29.08.2013 Views

Grup B Streptokok İnfeksiyonları

Grup B Streptokok İnfeksiyonları

Grup B Streptokok İnfeksiyonları

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

T.C.<br />

Sağlık Bakanlığı Bakırköy Doğumevi<br />

Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve<br />

Araştırma Hastanesi<br />

Klinik Şefi: Gyn. Op. Dr. Ali İsmet Tekirdağ<br />

1


SON TRİMESTER GEBELERDE, REKTO-VAJİNAL<br />

FLORADA GRUP B STREPTOKOK TAŞIYICILIĞI SIKLIĞI<br />

VE ANTİBİYOTİK DUYARLILIĞININ ARAŞTIRILMASI<br />

Dr. Mehmet Can Keven<br />

(Uzmanlık Tezi)<br />

İstanbul 2005<br />

İÇİNDEKİLER<br />

2


GENEL<br />

GİRİŞ VE AMAÇ...............................................................................1<br />

BİLGİLER............................................................................2<br />

GEREÇ<br />

YÖNTEM............................................................................21<br />

BULGULAR....................................................................................<br />

.24<br />

TARTIŞMA.....................................................................................<br />

..30<br />

ÖZET..............................................................................................<br />

..36<br />

KAYNAKLAR.................................................................................<br />

..37<br />

3


ÖNSÖZ<br />

Kadın hastalıkları ve doğum asistanlığım süresince bilgi ve<br />

deneyimlerini daima bizimle paylaşan, karşılaştığımız sorunlarda<br />

her zaman öce bizi dinleyen ve doğru yolu gösteren, tez<br />

çalışmamın oluşumunda, yönlendirilmesinde bilgilerini ve<br />

yardımlarını esirgemeyen, hayatım boyunca saygıyla anacağım<br />

Klinik şefim sayın Op. Dr. Ali İsmet Tekirdağ’a, ayrıca eğitimime<br />

katkıda bulunan ve bu süreç boyunca bizlere gösterdikleri sabır<br />

nedeniyle klinik şeflerimiz sayın Doç. Dr. Ahmet Gülkılık, sayın<br />

Op.Dr.Cemal Ark ve sayın Op.Dr.Yavuz Ceylan’a ve başhekim<br />

sayın Uzm. Dr. Hüseyin Aldemir’e teşekkürü borç bilirim.<br />

Tez çalışmamda desteğini hiç esirgemeyen Op. Dr. İbrahim<br />

Polat’a, kültür örneklerini değerlendiren sayın Uzm. Dr Şükufe<br />

Diren’e kültür örneklerini toplamamda yardımcı olan Dr. İlker<br />

Sözen’e ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Hastalıkları<br />

Hastanesi Mikrobiyoloji Laboratuarı çalışanlarına, dört yıllık<br />

uzmanlık eğitimim boyunca karşılıklı anlayış ve uyum içinde<br />

çalıştığımız asistan, uzman, hemşire ve ebe arkadaşlarıma,<br />

bana sonsuz destek veren eşime<br />

Dr. Mehmet Can Keven<br />

Teşekkür ederim.<br />

4


GİRİŞ ve AMAÇ<br />

İnsanların genitoüriner ve gastrointestinal sistemlerinde normal flora üyesi<br />

olarak bulunan Streptococcus agalactiae (<strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong>)’nın insanda<br />

oluşturduğu infeksiyon olguları, 1930’lu yıllardan itibaren yayınlanmaya<br />

başlanmıştır. Amerika Birleşik devletlerinde 1970’li yıllarda %20-50 mortalite ile<br />

seyreden neonatal infeksiyonlara yol açması ile, dikkatler bu mikroorganizmanın<br />

üzerinde toplanmış ve yenidoğanda oluşabilecek infeksiyonları önlemeye yönelik<br />

olarak Obstetrik ve Jinekoloji Amerikan Koleji (American College of Obstetricians<br />

and Gynecologist) ve Hastalık Kontrol ve Önleme merkezi (The Center Disease<br />

Control and Prevention) tarafından stratejiler geliştirilmiştir. <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong><br />

yenidoğanda menenjit ve sepsiste esas etyolojik faktördür. Ayrıca erişkinlerde<br />

doğum sonu endometrit, maternal üriner sistem infeksiyonları, doğum öcesi ,<br />

doğum ve doğum sonrası bakteriyemi, korioamnionit ve lohusa infeksiyonların da<br />

başlıca etkenidir(16).<br />

Yapılan çalışmalarda yenidoğanda <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> infeksiyon riskinin<br />

maternal <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> kolonizasyon yoğunluğu ile direk ilişkili olduğu<br />

saptanmıştır. Ülkemizde, %1.63-37.2 gibi geniş bir aralıkta rektovajinal <strong>Grup</strong> B<br />

<strong>Streptokok</strong> kolonizasyonu olduğunu bildiren çalışmalar vardır(23, 24, 25, 26, 27,<br />

28). <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> rektovajinal kolonizasyonuna bağlı olarak her 1000<br />

doğumdan 0.7-3.7 arasında yenidoğan infeksiyonu gelişebilmekte ve bu<br />

infeksiyonların %90’ının ilk 24 saatte, %95’inin yaşamın ilk üç gününde görüldüğü<br />

bildirilmektedir(32).<br />

Bu çalışma ile Sağlık Bakanlığı Bakırköy Doğumevi Kadın ve Çocuk<br />

Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi doğumhanesine kabul edilen<br />

gebelerde <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> kolonizasyon sıklığını, kolonizasyon sıklığında etkili<br />

faktörleri ve üretilen <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> ’ların antibiyotik direnç paternlerinin ortaya<br />

konması amaçlanmıştır.<br />

5


GENEL BİLGİLER<br />

<strong>Streptokok</strong>kus, Streptococcaceae ailesinde yer alan, insanlarda<br />

oluşturdukları ciddi infeksiyonlar ve komplikasyonlar nedeniyle önem taşıyan gram<br />

pozitif bakterilerdir. <strong>Streptokok</strong>lar kapsül polisakkarit antijenine göre A’ dan V’ ye<br />

kadar gruplandırılmıştır ve bunlardan A, B, C, D, E, F ve G grubunda olanlar<br />

insanlarda infeksiyon etkenidir. A grubu streptokoklar insanda en çok infeksiyon<br />

oluşturan ve tıbbi önemi en fazla olan grup olmakla beraber son yıllarda diğer<br />

gruplarda önem kazanmaktadır (1-3).<br />

<strong>Streptokok</strong>lar ilk kez Rivolta tarafından 1873 yılında hasta atların<br />

lezyonlarında görülmüştür. Bilroth ve Erlich 1874 yılında insanda infekte yara<br />

pürülan eksudalarında zincir yaparak üreyen kok şeklindeki mikroorganizmaları<br />

streptokok olarak tarif etmiştir. Pasteur 1879’da lohusalık dönemi sepsisli bir<br />

kadının kan kültüründen bu mikroorganizmayı izole etmiş. Ogston ise irin’den<br />

streptokokları izole etmiş ve cerahat etkeni olduğunu açıklamıştır. Robert Koch ise<br />

bu mikroorganizmanın ‘erizipel’ lezyonlarında daima olduğunu saptamıştır.<br />

Feshleisen 1882-1883’de bu mikroorganizmayı saf kültür olarak erizipelli<br />

hastaların lezyonlarından izole etmiş ve gönüllü kişilerde erizipel meydana<br />

getirmiştir. Rosenbach 1884 yılında Piyojenik <strong>Streptokok</strong> tanımlaması yapmıştır<br />

