çiftliklerin ço ğu, işleyenin<br />
ölümünden sonra kiraya verilmektedir. Çiftçilerin ya ş ortalaması<br />
5 l'dir. Bu nedenle, ekili alanlar ın %40' ından çoğu işleyenin<br />
değildir.<br />
GÜNÜMÜZDE<br />
Tarım gelirlerinin %80'i hayvanc ıhktan karşılanır.<br />
600 bin inekten her biri y ılda 6.835 kg süt verir (1988). Zaman<br />
zaman ülke içinde tüketilemeyecek çoklukta "et da ğları" olu şmaktadır.<br />
Kimi siit ineklerinin gereksinimden çok olması nedeniyle<br />
kesime gittiğine sık sık rastlanır.<br />
Kuzeydeki<br />
NORRBOTTEN İ L İ NDEK İ<br />
SÜT INEKLERI<br />
(1988 Verileri)<br />
* 13.000 Süt İ ne ğ i.<br />
* inek Ba şı na Y ı lda 7.106 kg Süt.<br />
* Süt i ş leyen 700 Kurulu ş .<br />
* ineklerin Kesim Ya şı Ortalamas ı : 5<br />
Not: So ğuk nedeniyle indiler, y ılın (ortalama) 10 ay 25 günü içerde beslenir.<br />
(Kaynak: NSD, 27 Şubat, 1989)<br />
Y ılda 225 bin ton bal ık avlan ır (kişi ba şma 28 kg).<br />
6.000 kişi balıkç ılıkla geçinir. Bunlarm %15'i göllerde avlan ır.<br />
Golfstrim sıcak su ak ıntısm ın etkisiyle ülkenin iklimi,<br />
benzer enlemdeki ülkelerden daha yumu şaktır. Kar, (toprakları-<br />
*) Tah ıl att ığı, son y ıllarda "milyon ton" s ın ırın ı aşt ı. D ışarıya sat ılan<br />
tah ıl zararın ın %60' ın ı çiftçiler; %40' ın ı devlet karşılar. Çiftçilerin birli ğ i<br />
olan LRF zarar ı (tah ıl att ığını) azaltabilmek için, 1988 de her çiftçinin<br />
tah ıl ekim alan ını %15 azaltmas ını istedi.
PATATES 93<br />
nın %15'i Kuzey Kutup Dairesi içinde bulunan) ülkenin kuzeyinde<br />
7-8 ay; Orta Isveç say ılan Stokholm dolay ında 2-3 ay ve<br />
güneyde birkaç hafta kalır. Baltık'm kuzeyi (Botnia Körfezi)<br />
ve göllerin tümü kışın donar. Halk ın %85'i ülkenin yar ısından<br />
güneyde yaşar.<br />
TARIMDA I Ş GÜCÜ<br />
(Ortak Pazar Ülkeleri ve Isveç'te, Tar ı mda Çal ışanlar ın Yüzdesi. 1986)<br />
İ ngiltere 2,6<br />
Belçika 2,9<br />
Lüksemburg 4,0<br />
ISVEÇ 4,2<br />
Hollanda 4,8<br />
B Almanya 5,3<br />
Danimarka 6,8<br />
Fransa 7,3<br />
İ talya 10,9<br />
İ rlanda 15,8<br />
İ spanya 16,1<br />
Portekiz 21,9<br />
Yunanistan 28,5<br />
Not: Ormanda çalışanlar, bal ıkç ıl ık ve aral ıkla geçinenler de "tanm" ın içinde.<br />
(Kaynak: Göteborgs Posten, 4 Mart 1989) .4<br />
1973'te 250 bin olan traktör say ısı , 1988'de 230 bine<br />
ulaştı. Traktörlerin ço ğu orman için de kullan ıldığından, dört<br />
çeki şlilerin oran ı çoktur (1988'de sat ılanlann %89'u).<br />
TARIMDAK İ TRAKTÖRLER<br />
(1988'de Sat ı lanlar ı n Yüzdesi)<br />
Valmet (Volvo) 26,2<br />
John Deere 14,3<br />
Massey Ferguson 12,6<br />
Case IH 11,7<br />
Ford 11,3<br />
Fiat<br />
8,4<br />
Zetor 4,1<br />
Deutz-Fahr 4,0<br />
Ötekiler 7,4<br />
TOPLAM 100,0<br />
(Kaynak: Land Lantbruk, 10 Şubat 1989)
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ<br />
ET TABA Ğ INDA REÇEL<br />
Isveçli tur şuyu şekerli; domatesi, h ıyan tuzsuz yer; sütü<br />
soğuk içer. Kan ım ızca, örneğin domatesin tuzsuz yenilmesinin<br />
nedeni, Isveçlinin ya şam ına birdenbire girmesindendir. Isveç<br />
yoksul bir ülkeyken, birdenbire bolluk ülkesi oluverince, her şey<br />
gibi bol bol pazarlanan domatesle kar şılaşan Isveçli, üzerine tuz<br />
ekileceğini öğrenemeden yemeğe alışm ış olabilir! Hiç ah şamayanlar<br />
da var: Restoranlarda çoklar ı, tabaklarındaki bir yaprak<br />
marulu; bir dilim h ıyar ve bir-parça domatesi (ki, yemek ve sayılan<br />
bu türler bir tabaktad ır) yemeden b ırakır. San ılır ki, süs<br />
olarak konulmuştur bu yeşillikler taba ğa. Özellikle ayaküstü<br />
servisi verilen büfelerde ızgara, sosis... yiyecek Isveçliye, bu yeşilliklerden<br />
hangilerinin taba ğına konulmasm ın istendiği sorulur.<br />
Kimi kez al ınan yanıt şöyledir:<br />
"- Ben tav şan değilim!"<br />
ilginç anılarım var bu konuda:<br />
Bir ev (kö şk) satmahnca, bahçesinde soğan, marul, kara<br />
pancar, havuç vb ye şillikler yetiştirmeye de ba şlam ıştık. Bir<br />
gün Isveçli kom şumuza iki kök marul vermek istedik. Adam maruhları<br />
eline al ıp baktı baktı ve:<br />
"- Bunlan nasıl pişireceğiz?" diye sordu.<br />
Bir izin dönüşünde, ildşer kg'lık birer karpuz armağan<br />
etmiştik Isveçli iki kom şumuza. Ek iş olarak çalıştığım ız restoranın<br />
patronuna da iyisinden Iki kavun. Karpuz ve kavun (ki-<br />
mi kez dilim dilim de olsa) bol bol pazarland ığından, herkesin<br />
yediğini sanıyorduk. Kom şulardan biri, karpuzu nasıl yiyeceklerini<br />
(kabuklu-kabuksuz); öteki de tüm karpuzun bir kezde yenilip<br />
yenilemeyeceğini (mideye zarar ı yönünden) sordu. Kavunlara<br />
gelince: Önce birjki gün süründü restoranda. "Kimbilir,anlatamam<br />
ışımdır" diyerek, kavunlan kendisi için b ıraktığım ı ; eve götürüp<br />
yiyebileceklerini yeniden söyledim patrona. Kavunlara<br />
ters ters bakmasından, almak istemediği; beni de k ıramadığı anlaşıhyordu.<br />
Birkaç gün daha geçince, kar ımın üstelemesiyle birini<br />
kesivermişler işçilere. Kanm utanc ından ancak iki dilim yiyebilmiş<br />
. Ötekiler tad ına bakıp bak ıp atm ışlar çöpe! ikinci kavunu<br />
dilimleyip satm ış patron. 45 kron tutmu ş !<br />
94
PATATES<br />
95<br />
Bir Finlandiya yolculu ğumda da geçti bir kavun olay ı :<br />
Çalış tığım kağıt fabrikas ı, "bilgi ve görgümüzü art ırma gezisi"ne<br />
götürmü ş -11i bizi. Kimi kağıt fabrikaların gezmiştik. Gidiş ve dönüş<br />
için bindiğimiz arabandaki (feribot) yemeklerde "ne yersen<br />
serbest"ti(*). Yeme ğin ard ından kavun da alm ıştım ben. Hemen<br />
herkes ikinci, üçüncü kez yemek; dondurma ya da yemi ş alıyordu.<br />
Ben ikinci kez de kavun al ınca, masamdaki İsveçliler, tabağım<br />
ı biribirlerine göstererek gülü şmü şlerdi. A çgözlülü ğüm yerine,<br />
"kavun" denilen "z ıkkım" ı nasıl yiyebilece ğimle ilgilenmiş olabilecekleri<br />
çok sonra akl ıma geldi.<br />
TARIMIN GEÇMI Ş I<br />
Isveç'te toprak, iklim ko şulları gereği Mezopotamya'<br />
dan 4.000 (Kuzey Iskandinavya'da da Güneyden 2.000) y ıl<br />
sonra işlenmeye başlar. Iö 1000 y ıllarında düz (1700'lerde de<br />
döner ve demir burunlu) karasaban kullan ılmaya başlamr. Hayvanlardan<br />
sığır, domuz, davar ve at beslenirdi.<br />
Ortaçağda evler köyün ortas ındaydı. Herkesin, köyün<br />
çevresine yay ıh, eşit verimli ve a şağı yukarı eşit büyüklükte<br />
toprağı vardı. Odun ve kereste için orman; hayvanlar için otlak<br />
bulunurdu. Ekim yöntemleri bölgeden bölgeye de ğişirdi. Çoğunlukla<br />
tek tür tahıl yetiştirildiğinden verim azalır; ekim alanları<br />
birkaç y ıl dinlendirilmeye b ırak ılırdı. Hayvan gübresi kullanılırdı.<br />
Tarla açmak amac ıyla kesilen ormanlıklar baharda yakı-<br />
1555 VE 1805'TE ÜRÜN DENGESI<br />
(Yüzde Olarak, Dev ş irilen Ürün)<br />
Buğday 0,6 2,6<br />
Çavdar 35,0 28,8<br />
Arpa 63,1 24,8<br />
Yulaf 1,3 27,4<br />
Kar ışık tohum — — 13,2<br />
Bezelye — — 3,2<br />
TOPLAM 100,0 100,0<br />
(Kaynak: Lantbrukets historia, Stokholm 1925)<br />
*) Bu tür servis, Kuzey Ülkelerinde yayg ınd ır. Eline taba ğını alan ki şi,<br />
ortadaki yemeklerden diledi ğince koyar. Doymazsa yine alabilir. Ederi de,<br />
iki kap yemekten daha azd ır.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ -\ — İ SVEC— 96<br />
lir ve sürülürdü. Küller ilk iki (en çok üç) y ıl iyi ürün al ınmasına<br />
neden olurdu. Aç ılan alanda kökleme yap ılmazsa, buralardan,<br />
ormana dönü şene dek otlak olarak yararlan ılırd ı .<br />
Tah ıldan ba şka şalgam, lahana ve bezelye yeti ş tirilirdi.<br />
Ama özel durumlar d ışında taze olarak hiç yen ınezdi. Tereya ğı<br />
da taze olarak yenmez, tuzlan ıp saklan ırd ı. Bunun ba şl ıca nedeni,<br />
uzun kışın (ve de olas ı kıtlığın) dü şünülmesiydi. Tereya ğı<br />
dışsatım' da yap ılırd ı. Olağan yiyecekler. kurutulmu ş ekmek;<br />
lapa; tuzlu tereya ğı ve tuzlu et-bal ıkt ı. Et ve bal ık iste kurutularak<br />
da saklan ırd ı. Yiyeceklerin çok tuzlu olmas ına ko şut olarak,<br />
bira tüketimi de çoktu.<br />
Ortaça ğda her aile. her gereksinimini (yiyecek, giysi,<br />
araç-gereç) kendi kar şılard ı. Kimi ova köyleriyle orman köyleri<br />
ve k ıy ı köyleriyle içenleri aras ında mal de ğişimi yap ılırd ı.<br />
Ortaça ğda halk yaln ızca köylülerden olu şmuyordu.<br />
Bu çağ soylular ın, krahn (devlet) ve kilisenin çok parlak'devridir.<br />
Ülke topraklar ının büyük bölümü bunlar ınd ır. "Bunların"<br />
olan topraklar (kilisenin, 1527'de devlete geçen tüm topraklar ı<br />
dışında) durmadan artacakt ır. Soylular ın ellerindeki topraklar,<br />
1600'lü y ılların ortalar ında, ülke topraklar ının c7c65'ine ula şacaktır.<br />
K İ L İ SEN İ N EL İ NDEN TOPRAKLARIN AL INI 51<br />
ÖNCESI VE SONRASI<br />
TOPRAK DENGESI<br />
(Yüzde Olarak)<br />
1521<br />
1560<br />
Devlet<br />
5,5 28,5<br />
Soylu lar (1527)<br />
21,8<br />
22,4<br />
Kilise<br />
21,0<br />
Köylüler 51,7 49,4<br />
TOPLAM<br />
100,0<br />
100,0<br />
(Kaynak: Alf Gunnmo, Aga för att Bruka, Stokholm 1985)<br />
1680 refonnuyla köylülere, devletin ve soylulann topraklar<br />
ından sat ınalma kolaylığı getirildi. Yeni toprak edinen s ın<br />
ıflar ortaya ç ıktı : Vars ıl kentliler ve ortakl ıklar.
PATATES 97<br />
1600'den Demirbaş Şarl' ın ölümüne dek (1718), sürekli<br />
sava şlar nedeniyle, köylülerden çok vergi al ınıyordu. Bu<br />
yüzden köylülerin gücü, yeni yeti ştirme yöntemlerine yönetmeye<br />
yetiniyordu. 1718'den sonraki bar ış döneminde vergiler azalt<br />
ılınca, biraz birikim olu şmaya ba şlad ı .<br />
Geleneksel köyde herkesin topra ğı vard ı ve bu topraklar<br />
ortaklaşa işlenirdi (herkes biribirine yard ım ederdi). 1718'<br />
den sonra toprak dengesi iyice bozuldu. Az toprakhlann çocukları,<br />
çok toprakhlara hizmetçilik-u şakhk yapmaya ba şlıyor, ya<br />
da aylak geziyorlard ı. Patatesin yayg ınlaşmasın ın de etkisiyle<br />
halk çabuk ürüyor; topraklar küçüle küçüle bölünemez duruma<br />
düşüyordu.<br />
TARIMDA ÇALI Ş ANLAR<br />
(1987'de, Alan/Yüzde)<br />
Tam çal ışanlar (y ılda 1600 saatten çok) 63<br />
Yar ı m çal ışanlar (y ı lda 400-1600 saat) 28<br />
Bo ş zamanlar ı nda çal ışanlar (y ı lda en çok 400 saat) 27<br />
(Kaynak: Land, 6 May ıs 1988)<br />
1757tde yeni yeti ştirme yöntemlerinin uygulanmas ı<br />
serbest b ırakıldı. İngiltere ve Hollanda kaynakh kimi yeni yöntemler<br />
uygulanmaya ba şland ıysa da, halk ın çoğunluğu 1500 ki<br />
y ıllardaki gibi tarım yapıyordu. Yeni yöntemlerden dış dünya<br />
ile ilişkisi olanlar (soylularla vars ıllar) yararlanabiliyordu. Küçük<br />
toprağı olanlar, isteseler de geleneksel yap ıyı bozam ıyorlardı.<br />
Topraklar da ğınık (parça parça) ve iç içe oldu ğundan, kom şular<br />
ne ekerse (ve de ya şlılar neye karar verirse) o ekiliyordu. Bu<br />
kararlar da ço ğu kez tutucu do ğrultuda oluyordu.<br />
TOPRAK REFORMU<br />
1827 Toprak Reformuyla küçük ve da ğınık topraklar<br />
birleştirildi. Herkesin be ş on parça yerine bir (büyük toprakhlann<br />
iki, üç) parça "büyük" topra ğı oldu. Bu reforma her kesimden<br />
(daha çok az toprakl ılardan) tepki geldi. Kimse toprağından<br />
ayrılmak istemiyordu. Bu reformla köyler da ğılarak eski<br />
FZ
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 98<br />
özelliklerini yitirdi. Herkes evini kendi toprağına taşıdı. Istediğini<br />
ekip biçti(*).<br />
1800'den 1900'e dek ormanlar yak ılarak, tar ım alanlar ı<br />
0,8 milyon hektardan 3,5 milyon hektara ç ıkar ıldı. Yeni yöntemler<br />
uygulanmaya ba şland ı. Örneğin tarlalar arada bir y ıl dinlendiriliyor;<br />
su birikimini önleyici kanallar aç ıhyordu( .**).<br />
TARIMDA I Ş GÜCÜ<br />
(Yüzde Olarak)<br />
1850 69<br />
1900 48<br />
1950 20<br />
1985 4<br />
(Kaynak: Facts about Swedish Agriculture, Stokholm 1987)<br />
Ekim alanlann ın çoğalmas ı, tarlalar ın dinlendirilmesi<br />
ve su bask ınlar ından kurtar ılması sonucu, 1850'lerde d ışar ıya<br />
yulaf satışı ba şlad ı. Yulaf d ışsat ım' 1875-80 döneminde y ılda<br />
240 bin tona ulaştı. D ışsat ım 1890'da (Kuzey Amerika'dan dünya<br />
pazarlar ına ucuz tah ıl ulaşması nedeniyle) durdu. Demiryollann<br />
ın dö şenmesi ve buharl ı gemilerin ula şıma girmesiyle ta şıma<br />
iş i kolayla şm ışt ı. Isveç'te üretim art ığı, hayvan yemi olarak<br />
değerlendirilmeye ba şland ı.<br />
1901-10 aras ında dışardan y ılda 360 bin ton tah ıl (tümüne<br />
yak ın ı buğday) sat ın alınd ı . 1. Dünya Sava şında (1917)<br />
ekmek karneye ba ğlandı. 1920'lerde d ışalım 150-300 bin tondu.<br />
1950'lerde d ışalimla d ışsat ım e şitlendi. 1960'larda d ışsat ım<br />
başlad ı. 1970'lerde d ışsat ım, üretimin %20'sine ula ştı .<br />
*) 1945, 1928 ve 1955'te, topra ğı ve orman ı koruyan; topra ğın, isteyenin<br />
elinde kalmas ın ı amaçlayan düzenlemeler yap ıld ı.<br />
**) Kanal aç ılmas ı çok eskilere dayan ır. 1734'te getirilen bir yasayla, pis<br />
sular ın ak ıt ılmas ı için bir "aln" (0,6 m) derinli ğinde ark aç ılması yeterliydi.<br />
1858'de derinlik iki kat ına ç ıkar ıld ı. 1879'da da su basan tarlalar ı<br />
kurtarmak için 1,2 m derinli ğinde kanal kazma yöntemi uygulanmaya ba ş -<br />
land ı. Kanallara pi şmiş toprak boru (künk) dö şenmesine ba şlama tarihi de<br />
1850'dir. 198-20 aras ında kanal kaz ılan 993 bin hektar tarlan ın %56's ına<br />
toprak boru dö şendi.
PATATES 99<br />
KOOPERAT İ F LER<br />
19. yy'da köylerde, eskisine benzemeyen yeni bir yardımlaşma<br />
türü doğdu. Kom şuların yard ımlaşması yerine, "birlik"<br />
kurarak yard ımlaşma gündeme geldi.<br />
Tanmdan endüstriye geçi ş evriminde kooperatiflerin<br />
önemi büyük olmu ştur. Kooperatifleri, "arac ıy ı ortadan kald ırarak,<br />
kendi yararlar ı doğrultusunda çal ışan kişilerin olu ş turdu ğu<br />
bir tür dayan ışma kurulu şu" olarak tan ımlayabiliriz. Kooperatifler,<br />
az gelirlileri özel kesimin fiyat patlamalar ına kar şı korur.<br />
18. yy' ın sonlannda İngiltere'de doğan kooperatifler,<br />
Isveç'te 1850'de kurulmaya ba şlandı(*). 1867'de kurulan "Trolhanan<br />
i şçi Birliği (tüketici kooperatifi) bugün de ya şam ın ı sürdürüyor.<br />
1870'lerde kurulan tüketici kooperatifleri, "üyeler"<br />
yerine "işçi s ın ıfı"na yard ım amacına yöneliyordu.<br />
Üretici kooperatiflerinden sütçü birlikleri, ya ğı sütten<br />
ay ırma makinelerinin bulundu ğu1870'lerde kurulmaya ba şland<br />
ı. Oreticiler bu makinelerden ortakla şa sat ın alarak,siltün işlenmesi<br />
ve pazarlanmasını kendileri yapmaya ba şladılar.<br />
SÜT PARASININ BÖLÜ Ş ÜMÜ<br />
(Litrede 153 kuru ş olan devlet deste ğiyle 485 kuru şa sat ı lan<br />
bir litre süt ederinin bölü şümü:)<br />
Devlet deste ğ i 1,53<br />
Üretici 2,14<br />
Süthane 0,66<br />
Paketleme 0,57<br />
Sat ış kar ı 0,56<br />
KDV 0,92<br />
TOPLAM 4,85<br />
(Kaynak: Göteborgs Posten, 1 Şubat 1988)<br />
*) Gerçek anlam ıyla ilk tüketici kooperatifi Enköping yak ınlar ındaki<br />
örsundbro'da kuruldu (1850). Daha öncesinden, kooperatife geçi şi haz<br />
ırlayan kurulu şlar ın varl ığından söz edilebilir. Örnek olarak birkaç ın ı<br />
sayal ım: 1801'de Kroneberg ilinde (ilin kimi yerlerini kapsayan) yang ın<br />
sigorta ortakl ığı kuruldu. Yang ın sigortas ında kooperatif yöntemleri<br />
uygulan ırd ı. Birinin evi yanarsa, zarar üyelere bölü ştürülerek kar şılan ırd ı .<br />
At ı yanan ın at ı ortaklaşa al ınırd ı.1820'de halk ın da ortak oldu ğu Sparbank<br />
(tutum bankas ı) kuruldu. 1846'da, ortaça ğda kurulan meslek ve e ğitim<br />
örgütü tekeli "skdn" kald ır ıld ı. Bu örgütün, üyelerine yönelik türlü yard ım<br />
kurumlar ı (e ğitim, hastal ık ve ölüm yard ım ı vb) bağımsız birimler olarak<br />
kald ılar.
YOKSULLUKIAN VARSILLI ĞA -ISVEÇ 100<br />
Çiftçiler birle şerek ortak makineler edinmeye. gübre<br />
ve tohumluk sat ı n almaya. ürettikleri tah ıl: patates ve ya ğl ı bitkileri<br />
kendileri pazarlamaya ba şlad ılar. Daha önce bu i şler. tecim<br />
le u ğ ra şan ki şilerin tekelindeydi.<br />
Kooperatiflerin h ızl ı t ırman ışı 1890'lardad ır. Endüstri<br />
devrimiyle beraber kentlerde i şçi s ın ıfı ço ğald ıkça.. toplumsal<br />
yap ı da çat ı rdamaya ba şlar. Sevilen örgütler ülke düzeyine yay ı -<br />
hr. Ba ğıms ız kilise isteyenlerin seslerini duyt ı rmas ı , içki yasa ğı<br />
isteyen örgütlerin ço ğalmas ı , işçi sendikalar ı n ın etkinlik kazanmas<br />
ı, Sosyal Demokrat Partinin kurulmas ı bu zamana rastlar.<br />
1800'lerin sonuna dek 430 sütçü birli ği; 400 çiftçi birliğ i kuruldu.<br />
Kurulan bu birliklerden kimilerinin yeterli anamah bulunmad<br />
ığından, ya şamlar ı k ısa sürdü. Yaln ızca 1896 ile 1899<br />
aras ı nda 200 tüketici kooperatifi kuruldt ıt*I.<br />
1899, Isveç kooperatifçili ğinin dönüm noktas ı d ır.<br />
Bu tarihte, tüketici kooperatifleri birle şerek Koopeatifier Biliğini<br />
t Kooperativa förbundet = KI) kurdular. Kooperatifier.<br />
"devlet kesimi" ve "özel kesim"den sonra üçüncü kesim durumuna<br />
geldi) **).<br />
(:.K İ L İ . 1- 01>I
PATATES 101<br />
1920'lerin endüstri bunal ım ı Isveç'e de yans ıdı. Fiyatlar<br />
düştü. Birçok köylü, topra ğın ı satma durumuna dü ştü. Bu<br />
bunalım, köylüleri 1929'da "Ulusal Köylü Birli ği"ni (Riksförbundet<br />
I3ndsbygden folk RLF) kurmaya zorladı .<br />
YIYECEK FIYATLAR! ARTIYOR<br />
Yiyecek fiyatlar ı , bu y ı l ı n yar ı s ından ba ş layarak bir aileye<br />
ortalama ayda 80 kron ek yük getiriyor. Ba şka bir deyimle tüketiciler,<br />
temel yiyecekler için %4 daha çok para ödeyecekler.<br />
Çiftçilerle tüketici temsilcilerinin (ve de ilgili kurulu ş lar ı n)<br />
dün vard ı klar ı anla şmaya göre, temel yiyeceklerin (süt kaymak yemek<br />
lik ya ğ , et, yumurta, un vb) fiyatlar ı 1 Ternmuzdarv ba ş layarak art ı r ı -<br />
l ıyor. En çok art ış , litrede 60 kuru ş (öre) ile sütte oluyor. Sütteki bu<br />
büyük art ışa, devletin süte verdi ğ i 250 milyon kronluk hazine deste ğ ini<br />
azaltmas ı neden oluyor.<br />
Fiyat art ış lar ıyla beraber, köylülerin (çiftçi) eline y ı lda 700<br />
milyon kron daha çok para geçecek. Bu 700 milyon artan makine; hayvan<br />
yemi; yapay gübre vb giderleri kar şı layacak çiftçilerle toplumun<br />
öteki kesimleri aras ı ndaki gelir dengesi sa ğ lanacak<br />
Hükümet yetkililerinin sav ına göre, bu art ış larla bu y ı lki para<br />
değer kayb ı (enflasyon), i şçilerle i şverenlerin ücret anla ş malar ı ndaki<br />
tavan olan %3,2'yi geçmeyecek.<br />
(8 Nisan 1987 tarihli gazetelerden)<br />
1913'te kurulan Köylü Birli ği Partisi (Bondeförbundet),<br />
1933'te Sosyal Demokrat hükümete kat ıhnca, "bolluk ülkesi"<br />
kurutmaya başlandı. Köylü Birliği, yirmi y ıl kadar Sosyal Demokrat<br />
Partiyi destekledi(*).<br />
Kooperatifçili ğin sonraki y ıllarında, tür say ısı çoğalarak<br />
birimler azald ı. Örneğin 1930'larda ülkede 1.600 siithane<br />
varken, (süt çoklu ğu değişmemekle beraber) bu say ı bugün 100<br />
dolayına indi. 1931'de 2.100 olan kesimevi say ısı bugün 50 dolaymdad<br />
ır.<br />
19301ardan beri tar ım kooperatifleri ülke tar ım ını yönlendirmede<br />
etkili oldu. 1947'de tar ım kurulu şlarının da katk ısıyla<br />
ulusal tarım siyasası yeniden belirlendi.<br />
*) Köylü Birli ği Partisi (Bondeförbundet) 1957'de Merkez Partisi (Centerpartiet)<br />
ad ın ı alacak ve daha sonra da 'b ıırjuva partileri" saflar ına ka<br />
t ılacakt ır.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A<br />
Tarım kooperatiflerinden çiftçilerin kooperatifleri,<br />
ülke tarım ürünlerinin %75'ini i şler. Kooperatif üyeleri genellikle<br />
orta boy çiftçilerdir. Orta boy çiftçilerin i şlediği ortalama toprak<br />
alan ı 27 hektard ır. Çiftçilerin on alt ı ayrı dalda kooperatifi<br />
vard ır.<br />
Isveç'te yaşayan 8,4 milyon ki şiden 4 milyona yak ını<br />
kooperatiflere üyedir. Yap ım kooperatiflerinin bir milyona yak<br />
ın üyesi bulunur.<br />
TÜKETICI KOOPERATIFLERI<br />
Bugün, Isveç tüketici kooperatifleri alt ı dalda çah ş -<br />
ma yapar. Bunlardan biri (Reso), Kooperatifler Birli ğine ba ğh<br />
olarak çalışır; ötekiler ba ğımsızd ır(*).<br />
*) ALTI TÜKETICI KOOPERATIFI:<br />
1- Kooperatifler Birli ğ i (KF). 1,9 milyon üyesiyle, en büyük tüketici<br />
kooperatifidir. KF'nin Kons ıı m, OBS, Servus, Domus, Coop, K Marknad<br />
Interior adlar ında 1.900 sat ış yeri vard ır. ülkedeki al ışveri şin %20'si bu<br />
kooperatif arac ıl ığıyla yap ıl ır.<br />
2- HSB-Riksbyggen. Konut yap ım ı dal ındaki iki büyük kooperatiften<br />
HSB (Hyresgasternas Sparkassa och bygnadsförening) 1923'te kuruldu.<br />
1924'te de bu kooperatifin "ulusal federasyonu olu ştu. 460 bin üyeden<br />
290 bini konut edindi. Kooperatif üyeleri, yap ım giderlerinin %5'ini kar şı -<br />
lar (%95'i kredidir).<br />
İkinci büyük yapı kooperatifi 1940'ta kurulan Riksbyggen'dir. Kooperatif-<br />
ler Birli ği, Yap ı I şçileri Birli ği ve çevresel yap ı kooperatiflerince kuruldu.<br />
Yap ı kooperatifleri, konut yap ım ın ın %30'unu kar şılar (HSB'nin pay ı<br />
%50; Riksbyggen'in %30'dur).<br />
3- Folksam. İlk sigorta kooperatifi 1908'de KF'nin çat ıs ı alt ında çal ış -<br />
maya başlad ı. "Samarbete" (birlik) ad ındaki bu kooperatif, yang ın konusunu<br />
kaps ıyordu. 1914'te İş çi Sendikalar ı Birli ği, "Folket" (halk) ad ındaki<br />
sigorta kooperatifini kurdu.<br />
1925'te bu iki kooperatifin birle şmesinden "Folksam" do ğdu.. Folksam' ın<br />
karar organ ı 108 delegeden olu şuyor (KF 36; LO ( İşçi Sendikalar ı) 36;<br />
beyaz yakal ı (memur) i ş çi sendikalar ı 18 ve konut yap ım ıyla akaryak ı t<br />
tüketici kooperatifleri 18 delegeyle temsil ediliyor.<br />
4- OK (Oljekonsumenternas förbund = Akaryak ıt Tüketicileri Birli ği).<br />
1945'te kuruldu. Akaryak ı t al ışveri şinin %15'ini kar şılar.<br />
5- Fonus. ölüm işleri için kurulan Fonus, IsN7eç'in en genç kooperatifidir.<br />
1945'te kuruldu ve 1970'te federasyonu olu ştu. Kooperatif, gömüt<br />
hizmetlerinin %32'sini kar şılar.<br />
6- Reso. Tatil turlar ı da düzenleyen yolculuk kurulu şu. Reso 1930'larda<br />
i şçilerin y ıll ık izinlerinin uzamas ına ko şut olarak kuruldu<br />
102
PATATES 103<br />
Reso dışındaki be ş tüketici kooperatifi, ortakla şa bir<br />
"Kooperatif Enstitüsü" kurdu. Enstitü, e ğitim; kamuoyu olu şturulması<br />
; kooperatifleraras ı eşgüdüm; ara ş tırma ve geliş tirme<br />
konularında çalışır.<br />
Çok üyeli kooperatifler d ışında, türlü konulardaki küçük<br />
kooperatiflerden de söz edilmesi gerekir. Bunlar ın kimileri<br />
kooperatif s ın ırını zorlar. Büyüklük sırasına göre, bu kooperatiflerden<br />
başhcalarm ın konuları :<br />
- Elektrik gereçleri.<br />
- Kuruluşlara alim sat ım görevleri.<br />
- Karayolu ta şımac ılığı .<br />
- Tecimsel balıkç ıhk.<br />
- Bahç ıvanlık görevleri.<br />
- El işçiliği.<br />
- Okul kooperatifleri.<br />
HER 1.0 O O KI Ş IYE DÜ Ş EN<br />
1571<br />
HAYVAN<br />
1805<br />
SAYISI<br />
1986<br />
inek 467 330 71<br />
Öteki s ığırlar '420 267 132<br />
Koyun 622 500 48<br />
Keçi 172 58<br />
Domuz 300 165 290<br />
(Kaynak: Statistisk ırsbok, 1988)<br />
PAZARLAMA<br />
Ahşverişin %95'ten ço ğu "self servis"tir (ki şi alaca ğını<br />
kendi seçip, paras ını kasaya öder). İlk self servis 1947'de aç ıldı .<br />
Yemiş ve öteki ye şillikleri de alıcı kendisi seçtiği gibi, çoğu satış<br />
yerinde tart ıy ı da kendisi yapar (plastik torbaya doldurdu ğu<br />
yemiş ya da yeşilliği tartıya koyar, türünün dü ğmesine basar,<br />
gelen etiketi torbaya yap ış tı ).<br />
Kentlerin çevresinde ve d ışında, büyük park kolayl ıkları<br />
bulunan ve en az 2.500 metrekarelik sat ış alan ı olan 50 ma-
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 104<br />
gaza vard ır (en az 800 metrekare sat ış alan ı olan mağaza say ıs ı<br />
500'dür). Kooperatiflere kar şı ayakta duramayan kimi küçük<br />
sat ış yerleri ya kapan ınakta, ya da bir örgütün zincirine eklenmektedir.<br />
Restoranlar, kafeteryaya dönü şmüştür. Her alandaki<br />
küçük ve yarars ız kurulu şlar ın kapanmas ına kar şın, çok özel konularda<br />
çal ışan "butikler ço ğalmaktad ır. 1972'den beri her sat<br />
ış yeri, aç ıl ış ve kapan ış saatlerini kendi belirler.<br />
Dayan ıkl ı mallar ın _satışı kredilidir. Araba sat ışlar ın ı n<br />
%40 11 pe şindir. Buzdolab ı tv gibi gereçlerde ilke olarak (.420 peşindir<br />
(pe şinsiz sat ış yapanlar da bulunur).<br />
TÜKET İ C İ LER İ N TOPLAM BORCU<br />
(Milyar Kron)<br />
1978 217<br />
1979 249<br />
1980 281<br />
1981 311<br />
1982 351<br />
1983 387<br />
1984 428<br />
1985 464<br />
1986 554<br />
1987 628<br />
1988 725<br />
(Kaynak: Exp ı essen, I Mart 1989)<br />
Kredili sat ışta, al ıc ıdan ki ııı lik istenir. Al ı c ı n ın ki ş isel<br />
say ı s ı (*) telefonla kredi merkezine verilerek bir tak ınt ı bul ıi-<br />
PARA G İ RD İ LER İ N İ N (SATI Ş )<br />
TOKET İ C İ KURULU Ş LARA DA Ğ ILIMI<br />
(1986'da Yüzde Olarak)<br />
ICA (özel mağ azalar zinciri) 32 6<br />
KF (Kooperatifler 20,7<br />
D Toplulu ğ u (1.100 özel kurulu ş ) 12,0<br />
Ahlens, B8W ve Hemköp (üç özel kurulu ş) 6,1<br />
Ötekiler 28 6<br />
TOPLAM 100,0<br />
(Kaynak: Dagens Indust ıl, 13 May ı s 1987)<br />
' 1') Ki ş isel say ı için 161. sayfadaki dipnota bak ı n.
PATATES 105<br />
nup bulunmadığı araş tınhr. Alıcı aday ınm tak ıntısı yoksa, kredilendirme<br />
işlemlerine (sözle şme yaz ım ı ) geçilir. Alıc ı sözle şmeyi<br />
imzalar ve arabas ın ı ( tv'sini...) al ıp gider. Kefil istenmez.<br />
Sat ıc ı, bağlı bulundu ğu kredi kurumundan paras ın ı peşin olarak<br />
alır ve alıc ı= paray ı ödememesi durumunda bile takıntısı kalmaz.<br />
Kredi ile al ınan malın üzerine faiz de biner. Bu faiz,<br />
bankaların olağan faizinin iki kat ını da geçebilir. Bir de "kredi<br />
kartı " uygulaması var. Kredi kartı ile alman mal, banka faizinden<br />
çok; karts ız ahş tan azd ır. Kart ın sat ınalma gücü elveri şliyse,<br />
peşin para ödemek de gerekmez. Kredi kart ınm türleri vard ır:<br />
Türlü kurulu şlarda geçerli kart; belirli kurulu şta geçerli kart; belirli<br />
mağaza zincirlerinin belirli bölgelerinde geçerli kart vb.<br />
Akaryak ıt istasyonlanndan da kredi kart ıyla yak ıt alınır. Bu istasyonlardan<br />
gereç, yiyecek vb satmayan; araba bak ım ı görevi<br />
de üstlenmeyenlerde sat ıc ının beklemesi gerekmiyor. Akaryak ıt,<br />
otamatlardan ya kredi kart ıyla ya da ka ğıt parayla alm ıyor.<br />
Kimi kredi kartlanyla yap ılan ahşlarda, borç<br />
altm ış gün içinde ödenirse faiz al ınm ıyor.<br />
Posta (ile) ödemeli sat ışlar da büyük ilgi görüyor.<br />
Isveç'te faizler vergilendirilmiyor. Örne ğin ayda 10<br />
bin kron kazanan biri, bunun 2 bin kronunu faize veriyorsa,<br />
(bu 2 bin kron dü şüldükten sonra) 8 bin kron üzerinden vergi<br />
öder.<br />
B &W Paralar ı Geri Verecek:<br />
ÇOCUK PANTALONLARI<br />
YIKANMAYA DAYANMIYOR<br />
B & W mağazalar ı , kar ile y ıkanan bir parti çocuk pantalonunu<br />
sat ıştan kald ırd ı ...<br />
Bu kötü pantalonlardan sat ınalanlar pantalonlar ı geri getirirlerse,<br />
paralar ı n ı geri alabilecekler..<br />
(Göteborgs Posten, 24 Mart 1988)<br />
Eve ya da i şyerine gelen (gezginci) sat ıcıdan özel gereksinimler<br />
için sat ınalman araç-gereçler, (özel anla şma gerekmeksizin)<br />
bir hafta içinde geri yenilebilir. Ta şınmaz mal, yiyecek
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 106<br />
ve 200 kronun alt ındaki araç gereçler geri verilmez. Ma ğazalardan<br />
sat ın alınan araç-gereçler için "aç ık sat ın alma" yöntemi uygulanabilir.<br />
Aç ık sat ın almada, anlaşmada gösterilen süre<br />
içinde mal geri verilebilir. Birçok ma ğaza da "de ğ iş tirme güvencesi"<br />
verir. Güvence süresi dolmadan mal geri verilip, yerine<br />
başka al ınır (ya da ödence belgesi saklanarak. mal sonra al ın ır ► .<br />
Ilanlar, özel ilan yerlerine as ılır, bas ında yay ınlan ır<br />
ya da konutlara özel da ğıtıc ıyla (ya da postayla) yollan ır. Posta<br />
yönetimi, ilan ve reklam istemeyen ki şilerin isteklerine uyar<br />
(adreslerine ilan-reklam b ırakmaz).<br />
ÖZEL GEREKS İ N İ MLER<br />
İ Ç İ N<br />
E Ş YA VE H İ ZMET<br />
F İ YAT GÖSTERGESI<br />
(1987'de İ sveç'te 100'ken)<br />
Norveç 113 Lüksemburg . .. .75<br />
Danimarka 110 İ talya 74<br />
Finlandiya 110 ABD 71<br />
ISVEÇ 100 Yeni Zelanda . . .70<br />
Japonya 97 Ingiltere 69<br />
Avusturya 94 Avustralya 69<br />
B Almanya 93 Kanada 68<br />
Fransa 87 İ spanya 57<br />
Belçika 84 Yunanistan 55<br />
Hollanda 81 Portekiz 44<br />
İ rlanda 79 Türkiye 27<br />
(Kaynak: Valfrds Bullet ı nen, Sayi 4, 1987)<br />
Her ilde günlük gazeteler ç ıkar. Herkes, ilinde (ülke düzeyinde<br />
değil) ç ıkan gazetelerden birini izler. Özel da ğıtıcılar<br />
sabah ın 05-07'sinde gazeteleri konutlara ula ştır ır. Gazeteler<br />
(ve de posta gereçleriyle ilan-reklamlar), birle şik konutlarda,<br />
kap ılardaki posta deliğinden bırak ılır. Ayrı konutlarda, soka ğa<br />
bakan bir yere konan özel posta kutusuna at ılır (kimi konutların<br />
posta kutular ı yanyana dizilidir).<br />
Kooperatifler olsun, özel kurulu şlar olsun o denli tekelle<br />
şmişlerdir ki, bas ında ve 'genel yerlerde kimi koca ilanlar ı<br />
kimlerin verdiğine şaşılır. Bu ilanlardan kimi örnekleri a ş ağıya<br />
alıyoruz:
PATATES<br />
KEMIKLER İ N<br />
KALS İ YUMA GEREKSINIMI VAR<br />
Her gün dükkâna dek bir yürüyü ş yaparak süt sat ınal!<br />
Yürüyüş yapman ve bacaklar ın ın gereksinimi olan kalsiyumu<br />
sağlam an bundan (süt sat ınalmak) zor de ğildir.<br />
Sorun, çoklarm ın, kemilclerin sa ğlamlaşmasm ı sağlayan<br />
süt içmeyi b ırakmasmdad ır. Genç kad ınlar şişmanlayacağın<br />
ı san ıyor. Birçok ya ş lı . damar sertli ğinden korkuyor.<br />
Gerçek şudur: Damar sertli ğinin nedeni kalsiyum<br />
değildir. Çok yağlı yemektir. E ğer yağı azaltmak istersen,<br />
"hafif süt" ya da "orta süt" iç!<br />
sağlar!<br />
caktır.<br />
Günde üç bardak (süt), kalsiyum gereksiniminizi<br />
***<br />
Süthaneler (Mejerierna)<br />
BENI SATIN AL<br />
Satacak bir şeyiniz varsa, söyleyecekleriniz de ola-<br />
On beş yaşın üzerindeki İsveçlilerin %91'i günlük<br />
gazetesini okur (Orvesto, 1979). Herkes gazetesine ortalama<br />
yarım saatini verir.<br />
Bu duyuru, 130 Isveç günlük gazetesi e şgüdüm organ ı<br />
olan "Günlük Gazeteler Pazar Dan ışmanlığı" kurulu şunca<br />
yay ımlanmaktad ır. Günlük gazeteler üzerine bilgi istersen, bu<br />
gazetenin ilan bölümüne (ya da do ğrudan bize: Günlük Gazeteler,<br />
PK 45136, 104 30 Stokholm) ba şvurabilirsin.<br />
Günlük Gazeteler (Dagspressen)<br />
***<br />
KÂGIT TORBA—PLAST İ K TORBA<br />
Koyduklann ız ın taze kalmasın ı elbette istersiniz.<br />
Ekmek gibi, yemiş gibi duyarl ı yiyeceklerin de.<br />
Plastik torba gerilir ve içine konulanlar ı sıkar. He-<br />
le de çok al ışverişlerde ve de torba dolu olunca.<br />
Güvenceli, sa ğlam kâğıt torba ile (plastik torbay ı )<br />
kar şılaş tır(al ım):<br />
107
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA -ISVEÇ-<br />
İstifi kolay. Taşıması kolay. Arabaya oturtması kolay.<br />
Kağıt torbadaki öte beri eve sa ğlam varır. S ıkışmadan,<br />
ezilmeden.<br />
Taze öte beriyi istiflemek ho ş değil mi? Sat ın ald ığın<br />
ız nitelik ve tazelikte.<br />
Gelecek kez ka ğıt torba alt ınız)!<br />
Doğay ı kirletmeyen Isveç kağıdı !<br />
Assi, Billerud, Backhammars. Holmen, Korsnas<br />
(Kağıt fabrikalar ı )<br />
***<br />
Taze M ısır<br />
KOPARMA KURALLAR'<br />
Kopanlacak olgunlu ğa gelen mıs ır. gövdede genellikle<br />
eğri durur. Püskülleri kararm ış ; sertle şip yuvarlakla şm<br />
ıştır.<br />
- D ışından anla, açma!<br />
Aç ılm ış koçandaki m ısır, gövdeden kopar ılmazsa<br />
bozulur. Taze m ısır aç ık sand ır. Kaynatınca (doğal) sanya<br />
dönüşür.<br />
M ısır koparmak eğlencelidir. Tüm aile ve dostlar ınızla<br />
m ısır tarlasına gidin! M ısır, yaln ızca yenmesinin iyi olmasıyla<br />
kalmaz, yararl ıd ır da.<br />
BUZLUKTA SAKLAMA VE BESIN DEGER İ<br />
Üç ay içinde yenecekse, oldu ğu gibi buzlu ğa konur.<br />
Buzlukta üç aydan çok kalacaksa, tuzsuz kaynar suda be ş<br />
dakika kaynatıld ıktan sonra, ılıtılarak konulması sahk verilir.<br />
Taze m ısır, buzdolab ı içindeki kapaklı buzluk bölümünde<br />
de (-6 derecede) bir haftaya dek saklanabilir.<br />
Taze mısırın 100 grammda 20 gr karbonhidrat;<br />
3 gr protein; 1 gr yağ bulunur. 107 kalori verir.<br />
durun!<br />
- Kış gereksiniminiz için buzluklann ızı mısırla dol-<br />
(M ıs ır tarlalarında da ğı t ılan el duyurusunclan)<br />
108
PATATES<br />
DAHA. ÇOK MAKARNA<br />
Makarnan ın tad ına doyum olmaz.<br />
Makarna pi şinnek kolayd ır.<br />
Makarna ucuzdur da.<br />
Ne şans! Makarna çabueak haz ırlanabilen besi-<br />
h int itdir.<br />
- Daha çok makarna!<br />
- En az haftada bir kez!<br />
***<br />
YAFA<br />
Tatl ı, kolay soyulur portakal.<br />
Ş imdi satic ı larc ı .<br />
YAFA<br />
Ku ııgsörnen (bir kurulu ş )<br />
***<br />
- Karm ıza en son ne zaman lale sundunuz?<br />
Sar ı lale, k ırm ı z ı lale, pembe lale...<br />
Yüzlerce lale türü bulunur.<br />
Ve lale ucuzdur da.<br />
( İmza yok)<br />
Bir kucak (dolusu) sat ı nalm!<br />
Hollanda Çiçek Dikicileri<br />
(N ı-Alan& blomsterlöksodlare)<br />
OKULA GÖTÜRÜN<br />
Isveç elmas'.<br />
Şimdi en iyi. Şimdi daha çok.<br />
Bugün sat ı nal!<br />
Isveç elmas ı , elma tad ındad ır.<br />
Isveç Yemi ş Destekleyicileri<br />
(Svenska fruktfrümjandet<br />
I 09
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A İ SVEÇ: 1 lo<br />
TU Ğ LA PASLANMAZ<br />
Tu ğla yanmaz.<br />
Tu ğla çürümez.<br />
-Tu ğla sa ğlam parad ır!<br />
***<br />
Etin kilosu 30. 50 ya da- 70 kron mu?<br />
Ve de bu ederler (besin ► değerini kar şılar m ı?<br />
P İ L İ Ç DÜNYA ET İ D İ R<br />
(imza yok)<br />
Kilosu 12-15 kron.<br />
Ku ş Eti Üreticileri Birli ğ i<br />
(Füreningen Fagelkiitproducenterna ►<br />
DÜNYA ET İ P İ L İ Ç<br />
Kimbilir, bunu bilmiyordunuz:<br />
Piliç, dünyan ın en iyi etlerindendir.<br />
Kalorisi ve ya ğı en az olanlardan.<br />
Ama size gerekli proteinler piliç te çok var.<br />
Ve piliç çok t ıcuzdur.<br />
Sosisten ucuzdur.<br />
S ığı r etinden çok uc ıızdur.<br />
P İ L İÇ DÜNYA ET1D İ R<br />
Amerikal ı lar, bizden be ş kez çok piliç yer.<br />
Frans ızlar ve İngilizler bizim yediimizin iki kat ından<br />
çok (piliç) yer.,<br />
Dünyan ın birçok mutfa ğında piliç, temel ettir.<br />
Bu bak ımdan. dünyadaki ülkelerden çok, piliç reçesi<br />
bulunur. Bu ilginç reçetelerden birkaç ı piliç sat ılan yer-<br />
bulunur. Onlar ı paras ı z edinebilirsiniz.<br />
1)ii ıv.a eli piliç!<br />
Ku ş Eti Üreticileri Birli ğ i
PATATES<br />
***<br />
YEMI Ş , YARARLI Ş EKERLEMED İ R<br />
Portakal, mandalina, geyfurt ve öteki turunçgiller size,<br />
karanl ık k ış aylar ında gereksinim duydu ğunuz C vitamini verir.<br />
Yemi ş ayr ıca okulda, i şte. spor çal ışmalar ında gücü art ıran ek<br />
kaynakt ır. Yemi ş , doğal şekerlemedir.<br />
Yemi ş Danış manl ığı (Fruktradet )<br />
***<br />
Çocuklara, sevdikleri patatesi verin!<br />
Felix (bir kurulu ş )<br />
***<br />
Ş imdi turfanda, sulu ve taze Isveç h ıyan var. Ondan,<br />
örneğin şöyle yararlan( ın):<br />
Dilinmiş hıyan, do ğranm ış mantar ve ince kıy ılm ış<br />
dereotu ya da maydanozla kan ş hr. Üzerine sirkeli salata<br />
sosu, su ve biraz da salata ya ğı dök. Isteğe göre de tuz ve<br />
biber (koy).<br />
***<br />
Isveç Sebze Destekleyicileri<br />
(Svehska gönsaksf~jandet)<br />
ET YE SA Ğ LIKLI OL<br />
Köfteyi kendiniz yap ıyorsan ız, bir (büyük) kişilik<br />
yemek 6 krona gelir. K ıymay ı ucuzluktan ald ıysan ız, daha da<br />
aşağı. Gerçekten sevilen yiyecek ve de ucuza. Ve, k ıymadan<br />
sonsuz değişiklikte yararlanma olana ğı var.<br />
Kıymadan bir yiyecek yap ki, renksiz günün ortasında<br />
parlak bir şölen olsun. Kasapta (k ıyma üzerine) reçeteler<br />
var.<br />
Et ye, sağlıkh ol!<br />
Et Dan ışmanlığı<br />
(Köttinformation)<br />
111
E Ğ LENCE, DINLENCE...<br />
112<br />
Kış, bahar ve yaz. Bu üç sezon bir ay içinde ya şanabiliyor<br />
Isveç'te. Do ğadaki bir günlük de ğişim, beyazın ye şile dönüşü,<br />
ye şilin daha ye şil olu şu gözle kolayca ay ırdedilebiliyor.<br />
Ay ırdedilemeyen durum, gündüzle geceyi ay ıran çizgidir. Güneşin<br />
dulunup karanlığın çökmesi saatlerce sürer.<br />
Yedi haftadan çok bir süre güne şin batmadığı Kuzey Isveç'te(*),<br />
y ılda 217 gün ısı s ıfırın alt ındad ır (güneyde 56 gün).<br />
Y ıllık ısı ortalamas ı kuzeyde -3; güneyde÷7 derecedir.<br />
30 Nisan "ak şamı belirli yerlerde ate ş yakılarak eğlenilir.<br />
Ülkenin üçte ikisine yak ın bölümünün karla kaplı olmasma karşın,<br />
bu, yaz ı karşılama şenliğidir. Noel (25 Aralık) için kesilen<br />
çamların ocak sonlanna do ğru evlerden kald ırılmasıyla, ate ş yakım<br />
yerlerine y ığınak ba şlar. Halk, evinde kullanamayaca ğı ne<br />
*) Kuzey Kutup Dairesini bir kez geçtim. Haziran sonlar ıydı. Saat tam 24'<br />
te Kuzey Kutup Dairesinde olacak denli arabam ı sürdüm. Güneyde, saat<br />
23.30 dolay ında güneş batmış tı. Saat tam 24.00'da Kuzey Kutup Dairesine<br />
girdi ğimde, (21 Haziran bir hafta geride kald ığından) güne şi göremedim.<br />
Arabam ı daha h ızl ı sürerek, 15 dakika sonra (20.25 km kuzeyde) güne şe<br />
ulaştım. 20.25 km daha sürünce, cad ırımı kurup yatt ım. Kalktığunda,<br />
karşılaşt ığım bir köylüyle "gece yar ısı güneşi" üzerine söyleşmek istedim.<br />
Ama konu, köylüye hiç ilginç gelmiyordu. Bir süre önce bir bölük Alman<br />
gezgincinin geldi ğini; çevrenin ormanla kapl ı olması nedeniyle, güne şi daha<br />
iyi görebilmeleri için kule vb yer arad ıklann ı alayl ı olarak anlattı (HTY).
