Görev - Anadolu Haber Gazetesi - Anadolu Üniversitesi
Görev - Anadolu Haber Gazetesi - Anadolu Üniversitesi
Görev - Anadolu Haber Gazetesi - Anadolu Üniversitesi
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Editör: Uzm. Ufuk TOZELİK<br />
Tasarım: Evren TÜRKGELDİ<br />
S Ö Y L E Ş İ<br />
6 <strong>Anadolu</strong><strong>Haber</strong><br />
İnternetteki Sansüre karşı mücadele eden bir Platformun Üyesi Olan Öğr. Gör. Ebru Baranseli:<br />
‘Bu bilgi ağının içinde olmamız gerek’<br />
Meltem Türkeri<br />
■ 17 Temmuz 2010’da, yaklaşık<br />
2 bin insan internete uygulanan<br />
sansürü protesto etmek<br />
üzere eylem yaptı. Aralarında<br />
Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim<br />
<strong>Görev</strong>lisi Ebru Baranseli de<br />
vardı. Baranseli ile oluşturdukları<br />
platform, sansür ve eylemle<br />
ilgili konuştuk.<br />
■ “Sansüre sansür” adlı bir platform<br />
oluşturdunuz ve internete uygulanan<br />
sansürle savaşıyorsunuz. Süreç nasıl<br />
gelişti?<br />
“Sansüre sansür” internet ortamında<br />
ortaya çıkan ve internet sansürüne<br />
karşı duran bir sivil inisiyatif.<br />
2008 yılında, “Dailymotion” (video<br />
paylaşım sitesi) kapatıldığı sırada ortaya<br />
çıktı. Ben de sıradan bir internet<br />
kullanıcısıyım. Yüksek lisans ve doktora<br />
tezimde, kaynak anlamında internetle<br />
çok fazla haşır neşir oldum.<br />
Yüksek lisans tezim sırasında web sitelerinin<br />
tasarımlarını incelerken uygunsuz<br />
içerikli sitelere<br />
girebiliyordum. Ama artık Türkiye’de<br />
bütün bu siteler kapalı. Neyse, 2008<br />
yazında “dailymotion” erişime kapatıldı.<br />
Youtube (video paylaşım sitesi)<br />
da kapalıydı. Biz, bir arkadaş grubu<br />
olarak internet üzerinden konuşurken,<br />
bir şey yapmamız gerektiğine<br />
karar verdik. Ve süratle organize<br />
olduk. elmaaltshift.blogspot.com adlı<br />
bloğun (bir nevi günlük) sahibi Fırat<br />
yıldız, reklam yazarı Deniz Tan ile ne<br />
yapacağımızı konuşurken ertesi gün<br />
bir anda elmaaltshift.blogspot.com<br />
kendisini erişime kapattı. Böylece<br />
blog hareketi başladı. Hepimiz bloglarımızı<br />
kapattık. Herkes web sitelerini<br />
kapattı. Türkiye’deki çok önemli<br />
internet siteleri, eksisozluk, zargan<br />
gibi 500 site ve blog kendisini erişime<br />
kapattı. Ve bu eylem sırasında<br />
güzel bir enerji yakalandı. 20 Ağustos<br />
2008’de eylem tamamladık. İlk<br />
olarak yurtdışı basını ilgilendi, önce<br />
onlar haber yaptılar. Daha sonra ülkemiz<br />
basını ilgilendi.<br />
“Bu salona erişim engellenmiştir”<br />
Onun hemen ertesinde devam ettik<br />
ve “Poster hareketi” başladı. Herkes internet<br />
sansürüne karşı poster yaptı.<br />
Bütün bunlar birçok sosyal paylaşım<br />
sitesinde paylaşıldı. İnternet sansürü<br />
sürdükçe eylemlerimiz de sürdü. Poster<br />
hareketi sonrası “Yay hareketi” ortaya<br />
çıktı. Birçok yere “Bu salona<br />
erişim engellenmiştir” gibi yapıştırmalar<br />
koyuldu. Sanal hayattaki eylemlerin<br />