(4,5,6).<br />

<strong>Streptokok</strong>lar 1919 yılında Brown tarafından kanlı agarda yaptıkları hemoliz<br />

tipine göre alfa, beta , gama hemolitik olarak ilk defa sistematik olarak<br />

sınıflandırılmıştır(6).<br />

Lancefield, 1933 yılında streptokokların hücre duvarında bulunan<br />

polisakkarit yapıda suda erir C maddesinden yararlanarak presipitasyon testi ile<br />

bu mikroorganizmayı A’dan V’ ye kadar gruplandırmıştır(4,5,6). 1937’de Sherman<br />

tarafından yapılan sınıflandırmada streptokoklar fizyolojik ve biyokimyasal<br />

özelliklerine göre pyojenik, viridan, laktik ve enterokok olarak dört gruba ayrılmıştır<br />

(3).<br />

6


<strong>Streptokok</strong>ların Genel Mikrobiyojik Özellikleri<br />

Bakteri aleminde <strong>Streptokok</strong>’lar, Streptococcaceae ailesinde yer alır. Bu<br />

ailede yer alan bakteriler çeşitli uzunlukta zincirler, bazende tetratlar yapan, gram<br />

pozitif, yuvarlak yada ovoid, katalaz negatif, sitokrom negatif sporsuz, hareketsiz<br />

mikroorganizmalardır. <strong>Streptokok</strong>lar tipik olarak bir çizgi boyunca bölünerek<br />

üredikleri için zincir yapma alışkanlığındadırlar. <strong>Streptokok</strong>lar hyalüronik asit<br />

yapıda bir kapsül bulundurmaktadır. Kapsül, konakçı organizmadan yeni<br />

ayrıldıklarında ve zengin besiyerlerinde ürediklerinde belirgindir. Besiyerinde<br />

üretilme sürdürüldüğünde kapsül ortadan kalkar. <strong>Streptokok</strong>lar hücre çeperinden<br />

kaynaklanarak kapsülden dışarı çıkan tüy görünümünde pili oluştururlar. Bunlar<br />

lipoteikoik asit ile kaplıdır ve bakterilerin epitel hücrelerine tutunmasında rol<br />

oynarlar. Kapsül antifagositiktir ancak yüzeyde bulunan M proteini fagositozdan<br />

korunmada daha önemli rolü vardır. Anti M antikorları bakterinin organizmada<br />

yayılıp çoğalmasını önler(1,2,5,7).<br />

<strong>Streptokok</strong>lar fakültatif anaerop bakterilerdir, 35-37 o C’de ve pH 7.4-7.6’ da<br />

ürerler. Basit besiyerlerindede üreyebilmektedirler. Kanlı agar besiyerinde<br />

streptokoklar mukoid (kapsül özelliğinden dolayı), mat veya parlak; 0.5-1mm<br />

çapında koloniler yapar. Koloniler etrafında da hemoliz yapma özelliklerine göre<br />

tam hemoliz (Beta hemoliz, Parlak), yarım hemoliz (Alfa hemoliz,Yeşil) yada hiç<br />

hemoliz olmadığı görülür(2,7).<br />

Ağız, boğaz, burun, deri, sindirim sistemi, genital sistem normal florasında<br />

bulunabilen streptokoklar insanda çok çeşitli hastalıklar meydana<br />

getirebilmektedir. <strong>Streptokok</strong>al farenjit, impetigo, bakteriyel endokardit, idrar yolu<br />

infeksiyonları yanında akut romatizmal ateş ve akut glomerülonefrit gibi<br />

postinfeksiyöz sendromlarada yol açabilmektedir(5,7).<br />

Sınıflandırma<br />

Bergey’in Tanımlayıcı Bakteriyoloji El Kitabına (Bergey’s Manual of<br />

Determinative Bacteriology) göre Streptococcaceae ailesinde 10 cins (genus) yer<br />

almaktadır.<br />

7


Bunlar:<br />

1.) Aeococcus 6.)Peptococcus<br />

2.) Gemella 7.)Ruminococcus<br />

3.) Leuconostoc 8.)Peptostreptococcus<br />

4.) Pediococcus 9.Coprococcus<br />

5.)Streptococcuc 10.)Sarcina olarak bilinmektedir(1).<br />

Sınıflandırmada streptokokların çeşitli özelliklerinden faydalanılmıştır.<br />

1.)Hemolitik aktivite: <strong>Streptokok</strong>ların kanlı besiyerinde ürerken eritrositler<br />

üzerinde gösterdikleri hemoliz özelliklerine göre ilk defa Brown tarafından<br />

sınıflandırılmıştır. Eritrositlerin parçalanmasında suda erir hemolitik bir<br />

madde olan hemolizin (streptolizin) sorumludur.<br />

a.) Beta hemolitik streptokoklar: Bu grubun kolonileri kanlı besiyerinde<br />

eritrositleri tamamen parçalanmakta hemoglobin serbest hale geçmekte ve<br />

şeffaf hemoliz bölgeleri oluşturmaktadır.<br />

b.) Alfa hemolitik streptokoklar: Bu gruptaki koloniler ise kanlı<br />

besiyerinde eritrositleri tamamen parçalanmamakta ve hemoglobin kısmen<br />

serbest hale geçmektedir ve yeşil renkli hemoliz bölgeleri oluşturmaktadır.<br />

c.) Non-hemolitik (Gama Hemolitik) streptokoklar: Bu gruptaki<br />

koloniler Hemolizin salgılamazlar ve kanlı besiyerinde hemoliz oluşturmazlar.<br />

İnsanda özellikle beta hemolitik olan streptokoklar infeksiyonlar<br />

oluşturmaktadır ve günümüzde hemoliz ile ayırım hala kullanılan yararlı bir<br />

sınıflandırmadır(3,4,6,8)<br />

2.) Sherman sınılaması: Sherman 1937’de streptokokları üreyebildikleri<br />

ısı derecelerine, bazı biyokimyasal özellikleri ve hemolitik aktivitelerine ve<br />

antijen yapılarına göre 4 gruba ayırmıştır(3)<br />

a.)Piyojenik streptokoklar<br />

b.)Viridans streptokoklar<br />

c.)Laktik streptokoklar<br />

d.)Enterokoklar<br />

8


Pyojenik streptokokların hepsi beta hemolitiktir ve Lancefield<br />

sınıflandırmasında A, B, C, D, E, F, G ve H grupları bu gruptadır.<br />

Viridans streptokoklar alfa hemolitik streptokolardır ve nazofarinks,<br />

gingiva, gastrointestinal sistem ve kadın genital sistemlerinde yerleşirler. Bu<br />

grup bakteriler sellülit, menenjit, safra yolları, karın içi infeksiyonları, dental<br />

hastalıklar, Subakut bakteriyel endokardit gelişiminden sorumlu<br />

olabilmektedir.<br />

<strong>Streptokok</strong>us laktis: Endüstiride önemli bakterilerdir.<br />

yer alırlar.<br />

Enterokoklar: Genellikle hemoliz yapmazlar ve Lancefield D grubunda<br />

3.) Lancefield sınıflandırması: Bu sınıflandırma streptokoklar hücre<br />

duvarında bulunan polisakkarit yapıda suda erir C karbonhidratının antijenik<br />