EĞ LENCE, D İ NLENCE... 113<br />
varsa atar bu y ığınaklara. Y ılın en çok içkisi de bu 30 Nisan ı 1<br />
May ısa ba ğlayan gece içilir. 1 May ısta araçlara taze yaprakl ı bir<br />
dal ya da yapay "1 may ıs çiçe ği"(*) tak ılır.<br />
Sokakta güne şi yakalayan Isveçli, boynunu güne şe doğru<br />
uzat ır. Soyunup özgürce evinin balkonuna ya da bahçesine uzanabilir.<br />
Stokholm dolay ındaki 24 bin adan ın kimilerinde kad ınlar<br />
"üstsüz" ve "alts ız" güne ş banyosu yaparlar.<br />
Yaz ın en önemli günleri, güne şin kuzeye en çok yaklaştığı<br />
"Yaz Ortas ı "dır. Dinlence günü (bayram) olan Yaz Ortas ı<br />
(Midsommar), 21 Hazirana en yak ın cumartesi günü kutlarur.<br />
Bir gün öncesiyle bir gün sonras ı da dinlencedir. Norveç, Finlandiya<br />
ve Danimarka'da da kutlan ır. Yaz Ortasında tüm yerle şme<br />
yerlerinde "may ıs direği" dikilir. Çiçekler ve dallarla süslü olan<br />
bu dire ğin çevresinde o gün dansedilir.<br />
Yaz Ortasında Kuzey Isveç'te güne ş, günün 24 saatinde<br />
de görülebilir; saat 24'te, Isveç'in üçte ikisinin en karanl ık yerinde<br />
ve bulutlu bir gökyüzü alt ında, en küçük gazete yaz ıları<br />
kolayca okunabilir.<br />
Yaz ın tv'lerin yay ı n süreleri k ısa; programlar önemsizdir.<br />
Küçük kentlerdeki sinemalar tümüyle kapal ı ; parklar, kır<br />
kahveleri c ıvıl cıvıldır. Kış boyunca evlerin pencerelerini süsleyen<br />
KONAKLAMA KURULU Ş L.ARINDA<br />
YATAK SAYISI<br />
(1986)<br />
Otel-motel 148.473<br />
Tatil köyü 40.545<br />
Gençlik oteli (hostel) 14.651<br />
TOPLAM 203.679<br />
(Kaynak:Statistisk ksbok, 1988)<br />
*) ilk "1 may ıs çiçe ği", 1907'de ç ıkarıldı. O y ıl 14 bin kron toplanarak,<br />
veremli çocuklara yard ım yap ıld ı. O zamandan beri, her y ıl ın 1 May ıs ında<br />
sat ılan, her y ıl de ğişik renklerdeki bu çiçeklerin say ısı yarım milyar bulur.<br />
Çiçekler, 1 May ıs Çiçekleri Ulusal Federasyonunun, 1.100 çevresel örgütünce<br />
sat ıl ır. 1987'de, 190 milyon kron topland ı. 1988'de 1 may ış çiçe ği<br />
3 kron; ç ıkartma ve araba çiçekleri 7 kron ve çelenkler de 15 kron olarak<br />
belirlendi. Toplanan paralarla hasta ve sakat çocuklara yararl ı çal ışmalar<br />
yap ıl ıyor.<br />
F 8
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 114<br />
saks ılar bahçelere, caddelere inmi ştir. Yazhk evleri bulunanlar<br />
ta şınmışt ır. Kışlan, özel burgularla kahn buzlar ı delinerek bal ık<br />
tutulan; üzerinde araba ko şturulan onbinlerce göl dinlenme,<br />
yüzme yerlerine dönü şmü ştür.<br />
Isveç'te herkes, isterse özel ki şilerin elinde olsun ormanda,<br />
kırda, deniz ve göl k ıy ıs ında (konutlar ın görme alan ı dışında)<br />
D İ NLENCE<br />
Çal ışanlar, y ılda en az be ş hafta (25 i şgünü) dinlence yapar. Dinlence<br />
y ı l ı , 1 Nisanla, ertesi y ı l ın 31 Mart ı aras ıd ır. Bir önceki y ı l ın 1 Eylü-<br />
lünden önce i şe ba şlayanlar, o y ı l tam (en az be ş hafta) dinlence yapabi-<br />
lirler. Be şinci hafta, be ş y ıl süreyle biriktirilebilir. Dinlence paras ı<br />
içinde bulunulandan bir y ıl önceki tatil y ı l ı " kazanc ı n ın %12'sidir.<br />
K İ MLER NE I
EĞLENCE, D İ NLENCE... 115<br />
özgürce dola şabilir. Ekili ve dikili alanlar d ışında (isterse çitle<br />
çevrili olsun) hiç kimseden izin almaks ız ın çilek, bö ğürtlen,<br />
kuşburnu, mantar... toplayabilir. Herkes diledi ği yerde 24 saat<br />
süreyle çad ır kurabilir (özel ki şilerin yerlerinde daha uzun kahnmak<br />
isteniyorsa, izin al ınması gereklidir). Tüm sularda yüzülebilir,<br />
sandalla gezilebilir, (avlanma izini varsa) bal ık avlanabilir<br />
(bir milyon ki şi bo ş zamanlar ında balık aylar). Kural, do ğaya ve<br />
canl ılara zarar vermemektir. Köpekler, yaban ıl hayvanlan ürkütmemelidir.<br />
Ço ğu kuş ve memeli hayvanlar ın dokunulmazlığı<br />
vard ır. Yavru ve yumurtalara da dokunulmaz.<br />
HAYVANLARA GENEL AF<br />
İ sveç hükümeti et süt ve yumurta veren hayvanlar için genel af ilan ediyor.<br />
Önümüzdeki günlerde Ba şbakan İ ngvar Carlsson ile bakanlar ı taraf<br />
ından imzalanarak yasala ş mas ı beklenen tasar ı , isveç'i "ya şamlar ın ı<br />
ortaya koyarak" besleme özverisi gösteren bütün hayvanlar ın "hareket<br />
özgürlü ğü"ne sahip olmas ı n ı öngörüyor. Bugüne kadar parmakl ı k, tel<br />
örgü ve çitlerin arkas ında a ğıl ve kümeslerde çileke ş bir ya şam sürdürmüş<br />
olan inekler, danalar, domuzlar ve tavuklar, bundan 1:1yle diledikleri<br />
gibi gezip tozma, diledikleri yerde e şinme ve yumurtlama duygusunun<br />
tad ına bakacaklar.. .<br />
Yeni yasaya göre, hayvan sahipleri büyükba ş hayvanlar ın ı özellikle yaz<br />
günlerinde a ğı llarda kapal ı tutamayacaklar. Tutarlarsa, haklar ında kovu<br />
şturma aç ılacak. Yani 'odama ve gevi ş getirme özgürlü ğü" güvence<br />
altı nda.<br />
Yeni yasa, en çok, ülkede ya şayan sekiz milyon tavu ğ u rahatlatacak.<br />
Bugüne kadar darac ık kümeslerde yaln ızca gagalar ın ı oynatacak kadar<br />
hareket özgürlüğüne sahip olan tavuklar, bundan böyle sal ına sal ına gezinebilecek<br />
ve canlar ı n ın çekti ğ i yere yumurtlayabilecekler...<br />
Yavuz Baydar (Cumhuriyet, 6 Aral ık 1987)<br />
Kentlerin kıyısındaki kimi göller yaban ördekleriyle doludur.<br />
Kimi memeli hayvanlann bile, yollar ını şa şır ıp kentlere<br />
düştüğü olur. Kışın hayvanlar ın beslenebilmeleri (ve de ormanlara<br />
daha az zararl ı olmaları) için uçaklarla yem at ılır. Yalnızca<br />
ku şlara verilen et, y ılda 100 ton dolay ındadır. Ço ğu Isveçli,<br />
tahtadan yuvalar sat ın alarak evinin önündeki a ğaçlara koyar; d ışansını<br />
kar kaplay ınca, evinin önüne bir s ır ık dikip, doru ğuna<br />
bir bağ yulaf bağlayarak ku şlara şölen verir. Ku şlar için de yiyecek<br />
satan bir hayvan yemi sat ıcısı, bir gazetedeki iki ku ş resimli<br />
duyurusunda şunlar ı demi ş :
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLIGA —ISVEÇ—<br />
"- Kışın bizi dü şünün ki, yaz ın sizin için ötelim!"<br />
Göllerdeki adalara yolcu/araba ta şıyan arabal ılar (feribot)<br />
paras ızd ır. Akarsulardan, k ıy ıdan k ıy ıya arabahyla geçi ş de<br />
(köprü yerine) paras ızd ır. Denizlerdeki kimi adalara da paras ı z<br />
araba ve yolcu ta şı n ır.<br />
İ SVEÇ TEM İ ZLENECEK<br />
15 Nisanda İ sveç'te bahar temizli ği ba ş l ıyor. 47 spor derne ğ inin üyeleri<br />
yol k ı y ı lar ı ndaki çöpleri toplayacaklar. Devlet Karayollar ı da, trafik yelek<br />
leriyle çöp torbalar ı n ı sa ğ layacak.<br />
Yol k ı y ı lar ı n ı n temizli ği bir ay sürecek.<br />
(Vi Bilagare, 15 Mart 1989)<br />
Avrupa'da ilk ulusal park Isveç'te kuruldu (1910). Ulusal<br />
parklar, ço ğunluğu ülkenin kuzeyindeki da ğlık bölgelerde<br />
olmak üzere, her yerde kuruldu. Bu yolla. Avrupa'n ın y ıkıma<br />
uğramayan son do ğa parçalar ı da korunmu ş oluyordu.<br />
Orta Avrupa ve İngiltere'den zaman zaman gelen kirli<br />
hava, Isveç'in do ğas ına da zarar veriyor. Öteki endüstri ülkelerinden<br />
dinlemeye gelenlerin bir amac ı da, temiz do ğayla ba şba şa<br />
kalmakt ır. Öteki ülkelerin tersine, Isveç'te mazot, (havay ı haha<br />
çok kirletiyor gerekçesiyle) benzinden pahal ıd ır.<br />
200 görevli, incelemek amac ıyla ku şlar ın ayaklarına halka<br />
takar. 1988'de 153.583 ku ş , aya ğına halka (kod) tak ılarak<br />
sal ıverilmi ştir.<br />
ABD'NE G İ DEN İ SVEÇLI SAYISI<br />
(Bin Olarak)<br />
1986 70<br />
1987 105<br />
(Kaynak: Dagens Nyheter, 1 Haziran 1988)<br />
HAVALAR<br />
İlkin havalardan söz edilir Isveççede. Sonra dinlenceden.<br />
Siyasa konu şulmaz pek. Isveç'in, may ıs ve haziran ın kimi günle-<br />
rinde Avrupa'n ın en s ıcak ülkesi olmas ı , İsveçliyi çok mutlu eder.<br />
1973'te, bu mutlu günlerden biri Yaz Ortas ına rastladı .<br />
O gün bulutsuz, masmavi bir gökyüzüyle p ırıl p ırıl güne şi yaka-<br />
116
EĞ LENCE, D İ NLENCE... 117<br />
tayan Isveçli su k ıyılarına, aç ık hava havuzlar ına ve yemye şil<br />
çimenlere ko ştu. O sabah, 07'de yap ılan ölçümlere göre, hava<br />
sıcaklıkları Isveç'in Norköping ve Stokholm kentlerinde 23 ve<br />
22; Karadeniz k ıy ılar ında 20; Venedik'te 18; Kanarya Adalarında<br />
17 ve Majorka'da (Balear) 13 dereceydi.<br />
Radyolar Yaz Ortas ı şenliklerini yansıt ırken s ık sık yay<br />
ımların ı kesiyor ve s ıcaklığın zararlar ı üzerine bilgiler veriyordu.<br />
Akşam gazetesi Expressen, ö ğleye do ğru ç ıkan o günkü say ısında,<br />
s ıcakl ık üzerine şu bilgi ve ö ğütleri s ıralıyordu:<br />
K İ M İ ÜLKELER İ N TUR İ ZM GEL İ RLER İ<br />
(1987'de Yabanc ı Turistlerden Sağ lanan Gelir. Milyar Dolar)<br />
Milyar Dolar Ulusal Gelirdeki Yüzdesi<br />
İ spanya 14,8 5,1<br />
İ talya 12,2 1,6<br />
Fransa 11,3 1,3<br />
İ ngiltere 10,2 1,5<br />
Avusturya 8,7 7,4<br />
B Almanya 7,6 0,7<br />
İ sviçre 5,4 3,2<br />
Belçika/Lüksemburg 3,0 2,1<br />
Hollanda 2,7 1,3<br />
Danimarka 2,2 2,2<br />
Yunanistan 2,2 4,7<br />
Portekiz 2,1 6,0<br />
İ sveç 2,0 1,3<br />
Türkiye 1,2 2,7<br />
(Kaynak: Göteborgs Posten, 20 Kasim 1988)<br />
- Tuzlu yiyecekler yiyin!<br />
- S ık sık du ş al ın!<br />
- Ağaçl ıklı yerlere girin!<br />
- Bira ve şarap da içinde, içki içmeyin!<br />
Yine bu gazetenin yazd ığına göre, dünyada en yüksek ıs ı ,<br />
1922'de Trablus (Lübnan) yak ınlar ındaki Aziziye'de saptanm ış :<br />
58 derecefsveç'teyse,1933 1te Uppsala yak ınlanndaki Ultuna'da<br />
38 dereceyi bulmu ş .
YOKSULLUKRAN VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 118<br />
YAZLIKLAR VE GEZILER<br />
Her Isveçlinin gönlünde a şıboyal ı (al) bir yazl ık ev yatar.<br />
Orta Isveç'te (özellikle Dalarna yöresinde) tüm köy evleri a şıboyandır.<br />
Aşıboyası, yüzy ıllardır gelenekselle şmi ştir.<br />
Ülkede 625.409 yazl ık ev bulunur (1986). Bu evlerin yarısında<br />
elektrik düzeni vard ır. Yazl ık evlerde k ışın, ortalama 10<br />
gün kal ın ır ve ço ğunda telefonla ısıtac ı açma düzeni bulunur(*).<br />
1987'de, halk ın %47'si dinlencesinin bir bölümünü yazl ık evlerde<br />
(ya da yazl ık konutlarda) geçirdi (i şçilerin %40' ı ; az gelirli<br />
görevlilerin %52'si ve çok gelirli görevlilerin %63'ü).<br />
200'ü kışın da aç ık olan 780 kamp yeri bulunur (1988).<br />
200 bin karavan (yürüyen ev) vard ır. Kamp yapan y ılda bir milyona<br />
yak ın kişiden, 650 binden ço ğu bu karavanlarda barım.<br />
Yüzlerce çad ır bir arada görülebilir. Kamp yerlerinin 200'ü sakat-<br />
D İ NLENCELER İ N İ EN ÇOK<br />
HANG İ ÜLKELERDE GEÇ İ R İ YORLAR<br />
(1981 ve 1987'de Ki şi Olarak)<br />
İ spanya 320.887 553.012<br />
Yunanistan 211.308 220.516<br />
K ı br ı s 66.988 91.042<br />
İ ngiltere 63.263 70.394<br />
İ talya 55.115 53.341<br />
Portekiz 45.705 33.866<br />
Yugoslavya 14.122 25.857<br />
Tunus 17.689 24.895<br />
Fransa 37.600 22.014<br />
Bulgaristan 15.955 21.359<br />
Avusturya 27.824 20.767<br />
İ sviçre 31.086 19.351<br />
Türkiye 12.693<br />
(Kaynak: Statistisk ksbok, 1989)<br />
'!) Hesapl ı olmalar ın ın da etkisiyle, elektrik enerjisi ve telefon çok kullan ıl ır.<br />
Dönerli çal ışan, olağan bir fabrika i şçisi olarak, benim bir saatlik (net) kazanc<br />
ımla kent içi 240 telefon konu şması yap ılabiliyor. Bir saatlik kazanc ım<br />
karşıl ığı 60 W'luk lambay ı 2.750 saat yakabilirim ya da bir renkli tv'yi<br />
1.100 saat seyredebilirim. Bir buzdolab ın ın 190 gün çal ışmas ı ya da bir<br />
çamaşır makinesinin 68 kezçama şır y ıkamas ı sonucu kulland ıg ı ceryan ı<br />
da bir saatlik kazanc ım karşıl ığı ödeyebiliyorum.
EĞ LENCE, D İ NLENCE... 119<br />
lar ın bannmalanna uygundur. Ayr ıca 150'sinde de sakatlar ın<br />
kullanabileceği tuvalet bulunur.<br />
Her biri 10 ile 25 metrekare aras ı (bir ailelik) 5.500 kirahk<br />
yazlık kulübe vard ır.<br />
KARAYOLU A Ğ IR TA Ş IMA ARAÇLAR!<br />
(1988'de Sat ı lan 16 Tondan Yukar ı Kamyonlar ı n Yüzdesi)<br />
Volvo 50,7<br />
Scania 42,6<br />
Mercedes 3,7<br />
DAF 2,3<br />
Iveco 0,7<br />
TOPLAM 100,0<br />
(Kaynak: Expressen, 5 Şubat 1989)<br />
Yollarda arabalar ardarda s ıralanm ış olarak gider. Farlarm<br />
(lâmba) gündüz de yak ılmas ı zorunludur. Yasal h ız ın 30 km/saat<br />
üzerine ç ıkan sürücülerin, sürücüük belgeleri geçersiz say ılır. içkili<br />
araba kullanmaktan, y ılda 4 bine yak ın ki şi tutuklarevine girer.<br />
Yanlış yere araba b ırakman ın (ya da ödenmi ş park süresini geçirmenin<br />
eden (ceza), en az park ederinin 500 kat ına dek ula şır. Kamusal<br />
yolculuk araçlar ına ço ğu kez bilet denetimsiz girilir. Biletsiz<br />
yakalanman ın ederi, en dü şük bilet ederinin 200 kat ıdır (öğrenci<br />
biletlerinin 400).<br />
İ SVEÇ'LE KOM Ş ULAR! ARASINDA<br />
ARABALI (FER İ BOT TRAF İĞİ<br />
(1987'de Ta şı nan Yolc ılSay ı s ı )<br />
Danimarka 26.008.300<br />
Finlandiya 8.000.000<br />
Almanya 1.797.300<br />
İ ngiltere 322.700<br />
Polonya 155.400<br />
TOPLAM 36.283.700<br />
(Kaynak: Expressen, 2 May ıs 1987)
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA -- İ SVEÇ— 120<br />
Demiryolu ve, havayolu trafiği gözönüne al ındığında,<br />
kentler aras ında karayoluyla (otobüs) yolcu ta şımacılığı hemen<br />
hemen hiç yoktur. 1987'de, en büyük iki kent olan Stokholm'<br />
la Göteborg arasında trenle 645 bin ki şinin yolculuk etmesine<br />
karşıl ık, uçakla yolculuk edenlerin say ıs ı bir milyonu geçmi ştir<br />
(1.012.556).<br />
YOLCULUK ARAÇLARI<br />
(1986'da Yolcu/Km Yüzdesi)<br />
özel araba 75<br />
Otobüs, tramvay 9<br />
Tren 7<br />
Uçak 3<br />
Bilinmiyor 6<br />
TOPLAM 100<br />
Yazın iyi havalarda kimi küçük satış yerlerinin kap ısında<br />
şöyle bir duyuruya rastlanabilir:<br />
- Havalann güzelli ğine dayanamayarak kapatt ık!<br />
YÜK TA Ş IMACILI Ğ I<br />
(1986'da Ton/Km Yüzdesi)<br />
Karayolu 47<br />
Demiryolu 35<br />
Suyolu 18<br />
TOPLAM 100<br />
Güzün, kimi ağaçlann yaprakların ın k ızıla dönü şmesi,<br />
isveçliyi duyguland ırır. Komşudan yana geçen dal ın yemi şini<br />
de kom şu devşirir.<br />
Stokholm-Göteborg aras ındaki Göta Kanal ı, 32 y ıllık<br />
çalışmadan sonra 1832'de aç ıldı. Bu suyolunun toplam uzunluğu<br />
387 km'dir. Kanal ın Göteborg-Vffin ıern Gölü bölümünde<br />
(Trolhhtte Kanal ı ) bugün de oldukça büyük gemiler i şler (bu<br />
bölüm 1800'de trafi ğe aç ıld ı). Kimi yerleri dar olan N% -ınern-<br />
Stokholm aras ı (182 km) ekonomik de ğerini yitirmi ş tir. Uç
Avrupa ve Kuzey Amerika'n ı n Ba ş l ıca Ülkelerinde<br />
OKULLARIN YAZ D İ NLENCES İ<br />
ABD<br />
Avusturya<br />
B Almanya<br />
Belçika<br />
Bulgaristan<br />
Çekoslovakya<br />
D Almanya<br />
Danimarka<br />
Finlandiya<br />
Fransa<br />
Hollanda<br />
İ ngiltere<br />
İ rlanda<br />
İ spanya<br />
İ SVEÇ<br />
İ sviçre<br />
Italya<br />
Kanada<br />
Lüksemburg<br />
Macaristan<br />
Norveç,<br />
Polony'a<br />
Portekiz<br />
Romanya<br />
Sovyetler B<br />
TÜRKIYE<br />
Yoguslavya<br />
Yunanistan<br />
EĞ LENCE, D İ NLENCE... 121<br />
tembel günü gözden ç ıkarabilenler için iyi bir gezinti yeridir.<br />
Kanal ın en yüksek yeri, denizden 91,5 m yukardad ır.<br />
1 Temmuz - 4 Eylül<br />
1 Temmuz - 10 Eylül<br />
22 Haziran - 11 Eylül<br />
11 Temmuz - 31 A ğustos<br />
15 Haziran - 15 Eylül<br />
1 Temmuz - 3 Eylül<br />
1 Temmuz - 31 A ğ ustos<br />
24 Haziran - 13 A ğustos<br />
1 Haziran - 17 A ğ ustos<br />
30 Haziran - 4 Eylül<br />
1 Temmuz - 3 Eylül<br />
26 Temmuz - 1 Eylül<br />
30 Haziran - 31 A ğustos<br />
23 Haziran - 18 Eylül<br />
9 Haziran - 21 A ğ ustos<br />
18 Haziran - 10 Eylül<br />
12 Haziran - 17 Eylül<br />
22 May ıs - 4 Eylül<br />
16 Temmuz - 14 Eylül<br />
10 Haziran - 1 Eylül<br />
22 Haziran - 18 A ğustos<br />
23 Haziran - 31 A ğustos<br />
25 Haziran - 29 Eylül<br />
15 Haziran - 15 Eylül<br />
1 Temmuz - 30 Eylül<br />
1 Temmuz - 15 Eylül<br />
10 Haziran - 10 Eylül<br />
15 Haziran - 15 Eylül<br />
(Kaynak: GP, 26 Şubat 1989)<br />
‘111~1~1■<br />
Isveçli çok gezer. S ıradan bir çal ışan ın bir haftal ık kazanc<br />
ı, (ölçüyü elden b ırakmazsa) gidi ş-geli ş uçak bileti içinde,<br />
Avrupa'n ın herhangi bir yerinde bir hafta ya şamas ına yeter. Isveç'le<br />
kom şu ülkeler aras ında işleyen arabal ılar ın (feribot) bir<br />
y ılda ta şıdığı yolcu say ısı 36 milyonu geçer (1987).
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ- 122<br />
KONAKLAMA KURULU Ş LARINDA<br />
YATAK SAYISI<br />
(1987)<br />
Otel-motel 151.492<br />
Tatil Köyü 45.338<br />
Gençlik Oteli (Hostel) 15.401<br />
TOPLAM 212.231<br />
(Kaynak: Statistisk ırsbok, 1989)<br />
Yurtd ışına uçakla gidip gelen yolc ılssay ısı (tek yön) iki<br />
milyondan _çoktur (ülke içi uçak yolcusu say ısı 19 milyon).<br />
AV HAYVANLARI VE TRAFIK<br />
Kimi hayvanlar, kimi zamanlarda avlanabilir. Kuzeyde biraz<br />
ay ı(*) vard ır. Kurt tükenmi ştir. Yaban tav şan ı, tilki, yaban tavu ğu<br />
vb hayvanlar ın yan ı sıra, (s ığır büyüklüğünde, erkekleri boynuzlu)<br />
100 bin geyik (ülg) avlan ır.<br />
57 AYI VURULACAK<br />
Ülkede 57 ay ı vurulacak Av, üç ilde yap ı lacak. Norrbotten'de 19 . Vüsterbotten'de<br />
12 ve ümland'ta 26 (ay ı). Dalarna'da da valilikçe ay ı<br />
vurma planlanm ışt ı ama, Do ğay ı Koruma Dairesi kar şı ç ıkt ı .<br />
Ay ı bolluğu olan J ümtland' ı n Hürjedalen bölgesinde bile (rastlanan)<br />
her ay ı vurulamayacak. Ara şt ı rmac ı Anders Bjürvall'a göre bu y ıl 40<br />
ay ı vurulacak:<br />
"- Ay ı lar ı m ı z, (bu) avla tükenmez. Yine de ava ba ş lamadan önce tam say<br />
ıy ı saptamaya çal ışacağız. Bugünkü bilgimize göre, ay ı say ıs ı 450-600'<br />
dür. Bu say ı ço ğalabilir."<br />
Kahverengi İ sveç ay ı lar ı , yaban ıl (olarak) ya şar ve güneyde Vürrnland'a<br />
dek inerler. Gezgindirler. 1975 Haziran ı nda Bengfors ta görülen bir ay ı<br />
o y ı l ı n ekiminde Güney Vürmland a inmi ş daha sonra da Vüstman<br />
land' ın Hallstahammar ında görülmü ştü.<br />
Ay ı , a şa ğı yukar ı üç y ılda olgunlu ğa eri şir. Yavrular ı n ı ocak ay ında ve<br />
inde doğurur. Yavrular, iki y ı l aralar ı n ı izler. Çiftle ş me ay ı hazirand ır.<br />
(Gteborgs Pesten 20 Eylül 1987)<br />
*) "Ay ı" (björn) sözcü ğü bir yergi ûlarak kullandmaz Isveç'te. Tersine,<br />
soylulu ğu, güçlülüğü içerir. Ki şiler "ay ı" sözcü ğünü hem-ad, hem de soyad<br />
olarak kullan ırlar. Stokholm içi 1987 telefon katolo ğunda, sözcü ğün önekleri<br />
d ışında 533 "ay ı"l ı soyad ı alan ki şi saptad ık. Bunlardan 109'u yal ın<br />
(björn); 57'si "aylo ğlu" (björnsson); 47'si "ay ıda ğı" (björnberg) öteki-<br />
ler de türlüdür.
EĞ LENCE, D İ NLENCE... 123<br />
TRAF İ K KAZALARINDA<br />
ÖLEN KARACA VE GEY İ K SAYISI<br />
Karaca Geyik(Mg)' Toplam<br />
1980 5.900 5.200 11.100<br />
1981 5.700 5.900 11.600<br />
1982 5.200 5.650 10.850<br />
1983 6.600 4.900 11.500<br />
1984 8.000 4.600 12.600<br />
1985 8.900 5.050 13.950<br />
1986 9.900 4.800 14.700<br />
1987 11.350 5.800 17.150<br />
(Kaynak: Dagens Nyheter, 21 Kas ım, 1988)<br />
1988 say ılar ına göre, polise yans ıyan trafik kazalar ın ın<br />
%44'ilnü, arabalar ın geyik ve karacalara çarpmas ı olu ş turuyor.<br />
O y ıl 13.200'ü karaca ve ren geyi ği; 5.355'i iri geyik (Mg) olmak<br />
üzere 18.555 hayvan ya şam ın ı yitirdi. Arabalar ın bu hayvanlara<br />
çarpmas ı sonucu 20 ki şi öldü, 800 kişi de yaraland ı . Trafikte yaşamın<br />
ı yitiren ku şlar ın say ısı milyonu a şar. En çok yiten ku ş serçedir.<br />
Serçeyi ispinoz, mart ı ve tarlaku şu izler.<br />
VURULAN GEY İ K (ALG) SAYISI<br />
1939 8.916<br />
1949 15.435<br />
1959 32.559<br />
1969 33.757<br />
1979 116.482<br />
1982 174.741<br />
1983 168.371<br />
1984 143.775<br />
1985 128.014<br />
1986 122.240<br />
(Kaynak: Dagen ,. Nyheter, 18 Kas ım 1988)<br />
K I Ş<br />
Isveç'te yaz gibi k ış da özlenir. Göllerin buz tutmas ı<br />
özlemle beklenir(*). Kuzey Isveç'te, buzlu yollarda tutunmak;<br />
*) ülkenin en s ıcak yerlerinden olan, güneybat ıdaki Kuzey Denizi k ıy ıları<br />
bile kimi y ıllar- donar. Göteborg yak ınlar ındaki adalara, denizyolu yerine<br />
karayoluyla (buz üzerinden arabayla) ula şıldığı olur.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ 124<br />
çocuk ve öteberi ta şımak için özel k ızak kullan ılır. Ayaklar ı<br />
demirden ve iki m kadar olan bu k ızaklarda bir oturak ve iki tutacak<br />
(sap) bulunur. Sürücünün elleri tutacaklarda; bir aya ğı ,<br />
kıza ğın bir aya ğındad ır. Öteki aya ğıyla kızağa hız verir. Bu<br />
kızaklar, yollar ın kayganlığı nedeniyle hızh sürülemeyen bisikletlerle<br />
yan şabilirler.<br />
BAHAR GEL İ YOR<br />
Baharda kediler huysuzla şır ve ev d ışını yeğlerler. Bu durum, çok evli<br />
yerlerde sorun yarat ır. Kediler, geceleri miyavlayarak çevreyi tedirgin<br />
eder; kum sand ıklarına ve çiçeklere pislerler. Sa ğl ık yönetmeli ğinin 57.<br />
maddesi uyar ınca, ev hayvanlann ın kimseyi tedirgin etmemesi gerekiyor.<br />
Biliyorsunuz ki, kedinizin konutunun (ve bahçeniz) d ışında bulunmas ı ,<br />
yasal yönden sak ıncalıd ır.<br />
Kedisi olanlar!<br />
- Kedinizi gözetiniz!<br />
- Geceleri kedinizi evde bulundurunuz!<br />
- Eğer cins kedi değilse, gebelik haplar ı veriniz!<br />
Sorun büyürse, belediyemizin kedinizi vurarak öldürme yetkisi vard ır.<br />
Ama, bunu yapmak istemiyoruz.<br />
- Öyleyse, kedinizi gözetiniz!<br />
(Kugsbacka Belediyesinin 5 Mart 1981 tarihli Göteborgs Posten'deki duyurusu)<br />
Ço ğu kurulu ş , Noel ve y ılba şı dinlenceleri aras ında da<br />
dinlenceye girer. Noel öncesi evler, kurulu şlar ve kimi caddeler<br />
süslenir. Noel için kesilen çamlar ın dalları ışıkland ınlır. Evlerde,<br />
eğlence yerlerinde... mumlar yanar. Çocuklar arma ğanların ı Noel<br />
sabahı çamlann dallar ında bulur. Arma ğanlarm, yast ıklann alt ı -<br />
na konuldu ğu; Noel Baba giysili ki şilerin da ğıtt ığı da olur.<br />
MÜZIK DINLEME<br />
(Günde Kaç Dakika ve Nereden Dinliyorlar. 1987)<br />
9-14<br />
Ya ş<br />
15-24<br />
Ya ş<br />
9-79<br />
Ya ş<br />
Radyodan 66 182 168<br />
Kasetten (bant) 51 86 69<br />
Plaktan 64 91 74<br />
(Kaynak: Aftonbladet, 3 Mart 1989)
EĞ LENCE, D İ NLENCE... 125<br />
Her yerle şme yerinde bir "Lucia K ızı" (ya da güzeli)<br />
seçilir. Bu k ızlar aras ından da ülkenin Lucia K ızı seçilir. Lucia<br />
Kızı, 13 Arahkta, çevresinde mumlar yanan ba şındaki taçla (ve<br />
de dereceye giren öteki k ızlarla) okulları, hastaneleri... dola şır.<br />
Lucia Şarkısı söylenir(*).<br />
Paskalya'da yumurta yenir. Hava fi şekleri patlat ıhr. Kimi<br />
küçük (2-10 ya ş ), eski giysili, yüzleri boyah k ızlar evlerden armağan<br />
toplarlar(*). Bir a ğaçtan kopar ılan küçük bir dalın, içinde<br />
su olan bir şi şeye oturtularak, evde yaprak açmas ın ın gözlenmesi<br />
bu günlere rastlar.<br />
ULUSAL GÜN<br />
Isveç'te bir "ulusal gün" yoktur. Dinlencesi olmayan bir<br />
"bayrak günü" kutlan ır. Uluslararası etkinlikler d ışında ulusal<br />
mar ş çahnmaz. Son y ıllarda Isveçli sporcular ın uluslararas ı karşılaşmalarda<br />
çok birincilik kazanmalan, ulusal mar şm ezgisini<br />
belleyenlerin ço ğalmasın ı sağlad ı .<br />
*) Söylenceye göre, Sicilyal ı güzel gözlü Lucia'ya H ıristiyan olmayan bir<br />
genç tutulur. Lucia gence gözlerini (bir tabak içinde) yollar. Genç, H ıristiyan<br />
olur. Tanrı Lucia'ya daha güzel gözler verir (gözlerinin güzelli ği nedeniyle,<br />
göz doktorlann ın koruyucu meleği olur). Lucia 304'te yak ılarak<br />
öldürülecekti. Ama ateş onu etkilemedi. K ıl ıçla öldürüldü.<br />
Lucia Günü, eskiden 21 Aral ıkta kutlan ırd ı. Sonra 13 Aral ıkta (Küçük<br />
Noel olarak) kutlanmaya başland ı.<br />
Ak gelinlik giyen Lucia K ız ı, başında, mumlar yanan tactyla (çelenk) ve<br />
arkas ında öteki Lucia k ızlarıyla Lucia Gününü kutlar. 1600'den sonra,<br />
Lucia K ız ı ve kervandaki öteki k ızlar kilise, hastane, okul ve otelleri dolaşmaya<br />
başlad ı. 1927'de Stockholms Dagblad gazetesinin öncülü ğüyle<br />
Lucia K ız ı seçilmeye başland ı. Lucia Ş ark ıs ı (Sankta Lucia), Teodora<br />
Cottrau'nun besteledi ği sevilen bir Italyan ezgisidir.<br />
*) K ıta Avrupasında, "cad ı" olduklar ı gerekçesiyle yüzlerce y ıl, on binlerce<br />
kad ın yakıld ı. Ortaçağ boyunca ve 1500'lü y ıllarda bu olgu Isveç'te de yaşand<br />
ı. 1670'lerde' "cad ı avı" yaygınlaşt ı. Isveç halk ın ı cadılardan (ve de<br />
büyüden) kurtarmak gerekçesiyle sekiz y ılda 300 dolay ında kadın yak ıldı.<br />
Büyü salgın ı 1668'de Dalarna'daki 541jedalen'de ba şlad ı ve kuzeye do ğru<br />
(tüm Norrland'a) yay ıldı. Hükümet, "büyü kurullar ı" kurarak, çocukların<br />
tan ıklığına bile başvurdu. Çocukların, (çoğu kez düşlerinde görüp) "cad ı "<br />
olarak gösterdikleri kad ınlar, önce asıl ıyor, sonra da yak ıl ıyordu. Analar<br />
ını cad ı olarak gösteren çocuklara rastlan ıyordu. On be ş kad ının birden<br />
yak ıldığı oldu.<br />
1669'da:lıükümet, kullan ın cadılardan kurtarmak için, her kilisede Tanr ı'ya<br />
yakarılmasını istedi.<br />
Paskalya'da, eskili püskülü k ızların ev ev dolaşıp öte beri toplamalan, bu<br />
cad ıl ı devirleri simgeler.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 126<br />
1986'da, Komünist Partisi parlamenteri Alexander Chirisopoulos,<br />
şu gerekçeyle "eski imparatorluk devirlerinden kalma"<br />
ulusal mar şın deği ştirilmesini istedi:<br />
"Bugün, ll. Gustav Adolfun, X. Şarl' ın ve X11. Şarl' ın<br />
fetihleri nedeniyle gö ğsü kabaran bir tek Isveçli oldu ğunu sanmıyorum.<br />
Ulusal mar ş, eski dönemlerdeki imparatorluk dü şleri<br />
yerine, bar ış ve dayanışma gibi konulan içermelidir."<br />
NORVEÇ GULDÜRÜLER İ<br />
Güldürüler, daha çok Norveçli üzerine düzenlenir. Norveçlinin<br />
bir ilginç davran ışı , güldürüye dönü ştürülür.<br />
Örneğin, 1981'de Norveç Ulusal Futbol Tak ım ı , İngiltere'<br />
yi 2-1 yenince, oyunun Norveçli anlat ıc ısı Björge Lillelien'in<br />
bitiri ş sözleri, Isveç'te haftalarca güldürü konusu oldu. Tv ve<br />
radyoların spor programlar ı (kimi kez haberler de) Lillelien'in<br />
gösterisiyle(!) ba şlad ı. 2-1'lik oyunun bitimini, sözcük sözcük<br />
şöyle bağlamışt ı Björge Lillelien:<br />
"— Biz, dünyada birinciyiz!<br />
--Biz, dünyada birinciyiz!<br />
— Biz, İngiltere'yi Dünya Kupas ından eledik!<br />
—Inan ılmaz olay! Biz, İngiltere'yi eledik! İngiltere, savaşımc<br />
ı karde ş ülke. Lord Nelson,. Sir Winston Churchill, Sir<br />
Anthony Eden, Clement Attlee, Henry Cooper, Lady Diana.<br />
Bunlann tümünü birden yendik!<br />
"- Margret Thatcher, beni duyuyor musun? Sana bir haberim<br />
var: Sava şı biz kazand ık! Biz, İngiltere'yi Dünya Kupasından<br />
eledik!"<br />
BIR NORVEÇ GÜLDÜRÜSÜ<br />
Bir Norveçliyle bir Isveçli, uzay üzerine söyle şiyorlarm ış . Norveçli<br />
övünmüş :<br />
"- Biz Güneş 'e adam yollayaca ğız!"<br />
"- Ama yanar!" demiş Isveçli.<br />
Norveçli düşünmüş ve şu karşıl ığı vermiş :<br />
"- Elbette ki, gece yollayaca ğız!"<br />
(Norgehistorier, Bölüm 2, 1985, Sayfas ız)
E Ğ LENCE, D İ NLENCE... 127<br />
1976'daki K ış Olimpiyatlar ında bir Norveçli sporcu "alt<br />
ın"a yakla şırken, durumu anlatan Lillelien, co şkudan kendini,<br />
anlat ıcı yerinden (izleyicilerin üzerine) atm ışt ı .<br />
Norveç Ulusal Futbol Tak ım ı. B Almanya'y ı yenip, Moskova<br />
Olimpiyatlar ına kat ılmay ı güvenceye al ınca da co şmu ştu<br />
Lillelien:<br />
"- Yolda ş Brejnev! Yolda ş Brejnev, biz de geliyoruz!"<br />
SOĞUKKANLILIK ÖRNEKLERI<br />
Isveçli so ğukkanlıd ır. Kimse kimsenin i şine kar ışmak iste<br />
ınez. 1977'den beri kendi konutumuzda oturuyoruz, yaln ızca<br />
bir kom şumuzla, birer kez evlerimize konuk olduk (o kom şumuz<br />
da ta şınd ı ). Tek bir kom şumuzla olağan selamla şıyoruz.<br />
1960'larda çal ıştığım kağıt i şletmesinde, tomruklar ın denizden<br />
(havuz) banda sal ıverilme i şinde de çal ışıyordum. Kabuğu<br />
soyulmu ş olan üçer metrelik tomruklar, banttan b ıçaklara<br />
.(değirmen) giriyor; orada yongaya çevrildikten sonra. hava bas<br />
ınçl ı borularla ka ğıt yap ım yerlerine ya da y ığınlara yollan ı -<br />
yordu.<br />
Bir k ış günü çal ışırken, aya ğı mın kaytnas ı sonucu denize<br />
düştüm. Is ı , sıfırın alt ında 16 dereceydi. Dü ştüğüm yerle soyunma<br />
yap ısı aras ın ı ko şar ad ım yürürken, aradaki yap ı i şinde çal ışan<br />
7-8 i şçiden 3'ü gördü durumumu. S ınls ıkla ınlıı m ı gören o<br />
3 işçi, göstermedi arkada şlarına beni.<br />
Soyunma yerine geldi ğimde, giysilerimin kimi yerleri donarak<br />
kaskat ı olmu ştu. Ama neden göstermemi şti beni arkada ş -<br />
lar ına o 3 işçi? O so ğukta ilginç de ğil miydi durumum?<br />
Be ş dakika daha so ğu ğa dayanmay ı göze alarak d ışar ı ç ı -<br />
k ıp, denize dü ştüğüm yere dek ko şup geldim. Bir bölümü daha<br />
gördü durumumu. Ama co şku yoktu hiç birinde! Hiç biri, arkada<br />
şını dürtüp göstermedi beni.<br />
Kendimi du şun alt ına att ım ama, donakald ım Isveçlinin<br />
soğukkanl ıl ığına!<br />
Sekiz ki şiydik, 1960'larda çal ış t ığım kağıt i şletmesindeki<br />
bölümde. Finlileri saymazsak, bir ben yabanc ıyd ım. Yemek
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 128<br />
ve kahve aral ıklarında hep birlikte otururduk. Biriyle birlikte<br />
çalışırd ık. S ık olmasa da, gevezelik etti ğimiz de olurdu. Bu i şçilerden<br />
biri (birlikte çal ış t ığım ız de ğil ► , i şe ba şlad ığı= yedinci<br />
ay ında ad ımı sormay ı düşündü. On be şinci ayda, ad ımı öğrenebilenlerin<br />
say ıs ı üçtü. Haftada iki üç kez ek i ş olarak çal ış tığım<br />
restoranda on iki kadar i şçi vard ı . İki y ıl sonunda, bunlardan<br />
yaln ızca üçü belleyebilmi şti ad ım ı .<br />
ISVEÇLILER<br />
Isveçliler, asl ında çok duygulu ve duyarl ı insanlar. Ancak, bunu göstermeye<br />
al ışmam ışlar. Isveç kültürü, insanlar ın sevinç ya da öflcelerini<br />
göstermelerine izin vermiyor!<br />
Jean Philips-Martinsson<br />
(Türkçe "Enformasyon" gazetesi, Şubat 1982)<br />
Şimdi çal ıştığım küğıt işletmesinde, i şe ba şladığımın<br />
alt ınc ı ay ında, "Mustafa"n ın Türk mü oldu ğunu sordu i şçi arkada<br />
şlar ımdan biri. Çal ış tığı yeri gösterdiler, an ımsayamad ım<br />
Mustafa ad ında birini. Oysa toplam on iki ki şiydik bölümde ve<br />
de biribirimizi tan ıyorduk. Çal ışma kartlann ı inceledim, vard ı<br />
bir Mustafa. Soyad ı da Mustafa'yd ı bu Mustafa'n ın. Bulgaristan'<br />
dan gelme olabileceğini dü şündüm. Görü şmememizin nedenini<br />
de, Mustafa'n ın hastal ıkta olabilece ğine ba ğlamak istedim. Ama<br />
kart ı basıl ıydı (işe gelmi şti). Sonra anla şıldı ki, çok yak ınımda<br />
çalışan, iyi anla ştığımız Yugoslav yurtta şın ın adıymış Mustafa!<br />
Makedonya'dan gelmi ş. Anası Türk'müş . Çok az Türkçe sözcük<br />
biliyor Mustafa.<br />
Yaşl ı bir Isveçliyle çal ışıyordum. Sık s ık hastalığa ç ıkar,<br />
çok içerdi. I şten ç ıkarken kart ın ı basmayı hiç beklemezdi. Sonradan<br />
"erken emekli" oldu. Birlikteli ğimizin iki y ıh geçtiği bir<br />
pazar günü, yaln ızca ikimiz kalm ıştık. Önemli bir i şim vard ı ki,<br />
erken ç ıkmahyd ım. Kartları onun basmas ın ı isteyince şöyle dedi:<br />
"-Ben senin ad ın ı bilmiyorum. Kart ın ı göster de basay ım!<br />
"Sen" (du) sözcüğü çok içtenlikle kullan ıl ır İsveççede.<br />
"Siz" kullan ımdan kalkmış t ır. Özellikle bu yüzden, ki şinin ad ın ı<br />
belle ınek pek gerekmiyor. Adlar ın ba şına eklenen "say ın" türünden<br />
sözcükler de kullan ıl ın ıyor. Ki şinin yeri neresi olursa olsun,<br />
ad ıyla (soyad ıyla de ğil) ça ğırıl ır. Anasın ı ya da babas ın ı da<br />
ad ıyla ça ğıranlar çoktur.