gerçek hayata yansımasıydı.<br />
Yurtdışında arkadaşlarımız parktaki<br />
bir banka “Bu banka erişim engellenmiştir”<br />
tarzında bir yapıştırma koydular.<br />
Bu şekilde farklı şehirlerde<br />
yayıldık.<br />
“Bilgi otobanında 10 bin yol kapalı”<br />
Bizim bir yasamız var ve bunun yeniden<br />
düzenlenmesi gerekiyor. Çünkü<br />
internetin doğasının çok net anlaşılabildiğini<br />
düşünmüyorum ben. Küresel<br />
bir bilgi ağından söz ediyoruz. Bilgi<br />
otobanındayız deniyor ama Türkiye’de<br />
bu otobanda 10 bine yakın yol<br />
kapalı. Nasıl ilerleyelim? Bizim gibi<br />
tepki gösteren pek çok oluşum var.<br />
Geçen sene haziran ayında bir araya<br />
gelerek ortak bir platform oluşturduk.<br />
Böylece sesimizi daha çok duyurabilecektik.<br />
56 dernek, sivil toplum örgütü,<br />
sivil inisiyatif ve oluşumun bir<br />
araya geldik ve “Internet sansürüne<br />
hayır” adlı bir platform oluşturduk.<br />
■ 17 Temmuz 2010’da Taksim’de<br />
toplandınız ve sansürü protesto ettiniz.<br />
Yürüyüş nasıldı? Yürüyüşü<br />
değerlendirdiğinizde gelecek günler<br />
için umut var mı?<br />
Yürüyüş bobiler.org’dan (Yazarlarının<br />
çeşitli yazılımlar kullanarak<br />
konu başlıkları altında görsel işler<br />
ürettiği bir internet sitesi) Ozan Tüzün’ün<br />
fikriydi. Ve platform desteğiyle<br />
hep beraber yapıldı. Çok<br />
keyifliydi. Bizim kuşağımız biraz<br />
apolitize edilmiş bir kuşak olduğundan,<br />
yürüyüş denince akla ilk olarak<br />
polis, kavga, zarar gören insanlar,<br />
şiddet geliyor ama öyle olmadı, çok<br />
güzeldi. Pek çok ünlü isim de katıldı.<br />
Barbaros Şansal çok güzel fotoğraflar<br />
çekti ve kendisi de çok güzel pozlar<br />
verdi. Gazetecilerin ilgisi de<br />
oldukça fazlaydı. Basın açıklaması<br />
yaptık ve dağıldık.<br />
“Internet bizim geleceğimiz”<br />
Bundan sonrasında, platform toplantılarında<br />
görüştüğümüz çeşitli<br />
eylem planlarımız var. Yola aynı şekilde<br />
devam edeceğiz. Çünkü biz de<br />
tıpkı cumhurbaşkanımız gibi Türkiye’nin<br />
Çin vb. ülkelerin sınıfına girmesini<br />
istemiyoruz internet<br />
anlamında. Çünkü internet bizim geleceğimiz<br />
hatta bugünümüz. Ve bu<br />
teknolojiyi kaçırmamamız gerektiğini<br />
düşünüyorum. Bu teknoloji çok<br />
önemli. Aksi takdirde Çin’in sanayi<br />
Öğr. Gör. Ebru Baranseli:<br />
devrimini kaçırdığı duruma biz düşebiliriz<br />
ve biz bunu istemiyoruz.<br />
Bunun için de elimizden gelen her<br />
şeyi yapacağız.<br />
■ Bir de imza kampanyası düzenlediniz…<br />
Yine platform toplantısında Bilgi<br />
<strong>Üniversitesi</strong>’nden Doç. Dr. Yaman<br />
Akdeniz, Ankara <strong>Üniversitesi</strong>’nden<br />
Yard. Doç. Dr. Kerem Altıparmak’ın<br />
birlikte hazırladığı bir deklarasyon<br />
üzerine çalıştık, imzaladık ve daha<br />
sonra bireysel imzaya açtık. Kısaca<br />
şunu söylüyoruz: “Kişisel bilgi<br />
edinme hakkımızın, kendimizi<br />
ifade etme hakkımızın ve bu ikisi<br />
kadar önemli olan kişisel mahremiyet<br />
hakkımızın korunmasını istiyoruz,<br />