özelliklerine göre A, B, C....V olarak gruplara ayrılmıştır. A, B, C, D, F ve G<br />

grubu streptokoklar insanda genellikle hastalık yaparken E, K, L, P, U ve V<br />

grupları ise insanda oldukça seyrek olarak rastlanmaktadır(1,9).<br />

Klinik Önemi Olan <strong>Streptokok</strong>lar<br />

1.) A grubu streptokoklar (S. pyogenes): Beta hemolitik streptokoklardır.<br />

İnsanda lokal veya sistemik infeksiyonlara neden olurlar. Ayrıca<br />

poststreptokoksik akut romatizmal ateş, akut glomerülonefrit gibi immünoljik<br />

hastalıklara neden olur. Akut farenjit, deri infeksiyonları, püerperal ateş ve<br />

kızıl bu grup tarfından oluşturulan infeksiyonlardır. Postsreptokoksik akut<br />

romatizmal ateş, genelde üst solunum yolu infeksiyonunu takip ederken ;<br />

akut glomerülonefrit genellikle cilt infeksiyonlarından sonra meydana<br />

gelmektedir(3, 10)<br />

2.) B grubu streptokoklar (S. agalaciae): Beta hemolitik streptokoklardır.<br />

Daha çok yenidoğanda pnömoni, sepsis ve menenjit gelişiminden<br />

sorumludurlar. Ayrıca yara yeri infeksiyonları, osteomyelit, pyojenik artrit,<br />

sellülit ve idrar yolu infeksiyonlarına yol açabilmektedirler(3).<br />

3.) C grubu streptokoklar: Çocuklarda üst solunum yolu , erişkinlerde<br />

nadirde olsa genital sistem infeksiyonları ve yara yeri infeksiyonlarından<br />

sorumludur(11).<br />

9


4.) D grubu streptokoklar: Barsak normal flora üyesidirler. Bu grupta en sık<br />

infeksiyon yapan tür S fecalis tir. Batın içi abseler, endokardit, idrar yolu<br />

infeksiyonları, deküpitis ülserleri, kolesistit (E coli den sonra ikici en sık<br />

etken), menenjit, hastane kaynaklı pnömoni, sepsis gibi infeksiyonlara yol<br />

açmaktadır(3,11)<br />

5.) F grubu streptokolar: İnsanda nadiren infeksiyon oluştururlar(12)<br />

6.) G grubu streptokoklar: yara yeri infeksiyonu, puerperal infeksiyonlara ve<br />

farenjit epidemilerine yol açarlar(12).<br />

7.) S. viridans: İnsan normal ağız florasında bulunurlar. Diş ve diş eti<br />

hastalıkları yanında subakut bakteriel endokardit, beyin absesi, genitoüriner<br />

infeksiyonlara yol açabilmektedir(3).<br />

<strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> <strong>İnfeksiyonları</strong><br />

Giriş ve Tarihçe<br />

<strong>Grup</strong> B streptokoklarla ( Streptococcus agalactiae) ilgili çalışmalar 1931<br />

yılında Dr Joseph Smadel tarafından başlatılmıştır. Aynı yıllarda Rebecca<br />

Lancefield da, günümüzde kendi adıyla tanımlanan bir yöntemle beta<br />

hemolitik streptokokları sınıflandırmıştır. Bu yöntem o yıllarda puerperal<br />

sepsisin en sık etkeni olan A grubu beta hemolitik streptokoklarla (S<br />

pyogenes), komplikasyonsuz seyreden doğumlardan sonra izole edilen B<br />

grubu streptokokların (S agalactiae) ayırımında kullanılmıştır(33). 1935<br />

yılında Fry tarafından <strong>Grup</strong> B streptokoklara (GBS) bağlı fatal puerperal<br />

sepsis tanımlanıncaya kada <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong>’ların insanda nonpatojen<br />

normal flora üyesi mikroorganizmalar olduğu düşünülmüştür. Farinks,<br />

gastrointestinal sistem ve vajen florasında bulunabilen bu bakterilerin 1970’li<br />

yıllardan itibaren yenidoğanlarda ve infantlarda gelişen sepsis ve<br />

menenjitlerde sıklıkla izole edilmesinin nedeni henüz anlaşılamamıştır<br />

(34,35). Gebelikle ilişkili grup B streptokok infeksiyonu doğum sırasında veya<br />

doğumdan hemen sonra erken dönemde hem annede hem bebekte ciddi<br />

infeksiyonlara yol açabilir(4). İlk 3 ayda <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong>’ların infeksiyonu<br />

nedeniyle kaybedilen infantların oranı her 1000 canlı doğumda 1.8 dir(37).<br />

Ayrıca son yıllarda hamile olmayan erişkinlerdeki invaziv <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong><br />

infeksiyonu sıklığı da artmıştır(37, 38).<br />

10


Epidemiyoloji<br />

<strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> infeksiyonları 1970’li yıllardan itibaren özellikle<br />

gelişmiş ülkelerde daha sık olarak görülmeye başlamıştır(36). Yaşamın ilk<br />

haftalarında görülen sepsis ve menenjitlerden sıklıkla izole edilmektedir.<br />

<strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong>’a bağlı neonatal menenjit ve sepsis insidansı bölgesel<br />

farklılıklar göstermekle beraber her 1000 canlı doğumda 0.5-3 arasında<br />

rastlanır(36). Erişkinlerde genital bölge ve gastrointestinal sistemde kolonize<br />

olabilen bu mikroorganizmalar gebe kadınlarda erken doğuma ve perinatal<br />

bulaşa neden olabilmektedir(36, 40). ABD’de kadınların yaklaşık %20’sinde<br />

genital sistem <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> ile kolonizedir(34). <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong><br />

kolonizasyon aralıklı (intermittan) olabilmektedir; gebeliğin ortasında <strong>Grup</strong> B<br />

<strong>Streptokok</strong> ile kolonize olanların 1/3 doğum sırasında kolonize olmadığı<br />

görülmüştür, buna karşın başlangıçta kolonize olmayanların %5-15’inin<br />

doğum sırasında kolonize olduğu saptanmıştır(40). Gebe olmayan<br />

erişkinlerdeki invaziv <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> enfeksiyonu sıklığı son yıllarda 4 kat<br />

artarak 100.000’de 4.1-7.2 seviyelerine gelmiştir(38). Özellikle Amerika<br />

Birleşik Devletlerin’de yenidoğan <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> infeksiyonlarındaki<br />

azalma gözönünde bulundurulduğunda invaziv <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong><br />

infeksiyonlarının 2/3’ünün gebelikle ilişkisi olmayan erişkinlerde geliştiği<br />

saptanmıştır(38). Görülme oranı yaşla birlikte artmakta ve siyah ırkta<br />

beyazlara göre daha sık görülmektedir(41). <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> infeksiyonu<br />

diabetlilerde 10.5 kat, kanserlilerde 16.5 kat artmaktadır. Ülkemizde <strong>Grup</strong> B<br />