EĞ LENCE, D İ NLENCE... 129<br />
Kişiler, öteki ki şilerin i şlerine pek kar ışınaz. Kar ı ve ko<br />
ca, ço ğu kez ayr ı ayrı i şlerde çal ışırlar.<br />
Isveç'e geli şimizin ilk y ı l ıyd ı. Her gün i şe arabas ıyla gelen<br />
bir işçi, bir gün motosikletle gelince, kimin oldu ğunu sormu<br />
ştuk motosikletin. Kar ıs ının olduğunu söylemesi çok şa şırtm<br />
ıştı bizi. "Bizim" demeliydi!<br />
Bir ara yaz ı-hesap makineleri al ışveri şi de yapt ım. Isveç<br />
düzeyinde, yerel gazetelere duyuru vererek topluyordum makineleri.<br />
Kimi sat ıc ının, benim geçece ğim zamanlarda evde bulunmayaca<br />
ğı nedeniyle çok makine kaç ırd ım. Ço ğu kez kar ı , kocasın<br />
ın makinesinin sat ışına yaln ızca "falan saatte evde olur" diyerek<br />
yard ımc ı olabiliyordu. Makinenin bir kom şuya b ırak ılmas ın ı<br />
önerdiğimde, tan ıd ık bir komşular ı bulunmad ığın ı söylüyorlard ı .<br />
'üç kez şöyle çözümlendi sorun: Onlar makineyi kap ı önüne (ya<br />
da bahçede bir yere) b ırakt ılar, ben makineyi al ıp, ederini posta<br />
deliğinden eve (ya da kutuya) b ırakt ım.<br />
Isveçli yaln ızca yurtd ışına ç ıkınca s ıcakkanl ı olur!<br />
İ STED İĞİ N İ ZDEN ÇOK. MU İ Ç İ YORSUNUZ?<br />
Götürebilece ğinizden çok içmeye ba ş lad ın ızsa ve b konuda sorununuz<br />
varsa, dan ışma büromuza baş vurunuz.<br />
Sizinle (ve de kocan ız/kar ı n ızla) beraber bir ç ık ış yolu aramaya haz ı r ız.<br />
Durumunuzu iyiye do ğru etkileyebilmek için yard ımc ı oluruz.<br />
İ sterseniz, bu ili şkilerimiz gizli kal ır.<br />
Alkol Sorunlar ı Dan ışma Bürosu<br />
(Udgivningsbyrk ı i alkoholffigan)<br />
IÇKI VE UYU Ş TURUCU<br />
Denilebilir ki Isveçli, tek bir iste ğini diledi ğince gerçekle<br />
ştiremez: Içki içmek. Isveç'te içki, örne ğin Almanya, Hollanda<br />
ya da Fransa'dakinin dört kat ı pahalıdır.<br />
Önümde, 21 Haziran 1971 tarihli bir gazete kesiti var.<br />
Kesitte, bo ş bira şi şelerinin ortas ında, "ellerindeki son bira şi şe<br />
leriyle iki Isveçli" foto ğrafı var. Yer, Kopenhag'ta bir futbol alan<br />
ı (Danimarka-Isveç futbol kar şıla şmas ı sonu). Foto ğrafın tamamlay<br />
ıc ı yaz ısı şu:<br />
"- 35 bin seyirci ve 200 binden çok şişe!"<br />
F 9
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA --ISVEÇ— 130<br />
Şöyle dedi bir Isveçli arkada ş :<br />
"- E ğer içkili bir toplant ıya gideceksen, önce evde bir iyi<br />
içeceksin!"<br />
Ve ekledi:<br />
"- Ama onun da riski var: içkili olan ki şiyi içkievine almıyorlar!"<br />
Bu da gelmi ş arkada şın ba şına.<br />
San ırım İsveçlinin yurt d ışı dinlencelerine çok ç ıkmas ı,<br />
n ın ba ş nedeni, "doyas ıya içki içebilmesi"dir. 18 Ş ubat 1987<br />
tarihli GT, Isveçli gençlerin Avusturya'daki davran ış lar ı üzerine<br />
(Avusturya gazetelerinin yazd ıklar ından parçalar da vererek)<br />
şunlar ı yaz ıyor:<br />
Ö Ğ RENCININ S İ GARA İ ÇMES İ<br />
SINIF SORUNUDUR<br />
Konusunda Isveç'in en büyük ara şt ı rmas ı yap ı ld ı .<br />
Temel c kulun (ilkokul) yedinci s ı n ıf ından (13. ya ş), uygulamal ı ve kuramsal<br />
liseleri ikinci s ı n ıf ına dek, 7.000 ö ğrenciye, yan ıtlar ı sakl ı<br />
tutulmak güvencesiyle içki, sigara ve uyu şturucu al ış kanl ı klar ı soruldu.<br />
(...) Uygulamal ı liselerde k ızlar ın %39'u sigara içiyor. Bu oran temel<br />
okulun 8. s ın ıfı nda %21 ve kuramsal liselerde yaln ızca %19'dur.<br />
Erkekler kesiminde sigara içenlerin oran ı (k ızlara göre) en az ından yar<br />
ıya dü şüyor. K ı zlarla erkekler aras ı nda böyle büyük ayr ı l ı k var.<br />
Böyle olmakla beraber, erkeklerin tütün tüketimi (k ızlar ınkinden) az<br />
de ğil. Erkekler, onun (sigara içmek) yerine enfiye (çürütülmü ş tütün)<br />
çi ğniyorlar.<br />
Toplam ö ğrencilerin %8'i enfiye çi ğniyor. Bu oran ın içinde (çok az<br />
olarak) k ı zlar da var.<br />
Uygulamal ı liselerde ö ğrencilerin %36's ı enfiye çi ğniyor. Bu cran, kuramsal<br />
liselerin yakla şık iki kat ı .<br />
(Ara şt ı rmay ı yapan) Lars Wernstedt, tütün tüketiminin s ı n ıf sorunuyla<br />
ilgisinin aç ık oldu ğunu (da) seylemek istiyor. Dü şük öğrenimli ailelerden<br />
gelen gençlerin sigara içmeleri de, enfiye çi ğnemeleri de çok<br />
oluyor.<br />
(GT <strong>Gazetesi</strong> 5 Kas ı m 1987)<br />
"Son y ıllarda Isveçli gençler, Avusturya'daki spor dinlencelerinde<br />
yaban ıl oluyorlar. Kendilerinden geçerek içiyorlar.<br />
Nedeni anla şılamayan kavgatar ç ıkar ıyor; vurup 'ar ıyorlar.
EĞ LENCE, D İ NLENCE... 131<br />
Uzun süredir kimi oteller Isveçli almak istemiyor. Avusturya<br />
yetkilileri, sorunun çözümü için Isveç'ten yard ım istiyor<br />
(...). Coca colaya rom kar ışt ınp, şerbet içme h ız ıyla içiyorlar.<br />
Her hafta, içkiden zehirlenen Isveçliler bak ım için hastanelere<br />
kald ırıl ıyor (...). Birçok yer, sarho ş gençlere içki vermek istemiyor.<br />
Ama gençler içeriye (gizli) içki sokuyorlar. Eski Isveç halk<br />
parklar ında olduğu gibi, tuvaletlerde içiyorlar..."<br />
20 yaşı n ı doldurmayanlar ın içki sat ı nalmalar ı yasakt ır.<br />
Gençlere içki vermek de yasakt ır.<br />
Yasaya kar şı ç ıkanlar para ve kötüsünde tutuklarevine at ı lma ile ceza<br />
land ır ı l ı rlar.<br />
Ana-babalar, yasa sizi de kapsam ına al ır!<br />
Tekel<br />
(Systembolagat)<br />
Ben yine de içkinin, Isveçlinin midesinde " şişede durluğu<br />
gibi" durdu ğunu savunmak isterim. Yirmi be ş y ıld ır Isveç teyim,<br />
iki Isveçlinin, biribiriyle dövü ş ya da kıyasıya kavga ettiğine<br />
hiç tan ık olmadım. Içkili yerlerde de çah ştım. On bir y ılım da,<br />
"Isveç'in Şikagosu" olarak da bilinen Gkvle'de geçti.<br />
Içki, yaln ızca tekel ma ğazalarında (Sys: mbolagat), yirmi<br />
ya şından büyüklere sat ıhr. Iki kezden çok yakalan ıp, geceyi polis<br />
karakolunda geçiren a şırı sarho şların adlar ı, kara listelere<br />
geçer. Bu ki şiler içki sat ın alamazlarsa da, ba şkalarına aldırma<br />
yolunu bulurlar.<br />
Kad ınlar çok içince, sokakta dola şmay ı pek sevmiyor. 1984'te yaln<br />
ızca 6.985 kad ın, çok içkili olmalar ı nedeniyle geceyi polis karakolunda<br />
geçirdi. Erkeklerin say ıs ı ise 103.300'dü.<br />
15 ya ş ve alt ındaki gençlerde durum o denli farkl ı değil: 1984'te<br />
160 erkek ve 78 k ız, içince dengelerini kaybettiklerinden, geceyi polis<br />
karakolunda geçirdiler.<br />
(Sverige i siffor, Stokholm 1985, Sayfa 72)<br />
Gürültü yapan sarho şlar, halka aç ık yerlerde bannamazlar.<br />
Restoranda, en çelimsiz görevli (restoran çah şan ı) k ız bile,<br />
en azd ı sarho şu, kolundan tuttu ğu gibi kap ı dışarı eder! Tekme<br />
de yiyebilir direnenler.<br />
4
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 132<br />
Isveç'te alkollü içki yap ım ı 1400'lü y ıllar ın sonlarında<br />
ba şlad ı. 1700'lerde içki tüketimi yaygmla şt ı . İlk içki denetimi<br />
1718'de ba şlad ı. Tahıl k ıtlığı nedeniyle özel ki şilerin içki yapmas<br />
ı (1731'e dek) yasakland ı. Yasaklamalar türlü aral ıklarla sürdü.<br />
Yasak zamanlar ında sakl ı yerlerde (özellikle ormanda) yap ım<br />
sürdürülirdü.<br />
1756 yasa ğında, özel ki şilerin ellerinde bulunan 169.132<br />
içki ar ıtma düzeni toplat ıld ı. 1829'da özel ki şilerin ellerindeki<br />
ar ıtma düzeni say ıs ı 173 bin olarak saptanm ışt ı .<br />
SIGARA IÇENLERIN ORANI<br />
(Yüzde Olarak)<br />
Y ıl Erkek Kad ın Toplam<br />
1946 9 50 59<br />
1963 23 49 72<br />
1976 30 35 65<br />
1985 29 25 54<br />
(Kaynak: Vi i Söder, 30 Eylül 1988)<br />
1700'lü y ıllarda kad ınlar ve çocuklar da günde birkaç<br />
kez "brvin"(*) içerdi. Isveç'teki Frans ız temsilcisi, tarihçi-yazar<br />
Olov von Dalins (1708-63), şöyle der: "Isveç'e içkinin açt ığı<br />
yara, sava ş ve vebadan daha derindir." 1820'de ki şi ba şına y ıllık<br />
içki tiiketimi 46 litreydi (bugün 5-6 litre).<br />
OKULDA SERT BIRA<br />
Filipstad'taki Bergs okulunun müdürü ö ğ rencilerinin sert bira içmeleri<br />
ne izin veriyor. Müdür, haftada iki gün, ö ğrencilerin okul kantininden<br />
sert bira sat ın alabilmelerini istiyor.<br />
Ş imdi o oturmu ş, il yetkililerine ba şvuruyu nas ı l yapaca ğın ı tasarl ı yor.<br />
"-... Biray ı d ışardan (gizlice) getireceklerine, bir yöntem bulunup<br />
ak şamlar ı okul kantininde sat ı labilmesinin daha iyi olaca ğın ı san ıyorum.<br />
Ö ğrencilerim çocuk de ğildir. En gençleri 21 ya şı ndad ır."<br />
(Göteborgs Posten, 8 Ş ubat 1985)<br />
19. yy'da içkiye kar şı örgütler kuruldu. 1828'le 1850<br />
aras ında kurulan örgüt say ısı 400'den çoktur. 1917'de içki karneye<br />
ba ğlandı . 1922'de, içkinin tümden yasaklanmas ı konusunda<br />
halkoylamas ı yap ıld ı. 1955'te karne uygulamas ı kald ırıld ı .<br />
*) Branvın, Isveç'in ulusal içkisidir.
EĞ LENCE, D İ NLENCE... 133<br />
21 yaşın ı ( şimdi 20) dolduran herkes, (tekelden) diledi ği çoklukta<br />
sat ın alabiliyor.<br />
1955'le 1976 aras ında içki tüketimi ço ğaldı. O tarihten<br />
sonra tüketim dü şmeye ba şlad ı .<br />
Isveç'in içki d ışsat ımı , d ışalmundan çoktur! Ulusal içki<br />
"brnvin"dir ama, d ışar ıya (40'tan çok ülkeye) daha çok votka<br />
(Absolut Vodka) satar (ABD'nin votka d ışal ımmın %60' ını Absolut<br />
Vodka olu şturur). 1987'de yaln ızca ABD'ne 13,1 milyon<br />
(on üç milyon yüz bin) litre votka satt ı ). ABD'nde Absolut Vodka,<br />
Volvo'dan çok tan ın ır. 1988'de de ğer olarak, Isveç'in d ışar ı -<br />
ya satt ığı votka, d ışardan ald ığı toplam alkollü içkilerin (viski,<br />
rom, cin vb) iki kat ıyd ı .<br />
HER ALTI ASKERDEN B İ R İ<br />
UYU Ş TURUCU ALIYOR<br />
Her alt ı askerden biri şöyle, ya da böyle uyu şturucu kullan ıyor. Geçen<br />
hafta (Malmö'de) bir askeri alaydaki polis bask ı n ından sonra bu gerçek<br />
ortaya ç ıkt ı. Uzun süredir askerlerin uyu şturucu al ış kanl ı klar ından<br />
ku şkulan ı llyordu. Ama böyle büyük oran beklenmiyordu.<br />
Arama, k ışla bahçesinde, askerler dizilerek yap ıld ı . (Özel yeti ştirilmi<br />
ş ) köpekler, uyu şturucu alan askerleri (birer birer) belirledi. Hintkeneviri<br />
(cannabis) dü şkünlerini de, eroin kullananlar ı da.<br />
Bask ın sonucunda üç ki şi suçlu bulundu. Bunlardan ikisi tutuklanacak.<br />
Üçüncü ki şi, Lund'taki ak ı l hastanesinin uyu şturucu bölümüne yat ı -<br />
r ı ld ı .<br />
Lund'taki bask ın ın sonucu şunu gösteriyor.<br />
- En az yüz asker her gün aç ık olarak hintkeneviri kullan ıyor.<br />
- Bunlar ın yar ı s ı , askere gelmeden önce hiç hintkeneviri kullanmam ış .<br />
(Aftonbladet, 8 Mart 1981)<br />
Içkiye oranla uyu şturucu sorunu çok geç ba şlad ı. 1960'<br />
larda uyu şturucu al ışkanlığın ın yaygınla şmaya ba şlamasıyla sava<br />
şım da ba şlat ıldı. Bugün, bu al ışkanlıklar ını her gün sürdürenlerin<br />
say ıs ı (1.500-2.000'i kad ın olmak üzere) 10-15 bin aras ındad<br />
ır. 7.500-10.000 ki şi de damardan uyu şturucu al ır.<br />
1982'de, 16 ya şındaki öğrencilerin %2,5'inin uyu şturucu<br />
kulland ığı saptand ı. Tutuklarevindekilerin dörtte biri uyu şturucu<br />
kullan ır. 1985'te hastanelerde, uyu şturucular için 800 (alkolistler<br />
için 4.000) yatak bulunuyordu.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ- 134<br />
UYU Ş TURUCU YAYGINLA Ş IYOR<br />
Polisin, geçen y ı lki' -250 bask ı n ı nda eroin yakaland ı . Bu say ı 1987'<br />
de 185 ve 1986'da 135'ti. Bu. y ıll ık art ışın %35 dolay ında olduğunu<br />
gösteriyor.<br />
Yakalanan eroin çokluğu da art ıyor: 1986'da 2 kilo: 1987'de 3 kilo<br />
ve 1988'de ( şimdiye dek yakalananlar ın en çoğu olarak) 6 kilo.<br />
Geçen y ıl yakalanan kokain çoklu ğu da. bir önceki y ıl ın iki kat ına ç ıkarak<br />
en yüksek düzeye ula ştı : 1987'de 29: 1988'de 60 kilo.<br />
Yakalanan emfetamin (amphetamine) ve hintkeneviri (cannabis) çokluğunda<br />
da art ış var...1987'de 1.900 baskmda 90 kilo emfetamin yakalandı.<br />
Bu say ılar hintkenevirinde 2.900 ve 100'dür.<br />
Geçen y ıl yakalanan uyu şturucunun toplam de ğeri, 250 milyon kron<br />
dolay ındad ır.<br />
(Gteborgs Posten; 4 Ocak 1989)<br />
Halka aç ık kapal ı yerlerde (salon) sigara içilmez. Kamusal<br />
olsun ya da olmas ın, bürolarda sigara içilmesi, kimi yerlerde<br />
çal ışanlar ın iste ğine ba ğ l ıd ır, kimi yerlerde de yasaklannu şt ır.<br />
Otobüslerde sigara içilmez. Tren ve uçaklarda, içenler için ayr ı<br />
yerler ayr ılm ış t ır.<br />
S İ GARAYA KAR Ş I ÖNLEMLER<br />
1963 - Sosyal İşler Genel Müdürlü ğü, sigaran ın zararları üzerine bilgi toplamaya<br />
başlad ı .<br />
1965 - Sigara reklamlarma gönüllü s ınırlama önerildi.<br />
1979 - Sigara reklamlar ı yasakland ı .<br />
1977 - Sigara paketlerine, içinde bulunan sa ğlığa zararl ılar için uyar ı yaz<br />
ıs ı yaz ılması zorunluluğu getirildi.<br />
1981 - Kamusal yerlerde sigara içilmemesi için yasa önerisi yap ıldı.<br />
1983 - Kamusal yerlerde sigara içilmesine sinirlilik getirildi.<br />
1985 - Yan ında sigara içilen ki şinin, sigara içmi ş gibi (sigaradan) etkilenece<br />
ği karar ına varıld ı .<br />
1988- Sigara reklamlar ı yasa ğı ve halka aç ık kapal ı yerlerde sigara içme<br />
yasağı getirildi.<br />
(Svenska Dagbladet, 12 Ocak 1989)
E Ğ LENCE, D İ NLENCE... 135<br />
K E N I) İ E - L İ YLE<br />
YA Ş AMINA SON VERENLER<br />
İ tiVeçli. kendi eliyle ya şam ına son vermekle de ünlüdür. Kentli<br />
eliyle ya ş am ı n:1 son verenlerin say ıs ı , bir ba şkas ı nca<br />
üç katichr.<br />
KENDI 'ELIYLE<br />
YA Ş AMLAR İ NA SON VERENLER<br />
(Seçilmi ş 40.Ülke İ çinde, On S ıralardaki 9 Ülke.<br />
1978-82 Y ı llar ı nda, Her 100 Bin Ki ş ide)<br />
Macaristan 43,2<br />
Danimarka 29,0<br />
Avusturya 25,1<br />
İ sviçre 24,9<br />
Finlandiya 24,1<br />
B Almanya 22,2<br />
Çekoslavakya 21,4<br />
Belçika 20,5<br />
İ SVEÇ 19,4<br />
(Kaynak: Statistiska arsbok,. 1988)<br />
1~111111~1~11~1:<br />
I ler y ı l 2 bine isvekIi.. kendi eliyle ya şamam' son verir.<br />
20 I ı in ki ş i. - ya şa mini] son verme giri şiminde bulutuir. 2 00 bin<br />
ki ş i de bu eyleme girmeyi diisünü. Yine de Isveç, kendi eliyle<br />
yas:olun:1 son verme s ı ralamas ı nda en on s ı ralarda de ı:;ildi.<br />
.YIEDA KAÇ K İŞİ<br />
KENDI ELIYLE<br />
ASAM1NA SON VER İ YOR<br />
Yll_ Kad ı n Erkek Toplam<br />
1791-1800 IS 42 57<br />
182130 34 130 164<br />
1851-60 50 182 232<br />
1881-90 9.3 390 483<br />
1911-20 172 663 835<br />
191.1-50 245 757, 1.002<br />
1972 -157 1.189 1.646<br />
1985 487 1.029 1.516<br />
111111~8~111~01111111111111111111~~
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 136<br />
İşsizlik, konutsuzluk, ayr ılma (bo şanma), bir ba şınal ık<br />
ya şama son verme giri şimlerinin başlıca nedenleridir. Son zamanlarda<br />
bu eylem gençler aras ında yayg ınla şıyor.<br />
ÖGRENC İ LER<br />
HER GÜN Ö Ğ RETMEN DÖVÜYOR<br />
Inga-Britt Eriksson'un koltu ğunun alt ında, okullardaki dövme olaylar ı -<br />
na ili ş kin kal ın bir dosya var.<br />
"- Bahar döneminde 57 olay (dövme) saptand ı. Güz döneminde bugüne<br />
dek 20 ba şvuru var" diyor Inga-Britt. Ama o, bu verilerin gerçe ği yans ıtt<br />
ığı kan ı s ı nda değil:<br />
"- Kimi okul yöneticileri, okullar ı n ı kötü göstermemek için olaylar ı sakl ı -<br />
yorlar..."<br />
(GT, 27 Kas ım 1986)<br />
DÖVME—GÖZDA Ğİ VERME<br />
Kişi zenci ya da Çingene olmas ı nedeniyle suçlanam ıyor.<br />
Evde, çocuklar ı değil dövmek, korkutmak bile suç. Örne ğin<br />
kişi kendi çocuğuna "eğer böyle yaramazl ık yaparsan,seni Türkiye'de<br />
b ırak ırım!" diyemez. Derse suç i şlemiş olur. Bu gibi .<br />
durumlarda sosyal kurulu şlar çocuğu ailenin elinden alabilir(*).<br />
Bakım giderlerini de aile öder.<br />
1988'de ç ıkan bir yasa, zor kullananlara parasal yapt ırım<br />
da getiriyor. Yasa uyar ınca, örne ğin dövülen kad ı nlar ortala-<br />
1 7 YA Ş INDAK İ<br />
HER BE Ş GENÇTEN B İ R İ<br />
ANA BABASINI DOVOYOR<br />
Aile içinde zor kullan ı m ı , eskiye göre çok ola ğan. Her y ıl 60 bin çocuk<br />
ana-babas ına "kötü" dayak at ıyor. Ama ana-babalar da çocuklar ı n ı<br />
dövüyor.<br />
17 ya şındaki her be ş gençten biri, bir kez de olsa, ana ya da babas ı n ı<br />
dövmü ş. Bunlardan üçü "dövme"yi b ırakm ış .<br />
Ana-babalar aras ında da zor kullan ım ı olağan. Her y ı l 300 bin kad ı n<br />
ve 200 bin erkek e ş lerince dövülüyor.<br />
(Göteborgs Posten, 12 Mart 1985)<br />
*) 1988'de bir Türk, elinden al ınan edinme çocu ğunu sosyal kurulu şlardan<br />
geri alamay ınca, bir görevliyi öldürdü, ikisini de yaralad ı .
EĞ LENCE, D İ NLENCE... 137<br />
"KARAKAFA" DED İ , OYUNDAN ATILDI<br />
Medelpad'ta IV. kümede oynayan Ljustorp tak ı m ından bir oyuncu, kar şı<br />
tak ımdan bir oyuncuya "karakafa" dedi ği için oyundan at ı ld ı . (...) Hakem<br />
bu sözü duyar duymaz, k ırm ı z ı kart ın ı ç ı kard ı ve oyuncuya saha<br />
d ışı n ı gösterdi.<br />
(Aylık, Türkçe "Enformasyon" gazetesi, Ekim 1983)<br />
ma 1989 ederleriyle 25 bin kron (sekse zorlanan kad ın en çok<br />
60 bin kron) ödence al ıyor. Yasalara göre Isveçli, köpe ğini bile<br />
döye miyor!<br />
KÖPEK ED İ NMES İ YASAKLANDI<br />
- Polisler, Dövülen İ ki Köpe ğe De El Koydu -<br />
... Valilik dün ö ğ leden sonra, 65 ya şı ndaki Huskvarnal ı n ı n kurt köpeklerine<br />
el konulmas ı karar ı na vard ı . Valilik ayr ı ca, 65 ya şı ndakinin ya şam ı boyunca<br />
köpek edinemeyece ğini de bildirdi.<br />
Birkaç saat sonra polisler, 65 ya şı ndakinin köpeklerini almak için evine<br />
gittiler. Huskvarna'daki, adam ı n konutu d ışı ndaki yolda toplanan 30
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ- 138<br />
1600 ARABA ÇALDI<br />
İ sveç'in en büyük araba h ı rs ız', h ı z ı n ı art ı r ıyor! Geçen y ı l ı n Kas ı m ı nda<br />
GT, tutuklarevinde konu ştu ğu Janne'nin (24) 1600 araba çald ığı n ı<br />
aç ı klam ışt ı . Ş imdi say ılar daha da yükseliyor.<br />
"- İ lk tutuklarevine girdi ğim 1983'ten beri, d ışarda en çok iki ay kald<br />
ım:' diyor Janne.<br />
Her zaman oldu ğu gibi, böyle durumlarda geçmi ş iyi olmuyor: Küçük<br />
ya şlarda okuldan kaçmalar, dört y ı l anaokulu, küçük h ı rs ızl ı klar, alt ı y ı l<br />
özel bak ı m okulu.<br />
"- Araba çalmay ı orada ö ğrendim. İ lk yakaland ığı mda 14 ya şı ndayd ı m.<br />
O zamanlar daha çok araba çal ı yordum. Yak ıt tükenince yeniden (ba ş -<br />
ka bir) araba çal ı yerduk. Bugünse yak ıt da koyabiliyoruz!"<br />
... Bugün 25 ya şı n ı dolduran Janne'nin, araba çalabilmek için çok saniyeye<br />
gereksinimi yok.<br />
"- En çok bir dakika! Çal ı nmas ı en kolavi Volvo. Sonra Opel, Golf ve<br />
Audi geliyor" diyor, bu i ş in gerçekten uzman ı Janne. (GT. 27 Ekim 1988)<br />
Isveç'te yap ı yap ım (ya da onar ım) yerlerinde bekçi bulunmaz.<br />
"Girilmesi yasak ve tehlikelidir!" uyar ısı yeterli görülür.<br />
Araba garaj ım ızı hiç kilitlemeyiz. Wisikletlerimiz de evin<br />
önünde kilitsiz olarak durur. Isveç'te herkes, çalmaya gerek<br />
duy ınadan ya şayabilir.<br />
Izine giderken. Almanya'da bir tan ıdığa konuk olunca,<br />
arabam ız ın bagaj ındakileri indirmek isteriz. Ve de "buras ı Almanya,<br />
burada bir şey çal ınmaz!" uyar ısını yapan arkada şım ı-<br />
POL İ SE YANSIYAN<br />
YILLIK<br />
OLAYLAR<br />
(1987)<br />
Olay<br />
Say ıs ı<br />
Suçlusu<br />
Yakalananların<br />
yüzdesi<br />
Bisiklet çalma 91.856 2<br />
Tavan aras ı ve bodruma girme 27.625 6<br />
Konuta girme 23.260 11<br />
Araba çal ı nmas ı 39.543 16<br />
Ufak tefek şeyler çalma 348.027 21<br />
Zorla cinsel ili ş ki 1.046 42<br />
Erkek (adam) dövülmesi 19.650 48<br />
Kad ı n dövülmesi 11.862 57<br />
Çocuk dövülmesi 1.075 59<br />
Öldürme 536 61<br />
Kaynak: S'■.enska Dagbladet, 18 Nisan 1988)
EĞ LENCE, D İ NLENCE... 139<br />
TUTUKLAREV İ NDEN KAÇANLAR<br />
(Y ılda, Ki şi Olarak)<br />
1984 580<br />
1987 846 (Kaynak: Svenska Dagbladet, 1 Haziran 1988)<br />
za, daha güvenli bir ülkeden geldi ğimizi ans ıtmak amac ıyla,<br />
alayl ı gözlerle bakar ız.<br />
İlk geldiğimiz y ıllarda, arada çal ışt ığımız restorandan y ılda<br />
bir iki kez içki çal ın ırd ı. Ama patronu hiç etkilemezdi bu<br />
çalm ınalar. Zarar ın sigortaca kar şıland ığın ı söylerdi.<br />
Yıllar geçtikçe h ırs ızlık olayları art ıyor. Son y ıllarda banka<br />
soygunlar ına da rastlanmaya ba şland ı. Tutukevleri dolu. Kimse<br />
b ır odada iki ki şi kalmak istemedi ğınden, tutuklarevine g ırmek<br />
için de kuyrukta bekleniyor.<br />
ISVEÇ CEZA POL İ T İ KASI<br />
Sonuncusu 1910y ılında olmak üzere, 1864 ceza ya.sas ın ın yürürlükte<br />
kaldığı süre içinde 15 ki şi idama mahkum oldu. Idam cezas ı , sava ş<br />
durumu d ışında, 1921 y ıl ında yürürlükten kald ırıld ı .<br />
1945 tarihli yasayla, hücre sistemi büsbütün yürürlükten kald ır ıld ı .<br />
5uvars ız, tel örgüsüz aç ık hava cezaevlerinde infaz, normal bir infaz<br />
biçimi olarak benimsendi...<br />
Hapis cezas ı on y ıldan fazla olamaz. Ancak, san ık birden fazla suctan<br />
yarg ılan ıyorsa, hapis cezas ın ın yukar ı s ın ırı on iki y ıl ya da ya şam boyu<br />
olabilir-.<br />
(Strahl, Ivaz. Isveç Ceza Poin<br />
Çeviren Durusoy Yazan, İstanbul, 1975. Sayfa 20, b<br />
Mağazalarda h ırs ızlığa kar şı kimi önlemler al ın ıyor. Giysiler<br />
mandallan ıp kodlan ıyor. Mandallanan giysi, mağazadan çahnsa<br />
bile (alarm da verdiğinden, magazan ın aç ık olduğu zamanlar<br />
çalınmas ı zor), kod çözülmeden mandal aç ılmad ığından<br />
giysi kullan ılam ıyor. Giysi d ışındaki ufak tefek gereçler de kodlan<br />
ıyor. Kodlanm ış bir gereci ki şi cebine ya da çantas ına koymaya<br />
kalkarsa, ç ıkışta (karadan geçerken) alarm (13Ip bip) çahyor.<br />
Göteborg polisinin cumartesi-pazar raporu: Yakla şı k 900 ba şvuru. Bunlar<br />
aras ında 48 yaralama, 63 araba çal ı nmas ı , 200 araba soygunu ve 4 silâhl ı<br />
soygun var... (Göteborgs Posten, 5 Nisan 1988)
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ 140<br />
Gençlerden ço ğunun paras ı , ayl ık gününe ula şmaz. Yemek<br />
kuponu ay ırabilirlerse kendilerini mutlu sayarlar. Biribirlerinden<br />
cep harçl ığı , sigara... alabilirler (ya ş l ın ın, tek sigaraya gereksinimi<br />
bulunsa, paras ını da uzat ır).<br />
HIRSIZLIK<br />
Eski Isveç yasalar ı , hırs ızl ığı en kötü suç sayar ve ölümle cezalanp ırırdı .<br />
Vasa devrinde bile, Kıral Kristofer'in 1442 yasas ı geçerliydi. Bu yasa<br />
uyar ınca erkek h ırsızlar as ıl ır; kad ınlar canl ı gömülürdü.<br />
... Köylerde tarladan ba şak, ambardan geyik eti, otluktan saman vb<br />
(çal ınırdı). Ineklerden süt sa ğma hırsızlığı sık s ık yarg ı konusu olurdu.<br />
(lir svenska historien 2, Stokholm 1962, Sayfa 176-177)<br />
Çoğu genç olan i şçi arkada şlarımdan yarıya yak ın ı , elden<br />
ald ıklar ı ya da kumarda borçland ıklan bir saatlik kazançlar ı<br />
bile olmayan paray ı vermeyip (ya da vermeyip) unutturmaya<br />
çal ışırlar.<br />
1989'da.Kimi Park Yerlerine Yanyana As ı l ı İ ki Duyuru:<br />
H ı rs ı z, araban ızdakileri on dakikada bo şaltabilir.<br />
İ yisi mi, araban ı z ı kendiniz bo şaJt ı n ız!<br />
Sigorta Kurulu ş lar ı (Förskr ı nqsbolagen)<br />
Bu hafta 4.500 araba soyuluyor.<br />
Ne zaman sa ğ lam kilidiniz olacak?<br />
Sigorta Kurulu şları (Forsakr ı ngsboiaaen),<br />
AILE VE KONUT<br />
Isveç'te oturanlar ın say ıs ı 1750'de 3,5 milyonken,1850'<br />
de 7 milyona ç ıkt ı. Ondan sonraki yüz y ılda (1950'ye dek) art ış<br />
olmad ı . Bugün Isveç'te 8,4 milyon ki şi ya şıyor.<br />
1865'le 1930 aras ında 1,4 milyon ki şi Amerika'ya göçtü.<br />
Bunlar ın yakla şık dörtte biri geri döndü. 1930'lardan sonra d ışardan<br />
gelenlerin say ıs ı , gidenleri geçer.<br />
1.000 erke ğe 1.025 kad ın (do ğan her 1.000 erkek çocuğa<br />
952 k ız) dü şer. Kad ınlar daha çok ya şadığından, denge sağlan<br />
ır I Kad ınlar 80,2; erkekler 74,2 y ıl yaşar (dünyada en çok).<br />
Yüzy ıll ın ız ın ba şında bu say ılar 53,6 ve 50,9'du.
E Ğ LENCE, D İ NLENCE... 141<br />
YASAL. EVL İ OLMAYAN<br />
B İ RL İ KTEL İ KLER YAYGINILASIYOR<br />
İ sveç'te her be ş çiftten biri yasal evli de ğ il.<br />
Yasal evli olmayan çiftler J ümtland, Göteborg ve Norrbottens illerin<br />
de yayg ın. J önköping ve Halland illerinde en az.<br />
1975'te her 9 çiftten biri yasal evli de ğ ildi 1980'de bu oran "7 çift-<br />
ter biri"ydi. Ve 1985 te 5 çiftten biri.<br />
(Götebcrgs Posten, 25 Temmuz 1986)<br />
Bo şanmalar. 1960'a göre iki katma ç ıkt ı. 1988'de 44 bin<br />
evlilik olmu ş ; 17 bin çift bo şamn ış t ır. Bo şanmay ı iki yan da<br />
isterse, ba şka neden aranmaz. Istek tek yanl ı olursa, istekli, boşanmak<br />
için ba şvurduğu tarihten bir y ıl sonra bo şanmış say ılır.<br />
20-24 ya şlar ındaki çiftlerin %80'i yasal evli de ğildir. 20-24 ya ş -<br />
lar ındaki tüm kad ınlar ın %18'inin çocu ğu bulunur. 18 ya şın<br />
alt ındaki tüm çocuklar ın %72'sinin ana-babalar ı (yasal evli olmasalar<br />
da) birlikteliklerini sürdürürler.<br />
Isveç'te aile, dede ile torunun bir arada oturdu ğu yuva<br />
olmaktan ç ıkmışt ır. Emekliler emekli evlerinde, çal ışanlar i şyer-<br />
BÜYÜKLER İ N B İ Z İ<br />
ANLAMALARINA OLANAK YOK<br />
"Yetişkin ve gençlerin ayr ı dilleri mi var? Evet, gerçekten hangi<br />
ku şaktansak, o kuşa ğın dilini kullan ıyoruz. Sözcüklere bile, her<br />
ya ş grubunca ayr ı anlamlar yükleniyor." Göteborg, Klareberg<br />
Okulundan 13 ya şındaki Kalle Frandesjö şöyle diyor:<br />
- Şimdi zaman de ğişti. Onlar, daha iyi bir dünyada ya şad ılar. Örne ğin,<br />
onlar gençken akaryak ıt bunal ım ı yoktu!<br />
- Onlar daha dingin bir ya şam ya şad ılar. O bak ımdan, daha uyumluydular.<br />
Yapacak çok etkinlikleri yoktu. Tv yoktu.<br />
- Anam, 17'sinden önce d ışar ı, dansa gitmediğini söyler!<br />
- San ır ım onlar, haftada 75 kuru şla yetinebilirlerdi. Ak şamlar ı saat 19'<br />
dan önce evlerindeydiler. Bunlar bize göre de ğil!<br />
- Şimdi zaman de ğişti!<br />
- Her zaman yeni giysiler sat ın almak gerekiyor. Plak ve bant sat ın al ınacak!<br />
Ta şın ı l ır ses alma ayg ıt ı olmayan ın de ğeri yok!<br />
, ,oteborgs Posten, 24 Şubat 1980)
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ- 142<br />
YAPILAN KONUT SAYISI<br />
1980 14.390<br />
1981 18.379<br />
1982 21.093<br />
1983 23.079<br />
1984 23.505<br />
1985 21.242<br />
1986 20.142<br />
1987 17.815<br />
1988 16.554<br />
(K.lynak: Dagens Nyheter, 10 Ocak 1987)<br />
lerinde, ev kad ınlar ı evlerinde, gençler gençlik kulüplerinde ve<br />
çocuklar çocuk yuvalar ındadır. Gençler de, ya şlılar da bir ba şlarına<br />
oturmak isterler. Konutlar ın üçte ikisinden ço ğunda bir ya<br />
da iki ki şi oturur (toplam konut ba şına 2,2 ki şi; ki şi ba şına 1,8<br />
oda ya da ki şi ba şına 35 metrekare). Yine de konut sorunu çözülemez.<br />
Bir konuta yerle şebilmek için, birkaç y ıl önceden s ıraya<br />
girilmesi gerekir. Yar ım milyon İsveçli konut kuyru ğundadır(*).<br />
1989'da, yaln ızca Stokholm'da 1.000'i kad ın olmak üze-<br />
KENT İ Ç İ<br />
UCUZ, İ K İ ODAL I BIR KONUT İ ÇIN<br />
150 YIL KUYRUK<br />
Bugün Stokholm merkezinde iki odal ı eski ve ucuz bir konut için<br />
bekleme süresi 150 y ı ld ır!<br />
"Kent merkezinde olsun da nas ı l olursa olsun" diyenlerin bekleme sü-<br />
resi (y ı l olarak): 1 oda ve yemek pi şirme yeri 26<br />
1 oda ve mutfak 31<br />
2 oda ve mutfak 56<br />
3 oda ve mutfak .... . .. .12<br />
4 oda ve mutfak 6<br />
(Kaynak: Dagens Nyheter, 1 Kasim 1984)<br />
*) Kirac ı olarak bir ;konuta girilebilmesi için ola ğan bekleme süresi 13-25<br />
ayd ır. Kentlerdeki kimi belirli yerler için s ıraya girenlerin bekleme süresi<br />
çok uzar. Bugün,_yanm -milyon Isveçli konut kuyru ğundad ır. Bir kooperatife<br />
üye olup konut sat ınalmak isteyenler de kuyrukta bekler. Süre uzun<br />
oldu ğundan, çocuklar bile bu kooperatiflere üye yap ıl ır. HSB kooperatifinin<br />
Göteborg'taki 40 bin üyesinden 600'ünü on yaşın ı doldurmam ış çocuklar<br />
olu şturur. Kooperatife y ılda 6001tron veren bu çocuklar, 15-20 ya şlar ı -<br />
na gelince konutlar ına kavuşabilecekler.
EĞ LENCE, D İ NLENCE... 143<br />
ADA'NIN KONU Ş MA ARKADA Ş ! VAR<br />
Gra'berget'te oturan Ada Teyzenin (102) "konu şma arkada şı " var. "Bo ş<br />
zamanlarda Göteborg" derne ğinin ba ş latt ığı "haftada birkaç kez, hastanelerdeki<br />
ya ş l ı larla konu ş ma (mutlu beraberlik)" giri şimi çok iyi oldu.<br />
... Beraberlik, haftada iki kez gerçekle şiyor ve kahve şöleni vb etkinliklerle<br />
sürüyor. Yeni arkada ş la bir yürüyü ş yap ı l ıyor, (parasal durum, beden<br />
gücü ve hava elveri ş li olursa) ta şıtla bir gezi de düzenleniyor...<br />
Ada, çocuklar gibi mutlu olarak, Haga'daki asfalt bahçede anlat ı yor,<br />
oynuyor...<br />
(Göteborgs Posten, 20 Eylül 1987)<br />
re 6.000 "evsiz" bulunuyordu(*).<br />
Birçok ülkede lüks say ılan kimi araç ve gereçler, Isveç<br />
konutlar ında standartt ır. Yeni yap ılan konutlar ın pencerelerine<br />
aralar ı havah üç cam konulmas ı zorunludur. Gömme giysilikler,<br />
AILELERDE ÇOCUK SAYISI<br />
(1985)<br />
Çocuksuz aile 2.724.031<br />
1 Çocuklu aile 1.150.959<br />
2 Çocuklu aile. 378.176<br />
3 ve daha çok çocuklu aile 122.283<br />
(Kaynak: Statistisk ırsbok, 1988)<br />
*) Biz, "örnek ülke", "bolluk ülkesi", "uzla şma ülkesi", "en çok", en birinci"<br />
"en büyük" gibi kavramlar ı da ye ğleyerek, Isveç'in daha çok "iyi"<br />
yanlar ın ı sergilemeye çal ışıyoruz. Biri ç ıkar, "en sonuncu", "en küçük",<br />
en düşük"... oldu ğu say ılarla da süsleyerek kötü olarak sergileyebilir. Devletten<br />
de yard ım sa ğlanarak, Isveç'i kötüleyen kitaplar da yay ımlan ıyor.<br />
Bir Isveç ekOnomi profesörü (Gunnar Adler-Karlsson), şöyle diyebiliyor:<br />
"Isveç, Bat ı Avrupa'da e şitsizliklerin en çok oldu ğu ülkedir!" (Aftonbladet,<br />
2 Mart 1989). Ele ştirilecek konular da var elbette. örne ğin "kuyruk"<br />
sorunu. Berbere de gidilecek olsa, önceden "gün" al ınacak! Hastanelerdeki<br />
kuyruklar çok uzun. üç y ıl kadar önce bir arkada şın acele Türkiye'ye gitmesi<br />
gerekiyordu. Ama pasaportunun geçerlilik süresi dolmak üzereydi. Elçilik<br />
yetkilileri, pasaportun gününü uzatabilmeleri için iki hekimden belge<br />
(askerlik yoklamas ı için rapor) edinmesini istemi şlerdi. Araya tan ıd ıklar ı da<br />
koyarak, on be ş günde, özel hekimler de içinde hiçbir hekimden gün alamayan<br />
arkada ş , patates bask ıs ından "yalanc ı belge" düzenlemek zorunda kald ı .<br />
Stokholm'deki "evsiz"ler üzerine sosyal kurulu şlar ın "400" say ıs ını vermelerine<br />
karşın, bas ında bunlar ın say ısı 1.00'i kad ın olmak üzere 6.000 olarak<br />
gösteriliyor. Yeralt ı istasyonlar ında, tünellerde, terkedilmi ş arabalarda...<br />
geceleyen bu ki şilerin ço ğunlu ğunu, ola ğan yaşam ı olmayan içki ve uyu ş -<br />
turucu tutkunlar ı oluşturuyor.. 'Evsiz"lik yaln ızca Stokholm'e özgü de değil.<br />
Dünyan ın belli baş l ı kentlerinde var. Kuzey Ülkeleri ba şkentlarinden<br />
Oslo'da .5.000; Helsinki'de 7.000 evsiz var. Kopenhag'taki evsizlerin say ıs ı<br />
20.000'i geçer (HTY),
01:1.11.11.TAN VAF:811..LkiA 144<br />
gon ı me kap-kayak dolaplar,. paslanmaz çelikten lavabo, buzdolab<br />
ı . rml ı elektrik oca ğı her evde demirba ş t ır. Konut kiralan,<br />
' 20-25'i t utarmdad ı r.<br />
konutlar ı n dörtte üçü 1940'lan sonra yap ı lm ış t ı r. Y ı ll ı k<br />
yap ı m luz ı . her bin ki şiye 12-1 3 konuttur. Konutlam,yaln ı zea<br />
2'sinde ka1oriler düzeni bulunmaz. Konnt edineeeklere devlet<br />
e bankalar, konut dei-!,erinin
EĞ LENCE, D İ NLENCE... 145<br />
KONUTLAR NASIL ISINIYOR<br />
(Toplu Konutlar D ışı ndaki 1,155 Milyon Konutun -Villa-<br />
Da ğı l ı m ı . 1988'de Yüzde Olarak)<br />
Seçenekli S ı cak Su Dola şı m ı yla<br />
(Elektrik. Ya ğ Yak ı t ya da Odunla) 30,7<br />
S ıcak Suyu Elektrikle Is ı nanlar 17,3<br />
Doğ rudan (Susuz) Elektrikle Ismanlar 43,4<br />
TOPLAM 100,0<br />
(Kaynak: Dagens Nyheter, 28 Şubat 1989)<br />
Yeni kurulan yerle ş me yerlerinin adlar ı , genellikle benzer<br />
türden seçilir. Örne ğin Pazartesi Soka ğı , Sal ı Soka ğı ... Ocak Caddesi,<br />
Ş ubat Caddesi... Yaz Alan ı . Ya da Merkür Soka ğı , Teleskop<br />
Caddesi, Uzay Alan ı vb<br />
KONUTLARDA KAÇ K İŞİ OTURUYOR<br />
(Çocuklar da İ çinde, 1985)<br />
Konutta Oturan<br />
Ki ş i Say ı s ı Toplam Konut Yüzdesi<br />
1 1.324.768 36<br />
2 1.150.959 31<br />
3 498.201 14<br />
4 493.407 13,5<br />
5 160.908 4<br />
6 ve Yukar ı 42.092 1,5<br />
TOPLAM 3.670.335 100.0<br />
(Kaynak: Statistisk ırsbok, 1988)<br />
DIN BACLARI<br />
Halkın %95'i Protestan Devlet Kilisesi üyesidir. Ana ve<br />
babas ı bu kiliseye ba ğlı olan çocuklar, bu kilisenin do ğal üyesidir.<br />
Devletle kiliseyi bi ıibirinden ay ırma çabalar ı başar ılı olamad<br />
ı. 1965'te, "kilise devletten koparsa, ili şkilerinizi sürdürür<br />
müsünüz? " sorusunu "evet"leyenlerin oran ı %60 olmuştu.<br />
1969'da büyüklerin %73'ü, çocuklar ına Hıristiyanl ık öğretisi verilmesini<br />
istedi. Çocuklar ının bu ö ğretiye inand ır ılmasını isteyenlerin<br />
oran ı %13'tü.<br />
F 10
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ- 146<br />
PRENSES VICTORIA'NIN YAKARI Ş I<br />
Sevgili Tanr ım!<br />
Kap ın ın kapatilmas ının unutulmas ına bile çok k ızmamas ı için babama<br />
yard ım et!"<br />
Bu, Kraliçe Silvia'n ın Almanca olarak yay ına haz ırladığı "Victoria'n ın<br />
Yakan Kitab ı"ndaki içten yakar ışlardan biridir.<br />
Yay ınc ı, Kral ve Kraliçenin her gün, çocuklar ıyla beraber (Tanr ı 'ya)<br />
yakar ıda bulundu ğunu belirtiyor...<br />
(Expressen, 8 Ekim 1988)<br />
Not: Prenses Victoria(11), babas ı Karl XVI Gustaf'tan sonra Isveç krall ık koltu ğuna<br />
oturacakt ır.<br />
Çocuklar ın %75'i vaftiz(*) edilir. 14 ya şındakilerin %70'<br />
i Hıristiyanl ıklann ı onaylama törenlerine (confirmation) kat ılır.<br />
Evlenmelerin %60' ında dinsel tören de yap ılır. Dinsel törenle<br />
gömülme oran ı da %94'tür.<br />
1988'de, Dagens Nyheter <strong>Gazetesi</strong>nin "Noel dinlencesinde<br />
kiliseye gidecek misiniz? " sorusu şöyle yan ıtland ı :<br />
Evet 32<br />
Hay ır 51<br />
Bilmiyorum 17<br />
TOPLAM 100<br />
DAHA ÇOK KADINLAR PAPAZ OLUYOR<br />
Çar şamba günü, Lund Piskoposluk bölgesinin Ba şkilisesince yap ılan s ı -<br />
navlarda kazanan 9 papaz ın 8'i kad ı nd ı .<br />
- Hiçbir zaman kad ı nlar, bu ço ğunlukta kazanamam ış t ı ...<br />
Şimdi öğrenim gören 100 kadar ö ğrencinin 65'i kad ı n. Lund Piskoposlu<br />
ğunun gelecekteki durumu böyle. Gerçekten, de ğ i şiklikten söz edilebilir.<br />
Geçmi şte erkeklere özel olan bu i ş , kad ı nlar için de ola ğan olmaya<br />
ba ş lad ı .<br />
... Son geli ş meler şöyle: 1976'da tüm ülkede 84 erkek ve 20 kad ı n göreve<br />
ba şlad ı (yeni papaz oldu). Sonraki y ı lki say ı lar 125 erkek ve 25 kad<br />
ı nd ı . 1978'deki durum, 140 erkek ve 44 kad ın. 1985'e atlay ı nca, ara<br />
epeyce kapan ıyor: 82'ye 51. Sonraki y ıl 77'ye 48 ve 1987'de, 57 yeni<br />
erkek papaza kar şı l ı k, 42 kad ın papaz.<br />
(Svenska Dagbladet, 4 Ocak 1989)<br />
*) Vaftiz, ilk günah ı silmek ve H ıristiyanlaşt ırmak amac ıyla yap ılan kutsal<br />
işlem.