sansürsüz internet<br />
istiyoruz.”<br />
“İnternet birbirinden farklı, çok ayrı hayatlara sahip iki insanın<br />
bir araya gelmesini sağlıyor. Ben bütün bu çarpışmalar, kapışmalar<br />
internet üzerinden oldukça ve böyle sürdükçe ilerleyen zamanlarda<br />
çok daha umut vaat eden sonuçlar doğuracağına<br />
inanıyorum. ”<br />
İnternetin günlük hayatımızın<br />
bir parçası haline geldiğne dikkat<br />
çeken Öğr. Gör. Ebru Baranseli,<br />
“Her şeyi internet üzerinden organize<br />
ediyorsunuz. Evinizden çıkmadan<br />
çalışabilirsiniz. İnternet yeni yaşam<br />
biçimleri oluşturuyor.” dedi.<br />
■ Sansür konusuna dönersek, neler<br />
oluyor? Sansür özgürlükleri<br />
kısıtlıyor evet ama nasıl, ne yapıyor?<br />
Sansür bizim bilgiye erişimimizi<br />
engelliyor. Bu arada, biz -platform<br />
adına da kendi adıma da- çocukların<br />
cinsel yönden istismar edildiği<br />
içeriklere karşıyız. Biz sansüre karşıyız<br />
dediğimizde önümüze devamlı<br />
bu çıkıyor. Biz karşıyız. Kaldı<br />
ki bu tür içerikler uluslararası suç<br />
kapsamına giriyor. Bu çok ayrı. Biz<br />
internet sansürüne karşıyız. Tekrar<br />
ediyorum 10 bine yakın internet sitesi<br />
şu anda kapalı. Biz bunların<br />
açılmasını istiyoruz. Benim kendi<br />
kişisel fikrim, hayat görüşüme çok<br />
aksi yönde bilgiler bulunan sitelerin<br />
de açık olması gerektiğini düşünüyorum.<br />
Çünkü insan iradesine inanıyorum.<br />
Ve internet bizim günlük<br />
hayatımızın bir parçası haline geldiği<br />
için artık her şeyi internet üzerinden<br />
organize ediyorsunuz.<br />
Evinizden çıkmadan çalışabilirsiniz.<br />
Yeni yaşam biçimleri oluşturuyor<br />
internet. Bu çok ciddi bir toplumsal<br />
dönüşüme de neden oluyor. Dolayısıyla,<br />
bizim bu bilgi ağının içinde<br />
olmamız gerekiyor.<br />
İnternet Bize İyi Gelecek<br />
Geçmiş zamanlardaki endişeler<br />
gerçekten boş. Geçmişin kafasıyla interneti<br />
değerlendiremeyiz. Sokakta<br />
iki ayrı görüşten insan karşı karşıya<br />
geldiklerinde birbirlerini öldürecek<br />
duruma gelebiliyorlar ama internette<br />
öyle değil. Belki küfrederek birbirleriyle<br />
tartışıyorlar ama yalnızca<br />
fikirler çatışıyor. İnternet birbirinden<br />
farklı, çok ayrı hayatlara sahip<br />
iki insanın bir araya gelmesini sağlıyor.<br />
Ben bütün bu çarpışmalar, kapışmalar<br />
internet üzerinden<br />
oldukça ve böyle sürdükçe ilerleyen<br />
zamanlarda çok daha umut vaat<br />
eden sonuçlar doğuracağına inanıyorum.<br />
Ve bizim ülkemizde bunun<br />
yaşanması gerektiğine inanıyorum.<br />
Bizim buna ihtiyacımız var. Böyle<br />
bir toplumsal dönüşüme ihtiyacımız<br />
var. Hareketli ve canlı bir toplumuz,<br />
internet bize iyi gelecek. Son olarak<br />
üniversiteler tarihsel anlamda tutucu<br />
yapısı olduğu düşünülen kurumlardır<br />
ama ben 10 yıldır<br />
<strong>Anadolu</strong> <strong>Üniversitesi</strong>’nde çalışıyorum<br />
ve biz böyle bir kurum değiliz.<br />
“Bozkırın ortasındaki mucize” diyorlar<br />
ya aynen öyle…