<strong>Streptokok</strong> kolonizasyonu %5-14 olarak saptanmıştır(35). Orofaringeal<br />

kolonizasyon normal populasyonda %5 olmakla beraber homoseksüel<br />

erkeklerde bu oran %20’ye çıkmaktadır(42). S .agalactiae, kapsül<br />

polisakkaritine göre 9 serotipe ayrılır: Serotip Ia, Ib, II-VIII. ABD ve Avrupa<br />

kaynaklı verilere göre klinik izolatların %86-90’ını Ia, II, III ve V serotipleri<br />

oluşturmaktadır. Japonyada ise en sık serotip IV ve VIII ile kolonizasyon<br />

görülmektedir. Son on yılda serotip V ile gelişen enfeksiyonların ortaya<br />

çıkması <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> kolonizasyonunun değişen epidemiyolojisine<br />

işaret etmektedir(43).<br />

11


Mikrobiyoloji<br />

<strong>Grup</strong> B streptokoklar katalaz negatif, fakültatif anaerob, gram pozitif<br />

diplokoklardır. Koyun kanlı agarda 3-4mm büyüklüğünde gri-beyaz renkli<br />

koloniler yaparlar(35). Genellikle Beta hemolitiktirler(43). Günümüzde B<br />

grubuna özgül antijenik yapıları belirlemek üzere indirek immünfloresans, zıt<br />

yönlü immünelektroforez, lateks aglütinasyon, stafilokokal koaglütinasyon ve<br />

ELİSA gibi teknikler kullanılmaktadır. En sık olarak Lateks aglütinasyon testi<br />

kullanılır(43). Doğrudan koyun kanlı agar plağına ekim yapıldığında sadece<br />

yoğun kolonizasyon saptanabileceğinden gebe kadınlarda tarama amacıyla<br />

alınan vajinal ve rektal sürüntü örnekleri selektif buyyon besiyerlerine<br />

ekilmelidir(36). Hastalık Kontrol ve Önleme merkezi (The Center Disease<br />

Control and Prevention) normal flora elemanlarını baskılamak amacıyla<br />

Kolistin, Nalidiksik asit veya Gentamisin ve Nalidiksik asit içeren Todd-Hewitt<br />

besiyerinin kullanılmasını önermektedir. Alınan örnekler 18-24 saat inkübe<br />

edildikten sonra koyun kanlı agara pasaj yapılır. Koyun kanlı agar plakları 24<br />

saatlik inkübasyondan sonra değerlendirilir, üreme olmazsa 24 saat daha<br />

inkübe edilerek tekrar değerlendirilir(44). S agalactiae tarafından üretilen<br />

CAMP (Christie, Atkins, MuncPeterson) faktörü, S aureus tarafından üretilen<br />

beta hemolizinin oluşturduğu Beta hemolize sinerjik etki yaparak hemoliz<br />

zonunun genişlemesine yol açar. CAMP testi oldukça duyarlı bir tessttir.<br />

Non-hemolitik görünen suşları bile CAMP testi pozitif olabilir(45). <strong>Grup</strong> B<br />

<strong>Streptokok</strong>’lar Basitrasine ve Trimetoprim-Sülfometaksazole(TMP-SXT)<br />

dirençlidir. <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong>’lar polisakkarit yapıdaki kapsüler antijenlerine<br />

göre çeşitli serotiplere ayrılırlar ve Ia, Ib, II, V ve VIII serotipleri invaziv<br />

infeksiyonlardan en sık izole edilenlerdir(35).<br />

Patogenez<br />

Genital kanalı <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> ile kolonize olan annelerin bebekleri %<br />

50’ si <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> ile kolonize olur. Kolonize olan yenidoğanların %98’i<br />

asemptomatiktir, %1-2’sinde ise ilk haftalarda sepsis, pnömoni menenjit gibi<br />

neonatal infeksiyonlar görülür(33). Yetişkin kadınlarda <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> ile<br />

vajinal kolonizasyon oranı ve kolonize gebelerin yenidoğanlara bu<br />

mikroorganizmayı bulaştırma riski yüksek olmasına rağmen az sayıda<br />

12


yenidoğanda invaziv infeksiyon görülmesi, belirli suşların yada konağın<br />

bağışıklık sistemindeki bir defektin infeksiyonun klinik belirtilerinin ortaya<br />

çıkmasına neden olduğunu düşündürmektedir(35). Anneden transplasental<br />

olarak geçen antikorlar olmasına rağmen yenidoğan döneminde <strong>Grup</strong> B<br />

<strong>Streptokok</strong> infeksiyonlarının görülüyor olması, bu hastalığın patogenezinin<br />

S pneumoniae, N menengitidis ve H influenzaea tipb gibi kapsüllü<br />

bakterilerden farklı olduğunu düşündürmektedir(46). <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> ile<br />

infekte olan yenidoğanların annelerinin serumlarında <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong>’ye<br />

karşı antikor titrelerinin düşük olduğunun saptanmış olmasıda hastalık<br />

patogenezini açıklamaya katkıda bulunmaktadır(46). <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong><br />

infeksiyonlarının patogenezinde en önemli olan konakçı faktörü yaştır.<br />

Yaşlılarda <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> infeksiyonunun daha sık görülmesinin yaşla<br />

birlikte bu mikroorganizmaya karşı olan immünitenin azalmasından mı,<br />

yoksa altta yatan hastalıklardan mı kaynaklandığı henüz tam olarak<br />

aydınlatılamamıştır.<br />

<strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong>ların Virulans Faktörleri<br />

Kapsül: <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong>’ların en önemli virulans faktörleri<br />

kapsülleridir. İnvaziv infeksiyonlardan izole edilen tüm suşların çoğunluğu<br />

kapsüllüdür. Maternal antikapsüler antikor seviyesinin düşüklüğü ile invaziv<br />

<strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> infeksiyonu arasında yakın ilişki gösterilmiştir(43).<br />

Kapsüler polisakkarit, aktivite kompleman faktör C3b’nin <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong><br />

üzerine yapışmasını engeller ve alternatif yol ağı aktive olamaz(48). Bu<br />

bulgular polisakkarit aşılarının veya polisakkarit-protein konjuge aşıların<br />

geliştirilmesine zemin hazırlamıştır(46).<br />

Hemolizin: Erken başlangıçlı <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong>’nin en önemli klinik<br />

prezantasyonu ciddi pnömonidir. Yapılan çalışmalarda hemolizinin aslında<br />

bir sitolizin olduğu ve pulmoner epitel üzerine sitopatik etkisi nedeniyle<br />

pnömoniye yol açtığı gösterilmiştir(49).<br />

C-Protein: <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong>’ların en iyi bilinen yüzey proteinlerinden<br />

birisi C-protein kompleksidir. Bu kompleks birbirinden bağımsız olarak<br />

eksprese edilen alfa ve beta antijenlerinden oluşur. C-protein klinik izolatların<br />