EĞ LENCE, D İ NLENCE... 147<br />
1966-67'de yap ılan kamuoyu yoklamas ına göre, 16-25<br />
ya ş lar ındaki gençlerin yaln ızca %14'ü, İsa'n ın göğe ç ık ıp sonsuz<br />
ya şama ba şlad ığma inan ı r.<br />
NOEL'E İ L İŞ K İ N SORU Ş TURMA<br />
(1988'de Yüzde Olarak)<br />
- Evinizde Noel Çam' var m ı ?<br />
Evet 74<br />
Hay ır<br />
-> ")<br />
Bilmiyorum 4<br />
TOPLAM 100<br />
- Bu Y ıl Kaç Kişiye Noel Armağan ı Veriyorsun?<br />
Hiç 3<br />
1 3<br />
5<br />
3-5 28<br />
6-8 25<br />
9 ve Daha Çok 36<br />
TOPLAM 100<br />
- Kaç Ki şiye Noel Kart ı Yollad ın?<br />
Hiç 9<br />
1-5 7<br />
5-10 15<br />
11-25 44<br />
26-50 23<br />
51 ve Daha Çok<br />
TOPLAM 100<br />
(Kaynak: D: ıgens Nyl ıeter, 21 Aral ı k ı 'U«)<br />
Ifflpgilp~now.<br />
1942'de Gallt ı p Enstitüsüniin yapt ığı kamuoyu ı , oklamasmdan<br />
(yüzde olarak) şu sonuçlar al ı nd ı :<br />
Kiliseye gidi ş s ıklf ı n ız?<br />
En az ından ayda bir 20<br />
Ara s ıra - 50<br />
Yaln ız Noel sabahlar ı 10<br />
Hiç -<br />
TOPLAM 100
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ- 148<br />
K İ L İ SE DEVLETTEN AYRILSIN MI?<br />
(SIFO'nun 113 Papaz ve 200 Kilise Yöneticisine Sorusu, 1987)<br />
Kilise Devletten Ayr ıls ın<br />
Papaztar<br />
64<br />
Kilise<br />
yöneticileri<br />
249<br />
Ayrılmas ın 30 63<br />
Bilmiyorum 6 7<br />
TOPLAM 100 99<br />
(Kaynak: Dagens Nyheter, 30 Aral ık 1987)<br />
Tanr ıya inan ır mıs ın ız?<br />
Evet 69<br />
Hay ır 11<br />
Bilmiyorum 5<br />
Yan ıtlayamam 15<br />
TOPLAM 100<br />
Kendinizi dindar buluyor musunuz?<br />
Evet 28<br />
Hay ır 62<br />
Bilmiyorum 10<br />
TOPLAM 100<br />
EN ÇOK SEVDIKLERI D İ NLENCE<br />
(1988'de Yüzde Olarak)<br />
Noel 49<br />
Yaz Ortas ı 38<br />
Paskalya (Psk) 6<br />
Yeni Y ıl (Y ılba şı ) 5<br />
Hamsin Yortusu (Pingst) 2<br />
(Kaynak: Dagens Nvheter, 24 Aral ık 1988
ARA Ş TIRMA VE ÖRGÜTLER<br />
Uppsala Üniversitesi 1477'de: Lund Üniversitesi 1668'<br />
de kuruldu. Ilkokul(*) 1842'den beri zorunludur. Dokuz y ı ll ı k<br />
ilkokulu (temel okul) bitirenlerin ("c90'dan ço ğu. (27 dalda) lise<br />
öğrenimine ba şlar. Her ya ş grubunun f-c36's ı da üniversite ve<br />
yüksek okullara (s ınavs ız olarak, lise bitirme notlarlyla) girer.<br />
*) 1936 da 7 y ıl olan temel okul (ilkokul), 1962 de 9 y ıla ç ıkar ıld ı. Temel<br />
okuldan önce, en az bir y ıll ık "okul öncesi e ğitimi" verilir. Her biri üçer<br />
y ıll ıktan üç bölüm olan temel okulda s ın ıfta kalma yoktur. 7. s ın ıfa dek<br />
öğrencilere not verilmez.<br />
Ö ğrenim süresi 40 haftad ır. "Güz" ve "bahar" olmak üzere iki döneme<br />
ayrıl ır. Bahar döneminde iki büyük dinlence (spor dinlencesi ve paskalya)<br />
vard ır.<br />
Temel okulun son a şamas ında (7, 8 ve 9. s ın ıflar) çal ışma ya şam ı uygulamas<br />
ı başlar. Ö ğrenciler 6 ile 10 hafta aras ında i şyerlerinde çal ışırlar.<br />
İngilizce, temel okulun 3. (kimi durumlarda 4.) s ınıf ında başlar. 7. s ı n ı fta<br />
Almanca ve Frans ızca dillerinden biri seçilir (göçmen ö ğrenciler. ikinc ı dil<br />
olarak anadillerini seçebilirler).<br />
Temel okuldan sonraki lise ö ğrenimi 2, 3 ve 4'er v ı ll ıkt ır (teknik bölüm 4:<br />
ekonomi; do ğabilim, toplumbilim, dil-yaz ın-tarih 3'er; ötekiler 2' şer y ı ll ı k -<br />
t ır). İki y ıll ık liseleri bitirenler, üniversiteye (do ğrudan) giremezler. 2 y ıll ık<br />
i ş okullar ının son sın ıflar ı nda derslerin bir bölümübir i şyerinde (çal ışılarak)<br />
sürdürülür.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA<br />
150<br />
Temel okulu bitirip de, bir üst okula giremeyenlerden<br />
işsiz kalanlara (16-17 ya ş ) türlü kurslar düzenlenir. Belediyelerin,<br />
18 ve 19 ya şlarındaki tüm gençlere (geçici de olsa) i ş bulmas ı<br />
zorunludur.<br />
DEVLETIN E Ğ ITIM GIDERLERI<br />
(1984-85)<br />
Ulusal<br />
Gelirdeki<br />
Ki şi Ba şına<br />
İsveç Kronu<br />
Yüzdesi<br />
ISVEÇ 7,5 7.800<br />
İsviçre 4,9 7.700<br />
Norveç 6,7 7.100<br />
Danimarka 6,6 6.500<br />
Kanada 7,2 6.000<br />
ABD 6,8 5.900<br />
Japonya 5,6 5.800<br />
Hollanda 6,9 5.800<br />
Avusturya 5,8 5.200<br />
Belçika 6,1 4.900<br />
Finlandiya 5,5 4.800<br />
B Almanya 4,6 4.600<br />
İngiltere 5,2 3.100<br />
Italya 5,7 2.600<br />
(Kaynak: Svenska Dagbladet, 11 Ocak 1989)<br />
Okullarda geçerli kurallar müdür, ö ğretmen ve ö ğrenci<br />
üçlüsünün kararlar ı ile al ınır. Temel okulda bile, ö ğrencilerin sigara<br />
içebilmeleri için özel yerler (rökruta) ayr ılmışt ır(*). Uzun<br />
saç askerlikte de serbesttir. Bo ş zamanlar ı de ğerlendirmek amacıyla<br />
(ders saatleri d ışında da) tiyatro, müzik, masa tenisi, dans<br />
*) Helsingborg'taki Frederiksdal Temel okulu son bölüm (7, 8 ve 9. s ın ı f)<br />
öğrencileri, okullar ında öpüşme ve kucakla şma yasağı bulundu ğunu öne<br />
sürerek, kendilerine "öpü şme yeri" sa ğlanmas ını istediler. Haberi veren 8<br />
Nisan 1981 tarihli GT, bu konuda ö ğrencilerin görü şlerini şöyle özetliyor:<br />
"- Okul yönetimi, okulda biraz a şırı duygusal (romantik) oldu ğumuzu düşünüyor.<br />
(...) Biri, birini kucaklasa, hep böyle yorumlan ıyor."<br />
Okul Müdürünün görüşü de şu:<br />
" Daha çok, ö ğrenciler yasaktan söz ediyorlar. Biz, kucakla ş man ın yasak<br />
oldu ğunu söylemedik..."<br />
Okulda "sigara içme yeri" var. Şimdi "öpüş me yeri" isteniyor.
EĞİ T İ M, ARA Ş TIRMA VE ÖRGÜTLER 151<br />
vb gereksinimlerin kar şılanması için gençlik evleri (ungdoin-<br />
gârd) bulunur. Kimi okullar ın içinde de yüzme havuzu vard ır.<br />
Temel okulda da i ş atölyeleri bulunur (3-6 ya ş çocukların<br />
ın "oyun" okullarında bile i ş eğitimi uygulan ır. K ız öğrenciler<br />
de, erkek arkada şları gibi çekiç, testere, rende vb araçlar ı<br />
kullan ır. Marangoz masas ı, küçüklerin boylar ına göredir). Temel<br />
okulun tekstil, a ğaç ve metal i şlerinde de k ız-erkek ayr ımı yoktur.<br />
Dilenen bölümler seçilir. K ızlann a ğaçtan masa yapmas ı ;<br />
erkeklerin de kendilerine giysi dikmesi ola ğand ır.<br />
DI Ş ARDAK İ Ö Ğ RENC İ SAYI S I<br />
(1986-87 Ders Y ı l ı nda K ıtalara Da ğı l ım)<br />
Avrupa 495<br />
Asya 168<br />
Afrika 335<br />
Amerika 84<br />
TOPLAM 1.082<br />
Ev ödevi çok verilmez. Ö ğrenci, kimbilir hiç kullanamayaca<br />
ğı bilgilerle yüklenmez (*). Örne ğin konuk olarak bir okulun<br />
8. s ınıfına girsem, ö ğrencilerin Türkiye üzerine bilgileri olmadığın<br />
ı anlar ım. Konuk Türk olunca, Türkiye üzerine d(inü şür ders.<br />
Kimi kez bir Türkiye haritas ı çizmem; üzerinde kenyimin yerini<br />
göstermem gerekir. Türkiye ile Isveç aras ındaki benierlikler-karşıtl<br />
ıklar tart ışılır; Türkiye'ye nas ıl gidilece ği ara ştırıl ır.<br />
Bir sın ıf olu şturabilecek denli (25 ki şi kadar) göçmen<br />
gruplar ına, temel okulun 1-6. s ın ıflar ında dersler anadillerinde<br />
*)1980'de yap ılan bir ara şt ırmaya göre, temel okulun 6. s ınıf ö ğrencilerinin<br />
beşte biri 3891a, 127'yi toplayam ıyor. Her iki öğrenciden biri, 366'dan<br />
177'yi ç ıkaram ıyor; 47 ile 46'y ı çarpam ıyor. 1987'de, 219 7. s ın ıf öğrencisini<br />
kapsayambir ara.ş t ıtmada, ö ğrencilerin yaln ızca %15'inin akrep-yelkoyanl<br />
ı duvar saatini okuyabildikleri saptand ı. Bu yeteneksizliklerin, çok<br />
yayg ın olarak kullan ılan hesap makinesi ve dijital (say ıl ı) saatlerden kaynakland<br />
ığını ileri sürenler var.<br />
1989'da yap ılan bir ara şt ırmaya göre de, temel okullar ın son s ın ı flar ındaki<br />
öğrencilerin %8-9'unun okuma-yazmay ı iyi bilmedikleri saptanm ış t ır. Arbetet<br />
<strong>Gazetesi</strong>nin yapt ığı bu ara ştırmaya dayanarak, yar ım milyon Isveçlinin<br />
iyi okuyup yazamad ığı san ılmaktad ır.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 152<br />
verilir(*). S ınıf olu şturamayanlara anadili dersi haftada 2-3 saattir.<br />
Stokholm'daki bir temel okulda, 55 dilde anadili ö ğretimi<br />
yapılıyor (1988). Anadilini iyi bilen ki şinin, İsveççeyi daha kolay<br />
öğrenebilece ği düşünülmektedir.<br />
Isveç'e ö ğrenim amac ıyla gelecek yabanc ılar için özel<br />
ko şullar geçerlidir. Bunlar ın, Isveç'e gelmeden önce oturma izini<br />
almalar ı gerekir. Dersler İsveççedir. Kimi üniversitelerde göçmenlere<br />
Isveççe ön kurslar düzenlenir. Ingilizce bilinmesi de istenir.<br />
Konuk ö ğrenci, ö ğrenim süresince kendini geçindirebilmeli;<br />
ö ğrenim sonunda yurduna dönmelidir.<br />
Üniversitelerde ö ğretim görevlileri hükümetçe atamr(**).<br />
YA Ş LILARIN E Ğ ITIMI<br />
İlki 1893'te aç ılan; 1920 ve 1930'larda ülke düzeyine<br />
yay ılan (bugün de i şlevini sürdüren), zaman ının görkemli yap ıları<br />
olan halkevlerinin (folkets hus), i şçi örgütlerinin özellikle ekinsel<br />
yap ısının olu ş masında büyük katk ısı olmu ştur.<br />
*) Isveç'te uygulanan anadili e ğitiminde ö ğretmen sorunu tart ışılagelmi ş tir.<br />
ö ğretmen kökenli kisiler dururken. kimbilir, ilkokul ö'ğ reniminden bile<br />
geçmemiş kişilerin ö ğretmen olarak atand ıklar ı çok görülmüştür. Bu konuda,<br />
1974'ten olacak, ilginç bir örnek var: Isveç'te on be ş y ıl oturan öğretmen<br />
kökenli (Türkiye'de on iki y ıl öğretmenlik yapan) bir arkadaş , Göteborg<br />
Ili E ğitim Müdürlü ğüne başvurarak ö ğretmenlik ister. Ald ığı olumsuz<br />
yan ıtın gerekçesi şudur: Isveççe bilmemek ve ö ğretmen aç ığı bulunmamak.<br />
Aradan bir hafta geçmeden, arkada şın temel okuldaki çocu ğuna Türkçe<br />
dersi için .atanan yeni öğretmen, aileyle de tan ış mak ister. Anla şıl ır ki, yeni<br />
atanan ö ğretmen, ö ğretmen kökenli de ğildir, Türkiye'den geleli alt ı ay bile<br />
olmamış t ır ve de Isveççe bilmez!<br />
**) Roland Hundford, Isveç'i tümüyle olumsuz yönde ele ştiren "Yeni Bask ı -<br />
c ılar" adli yap ıt ında üniversite e ğitimine de de ğinir:<br />
.. Üniversiteler de reformistlerce merkezi otoriteye ba ğlanm ış t ır. Okullar<br />
gibi, üniversiteler de kilisenin egemenli ği alt ındayd ı. Bilim özgürlü ğü kavram<br />
ı bilinmiyordu. Üniversitelerin özerkli ği istenmiyordu. Çünkü özerklik, düşüncenin<br />
denetlenmesine engel olacakt ı. Başından beri, ö ğretim görevlileri<br />
doğrudan hükümetçe atanmakta, ö ğretim izlencesi, dahas ı her derste ele al ınacak<br />
konular en ince ayr ınt ılarına dek kilise görevlileri ve hükümet yetkililerince<br />
kararlaş t ır ılmaktayd ı. Bu düzenleme hiçbir zaman bozulmad ı. Ancak,<br />
sonraki dönemlerde kilisenin i ş levi tümüyle ortadan kald ırılarak, devletin denetimi<br />
egemen k ıl ınd ı. Buyurgan yönetimlerin d ışında, dünyada birkaç; Bat ı<br />
Avrupa'daysa, Fransa da içinde olmak üzere, hiçbir ülkede e ğitim düzeni bu<br />
ölçüde bir örnek, hükümet denetimi alt ında de ğildir."<br />
(Roland Hundford, The New Totalitarians, Londra 1975, Sayfa 206)
EĞ ITIM, ARA Ş TIRMA VE ÖRGÜTLER<br />
Isveç'te ö ğrenimin ya şı yoktur. Ö ğrencilerin ya ş ortalamas<br />
ı yüksektir. 20-65 ya şındakilerin yar ıdan ço ğu, yar ısın ı kad<br />
ınlar ın olu ş turdu ğu (1986-87'de 309 bin yerde 2.610.000 ki şi )<br />
öğrenim etkinliklerine kat ı l ır. Belediyelerin, sendikalar ın, kiliselerin<br />
ve kimi öteki kurulu şlar ın halk okullar ı vard ır. Eğitim etkinliklerine<br />
kat ılanlar, ço ğu durumda ödence de al ırlar.<br />
YÜKSEK Ö Ğ RET İ MDE<br />
Ö Ğ RENIM YA Şİ<br />
(1981 -82 Öğretim Y ıl ında Ya şları 25 ve Daha Yukar ı<br />
Olanlar ın Yüzdesi)<br />
İngiltere<br />
Fransa<br />
B Almanya<br />
Isveç<br />
Tüm<br />
Öğrenciler<br />
ogrenime<br />
Yeni<br />
Baslayanlar<br />
19,6 16,7<br />
32,5 9, 1<br />
40,2 8,7<br />
61,8 54,6<br />
(Kaynak, The Economist, Ingiltere, 13 Ekim 1988)<br />
Göçmen i şçiler 700 saat Isveççe dersi alabilirler. Ders<br />
saatleriyle i ş saatleri çak ışıyorsa, i şten izinlidirler ve para kayb ı -<br />
na uğramazlar. Emekli göçmenler de, Isveççe kurslar ına katılınca<br />
para al ırlar.<br />
HALK YÜKSEK OKULLAR İ<br />
ÜZERINE B İ LG İ LER<br />
- Halk yüksek okullar ı, genel bilgiler edinilen, ülkenin en eski e ğ itim<br />
kurumlar ıd ır.<br />
- Halk yüksek okullar ı , öğrenim izlencelerini kendileri haz ırlarlar.<br />
- Halk yüksek okullar ı n ı il genel kurullar ı ya da çe ş itli kurulu şlar (halk<br />
örgütleri, yard ı m dernekleri vb) d üzenler.<br />
- Ülkede 127 halk yüksek okulu b ulunur.<br />
- Her y ıl 18 binden çok ki şi halk okullar ı nda uzun öğ renim görür.<br />
- Her y ı l 230 bin ki ş inin kat ı ld ığı 12 bin k ısa süreli Kurs düzenlenir.<br />
- Halk yükseksokullar ı n ı n uzun süreli ö ğrenimipden geçenler, temel<br />
okulu bitirme ya da üniversite ve yüksek okullara Tiri ş yeterlili ği belgesi<br />
al ı r.<br />
(Kaynak: Göteborgs Posten, 16 Mart 1988)<br />
153
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 154<br />
Ya şlılar eğitiminin bu denli yayg ın olması, ba şl ıca şu<br />
gerekçelere ba ğlan ır:<br />
"Bugün, gerek çok iyi ö ğrenim görmü ş gençlerle, (ö ğrenime<br />
olanak bulamam ış) ya şl ılar aras ında; gerekse pek küçük<br />
az ınlığın ın ilkokul sonras ı öğrenimi görebilmi ş yaş lı ku şak için-<br />
OKUYUP YAZMASI YOKTU<br />
Tümüyle masal ımsı olan bu öyküye yetkililer inanmad ı . Ama ku şkusuz<br />
do ğruydu. Elli ya şında bir Kuzeyli, hiç okuyup yazmas ı olmadan, ya şamı<br />
süresince seçkin i şlerde çal ışt ı. Askerli ğini yapt ı , aile kurdu. Yaşam ı<br />
boyunca hiçbir okula gitmeyen bu karacahil, toplumun içinde ola ğan<br />
bir ya şam yaşad ı .<br />
Yaln ızca saati bilen ve say ılar ı okuyabilen Kuzeylimiz, yüzde yüze yak ın<br />
olarak bu sakatl ığını saldayabildi. Ama durumlar ı düzeltebilmek için,<br />
kendini çok zorlad ığı oluyordu. Şimdi durumu bilen ilgililer, onu gözünden<br />
kaç ırm ış bulunan öteki ilgililerin yapt ığı bu eğitim yanlışını<br />
düzeltebilmek için bir yol bulam ıyorlar. Isveç'te böyle birinin bulunabileceğine<br />
inanmak bile çok güç...<br />
I şte onun yaşam öyküsü:<br />
Ailenin en yaş l ı çocuğu olarak, Kuzeyde bir iç köyde do ğdu. Yedi yaşına<br />
geldiğinde, ilgililer onu okul için aramaymca, evde kal ıp çal ışmay ı<br />
sürdürdü. Babas ı okumaya karşı ilgisizdi. On ya şına gelince bir çiftlikte<br />
iş tuttu. I şini iyi yap ıyor, okula gitmemekle yanl ış yolda olduğunu da<br />
dü şünüyordu. Ama on ya şındaki çocuk bu konuyu kiminle tart ışacakt ı?<br />
En iyisi, okuma yaznia bilmediğini saklamak için elinden geleni yapmakt<br />
ı . Say ıları istemi dışında belledi. Imzas ın ı da öğrendi. Bu, ya şamının ilk<br />
okuluydu.<br />
Askerliği istediğinden de iyi geçti. Ilk üç ayda hiç pürüz ç ıkmadı. Sonra<br />
dersler ve yazd ılar ba şlay ınca iş değişti. Ilk yaz ılıda, önüne beyaz ka ğıt<br />
konulunca bir kolay ın ı bulup subaya f ısıldad ı :<br />
"-Okuyup yazmam yok benim!"<br />
Subay ak ıll ı adamd ı. Durumu bir büyü ğüne aktard ı. Kuzeyliyi, subayların<br />
yemek yedi ği bölüme verdiler. Askerli ğinin sonuna dek orada kalarak,<br />
subaylara yemek servisi yapt ı .<br />
Sonra madende, ormanda, kamu kesiminde çal ışt ı . Kazanc ı iyiydi. Evlendi,<br />
çocuklar ı oldu. Sakatl ığın ı karıs ı biliyor: ka ğıtlar ı doldurma ve i ş<br />
düzeninde yard ımc ı oluyordu. Çocuklar durumu bilmiyordu. Kuzeylimiz<br />
şöyle aç ıklad ı bunun nedenini:<br />
"-Çocuklar yeterince büyüyünce, onlara gerçek durumu söylüyorum. Küçükken<br />
söylersem, babalar ın ın okuma yazma bilmedi ğini arkada şlar ına<br />
anlatabilirler..."<br />
(Expressen, 20 Kasun 19701
EĞİ T İ M, ARA Ş T İ RMA VE ÖRGÜTLER 155<br />
de büyük öğrenim e şitsizlikleri bulunuyor. Son zamanlarda ya şlı<br />
kuşa ğın eğitimi için çok yat ır ım yap ılarak, bu ku şak, kendi<br />
yararlanmaks ınn eğitim için vergi ödeme zorunlulu ğunda b ırakılmam<br />
ış oluyor."<br />
DEVLETIN EK İ N DESTE Ğ I<br />
Radyo-tv Çal ış malar ı İçin Al ınan Tv Ödenti Girdileri<br />
D ışında, 1988-89 Bütçe Y ıl ı, Yüzde Olarak)<br />
Tiyatro, Dans ve Müzik 37<br />
Günlük Gazete ve Dergiler 23<br />
Belgelik (Arşiv), Müze ve Sergiler 22<br />
Yaz ın ve Kitapl ıklar 6<br />
Film, Ses Alma vb 3<br />
Resim, Yontu vb 2<br />
Öteki Ekinsel Çal ışmalar 7<br />
TOPLAM 100<br />
(Kaynak: Regeringens budgetforslag, 1988)<br />
KITAPLAR / K İ TAPLIKLAR<br />
Oturma odas ın ı fincanlarla de ğil, kitaplarla süsler Isveçli.<br />
Bir ara ştırmaya göre, süreli yay ınlar d ışında, halk ın %65'inin iki:<br />
%28'inin be ş metre boyunda (rafa dizilen kitaplar ın s ırt uzunluğu)<br />
kitab ı vardır. %25'i çeviri olmak üzere, y ılda 10 bin dolay ında<br />
kitap yay ınların-. 1983'te, Isveç'te bas ılan ilk kitab ın 500. y ılı<br />
kutland ı .<br />
Okullar için yazdanlar da içinde, y ılda 78 milyon -dolay<br />
ında kitap sat ıl ır. 1940'larda kurulan kitap kulüpleri, bir ara<br />
(1970 11i y ıllann sonlarına do ğru) ülke düzeyindeki sat ışların yarı -<br />
s ından ço ğunu gerçekle ştirdi.<br />
Halk (belediye) kitapl ıklar ından, evde okunmak üzere<br />
kitap alabilmek için, üzerinde kimlik ve kod yaz ılı kart gereklidir.<br />
Yaln ızca belediye s ın ırlar ı içindeki kitapl ıklarda geçerli olan bu<br />
kart, herhangi bir kitapl ıktan (paras ız olarak) edinilebilir. Oturulan<br />
yerin d ışındaki kitapl ıklardan da kart edinilebilir.<br />
Ki şi, alaca ğı kitab ı raflardan kendi seçer. Katolodardan.<br />
mikrofilmlerden yararlanma olana ğı var. Gerekti ğinde görevli-
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA - İ SVEÇ- 156<br />
den yard ım da istenebilir. O kitapl ıkta bulunmayan kitaplar,<br />
ba şka kitapl ıklardan getirtebilir(*). Ki şi, ta şıyabileceği çoklukta<br />
kitap alabilir. Paras ızd ır. Ansiklopedi, sözlük vb yap ıtlar evlere<br />
verilmez. istenilen sayfalann t ıpk ıçekimi (kimi kitapl ıklarda parasız<br />
olarak ya da çok az bir parayla) edinilebilir. Elinde kart<br />
ı olan ki şinin bir kitap olma i şlemi birkaç saniye sürer. Kitab ı<br />
evde tutma süresi üç haftad ır (üniversite kitapl ıklar ında bir ay).<br />
Süre geçirilirse ödence verilir.<br />
BASIN-YAYINA AYIRDIKLARI ZAMAN<br />
(9-79 Ya şındakiler, Günde Yakla şık 6 Saat)<br />
1979<br />
Dakika<br />
1987<br />
Dakika<br />
1987<br />
Yüzdesi<br />
Radyo 121 129 34<br />
Tv 109 120 32<br />
Kaset (bant) 21 27 7<br />
Sabah <strong>Gazetesi</strong> 24 24 7<br />
Kitap 18 23 6<br />
Plak 16 16 4<br />
Akşam <strong>Gazetesi</strong> 12 10 3<br />
Dergi ? 8 2<br />
Haftal ık Yay ın ? 8 2<br />
Video 0 9 2<br />
Çizgili-Resimli Yay ın ? ? 1<br />
(Kaynak: Valfards Bulleta ıen, Sayi 2, 1988)<br />
200 bine yak ın kitab ı ses bantlar ından izleme olas ı .<br />
Tüm büyük kitaplıklarda kitaplar, çal ınmaya kar şı kod<br />
lanmışt ır. Ki şi, bilgisayarlı işlemden geçmeyen bir kitab ı cebine<br />
(çantas ına) koymaya kalkarsa, ç ıkış kap ısında alarm (bip bip)<br />
çalar.<br />
Kitapl ıklardan, y ılda 80 milyona yak ın. kitap al ın ır. Bu<br />
yolla kitab ı alınan yazara (al ındığı çoklu ğa e şit), Isveç Yazarlar<br />
Fonundan para ödenir (1988'de al ım ba şına 48 öre/kuru ş ).<br />
*) Göteborg Ana Kitapl ığında çal ış an Dan ışman-Uzman Heli Hasara, "Ak<br />
Zambaklar Ülkesinde-Finlandiya" yap ıt ın ın (13. sayfadaki dipnot) 1978'de<br />
Finceye de çevrildi ğini söylemi şti. Ama bu yap ıt, Isveç kitapl ıklar ında<br />
yoktu. Mölndal Ana Kitapl ığından yard ım istedim. Kitapl ık, an ılan Fince<br />
bask ıy ı, (benim için) Finlandiya'dan (üç haftada) getirtti (HTY).
EĞİ T İ M, ARA ŞTIRMA VE ÖRGÜTLER 157<br />
Kitap yazanlara, bast ırabilmeleri için parasal yard ım da yap ıhr(*).<br />
2.200 halk k ıtapl ığı ; 125 kitaplık otobüsü bulunur.<br />
Büyük kitapl ıklarda dünyan ın belliba şlı süreli yay ınlar ı<br />
sergilenir. Stokholm Ana Kitapl ığında, 30'u Latin abecesi d ışında<br />
basılı, 80 dilde kitaptan ba şka, yabanc ı 370 süreli yay ın sergilenir.<br />
Benden ba şka Türk okuru bulunmayan Mölndal Ana Kitaplığına<br />
(salt benim için) günlük bir Türk gazetesi getirtilir. Bir<br />
dizi de Türkçe kitap bulunur. Kitaplar aras ında iki. de Isveççe<br />
-Türkçe sözlük var. Yaln ızca Stokholm ili kitapl ıklanndalci Türkçe<br />
kitaplar ın say ısı 17 binden çoktur.<br />
Bo ş Zaman Etkinlikleri Üzerine<br />
K İ M İ VER İ LERDEKI<br />
GEL İŞİ M<br />
1950<br />
Konut<br />
Ki şi Ba şına<br />
GBaazşıentae<br />
nut Halk (Belediye)<br />
şuotaxiıklar ından<br />
unç Kitap<br />
? 2,5<br />
Ki şi<br />
Başına<br />
Sinemaya<br />
Gidi ş<br />
?<br />
1.000<br />
Ki şiye<br />
Tv<br />
?<br />
1 .000 Ki şide<br />
tezi Amaçl ı<br />
(Chanel.)<br />
Y urtdışı Ç ıkışı<br />
0,6<br />
1.000<br />
Ki şiye<br />
Binek<br />
Arabasi<br />
36<br />
1955 ? 3,5 10,6 ? 1,4 87<br />
1960<br />
1965<br />
1970<br />
1975<br />
1980<br />
1,5<br />
1,56<br />
1,65<br />
1,58<br />
1,46<br />
4,3<br />
4,5<br />
6,5<br />
8,9<br />
9,3<br />
7,4<br />
4,9<br />
3,5<br />
3,1<br />
2,9<br />
138<br />
268<br />
310<br />
354<br />
380<br />
8,8<br />
40,9<br />
65,5<br />
104,2<br />
110,0<br />
159<br />
231<br />
283<br />
336<br />
347<br />
1985<br />
1986<br />
1987<br />
1,38<br />
1,39<br />
1,33<br />
8,9 1<br />
8,6<br />
8,5<br />
2,2<br />
2,0<br />
2,1<br />
390<br />
391<br />
391<br />
106,1<br />
124,5<br />
148,9<br />
377<br />
388<br />
400<br />
(Kaynak: VWf ğrds Bulletine, Say ı 4, 1988)<br />
Demirbaş Şarl' ın (Karl X11) uzun y ıllar hiç y ıkanmamış<br />
olduğunu söylemi şti' biri. Ama bu bilginin kayna ğın ı ansıyamıyordu.<br />
Şarl üzerine okuduğum yap ıtlarda ben de rastlayamam ıştım.<br />
bu bilgiye. Yeni yap ıtlar kan ştırdım, yine yoktu. Kitaphk<br />
görevlisi birinden yard ım istedim. Bir süre sonra görevliden şu<br />
yaz ılı yan ıt geldi:<br />
"... Karl Xllenin sudan korkması nedeniyle hiç y ıkanmadığı<br />
üzerine. Ben, üstünkörü olarak, Fryxell'in, Karl XII üzerine<br />
*) Bu kitab ım ız için (Bolluk Ülkesi Isveç kitab ım ız için de) hiçbir yerden<br />
yard ım almadık (HTY).
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 158<br />
tarihsel anlat ılar ına göz gezdirdim, ama hiç ipucu bulamad ım.<br />
Kitapl ıktaki. arkada şlarla bir araya geldi ğimizde, konuyu onlara<br />
da açt ım. Ama sana, Karl X11 üzerine kitaplar sun ınaktan öte<br />
yararl ı olamayaca ğım. İş saatleri içinde oturup da, bu kitaplar ı<br />
okuyarak bilgi kovalama olana ğmuz yok."<br />
EN BÜYÜK BE Ş GAZETE<br />
(1988) Pazar Bask ı<br />
Siyasal Tutumu Say ısı<br />
Pazar Dışı<br />
Baskı Say ı s ı<br />
Expressen Halk Partisi 695.401 577.713<br />
Dagens Nyheter Ba ğı ms ı z 502.385 404.334<br />
Aftonbladet Sosyal Demokrat 482.954 400.783<br />
Göteborgs Posten Halk Partisi 314.295 280.781<br />
Svenska Dagbladet Il ı ml ı lar Partisi 236.045 223.309<br />
Not: Expressen ve Aftonbladet, ö ğleden sonralar ı ve yar ım boy (tabloid) olarak ç ıkar.<br />
(Kaynak: Svenska Dagbladet, 1 Mart 1989).<br />
GAZETELER<br />
Isveç, bas ına özgürlük tan ıyan ilk ülkedir (1766). Her<br />
yurtta ş , çok özel durumlar d ışında, belediye ya da devlet belgelerini<br />
görebilir. Polis telsizi dinlenebilir. Isveç Bas ın Konseyi<br />
1916'da (dünyada, ilk) kuruldu. Bugün, her bin İsveçliye 525<br />
günlük gazete (ve 322 haftal ık dergi) dü şer.<br />
Sabah gazeteleri, daha çok abone olunarak izlenir. Her<br />
aile, bölgesindeki gazetelerden birini izler. Da ğıt ıcılar, sabahın<br />
05-06's ında gazeteleri, konutlar ın posta kutular ına (birle şik konutlarda<br />
oturanlar ın kapılar ındaki posta deliklerinden) b ırakırlar.<br />
1984'ten beri, Stokholm'da ç ıkan iki gazete (Dagens<br />
Nyheter ve Svenska Dagbladet) ülke düzeyinde da ğıt ıhr. Bu iki<br />
gazete, öteki yerel gazetelerle beraber (sabah ın 05-06's ında) Isveç<br />
düzeyinde tüm abonelerine ula şır(*).<br />
*) Dagens Nyheter gazetesinden Kjell Hansson'dan ald ığım ız bilgiye göre,<br />
bu gazete ülkenin üç yerinde (Stokholm, Ume5 ve Jönköping) bas ılarak,<br />
tüm öteki yerel gazetelerin da ğıt ım h ız ıyla konutlara ulaşır. Ancak, yerle ş -<br />
me birimlerinden ayr ı bulunan çok az say ıdaki konuta da ğıtıc ı yollanamaz.<br />
Bu durumda olanlar ın gazeteleri (tüm öteki yerel gazeteler gibi) postayla<br />
yollan ır ve o (gazetenin ç ıktığı) gün ellerine geçer.<br />
Kimi gazeteler, görmezler için ses band ı yay ımlar. Gazete dizilirken (dizgi<br />
makinesinin tu şlarına basarken) seslendirilen bant, ço ğaltılarak, görmez okurlara,<br />
gazete da ğıtım h ız ıyla (sabah ın 05-06's ında) ulaşır.
EĞITIM, ARA Ş TIRMA VE ÖRGÜTLER 159<br />
Kentlerde tek gazeteye do ğru gidilmesi, gazetelerin büyük<br />
holdingler elinde toplanmas ı sonucunu do ğuruyor. Bu da<br />
düşünce özgürlü ğünü k ısıtl ıyor. Bu durumu önlemek amac ıyla<br />
devlet, durumu iyi olmayan (özellikle kentlerdeki ikincil) gazetelere<br />
yard ım yap ıyor. Tüm gazetelere, reklam d ışında kulland ıkları<br />
kağıt oran ında yard ım da yap ılıyor. Gazeteleri korumak<br />
amac ıyla radyo ve tv'de reklam yay ımlanmaz(*). Yararli kurulu<br />
şlar ın organlan ve ekinsel dergiler de devlet yard ımı al ır.<br />
I)9 büyük kentin (Stokholm, Göteborg, Malmö) gazeteleri<br />
her gün; ötekiler pazar d ışında her gün yay ımlanır.<br />
HAFTALIK DERGILER<br />
(1988'deki Bask ı Say ı lar ıyla)<br />
Aret Runt 345.293<br />
Hemmets Veckotidning 303.573<br />
Al lers 292.965<br />
AllassVeckotidning 223.280<br />
ffint i Veckan 187.695<br />
Svensk Damtidning 177.501<br />
Vecko-Revyn 115.864<br />
Damernas Vkld 111.687<br />
(Kaynak: Svenska Dagbiadet, 1 Mart 1989)<br />
Stokholm'de 1645'te yay ımlanmaya başlayan dünyan ın en<br />
eski gazetesi "Post-oeh Inrikes Tidningar", 345 y ıld ır (1989)<br />
yay ınını sürdürüyor.<br />
ARA Ş TIRMA<br />
Kraliyet Bilimler Akademisi (KVA) 1739'da kuruldu.<br />
Bugün Isveç'te ara ştırma ve geli ştirme kurulu şlar ı o denli çoktur<br />
ki, bunların adlar ını bile sıralamak uzun yer tutar. Isveç bilim<br />
adamları, özellikle 1870'lerden sonra bulduklar ı ya da geli ştirdikleri<br />
yöntemlerle ülkelerini üstün duruma getirdiler. Isveç yapımlann<br />
ın baş alıcıları gelişmiş endüstri ülkeleridir.<br />
.*) Reklamlara da yer verilen yabanc ı uydu yay ınlarının Isveç'te de izlenmesi<br />
sonucu, son zamanlarda Isveç tv'lerinde de reklama yer verilme<br />
tart ışmalar ın ı gündeme getirdi (1988 sonunda her alt ı konuttan biri, kimi<br />
14 kanala varan uydu yay ınlarını izleyebiliyordu. Uydu yay ınlar ına<br />
ba ğlanma h ız ı, ayda 30 bin konuttur).
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A —ISVEÇ— 160<br />
Özellikle 1970'lerin akaryak ıt bunall ınlyla beraber, endüstride<br />
ara şt ırma ve geli ştirmelere büyük paylar ayr ılmaya ba ş -<br />
land ı. Yüksek okullarla ara ş t ırma-geli ş tirme kurumlar ı ve endüstri<br />
aras ında s ık ı bir ba ğ bulunur. Üniversite ve yüksek okullardaki<br />
ö ğrencilerin 20'si, teknik ve do ğa bilimleri dallar ında ii0::renim<br />
görür.<br />
1981'de %2,3 olan, ulusal gelirin ara ş t ırma ve geli ş tirmelere<br />
ayr ılan pay ı, 1987'de 30 milyar kronla c'c3'e ula şt ı (dünyada<br />
en çok). Bu kesimde, 22 bini ara ş t ırı cı olmak üzere 52 bin ki ş i<br />
çalışıyor.<br />
ARA Ş TIRMA VE GEL İŞ T İ RMELERE<br />
G İ DERLERDEN AYRILAN PAY<br />
(1985'te Yüzde Olarak)<br />
ISVEÇ 3,03<br />
B Almanya 2,42<br />
ABD 2,32<br />
Japonya 2,11<br />
(Kaynak: Ny teknik, 21 Nisan 1988)<br />
Devlet dairelerinde i şini görmeye gelenlere çay-kahve sunulmaz.<br />
"Odac ı " olarak adland ırılan görevli bulunmaz. Bakanl ıklar<br />
ın kimi (genel) müdürlükleri ba şkent Stokholm d ışındad ır(*).<br />
B İ R İ NC İ LER YARI Ş IYOR<br />
... "Y ıl ın Bulucusu" aç ıklan ırken, yeni bulu şlar, yeni yap ımlar ve teknik<br />
aktar ımlar da sergilenecek...<br />
Her y ıl ın oca ğında, ülkenin her yerinde birinciler seçilir. Belediye düzeyindeki<br />
yar ışmalardan, il düzeyindeki yar ışmalara geçilir. İI birincilerini<br />
Geliştirme Fonu seçer.<br />
... Ekonominin seçkin temsilcilerinden olu şan Ulusal Seçici Kurul (da)<br />
y ı l ın bulucusunu seçer. Bu, kim olur, 17 Kas ımda, saat 12`cleki aç ıl ışta<br />
göreceğiz. Sergi (fuar) 20 Kas ıma dek sürecek.<br />
(Mekanik information, Say ı 6, 1988)<br />
*) Stokholm İli d ışında bulunan kimi kurulu şlara örnekler: Trafik Genel<br />
Müdürlü ğü. (TSV), Borl&ıge'de; Devlet Göçmen Dairesi (SIV), Norrköping'<br />
te; Askerlik Personel Dairesi (VPV), Karlstad'ta; Trafik Güvenli ği Dairesi<br />
(TSV),--örebro'da; Merkez ö ğrenim Kredi Kurulu (CSN) , Sundsvall'da;<br />
Yarg ısal Yard ım Denetim Dairesi (DV), Jönköping'te.
ARA Ş TIRMA VE ÖRGÜTLER 161<br />
TÜM DÜNYA BIZDEN Ö Ğ REN İ YOR<br />
Do ğaya uyumlu ka ğıt hamuru ve ka ğıt endüstrisi konusundaki ara şt ı rma<br />
ve geli ştirmelerde Isveç çok önde gidiyor. Tüm dünyadan, görmek ve<br />
öğrenmek için bize geliyorlar.<br />
Geli ş me h ı z ı, ölçüm yöntemlerinde de belirgindir. Bir göle dökülen bir<br />
kadeh alkolü, ölçüm araçlar ı belirleyebiliyor...<br />
(Isveç Selüloz ve Kü ğıt Fabrikalar ı Birli ğinin -SCPF- 1988'deki bir duyurusundan)<br />
16. yy'da Kral Gustav Vasa, ülke topraklar ının say ımının<br />
(kadastro) yap ılmas ın ı ister. Bu, topraklar üzerinde ya şayan kişilerin<br />
de say ımı anlam ına gelir.<br />
17. yy'da piskoposlar, rahiplerden, bölgelerinde sürekli<br />
istatistik tutmalar ını isterler. Vaftiz, evlenme, ölüm istatistikleri<br />
tutulacakt ır. 1749'da devlet, kilisenin tuttu ğu bu bilgileri de ğerlendirmeye<br />
ba şlar (dünyada ilk devlet istatisti ği). Geleneğin<br />
uzant ıs ı olarak, 1970'e dek bu bilgileri kilise tutard ı (1970'te<br />
bilgisayara devredildi). Bugün kilise bir tür "muhtarl ık" görevi<br />
de yapar (örne ğin oturma belgelerini kilise onaylar).<br />
Isveç yurtta şı, dünyada en çok kütü ğe geçen (fi şlenen)<br />
yurtta ş tır. Her yurtta ş 50-300 konuda bilgisayara geçer. Herkesin<br />
bir ki şisel say ısı bulunur. Ad önemli de ğildir. Ki şi, adını be ş<br />
dakikada de ğiştirebilir. Ama ki şisel say ı değişmez. Tüm işlemler<br />
bu say ıya(*) göre yap ılır.<br />
Yaln ızca ki şiler de ğildir bilgisayara geçen. 5-6 y ıl oluyor,<br />
arabam ı onarım için b ırakacakt ım. Görevli, araban ın plakasm ı<br />
sordu. Verdim.<br />
"- Kay ı tlarda böyle bir araba yok!" dedi.<br />
Say ılar ı de ği ştirip söyledim, yine yoktu. Gidip, araban ın<br />
plakasındakileri yaz ıp getirdim, "tamam"d ı. Benim ad ımla bera-<br />
Çevre temizli ği söz konusu olunca, biz, dünyan ın öteki yerlerinden 20<br />
y ıl ilerdeyiz! Bizim için en önemli sorun, (bu konudaki) uluslararas ı<br />
ortak çal ış malar ı n geli ştirilmesidir. Valfrid PAULSON<br />
INy teknik, 28 Nisan 1988)<br />
*) On say ıdan olu şan kişisel say ı, dört öbekten olu şuyor. örne ğin benim<br />
ki şisel say ım 330620-9630'dur. Iki şer iki şer ilk üç öbek do ğum y ıl ı, ay ı ve<br />
gününü gösterir (1933, Haziran, 20). Son say ılar (9630) da bir günde doğanlar<br />
ay ırır.<br />
F 11
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> <strong>VARSILLIĞA</strong> —ISVEÇ— 162<br />
ber araban ın kütüğü görüntüye yans ıd ı. Bundan önceki onar ımlarda<br />
neler yap ılmış, ortadayd ı .<br />
GEL İ RLERDEN<br />
ARA Ş TIRMALARA AYRILAN PAY<br />
(1986'da Yüzde Olarak)<br />
Astra 18<br />
Philips Norden 17<br />
Pharmacia 15<br />
Kabi Vitrum 15<br />
Siemens-Elema 11<br />
Ericsson 10<br />
Saab Scania 7<br />
(Kaynak: Affarsvarlden, 1988, Sayi 1)<br />
Her bankan ın dışında, kartla para çekilen otomat da bulunur.<br />
Göteborg'ta tek, bir banka yap ıs ında, ikisi içerde olmak<br />
üzere tam yedi otomat bulunuyor. Verilen kart ı alan otomat,<br />
kaç. (yüzlük) kron istendi ğini soruyor. istenilen çoklukta say ıya<br />
bas ınca, kod say ısı istiyor. Gizli olan bu kodu da do ğru yaz ınca,<br />
önce kart, sonra para, sonra da alind ı belgesi geliyor. Belgedeki<br />
bilgiler aras ında y ıl, ay, gün, saat, dakika, son yat ırılan paralar<br />
JAPONYA-ISVEÇ İŞ BIRLI Ğ I<br />
TEKNIK GEL İŞ T İ RME<br />
. YONETMENL İĞİ (STU)<br />
ETKINLIKLERI DESTEKLER<br />
- Y ılda 3-4 Isveçli araş tırıc ı, uzun burslu olarak (1-2 y ıl) Japonya'ya<br />
yollan ır.<br />
- 10-15 Isveçli araşt ınc ın ın burslu ya da başka yolla k ısa süreli olarak<br />
(1.3 ay) Japonya'ya gitme olana ğı var.<br />
- Her y ıl Japonya'ya 3.5 delege gezisi gerçekle şir.<br />
- 40-80 Isveçli araşt ırıc ı her y ıl (delege, konferans, ö ğrenim vb geziler<br />
için) Japonya'ya gider.<br />
- Her y ıl 40'tan çok ortak tasar ı gündeme gelir.<br />
- STU, yaln ızca öğrenim gezisi, delegeler ve ortak tasar ılar için 1,5 milyon<br />
kron ay ırır.<br />
- STU, İsveç ve Japonya aras ındaki tüm ilişkiler ve ortak çal ışmalar<br />
işin y ılda 6-10 milyon kron ay ırır.<br />
Teknik i Tiden, 1987, Say ı 4)
E Ğİ T İ M, ARA Ş TIRMA VE ÖRGÜTLER 163<br />
NOBEL<br />
1833'te Stokholm'de do ğan kimyager, mühendis ve i şadam ı Alfred Nobel,<br />
1842'de ailesiyle beraber Rusya'ya yerle şti. Bir bilgin olan babas ı ,<br />
Petersburg'ta (Leningrad) patlay ı c ı silahlar fabrikas ı açm ıştı .<br />
Genç Nobel 16 ya şı ndayken İ ngilizce, Frans ızca, Almanca, Rusça ve<br />
İ sveççeyi iyi biliyordu. Bir y ıl Fransa'da; dört y ıl da ABD'nde çal ış -<br />
t ıktan sonra, Leningrad'a dönerek babas ı n ın fabrikas ında çal ışmaya<br />
ba şlad ı .<br />
1859'da İ sveç'e gelince, patlay ıc ılar üzerine ilk denemelerine ba ş lad ı .<br />
1864'te fabrikas ı ndaki patlamada, içinde karde şinin de bulundu ğu be ş<br />
ki şi ölünce, patlay ı c ı larla uğra ş mas ı yasakland ı .<br />
Almanya'ya geçerek, fabrikas ın ı 1865'te Krümmere kurdu. Ünlü bulu<br />
şunu (dinamit) orada gerçekle ştirdi.<br />
Alfred Nobel, 1893'te Bofors GullsOng Ate ş li Silahlar Fabrikas ı n ı ( İ sveç)<br />
sat ı nald ı. Büyük paralar kazand ı . Hamburg'ta, Paris'te, San Remo'<br />
da labaratuvarlar açt ı . Bulu şlar yapt ı . Bakü (Rusya) Petrol Ortakl ığına<br />
büyük parayla kat ı ld ı .<br />
Dünyaya bar ış getirece ğini sand ığı bulu ş unun ters etki yapt ığı n ı gö-<br />
rünce çok üzüldü. Anamal ı n ı n büyük bir bölümünü bir fonda toplayarak,<br />
y ı ll ık gelirinin, dünyan ın mutlulu ğu için çal ışanlara da ğıtı lmas ı için<br />
ba ğış lad ı. 1896'da San Remo'da (Italya) öldü.<br />
Nobel ödülleri 1901'de da ğıt ı lmaya ba şland ı . Be ş dalda verilen ödüllerden<br />
fizik, kimya, t ıp ve yaz ın Stokholm'da; bar ış Oslo'da (o zaman İ sveç<br />
kentiydi), her y ı l Nobel'in ölüm günü olan 10 Aral ıkta da ğıtı l ı r.<br />
(eskiden kalan, ayl ık vb), şimdi çekilen ve kullan ıma haz ır (kalan)<br />
para yaz ılıd ır. Ki şi, ülkenin neresine giderse gitsin (çal ışma<br />
saatleri d ışında da), kart ıyla para çekebiliyor. Kod say ıs ı iki kez<br />
yanlış verilirse, bilgisayar kart ı da, paray ı da vermiyor.<br />
B İ R BULU Ş UNUZ MU VAR?<br />
Gerçekle şece ğini umdu ğunuz bir bulu ş varsa, bize ba şvurabilirsiniz.<br />
Tasar ın ız uygunsa, beraberce geli ştirebiliriz. Parasal destek, planlama,<br />
pazarlama. d ışsat ım vh konularda vard ım edebiliriz.<br />
B İ R BULU Ş A GEREKS İ N İ M İ N İ Z M İ VAR?<br />
Kimbilir, işinizi venileştirmek; ilerletmek istiyorsunuzdur. İşinizi genişletmek<br />
istiyorsunuzdur. Size yard ım sunacak kaynaklar ım ız var.<br />
(Geli ştirme Fonu - Utvecklingsfonden)
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> V ARSILLI ĞA --ISVEÇ— 164<br />
13 .1ü "spor toto" da oynan ır Isveç'te. K ışın, ülkenin soğuk<br />
olmas ı nedeniyle düzenli futbol oynanmad ığından, İngiliz<br />
tak ı mlar ın ın oyunlar ı verilir I yaz ın kar ışıkt ır). K ışın tv'de cumartesileri,<br />
bu kar şıla ş malarda ıı biri de canl ı olarak gösterilir. Canl ı<br />
gösteri sürerken, spor totonun öteki kar şıla şmalannda de ği şiklikler<br />
oldukça, spor totodaki s ıra say ıs ıyla ( ve de yaz ı l ı olarak)<br />
görüntüye girer (7 Aston Villa-Norwich 0-1 vb).<br />
Ikinci yar ıda, de ği şikliklerin görüntüye yans ımas ı sürerken,<br />
arada (yine_ yaz ı l ı olarak) "kar şıla ş malar ın bu sonuçlarla<br />
bitmesi durumunda" (13'e; 12'ye; Il 'e ve 10'a) da ğı t ılacak paran<br />
ı n çoklu ğu da belirtilir.<br />
AMERIKA'DA ÖDÜL ALDI<br />
Isveçli İ klimbilimci Bert Bolin, ABD'nde on be ş y ı ld ır verilen T' er<br />
Ödülünü (150 bin dolar) kazand ı .<br />
Stokholm Üniversitesinde iklimbilimci olan Bolin'in, 1950'li y ı llarda<br />
ba ş latt ığı bilgisayarla hava raporu haz ırlama yöntemi, bugün tüm dünyada<br />
kullan ı l ı yor.<br />
Bert Bolin, son 30 y ı ld ır, endüstri ve konutlardan atmosfere kar ışan<br />
karbondioksitin etkilerini incelemektedir.<br />
"- Atmosfere karbondioksit sal ıverme h ız ı n ı azaltmal ı y ız" diyor Bolin...<br />
Önlem al ı nmazsa, dünyan ın ortalama ı s ıs ın ın 2050'den önce 3 derece<br />
artaca ğı n ı hesapl ıyor.<br />
"- Buna ba ğ l ı olarak, denizler bir metre yükselecek ve milyonlarca ki ş inin<br />
bar ı nd ığı konutlar su alt ında kalacakt ır.<br />
(Dagens Nyheter, 13 May ıs 1988)<br />
_Isveç, yeni bir telefon a ğı ile donan ıyor. "AXE" denilen<br />
bu yöntemin kablolar ı "boru-tel"dir (k ılcal boru). Y ılda 350 bin<br />
telefona ba ğlanan (benim de yararland ığını ) bu yöntemin getirdi<br />
ği kimi kolayl ıklar;<br />
- Çalar saat gibi kullan ılıyor (telefonun say ı tu şlanna bas<br />
ılarak, çal ınas ı istenilen saat-dakika belle ğe veriliyor).<br />
- Telefonunuz, örne ğin konuk olarak gidece ğiniz eve bağlan<br />
ıyor (arand ığı n ızda, ba ğlandığınız evin telefonu çal ıyor).<br />
- Telefonda konu şurken, bir ba şkas ı sizi ararsa, konu şma<br />
aras ına "bip bip" si ııyali karışıyor. Bir yerden telefon geldi ğini
ARA Ş TIRMA VE ÖRGÜTLER 165<br />
anl ıyorsunuz. Konu ş may ı durdurup, yeni gelen telefona yan ı t<br />
verebiliyorsunuz. Onu da durdurup, tincekiyle konu ş may ı sürdürebiliyor;<br />
ya da ikisiyle de (üçlü) konu şabiliyorsunuz.<br />
- Arad ığı n ız telefonu konu şur bulursan ız, bir (özel) tu şa<br />
basarak telefonunuzu kapat ıyorstmuz. Kar şı yan (aranan ki şi)<br />
konu ş mas ı n ı tamamlay ı p telefonu kapat ır kapatmaz size ba ğlan<br />
ıyor (telefonlar kar şı l ıkl ı olarak çal ıyor). Bu sonuncusu, iki yan<br />
ı n da AXE olmas ı ko şuluyla gerçekle şiyor.<br />
Tüm bunlar yal ın ve tek bir telefonla (hat) oluyor. Ve de<br />
örne ğin, telefonunuzu bir ba şka telefona ba ğlama i şlemi tamamlan<br />
ınca, kula ğı n ıza (telefonu kapatmaya zaman kalmadan) "telefonunuz<br />
istedi ğiniz yere ba ğland ı " bilgisi geliyor.<br />
Saat 17'de postaya verilen mektup. ertesi günü. İsveç'in<br />
öteki ucundaki Ac ısı n ı bulur. Örne ğin. oturdugum yerden 500<br />
km uzaktaki Stokhol ııı 'e telefon edip bir belge istesem. bu belge<br />
(saat 17'den önce bir posta kutusuna ı t ılabilirse), ertesi sabah<br />
elime geçer. İsveç'te ço ğu kurulu ş mektuplann ı posta ile de ğil,<br />
telefonla (fax, faximile) yolluyor.<br />
1904'te kurulan Uppsala Gözlemevi. depremlerin ve<br />
atom denemelerinin yerini ve gücünü de belirler(*).<br />
1966'da Kiruna'da kurulan uzay ara ş t ırma istasyonu<br />
ESRANGE, uzay ara şt ırmaları yapar, yer foto ğraflar ı çeker.<br />
1986'daki Çernobil atom santral ı kazas ın ın bas ında ç ıkan ilk foto<br />
ğraflar ın ı bu istasyon yay ı mlad ı .<br />
GÜNEY KUTBUNDA ÜS<br />
Antarktika'daki Dronning Maud Land'ta, inceleme ve<br />
ara ş t ırmalar için bir Isveç üssü kuruldu.<br />
1988'de ba şlayan yap ım, 1989 ba şında tamamlanarak.<br />
uydu arac ı l ığıyla d ışar ı ile ba ğlant ıs ı da kuruldu. Wasa ad ı verilen<br />
üs, kara ucuna (deniz) 170 km uzakta.<br />
*) Tarihini tam ans ıyam ıyorum (1950'lerde olacak), İstanbul gazetelerinden<br />
birinde ç ıkan bir yaz ıda, Türkiye'deki ileti şimin çok yava ş i ş lemesine<br />
örnek olarak, Do ğu Anadulu'daki oldukça güçlü bir depremin, Türk kaynaklar<br />
ından önce, Amerika'n ın Sesi Radyosunun Uppsala kaynakl ı bir haberinden<br />
ö ğrenilebildi ği belirtilmi ş ve bundan yak ınılm ış tı (HTY).
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 166<br />
İ SVEÇL İ ARA Ş TIRMACILAR KUTUPLARDA<br />
17001ü y ı llarda, birçok Isveçli, d ış ara ştırma gezilerine ç ı kt ı . 1731'de<br />
kurulan Do ğu Hint Ortakl ığı n ın (Östindiska kampaniet) gemileri, Afrikay<br />
ı dola şarak Çin'e giderdi (öteki ülkelerin gemilerinden ve korsanlardan<br />
korunabilmesi amac ıyla bu gemilerde 20 top ve 150 gemici bulunurdu.<br />
Ortakl ığı n sonu olan 1813'e dek, 31 gemiyle 132 sefer düzenlendi).<br />
O zamanlar vars ı l olan Doğudan ipekli, porselen, çay vb getirilirdi. Isveç'<br />
in Çin'e benzemesini isteyenler çoktu. Ara şt ırma gezilerine ç ı kanlar, daha<br />
çok bu gemilerden yararlan ıyorlard ı . Carl von Linne de bu gemilerden<br />
çok yararland ı . Adamlar ı n ı yollayarak, Afrika ve Asya'daki bitkilerin<br />
incelenmesini sa ğ lad ı .<br />
Anton Rolandson Martin, Kuzey Denizindeki Spetsbergen'e dek giderek,<br />
hayvanlar ve bitkiler üzerine incelemeler yapt ı (1758).<br />
Sonraki ku şaklar, daha da uçlara giderek, haritalarda "ak" olarak gösterilen,<br />
ki ş i aya ğı basmam ış yerleri ö ğrenmeye ba ş lad ı lar.<br />
1837'de Sven Ludvig Loven, buzlara dayan ı kl ı bir gemiyle, kuzeydeki<br />
omurgas ı z hayvanlar ı inceleme gezisine ç ı kt ı . Tömsö ( şimdi Norveç'in),<br />
bir süre ara şt ı rma üssü olarak kullan ı ld ı .<br />
Adolf Erik Nordenskiöld, 1868'de, Kuzey Kutbuna yar ış amac ı yla yola<br />
ç ı kt ı . Ama k ı zaklar ı çeken geyikler, Stepsbergen'den çok yukar ı lara ç ı -<br />
kam ı yordu. 1878'de, buharl ı bir gemiyle Yenisey akarsuyunun ( ş imdi<br />
Sovyetler Birli ğinde) denize döküldü ğü yerden kuzeye yöneldi. Gemi 10<br />
ay buzlar aras ı nda kilitli kald ı . 1883'te, kars ız ada Grönland'a yolculuk<br />
yapt ı .<br />
Gemiler hep Göteborg'tan yola ç ı k ıyordu. August Andree, Nordenskiöld'ün<br />
yapamad ığı n ı balonla yapmay ı dü şündü. 11 Haziran 1897'de "örnen"<br />
{kartal) adl ı balonuyla Stepsbergen'den havaland ı . Yan ında üç<br />
yard ı mc ı s ı vard ı. Yolculuklar ı n ı n üçüncü günü balon bir da ğa çarparak<br />
parçaland ı . Yolcular, yaya olarak geri dönmeyi denediler ama, Vitön'<br />
den beriye gelemediler. Ölüleri 1930'da bulundu.<br />
Adolf Erik Nordenskiöld'iin ye ğeni Otto Nordenskjöld, Güney Kutbuna<br />
giden ilk Isveçli ara şt ı rmac ı d ır. 1901'de Göteborg'tan.yola ç ı kt ı . 1903'<br />
te Antarktika'ya vard ı . Gemileri Antarktic, buzda s ı k ış ma sonucu bat ı nca,<br />
5 arkada şıyla 20 ay ı bir kulübede geçirdi (bu kulübe bugün de durur).<br />
Dönü şte Nordenskjöld'e profesörlük san ı verildi. Daha sonra Grönland<br />
(1909); Peru ve Şili (1920); Panama ve Kolombiya'ya (1926) ara ştırma<br />
gezileri yapt ı .<br />
Bundan sonraki ara şt ı rmalar ı n anlat ı lmas ı çok uzar.
E Ğİ TĞM, ARA ŞTIRMA VE ÖRGÜTLER 167<br />
Güney Kutbunda, yine inceleme ve ara şt ırma amac ıyla,<br />
Stena Arctika adl ı bir Isveç gemisi de bulunuyor.<br />
Isveçli kimi ara şt ırmac ılar, birer y ıll ık devrelerle, inceleme<br />
ve ara şt ırmalar ın ı Güney Kutbunda sürdürüyorlar.<br />
Avustralya'n ın iki büyüklü ğünde olan ve k ışları ısın ın<br />
-70-80 dereceye dü ştüğü Antarktika, bar ışç ıl amaçlarla inceleme<br />
ve ara şt ırma yapan tüm ülkelere aç ıkt ır. Isveç'in de içinde bulundu<br />
ğu 21 ülke, Antarktika'daki çal ış ma ilkelerini belirliyor.<br />
ÖRGÜTLER<br />
Bir konuyu incelemek için, parlamentonun yetkili bir<br />
temsilci (ombudsman) görevlendirmesi 1809'dan beri sürdürülmektedir.<br />
Önemli bir konuda karar vermeden önce, konuya ili ş -<br />
kin bir kurul kurularak, uzunca bir süre (iki y ıl kadar) inceleme<br />
yap ılır. Ço ğu kez konu, parlamento d ışındaki baskı gruplannca<br />
oluşturulmu ştur.<br />
Denilebilir ki, Isveç'te ki şiler de ğil, örgütler dü şünür,<br />
konu şur, karar verir. Her Isveçli en az üç örgütün üyesidir. Her<br />
ilgi grubunun bir örgütü bulunur. Örgütlerin ço ğu devletin yansımasıdır<br />
ve Isveç'te plan ın çok dü şman ı yoktur.<br />
19. yy'da kurulan örgütler üç bölükte toplanabilir:<br />
1-Serbest kilise yanl ılan.<br />
2- I ş çi örgütleri.<br />
3- Içkinin yasaklanmas ın ı isteyen örgütler.<br />
Ba şbakan Olof Palme, bir konu şmas ında "bizim demokrasimiz,<br />
sevilen örgütlerin demokrasisidir" der. Bir okulda yapt ığı<br />
konu şmada da "okula, ki şisel yetenekler kazanmaya de ğil,<br />
bir örgütün üyesi olarak nas ıl etkin olabilece ğinizi ö ğrenmeye<br />
gidiyorsunuz" der.<br />
Palme'nin E ğitim Bakan ı (sonraki ba şbakan) Ingvar Carlsson'un<br />
okul öncesi e ğitimi üzerine sözleri de Palme'ninkine benzer:<br />
"Çocuklar, erken ya şta toplumcu yap ılmal ıdır. Okul öncesi<br />
oyunlar ı, geleceğin örg,ütlenmesine dönük olmal ıd ır. Çocuklar<br />
evleri d ışına ç ıkar ılmalı ve toplumsal yap ın ın nasıl i şlediğini<br />
öğrenmelidir. İnsanc ıl sosyal yap ılar ı geli şecek ve beraber olma-
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 168<br />
y ı öğreneceklerdir. Biribirleriyle yar ışmay ı değil; nas ıl dayan ışabileceklerini,<br />
nas ıl i şbirli ği yapabileceklerini ö ğrenmelidirler.<br />
Isveç'te örgütler, iyi yeti ş tirilmi ş bir ordunun generalleri<br />
gibidir.<br />
1984'te yap ılan bir ara ş t ırmaya göre, 7 ile 25 ya şlar ı<br />
aras ındaki gençlerin %60'tan ço ğu gençlik örgütleri üyesidir.<br />
15-18 ya şındakiler, haftada alt ışar saatlerini kulüplerine verirler.<br />
ISVEÇ RADYOLARINDA<br />
TtYRKÇE YAYINLAR<br />
MERHABA (P 2, FM 96 m)<br />
Pazartesi, 15.00-15.30. Cumartesi Program ın ın (Maga-<br />
zin) Yeniden Yay ım ı .<br />
Pazartesi, 11.00-11.15. Türk Müzi ğ i ( İstekler).<br />
Pazartesi-Cuma, 17.45-18.00. Haberler.<br />
Sal ı-Cuma, 11.00-11.15. Bas ın özetleri, Dünkü Haberler-<br />
den Seçmeler.<br />
Per ş embe, 16.30-16.45. Türk Müzi ğ i, Çocuk Program ı .<br />
Cumartesi, 17.00-17.30. Magazin.<br />
STOKHOLM LOKAL RADYOSU (FM 94 m)<br />
Pazar, 17.00-18.00. Haberler, İ stekler...<br />
RADYO VARBYGARD (FM 104,2 m)<br />
Cumartesi, 14.00-14.30. Haberler, İ stekler.<br />
RADYO VATANBOTKYRKA (FM 91,6 m)<br />
Pazar, 11.00-11.30. Haberler, İstekler.<br />
GURBETÇIN İN SESI RADYOSUALBY (FM 91,6 m)<br />
Pazar, 19.30-20.00. Haberler, İstekler...<br />
YURDUN SES İ-NACKA. (FM 100,1 m)<br />
Cumartesi, 17.30-18.00. Haberler, İstekler.<br />
ANADOLUNUN SES İ -TENSTA (FM 91,1 m)<br />
Cuma, 17.00-18.00. Haberler, İstekler.<br />
Cumartesi, 9.00-10.00. Haberler, İstekler.<br />
TÜRKÇE TV YAYINLARI<br />
Cumartesi, TV 1, 13.30-13.40. Haberler ve Söyle ş iler.<br />
Cumartesi, TV 1, 14.00-15.30. Mozaik. (Türkçeye De Yer<br />
Verilen Göçmen Program ı )<br />
Sal ı , TV 1, 16.35-16.50. Çocuk Program ı .<br />
(Kaynak: Yeni Birlik Dergisi, 1988/3)
E Ğİ T İ M, ARA Ş TIRMA VE ÖRGÜTLER 169<br />
16-25 ya şlar ındaki kad ınlar, politik çalış malarda erkeklerden<br />
daha çok, sorumluluk al ırlar.<br />
Isveç'te 260 ba ğıms ız profesyonel müzik toplulu ğu: 250<br />
bin amatör şark ıc ı bulunur.<br />
Bugün Isveç'te 30 göçmen kurulu şunun 175 bin toplam<br />
üyeli 1.200 çevresel örgütü bulunur. Türk i şçi derneklerinin federasyonu<br />
olu şmuş tur (Türkiye d ışında tek). Göçmenler için<br />
46 dilde 350'den çok gazete ve dergi ç ıkar. Radyo ve tv'de göçmen<br />
dillerinde yay ı nlar yap ı l ır.<br />
1 988<br />
KI Ş OL İ MP İ YATLARINDAK İ SIRALAMA<br />
( İ lk Be ş S ı ra)<br />
Sovyetler Birli ğ i . .10 . . . .9 . . 7<br />
Do ğu Almanya . . . 9 ....8 5<br />
Finlandiya 4 0 2<br />
İ SVEÇ 4 .0 .1<br />
İ sviçre 3 .5 .5<br />
SPOR<br />
Örgütlenmeye spordan örnek vermek daha çarp ıc ı olacak:<br />
Ülkede 1.800 okul spor kulübü ve bunlar ın 700 bin üyesi bulu- -<br />
nur. Okullar ın şubat dinlencesinin ad ı "spor dinlencesi"dir<br />
(sportlov).<br />
Ülkedeki toplam - spor kulübü say ı s ı 39 bindir. 1986'da 1.7<br />
milyon Isveçli (16-74 ya şındakilerin evi d ışındaki spor<br />
etkinliklerine kat ı ld ı. Birçok spor dal ında, ço ğu gönüllü (paras<br />
ız) çal ışan binlerce çal ış t ı r ı c ı bulunur. 30 bin özürlü, on be ş<br />
dalda spor yapar (1988 Seul Özürlüler Olimpiyat Oyunlar ında,<br />
Isveçli sporcular 43 alt ın madalya kazand ı lar I.<br />
Her y ı l 2.500 sporcu, uluslararas ı kar şıla şmalarda Isveç'i<br />
temsil eder. 1987'de Isveçli sporcular ülkelerine 90'dan çok dünya.<br />
birincili ği kazand ırd ılar. Olimpiyat oyunları toplam madalya<br />
s ıralamas ında Isveç, (ABD, Sovyetler Birli ği ve İ ngiltereden sonra)<br />
I912'de (Stokholm ) 24: 1920'de I Anvers) 17:<br />
1948'de 1 Londra ► 16: 1952'de ( Helsinki ► 12 alt ın kazand ı .
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 170<br />
Teniste Björn Borg; kayakta Ingemar Stenmark y ıllarca<br />
Isveç'i ba şar ıyla temsil ettiler. Son y ıllarda kimi uluslararas ı tenis<br />
birinciliklerinin son (final) oyununun iki Isveçli aras ında oynanmas<br />
ına s ık s ık rastlan ıyor.<br />
İ SVEÇ' İ N 1987'DE KAZANDI Ğ I<br />
ULUSLARARASI B İ R İ NC İ L İ KLERDEN K İ M İ LER İ<br />
TAK İ M OYUNLAR İ<br />
FUTBOL:<br />
IFK Göteborg<br />
BUZ HOKEY İ :<br />
Ulusal Tak ı m<br />
BANDY:<br />
Ulusal Tak ı m (Erkekler)<br />
BOWLING:<br />
Ulusal Tak ı m (Erkekler)<br />
HALAT ÇEKME:<br />
Ulusal Tak ı m (Bayanlar)<br />
TEN İ S:<br />
Ulusal Tak ı m (Erkekler)<br />
Çift (Erkekler)<br />
Çift (Bayanlar)<br />
B İ REYSEL B İ R İNC İ L İKLER<br />
Yüksek Atlama (Patrik Sjöberg)<br />
Bilardo (Torbjörn Blomdahl)<br />
Bowling (Annette Hagre)<br />
Boks (Anders Eklund)<br />
Motokros (Jürgen Nilsson)<br />
Sür'at Motoru (Mats Kimby )<br />
Yelkenli (Thomas J ohansson)<br />
Sakatlar Sporu (Magdalena Tjernberg)<br />
Kayak (Thomas Wasberg)<br />
UEFA Kupas ı<br />
Dünya Birincisi<br />
Dünya Birincisi<br />
Dünya Birincisi<br />
Dünya Birincisi<br />
Davis Kupas ı<br />
Avustralya Aç ı k Tenis T<br />
ABD Aç ı k Tenis T<br />
Dünya Rekoru (2,42 m)<br />
Dünya Birincisi (3 Top)<br />
Dünya Birincisi<br />
Avrupa Birincisi (A ğı r s)<br />
Dünya Birincisi (250 cc)<br />
Dünya Birincisi (Formel 4)<br />
Dünya Birincisi (E Jolle)<br />
Dünya Birincisi (9 Dalda)<br />
Dünya Birincisi (30 km)
TAR İ H:<br />
DEMIRBA Ş Ş ARL<br />
Rus çarı 1. Petro'yu ("Deli" ya da "büyük" Petrol ko<br />
valarken, Paltova'da yenilerek Türkiye'ye s ığınan Isveç kral ı Xll.<br />
Karl (Charles Xll), Türkiye'de be ş y ıldan çok kalarak, Osmanl ı<br />
Devletinin bir "demirba ş " ı (Demirbaş Ş arl) durumuna gelmi ş ti.<br />
Demirba ş Şarl' ın yaşam ını özetlerken, Isveç tarihine de k ısaca<br />
göz ataca ğız.<br />
MÖ 3000 y ıllarında, avc ıl ık ve balıkç ılıkla geçinen göçmenler,<br />
buzullar ın erimesiyle ya şanıhr duruma gelen Iskandinavya<br />
Yar ırnadasına yerle şmeye ba şladılar. İlk gelenlerin do ğu<br />
kökenli olduklar ı san ılıyor. R engeyiklerinin eti yeniyor; derisi<br />
giyiliyor (çadır yap ılıyor) ve boynuzlar ı silah olarak kullan ılıyordu.<br />
VIKINGLER<br />
Denizciliği ve sava şmay ı çok iyi bilenler, bugünkü<br />
Stokholm yak ınlar ında(*) toplanarak kimi kez yüzlerce gemiyle<br />
ç ıktıkları yolculuklarda, üç yüz y ıla yak ın (800-10601 Avrupa'<br />
nın tüm denizlerinde korku salm ışlard ı. "Vikingler" ad ını alan<br />
bu gemiciler kimilerine göre korsan kimilerine göre tecimen, kimilerine<br />
göre de serüvensever ki şilerdi. H ızh giden alt ı düz gemileriyle<br />
her yere yana şabilir; rüzgâra kar şı yelken açabilirlerdi.<br />
Ingiltere, Fransa, Hollanda, Grönland ve Kuzey Amerika<br />
da içinde olmak üzere Akdeniz ve Atlas Okyanusunda:<br />
Baltık Denizinde; akarsulardan inerek Hazar Denizi ve Karadeniz'de<br />
kol gezen, kürk; silah ve tutsak al ışveri şi de yapan bu<br />
*) Isveç'in ilk kenti Birka, denize aç ık Mlaren Gölündeki Björkö adas ında<br />
Vikingler devrinde (1830'da) kuruldu. 1000 y ılına do ğru kent y ık ıld ı .
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A —iSVEÇ 172<br />
acımasız denizciler, gittikleri yerlerde sömürgeler de kurmu şlardı.<br />
DUBLIN'IN KURULU Ş U<br />
Irlanda'nms ba şkenti Dublin, bu y ıl bininci (kurulu ş) y ıl ın ı kutluyor.<br />
Ama gerçekte, kentin kurulu şu daha eskilere dayan ıyor. Kent 841'de<br />
kuruldu. Bu demektir ki, Kuzey Vikinglerince 1.147 y ıl önce kuruldu.<br />
Atalar ım ız Vikingler, Liffy ve Poddle akarsular ın ın birleş tiğ i yerde (Dublin)<br />
bir üs ve al ışveri ş merkezi kurdular.<br />
Bin y ıl önce Irlanda Kral ı, Vikingleri (ülkeden) ç ıkarmay ı ba şard ı . Bu<br />
y ıl kutlanan odur.<br />
...Vikingler, Do ğuya (da) çok yelken açarlar; örne ğ in Türkiye'den baharat<br />
getirirlerdi. Viking kenti Dublin canl ı , etkin ve ola ğan bir yerle şme<br />
yeri olarak kuruldu.<br />
Norveç, Danimarka ve Güney Isveç Vikingleri, Irlanda 'ya çok daha önceleri<br />
gittiler. Irlanda k ıy ılar ın ı yağmalad ılar. Kuzey Vikingleri korkutucu,<br />
güçlü ve sertti. Dövü şmeyi iyi bilen gerçek sava şçılard ı. Çok korku salarlard<br />
ı .<br />
(Tore 1.jungberg, Göteborgs Posten, 9 Ekim 19881<br />
Batıya gidenler genellikle Danimarka ve Norveç Vikingleri;<br />
Balt ık'tan Hazar denizi ve Karadeniz'e inenler de Isveç<br />
Vikingleri olarak bilinir. Hazar Denizine Volga'dan; Karadeniz'e,<br />
Kiev'i ana durak yaparak Dinyeper'den (ve de Volga-Don'dan)<br />
inerlerdi. Al ışveri ş için gittikleri İstanbul'a "Miklagard" derlerdi.<br />
Ba ğdat'la, Çin ve Hindistan'la tecimsel ili şki kurarlard ı .<br />
1983'te, Balt ık'taki 'Gotland Adas ından, 800'1ü y ıllardan kalma bir Viking<br />
gemisinin kopyas ı "Krampmacken"le yola ç ıkan on Isveçli, Polonya'<br />
n ın Gdansk Liman ından Vista Akarsuyuna girdi. Krampmacken, Var şova<br />
yak ınlar ında, bu akarsuvun kolu olan Bug'a sapt ı. Oradan Dinyeper'e geçilerek,<br />
Kiel yoluyla Karadeniz'e inilecek, yolculuk Miklagârd'ta ( İstanbul)<br />
son bulacakt ı. Bu, Vikingler'in en yayg ın yoluydu.<br />
Sovyet s ınırına yaklaşıldığında, vize başvunısuna olumsuz yan ıt verildi ği<br />
öğrenildi. Oraya dek 45 günde var ılm ışt ı. K ış da bast ırmak üzere oldu ğundan,<br />
geri dönüldü.<br />
Ertesi yaz (1984) ekip yine (kald ığı yerden biraz geri dönüp, Var şova üzerinden)<br />
yola ç ıkarak Karmpmacken'i 250 km kadar karadan yürütüp (Çekoslavakya<br />
üzerinden) Karpat Da ğlar ını aşırarak Macaristan'da Tuna'ya<br />
ulaş t ırd ılar. Oradan da Karadeniz'e. Krampmacken Türk sular ına girince,<br />
bir Türk devriye gemisinin topuyla neredeyse batacakt ı ! Ekibin yolculu ğu<br />
Ayasofya'da bitti. Orada bir ta ş ta ş ü tümce yaz ıl ıyd ı : "Başkan buradayd ı."<br />
"Başkan" (halvdan), "Vikinglerin ba şı " anlam ına geliyordu.<br />
(8 May ıs 1987 tarihli 1-and dergisinden özeticndi)
DEM İ RBA Ş Ş ARL 173<br />
Vikingler devrinde çoktanr ıya tap ılırd ı (bugünkü Isveççedeki<br />
gün adlar ının ço ğu bu Tanrı adlarmdan gelir). Avrupa<br />
ülkelerinin karada ve denizde savunmalar ın ı güçlendirmeleri ve<br />
H ıristiyanl ığın Iskandinavya'da yay ılmas ıyla(*) Vikingler ak ınların<br />
ı durdurdular.<br />
SINIFLAR<br />
O zamanlar, ayr ı ayrı yasaları olan küçük krralhklarla<br />
yönetiliyordu Isveç. Krallan soylular seçerdi. Topraks ız köylüler<br />
soylularm ve kilisenin topra ğın ı işlerdi.Kölelen**)d ışındaki<br />
yaşhlar,"ting"(***) denilen yerlerde y ılda bir kez toplan ır, yasa<br />
yaparlard ı. Yasalar yaz ılı olmad ığından "ting"lerde yüksek sesle<br />
halka okunurdu. Bu toplanma yerleri giderek kentlere dönü şecekti.<br />
H ıristiyanh ğın yay ılmasıyla halk "ting"ler yerine kiliselerde<br />
toplanmaya ba şlad ı. Bundan böyle yasa yapma yerine<br />
yap ılan yasalar; verilen kararlar dinleniyordu Soylular yönetimi<br />
olu şmuş, halk üzerinde bask ı kurulmu ştu. Gerçek krallıklar<br />
doğuyordu(****).<br />
*) Isveç'e ilk Hıristiyan misyoneri Vikingler devrinde geldi (829). Birka'ya<br />
gelerek kilise de kuran bu misyoner (Piskopos Ansgar), ancak birkaç ki şiyi<br />
Hıristiyan yapabildi. Eski Tanr ılar etkiliydi! 1008'de bir kral (Olof Skötkonug)<br />
Hıristiyan oldu. 11001i1 y ıllarda Skara, Linköping, Eskilstuna, Strügnüs,<br />
Vhsterits ve Sigtuna'da (1130'larda Gamla Uppsala, sonra Uppsala)<br />
piskoposluklar kuruldu. 1150 y ıllarında Isveç bir H ıristiyan ülkesiydi.<br />
Kiliseler önceleri keresteden, daha çok ayalet (devlet) ba şkanları ve soylularca<br />
yapt ır ıl ırdı. X111. yy' ın sonunda Finlandiya da H ıristiyanl ığa (ve 500<br />
yıl sürecek Isveç egemenli ğine) geçti.<br />
**) Kölelik 1335'te yasakland ı .<br />
***) 'Ting' sözcü ğü bugün de kullan ılıyor. "Tingsrütt", yarg ılık, mahkeme;<br />
"landsting", il genel kurulu (meclis) vb. Isveç parlamentosunun ad ın ın<br />
"ting"siz olmas ına karşın (Riksdag), Norveç, Danimarka ve İzlanda'n ın<br />
parlamentolar ı "ting"lidir: Stortinget, Folketinget ve Alltinget.<br />
****)Isveç'te derebeyli ğin (feodalite), Avrupa'n ın öteki yerlerinden daha<br />
önce ortadan kald ırılmas ını, ulaşım ın daha düzenli olmas ına bağlayanlar<br />
var. K ışın uzun sürmesi nedeniyle yollar buz tuttu ğundan, daha yürünebilir<br />
durumda oluyordu. Akarsular dondu ğundan, köprüye gereksinim olmuyordu.<br />
1987-88 k ışı Ilik geçince, asfalt olmayan orman içi yollar ın ın donmamas ı<br />
yüzünden, kereste ta şıması yeterince yap ılamam ış ve orman endüstrisi bunal<br />
ım ın eşiğine gelmiş ti.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 174<br />
X111. yy başlarında ilk yazılı yasa yap ılır: Vastgöta<br />
Yasas ı (Vastgötalagen). Bu yasa, Isveççede ilk yaz ılı kitapt ır da<br />
Tüm Isveç'i kapsayan ilk yaz ılı yasaları da, ülkenin ilk (genel)<br />
kralı sayılan Folkunga soyundan Birger Jarl yapt ı (1250).<br />
Vikinglerden sonra Kuzey Alman Kentleri, Balt ık'ta<br />
alışverişi tekellerine ald ılar. Lübeck ön s ıradaydı. Birger Jarl,<br />
bu Alman kentlerine gümrüksüz al ışveriş kolaylığı (kapitülasyon)<br />
tan ıdı. Almanlar çabucak Isveç'e yerle şerek tecimsel ve ekinsel<br />
yaşamda etkili olmaya başlad ılar. Stokholm bu a şamada kuruldu<br />
(1252). 1350'de kentlerdeki yöneticilerin yar ısı Alman'd ı<br />
(bugünkü 'Isveççe sözcüklerin üçte biri Almancadan gelir).<br />
Soylular ve papazlar (kilise) vergi vermezlerdi. Soylular,<br />
vergi yerine, kral için donan ımlı asker ve at beslerdi. Köylüler, el<br />
işçileri ve tecimle u ğra şanlar kral (devlet) ve kilise için vergilendirilirdi.<br />
Vergiler yetmeyince, devlet topraklar ının asker ve at<br />
besleme kar şılığı elden ç ıkarılması sürdürülürdü.<br />
Ortaçağda halk soylular, papazlar, kentliler ve köylüler<br />
olmak üzere dört s ın ıft ı. Yalnızca soylulann yönetimde yetkileri<br />
vard ı. Soylular, bölgelerinde ço ğu kez hem yarg ıç, hem de vergi<br />
toplay ıcısıyd ı. Kralla anla şmaya göre, vergi gelirlerinin bir bölümü<br />
(ya da tümü) soylunundu. XIV. yy' ın en güçlü soylusu Bo<br />
Jansson Grip'in (1330 11ar-1386), kinıilerinde saraylar da bulunan<br />
binden çok çiftli ği vard ı. Bo Jansson Grip, tüm Finlandiya'dan<br />
başka, Isveç'in üçte ikisinin de vergisini toplard ı(*).<br />
*) Bo Jansson Grip'ten 300 y ıl sonra, devrin en güçlü soylusu Per Brahe'<br />
ydi (1602-80). Finlandiya genel valili ği de yapan (1637.40 ve 1654) Per<br />
Abrahamsson Brahe üzerine, temel okulun 4. s ın ıflarında okutulmu ş bir<br />
tarih kitab ı şunları yazar:<br />
"17. yy' ın ortalar ı (1640-60) Isveç yüksek soylulann ın en parlak devriydi.<br />
Kontlar ve baronlar vars ıll ıklar edinmi şler; Otuz Yıl Savaş ları boyunca büyük<br />
topraklarla ödüllendirilmi şler; görkemli şatolar kurmu şlar ve çok gösteri<br />
şli yaşamış lard ır.<br />
Bunlar ın en vars ıl ı Per Brahe idi. Yaln ızca Visingborg Kontu olarak, 12,5<br />
kilometrekare topra ğa egemendi. Emir kullar ın ın kendisine "Yöneten Kont'<br />
demelerini isterdi. Granna'dan ş atosuna, flamalarla süslü kay ıklarından biriyle<br />
giderdi. Visingsti'de (ada) karaya ç ıkarken top at ışları ve bando ile<br />
karşılan ırd ı. Kontlu ğun yüzlerce güçlü koruyucusu, geçit töreni için şatoya<br />
dek yollara dizilirdi. Görkemli, iyi donan ıml ı şatoyu 2.000 yemi ş a ğac<br />
ı çevrelerdi. öteki kont ve baronlar gibi Per Brahe'nin de, egemenli ğ indeki<br />
topraklarda ya şayan halk üzerinde yarg ı gücü vard ı . Onların yaşamların ı<br />
(ölüm-kal ımlar ını da) yönlendirirdi."<br />
(Historia för enhetçskolan I, Mellanstadiet, Stokholm, 1959, sayfa 210-11)
DEMI RBA Ş Ş ARL 175<br />
Devlet gelirleri yetiniyordu ve de hiç yetmeyecekti. Folkunga<br />
soyunun son kral ı Magnus Eriksson, soylulann da, kilisenin<br />
de vergilendirilmesini istemek zorunda kald ı. Bunun üzerine<br />
soylular, Kral ı devirerek, yerine bir Alman prensi olan Albrekt<br />
av Maklenburg'u getirdiler.<br />
KALMAR B İ RL İĞİ<br />
Yetkisi kıs ıtl ı olan yeni Kral, güçlü olabilmek için Almanya'dan<br />
yeni soylular ve sava şç ılar getirtmeye ba şlad ı. Durumlarının<br />
kötüye gitti ğini sezen kimi soylular, köylülerin de deste ğiyle<br />
ayakland ılar. Kral Albrekt, Alman getirtmeyi durdurma sözü<br />
verdiyse.de sözünde durmad ı . Soylular ve köylüler yeniden ayakland<br />
ılar ve Danimarka Kraliçesi Margareta'dan yard ım istediler.<br />
Margareta'n ın ordusu 1389'da Albrekt av Maclenburg'u (Falköping'te)<br />
yendi. Margareta, Stokholm'ü de ele geçirerek tüm kuzeyin<br />
kraliçesi oldu (Norveç Danimarka'n ın; Finlandiya Isveç'<br />
indi). Bu birle şmeye "Kalmar Birli ği" denir. İskandinav tarihindeki<br />
bu tek birlik, yüz y ıl kadar ya şayabildi.<br />
Halk Almanlardan. b ıkmışt ı. Margareta döneminde Almanların.<br />
etkisi azalt ıld ı. Margareta'dan sonra ülke yine kar ışıkhklar<br />
içine girdi. Şimdi halk Danimarkahlan da ülkeden atma<br />
sava şım" veriyordu. 1436'da soylular, papazlar, kentliler ve köylülerden<br />
olu şan Arboga Riksdag' ı .(parlamento), Stokholm üzerine<br />
yürüme karar ı ald ı. Daha önce Dalarna köylüleri bir ordu<br />
oluşturmu ştu. Stokholm'ü ele geçirdiler. Danimarka Kral ı Kristian<br />
11 yeniden Stokholm'ü al ınca, bir yarg ı kurulu olu şturarak,<br />
ülkenin 82 ileri gelenini öldürttü (1520)<br />
GUSTAV VASA<br />
Soylulardan Gustav Eriksson Vasa, Dalarna'da ayaklanarak(*)<br />
köylüleri silahland ırdı. Almanya'dan (Lübeck) kiralad ığı<br />
askerlerin de yard ım ıyla, Danimarkahlan ülkeden ç ıkard ı (1521)<br />
ve kral seçildi (1523).<br />
Paraya gereksinim vard ı. Kilisenin paras ı ve topra ğı çoktu.<br />
Ülke topraklar ının beşte biri kilisenindi. 1527'de toplanan<br />
Vüsteras Riksdagel, Katolik olan kiliseyi Protestanh ğa dönüştürerek,<br />
kilisenin tüm varl ığına el koydu. Kral da kilisenin ba şı ol-<br />
*) Vasa'n ın 1521'de Süllen'den Mora'ya gelmesinin an ıs ına 1922'den beri<br />
her y ıl, bu iki kent aras ı kayak yarışı (Vasaloppen) düzenlenir. 85,55 km'lik<br />
bu yarışa 10 binden çok yan şç ı kat ıl ır.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A — İ SVEÇ— 176<br />
du. Papazlar, Papa yerine krala ba ğland ı. Lüter (Protestan) öt-;-<br />
retisinde, kilise varl ığın ın halkın olduğu biliniyordu. Topraklar ın<br />
ço ğu halka da ğıt ıldı .<br />
Donanma kurularak, Lübeck'in Balt ık'taki egemenli ğine<br />
(Danimarka'n ın da katkısıyla) son verildi (1534). Devlet, asker<br />
beslemeye ba şlad ı .<br />
1400 11erin sonlar ında Incil Isveççeye çevrilerek (parça<br />
parça on be ş y ılda bas ıld ı(*). Kitap bas ım ın ın yay ılmas ıyla kilisenin<br />
ve devletin bask ıs ı artt ı .<br />
Birçok soylu, Kral ın yetkilerinin k ır ılmas ını istiyordu.<br />
Yeni kiliseyi istemeyenler de çoktu. 1530'larda %200-500 art ırılan<br />
vergiler köylüleri eziyordu. Yer yer ayaklanmalar oldu.<br />
Bunların en ünlüsü Dacke ayaklanmalar ıd ır. Dacke'nin bölgesi<br />
Güney Isveç'te (uç bölgede) oldu ğundan, halk oldukça özgürdü(**).<br />
İlk kez vergilendirilmek istenenler vard ı. Uzun gerilla sava<br />
şlar ı sonunda Nils Dacke ve tüm soyu öldürüldü (1543).<br />
SKANE, STOKHOLM'DE ELÇ İ LIK AÇIYOR<br />
Kırm ız ı-sar ı Skâne (Güney Isveç) bayra ğı , şimdi Stokholm'de dalgalan ıyor.<br />
Bir Skâne elçisi ve sekiz konsolos, kentin önemli yerlerinde görev<br />
yapacak.<br />
Ama başkente yap ılan bu sald ır ının arkas ındaki Skâne Partisi ve bu partinin<br />
ba şkan ı Caıl P Herslow değil.<br />
"-Biz, Stokholmlulara yard ım elimizi uzat ıyoruz. Onların sorunlar ını biz<br />
Skâne'de çözümleyece ğiz" diyor, Malmö Il Genel Kurulunun Planlama<br />
Ba şkan ı Ulf Aberg.<br />
"-Stokholm'da olmayan çok şey Skâne'de var. Büro ve endüstri için kiralar<br />
elveri şli. Yap ı yapmak ve oturmak daha ucuz...<br />
"-Skâne'de yakla şık bir milyon kişi ya şıyor. Işgücü k ıtlığı yok. Eğer sorun<br />
ç ıkarsa, Danimarka'dan i şgücü getirtilebilir...<br />
Tasar ıya kat ılan yedi belediye şunlardır: Malmö, Helsingborg, Lund,<br />
Landskrona, Trelleborg, Eslöv ve Ystad.<br />
(Hans-Inge Olsson, Dagens Industri, 27 Eylül 1988)<br />
bas ım ı bitirilen Incil, bir çal ışanın üç ayl ık kazanc ı karşıl ığı ediniıebiliyordu.<br />
Ilk elde köylerin ancak kiliselerine girebildi.<br />
**)Bugün de Güney Isveç'te (Skâne) oturanlar, kö şklerinin (villa) gönderlerine<br />
k ırm ız ı üzerine sar ı haçl ı olan kendi bayraklann ı çekerler (Isveç'in ulusal<br />
bayra ğı, mavi üzerine san haçl ıd ır).<br />
Güney Isveç kenti Trelleborg ile Bat ı Almanya kenti Trevemünde aras ındaki<br />
arabal ı (feribot) yolu kurulu şu "TT Line" 1989 Oca ğında çal ışmaya baş -<br />
layan dünyanın en büyük arabal ısına "Nils Dadce" ad ın ı ver.
DEM İ RBA Ş Ş ARI.. 177<br />
KARI Ş IKLIKLA.R<br />
Vasa, 1560'ta ölünce (1544 yasas ı uyar ınca) krall ı k, büyük<br />
o ğ lu Erik XIV'e geçti. Ama o ğullarmdan öteki ikisi de krall<br />
ığa soyundular. Ülkede kar ışıkl ıklar ba şlad ı . Ayr ıca Kralla soytutar:<br />
Katoliklerle Protestanlar aras ı nda sürtü ş n ıeler oluyordu.<br />
Erik XIV. karde şi »han lll'e yenilerek krall ı ktan dü ş tü (1568).<br />
Johan Ill'iin o ğlu Sigusmund da Polonya'ya (babas ı ölünce Isveç'<br />
e de) kral oldu.<br />
Halk kar ışı kl ıklardan b ı km ış t ı . D ışardan bir kral gelirimek<br />
isteyenler vard ı . Vasa'n ı n üçüncü o ğ lu Karl IX, Sigusmund'u<br />
devirerek krall ığı ele geçirdi (1599). Ötekiler gibi o da büyük<br />
temizlik yapt ı .<br />
KUZEY AVR.UPA'NIN<br />
GÜÇLÜ ÜLKESI<br />
Kral Erik XIV devrinde Rusya ile sava ş ba şlam ış t ı . Krallar<br />
ı Sigusmund'un öldürülmesiyle, Polonya da Isveç'e sava ş açt ı .<br />
Ruslarla sava ş çok ba şar ı l ı gidiyordu. Isveç-Fin ordular ı<br />
1610'da Moskova'ya girdi. Moskova bir süre Isveç yönetiminde<br />
kald ı .<br />
Karl IX öldü ğünde (1611), Gustav Il Adolf 17 ya şındayd<br />
ı . Genç Kral, gelmi ş geçmi ş en iyi devlet adam ı say ı lan (ba ş bakan<br />
ve d ış i ş leri bakan ı durumundaki) Axel Oxentierne gibi soyl<br />
ırlar ı n da yard ı m ıyla büyük yenilikler yapt ı . Oxentierne, k ırk<br />
y ı la yak ın (sonraki krallar zaman ında da) ülkede etkili bir ki şi<br />
oldu. Onun devrinde Modern Isveç'in temelleri at ı ld ı :<br />
- Üniversite ve yarg ı organlar ı yeniden düzenlendi.<br />
- Bürokrasi do ğdu. Devlet görevlisi, yarg ıç, diplomat gibi<br />
yeni u ğ ra ş dallar ı belirdi.<br />
- Ülke illere bölündü.<br />
- Köylerde okullar aç ılmaya ba şland ı (bunlar daha çok<br />
Latince ö ğrenimli dil okullanyd ı ). 1620'de liseler aç ılmaya ba ş -<br />
land ı .<br />
- Nüfus kütü ğü tutuldu. Her köy papaz ı , köyündeki ki şilerden<br />
sorumlu tutuldu. Böylece asker say ıs ı belirlendi, kaçakç ı -<br />
l ı k zorla ş t ı .<br />
- Bugünkü Belçika'dan Valonlar getirtilerek madenlerin<br />
işlerımeSi ve silah yap ı m ı geli ştirildi.<br />
F 1.2
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 178<br />
- Işe yaramayan ormanlar yak ılarak ekim alan ı durumuna<br />
getirilmeye ba şland ı. Böyle aç ılan alanlardan alt ı yıl vergi<br />
alınm ıyordu.<br />
Reformlar, ülke ve sava ş lar için gerekliydi. Sava şç ılar ı ve donan ı mlar ı n ı<br />
sa ğlayabilmek için iyi örgütlenmeye gereksinim vard ı. Daha önceleri,<br />
sava ş ç ı lar ın çoğu paral ı yd ı . Hangi ülke daha çok para verirse, o ülke için<br />
sava şırlard ı . $imdi Isveç'in kendi sava şç ılar ı vard ı . Her yerin papaz ı ,<br />
sava ş zamanlar ı nda ülke için sava şmalar ı için erkeklerin kütü ğünü tutard ı<br />
(bu, ilk kez olarak, İ sveç'teki halk ın gerçek say ı s ı n ı n da bilinmesiydi).<br />
Kütü ğe yaz ı lmamak, ölümü de göze almak demekti. Birçok köylü genci<br />
ve tutmalar (u şak) ormanlarda saklan ıyordu.<br />
(Svensk historia, pe Iett svenska, Sayfa 11, Stökholm 1986)<br />
Balt ık' ın kar şı yakasındaki sava şlarda toprak kazanma<br />
başarısı sürüyordu. Estonya'dan sonra Livonya da Isveç'in eline<br />
geçmişti. Balt ık'ın güneyinde de (Polonya yönetimindeki Prusya'da)<br />
Isveç ordular ı ilerliyordu.<br />
Isveç, 1630'da Otuz Y ıl Savaşlanna(*) kat ıldı. Almanlar,<br />
Gustav 11 Adolf u "Kuzeyin Aslam" olarak yard ıma ça ğırmışlardı.<br />
Isveç-Fin birlikleri, yeni sava ş yöntemleriyle ba şarılar kazandı.<br />
Ama Kral Gustav ll Adolf, 1632'de Lützen'de (Leipzig yak ınları)<br />
savaşırken öldü. Otuz Y ıl Sava şları sonunda Isveç, yeni topraklar<br />
kazand ı. Kuzey Avrupa'n ın en güçlü ülkesiydi.<br />
Gustav Il Adolf'tan sonra gelen Kraliçe Kristina döneminde<br />
(1632-54), sömürge ya ğmas ından da yararlanılması düşünüldü.<br />
1638'de bir Isveç sava ş gemisi, Daleware Suyuna (bugünkü<br />
Washingtowile Philedelphia aras ı) demir att ı. 1643'te bir gemi<br />
daha yolland ı. "Yenilsveç" (Nya Sverige) ad ı verilen sömürgedeki<br />
Isveçli say ıs ı 200'ü buluyordu. Yerle şme yerlerine de<br />
Nya Göteborg, Nya Vasa, Nya Korsholm, Kristina vb adlar yerli-<br />
*) Otuz Y ıl Savaşları (1618-48), Katoliklerle Protestanlarm sava şlandır.<br />
Avusturya Imparatoru Ferdinand, koyu bir Katolikti. Bohemya ve Macaristan<br />
kral ı da seçilmişti. Küçük Alman kentlerindeki din kar ışıkl ıklarından<br />
yararlanarak, onları da kendisine bağlamak düşüncesiyle savaşı başlattı. Ilk<br />
çarp ışmay ı Bohemyahlarla yapt ı. Danimarka ve Fransa Almanlar ın; Ispanya<br />
da Avusturya'n ın yan ında yer ald ılar. Savaşlar otuz y ıl sürdü ve Avusturya'n<br />
ın barış isteğiyle sonuçland ı (1648). Vestefalya Anlaşmasıyla Avusturya,<br />
Almanya'daki Protestan prenslerin dinsel ve siyasal ba ğıms ızl ıkların ı<br />
tanıd ı .