13


%40-60’da bulunur(18). Alfa ve Beta C proteinleri <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong>’ların<br />

fagositozdan korunmasını sağlar(43).<br />

C5a peptidaz: Bir yüzey proteini olup, kemotaktik bir kompleman proteini<br />

olan C5A’yı parçalar ve lökositlerin enfeksiyon bölgesinde toplanmasını<br />

engeller(43).<br />

CAMP faktörü: CAMP faktörü önceden S aureus’un beta, hemolizini ile<br />

karşılaşan eritrositlerin membranlarını eritir. Membran hasarı oluşturma etkisi<br />

yanısıra Ig M ve Ig G nin Fc kısımları ile etkileşime girer(43).<br />

Hyaluronat liyaz: Hyalüronik asit, konnektif dokunun major<br />

komponentidir. Hyaluronat liyaz bu yapıdaki glikozit bağları parçalar. Ancak<br />

bu etkinin patogenezdeki yeri tam olarak anlaşılamamıştır(43).<br />

Lipoteikoik asit. Lipoteikoik asit, <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong>’un insan hücrelerine<br />

tutunmasını ve monositlerden sitokinler salınmasını sağlayan bir yüzey<br />

komponentidir(43).<br />

Bu faktörlerin dışında <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong>’ların proteaz ve nükleaz<br />

aktiviteleri gösterdikleri de saptanmıştır ancak patogenezdeki rolü henüz<br />

saptanamamıştır(43).<br />

Sonuçta, mikroorganizma ile karşılaşan konakta kolonizasyon veya<br />

invaziv infeksiyon gelişmesini belirleyen, konakçı faktörlerinin ve<br />

mikroorganizmanın etkileşimidir.<br />

Klinik<br />

Neonatal İnfeksiyonlar<br />

1970’li yıllardan itibaren neonatal <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> infeksiyonlarda<br />

görülen artışın ikili dağılım gösterdiği saptanmıştır. Doğumdan sonra ilk 6<br />

gün içinde yenidoğanda gelişen infeksiyon erken başlangıçlı neonatal<br />

infeksiyon, 7 gün –3 ay içinde gelişen enfeksiyonlar geç başlangıçlı neonatal<br />

infeksiyon olarak tanımlanmıştır(42). 3 aydan sonra görülen infeksiyonlar ise<br />

tüm geç başlangıçlı infeksiyonların %10-15’ini oluşturmaktadır ve erken<br />

infantlık dönemi sonrası görülen infeksiyonlar başlığı altında incelenmektedir<br />

(42). Bu infeksiyonlar genellikle prematürite nedeniyle uzun süre hastanede<br />

kalan bebeklerde veya gizli bakteriyemi şeklinde sağlıklı infantlarda<br />

görülebilmektedir(51). Neonatal infeksiyonların %15’i erken başlangıçlıdır.<br />

14


Erken ve geç başlangıçlı infeksiyonların geçiş yolları, risk faktörleri ve klinik<br />

presentasyonları farklıdır(34).<br />

Erken başlangıçlı neonatal infeksiyon: Hamile kadınların %10-30’u<br />

<strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> ile kolonizedir, doğum sırasında yenidoğanların yaklaşık<br />

yarısı kolonize olur(34). Kolonize olan annelerin %1-2’sinin bebeğinde erken<br />

neonatal infeksiyon görülür(34). Kolonize olan gebelerde aşağıdan yukarı<br />

yayılım amniyotik infeksiyona, erken membran rüptürüne ve erken doğuma<br />

neden olabilmektedir, ayrıca maternal sepsise nadiren de menenjite yol<br />

açabilir(36). Anneden bebeğe <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> geçişini arttıran risk<br />

faktörleri;<br />

- Doğum sırasında 38 C ve üzerinde ateş olması,<br />

- Erken doğum<br />

- Erken membran rüptürü (18 saatten uzun olduğunda ),<br />

- Gebeliğin herhangi bir döneminde GBS bateriürisi olması,<br />

- Daha önce bebeğinde erken başlangıçlı GBS enfeksiyonu görülmesi,<br />

- 20 yaştan küçük olması,<br />

- Siyah ırktan olması olarak sıralanmaktadır(46).<br />

Gebelik sırasında <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> bakteriürisi olması genital kanalda<br />

yoğun kolonizasyon olduğunu göstermektedir(36).<br />

Erken başlangıçlı infeksiyonlarda yenidoğanlar mikroorganizmayla<br />

kolonize annenin doğum kanalından geçerken veya infekte amniyon sıvısını<br />

aspire ederek karşılaşmaktadır(36).<br />

Erken başlangıçlı neonatal infeksiyonların dörtte üçü doğumdan sonraki<br />

ilk 24 saatte görülmektedir(34). Erken doğan bebeklerde zamanında<br />

doğanlara göre daha sık infeksiyon görülür. Uykuya meyil, beslenmede<br />

zorluk, sarılık, anormal vücut sıcaklığı, solukluk, hipotansiyon gibi nonspesifik<br />

belirti ve bulgular görülebilir(42). Erken başlangıçlı infeksiyon, olguların %<br />

60’ında bakteriemi, %30’unda pnömoni ve %10’unda menenjit şeklinde<br />

seyreder(10). Erken başlangıçlı <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> enfeksiyonlarında ölüm<br />

oranı %4.5’tir (39).<br />

Geç başlangıçlı neonatal infeksiyonlar: Doğumdan sonra ilk hafta ile<br />

3 ay arasında görülen infeksiyonlar olarak tanımlanmakla birlikte ortalama 24<br />

15


gün içinde görülen infeksiyonlardır(42). Geç başlangıçlı neonatal<br />

infeksiyonda yer alan mekanizmalar erken başlangıçlı formun tersine henüz<br />

tam anlaşılamamıştır. Erken başlangıçlı infeksiyonlardan farklı olarak<br />

maternal obstetrik komplikasyonlar daha az görülür(42). Bazı olgularda<br />

genital kanalda yoğun <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> kolonizasyonu saptanmıştır ancak<br />

tüm olguların yaklaşık yarısında mikroorganizmanın anneden geçtiği<br />

gösterilebilmiştir(34). Diğer potansiyel kaynaklar sağlık çalışanları, aile<br />

üyeleri ve bebekle temas eden diğer kişiler olabilir(34). En sık görülen geç<br />

neonatal enfeksiyon formları, bakteriemi ve sepsistir(42). Bu<br />

infeksiyonlareın%95’den klinik seyirden farklı olarak serotip III sorumludur<br />

(35). Uykuya meyil, irritabilite, beslenme güçlüğü, ateş gibi nonspesifik<br />

semptomlar olabileceği gibi konvülziyonlar ve septik şok gibi fulminan<br />

tablolarlada seyredebilir(42). Kemik ve eklem infeksiyonları da nispeten sık<br />

görülen formlardır(42). Daha nadir görülen tutulumlar selülit, adenit, otit,<br />

endokardittir(42). Geç başlangıçlı <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> infeksiyonlarında ölüm<br />

oranı %2.5’tir(39).<br />

Erişkinlerde Görülen İnfeksiyonlar<br />

Neonatal menenjit ve sepsisin önemli etkenlerden <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong><br />

‘lar, erişkinlerde de önemli morbidite ve mortalite etkenleri arasındadır(42).<br />

ABD’de her yıl onbeş yaşın üzerinde 7600 kişinin <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> ile<br />

infekte oldğu bildirilmektedir(47). Erişkinlerde invaziv <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong><br />

sıklığı yüzbinde 4.1 –7.2 olarak hesaplanmıştır; 60 yaşın üzerinde bu oran<br />

yüzbinde 18’e çıkmaktadır(38, 47). Gebe olmayan erişkinlerde en sık deri,<br />

yumşak doku ve kaynağı belirlenemeyen bakteriyemi şeklinde infeksiyonlar<br />

görülür. Diğer tutulumlar üriner sistem infeksiyonu, pnömoni, osteomyelit,<br />

septik artrit, endokardit şeklinde sıralanabilir(37). <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong><br />

suşlarının tamamına yakını penisiline duyarlı olmasına rağmen erişkin<br />

infeksiyonlarında mortalite %20 civarındadır(37, 47). <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong><br />

infeksiyonu için erişkinlerde tanımlanmış olan bağımsız risk faktörleri; yaş,<br />

diabetes mellitus, böbrek yetmezliği, geçirilmiş serebrovasküler olay ve<br />

meme kanseridir(36, 47).<br />

16


Kadınlarda Genital Sistem <strong>İnfeksiyonları</strong><br />

Erişkin <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> infeksiyonlarının çoğunluğu gebelikle ilişkilidir.<br />