DEMIRBA Ş Ş ARL 179<br />
di. Sömürge toprak1an 1655'te Hollandahlann, sonra da Ingilizlerin<br />
(1664) eline geçti(*).<br />
350. YIL KUTLAMALARI<br />
"1638'de İ sveç'ten yola ç ıkan atalar ı m ı z ın, Atlantik'in bu yakas ı nda,<br />
toprak kazanmak için nas ıl zorlu bir yolculuk yapt ı klar ı n ı dü şündüm"<br />
dedi Kral ve ekledi: Onlar ı n an ı lar ı bugün beni onurland ırd ı .<br />
İ sveç Kral ve Kraliçesi, eski belediyede bir sergiyi açarken, Wilmington'Iular<br />
ın s ıcak ilgisiyle kar şı lan ı yordu. D ışardaki caddede, ellerinde<br />
Isveç bayraklar ı n ı sallayan kalabal ı klar vard ı .<br />
Kral dün de, Kraliçe ile gitti ği Philedelphia'da bir sergiyi açm ışt ı . Bu<br />
nedenle ö ğle yeme ği yenmi ş , Ann-Margret, İ sveç'i onurland ıran on<br />
dakikal ık bir kutlama gösterisinde bulunmu ştu. Ayr ıca, 350 y ı l önce<br />
ilk gelen İ sveçlilerin kar şı la şt ı klar ı gerçek K ız ılderililer Lenni Lenape'<br />
lerin torunlar ıyla tan ışı ld ı ...<br />
(Göteborgs Posten, 14 Nisan 1988)<br />
SOYLULARIN ETKISI<br />
Ülke topraklar kazan ıyordu ama, ülke topraklann ın %72'<br />
si (kiliseden alman topraklar katlanarak) soylular ın eline geçmi ş -<br />
ti. Vergi_ ödeyemez duruma dü şen köylüler yer yer ayaklan ıyordu.<br />
Soylular bolluk içinde ya şarken, köylüler açl ıktan ölüyordu.<br />
Riksdag'ta kentlilerle papazlar da köylülerden yana görünüyordu<br />
ama, soylulara güç yetn ıiyordu. Kraliçe Kristina, Avrupa'n ın ünlü<br />
bilginlerini toplay ıp soruna çözüm arad ı. Çözüm bulamay ınca<br />
da, taht ı b ırakıp (1654) yurt d ışına (Roma) gitti ve orada öldü.<br />
Sava şların ard ı bir türlü kesilmiyordu. 1k;79'da Danimarka'n<br />
ın elinden bugünkü Güney Isveç'i (Skâne) alan Karl Xl, soylular<br />
ın elinden de 1611'den sonra edindikleri topraklar ı (1680'<br />
de) geri aldn**).Her bölge (ya da il) donan ımlı 1.200 yaya asker<br />
besleyecekti. Bu askerlere toprak ve konut verildi. Bar ış devrele-<br />
*) 1784'te de bir sömürge edinme giri şimi oldu. Kral Gustav lll, Fransa'ya<br />
gidince, Antiller'deki (Bat ı Hint Adaları) St Barthelemy adas ın ı Fransa'dan<br />
(sat ın) ald ı. 21 bin kilometrekare olan adada, 400'ü köle olmak üzere 950<br />
kisi yaşıyordu. Amaç, bu aday ı tecimsel durak olarak kullanmakt ı. Yeni<br />
Dünya ile ilişkiler geli şiyordu. Ilk kez 1800'de adan ın gelirleri, giderlerini<br />
geçti. Isveç bu sömürgeyi 1878'e dek elinde tutabildi.<br />
**)1680 reformundan sonra toprak dengesi: Devlet %35,5; soylular %33 ve<br />
köylüler %31,5.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 180<br />
rinde topraklar ı n ı i ş leyecekler; sava ş durumunda orduya kat ı lacaklard<br />
ı . Her subaya, içinde ya şayabilece ği birer çiftlik güvencesi<br />
verildi. Ülke düzeyinde 3.000 subay çiftli ği belirlendi(*).<br />
DEM İ RBA Ş Ş ARL<br />
XII. Karl (Demirba ş Şarl), babas ının ölümü üzerine 15 yaşında<br />
kral oldu (1697). Çok iyi yeti ştirilmi şti. Latince ve Almanca<br />
biliyordu. Kral olunca Frans ızca (Türkiyeedeyken biraz<br />
Türkçe) ö ğrendi. Çok tarih okurdu. Büyük Iskender'in 32 yaşı<br />
nda dünyay ı titretti ğini dilinden dü şürmiiyordu. Sert ya şam ı<br />
seven, e ğlence ve kad ınlara kar şı ilgisiz, saraydan çok ordu içinde<br />
ya şayan, avc ı l ığı seven ve çok iyi k ı l ıç kullanan bir gençti.<br />
Isveç ordusu, XVI. yy'daki Türk ordusu gibi çok disiplinliydi.<br />
Üste kar şı gelmenin cezas ı ölümdü. Ölümle sonuçlanaca ğı<br />
bilinse bile, verilen buyruklar yerine getirilirdi.<br />
Protestan Isveç, Katolik Polonya ve Ortadoks Rusya'y ı<br />
öteden beri korkutuyordu. Rusya'n ın gücü Polonya'n ınkine yakla<br />
şm ış t ı . Balt ık Denizinde yaln ızca Isveç'in donanmas ı vard ı .<br />
Karr ı n Rusya'ya kar şı tutumu dü şmanca de ğildi. Rusya'dan<br />
hiçbir ku şkusu yoktu. Rusya'ya teknik personel ve 600 top bile<br />
yollann ş t ı .<br />
Ancak Çar Petro'nun Polonya ile anla şı p, Türkiye'yle<br />
bar ış yapmas ı (1700) Karl ı ku şkuland ırd ı . Danimarka da Rusva-Polonya<br />
anlasmas ına kat ı l ınca, Isveç'in sald ı r ıs ı na u ğrad ı .<br />
Danimarka'n ı n bar ış iste ğine uyan Karl, 40 bin ki şilik bir orduyla<br />
Balt ık' ı n kar şı yakas ına geçti (1700). Çar Petro, Isveç ordusunu<br />
kar şılamaya ç ıkt ıysa da, kaçt ı . Karl, büyük kuvvetlerini geride<br />
b ırakarak, 8.430 ki şiyle Novgorod yak ınlar ında Rus ordusuna<br />
sald ı rd ı . Alman generallerinin kumandasmdaki 40 bin ki ş ilik<br />
Rus ordusu, az bir kar şı koymadan sonra Moskova'ya do ğru<br />
kaçmaya ba şlad ı . Isveçlilerin 2 bin ölüsüne kar şı l ık, Ruslar 18<br />
bin ki şi yitirmi şti.<br />
Bu sava ştan sonra Karl' ııı değil Moskova'da, Sibirya'da<br />
bile durdurulamayacai,b görü şü yayg ınlık kazand ı. Ama Çar,<br />
bozgunu öğrenince umudunu yitirmedi ve şu ünlü sözü söyledi:<br />
"Daha uzun bir süre isveçlilere yenilece ğimizi biliyorum. Ama<br />
Subaylara toprak verilmesi 1901 y ı l ına dek sürdü. Bugün bile, özel ki şilerin<br />
elinde (subaylardan kal ıt olarak) bu topraklardan bulunur.
DEMIRBA Ş Ş ARL 1B1<br />
onlara yenile yenile, yenmeyi de ö ğreneceğimizi biliyorum."<br />
Çar, isveçlilerin Moskova'ya girememeleri için haz ırlıklar<br />
yapt ı . Moskova çevresindeki tüm kaleler iyice onar ıld ı. Bu i şte,<br />
kırbaç alt ında kad ınlar da çal ışt ırıldı. Top dökülebilmesi için kilise<br />
çanlar ı bile dökümhanelere yolland ı. 250 Rus çocu ğu sava ş<br />
yöntemlerini ö ğrenmek üzere Avrupa sava ş okullanna yolland ı .<br />
Karl, önce Çar Petro'yu ortadan kald ırmak istiyordu.<br />
Ama generallerinden kimileri Karl' ın bu düşüncesini de ği ştirterek,<br />
önce, daha güçlü durumda olan Polonya'ya sald ırılmas ım<br />
sa ğlad ılar. Çar Petro, eline geçen bu alt ın y ılları değerlendirirken,<br />
Karl Polonya batakl ıklar ında ilerliyordu.<br />
Polonya (Leh) kral ı bulunan Saksonya Elektörü 11. August<br />
(Nalk ıran), Çam yollad ığı 13 bin Rus ve 10 bin Saksonuyla,<br />
Letonya'da bulunan Karl' ın üzerine yürüdü (1701). Ancak,<br />
Çar gibi August de ordusunun ba şında bulunmadı . 2 bin ölü veren<br />
Saksonlar sava şı yitirdi. Ruslar, daha sava şın ba şında kaç-<br />
1Tll şlard ı .<br />
11. August'ün Polonya'daki durumu iyi de ğildi. Seçimle<br />
gelen Polonya krallar ı, "soylular kurulu"nun karar ı olmaks ız ın<br />
Polonya ordusunu kullanamazlard ı . Kral, 15 bin Sakson'a kar şı -<br />
hk 6 bin Polonyalı gönüllü toplayabilmi şti. Barış istedi. Karl,<br />
kad ın elçiyle görü şmedi bile. Var şova'ya giren Karl, Kilissov Alan<br />
Sava şında 10 bin ki şilik ordusuyla, August'ün 21 bin ki şilik<br />
ordusunu da ğıtt ı (1702). Karl, tüm a ğırl ıklann ı yitiren August'ü<br />
Polonya'n ın eski ba şkenti Karakovi'ye dek izledi. Otuz Y ıl Sava<br />
şlarından (1618-48) sonra isveçliler, Orta Avrupa'da yeniden<br />
at oynat ıyordu. Karl' ın attan dü şerek baca ğın ın k ınlmas ı , August'ü<br />
tutsak olmaktan kurtard ı .<br />
İsveçlten 12 bin ki şi getirttikten sonra Narew akarsuyunu<br />
geçen Karl, 6 bin Sakson ve 6 bin Litvan'dan olu şan bir orduyu<br />
kar şısında buldu. Yap ılan sava şı, bin tutsak ve 600 ölü<br />
verdirerek yine Karl kazand ı (1703).<br />
Bu s ırada Çar, Neva kentini alarak Balt ık'ta bir pencere<br />
açt ı. Kentin ad ını da Piterbuch (Petersburg = Petronun Kenti.<br />
1914'te Petrograd, 1924`te Leningrad) olarak de ği ştirdi. Nedense<br />
Karl, Ruslar ın Balt ık'a aç ılmas ın ı önemsemedi.<br />
Her şeyini yitirmi ş olan Polonya'da Karl' ın kral olmas ı
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA - İ SVE(:- 182<br />
bekleniyordu. Ama Karl, "krallarma sayg ı l ı olmay ı bilmeyen bu<br />
cumhuriyet"te kral olmak isthinedi., Polonya Eski İstanbul Büyükelçisinin<br />
o ğlu Leszcznsky'yi kral yapt ı. Polonya Kardinal'i<br />
(l') bu ki şinin çok genç oldu ğunu ileri sürdüyse de, "benim ya şımdad<br />
ı r!" diyerek tersledi. Gerçekten o zaman, her iki genç de 22<br />
ya şı ndayd ı (I705).<br />
1708'e dek Karl Polonya'da dola şarak sava şlar kazand ı .<br />
Polonya ve Litvanva Ruslardan temizlendi. Bu arada Ruslar da<br />
Balt ık'a iyice yerle ş tiler.<br />
Karl, Çam kar şı son darbeyi indirmeye haz ırlan ırken,<br />
Rus tehlikesinden etkilenen ülkelerin temsilcileri (Estonya, Livonya<br />
ve Volonyahlar) de beraberindeydi. Ukrayna Hetmam Mezappa<br />
da Karl'a kat ı ld ı . Moskova'ya Ukrayna üzerinden yilrünecekti.<br />
1708-09 k ışı. çok sert geçmi ş ; so ğuktan ölenlerin çokluğu,<br />
bir iki alan sava şı ndaki yitiklere e şit olmu ş tu. Ruslar. çekildikleri<br />
yerlerde ne varsa yak ıp y ıkiyor; yiyecek b ıraknuyorlard ı .<br />
Bu ("ununda, isveç'ten yola ç ıkan Levenhaupt yönetimindeki<br />
kuvvetler gelmeden Moskova'ya yilriinemezdi. Karl, Ukrayna'ya<br />
gelmekte dünyan ı n d ışı na ç ıkm ış gibiydi. Buyruklan gerekli yerlere<br />
zaman ı nda yaram ıyor; Levenhaupt yava ş hareket ediyor,<br />
bir türlü orduya yeti şen ıiyordu.<br />
Karl, bir bak ıma kom şu oldu ğu Osmanl ı Devletini kazanmay<br />
ı dü şündü. Özellikle K ı r ı m Ham Devlet Gerav Hank' kolayca<br />
anla şabilece ğini umuyordu. K ı r ı m Hanl ığıyla ili ş kiler oldukça<br />
eskiydi. 1630'da K ı r ı m Ilan ı n ı n yollad ığı elçiler, Finlan-<br />
-diya üzerinden Isveç'e gelmi şlerdi. IV. Mehmet devrinde Isveç<br />
Kral ı X. Karl Gustav, Osmanhlarla bir anla şma yapmak istemi şti. .<br />
Istanbul'a ilk Isveç elçisi 1.656'da gelmi ş ; 1657'de K ır ım'a<br />
adamlar yollannu ş t ı . Karl, 1705'te Polonya'da Lambergli ald ığı<br />
zaman, tutuklarevine at ı lmış elli . kadar Türk - tutsa ğı bulmu ş .;<br />
bunlar ı giyindirerek Türkiye'ye yollanu ş t ı . 1707 y ı l ında da Bender<br />
. Koruyucusu ve Özü Valisi Çerkez Yusuf Pa şa, Ruslardan<br />
gelecek tehlikeleri çok iyi sezdi ğinden, Mehmet A ğa ad ı ndaki<br />
elçiyi Karl'la gdrü şmek üzere Polonya'ya yollam ıştı . Mehmet<br />
Ağa, Karl'a yard ımdan söz etmi ş , ama Karl, o s ıralarda Isveç.<br />
kuvvetleriyle Çar ı yeneceğine güvendi ğinden olacak, Osmanl ı -<br />
*) Kardinal, Papa'y ı seçen, dan ışmanl ığı n ı yapan yetmi ş kadar ba şpapazdan<br />
her biri.
DIM İ RBA Ş Ş ARL IS3<br />
Tarla ili şkiyi sürdürmeye pek önem vermemi ş ti.<br />
Karl'in Ukrayna'da bulunmas ı , Osmanl ı Devleti için de<br />
büyük f ırsatt ı . Ama devletin ba şında bulunanlar durumdan yararlanmasm<br />
ı bilemediler. Ruslar, 1700 bar ışma ayk ı r ı olarak<br />
Osmanl ı s ı n ır ına kaleler yapt ı r ırken, Padi şah III. Ahmet, tahttan<br />
indirilme korkusu içinde s ı n ır çat ış malarmdan çekiniyordu.<br />
Sadrazam Çorlulu Ali Pa şa, d ış siyasa konular ında çok beceriksizdi.<br />
K ır ı m Ha ıııııa Istanbul'dan giden buyruklarda, Ruslar' incitecek<br />
hiçbir giri şimde bulunmamas ı isteniyordu. 111. Ahmet'in<br />
tahta ç ıkışından beri ülkenin ileri gelen ki şileri, kar şı görü şlü ya<br />
da ku şkulu görülerek ortadan kald ı r ılmış t ı . I ş ba şmdakilerin<br />
u şakhk ve dalkavuklukla yükselmi ş , yeteneksiz ki şilerdi. Istanbul'daki<br />
RuS Elçisi ıı i ıı da ğı tt ığı para ve kürklerin de Osmanl ı -<br />
Rus ili ş kilerinde büyük etkisi oluyordu.<br />
Karl' ı n i şleri ilk kez ters gitmeye ba ş lad ı . Ulahlarm<br />
Levenhaupt'm yak ın bir yere dek geldi ğini bildiren yalan<br />
bilgileri iyi ara ş t ı rmadan sald ır ıya geçti. Levenhaupt ise çok yava<br />
ş hareket etmi ş , yeti şen Ruslar kar şıs ında 7 bin ölü vermi ş ve<br />
sava ş gereçlerinin hemen tümünü yitirdikten sonra orduya kat ı -<br />
labilmi şti. Yusuf Pa şa ve Mezappa arac ı l ığıyla Isveç-Osmanl ı<br />
dostlu ğu için yap ılan giri şimler de sonuç vermemi ş ti.<br />
Bu ko şullar alt ında Paltova Kalesi ku şat ıld ı . Çar, kaleyi<br />
savunmaya kararl ıyd ı . Sava şın k ı zış t ığı s ırada Karl, bir Rus kurşunuyla<br />
aya ğı ndan yaraland ı . Siperleri ancak sedye üzerinde denetleyebiliyordu.<br />
Rus ordusu 45 bin; Isveç ordusu 21 bin ki ş iydi.<br />
Rus ordusunda birçok yabanc ı general vard ı . Yaral ı Kralm,<br />
kumanday ı Mara şal Rehnschiold'a vermesiyle Isveç ordusunda<br />
ikilik ba ş lam ış ; Levenhaupt, "böyle bir kumanda alt ı nda bulunmaktansa,<br />
olmenin daha iyi olaca ğı "n ı söylemi ş ti. Isveç ordusu<br />
s ı k ışıyordu. Kral, kur ş un ya ğmuru alt ında siperleri dola şı rken,<br />
Ba şkumandan Rehnschiold'un bir kar şı ç ık ış s ı ras ı nda 4 bin kişiyle<br />
tutsak dü ş tü ğünü ö ğrendi. Ku şatmay ı sürdürmenin olanaks<br />
ı z oldu ğ unu gören Karl, geri çekilmekten ba şka ç ı kar yol göremedi.<br />
Kral. Bender üzerinden Polonya'ya; Levenhaupt da K ı r ı m'<br />
a çekilecek; yeni kuvvetler ve sava ş gereçleri gelene dek -beklenecek<br />
t i.<br />
13a şar ı sarho ş lu ğu içinde bulunan Ruslar ı n akl ı na, kaçan<br />
is ■ eçlileri kovalamak bile gelmedi. Çar hemen bir şölen kurdur-
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 184<br />
du. Tutsak Isveç subaylar ı da şölendeydi. Bir ara Çar, kadehini<br />
"öğretmenlerin onuruna" kald ırd ı. Tutsak ba şkumandan, ö ğretmenlerin<br />
kim oldu ğunu sorunca da, "Sizler, Bay Isveçliler!"<br />
Kır ım'a doğru çekilen Levenhaupt' ın da 16.947 ki şiyle tutsak<br />
edildi ğini öğrenen Çar tümden şaşırmışh(*).<br />
TÜRKIYE YILLARI<br />
Karl, yarah durumda Osmanh topraklar ına girmi şti. Yanındakilerin<br />
tümü atl ıydı. Tüm gün çöle benzer, uzun otlu, ıssız<br />
bozk ırlarda yol aldılar. Ama gerçek s ınır sayılan Aksu'yu (Dinyester)<br />
geçebilmek için hem kay ıklar, hem de Özü Pa şasırun izini<br />
gerekliydi. Özü Pa şasından izin al ınmak üzere yollanan kurul,<br />
yolda, bir ta şoca ğında çalışan Tatarlara rastlad ı . Tatarlann ba şı ,<br />
hiçbir "kâfir"in kaleye girmesine izin verilmedi ğini söyleyerek,<br />
kaleye adamlar ından birini yollad ı. Özü'den bir Ağa gelerek, Paşan<br />
ın kurulu ertesi günü ça ğıraca ğım söyledi. Krala yiyecek-içecek<br />
getiren bir ba şka Ağaya 200 alt ın verildi.<br />
Ertesi günü Poniatowski ba şkanlığındaki kurulu ça ğıran<br />
Özü Kalesi Kumandan ı Abdurrahman Pa şa, Istanbul'dan izin almadan<br />
suyu geçmelerine izin veremeyece ğini söyledi. Abdurrahman<br />
Paşan ın kimbilir Isveç Krahn ın kim olduğundan ve niçin<br />
oralarda bulundu ğundan haberi yoktu. Bir "gâvur" ikinci bir<br />
"kâfir"ce tutsak edilse ya da öldürülse, bundan ne ç ıkardı .<br />
Polonya soylusu olan Krahn Elçisi Poniatowski, çoktandır<br />
siyasa ile uğra şmış , yetenekli bir ki şiydi. Orada bulunanların<br />
dışar ı ç ıkmaların ı , Paşaya söyleyecekleri bulunduğunu bildirdi.<br />
Yaln ız kal ınca da, "eğer Kral ve askerlerinin geçmesine izin verir<br />
ve yard ımda bulunursa, bu iyili ğini Kral ın ödülsüz bırakmayacağrı<br />
"n ı söylemesi üzerine Pa şan ın tutumu değişti. Elçi haz ırlıklı<br />
gelmi şti. Hemen Pa şaya bin (kimi kaynaklarda 2 bin) alt ın verdi.<br />
O gün "Sultaniye" adli kay ıklar, yiyecek dolu olarak<br />
kar şıya geçirilerek, Isveçliler ta şınmaya başlandı . 18 ve 19 Temmuzda<br />
(1709) kay ıklar durmadan çalışt ı . Ak şam üzeri, Rus kuvvetlerinin<br />
yakla şmakta oldu ğu haberi geldi. Ruslar, Osmanl ı top-<br />
*) Sibirya boık ırlar ına ve Urallar' ın arkalarına sürülen Isveç tutsaklar ı, çok<br />
elveri şsiz koşullarda yaşadılar. Demirbaş Ş arl' ın ölümünden üç y ıl sonra<br />
(1721) yap ılan Nystad (Finlandiya) anla şmasıyla, tutsaklar ın yaşayabilen<br />
14 bini (yarıs ından az) ülkelerine dönebildi.
DEM İ RBA Ş Ş ARL 185<br />
raklar ına yüz km kadar girmi şlerdi. Kayıkç ılar, kıy ıya yana şmaktan<br />
korktular. Kral, gece karanh ğından yararlanmay ı önerdiyse<br />
de dinletemedi.<br />
Ertesi günü sabah olunca, suyun öteki yakas ında kalan<br />
250-400 Isveçliyle Ukraynal ı ve Zaporoglu Kazaklar, Kral ın gözü<br />
önünde tutsak edildiler. Kazaklar ın tümü k ıhçtan geçirildi.<br />
Isveçliler önce Özü Kalesiyak ınlannda kurulan çad ırlarda<br />
konaklat ıld ı, sonra Bender'de haz ırlanan özel yere yerle ştirildiler.<br />
Kral Bender'e gelirken, Çerkez Yusuf Pa şa top at ışlarıyla<br />
ve törenle kar şıladı. Kral, 16 bin ki şilik ordu ile Levenhaupt' ın<br />
yakında gelece ğini ve bir iki hafta içinde Polonya'ya geçebileceğini<br />
umuyordu. Ac ı haberi 14 A ğustosta ö ğrenecekti.<br />
Abdurrahman Pa şan ın Isveçlileri parayla geçirmesi ve<br />
kimi Isveçlileri ahkoymas ı, Özü Valisi ve Bender Kumandan ı<br />
Çerkez Yusuf Pa şamn çok can ını s ıkmış , durumu Istanbul'a<br />
bildirmi şti. Gelen buyrukta, Abdurrahman Pa şa ve yardımc ısının<br />
(kethüda) Bender'de kalebent(*) olarak tutulmas ı; bin alt ın ve<br />
kaç ki şiyse Isveçli gençlerin Krala tam olarak verilmesi istenmi ştir.<br />
lll. Ahmet ayr ıca Krala donat ılmış bir atla hançer vb armağanlar<br />
yollamıştır.<br />
Kralın Türkiye'de bulunmas ı nedeniyle yo ğun bir diplomasi<br />
trafiği başladı. Ruslar, Kral ve Ukrayna Hetman ı Mezappa'<br />
nın geri verilmesini istediler. Isveçlilerden, tutsak olan kimi Livonyahlann<br />
u şak , olarak Rusya'n ın Istanbul Elçili ğine yollan&<br />
ğını duyan Isveçliler, bu u şaklarla ili şki kurmaya ba şlad ılar. Rus<br />
Elçiliği durumu ö ğrenince, u şaklar Isveç Elçiliğine sığındı. Duruma<br />
el koyarak yirmi yeniçeriyle Isveç Elçili ğini sardır ıp, uşakları<br />
sorguya çektiren Sadrazam, Müslümanh ğa dönenleri sahverip,<br />
ötekileri Rus Elçili ğine geri verdirdi.<br />
Bender'deki Isveç Kamp ına birkaç baraka yap ılarak, Kral<br />
ve çevresi yerle ştirildi. Buramn ad ı da "Karlopolis" (Karl' ın Kenti)<br />
oldu. Kral, "saray" ına geçerken, bir de dinsel tören yap ıldı .<br />
Bu "Kral Saray ı", yalnız Isveçlilerin de ğil, Moskova'ya kar şı savaşan,<br />
Rus tehlikesinden etkilenen tüm uluslar ın da simgesiydi.<br />
O 'una dek önemsiz bir s ınır kalesi olan Bender, Osmanl ı Devleti<br />
içinde de önemli bir yer oluvermi şti. Genç Kral ın dürüstlüğü,<br />
*) Kalebent, kale d ışına ç ıkması yasakl ı kişi.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A - 186<br />
yal ı nl ığı ve elinin aç ıklığı büyük ilgi topluyor; şarap iç ıneyi ş i<br />
İslam dünyas ını etkiliyordu. "Yüzy ılın iskenderi"ni görmek için<br />
Istanbul ve öteki yerlerden kalk ıp Bender'e gidenlerin say ıs ı az<br />
değildi.<br />
Osmanl ı Devletinin, Isveçlilerin giderleri için her gün<br />
tidedi ği "az ık parası "ndan (414,5 kuru ş) ba şka, birçok kez toplu<br />
para yard ı m ı yapılmasına karşın, Kral bir türlü parasal s ık ınt ıdan<br />
kurtulannyordu. Kampta 1.300 Isveçli, 6 bin kazak ve 4 bin<br />
Polonyal ı vard ı . Ayr ıca Rus bask ısından kaçarak kampa kat ı lanlar<br />
ı n say ıs ı gün geçtikçe art ıyordu.<br />
Kral,Sadrazinn Çorlulu Ali Pa şan ın yollad ığı arma ğanlar<br />
ı , "dii şınan" ından armağan alamayaca ğı gerekçesiyle geri çevirdi((`<br />
). Sadrazam, Karl' ı Rus kuvvetleri koruyuculu ğunda ülkesine<br />
yollamak gibi düşünceler ileri sürmü ştü. Paray ı çok seven Ali Paşa,<br />
büyük bir varlık edilmi ş ; çekemeyenleri ço ğalm ış t ı . 15 Haziran<br />
1710'da gözden dü şüp görevden al ınarak, Tunca valili ğ i ııe<br />
atan ınas ı en çok Karl' ı sevindir ıni şti (Çorl ıdu - Ali Pa şa. daha sonra<br />
Midillitye sürülecek; tüm varl ığına el konacak ve 27 Aral ı k<br />
1710'da ba şı kesilerek öldürülecektir).<br />
Sadrazamlığa getirilen Numan Pa şa, o dönemde -say ı lar ı<br />
çok az olan "do ğru" adamlardan biriydi. Sadrazam ın deği ş ti ğ ini<br />
öğrenen birçok ki şi, haklar ı n ı aramak üzere Istanbul'un yolunu<br />
tutuyordu. Çorlulu döneminde kesinlikle Rusya ile bir sürtü ş me<br />
istemeyen Bab ı t'Ili (hükümet), şimdi gerek ülke ç ı karlar ı ve °nuru<br />
ve gerekse XII. Karl için sava şı da göze alabilirdi. Numan Pa şa b ı l<br />
konuda, Çorlulu gibi Kral ı aldatma dü şüncesinde olmad ığım da<br />
özellikle belirtiyordu. Ülkesine dönebilmesi için de Krala istediğine<br />
yak ı n kuvvet (30-40 bin ki şi) verebilecekti.<br />
Padi şah III. Ahmet, Numan Pa şan ın etkisinin artmas ı ve<br />
Rusya'ya kar şı sava ş olas ı l ığı kar şıs ında ku şkuya dü ş tü. Askere<br />
ayl ı k vb giderler için ."iç hazine"den para istenince, Sadrazam ı<br />
ça ğı r ı p, önceki sadraza anlam ı iç hazineye dokunmadan para bul-<br />
*) Isveç müzelerinde Demirba ş Ş arl' ın Türkiye'de bulundu ğu y ıllara ili ş kin<br />
hiçbir Türk yap ı t ı bulamad ık. "Ordu Müzesi"nde (Kungl. armemuseum)<br />
Demirba ş Şarl için ayr ılan kocaman salonda bile, Ş arl' ın gitti ği yerleri<br />
gösteren haritadan ba şka, Türkiye'yi ans ıtacak tek şey yok! Müzelente,<br />
1687'de Viyana'da edinildi ği yz ıl ı çok büyük bir çad ır d ışında, Türk yap ı t ı<br />
olarak gösterilen kimi tüfek, k ıl ıç, eyer tak ım ı vb etiketlerinde belirli bir<br />
tarih yok.
DEM İ RBA Ş. Ş ARL 187<br />
duklarm ı söyleyerek ı»ül ıürü istedi. N ıı man Pa şa mühürü verirken<br />
"önceki sadrazamlar Padi şah ı ho şnut etmek için halk ı haks ız<br />
yollarla ezmi şlerdir" demek yiireklili ğini gösterdi. Dostlar ın ı n<br />
çoklu ğundan çekinen Padi şah, Numan Pa şan ı n ya şam ına ve varl<br />
ığına dokunmad ı. Kendisine E ğriboz Sanca ğı verilen Pa şan ı n<br />
sadrazaml ığı 63 gün sürdü.<br />
Sarayda yükselebilmek için, do ğruluk yerine kurnazl ık,<br />
u şakl ık ve hile gerekliydi. Kendisinde bu yeteneklerit!) öteden<br />
beri bulunduran ve o s ıralarda Halep Beylerbeyi olan Baltac ı<br />
Mehmet Pa şa sadrazaml ığa getirildi. Baltac ı 'mn ilk i şi, çoklarm ı n<br />
yapt ığı gibi, kendi adamlar ı n ı önemli yerlere getirmek oldu. Bu<br />
arada, aralar ı aç ık bulunan Özü Valisi ve. Bender Kumandan ı<br />
Çerkez Yusuf Pa şay ı tutukiatarak K ılburnu' ıla kalebent yapt ı .<br />
Devlete hizmet yolunda saçlar ı n ı a ğartm ış ; birçok sava ş larda<br />
bulunarak yararl ıklar göstermi ş olan bu ya ş l ı Pa şan ın tüm varl<br />
ığı na da el konuldu.<br />
Osmanl ı Devleti, Isveçlilere az ık paras ı vermeyi<br />
yordu. Ama Istanbul'da politik giri şimlerde bulunmak; Bender'<br />
le Istanbul ve Stokholm_ aras ı ndaki ba ğlant ı y ı sa ğlamak için büyük<br />
paralar gerekliydi: O dönemde en hakl ı savlar ııı bile arma ğan<br />
ve parayla desteklenmesi ola ğaııd ı . Ukrayna Hetmam Mezappa<br />
olmeden Krala 160 bin alt ı n borç vermi şti. Öldükten sonra kalan<br />
- 80 bin alt ı n ı da Kral borç olarakald ı . Bender birçok tecimenin,<br />
özellikle Yahudilerin ilgisini çekiyordu. Kral ı') yüksek faizle<br />
para ald ığı n ı duyan Yahudiler Bender'in yolum ı tutuyordu. Pafar<br />
yerini and ı ran kamp ın çevresini Türk evleri sarm ış t ı . Kralm<br />
sivil giysili askerleri el sanatlar ıyla u ğra şıyor: ö ğretmenlik, yap ı -<br />
yorlard ı .<br />
Kralm bir an önce. ülkesine dönmesi için türlü bask ılar<br />
deneniyordu. Frans ız Elçisi, deniz yoluyla gitmesi say ım ortaya<br />
att ı . Kimi kez Sadrazamm kötü davran ışı n ı Padi şah «ar ıyor;<br />
Kral ı kendi konu ğu say ıyor; istedi ğince Osmanl ı Devletinde kalabilece<br />
ği ve diledi ği yolla gidebilece ği bildiriliyordu.<br />
Rusya'ya kar şı yumu şama beklenirken, sava şa karar verilmi<br />
şti. Bu kararda K ı r ım Ham Devlet Geray ve Isveç Kral ı Karl'<br />
ın etkisi büyüktür. Kralm, ülkesine gidebilmek içi ıı çok say ıda<br />
koruyucu ve borçlar ı n ı odeyebilmek için para ko ş ulu ileri sürmesinin<br />
bir nedeni de, Türkiye'de kal ış süresini uzatarak, Osmanl ı
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 188<br />
Devletini Rusya'ya kar şı sava şa sokmak istemesivdi.<br />
Padi şah, 16 .Mart I 7 I I 'de, ordunun.Ba şkumandam olarak<br />
Baltac ı 'ya sanca ğı verirken, Tatar Han ın (Devlet Geray Han)<br />
sözünden ç ıkmamas ı n ı Isveç Elçisi Poniatowski, Kral<br />
ın temsilcisi olarak Sadrazam ı izleyecekti. Istanbul'da bulunan<br />
Devlet Geray, ordudan önce ç ıkm ış , Kır ım'a giderken Bender'e<br />
u ğrayarak . Kralla sava ş tasar ıları haz ırlam ışt ı . Eflak ve Bo ğdan<br />
Beylerine Tuna üzerine köprüler kurmalar ı ve yiyecek haz ırlarımlar<br />
ı yolunda buyrukla yollanm ışt ı . Önce Bender'e u ğranacak,<br />
sava ş yöntemleri saptanacakt ı .<br />
Ordu a ğır yürüyor, dinlenmek üzere yürüyü şe ara vetildiğinde,<br />
ortal ık panay ır yerine döniiyordu.<br />
Rus ordusunun Eflakia girdi ği, Bo ğdan Voyvodas ı n ı n<br />
Ruslara s ığınd ığı haberinin gelmesi üzerine, Çar ın Bender'e satd<br />
ı rmayaca ğı anla şılmış ; Baltac ı da Bender'e u ğramadan İsakç ı '<br />
ya geçerek, Kral ı yan ına ça ğırm ış t ı . Kral bu ça ğr ıya uymad ı .<br />
Baltac ı , bu "kurumla kâfir"irı gelmemesini yads ıyordu. Bir kez<br />
kendisi Padi şah ad ına sava şa gidiyordu. Dahas ı , Kral bir göçmendi<br />
ve Padi şahm koruyuculu ğuna s ığnmu ş t ı. Osmanl ı Devleti yönetiminde<br />
bu gibi ki şisel ili şkilerin etkisi büyük oldu ğundan.<br />
özellikle Karl'm dayan ılmaz bir istekle bekledi ği Osmanl ı-Rus<br />
sava şı iyi bir ba şlang ı ç getirmiyordu.<br />
Baltac ı asker de ğildi. Hiçbir sava ş ta bul ımmann ş t ı . Karl'<br />
ın sava ş tasar ı lar ı da uygulan ınayacakt ı . Çar ordusunun Purut<br />
boyunca Tuna k ı y ılar ı na inmekte oldu ğu iyice biliniyordu.<br />
Ordu a ğır a ğır kuzeye do ğru ilerlerken, birdenbire Rus<br />
ordusunu kar şıs ında buldu. Ruslar, beklemedikleri ve da ğnuk<br />
olduklar ı bir s ırada Osmanl ı ordusunu görünce şaş k ına dönerek<br />
Purut'un kar şı yakas ı nda çekilmeye ba şlad ılar. Köprüler kurulurken<br />
Türk, Tatar ve Kazak att ı lar' suyu geçip, Ruslar, kovalamaya<br />
ba ş lad ı lar. Ruslar kaçarken, içi yiyecek vb dolu 600 dolay<br />
ı nda arabay ı da b ırak ın ıştard ı .'Sadrazam ileri gitmekten korkuyor,<br />
gelen "kelle ler için ödüller veriyordu. İ lk kelleye 500 kuru<br />
ş verilmi şken, ö ğleye do ğru kelle ba şı 20-30 kuru şa dek dü ş tü.<br />
Yeniçerilerden birinin, kellenin daha çok para etti ğini ö ğrenince,<br />
tutsa ğım k ı y ıya çekip, k ı l ıcıyla kafas ın ı uçurdu ğu ve kellenin<br />
paras ı n ı ald ığı söylenir.
DEM İ RBA Ş Ş ARL 189<br />
Çok ()ilkin durumda bulunan Rus ordusu Purt ı t StlytilltIll<br />
- 1
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 190<br />
ma 150 bin; Yard ımcısına 60 bin; Çavu şbaşıya 10 bin ve Yeniçeri<br />
Ağas ına 10 bin ruble, yaz ıcılara, çevirmenlere ve yararlar ı<br />
dokunacak öteki ki şilere belirli paralar da ğıtılacakt ı .<br />
Safırov'un ola ğanüstü bir ba şar ı sağladığı , barış görü şmelerine<br />
ba şlamadan önce, Rus mare şali Şeratetev'in sözlerinden<br />
daha iyi anla şılmaktad ır. Safirov'un anla şma tasla ğın ı gören Şeratetev<br />
şunları söylemiştir: "Bu ko şullarla Türklerin bar ış yapacaklarını<br />
sanan ve Çara bu dü şünceyi veren, dünyan ın en aptal<br />
ki şisidir. Sadrazam bu tasla ğı uygun bularak bar ışı ba şlat ırsa, aptallıkta<br />
birincili ği Ona (Sadrazam) vermek gerekir!" Baltac ı'mn<br />
Katarina ile bulu ştuğu savına kaynaklarda rastlanm ıyor. Bu sayı ,<br />
Onu çekemeyenlerin ve sonradan romanc ıların ortaya att ığı görüşü<br />
yaygınd ır.<br />
Poniatowski ve Devlet Geray Han, bar ış görü şmelerinin<br />
başladığını Karl'a (90-100 km'lik yol) ula ştırdılar. 22 Temmuz<br />
gecesi saat 22'de, yan ına birkaç subay da alarak yola ç ıkan Karl,<br />
ertesi sabah orduya ula şt ı . Karl' ın gelmekte oldu ğunu duyan<br />
Baltacı, bir paşay ı kar şılamaya yollad ı. Paşa, Sadrazam ın işinin<br />
çokluğu nedeniyle kendisini görevlendirdi ğini, Sadrazamla görü<br />
şmek isterse ba şçadıra (otağ) buyurmas ını Krala söyledi. Karl,<br />
atını yüzdürerek Purut'u geçti ğinde, Rus ördusu tüm a ğırlığıyla<br />
yola ç ıkmıştı. Yalnızca artç ılar görünüyordu.<br />
Sadrazam ın da içinde bulundu ğu, kendisini kar şılamaya<br />
duranlarla ilgilenmeyerek at ından inen Karl, do ğruca ba şçad ıra<br />
giderek koltuğumsu bir yere oturdu. Üstü ba şı toz ve çamur<br />
içindeydi. Baltac ı ve Devlet Geray, çad ıra girerek selam verdiler.<br />
Çok sinirli olan Karl, girenleri, elini usulca şapkas ın ın kıyıs ına<br />
dokundurarak selamlad ı ve içerde bulunanlar ın dışarı ç ıkarılmasını,<br />
Baltacı 'yla yaln ız görü şmek istediğini bildirdi. Baltacı, içerdekilerin<br />
kalmas ının sakıncah olmayaca ğın ı söylediyse de dinletemedi.<br />
Çad ırda Kral, Sadrazam, Devlet Geray Han, Poniatowski<br />
ve Krahn çevirmeni kaldılar.<br />
Kral, böyle bir olana ğın bir daha kolay kolay ele geçmeyeceğini.belirterek,<br />
sava şın sürdürülmesini istedi. Baltac ı kar şıhk<br />
olarak, Türk yasalar ına ( şeriat) göre, "aman" diyene k ılıç kalkmayaca<br />
ğını, tüm isteklerinin kar şıland ığını ve Isveç için Ruslarla<br />
sava şa girmek zorunda olmad ıkların ı söyledi. Karl' ın, kendisine
DEMIRBAŞ ŞARL 191<br />
birkaç bin yeniçeri ve biraz top verilirse, birkaç saatte Ruslar ı<br />
tutsak yapabilece ği yolundaki isteğini de, "İslam askerlerine bir<br />
Hıristiyan' ın kumanda edemeyeceği" gerekçesiyle tersledi. Bar ış<br />
yapılm ışt ı, dönülemezdi. Bu barışla, Krahn ülkesine dönebilmesi<br />
için de Ruslardan güvence al ınmıştı. Osmanlı Devleti ilk kez Karlofça<br />
anla şmasıyla toprak yitirmi şti ve bu barışla, Ruslara b ıraktığı<br />
Azak Kalesini geri al ıyordu.<br />
Baltac ı'yla iyice arası aç ılan Karl, Bender'e döndü. Sadrazam<br />
ın gizli düşüncelerini sezmi şti. Istanbul'a mektuplar yolladı.<br />
Baltac ı da, Çorlulu'nun düşürülmesinde büyük pay ı olduğunu<br />
dü şünerek Istanbul'a, Krahn davran ışlarını kmayan mektuplar<br />
yollad ı, yalanlar yazd ı .<br />
Purut Anla şmasında belirtilen ko şulların yerine getirilmesine<br />
dek, Türkiye'de "rehin" olarak kalan iki Rus (Safirov ve<br />
Şeremetov), bir hafta içinde Osmanl ılarla içli d ışh olmuşlardı .<br />
Bol para da ğıtan bu ki şiler, Krahn Rusya yoluyla yollanmasm ı<br />
istiyorlard ı. Baltacı'nın Safirov'a "Krah öyle adamlarla yollayaca<br />
ğım ki, Kral u ğruna kimseyle çarp ışmayacaklard ır!" dediği<br />
söyleniyordu. Kralın ülkesine yollanmas ı için Baltacı kesin buyruk<br />
vermi şti. Krahn geçece ği Polonya'ya (Lehistan) mektup yazılmış;<br />
koruyuculu ğunu yapacak 3 bin ki şi Bender'e gelmi şti.<br />
Kral, 40 bin ki şi olmadan adımını atmayacağuu kesin olarak<br />
bildirdi.<br />
Bu arada' Baltac ı 'n ın oyunlar ı Istanbul'da duyulmaya<br />
ba şland ı. Padi şah fil. Ahmet, Baltacı'ya yolladığı mektuplarda,<br />
Krala kar şı tutumunu kıyasıya ele ştiriyor, birinde "aman dilesen<br />
bile seni öldürürüm!" diyordu. Baltac ı yine de Krahn bir an önce<br />
gitmesini sağlamak amac ıyla türlü baskılar deniyordu. Kral ın çevirmeni<br />
tutuklanarak Özü Kalesine kapat ıldı. Orduda ve donanmada<br />
bulunan Isveç subaylar ının Bender'e yollanmas ına ili şkin<br />
buyruklar ç ıkard ı. Bender'e mektup getiren "kurye"ler, Sadrazanun<br />
buyru ğuyla durdurulmakta, mektuplar aç ılmakta, dahası,<br />
bu mektuplar ın çevirisinin Safirov'a yapt ırıldığı bile söylenmekteydi.<br />
Istanbul'daki Isveç Elçili ği, sürekli olarak Sadrazam yanl ıların<br />
ın gözetimi alt ındayd ı .<br />
Baltac ı , Kralın gitmesi için buyruk üzerine buyruk ç ıkarır.<br />
Iyilikle Bitmezse zorla kaldırılaca ğın ın bildirilmesi üzerine,<br />
Kral da zorbal ığa zorbalıkla kar şı koymaya karar vermi ş ; Isveç
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 192<br />
askerlerini silahland ırarak, saray çevresinde tetikte beklemelerini<br />
istemi ş tir.<br />
Tedirginli ğini bir türlü yenemeyen Baltac ı , Safirov ve Şeremetov'un<br />
da kat ıld ı klar ı bir "divan" toplayarak, soruna çözüm<br />
arad ı . Divanda bulunan Yeniçeri A ğas ı Yusuf Pa şa- bir ara, "bir<br />
de şeriata soral ıııı , bakal ı m Tanr ı ne buyurmu,ş tur? " diyerek.<br />
Ordu Kad ısm ın dü şüncelerini sorar. Kad ı 'mn yan ı t ı ştiyledir:<br />
"Bir köfir gelip konuk olursa, bir y ıl boyunca yedirilip içirilir.<br />
Bir y ı l ı n sonunda ülkesine gitmeyip, İslam topra ğında kalmak<br />
isterse, kendisine İslaml ık sunulur. İslanı lığa geçmezse haraç istenir."<br />
Bu yan ı t üzerine Yusuf Pa şa Sadrazama dönerek, "kralh,<br />
ğı elinden ç ıkan bu kâfir, bir düzenle Polonya'ya kral olmak ister.<br />
Buyru ğa uyup giderse, ne iyi. Gitmezse, ellerine ip; bo ğaz ı -<br />
aa zincir takarak İsakç ı Manast ırma at ıverin, dursun!" der. Bender<br />
Kumandanma bir buyruk yaz ılarak, İsveçlilere verilen günlük<br />
az ık paras ı n ın 414,5 kuru ştan, 50 kuru şa indirilmesini ister.<br />
Isveç Elçilik yaz ım ı , 25 Eylül günü (1711), Padi şah cuma<br />
namazma giderken, kendisine bir mektup ula ştırmay ı ba şard<br />
ı(*). Kiiııi isveçliler, dolambaçl ı yollardan Istanbul'a giderek.<br />
saraydaki Isveç dostlar ı ve Frans ız Elçili ği arac ı l ığıyla dertlerini<br />
duyurabiliyorlard ı . Bir kez de Padi şah giysi değ i ştirerek, Kralm<br />
temsilcisiyle bulu ştu. Purut Bar ış m ı n gerçek durumunu ö ğrenen<br />
Padi şah 111. Ahmet çok şaşı rm ış ve Baltac ı 'ya şunlar ı yazm ış t ı r:<br />
"Ne olursa olsun, isveçlilerin hemen gitmesini istersin. Amac ın,<br />
isveçlileri Nalk ıran'a August) ya da Çara tutsak etmek midir?<br />
"<br />
Padi şalun çok sert ç ık ışlar ındansonra Baltac ı tutumunu<br />
deği ş tirMi ş ; Krala bir mektup yollayarak, az ık parasın ın kesilmesinden<br />
bilgisi olmad ığı n ı ortaya atm ış ve konuğu say ılmasm ı<br />
istemi ş tir.<br />
111. Ahmet önceleri, Baltac ı 'n ın ordunun ba şında bulun<br />
Mas ından çekinmi şse de, 20 Kas ım 1711'de Yeniçeri A ğas ı Yusuf<br />
Pa şaya tutuklatarak Bostanc ı ba şı (Edirne) tutuklarevine<br />
kapatt ı rd ı . Purut Barışında suçlu görülen Yard ımcıs ı ve Mektup-.<br />
çusu as ı ld ı lar.<br />
*) O devirde padişaha haber ula şt ırman ın bir yolu da, padi şah cuma flamazina<br />
giderken, "cuma alay ı "n ın önüne atlamakt ı . Araban ın önüne atlayan<br />
ki ş i yak Rlanarpl< gözalt ına al ın ır, gerçek anla şıl ınca sal ıverilirdi.
DEM İ RBA Ş ŞARL 193<br />
Yeniçeri Ağas ı Yusuf Pa şa, sadrazamlığa getirili şinin ertesi<br />
günü Isveç Elçisini ça ğırarak, geçmi şteki olaylar üzerine Padişaha<br />
yaz ılı ya da sözlü bilgi verilmemesini istedi. Yeni Sadrazam<br />
da Isveç yanl ısı değildi.<br />
Devlet Geray Han ın Istanbul'a gelip olaylar ı anlatmas ı<br />
üzerine, sarayda Rus dü şmanlığı artt ı. Divan toplanarak sava şa<br />
karar verildi. Ama Safırov, 21 Nisan 1712'de Osmanl ı-Rus uzlaş -<br />
masın ı sağladı. Uzla şma için Safirov, 84.900 Venedik alt ın ı<br />
(Sadrazama 30 bin, Müftüye 10 bin...) ve 22 bin ruble da ğıtt ı .<br />
Kralın gönderilme i şi, gündemde yine birinci s ırayı almışt<br />
ı. Poniatowski, "ki şisel mutluluklar için ülke onuruna ve genel<br />
ç ıkarlara ayk ırı davranan kişilerin i şba şında olduğu bir ülkeden<br />
hiçbir şey beklenemez" diyordu.<br />
Rusların barış ko şullarına uymad ıklan, Polonya'ya yollanan<br />
Elçinin dönü şünde anla şıldı. Polonya bo şalt ılmamıştı. Divan<br />
toplandı. Padişah, gerçekleri gizledi ği gerekçesiyle, Yusuf<br />
Paşaya ç ıkışarak mühürü elinden ald ı. Rusya'ya savaş aç ılmas ına<br />
karar verildi. Rus Elçisi, elçilikte çal ışan öteki kişilerle (Safirov<br />
ve Şeremetov da içinde) Yedikule'de gözalt ına ahndı(*). Bu kez<br />
ordunun ba şında Padi şah da bulunacakt ı .<br />
Sadrazamhğa Abaza Süleymen Pa şa getirildi. Kral Bender'e<br />
geleli dört sadrazam de ği şmişti.<br />
M. Ahmet ordunun ba şında Edirne'ye gitti. Isveçliler<br />
durumun kendilehnden yana dönü ş tüğünü san ıyorlardı. Padişahın<br />
Edirne'ye gitmekteki gerçek amac ı, başkentin havas ından<br />
kaçarak, özgür kararlar verebilmekti. Şimdi o da, Osmanlı Devletinin<br />
bir "demirba ş " ı durumuna gelen Karl' ı ülkesine yollamaya<br />
kesinlikle kararl ıydı .<br />
Kralın öteden beri istedi ği 1.200 kese alt ın verilmiş ve<br />
bir an önce gitmesi istenmi ştir. Ruslara savaş aç ıldığı bir sırada<br />
durumdan yararlanabileceğini uman Karl, bin kese altın daha<br />
gerekli oldu ğunu bildirdi. 1 Şubat 1713'te divan toplanarak,<br />
Krahn hemen gitmesi ya da Edirne'ye gelmesi için Bender Kumandan<br />
ı Ismail Paşa ve Kırım Hani Devlet Geray Hana birer<br />
buyruk yaz ıld ı. Bu iki seçenekten biri seçilmezse, tüm Isveçlile-<br />
*) O devirde, savaş aç ılan ülkenin temsilcileri (elçilik ve çevresi) tutuklanarak,<br />
savaş bitene dek Yedikule'de gözalt ında tutulurdu.<br />
F 13
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA ISVEÇ- I 9-I<br />
rin k ılıçtan geçirilmesi de istendi (bu buyruktan Padi şahm bilgisi<br />
olmad ığı san ılıyor).<br />
Isveç Kamp ı n ı n çevresi saularak, d ışar ıyla ba ğlant ıs ı kesildi.<br />
Kampta saray ki şileri d ışında 1.365 Isveçli, 4 bin Polonyal ı<br />
ve 4 bin Kazak bulunuyordu. Tüm yollar ı n tutulmu ş olmas ı na<br />
kar şın, çevre' köylerden yiyecek sa ğ lanabiliyordu. Bir ara yiyecek<br />
getirmekte olan iki araban ın, Tatarlar ı n sald ır ıs ına u ğrad ığun<br />
gören Karl, yan ına asker alarak arabalar ı kurtarm ış t ı r.<br />
Tatarlar ııı ku şatmas ı 2 bin yeniçeriyle desteklenmi ş .<br />
Kral saray ı n ın arkas ına 12 top yerle ştirilmi ş ti. İsmail Pa şan ı n<br />
buyru ğuyla saray üzerine 12 top birden ate şlendi. At ış tan sonra<br />
Krala, karar ı n ı n değ i şip değiş medi ği soruldu. Kralm istedi ği üç<br />
günlük süreyi de tan ımayan kumandan, toplara yeniden "ate ş !"<br />
buyru ğu verdi. Isveçlder, So ğuktan donan su fiç ılarm ı siper olarak<br />
kullan ıyorlar& Birkaç top at ılm ış t ı ki, ba şından beri i ş i<br />
oyun &man yeniçeriler, böyle "sava ş oyunlar ı "ndan ho şnut olmad<br />
ıklar ı n ı bildirdiler. Birkaç y ı ldan beri birarada bulunduklar ı<br />
Krala ate ş açmak ve k ı l ıç çekmek istemiyorlard ı. Dahas ı , kimilerinin<br />
isveçlilerde alaca ğı da vard ı . Ate ş eden birliklere kar şı<br />
koyarak, ate şi kesmezlerse kendilerini ve kumandanlarm ı parça<br />
parça edeceklerini söylediler. Bunun üzerine, buyru ğa uymazlarsa<br />
ha şkald ırm ış say ı lacaklan yeniçerilere bildirildi. Yeniçeriler<br />
de buyru ğun gösterilmesini istediler. Kaleye giderek Kad ı-y ı ıla<br />
yan ı na ak ı n İ smail Pa şa buyru ğ u okuttnu ş , durumdan ho ş nut<br />
olmayan yeniçeriler toplar ı da alarak kaleye dönnni şlerdir.<br />
İsmail Pa şa, ba şka bir yeniçeri birli ği ve toplar getirterek,<br />
Kral Sarayma yeniden ate ş açt ırd ı . D ışardaki İsveçliler kar şı<br />
koymay ı b ırakt ı lar. Kazaklar ve Polonyahlar olaylara kar ışmanu<br />
şlard ı . Durumu kavrayan Kral, yan ı ndaki 25:30 ki şiyle k ı l ım ı<br />
çekerek - savunmaya geçti. Saraya kapanarak kap ılar ı kilitledi.<br />
Tu ğla duvarlarda]] kur şun geçmiyordu.<br />
Tatarlar, saray ın saz olan da ııııııı yanan oklarla ate şe verince,<br />
Karl tavan aras ına f ıriayarak, orada konulan kimi arma ğan<br />
ve belgeleri kurtarmaya çal ışt ı . Ama pek az ı k ıırtar ılabildi.<br />
Karl, Stokholmiden ayr ı l ışııı da ıı beri ilk kez bir ş i şe şarap<br />
içti. Bir elinde k ı l ıç, bir elinde tabancayla yang ı ndan d ışar ı<br />
kaçmak isterken dü şerek sa ğ baca ğından yaraland ığı s ırada<br />
tutsak edildi. Ismail Pa şa, Kral ı tutsak eden yeniçeriye, adad ığı
DEM İ RBA Ş Ş ARL 195<br />
bin kuru şu verdi. Kral kona ğa götürülerek konuk; İsveçliler tutsak;<br />
kamp ya ğma edildi (13 Ş ubat 1713). Ertesi günü İsveçliler<br />
salıverildi. Isveç tarihine "kalabaliken" (kalabal ık) olarak geçen<br />
bu olayda en az 15 kişi öldü. Kalabal ık olay ı s ıras ında Isveç<br />
Elçisi Edirne'de gözalt ındayd ı .<br />
Karl, kalede dört gün konuk edildikten sonra, yüz ki şilik<br />
çevresiyle Edirne'ye do ğru yola ç ıkar ıld ı . Bu durumda İsveçliler<br />
Bender'de 3 y ıl, 6 ay, 2 gün (1709-13) kalm ış oluyorlard ı. Bender'den<br />
yola ç ılu şlann ın 40. günü, oturmalar ına ayrılan Dimetoka'ya<br />
(Edirne yak ınlar ı ) vard ılar. Kral, dört at ın çekti ği arabada,<br />
ötekiler at üzerinde yolculuk etti.<br />
Edirne'deki sarayda Kral yanhlar ı etkinlik göstermeye<br />
ba şladılar. Kaptanpaşa Kel Ibrahim Hoca, "kalabal ık" olay ı<br />
nedeniyle Frans ız Elçisine şunlar ı söyler: "Bu ülkeyi yönetenler<br />
ya çok saf, ya da parayla kand ırılmış kişilerdir. Tümü de Padişahı<br />
aldat ıyorlar." Kalabal ık olay ından bir ay geçmeden, bu<br />
olayda etkinlikleri görülen Bender Kumandan ı Ismail Pa şa ve<br />
Kırım Han ı Devlet Geray Han da içinde olmak üzere birçok<br />
önemli kişi tutukland ı . Kırım Han ın ın bu olaya "Ruslar ı tedirgin<br />
ediyor" düşüncesiyle kar ıştırıldıgı san ıl ıyor. Ismail Pa şanın üzerindeki<br />
giysilere varana (flek tüm varlığına el konulmu ş ; "bir<br />
kuru başı ve gözlerinden akan kanl ı yaşı "yla bir gemiye bindirilerek<br />
Sinop Kalesine (tutukiarevi) yollanm ıştır.<br />
Kralı ülkesine ancak Kel Ibrahim Hocan ın yollayabileceğini<br />
düşünen Padişah, mühürii Abaza Süleyman Pa şadan alarak<br />
kendisine verdi. Abaza Süleyman da Kaptanpa şalığa getirildi.<br />
Karl, 20 Nisanda, Dimitoka'dan, Edirne'ye birkaç km<br />
olan Timurta ş (Demirtaş) Pa şa Saray ına getirildi. Hastalığını<br />
öne sürerek kimseyle görüşmek istemiyordu. Krahn hastal ığını<br />
"siyasal" olarak dü şünenler çoktu. Batakl ık bir yer olan Demirta<br />
ş'ta sıtmaya yakalandığı da söyleniyordu. Birçok İsveçlinin<br />
sıtmadan öldü ğü de bir gerçekti. Bu s ırada 111. Ahmet'in giysi<br />
değiştirerek üç kez Kralla bulu ştuğu biliniyor.<br />
24 Nisanda (1714) Demirta ş yakınlarında toplanarak,<br />
Sadrazam ın tüm isteklerine uyan Osmanl ı büyükleri, Rusya'yla<br />
savaşa karar verdiler. Sava şa Sadrazam da kat ılacakt ı. Bu, Purut<br />
Barışından beri Rusya'ya aç ılan üçüncü sava ştı .
YOKSULLUKT AN VARSILLI ĞA -ISVEÇ— 196<br />
Bu karar, Padi şah ı ve kimi saray çevresini tedirgin etti.<br />
İ brahim Hocan ın yeniçerileri kazanmasmdan korkuluyordu.<br />
Sadrazam 25 Nisanda saraya (Edirne) ça ğr ılarak, Padi şahla bulu<br />
ş turuln ıadan bo ğduruldu. Ibrahim Hocan ı n sadrazaml ığı 22<br />
gün sürdü.<br />
Ibrahim Hocan ın ortadan -kald ırı lmas ında büyük katk ısı<br />
bulunan Silahtar Damal Ali Pa şa sadrazaml ığa getirildi. Ali Pa şa,<br />
Karl gönderilmesiyle u ğra şacak yedinci sadrazamd ı . Purut Ba-<br />
!i şimi göre Ruslar, Karl' ı n ülkesine yollanmas ı koş uluyla Azak' ı<br />
b ı rakacaklard ı .<br />
III. Ahmet ve Yeni Sadrazam Ruslarla iyi geçinerek, Karlotka<br />
Anla ş mas ıyla Venediklilerte b ırak ılan Mora'y ı kurtarmak<br />
istiyorlard ı . Ali Pa şa, sadrazaml ığa geli şinin ikinci ay ında Rusya;<br />
sonra da Polonya ile birer anla şma yapt ı. Bu anla şmalar ın<br />
yap ı ld ığı n ı ö ğrenen Karl, ilk kez olarak umudunu yitirerek, gerçe<br />
ği .oldu ğu gibi görmeye ba ş lad ı . Saray ı çok S ık ı gözetim alt ındayd<br />
ı . Edirne'cle, oturan Isveç Elçisi, Demirta ş 'ta oturmaya<br />
zorlamyor: d ışardan kimsenin İsveçlilerle ili şki kurmas ına izin<br />
veriliniyordu.<br />
Sadrazamm buyru ğ uyla Isveçfiler, Demirta ş 'tan Dimetoka'ya<br />
ta şınd ılar. A ğır hasta ola ıı Isveç Elçisi Demirta ş ita<br />
b ı rak ı lm ış , ertesi günü ölmü ştü. Yerine elçi atanmasma izin verilmedi.<br />
KRAL ÜLKESINE 1)ÖNÜYOlt<br />
Karl, 1714 May ısında Türkiye'den ayr ılma haz ırl ıklar ına<br />
ba şlad ı . Istanbul'a yollanan Ola ğanüstü Elçi ıı i ıı Sadrazamdan<br />
1.200 kese borç para iste ğine "Osmanl ı Devletinin bir H ıristiyan<br />
prenSe borç para veremeyece ği" kar şı l ığı verildi. Yol gideri olarak.400<br />
kese alt ın armağan edilecekti.<br />
Dimetoka ve Bender'de bulunan Isveçliler Eflak'taki<br />
Targovi şti'de bulu ştular. Be ş kola ayr ıld ılar. Her biri ayr ı yoldan<br />
gidecek; Stralsund'ta (o zaman Isveç'in olan şimdiki Do ğu<br />
Alman kenti) bulu ş ulacakt ı . Giysi düzenini deği ştiren ve ba şına<br />
tak ımı saç (peruk) takan Karl, Yüzba şı Peter Frisk ad ıyla yolculuk<br />
yapacak°.<br />
Bo ∎ lece. Türkiye'de 5 y ıl, -3 ay, 9 gün kald ıktan sonra<br />
- 2" Ekim 1 - 14'te Erdel s ı n ır ı n ı geçti. Viyana, Nürnberg ve Han-
DEM İ RBA Ş Ş ARL 197<br />
nover üzerinden ve büyük bölümü at üzerinde giderek 14 günde<br />
Stralsund'a vard ı(*)..<br />
Karl, her yan ı dü şmanlarla sar ı l ı , ülke d ışındaki toprak<br />
larmdan ço ğunu yitirmi ş bir imparatorlu ğu diriltme çabalar ı<br />
içindeydi. Rusya, Polonya, Danimarka ve Saksonya'clan ba şka<br />
iki yeni dü ş man daha belirmi ş ti: Prusya ve Hannover. 13u son iki<br />
ülke, Danimarka'yla anla şarak, Isveç'in Almanya'daki topraklar<br />
ı n ı payla ş mak üzere silaha sardm ış lard ı .<br />
Karl, Stralsund'ta bir y ı ldan çok kald ı . Çember (tan ıkl ı kça<br />
darahyordu. Kent dü ştüm, dü şecekti. Yak ı nlar ı na dü şen<br />
bir bombay ı . (herkes şaşı r ı p kaçarken) Karl, patlamadan alarak<br />
bir çukura ;itinay ı ba şard ı . Balt ık'ta Danimarka sava ş gemileri<br />
dola şıyordu. Isveç donanmas ı Rügen yak ınlar ındaki sava ş ta<br />
ba şar ı kazanamani ış ; onar ım için Karlskronalya<br />
K ış bast ı r ıyordu. Hiçbir yerden yard ım umudu yoktu. Karl,<br />
Türkiye'dekinden çok daha umutsuz haftalar geçirdi.<br />
1715'in 1 Aral ığın& (Stralsund'un dü şmesinden bir gün<br />
önce) geceyar ıs ı, küçük bir kürekli gemiyle, 12 s ııatlik korkulu<br />
bir yolculuktan sonra Isveç k ıy ı lar ına (ayr ı l ışından on be ş y ı l<br />
sonra) varabildi. Arkadaki iki gemide persönel ve alacak!! Türkler(**)<br />
vard ı .<br />
Karl, Ba şkent Stokholm yerine, ülkenin güneyindeki<br />
Lund'a yerle ş ti. Para yoktu. Kaynaklar tükenmi şti. Yoksul halk<br />
sava şlardan b ı knu ş t ı . Ama Karr ı n sözlü ğiine "bar ış " sözcü ğ ü<br />
girmemi ş ti. 1716-18 y ı llar ı nda üstüste üç y ı l k ı tl ı k olmu ş ; köylülerin<br />
vergi gücü kalmam ış t ı . Yer yer ayaklanmalar oluyordu.<br />
Bak ır para bas ılarak bir ölçüde kaynak sa ğland ı . Bak ı r<br />
paralar "gümü ş para" de ğerindeydi ve durum düzelince gümü ş -<br />
lerle de ği ştirilecekti. Halk, "kalp para"y ı kullanmak istemiyordu.<br />
Sonunda gümü ş paralar geçerlikten kald ır ıld ı .<br />
1718'e dek 40 bin ki şilik bir ordu haz ırland ı . Önce Danimarka-Norveç<br />
Krall ığma sald ırdacakt ı . Danimarka, Kral Türkiyeedeyken<br />
Isveç'e sald ırm ış ; Rusya'yliı bir anla ş ma yapm ış t ı .<br />
*) Avusturya kaynaklar ına göre, 28'i Yahudi olmak üzere, ülkeden 1.168<br />
ki şi (1.625 at ve 127 araba) geçti.<br />
**) Alacakl ı dunonda olan Türklerden kimileri de Ş arrla beraber (ya da<br />
ard ından) Isveç'in yolunu tuttular. Bunlardan bir bölümü geri dönemedi.
YOKSUL1.111.1AN Vi\RSILLI(;A -- İ SVLÇ- 198<br />
30 Kas ı m 1718'de. Fre.deriksten ( şimdi Norveç'te'Fredriksbald)<br />
Kalesini ku şatt ığ i s ırada, şakağmdan yedi ği ve nereden<br />
geldi ği belli olmayan bir kur şıınla bu sava şçı Kral (36 ya şında)<br />
ölünce, Avrupa'da kuvvetler dengesi birdenbire bozuldu. Isveç,<br />
kesintisiz 57 y ı l sava ş m ış t ı . Yerine geçenler, toprak yitirmeyi<br />
de göze alarak bar ışç ı siyasa uygulad ılar. 1719'da Bremen ve<br />
Verden Hannover'e; 1720'de Usedom ve Wollin Prusya'ya;<br />
1721'de Ingria, Livonya ve Estonya (1808'de Finlandiya) Rusya'ya<br />
b ırak ı ld ı .<br />
Bugün Stokholmida (Kungstriigard) Demirba ş Şarr ı n asker<br />
giysili, sa ğ elinde uzun k ı l ı c ı ve sol elini Rusya'ya do ğru uzatm<br />
ış görkemli bir dikiti bulunur.<br />
KARL XII, ÖLÜM GÜNÜNDE ANILDI<br />
(Sokak Çal ış malar ı nda 200 Gösterici Gözalt ı na Al ı nd ı )<br />
"30 Kas ı m Hareketi" gibi kurulu ş lar, dün, 270 y ı l önce ölen Karl XII<br />
için sayg ı gösterilerinde bulundular. Ç ı plak kafal ı lar ve a şır ı sagdaki<br />
kimi öteki kurulu ş lar, ı rkç ı saysözler hayk ırarak, ulusçu gösterilerde<br />
bulundular...<br />
Lund'ta 500'den çok ki ş i, ulusçulara (nasyonalist) kar şı gösteri yapt ı .<br />
Stokholm'cla da ulusçularla kar şı göstericiler aras ı nda çat ış ma ç ı kt ı .<br />
Çogu kar şı göstericilerden olmak uzere 140-180 gösterici gözalt ı na<br />
al ı nd ı ...<br />
Karl XII'nin ölüm günü Göteborg'ta, ulusçular aç ı s ı ndan çok ilgi çekici<br />
kutlanmad ı .<br />
(GT, I Aral ık 1988)<br />
TÜRKÇE SÖZCÜKLER<br />
Demirba ş Şarl Türkiye'den ayr ılmadan önce Isveç'e yollad<br />
ığı bir buyrukta, iki sava ş gemisi yap ılarak, bunlara "Y ı kt ı -<br />
rnn" ve "Yaramaz" adlar ı n ı n verilmesini ve bu adlar ı !' gemilere<br />
Türkçe olarak da (Arap abecesiyle) yaz ı lmas ı n ı ister (Arapça<br />
abeceden isveççeye, okunu ş lar ıyla "Jiklerim" ya da "Yildyrym"<br />
ve "Jarramas"). Ş arl, bu gemilerin biçimini gösteren kendi çizdi<br />
ği resimleri de ekler buyru ğuna.<br />
1716'da birinci gemi yap ılarak "Jilderim" olarak adland<br />
ı rd ı r. Şarl ölünce bar ışın gelmesi ve ödenek yetersizli ğinden 60<br />
tonluk "Jarramas", planlanan zamandan çok sonra yap ılabildi.<br />
1754 ve 1756'da yap ılan iki gemiye de Y ı ld ı r ı m ve Yaramaz<br />
adlar ı verildi. Bundan sonra. Y ı ld ı r ı m ve Yaramaz eskidikçe,<br />
yerine yenilerinin yap ı lmas ı gelenekselle ş ti.
DEMIRBA Ş Ş ARL 199<br />
Bugün Karlskrona'da kafeterya olarak kullan ılan yara.<br />
(Jarramas) adli gemi, 1900'de "gözcü gemisi" olarak yap ıldı .<br />
350 tonluktur. 1950'de emekliye ayr ı larak "askeri müze gemisi"<br />
olarak yararlandmaya ba şlanm ışt ı .<br />
Şarl'la beraber Türkiye'de bulunmu ş olan Dagström<br />
ad ındaki subay, 1740'ta "Y ı ld ır ım ve Yaramaz"m (ikisi bir arada)<br />
" şimdi geliyorum" (1111 kommer jag ps stunden) anlam ına<br />
geldi ğini aç ıklad ı . Dagström Türkiye'den ayr ılal ı 26 . y ıl olmuştu.<br />
Y ı ld ı r ım ve Yaramaz'm anlam ı 1910'a dek öyle kald ı . 1910'da<br />
Y ı ld ı r ı m ve Yaramaz' ı .da içeren tezinde (Prof) Zetterstee ıı , bu<br />
siizeiiklerin gerçek anlam ı n ı ortaya ç ı kard ı (*). Günümüzün kimi<br />
Isveç sözlüklerin& "y ıld ırun"a rastlan ır (Yilderim: Türk, blixten<br />
).<br />
Bugün İsveççede kullan ı lan en yayg ın Türkçe sözcük<br />
"kalabal ık"t ır. "Kalabaliken" olarak kullan ılan bu sözcük, 1713'<br />
te Demirba ş Ş al' ı n - Bender'de ıı zorla kald ı r ıld ığı günlerden kalm<br />
ış t ır ve "gilrültil-pat ırt ı yapan ki şiler topluluğu, kar ışı kl ık" anlam<br />
ı n ı içerir. Ikinci yayg ın sözcük "dolma"d ır. Isveç'te üZellikle<br />
lahana dolmas ı (kaldolma) çok yap ı l ır. Bu yemek Türklerden<br />
iii:ı enilmi ştir. "Kö şk" (kiosk) ve "pa şa" (pascha) sözcükleri de<br />
ya şad ığı m sürdürmektedir. Kö şk, bir tür sat ış büfesi anlam ında<br />
kullan ı lmaktad ır. Kimi Isveç sözlüklerinde Türkçe kökenli olarak<br />
çar şaf (tjarjaf), saray (sealj), divan, yeniçeri (janitschar),<br />
ııı üftü (mufti)..sultan vb sözcükler gösterilmi şse de, bu sözcükler<br />
ya şad ığı m yitirmi ş tir.<br />
Osmanhlaca, Isveçlilerin sava ş ve denizcilik üzerine ileri<br />
bilgilerinden yararlan ı ldığı san ılm ıyor. O y ıllarda Osmanl ılar<br />
kendilerini o denli yüksek görtiyorlard ı ki, bu "Wirlerden<br />
ii&enilecek bilgilere gerek y< ı ktu(!). Sergiledi ği ıni ufac ı k Inril ı<br />
*) İsveççeye yanl ış çevrilmi ş bir sözcüğe de ben rastlad ım: "Demirba ş ."<br />
Bu sözcük "demirba şl ı" (demirden ba ş) olarak çevrilmiş (.Mrnhuvudet).<br />
Okudu ğum Isveççe yap ıtlarda, Türklerin XII. Karl'a Demirba ş l ı" dedikleri<br />
belirtitiyordu. lsveççede "demirba ş la "demirbaşl ı" sözcüklerinin kökleri<br />
ayr ı oldu ğundan, bu iki sözcük aras ında bir ili şki kuram ıyordum. "Demirba<br />
ş l ı "ya, kimbilir ellinci kez, bir gazete yaz ıs ında rastlay ınca (Lars Vidding,<br />
Expressen, 16 A ğustos 1987), durumun ayr ım ına varabildim. "Demirba ş -<br />
11"y ı yap ıtlar ında da kullanan tarihsel romanlar yazar ı Lars Vidding'le Göteborg<br />
Kitap Sergisinde (fuar), konuyu görü şmek istedim. Zaman ı yoktu!<br />
K ısaca aç ıklama yapabildin ı . Verdi ği:. adrese yazd ım, yan ıt gelmedi. 1988<br />
de, tarih yazar ı Alf Aberg'e ba şvurdum. Ondan da yan ıt ç ı kmad ı . U ğraşıy ı<br />
sürdiirecegim (11'rY).
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA -- İ SVEÇ— 200<br />
kesitinde görüldü ğü gibi, o y ıllarda Osmanl ı Devletini yöneten ler<br />
aras ında, ülke ç ıkarlar ın ı ki şisel ç ıkarlardan üstün tutan ki şilerin,<br />
ülke yönetiminde görev alma olas ı lığı yoktu.<br />
ÖZGÜRLÜK ÇA. Ğ I<br />
Demirba ş Şarl evlenmedi ğinden, çocu ğu da yoktu.<br />
Riksdag (parlamento) 1719'da yeni bir anayasa yaparak, tac ı<br />
Karl' ın k ızkarde şi Eleonora'ya. (O da 1720'de kocas ı Fredrik'e)<br />
verdi. Yetkiler iyice k ıs ılin ış t ı . Ülkeyi kralla beraber 16 ki şilik<br />
konsey yönetiyordu. Gerçek güç konsey ba şkan ındayd ı . Kral,<br />
konseyin karar ını onayla ınaktan kaç ıııırsa, krall ık ka şesi (mühür)<br />
kullan ı l ırd ı. Riksdag yine dört s ınıft ı ve her s ı n ıf ayr ı ayr ı (yap ı -<br />
larda) toplan ır&<br />
Soylular büyük ailelerden gelirdi. Büyük toprak a ğ,alar ı ,<br />
yüksek devlet görevlileri, kimi kez yüksek subaylar, bruk li şlet<br />
me) patronlar ı , kont-kontes, boron-borones, dük-dü şe ş soylular<br />
s ınıfım girerlerdi. Say ılar ı 1.200'ü bulan soylular için seçim<br />
yap ılmaz&<br />
Kentliler, Isveç ve ( şimdiki) Finlandiya'n ın 101 kentin--<br />
den seçilirdi. Stokholm 10; Göteborg 3 üyeyle temsil edilirdi.<br />
Öteki kentler, büyüklüklerine göre 1-2 ya da ortakla şa tek üye<br />
yollard ı . Say ı lar ı 90' ı geç ınezdi. Üyelerin üçte ikisini belediye<br />
ba şkatılanyla dan ışmanlar ı olu ştururdu.<br />
Papazl ıı r ı n üye say ısı 50 kadard ı . Piskoposlar seçirosiz;<br />
papazlar seçimle gelirdi.<br />
Köylülerin temsilci say ısı da 150 kadard ı . Topraks ız köylüler,<br />
askerler ve kad ınlar seçime kat ılamazlard ı .<br />
Riksdag üyeleri bölgelerinde oturur, toplant ı zamanlar ı<br />
Stokhol ın'e giderlerdi. Ola ğan toplant ılara 1.200 soyludan ancak<br />
300'ii kat ı l ırd ı . Ço ğunluk yöntemi tlyg ıı lan ırd ı . Çal ışmalar daha<br />
çok kurullarla olurdu. Bu kurt ıllar ın en önemlisi savunma, maliye<br />
ve d ış siyasay ı da içine alan "gizli kurul"du. Bu kurula<br />
köylüler giremezdi.<br />
PARTILER -DO Ğ UYOR<br />
Riksdag'da 1730'larda partiler do ğdu. Bu partilerin en<br />
önem leri " Şa pk alar" ( Ha (tar ım ) ve "Kalpak lar"d ı ( M össorna ).<br />
Şapkalar Frans ız; Kalpaklar Ingiliz yanl ıs ıyd ı . Şapkalar, Rusya'
DEMiRBA Ş Ş ARL 201<br />
ya kar şı (olas ı bir sava şta) ba şarılı olabilmek için Frans ız desteği<br />
arard ı . Kalpaklar, çiftçileri ve en çok tecimsel ili şkide bulunulan<br />
Ingiltere'yi tutard ı. Partiler daha çok soylular aras ında yaynd ı .<br />
Şapkalar ın ço ğunlukta olduğu devrelerde ülke iki kez<br />
sava şa girdi. 1741-43'teki sava ş sonunda Finlandiya'n ın do ğulu<br />
Ruslara b ırak ıldı. 1757-63'te ( Yedi Y ıl Sava şlan)Prusya'ya kar şı<br />
yap ılan sava şta toprak yitmedi.<br />
1771'de, babas ın ın ölü ınüyle ba şa geçen Gustav 111, bir<br />
y ıl sonra (1772) kans ız bir "darbe"yle yeni bir anayasa yaparak,<br />
konseyin işlevine son verdi. Soylular ın egemenliği kırıldı. Riksdag'ta<br />
yabanc ılar ın etkisi azald ı. Hükümete hem şapkalardan,<br />
hem de kalpaklardan üye al ınd ı . Basın özgürlüğü k ısıtlandı. Dış<br />
siyasa, anayasa ve kilise üzerine ele ştiriler yasakland ı .<br />
Gustav 111 döneminde reformlar da yap ıld ı :<br />
- Herkesin kullanabilece ği gümüş para (*) ç ıkar ıld ı.<br />
- Devlet görevlilerine 70 ya şında emeklilik getirildi.<br />
- İçkide devlet tekeli kuruldu.<br />
- Okullar geli ştirildi.<br />
- Topraks ız köylülerin, soylulardan toprak sat ın. almas ı<br />
sağland ı .<br />
- Orta s ınıfın ekinsel çal ışmaları desteklendi. Birçok dalda<br />
sanatç ılar do ğdu(**). Tiyatroya önem verildi. Kral, kendisi de<br />
oyunlar yazd ı. Iki oyunda da ba şoyuncu olarak oynad ı .<br />
1786'da Rusya'ya aç ılan sava ş, Danimarka'n ın bat ıdan<br />
sald ırmas ıyla ba şarıs ızl ıkla sonuçland ı .<br />
Frans ız Devrimi (1789) ülkedeki özgürlük özlemlerini<br />
*) Isveç'te ilk para, Kral Olof Skötkonug devrinde (995.1022) Sigtuna'da<br />
basıld ı. Para birimi "mark", kuru şu "öre"ydi. 0 tarihlerden önce, çok az<br />
da olsa Romal ıların, Arapların ve Ingilizlerin paralar ı dolaşırd ı .<br />
1534'te "daler" de para birimi oldu. Uzun süre hem daler, hem de mark bir<br />
arada kullan ıld ı. Arada alt ın ve gümüş paralar da bas ıl ıyordu. 1608'de daler'<br />
in ad ı "riksdaler" oldu. Gümüş ve bak ırın gerçek de ğerinde para ç ıkarıld ı -<br />
ğı da oluyordu. 1644'te ç ıkarılan "10 daler"lik gümü ş paran ın a ğırl ığı<br />
19,7 kg'd ı (1 daler 1,97 kg). A ğır bak ır paralar da ç ıkarıl ıyordu. 1873'<br />
te bugünkü birime (kron-öre) geçildi.<br />
Ka ğıt parada Isveç, Avrupa'da öncüdür (1661). Avrupa'da ilk banka da Isveç'te<br />
kuruldu (1656).<br />
**) Yontucu-çizimci Johan Tobias Sergel (1740-1814) ve ozan-müzisyen<br />
Carl Michael Bellman (1740-95) bu devrin sanatç ılar ıdır.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA -ISVEÇ.— 202<br />
geli ştirdi. Öteden beri durumdan ho şnut olmayan soylular,<br />
1792'de Kral ı (bir maskeli baloda, tabancayla) öldürdüler.<br />
ISVEÇ'IN<br />
SON SAVA Ş LARI<br />
Fransa'da Napolyon Bonapart ortaya ç ıkmış ; İngiltere<br />
ve Rusya ile sava şlara ba şlam ış t ı. Yeni Isveç Kral ı Gustav IV<br />
Adolf, önce yans ız kald ı , sonra Rusya'n ın yan ında (Fransa'ya<br />
kar şı ) sava şa girdi (1805). Iki y ıl sonra Rusya, Fransa ile bar ışarak<br />
Isveç'e sald ırd ı. Isveç, Danimarka yüzünden kuzeyde yeterli<br />
kuvvet bulunduramad ığmdan, Finlandiya ve Aland' ı (ada) - Rusya'ya<br />
b ırakt ı . (1808). Bu sava şlarda Isveç, topraklar ı n ın üçte<br />
ve halk ın ın dörtte birini yitirdi. Kral ın siyasas ım be ğenmeyen<br />
yüksek subaylar, darbeyle Kral ı ülke d ışı na sürerek, yeni bir<br />
anayasa yapt ılar. Sürülen Kralm amcas ı Xlll. Karl krall ığa getirildi<br />
(1809). Kralla Riksdag yetkileri payla ş t ılar. Riksdag yine 500<br />
y ı l önceki gibi dört s ın ıftan olu şuyordu.<br />
Ya ş l ı Karl XIIPtin çocu ğu yoktu. Napolyon'un generallerinden<br />
Jean Baptiste Barnodotte (Karl XIV J ohan olarak) Prens<br />
seçildi (bugünkü Kral, bu Frans ıf ın soyundand ır).<br />
Prens Karl XIV _lohan, Rusya'dan Finlandiyaiy ı geri alma<br />
sava şı yerine, Danimarka ile sava şmaya yeğledi. Danimarka'<br />
ya güneyden (Almanya üzerinden) sald ırd ı . Yenik duruma dü şen<br />
Danimarka, Norveç'i Isveç'e b ı rakmak zorunda kald ı (1814): Bu,<br />
Isveç 'in son say:I şidir (isveç -Norveç birli ği, 1905'te bar ışç ı yollarla<br />
çözüldii)..<br />
YENI SINIFLAR<br />
1800'lii y ıllarda tar ı ma ve endüstriye yeni makineler girdi.<br />
Topraks ı z köylülerin ve i şsizlerin ço ğalmas ı , sorunlar ı da ço-<br />
- ğaltt ı . Avrupa'daki 1848 Devriminin(*) de etkisiyle, bu s ı n ı flar,<br />
*) 19. yy'da, Avrupa'da buharl ı makinenin bulunu şu ve h ızl ı sanayileşmeye<br />
ko şut olarak, ço ğunlu ğunu işçilerin olu şturdu ğu büyük kentler olu ştu.<br />
Sanayi Devrimi olarak da adland ır ılan bu olu şumla yeni bir s ınıf ortaya ç ıkt ı :<br />
Işçi s ın ıfı. Bu yeni s ın ıfın haklar ı da savunulmaya baş land ı. K Mıtrx ve F Engels<br />
gibi dü şiinürler "sosyalizm" ve "komunizm" kavramlar ına aç ıkl ık getirdiler.<br />
Fransa ba ş ta olmak üzere birçok ülkede kar ışıkl ıklar oldu. Fransa'da<br />
krall ık devrilerek cumhuriyet kuruldu (1848). İ talya ve Prusya'da anayasalar<br />
yürürlü ğe girdi. Avusturya'da toprak köleli ği son buldu. Öteki Avrupa<br />
ülkeleri yurtta şlar ı da çeşitli.iidünler ald ılar.
ı<br />
DEMI RI3A Ş Ş ARL 203<br />
Yüksek sesle Riksdag'ta temsil edilmeyi istediler. Rigsdag'ta.<br />
be şinci bir s ı n ıf olu şturulmas ı gündeme geldi. Bu öneriyi köylülerle<br />
kentliler onaylarken, soylularla papazlar kar şı ç ık ı yordu.<br />
Tart ışmal ı uzun y ıllardan sonra "S ı n ırlar kald ırdarak, biri "senato"<br />
olmak üzere çift Riksdag'a geçildi (1866). Yine 'ele yaln ızca<br />
vars ıllar ve vars ı ll ıklar ı oran ında oy verebileceklerdi. Sosyal<br />
Demokrat Partinin kuruldu ğu 1889'da 4,8 milyon yurtta ş tan<br />
yaln ızca 228 bini oy kullanabiliyordu.<br />
İ K İ L İ PARLAMENTONUN YAPISI ( 1867 ) _<br />
%-'<br />
..-<br />
Say ı s ı<br />
1. .,<br />
Parlament o "~<br />
'...<br />
-,*- Yüzdesi<br />
,..)<br />
9 .<br />
Parlamento<br />
1<br />
......<br />
<<br />
(/5<br />
Say ıs ı<br />
Yüzdesi<br />
2<br />
ş.<br />
78<br />
;?:<br />
i$'<br />
s.<br />
62,4 3,2<br />
'.<br />
:.+ ,<br />
: L<br />
6<br />
4,8<br />
:2<br />
:0<br />
:,,4<br />
,,,<br />
;.<br />
m ır<br />
.J<br />
E<br />
,.. — C<br />
-Ese<br />
C;<br />
,.1<br />
_ _<br />
- 37<br />
29,6<br />
--f.<br />
...: .<br />
125<br />
100<br />
20 8 22 75 65 190<br />
10,6 4,2 11,5 39,5' 34,2 100<br />
(Kaynak: S Carlsson, Stiindsa ınhütle och s ı gıncipersoner)"<br />
1909-11'de. vergi veren erkeklerden 24 ya şı n ı dolduran<br />
lar oy kullanmaya ba şlad ı . Senato için vars ı llar, yine vars ı ll ıklan<br />
oran ı nda (en çok 40 oy) oy veriyordu. Halk ın seçime kat ı l ı m<br />
Oran ı '; 19'a ç ı km ış t ı . 1919'da birden çok oy ve vergi verme koşulu<br />
kald ır ı ld ı.. 1921'de kad ınlar da oy vermeye ba şlad ı . Seçme<br />
ve seçilme ya şı 23 ve 27 olarak saptannu ş t ı .<br />
Bugünkü Riksdag, 1967'den beri tek (senatosuZ) ve 349<br />
iiyelidir (1976'ya dek 350 iiyeliydi). Parlamenterlerin 310'unu<br />
39'un ıı partiler seçer. Süre üç y ıl, seçmen .ya şı 18'clir.<br />
Göçmenlerin de oy kullanabildi ği belediye ve il seçimleri de<br />
Riksdag seçimleriyle bir arada yap ı l ır. Seçim gününden önce de
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A İ SVEÇ 204<br />
oy kullan ılabilir(*). Valiler hükümetçe alt ı y ı l için atan ı r.<br />
Ülke 28 seçim bölgesine ayr ılm ış t ır. Partilerin Riksdag'a<br />
üye yollayabilmeleri için genel oylar ın %4'ünü, ya da bir seçim<br />
bölgesindeki oylar ın %12'sini kazanmalar ı gerekir. Partiler, parlamenter<br />
oran ında devlet yard ım ı al ır.<br />
OYUNUN DE Ğ ER İ 1 7 5 KROM<br />
Oyunun değerinin tam tam ına kaç kron oldu ğu, oturduğun yere göre<br />
de ğ i şiyor. Belediyelerin partilere destek yard ı m ın ı istedikleri gibi belirleme<br />
yetkisi var. Örne ğ in Umeâ Belediyesi her üyelik (parlamenter) için<br />
partiye y ıll ık 20.800 kron yard ım verirken, Sorsele Belediyesi yaln ızca<br />
1.500 kron verir.<br />
...Her üyelik, partiye 239 bin kron kazand ım.<br />
(Arbetet, 13 Eylül 1988)<br />
Belediyeler, 1862'den beri kendi kendilerini yönetir.<br />
lier seçim y ı l ında "kiliSe kurullar ı " (meclis) seçimleri de<br />
ya p ı ı r (genel seçimlerden ayr ı olarak ►. Kurul üyeleri, partilerin<br />
gösterdikleri adaylar aras ı ndan, isveç kilisesi üyelerince seçilir.<br />
1 ) D ış ülkelerde (elçilikler) ve gemilerde, seçim gününden 24 gün önce oy<br />
verilmeye ba ş lan ır.<br />
Seçimlerden 24 gün önce, postAnelerde de seçim sand ıklar ı kurulur. isteyen<br />
oyunu önceden kullanabilir. Hastanelerde oy verme, seçimden bir hafta önce<br />
ba şlar. Seçim sand ığına ulaşamayacak durumda hasta, sakat ya da ya ş l ı<br />
olanlar, kapal ı oylar ı n ı eşleriyle, 18 yaşın ı doldurmu ş yak ınlar ıyla ya da<br />
posta da ğıtıc ı s ıyla yollayabilirler.<br />
Erken oy kullanan ki ş i, seçim günü de oy kullan ırsa, önceki (erken) oyu geçersiz<br />
say ı l ı r.
ULUSLARARASI İ L İ SK İ LER<br />
1814'ten beri sava şa girmeyen Isveç'in, tüm siyasal partilerce<br />
desteklenen d ış siyasas ı , "bar ış döneminde hiçbir ülkeyle<br />
askersel anla ş maya girmemek ve sava ş s ıras ında yans ız kalmak"-<br />
t ı r.<br />
Ulusal. gelirin
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> <strong>VARSILLIĞA</strong> --ISVEÇ— 206<br />
Tüm servislerdeki (kara, deniz, hava ) araçlar için yeralt ı<br />
sığınaklar ı bulunur. Örne ğin bir bask ınla tüm sava ş uçaklar ın ı<br />
yoketme olas ı lığı yoktur. Ülke ormanlarla da kapl ı oldu ğundan,<br />
sığmaklar ın korunmas ı kolayd ır. Yeralt ı sığınaklar ı= çoğu radyasyondan<br />
etkilenmez. Ayr ıca 5,5 milyon ki şinin sığınabileceği<br />
sivil sığınaklar bulunur. 1947'den beri, sava ş amac ı dışında, atom<br />
(nükleer) enerjisi çal ış maları da, yap ıl ır. Çal ışmakta olan atom<br />
enerjisi santrallar ın ın, 2010 y ı l ına dek durdurulmas ı planlanmaktad<br />
ır.<br />
A SKERSEL HARCAMALAR<br />
(1977 ve 1987'de, Durağan Para Değeriyle, Milyar Dolar)<br />
De ğişiklik<br />
1978 1988 Yüzdesi<br />
ABD 189 275 45<br />
B Almanya 21 22,5 7<br />
Ingiltere 21,4 27 26<br />
Danimarka 1.6 1,7 6<br />
Norveç 1.8 2,2 25<br />
Finlandiya 0,985 1,5 49<br />
S Birliği ? ? 20<br />
ISVEç 26,9 26,5 - 1,5<br />
(Kaynak: Dagens Nyheter, 13 Kas ım 1988)<br />
Zorunlu askerlik ya şa, erkekler için 18-47'dir (gönüllü savunma<br />
örgütleri için 16-70). Askerlik e ğitimi 7,5-15 ayd ır (bekleyenlerin<br />
say ısın ın azalmas ı da amaçlanarak, 1 990'da, kimi birimlerde<br />
deneme olarak 5 ayl ık askerlik uygulamas ına ba şlanacakt<br />
ır).Askerlikten sonra, her devresi 18-25 günlük olmak üzere,<br />
yeni sava ş yöntemleri; araç-gereç e ğitimini kapsayan be ş devre<br />
eğitime ça ğr ıl ır(*). Yar ım milyondan çok Isveçli, gönüllü savunma<br />
örgütleri üyesidir.<br />
Isveç Birinci Dünya Sava şına girmemi§ ama bu sava şta<br />
280 gemi ve 800 yurtta şını yitirmi ştir. Rusya'daki "Ekim Dev-<br />
*) Asker olanlar ın evlerinin bak ım giderleri (ev kiras ı, eş yard ım ı vb), cep<br />
harçl ıklan karşılan ır. Uzak yerlerde askerlik yapanlar, bir hafta uçakla, bir<br />
hafta yatakl ı vagonla (tren) olmak üzere (birkaç nöbet d ışında) her hafta evlerine<br />
gidebilirler. Yol giderleri devletçe kar şılan ır.