Bu infeksiyonların kaynağı genellikle kadın genital sistemidir. Vajende normal<br />

flora üyesi olarak yaşayan bu mikroorganizma vajinite neden olmaktadır(42).<br />

Gebelik sırasında kolonize olan bakterinin assendan yolla ilerleyerek<br />

koryoamnionite yol açması ile erken membran rüptürü gelişebilmektedir(46).<br />

<strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> , polimikrobiyal enfeksiyon etkenlerinden birisi olarak<br />

veya tek başına doğum sonrası erken dönemde görülen endometritlerden<br />

sıklıkla izole edilen fakültatif anerop mikroorganizmadır. Endometritin belirti<br />

ve bulguları ilk 48 saatte görülür. Pelvik abse, septik tromboemboli ve sepsis<br />

gelişme oranları %2’nin altındadır. <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong>’lar Sezaryan sonrası<br />

yara infeksiyonlarına neden olabilir(42). Genital sistemde yoğun<br />

kolonizasyon olduğunda bakteriüri ve üriner sistem infeksiyonu görülebilir<br />

(36).<br />

Deri ve Yumşak Doku <strong>İnfeksiyonları</strong><br />

<strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong>’lar selülite, dekübit ülserine veya infekte diabetik<br />

ayağa neden olabilirler. Bunların bir çalışmada <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong><br />

infeksiyonlarının %36 –41.7’sini oluşturduğu gösterilmiştir(38, 41, 52, 53).<br />

Diabetik ayak infeksiyonlarına genellikle osteomiyelit eşlik etmektedir(6).<br />

Dekübit ülserinin <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> infeksiyonu için risk faktörü oluşturduğu<br />

gösterilmiştir(47). Meme koruyucu operasyonlar ve radyoterapi sonrası <strong>Grup</strong><br />

B <strong>Streptokok</strong>’lara bağlı selülit olguları bildirilmiştir(54). Ayrıca meme protezi<br />

veya penil protez gibi yabancı cisim bulunan dokularda da selülite neden<br />

olabilmektedir(42). Nadiren <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong>’nin olduğu nekrotizan fasiitis<br />

ve toksik şok benzeri sendrom görülebilir(53).<br />

Kemik ve Eklem <strong>İnfeksiyonları</strong><br />

<strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> osteomiyeliti en sık komşuluk yoluyla yayılır veya<br />

doğrudan inokülasyonla gelişir. En sık ayak kemiklerinde görülür. Genellikle<br />

altta yatan vasküler bir yetmezlik ve ülsere lezyonlar bulunur(38). Özellikle<br />

lumbosakral bölgeyi tutan vertebral osteomiyelit, osteoartiküler <strong>Grup</strong> B<br />

<strong>Streptokok</strong> <strong>İnfeksiyonları</strong>nın sık görülen formlarındandır(38). <strong>Grup</strong> B<br />

17


<strong>Streptokok</strong> septik artriti sıklıkla tek eklemi tutar, diz, kalça ve omuz eklemi<br />

tutumları diğer eklem tutumlarına göre daha sık görülür(38).<br />

Pnömoni<br />

<strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong>’lar immün sistemi baskılanmış kişilerde fırsatçı<br />

infeksiyonlara yol açabilirler. Kanada’ dan bildirilen bir çalışmada erişkin<br />

<strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> infeksiyonlarının %11- 14.3’ünün pnömonilerin<br />

oluşturduğu görülmüştür(41, 53). Altta yatan hastalıklar genellikle diabetes<br />

mellitus ve nörolojik hastalıklardır(42). İnfeksiyonun, aspirasyona bağlı olarak<br />

geliştiği düşünülmektedir(38).<br />

Üriner Sistem İnfeksiyonu<br />

Hamile olmayan erişkin hastaların %5- 23’de GBS ile gelişen üriner<br />

sistem infeksiyonu görülmektedir(38). Yaşlı hastalarda daha sıktır(53).<br />

Genellikle diabetes mellitus, üriner sistem anomalileri, geçirilmiş üriner<br />

sistem infeksiyonu, prostat hipertrofisi gibi hazırlayıcı faktörler olabilir(38).<br />

Nörojenik mesane, invaziv <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> infeksiyonu gelişmesi için bir<br />

risk faktörüdür(47).<br />

Menejit<br />

<strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> infeksiyonlarının sık görülmeyen ancak önemli bir<br />

klinik tablosudur (38). Tüm <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> infeksiyonlarının %1.1-4’ünü<br />

oluşturur(53, 55). Erişkin menenjit olgularının %4.3’ünü <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong><br />

infeksiyonları oluşturmaktadır(55). Olguların %80’inde bakteriyemi görülür, %<br />

8’inde nörolojik sekel kalır ve genellikle sağırlık şeklindedir(38, 42, 55). Ölüm<br />

oranı %27-34’tür(38).<br />

Endokardit<br />

<strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> endokarditi, invaziv infeksiyonlarının %2-18’ini<br />

oluşturmaktadır(38, 41). Sık görülmemekle birlikte ağır seyreden bir<br />

infeksiyondur. Daha çok yaşlı hastalarda, alkolizm, diabetes mellitus,<br />

neoplazm gibi kronik immün supresyon yaratan hastalığı olan kişilerde<br />

görülür(56). En sık mitral kapak (%48), ikinci sıklıkla aort kapağı(%29) tutulur<br />

(42). Olguların yarısında emboliler görülür(56). Penisiline duyarlı bir<br />

mikroorganizma olmasına rağmen kapakta destrüksiyona ve embolilere<br />

18


neden olduğundan cerrahi girişimlere neden olabilir(56). <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong><br />

endokarditinde mortalite oranı %50 lere kadar çıkabilmektedir(42).<br />

Tekrarlayan İnvaziv <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> İnfeksiyonu<br />

<strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> infeksiyonu geçirenlerin %4.3’ünde hastalık<br />

geçirildikten sonraki bir yıl içinde tekrarlayan ataklar olabilir(38, 42). Bu<br />

infeksiyonlar genellikle relaps şeklindedir. Başlangıçta veya ilk atakta fark<br />

edilmeyen endokardit veya osteomyelit gibi bir odak bakteriyeminin<br />

kaynağıdır. <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> infeksiyonu tedavi edildikten sonra tekrar<br />

bakteriyemik seyreden hastada mutlaka ekokardiyografi ve benzeri<br />

görüntüleme yöntemleriyle odak araştırlmalıdır(38).<br />

Tanı<br />

<strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong>’ların kan, BOS, idrar gibi steril vücut sıvılarında<br />

gösterilmesi ile invaziv <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> infeksiyonu tanısı konur(42).<br />

Tarama amacıyla alınan vajinal veya rektal sürüntülerde <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong><br />

’ların gösterilebilmesi için ise mutlaka selektif besiyerine ekilmesi gerekir.<br />