ULUSLARARASI İ LI Ş KILER 207<br />
rimi"nden (1917) sonra ba ğımsızlığı için sava şan Finlandiya'y ı ,<br />
(Rusya'ya kar şı savaşında), sava ş gereçleri ve gönüllü yollayarak<br />
destekleyebildi.<br />
1930'lann Alman ve Rus tehlikesine kar şı ırk, dil ve<br />
ekin; Isveç, Norveç ve Danimarka'y ı beraber olmaya zorluyor;<br />
siyasa ve co ğrafya ko şullar ı ters yöne itiyordu. Avrupa'da "nazizm"in<br />
etkili olduğu 12 y ıll ık dönemde "demokrasi" sözcüğü<br />
Isveç'te de korkulu anlar ya şad ı. Bir iki ad de ğiştiren "nasyonal<br />
sostyalist"ler, kimi kesimlerin deste ğini sağladılarsa da başanl<br />
ı olamadılar.<br />
Finlandiya, Danimarka ve Norveç, Isveç için "tampon"<br />
ülkelerdi. 1937'de, Danimarka. Ba şbakan ı Stavning, ülkesinin<br />
"Iskandinavya'n ın.bekçi köpeği" olamayaca ğını bir konu şmas ında<br />
öfkeli olarak dile getirdi.<br />
YABANCI YATIRIMLARIN KAYNA Ğ I<br />
(1981-86 döneminde yüzde/değer olarak )<br />
Norveç 21<br />
ABD 20<br />
Finlandiya 16<br />
Ingiltere 10<br />
Hollanda 6<br />
İsviçre 6<br />
B Almanya 5<br />
Danimarka 4<br />
Fransa 4<br />
ötekiler 8<br />
TOPLAM 100<br />
Almanların Polonya'ya sald ırısı (1939) üzerine Isveç,<br />
Norveç ve Danimarka Krallanyla Finlandiya Cumhurbaşkanı ,<br />
ülkelerinin yans ızlığını duyursularsa da, bunun bo şuna oldu ğu<br />
çabucak anla şıldı. Rusya'n ın Finlandiya'dan toprak istemesi<br />
üzerine sava ş başladı. Birinci Dünya Sava şında yapt ığından çoğunu<br />
yapamayan Isveç, Ingiltere ve Fransa'n ın yapmak istedi ği
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 208<br />
yard ımları da topraklarından geçirmeyece ğini bildirdi. Norveç'<br />
in de geçit vermemesi üzerine,lo ş süresince yi ğitçe sava şan Finliler,<br />
Isveç'in araya girmesiyle Moskova Anla şmas ını evetlemek<br />
zorunda kald ı. (1940). O y ıl Almanya da Danimarka ve Norveç'<br />
i topraklarına kattı .<br />
Isveç yeniden yans ızlığın ı duyurdu. Bu kez çevresinde,<br />
Rusya'nın gölgesinde bir Finlandiya; Almanya'n ın denetiminde<br />
Danimarka ve Norveç vard ı. 1930'larda yürürlü ğe konan tarım<br />
siyasas ı nedeniyle, Ikinci Dünya Sava şın ı daha az sık ınt ıl ı geçiriyordu.<br />
ISVEÇ KURULU Ş LARININ<br />
DI Ş ARDAKI YATIRIMLARI<br />
(1981-86 döneminde yüzde/de ğer olarak)<br />
ABD 31<br />
İ ngiltere 11<br />
Norveç 8<br />
Fransa 6<br />
B Almanya 5<br />
Danimarka 4<br />
Hollanda 4<br />
Italya 3<br />
Finlandiya 3<br />
öteki geli ş mi ş ülkeler 12<br />
Geli şen ülkeler 13<br />
TOPLAM 100<br />
Ingiltere, çok de ğerli olan Isveç'in yatakl ı bilyalanmn<br />
(rulman) Almanlar ın eline geçmesini istemiyordu. Zaman ın Ingiltere<br />
Ba şbakanı Sir Winston Churchill, 1953'te yaz ın dalında<br />
Nobel ödülünü kazan ınca yaptığı bir konu şmada, Isveç'in Ikinci<br />
Dünya Sava şındaki durumu üzerine şunları söylüyordu: "Çok<br />
tehlikeli bir durumda olman ıza karşın, sava ş dışında kalmay ı<br />
ba şard ın ız. Ama haz ırd ın ız. Davranışlann ız do ğruydu. Sizi bask ı<br />
alt ında tutmad ım. Bunu siz de istemiyordunuz. Durumunuzu<br />
anl ıyordum.<br />
"Demirperde"nin çekili şi, Isveç'in yans ızhk siyasas ın ı<br />
oldukça zorla şt ırdı. 1946'da Rusya ile bir al ışveri ş anla şmas ı
ULUSLARARASI İ L İ Ş Ki LER<br />
yap ıld ı. 1947'de sunulan "Marshal Yard ımı "n ı uzun bir duraksamadan<br />
sonra almaya ba şlad ı . 1949'da Avrupa Konseyine girdi.<br />
Danimarka ve Norveç Kuzey Atlantik Paktum (NATO) girdilerse<br />
de Isveç. güneyde Avusturya ve Yugoslavya gibi yans ız kald ı .<br />
SKF'N İ N<br />
EN ÇOK ÇALI Ş ANI OLAN<br />
ON ÜLKE<br />
(1986'daki Çal ışanlar ı )<br />
B Almanya 10.774<br />
İ talya 6.885<br />
Isveç 6.281<br />
ABD 5.411<br />
Fransa 4.445<br />
İ ngiltere 2.487<br />
Brezilya 2.271<br />
Hindistan 1.812<br />
Yugoslavya 1.645<br />
İ spanya 1.075<br />
KUZEY KONSEYI<br />
1953'te Isveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka ve Izlanda<br />
parlamenterlerinden olu şan 78 üyeli Kuzey Konseyi kuruldu.<br />
Konsey, d ış siyasa ve savunma konular ı dışında, Kuzey Ülkeleri<br />
aras ında bir tür "ortak pazar" kurulmas ını sa ğlad ı .<br />
NORVEÇ'TE<br />
WALLENBERG EN BÜYÜK<br />
-SONRA VOLVO GEL İ YOR-<br />
100 binden çok Norveçli, Norveç'teki İ sveç kurulu ş lar ı nda çal ışı yor.<br />
Norveç'teki en büyük özel kesim i şvereni İ sveçlidir -ve ad ı Peter Wallenberg'tir.<br />
.<br />
25 bin Norveçli Wallenberg'in kurulu ş lar ı nda çal ışı r.<br />
Wallenberg en büyüktür. Sonra Volvo gelir. Norveç'teki öteki büyük İ sveç<br />
kurulu ş lar ı Procordia, Esselte, Saab Scania, Mölnlycke, Vingresor ve<br />
Atlasresor'dur.<br />
Sgorta kurulu ş u Skandia, 2.500 ki ş inin çal ışt ığı Norveç'in ikinci büyük<br />
sigorta kurulu ş u Vesta'y ı sat ı n almak üzeredir...<br />
209<br />
(Aftonbladet, 6 Şubat 1989)<br />
F 14
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ-<br />
İ ÇERDE İŞ Ç İ BULAMAYAN SAAB'I<br />
YABANCI İŞ GÜCÜ KURTARIYOR<br />
SAAB' ı n d ışardan i ş gücü sa ğ lamas ı ilk de ğil. Sonuncusu, 1960'lar ın sonlar<br />
ı ndayd ı. Sorun şimdi de gündeme geldi.<br />
Geçen y ı l ı n sonlar ı nda SAAB, Trollhttan'daki i ş letmesine 129 Danimarkal<br />
ı ile 90 Norveçli sa ğ lad ı . Büyük konut bunal ı m ı nedeniyle i ş çilerin ço ğ u<br />
7 metrekarelik ta şı nabilir odalara yerle ştirildi (...). Bu odalarda ya şam, çekilebilir<br />
gibi değil! Ki şinin, ancak dönebilece ğ i büyüklükte. Oturma odas ı nda<br />
iki büyük sedir, bir masa ve bir tv var...<br />
(Göteborgs Posten. 27 Şubat 1989)<br />
Kuzey Ülkeleri yurtta şlar ı , diledikleri üye ülkeye pasaportsuz<br />
olarak girebilir; çal ışma izinine gerek duymaks ızın diledikleri<br />
siirece çalış abilirler. İsveç'teki yabanc ılar ın yarısı Kuzey<br />
Ülkeleri yurtta şlar ıdır.<br />
Kuzey'in örnek kurulu şlarından SAS (Scandinavian Airlines<br />
System) Isveç, Norveç ve Danimarka'n ın ortakl ığıyla 1950'<br />
de kuruldu.<br />
"Nordel" Isveç, Norveç, Danimarka ve Finlandiya'da<br />
üretilen elektri ği, sezonsal gereksinimlere göre, bu ülkeler aras ında<br />
bölüştürür.<br />
"Nordforsk", endüstriyel geli şme konusunda çalışır.<br />
1958'de kurulan "Nordvision", tv yay ınları düzenler. "Kuzey<br />
Yat ırım Bankas ı?! 1975'te kuruldu. "Kuzey Kültür Fonu", ekinsel<br />
etkinlikleri ödüllendirir.<br />
DI Ş ALIM—DI Ş SATIM<br />
(1988'de Yüzde Olarak)<br />
Dış al ı m Dışsat ım<br />
Ortak Pazar Ülkeleri 56 53<br />
EFTA Ülkeleri 16 20<br />
ABD 8 10<br />
OPEC Ülkeleri 1 2<br />
Öteki Endüstri Ülkeleri 7 3<br />
Azgeli ş miş Ülkeler 8 9<br />
Al ışverişin Devlet Eliyle Yap ıldığı Ülkeler 4 3<br />
TOPLAM 100 100<br />
(Kaynak: Kegeringens budgetforslag. 19891<br />
210
ULUSLARARASI İ LI Ş KILER 211<br />
EFTA VE ORTAK PAZAR<br />
Isveç 1960 1ta "Alt ılar" ( İngiltere, Danimarka, Norveç,<br />
Portekiz, Isviçre ve Avusturya) olarak da bilinen EFTA'ya (Avrupa<br />
Serbest Ticaret Birli ği) girdi. Danimarka ve İngiltere Ortak<br />
Pazara (AET) girince, kurulu ştan ayr ıld ılar. EFTA'ya sonradan<br />
Izlanda da girdi(*).<br />
AVRUPA'DA BEYAZ E Ş YA PAZAR'<br />
(1988'de En Çok Satan Kurulu ş lar. Yüzde Olarak)<br />
Elektrolux 27<br />
Whirlpool/Phi I ips 12<br />
Bosch-Siemens 12<br />
Mertoni 10<br />
Thomsson 8<br />
AEG 6<br />
Candy 5<br />
Miehle 5<br />
Ötekiler 15<br />
TOPLAM 100<br />
(Kaynak: Affarsyarlden, 8 Mart 1989)<br />
EFTA ile Ortak Pazar ın, ayr ıca Isveç'le Ortak Pazar ın<br />
özel anla şmalar ı vard ır. Birçok alanda gümrük duvarlar ı kald ı -<br />
nlnuşt ır. Kimileri bu duruma bakarak, Isveç'in Ortak Pazara<br />
"arka kapt"dan girdi ğini söyler. Ekonomik gerçekler Isveç'i<br />
Avrupa'y ı izlemeye zorluyor.<br />
SIFO'nun 1988'de yapt ığı bir ara ştırmaya göre, 200 ve<br />
daha çok i şçi çalışt ıran kurulu şlar ın %91'i, Isveç'in Ortak Pazara<br />
girmesini istiyor.<br />
Isveç'i dünya pazarlar ında ayakta tutan güç, endüstrideki<br />
ileri bilgi ve yüksek nitelikten gelir. D ışsat ımın yar ıs ı Ortak Pazar<br />
ülkelerine yap ılır. En büyük iki al ıc ısı B Almanya ve ABD'dir.<br />
*) Isveç ayr ıca IMF (Uluslararas ı Para Fonu), GATT (Genel Tarife ve<br />
Gümrük Anlaş ması), OECD (Ekonomik İşbirli ğis ve Geli ş me örgütü),<br />
OCSC (Avrupa. Kömür ve Çelik Birli ği), UNCTAD (Birle ş miş Milletler<br />
Ticaret ve Geli şme Konferans ►), IBRD (Uluslararas ı Kalk ınma ve Geli ş -<br />
tirme Bankas ı) gibi kurulu şların da üyesidir.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 212<br />
Isveç k urulu şlanmn 124 ülkede temsilcilikleri bulunur.<br />
Bu kurulu şlarda 1988 ba şı nda 410 bin ki şi çal ışıyordu (bu say ı -<br />
n ın içinde. Brown Boveri ile birle şerek pay ı yandan aza dü şen<br />
ASEA'n ı n çal ışanlar ı yok). Isveç kurulu şları , 1988'de ülke içinde<br />
41 milyar kronluk yat ı r ım yapmalar ına kar şın, ülke d ışında<br />
43 milyar kron yat ırd ılar. SKF, çokuluslu kurulu şlar ın ba şında<br />
gelir. Bu kurulu ş , dünya bilya -gereksiniminin (/(20'sini (Avrupa'<br />
n ın (35) kar şılar. "Beyaz e şya"da Elektrolux, Avrupa'da en<br />
çok satar.<br />
EN BÜYÜK BEYAZ E Ş YA ORET İ C İ LER İ<br />
(1987'de Parça Olarak. Milyon)<br />
Whirlpool/Philips 13,0<br />
Elektrolux 12,0<br />
General Electric 6,5<br />
Bosch/Siemens 4,0'<br />
Maytag 3,5<br />
Mertoni 3,0<br />
(Kaynak: Affarsvarlden, 8 Mart 1989)<br />
BARI Ş G ÜC Ü<br />
Isveç, Birle ş mi ş Milletlerin sorumlulu ğuna inanm ış : güvenini<br />
kazanm ışt ır. 1948'den beri, Birle ş mi ş Milletler Bar ış Gücünde<br />
(1987'ye dek) toplam 53.858 ki şiyle görev alm ış t ır (1987'<br />
de 1.090 ki şi bu görevdeydi). Dag Hammarsskjöld Birle şmi ş<br />
Milletler Genel Sekreteri olmu ş : Gunnar Jarri ııg Ortado ğu sava<br />
şlar ı nda arabuluculu ğa ata ıııııış t ı .<br />
GÜÇSÜZ ÜLKELERE YARDIM<br />
Isveç her zaman, ba ğımsızlık sava şım' veren uluslar ın yan<br />
ında oldu. Ezen durumunda olan "süper güç"lere kar şı ho şnutsuzItığunu<br />
s ık sık dile getirdi. Vietnam halk ın ın bağımsızlığın ı<br />
(ABD'yle ili şkilerin bozulmas ın ı da göze alarak) destekledi. Bir<br />
Isveç Ba şbakan ı (Ingvar Carlsson ), 26 y ıl sonra (1988) Beyaz Saraya<br />
konuk olabildi.<br />
Az ınl ıktaki Güney Afrika yönetimini y ıkmak amac ıyla,<br />
bu ülkeye ekonomik ku şat ım uygulanmas ı çalışmalarında ba şı<br />
çekti. Sovyetler'in Afganistan'a girmesini k ınad ı . Şili'de, Polon-
ULUSLARARASI İ L İŞ K İ LER 213<br />
ya'da ve dünyan ın her yerindeki buyurgan yönetimlere kar şı<br />
gösteriler yap ıld ı . Bu gösteriler ytinetimce de desteklendi.<br />
OLOF PALME<br />
Dünyada ne olup bitti ğine büyük ilgi duymu ş olan Olof Palme'nin, İ sveç<br />
ölçülerine göre al ışı lmam ış, renkli bir ki ş ili ğ i vard ı .<br />
1927'de, orta s ı n ıf ın yukar ı katlat ı ndan bir ailenin çocu ğu olarak dünyaya<br />
geldi. Yoksulluk görmedi. Özel okullarda okudu. Hukuk ö ğrenimi<br />
yapt ı . ABD'nde siyasal bilim okudu.<br />
1955'te Ba şbakan Tage Erlander'in ard ı mc ı s ı : 1963'te bakan; 1969'da<br />
ba şbakan oldu (gençli ğinde ö ğrenci derne ği baskan ı yd ı ).<br />
1972'de Palme'nin ünü, "üçüncü dünya ülkelerinde iyice biliniyordu.<br />
Vietnam Sava şında ABD'ni kar şı s ı na alm ışt ı . Isveç, dünyan ın her yerindeki<br />
ulusal bağı ms ı zl ık sava şı mlar ı n ı destekliyordu. Daha 1962'de,<br />
ayakta durabilmelerine katk ı olarak, ba ğı ms ız-yoksul ülkelere yard ı m<br />
ba ş lat ı lm ışt ı .<br />
1986'da, ola ğan bir yurtta ş gibi, sinema dönü şünde (e ş iyle yaya giderken)<br />
öldürüldü: Bir taksi sürücüsü, bir yurtta şın tabancayla vuruldu ğ unu<br />
telsiziyle polise duyurmu ştu. Gelen polisler, yaral ı adam ın Isveç Ba şbakan<br />
ı olduğ unu anlad ı lar.<br />
Bir bar ış güvercini vurulmu ştu.<br />
Isveç. geri kalm ış 70'ten çok ülkeye kaynaklar ının geli ş -<br />
mesi,ekonornik ve sosyal e şitlik, demokratik geli şim, kad ın haklar<br />
ı ve çevre temizli ği amaçlar ıyla yard ı m eder.<br />
Birle şmi ş Milletlerin, "geli ş mi ş ülkelerin. ulusal gelirlerinin<br />
en az (:(0.7'sini geri kalm ış ülkelere yard ım olarak vermesi"<br />
önerisini a şabilen (Hollanda, Norveç ve Danimarka ile beraber)<br />
dört ülkeden biridir ve Isveç bu oran ı re ç ıkarm ışt ır.<br />
Yard ı mlar ın bir bölümü, yard ı m yap ılan ülkelerin bireysel<br />
örgütlerince: bir bölümü uluslararas ı yard ım orgütlerince(* ı<br />
ve bir bölümü de Isveç yard ı m örgütünce (SIDA ► kullan ı l ır.<br />
Devlet ayr ıca, geri kalm ış ülkelerle al ışveri ş yapan Isveç<br />
kuruh şlarm ın parasal alacaklarma güvence verir.<br />
*) Uluslararas ı yard ım örgütlerine 1988-89 y ıl ı yard ımlar ı (milyon kron ola-<br />
rak): Uluslararas ı Geli ştirme Fonu (IDA) 811; BM Geli ştirme Fonu<br />
(UNDF) 730 Çevresel geli ştirme organlar ı (banks vb) 361 Uluslararas ı<br />
Yiyecek Yard ım ı (WFP) 280; BM Çocuk Fonu (UNICEF) 260; BM S ığınma<br />
Komiserli ği (UNHCR) ve Uluslararas ı Aile Planlamas ı (IPPF) 2u2;<br />
öteki organlar 128; öteki yard ımlar 188 (kaynak: Regeringens budgetforslag,<br />
Stokholm 1988)
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 214<br />
1986'da yap ılan bir ara ş t ırmaya göre, kad ınlar ın %89'u<br />
ve erkeklerin de yard ımlar ın art ır ılmas ından yanad ır.<br />
DO Ğ RUDAN YARDIM ALAN ÜLKELER<br />
(1989-90 Bütçe Y ı l ı , Milyon Kron)<br />
Tanzanya 540<br />
Mozambik 395<br />
Vietnam 300<br />
Zambiya 240<br />
Nikara ş;l ı a 230<br />
e 180<br />
Angola 170<br />
Etiyopya 145<br />
Kenya 140<br />
Banglade ş 135<br />
Botswana 95<br />
Laos 85<br />
Gine 80<br />
Sri Lanka 70<br />
Kap Verde 65<br />
Lesotho 35<br />
(Kaynak: Riksdag & Departernent, 19 Ocak 1989)<br />
ISVEÇ'E GÖÇ<br />
Ikinci Dünya Sava şı sonunda (1945), Isveç'e s ığınmış<br />
300 bin ki şi bulunuyordu. Bunlar daha çok Finli, Norveçli ve<br />
Balt ık ülkelerindendi. Alman k ır ım ında ıı kaçan Yahudiler de Isveç'e<br />
s ığın ıyordu. Ya şam ı bir Amerikan filmine konu olan Diplomat<br />
Raol Wallenberg,Macaristandaki Yahudileri kurtarma sava<br />
şım ı verdi.<br />
1600 ve 1700'lü y ıllarda da Do ğu Avrupa'dan yoksul<br />
Yahudiler Isveç'e göç etti. 1775'te Yahudilere kendi dinlerinde<br />
tap ınma özgürlü ğü verildi. Bugün Isveç'te 14 bin Yahudi bulunuyor.<br />
1500 ve 16001erde Çingenelere (tüm dünyada) iyi gözle<br />
bak ılm ıyordu. 1637'de ç ıkar ılan bir yasayla, çingenelerin erkekleri<br />
as ı l ır; kad ınlar ı yurt d ışına sürülürdü. O y ıllarda Çingeneler<br />
Finlandiya'ya sürülürdü. Isveç, 1914'te (1954'e dek) s ı n ı rlar ın ı
ULUSLARARASI İ LI Ş KILER 215<br />
ÜLKEDEKI YABANC1LARIN SAYISI<br />
(1980 ve 1985'te 1.000 olarak)<br />
1980 1985<br />
Finlandiya 186 139<br />
Yugoslavya 40 38<br />
Norveç 26 26<br />
Danimarka 31 25<br />
TÜRKIYE 16 22<br />
Polonya 10 16<br />
B Almanya 15<br />
Şili 6 9<br />
Yunanistan 17 9<br />
İngiltere 9 9<br />
Ötekiler 68 84<br />
TOPLAM 424 389<br />
(Kaynak: Statistiska ârsbok, 1988)<br />
Çingenelere kapatt ı . Bugün Isveç'te, Finlandiya'dan gelen 1.400<br />
ve Kuzey Ülkeleri d ışından (Do ğu Almanya, Fransa, Ispanya)<br />
gelen 1.700 Çingene bulunur.<br />
1100 y ıllarında Isveç'e gelmeye ba şlayan Almanlar,<br />
1700 y ıllar ına dek toplumda a ğırl ıklannı duyurdu. O tarihten<br />
sonra (dilde ve ekinde) Frans ız etkisi de görülür(*).<br />
GENÇLIK MAR Ş I<br />
Gençlik Marşı (Da ğ Ba şın ı Duman Alm ış ), Türkçe sözlerini Ali Ulvi<br />
Elöve'nin yazd ığı bir Isveç ezgisidir. Türkiye denli yayg ı n olmamakla<br />
beraber, Isveç'te ezgiyi herkes biliyor. Mar ş olarak çal ınmıyor.<br />
Sözlerini Gustav Frodig'in yaz ıp Felix Körting'in ezgiledi ği ve ad ın ı<br />
"Üç Şakrak K ız" olarak çevirebilece ğimiz parçan ın ilk dörtlü ğü şöyle:<br />
Güne şli bir günde üç k ız<br />
Lindane Le yoluna dü ş tü.<br />
Yerleri süpürüyordu etekleri<br />
Ve üçü de şakrakt ı .<br />
*) 1. Dünya Sava şıyla Isveç, Ingiliz etkisi alan ına da girdi. 2. Dünya<br />
Sava,: ;, 1;r:, ,nkan etkisini getirdi. 1945'ten 1950'ye dek, ikinci dil<br />
oian ..1rnancan ın yerini İ ngilizce ald ı .
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLIGA 216<br />
Finliler, 1 330'lardan 1 500'lere dek bugünkü Isveç'e geldiler<br />
(Finlandiya Isveç egemenliindeydi 1. 1 500'lerde Finliler, Kuzey,<br />
Isveç'te oturanlar ın (:(5'ini olu şturuyordu. 15701erde de orman-<br />
- lar ı yak ıp, yeni tar ım alanlar ı açmak amac ı yla Do ğu Finlandiya<br />
da ıı Finliler getirildi. Bunlar ilk alt ı y ıl vergi vermezlerdi. 1600'<br />
lerde (1800'lere dek) orman yak ılmas ı yasakland ı . Demirin i ş -<br />
- lenmesinde odun ve kömür gerekliydi.<br />
İ SVEÇ'TEK İ TeRK TEMS İ LC İ L İ KLER İ<br />
TC Büyükelçili ğ i<br />
Stranclygen 84<br />
115 27 Stokholm<br />
Telefon: (08) 23 08 40<br />
TC Ba ş konsoloslu ğu<br />
Nobelgatan 19<br />
115 27 Stokholm<br />
Telefon: (08) 67 29 60<br />
TC Ticaret Ate şeli ğ i<br />
Karlav4en 56<br />
114 49 Stokholm<br />
Telefon: (08) 61 64 83<br />
TC Çal ış ma Ate şeli ğ i<br />
Kungsgatan 55<br />
111 22 Stokholm<br />
Telefon: (08) 21 09 19<br />
TC Kültür ve Tan ı tma Bürosu<br />
Kunsgatan 3<br />
111 43 Stokholm<br />
Telefon: (08) 21 86 30 - 21 86 20<br />
I Ş LEM YAPMAYAN ONURSAL KONSOLOSLUKLAR<br />
TC Ba ş konsoloslu ğ u<br />
Kyrkogatan 26<br />
411 15 Göteborg<br />
Telefon: (031) 11 88 02<br />
TC Ba ş konsoloslu ğ u<br />
Storgatan 13<br />
211 22 Malmö<br />
Telefon: (040) 11 48 11<br />
1600'lerde bugünkü Belçika'dan binlerce Valon geldi. Içlerinde<br />
vars ıllar da vard ı . Isveç'in hem paraya, hem de demiri i şlemesini<br />
bilenlere gereksinimi vard ı . Bugün Isveç'te Valon soyundan<br />
30 bin ki ş i ı,,a şar.
ULUSLARARASI İ L İŞ K İ LER 217<br />
1960'larm endüstri patlamas ıyla, ba şka ülkelerden Isveç'e<br />
i şçi ak ı ll ı ba şlad ı. En çok Yugoslavya. Yunanistan ve Türkiye'<br />
den i şçi geldi.<br />
1970'lerde göç, karekter de ği ş tirdi. Özellikle Ortadoö .u,<br />
Güneydo ğu Asya ve Güney Amerika'daki ya şam ko şullar ından<br />
kaçan on binlerce ki şi Isveç'e s ığınd ı .<br />
Bugün Isveç'te oturan 8,4 milyon ki şiden 755 bini (%91<br />
Isveç kökenli değildir. Bunlardan 169 bini Avrupa d ışından gelmi<br />
ştir. Mavi gözlü İsveçliler az ı nl ıktad ır.<br />
TÜRK İ YE'DEK İ İ SVEÇ TEMS İ LC İ L İ KLER İ<br />
İ sveç Büyükelçili ğ i (Svenska Ambassaden)<br />
Kâtipçelebi Soka ğı , 7<br />
(PK 3)<br />
Çankaya , ANKARA<br />
İ sveç Konsoloslu ğ u (Svenska Konsulatet)<br />
İ stiklal Caddesi, 497<br />
(PK 125)<br />
Beyo ğlu ISTANBUL<br />
İŞ LEM YAPMAYAN ONURSAL KONSOLOSLUKLAR<br />
İ sveç Konsoloslu ğu (Svenska Konsulatet)<br />
1379. Sokak, 57/A (Efes İş Ham)<br />
İ ZM İ R<br />
Telefon:11 56 02<br />
İ sveç Konsoloslu ğ u (Svenska Konsulatet)<br />
İ nönü Bulvar ı , Nakka ş Apt 5, D 10<br />
MERS İ N<br />
Telefon: 118 38 - 187 42<br />
LAPONLAR<br />
iskandinavya'n ın kuzeyinde (Isveç, Norveç, Finlandiya,<br />
biraz da Sovyetler Birli ği) ya şayan Laponlar ın say ıs ı 40-50 bindir.<br />
isveç'te ya şayan 15-17 bin Lapondan 2.500 kadar ı (600-700<br />
aile) rengeyi ğiyle geçinir. Laponlar ın, Ihristiyanl ıktan önce doğudan<br />
geldikleri san ı l ıyor.<br />
Devlet, Laponlar ın ekin ve dillerini güvence alt ına almışt<br />
ır. Kuzeyde ve s ınıf olU şturabildikleri yörelerdeki temel okullarda<br />
kendi dillerinde öğrenim görürler. 1942'de, Lap ya şlılar ı için<br />
de yüksek okul aç ıld ı . 1974'te, Kuzey Norveç'teki Kautokeino'<br />
da "Kuzey Lap Enstitüsü" aç ıld ı .
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLIGA 218<br />
Isveç Radyolar', Kuzey Isveç'te Laponca yay ınlar da yapar.<br />
Laponlar ın kendi radyolar ı da vard ır.<br />
DI Ş ALIM—DI Ş SATIM<br />
11987'de Yüzde Olarak)<br />
Dış al ı m Dışsat ı m<br />
Metal 6 8<br />
Makine 12 16<br />
Kimyasal Yap ım 12 8<br />
Elektrik Gereçleri ve Bilgisayar 13 11<br />
Ta şıma Araç ve Gereçleri 11 17<br />
Öteki Donan ım Gereçleri 7<br />
Akaryak ıt 10 ---<br />
Yiyecek, İ ç ecek. Tütün 7<br />
Tekstil, Giysi. Ayakkab ı 8<br />
Tekstil. Giysi. Yiyecek. Mobilya 6<br />
Ka ğıt ve Kay ıt Hamuru 7<br />
Kereste ve Öteki Orman Ürünleri -- 10<br />
ÖTEKİ LER 14 10<br />
TOPLAM 100 100<br />
tKavnek: Dair About Sweden. Stokholm, 19881<br />
ISVEÇ YU RTTA Ş LI Ğ I<br />
Isveç'te be ş y ıl çal ışan yabanc ılar. Isveç yurtta ş l ığı na<br />
geçebiliyor. Isveç yurtta şı yia evli olanlar (kimi durumlarda evlenmeden<br />
beraber oturanlar) için bu süre üç y ıld ır.<br />
S ı Quimalar ve yurtsuzlar be ş y ıl bekler.
A<br />
Aç ık sat ın alma: 106<br />
Aç ık iş: 15<br />
Ağaç kabuklarından ekmek: 30, 32, 33<br />
Aile içinde zor kullan ım ı: 136<br />
Akaryakıt bunal ım ı: 14,45,54, 59, 141,<br />
160<br />
Akaryakıt tüketimi: 14<br />
Alacakh Türkler: 197<br />
Alkolist: 133<br />
Altın devri: 15<br />
Amerikan etkisi: 215<br />
Amerika'ya göç: 39, 140<br />
Ana-babalık kursu: 24<br />
Ana-babal ık sigortas ı: 68<br />
Anadili dersi: 152<br />
Anadili ö ğretimi: 152<br />
Analık paras ı: 68<br />
Araban ın kütü ğü: 162<br />
Araba soygunu: 139<br />
Araba üzerinde av: 11<br />
Araştırma üssü: 166<br />
Askerlik eğitimi: 206<br />
A şırı alkol: 12<br />
Atom enerjisi: 62<br />
ATP (Genel Ek Emeklili ği): 16, 18, 19,<br />
Avlanma izni: 115 66<br />
Avrupa'da ilk banka: 201<br />
Avrupa'n ın en sıcak ülkesi: 116<br />
Ayak banyosu: 38<br />
Ayaklanmalar: 176, 180, 197<br />
Az ık paras ı: 186, 187, 192<br />
B<br />
Babal ık ödencesi: 24<br />
Ba ğıms ızlık sava şım: 13, 212<br />
Bahar temizli ği: 116<br />
Banka soygunu: 139<br />
Barış dönemi: 97<br />
Barış Gücü: 212<br />
Barış güvercini: 213
Barış ç ıl amaçl ı: 167<br />
Bas ın Konseyi: 158<br />
Bas ına özgürlük (bas ın özgürlüğü): 158, 201<br />
Ba ş bitleri: 39<br />
Bayrak Günü: 125<br />
Beyaz e şya: 212<br />
Beyaz yakan i şçi: 50, 102<br />
Bilgisayar: 161, 164<br />
Bilim özgürlüğü: 152<br />
1 may ıs çiçe ği: 113<br />
Bitpazar ı: 14<br />
Bolluk Clkesi: 12, 49, 52, 86, 94, 101,143<br />
Boru-tel: 164<br />
Bunalımlı yıllar: 14<br />
Butjuva partileri: 53, 56<br />
Burjuva s ın ıfı: 71<br />
Buyurgan yönetimler: 152, 213<br />
Büyü salgın ı: 125<br />
Bruk ağalan: 55, 79, 80, 200<br />
C<br />
Cad ı avı: 125<br />
Cuma alayı: 192<br />
Ç<br />
Çal ışma Süresi Yasas ı: 51<br />
Çalışma Yarg ılığı : 58<br />
Çiftlik güvencesi: 180<br />
Çocuk ald ırma güvencesi: 68<br />
Çocuk eki: 16<br />
Çocuk emekliliği: 18<br />
Çocuk evi: 12<br />
Çocuk paras ı: 10, 24<br />
Çocuk yuvası: 24, 142<br />
Çocuklu aile: 12<br />
Çoktann: 173<br />
Çokuluslu kurulu şlar: 212<br />
D<br />
Danıştay: 12<br />
Darbe: 65, 201, 202<br />
Dayan ıklı besin: 29<br />
Deği ştirme güvencesi: 106<br />
Demirperde: 208<br />
Denizalt ı avı: 64<br />
Derebeylik: 27, 173<br />
Devlet Holdingi: 54<br />
Devlet kesimi: 100<br />
Dil okulu: 22<br />
Dinlence: 14, 46, 51, 70, 102, 113, 114,<br />
117, 118, 124,125, 130,149<br />
Dinlence ayları: 15<br />
Dinlence paras ı: 14, 114<br />
Dinlence yıl ı: 114<br />
Di ş bak ım ı 25<br />
Doğum kontrolü: 68<br />
Doktor raporu: 19, 21, 74<br />
Dulluk emekliliği: 18, 41<br />
Dünya'n ın en eski gazetesi: 159<br />
Düşünce özgürlü ğü: 159<br />
E<br />
Edinme çocuk: 24<br />
Eğitim giderleri: 150<br />
Ek emeklilik: 16, 21, 66, 68, 75<br />
Ekim Devrimi: 206<br />
Ekinsel dergiler: 159<br />
Ekmeklik ağaç: 30, 32<br />
Ekonomik bunalım: 49<br />
Ekonomik büyüme: 14<br />
El değirmen: 30<br />
Emekçi: 49, 50, 70, 71<br />
Emeklilere özel konut: 16<br />
En alttakiler: 70<br />
En güçlü soylu: 174<br />
Endüstri bunalımı: 101<br />
Endüstri devrimi: 57, 100<br />
Endüstri patlamas ı: 217<br />
Enerji üretimi: 54<br />
Enfiye: 130<br />
Erken emeklilik: 18, 21, 67, 128<br />
Erken oy: 204<br />
Eroin: 134<br />
E ş yardımı: 206<br />
E şit eğitim: 53<br />
E şitlik kurulu: 69<br />
Et dağları: 92<br />
Et tabağuıda reçel: 94<br />
F<br />
F ırsat E şitliği Anlaşmas ı: 68<br />
Fiyat göstergesi: 106<br />
Frans ız etkisi: 215<br />
G<br />
Gece yarıs ı güne şi: 112<br />
Geç emeklilik: 18<br />
Geleneksel köy: 97<br />
Geleneksel yap ı : 97<br />
Gelir Dengesi: 101<br />
Gençlik evleri: 151<br />
Gençlik Mar şı: 215<br />
Gençlik örgütleri: 168<br />
Gizli kurul: 200<br />
GolfstriM: 92<br />
Göçmen dilleri: 169<br />
Göçmen i şçiler: 153<br />
Gömülmemi ş ölüler: 31<br />
Gönüllü Savunma Örgütleri: 206<br />
Görmezler için ses band ı: 158<br />
Gül banyosu: 36<br />
Gümrük duvarı: 211<br />
Güney Kutbunda Cs: 165<br />
220
H<br />
Haftal ık çal ışma: 51<br />
Halk emeklili ği: 16, 18, 21, 66<br />
Halk yüksek okulları: 153<br />
Halkevi: 152<br />
Halk ın partisi: 50<br />
Hamam: 36, 37, 39<br />
Hammadde patlamas ı : 43<br />
Hamsin Y ortusu: 148<br />
Hastalık kasası: 21, 25, 74<br />
Hastal ık paras ı (ödence): 19, 21,23, 24<br />
Hastalık sigortas ı: 66, 75<br />
Hastanelerdeki kuyruklar: 143<br />
Hayvan hastanesi: 12<br />
Hayvanların dokunulmazlığı: 115<br />
Hazır yiyecekler: 90<br />
Hazine deste ği: 101<br />
Hıristiyan: 27, 125, 145, 146, 173, 191,<br />
196, 217<br />
Hırsızl ık pay ı: 137<br />
içki arıtma düzeni: 132<br />
İ çki denetimi: 132<br />
İçki d ışsatım ı: 133<br />
Içki tüketimi: 132<br />
İçkide devlet tekeli: 201<br />
Içkiye kar şı örgütler: 132, 167<br />
Ilaç paras ı: 19<br />
İlk devlet istatisti ği: 161<br />
İlk yaz ılı yasa: 174<br />
Incil: 82, 176<br />
Ingiliz etkisi: 215<br />
İnsancıl ekonomi: 10<br />
İnsanlararas ı e şitlik: 50<br />
İ slQandinavya'n ın bekçi köpe ği: 207<br />
İslam: 186, 191, 192<br />
İsveç kapitalizmi: 53<br />
İsveç modeli: 59<br />
Isveç rejimi: 50<br />
Isveç Yard ım örgütü (SIDA): 213<br />
İsveç yurtta ş l ığı: 218<br />
isveççeTürkçe sözlük: 157<br />
Isveç'in Şikagosu: 131<br />
i ş e ğitimi: 151<br />
l ş kazas ı: 21, 22, 23, 66<br />
İş Pazar ı Okulu: 7, 8, 23<br />
İş Yargılığı: 59<br />
İşbırak ım k ınc ılan: 58<br />
I şbırakım ı: 57, 58, 59, 67<br />
I şkapatım ı: 58, 59, 67<br />
I şçi Yat ırım Fonu: 54<br />
I şgücü aç ığı: 14<br />
l şgücü k ıtlığı: 176<br />
I şsizler ordusu: 40<br />
I şsizlik Kasas ı: 53, 57<br />
l şsizlik sigortas ı: 62<br />
Isveç kapitalizmi: 53<br />
Izin paras ı: 75<br />
K<br />
Kadastro: 1 Ş 1<br />
Kahverengi Isveç a3 ıdarı: 122<br />
Kalabalık (kalabakiken): 195, 199<br />
Kalpaklar: 200, 201<br />
Kalorifer düzeni: 114<br />
Kamp yeri: 118<br />
Kamu kesimi: 46, 68<br />
Kapitülasyon: 46, 174<br />
Kara liste: 35, 131<br />
Karacahil: 154<br />
Karakafa: 137<br />
Kan eki yard ımı: 16<br />
Katolik: 177, 178, 180<br />
KDV: 60, 65, 99<br />
Kedinizi gözetiniz: 124<br />
Kendi çocu ğunun bak ım ı: 18, 23<br />
Kendi eliyle ya şama son: 135<br />
Kilit parti: 56<br />
Kilise bask ısı: 40<br />
Kira denetimi: 53<br />
Kiralık ev kuyruğu: 18, 142<br />
Ki şisel say ı: 104, 161<br />
Kitap kulüpleri: 155<br />
Kitapl ıklar: 155, 156, 157<br />
K ıdık y ılları: 29, 30, 31, 33<br />
Kom şudan yana geçen dal: 120<br />
Konaklama kurulu şları: 122<br />
Konuk öğrenci: 152<br />
Konu şma arkada şı: 143<br />
Konut bulamayan parlamenter: 144<br />
Konut bunahm ı: 210<br />
Konut kiralan: 144<br />
Konut kuyru ğu: 142<br />
Köy birimi: 9, 61<br />
Kralm savurganl ığı: 64<br />
Kredi kart ı: 105<br />
Kredi merkezi: 104<br />
Kurutulmu ş ekmek: 88, 96<br />
Kurutulmu ş göl balığı: 29<br />
Ku şlara şölen: 115<br />
Kuvvetler dengesi: 198<br />
Kuzey Kutup Dairesi: 93, 112<br />
Kuzey'in Aslan ı: 178<br />
Küf ay ı: 31<br />
L<br />
Lâ ğım çukuru: 38<br />
Londra Bir Mahmutpa şa: 78<br />
Lucia K ız ı: 125<br />
221
M<br />
Mal deği şimi: 96<br />
Mavi gözlü isveçli: 217<br />
Mavi yakala i şçi: 50<br />
May ıs dire ği 113<br />
Merkez krall ığı: 27<br />
Meryem Ana Yortusu: 35<br />
Muhtarl ık görevi: 161<br />
Müslüman: 185<br />
Müzik toplulu ğu: 169<br />
N<br />
NATO: 209<br />
Nobel Ödülü: 163, 208<br />
Noel: 7, 35, 36, 112, 124, 146, 147, 148<br />
Noel Baba: 124<br />
Norveç güldürükri: 126<br />
Nöbetçi Büro: 12<br />
Nüfus küniğii: 177<br />
O<br />
Odac ı: 160<br />
Okul öncesi eğitimi: 149<br />
Okulların yaz dinlencesi: 121<br />
Olanak e şitliği: 70, 71<br />
Olimpiyat oyunları: 169<br />
Ombudsman: 167<br />
Orman ataları: 49<br />
Orman attığı : 46<br />
Orta s ınıf: 42, 213<br />
Ortaçağ: 29, 30, 95, 96, 99, 125, 174<br />
Ortadoks: 180<br />
Ortak Pazar (AET): 209, 210, 211<br />
Ortalama ya şam: 9, 140<br />
Otomatik trafik kay şakları: 22<br />
Oturma izini: 152<br />
Oyun Okulu: 24, 151<br />
Öğrenim yard ım ı: 25<br />
Öğrenim ya şı: 153<br />
Oksüzliik emekliliği: 19<br />
Ölüm yard ım ı: 99<br />
Opti şme yeri: 150<br />
Örnek ülke: 12, 13, 99, 143<br />
Özel araba: 69<br />
Özel eğitim: 20<br />
Özel kesim: 54, 67, 100<br />
Özel mülkiyet: 50<br />
Özel okul: 213<br />
P<br />
Paskalya: 125, 148, 149<br />
Patates Kral ı: 84<br />
Patates Sava ş ları: 85<br />
Pazarl ık Anla ş mas ı: 58<br />
Peksimet: 88, 89<br />
Pislikarkı: 38<br />
Pislilik çağı: 37<br />
Pislilik dönemi: 36, 37<br />
Polis karakolu: 131<br />
Polis telsizi: 158<br />
Protestan: 145, 176, 177, 178, 180<br />
R<br />
Radyasyon: 62, 63, 206<br />
S<br />
222<br />
Sağ blok: 56<br />
Sağ kanat partileri: 53<br />
Sagc ı hükümetler: 10<br />
Sagc ı partiler: 14<br />
Sağl ık gideri: 25<br />
Sakatlık ödencesi: 21, 23<br />
Sanayi Devrimi: 202<br />
Sanayiciler Birli ği: 53<br />
Sandviç: 88<br />
Sauna: 37<br />
Sava ş at ı : 27<br />
Sava ş oyunları: 194<br />
Savunma silahları: 205<br />
Say ıştav: 12<br />
Seks: 88<br />
Self servis: 103<br />
Sendika giderleri: 57<br />
Serbest kesim: 114<br />
Sermaye oyunlar ı: 63<br />
Sevilen örgütler: 100, 167<br />
Sigara içme yeri: 150<br />
S ığınma evi: 12<br />
S ın ıf ayrımı: 41, 42, 70, 71<br />
S ın ıflararas ı denge: 50<br />
Soğukkanhl ık: 128<br />
Sol blok: 56<br />
Sosyal Büro: 7, 8, 9, 10, 11, 12, 20<br />
Sosyal destek: 9<br />
Sosyal Görev Yasas ı: 11<br />
Sosyal güvence: 12<br />
Sosyal otel: 12<br />
Sosyal reform: 50<br />
Sosyal sorunlar: 40<br />
Sosyal yard ım: 9, 10, 11, 12, 20, 55<br />
Sosyalist blok: 56<br />
Sosyete bayanlar: 40<br />
Sömürge yağmas ı: 178<br />
Spor dinlencesi: 130, 149, 169<br />
Spor toto: 164<br />
Su k ıtl ığı: 38<br />
Subaylara toprak: 180<br />
Sürücülük belgesi: 8, 22, 37, 119<br />
Şapkalar: 200, 201<br />
Şekerli ekmek: 87
Tah ıl ar ı ığı : 92<br />
Tanr ı: 34, 83, 125, 146, 173, 192<br />
Tar ım a ğaları: 49<br />
Tar ım kesimi: 91<br />
Tarım siyasas ı: 208<br />
Tar ımda çal ışanlar: 97<br />
Tar ımda i şgücü: 93, 98<br />
Tatil köyü: 113<br />
'talil y ıl ı : 114<br />
"rekelci kapitaliz ın: 53<br />
'telefonla ıs ıtacı açma düzeni: 118<br />
Temel de ğer: 16, -19, 21<br />
Tereya ğı d ışsat ım': 28<br />
Ting: 173<br />
Toplumcu dü şünce: 49<br />
Toplumsal yap ı: 100<br />
Toprak ağası: 40<br />
Toprak dengesi: 96, 97<br />
Toprak isteyenin: 92<br />
Toprak köleli ği: 202<br />
Toprak reformu: 97<br />
Trafik düzeni: 22<br />
Trafik kazalar ı: 123<br />
Trafik lambası: 22<br />
Turizm gelirleri: 117<br />
Tuz d ışal ım': 28<br />
Tüberküloz (verem) salg ını: 37<br />
Türk hamam ı: 39<br />
Türk yulaf ı: 82<br />
U<br />
Ucuz ev kredisi: 18<br />
Ulusal ba ğı ms ızl ık: 213<br />
Ulusal bayrak: 176<br />
Ulusal gün: 125<br />
Ulusal içki: 133<br />
Ulusal marş : 125, 126<br />
Ulusal park: 116<br />
Ulusal tarım siyasası: 101<br />
Ulusalla şt ırma: 53<br />
Uluslararas ı kartel: 53<br />
Uyu şturucu: 129, 133. 134, 143<br />
Uzla şma ülkesi: 67, 143<br />
T<br />
Ü<br />
Ucrct e ş itliği: 68<br />
ücret güvencesi: 66<br />
Ücret kesintisi: 54<br />
Üçüncü kesim: 100<br />
3. dünya ülkeleri: 213<br />
Üniversite özerkli ği: 152<br />
223<br />
V<br />
Vaftiz: 146, 161<br />
Vardiya: 8<br />
Vasaloppen (Vasa Yar ışı): 175<br />
Vcba salg ı n ı: 28<br />
Vergi ba ğışıkl ık': 27<br />
Vergi reformu: 15<br />
Y<br />
Yabanc ı etkisi: 46<br />
Yabanc ı yat ırı mların kayna ğı: 207<br />
Yalanc ı belge: 143<br />
Yansızl ık siyasas ı: 208<br />
Yap ım yanl ış': 22<br />
Yararlda ş t ırma: 53<br />
Yargı organları: 177<br />
Yarım emekli: 21, 66<br />
Yasal evli: 19, 69, 141<br />
Ya şam paras ı: 23<br />
Ya ş l ı ku şağın eğitimi: 155<br />
Ya ş l ılar e ğitimi: 66, 154<br />
Ya ş l ılar yurdu: 16<br />
Yaz Ortası: 36, 113, 116, 117, 148<br />
Yaz paketi: 14<br />
Yazarlar fonu: 156<br />
Yazl ık ev: 38, 114, 118<br />
Yazlık kulübe: 119<br />
Yeni bulu şlar: 48, 160<br />
Yeni Isveç: 178<br />
Yeni yeti ştirme yöntemleri: 97<br />
Yeni yoksulluk: 14<br />
Yer fotoğraftan: 165<br />
Yeralt ı s ığınaklar ı: 206<br />
70 ya şında emeklilik: 201<br />
Y ıkanma dolab ı: 38<br />
Y ılm bulucusu: 160<br />
Y ı l ın i şadam ı : 47<br />
y ıll ı k ıs ı ortalaması: 112<br />
Y ıll ık orman kesimi: 45, 46<br />
Yiyecek k ıtlığı: 33<br />
Yolcu ta şımacıl ığı: 120<br />
Yoksullar ın Isveç'i: 34<br />
Yoksulluk y ıllar ı : 85<br />
Yukar ı s ın ıflar: 42<br />
Yük ta şımac ı l ığı: 120<br />
Yüksek vergi: 60, 61<br />
Yüzy ıl ın iskenderi: 186<br />
Zam önerisi: 62<br />
Zam paketi: 62<br />
Z
1<br />
YARARLANILAN<br />
KIMI KAYNAKLAR<br />
Dipnot ve sayfa içi notlannda gösterilen kaynaktan burada göstermiyoruz.<br />
Tükenen "Bolluk Clkesi ISVEÇ" yap ıtım ızdan (özellikle "Demirba ş Ş arl'a ş -<br />
kin) tırnak içine almadan ahntdar yapt ığım ız ı da belirtiriz (HTY).<br />
Aberg, Alf. Karolinerne och Österlandet, Stokholm,s1967<br />
Abrahamsson, Hans. Jordbrukets i Sverige, Lund, 1970<br />
Arne, T). Svenskarna och Österlandet, Stokholm, 1952<br />
Beijbom, Alf. Amerika, Amerika, Stokholm, 1977<br />
Carlsson, Sten. Bonde - prst - mbetsman, Stokholm, 1962<br />
Ekstrand, Gudrun. Tre Karlar, Stokholm, 1984<br />
Heidenstam, Verner von. Karolinerna, Stokholm, 1964<br />
Kurat, Akdes Nimet. İ sveç Kral ı XII. Karl' ın Türkiye'de Kal ışı ve<br />
Bu S ı ralarda Osmanl ı imparatorlu ğ u<br />
Larsson, Ono. Böndernas Organisationer, Stokholm, 1984<br />
Mattson, Robert. Jordbrukets utvecling i Sverige, Uppsala, 1978<br />
Radetzki, Marian. Sverige och tredje VrIden, Stokholm, 1980<br />
Scobbie, Irene. Sveden, Londra, 1972<br />
Stafsig, 'var. Kalabaliken vid Bender, Stokholm, 1960
"Isveç'te yard ıma gerek duyan (geçinemeyen)<br />
kişi, belediyelerdeki "sosyal büro "ya<br />
başvurarak, geçimi için gerekli paray ı<br />
sağlayabilir. (...) Yard ım ın kapsam ı belirtiliyor:<br />
Her tür yiyecek. Temizlik ve ki şisel bak ım. Her<br />
tür giysi (spor ve dinlenme giysileri de). Günlük<br />
gazete. Elektrik, telefon, ve tv giderleri.<br />
Belediye içinde geçerli yolculuk bileti".<br />
"K ıştan bahara dek açl ıktan ölenler<br />
say ılamayacak çokluktayd ı. Gömülmemi ş ölüler<br />
her yerde görülebilirdi: içerde ve d ışarda.<br />
Ah ırlarda, barakalarda, ambarlarda,<br />
yemliklerde, yollarda ve geçitlerde. D ışardaki<br />
ölüler, ba şıbo ş aç köpeklere yem olurdu. Öyle<br />
ölülere rastlan ırd ı ki, ağızlar ında ot topaçlar ı<br />
bulunurdu".<br />
KDV içinde 3.500 TL