Labaratuarda gerekli işlemlerin yapılabilmesi için Hastalık Kontrol ve Önleme<br />

merkezi (The Center Disease Control and Prevention)’nin önerdiği şekilde;<br />

alınan örneğin üzerinde “<strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> kültürü için” diye belirtimesi<br />

gerekir. Örneği vajenden ve rektumdan alınması gereklidir, servikal örnekler<br />

uygun değildir. Taşıma besiyerinde bulunan örnekler 10 mikrogram/ml<br />

kolistin ve 15g/ml nalidisik asit veya 8 g/ml gentamisin ve 15 g/ml<br />

nalidiksik asit içeren Todd-Hewitt besiyerine ekilir. Diğer uygun ticari<br />

besiyerleri Lim veya SBM buyyondur. Selektif buyyon 18-24 saat inkübe<br />

edilir ve bu sürenin sonunda koyun kanlı agar plağına pasaj yapılır. 24 saatlik<br />

inkübasyonun sonucunda üreme olmamışsa plak 24 saat daha bekletilir.<br />

Örneğin doğrudan plağa ekildiği durumlarda ise yoğun bir kolonizasyon<br />

yoksa üreme diğer flora elemanları tarafından baskılanacağından üreme fark<br />

edilmeyebilir(46).<br />

<strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong>’lar koyun kanlı agarda, dar beta hemoliz zonu olan<br />

gri-beyaz koloniler yaparlar(42). Katalaz negatif olan ve gram boyamada<br />

19


pozitif koklar şeklinde görülen mikroorganizmalar CAMP testi pozitifliği, SXT<br />

ve safra eskülin testi negatifliği ile karakterizedir. Bu özelliklere sahip<br />

bakterilerde, hücre duvarında B grubu streptokoklara özgül antijenin varlığı<br />

latex aglütinasyon testi ile araştırılır(42). <strong>Grup</strong> B streptokok olarak<br />

tanımlanan bakteriler, polisakkarit yapıdaki kapsül antijenlerine göre serotip<br />

Ia,Ib, II-VIII olmak üzere toplam dokuz serotipe ayrılırlar(35, 43).<br />

Hızlı tanı yöntemlerinden birisi serumda veya BOS’ta <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong><br />

’lara özgül antijenlerin latex aglütinasyon ile gösterilmesidir. Ancak bu testleri<br />

duyarlılıkları ve özgüllükleri düşüktür, ayrıca idrar örnekleri için kullanılmaları<br />

önerilmez(42). Riskli gebeleri belirleyebilmek amacıyla intrapartum dönemde<br />

uygulanan hızlı tanı testlerinin duyarlılıkları çok düşüktür ve kısa zamanda<br />

sonuç alınıyor olmasına rağmen prenatal dönemde uygulanan kültür<br />

yöntemlerinin yerine kullanılmamalıdır(46). İntrapartum dönemde yapılan ve<br />

negatif sonuçlanan hızlı tanı testi sonuçlarına göre antimikrobiyal<br />

proflaksiden asla vazgeçilmemelidir(46).<br />

Tedavi<br />

<strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong>’lar penisiline duyarlıdır ve infeksiyonu tanısı<br />

konduğunda tedavide ilk seçenek penisilin olmalıdır(42). <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong><br />

’ların penisilin için minimal inhibitör konsantrasyonları (MİK) grup A beta<br />

hemolitik streptokoklardan 4-8 kat daha yüksektir(38). GBS’lar için penisilin<br />

MİK değerleri 0.04 g/mL-0.16 g/mL olarak bildirilmektedir(53, 55). Duyarlı<br />

olduğu diğer antibiyotikler ampisilin, vankomisin, taikoplanin , birinci, ikinci<br />

ve üçüncü kuşak sefalosporinler, imipenem, meropenemdir(42, 57). <strong>Grup</strong><br />

B <strong>Streptokok</strong>lardaki klindamisin ve eritromisin direnci %15-20 civarında<br />

olup giderek artmaktadır(38). Suşların %90-95.8’i tetrasikline dirençlidir.<br />

<strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong>’lar trimetoprim-sülfotaksazol, metronidazol,<br />

aminoglikozitlere, nalidiksik asite dirençlidir(42).<br />

Aminoglikoziteler ve ampisilinin in vitro sinerjik etkisi bilindiğinden neonatal<br />

bakteriyemi ve menenjit ampirik tedavisinde geniş spekturumlu etki için bu<br />

kombinasyon kullanılabilir ve tedaviye yanıt alındıktan sonra tek başına<br />

penisilin ile devam edilebilir(42). Bakteriyemi, pnömoni ve pyelonefritte tedavi<br />

süresi 10 gün iken, menenjit ve yumşak doku infeksiyonlarında en az 14 gün,<br />

20


osteomyelit, endokardit ve ventrikülitte en az 4 haftadır(42). Ciddi kapak<br />

hasarı, emboli, kalp yetmezliği gibi riskler nedeniyle hem doğal kapak hem<br />

protez kapak endokarditlerinde kardiyak cerrahi gerekmektedir(56). İnvaziv<br />

<strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> infeksiyonları yüksek doz penisilin ile tedavi edilirken<br />

müköz membranlarda <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> ile meydana gelen infeksiyonun<br />

eradikasyonu oldukça zordur ve tekrarlayan infeksiyonlara neden olmaktadır<br />

(42).<br />

Tablo1. <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> infeksiyonlarının tedavisi<br />

İntravenöz antibiyotik dozu<br />

Tanı Yenidoğanlar ve infantlar Erişkinler<br />

Penisilin alerjisinde<br />

alternatif<br />

Bakteriyemi, Başlangıçta ampisilin Penisilin G<br />

yumuşak<br />

doku<br />

infeksiyonu<br />

Menenjit<br />

osteomyelit<br />

Endokardit<br />

(150mg/kg/gün)+<br />

aminoglikozit ardından<br />

(10-12<br />

milyon<br />

penisilin G200000Ü/kg/gün Ü/gün)<br />

Ampisilin (300-400mg/kg/gün)<br />

+gentamisin ardından<br />

PenisilinG 500000Ü/kg/gün<br />

Penisilin G<br />

(20-30<br />

milyon<br />

Ü/gün)<br />

Penisilin<br />

Penisilin<br />

(200000Ü/kg/gün)<br />

Penisilin<br />

(400000Ü/kg/gün)<br />

(10-20<br />

milyon<br />

Ü/gün)<br />

Penisilin G<br />

(20-30<br />

milyon<br />

Ü/gün)+ilk<br />

2 hafta<br />

gentamisin<br />

Korunma<br />

Tedavi<br />

süresi<br />

Vankomisin 10 gün<br />

Vankomisin<br />

Vankomisin<br />

Vankomisin+aminoglikozit<br />

14-21<br />

gün en<br />

az<br />

3-4<br />

hafta<br />

4-6<br />

hafta<br />

İnvaziv <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> infeksiyonlarının görülmeye başlandığı 1970’li<br />

yıllardan itibaren hastalığın tedavisinde çok hızlı gelişmeler olmuştur ancak<br />

1990’lı yıllara kadar bu infeksiyonları önlenmesine ilişkin yöntemler üzerinde<br />

çok durulmamıştır(46). Son yıllarda <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> infeksiyonlarının<br />

önlenmesi için geliştirilen iki temel yaklaşım ; ilaçla korunma, immün<br />

korunmadır. İlaçla korunma iki şekilde uygulanbilmektedir. Birincisi, anneye<br />

21


antenatal dönemde veya doğum sırasında antibiyotik uygulanabilir; ikincisi<br />

yenidoğana doğum sırasında antibiyotik uygulanabilir(42). Yenidoğan<br />

döneminde görülen invaziv <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> infeksiyonlarında anne<br />

serumunda tipe özgü polisakkarit antikor seviyesinin düşük olduğu<br />

gösterildiğinden aşı ile antikor yanıtının sağlanabileceği ve böylelikle <strong>Grup</strong> B<br />

<strong>Streptokok</strong> infeksiyonlarının önlenebileceğide immün korunma yaklaşımının<br />

temelini oluşturmaktadır(42).<br />

1992 yılında ABD’de hastanelerin %13’de <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong><br />

infeksiyonlarından korunma programları uygulanırken bu oran 1997 yılında<br />

%60’ çıkmıştır ve 1998 yılında 1993 yılına göre erken başlangıçlı <strong>Grup</strong> B<br />

<strong>Streptokok</strong> infeksiyonları sıklığı %65 oranında azalmıştır(33).<br />

Perinatal <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> geçişini azaltmak için bir diğer yöntemde<br />

doğum başladığında vajinal dezenfektanların kullanılmasıdır. Bu amaçla<br />

klorhekzidin kullanılmıştır. Olgu sayısı az olduğundan bir sonuç elde<br />

edilememiştir. Vajinal dezenfektanlar sistemik antimikrobiyallerden daha az<br />

kullanıldıklarından direnç gelişimi de daha az görülür(36). Gebelik ve<br />

yenidoğan dışında görülen invaziv <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> infeksiyonlarının<br />

önlenmesinde diabetes mellituslu veya yatağa bağlı hastalar için cilt bakımı<br />

çok önemlidir. Diabetik hastalarda ayak bakımı, yatağa bağımlı hastalarda<br />

basınç yaralarının önlenmesi ve oluştuğunda bakımı <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong><br />

infeksiyonu sıklığını azaltacaktır(38).<br />

Kemoproflaksi<br />

Doğum sırasında antibiyotik korunmasının uygulanması ile birlikte<br />

yenidoğan <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> infelsiyonlarında %70’lik bir azalma olmuştur<br />

ancak <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> infeksiyonları halen önemli morbidite ve mortalite<br />

nedenidir(59). Obstetrik ve Jinekoloji Amerikan Koleji (American College of<br />

Obstetricians and Gynecologist), doğum sırasında antibiyotik proflaksisi<br />

uygulanması gereken hastaları belirlemek için iki yaklaşım önermektedir:<br />

Taramaya-dayalı yaklaşım ve riske-dayalı yaklaşım(59).<br />

Taramaya dayalı yaklaşımda , prenatal dönemde gebeliğin 35-37.<br />

haftalarında vajinal ve rektal sürüntü örnekleri alınır ve sellektif sıvı<br />

besiyerine ekilir. Hastaya daha önce <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> infeksiyonu geçiren<br />

22


ebeği olup olmadığı ve bu gebeliği sırasında <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> bakteriürisi<br />

olup olmadığı sorulur(33). Prenatal kültürde <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong><br />

saptananlarda intrapartum proflaksi verilir(42).<br />

Riske-dayalı yaklaşımda, daha önce hastaya <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong><br />

infeksiyonu geçiren bir bebeği olup olmadığı ve bu gebeliği sırasında <strong>Grup</strong> B<br />

<strong>Streptokok</strong> bakteriürisinin olup olmadığı sorulur(33).<br />

-Daha önce <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> infeksiyonu geçirmiş bebek öyküsü,<br />

-Bu gebeliği sırasında <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> bakteriürisi olması,<br />

-37 haftadan erken doğum olması,<br />

-Membran rüptürü(18 saatten uzun süredir),<br />

-Doğum sırasında vücut sıcaklığının 38 o C’nin üzerinde olanlara doğum<br />

sırasında antibiyotik proflaksisi verilir(33).<br />

Antibiyotik proflaksisinin geç başlangıçlı neonatal GBS infeksiyonu<br />

olgularına, <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> ile ilişkili mortaliteye ve düşüklere etkisi yoktur<br />

(36).<br />

Annenin doğum sırasında antibiyotik tedavisi intravenöz penisilin G<br />

(başlangıçta 5 milyon ünite, sonra doğum oluncaya kadar her 4 saatte bir bir<br />

2.5 milyon ünite) verilir. Alternatif olarak ampisilin (başlangıçta 2g IV, sonra<br />

doğum oluncaya kadar 4 saatte bir 1g IV) verilebilir. Ancak daha dar<br />

spekturumlu olduğundan ve invitro aktivitesi daha iyi olduğundan penisilin<br />

tercih edilir(42). Ciddi penisilin allerjisi olduğunda klindamisin (doğum<br />

oluncaya kadar 6 saatte bir 900mg IV) önerilir ancak klindamisine dirençli<br />

suşlar olabileceğinden birinci kuşak sefalosporinlerde (sefazolin 2g IV)<br />

verilebilir(42).<br />

Risk grubundaki yenidoğanlara postnatal dönemde penisilin proflaksisi<br />

uygulanmakta olan bir yaklaşımdır. Erken başlangıçlı neonatal hastalık riskini<br />

azaltan bu yaklaşımın en önemli dezavantajı yenidoğan döneminde<br />

antibiyotik kullanımının artıyor olmasıdır(36). Bu uygulamada da geç<br />

başlangıçlı neonatal infeksiyon riskinde azalma olmamaktadır(36).<br />

İnvaziv <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> infeksiyonlarından korunmada kemoproflaksi<br />

sonucu özellikle ampisiline dirençli E coli suşlarında artış olmamaktadır(33).<br />

Yenidoğan döneminde önemli morbidite ve mortalite nedenlerinden neonatal<br />

23


sepsisin en sık görülen ikinci etkeni olan E. coli suşlarınında ampisiline<br />

dirençli olduklarında tedavileri zor olmaktadır(33).<br />

İmmünoproflaksi<br />

<strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong>’ların kapsüler polisakkaritlerine karşı gelişen<br />

antikorların bu mikroorganizma ile meydana gelen infeksiyonlardan<br />

korunmada önemli olduğu bilinmektedir. Erken başlangıçlı neonatal<br />

infeksiyon geçiren yenidoğanlardaki antikor titresinin sağlıklı yenidoğanlara<br />

göre düşük olduğu gösterilmiştir(36). Bu bilgiler ışığında sık görülen<br />

serotipler için saflaştırılmış polisakkarit aşılar uygulanmaya başlamıştır.<br />

Ancak bazı polisakkaritler yeterince immunojen olmadığından konjuge aşılar<br />

geliştirilmiştir(42). İkinci trimesterde tetanoz aşısı ile <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong><br />

aşısıda uygulandığında erken ve geç başlangıçlı neonatal hastalıktan<br />

korunmak için yeterli miktarda antikor anneden bebeğe pasif olarak geçmiş<br />

olur(60). Tip III konjuge GBS aşısı ile aşılanan kadınların %90’da 4 kat veya<br />

daha fazla titre artışı sağlanmıştır(36). İntrapartum proflaksiye göre daha<br />

basit uygulanabilir, uzun süre koruyucu ve ucuzdur, ayrıca antimikrobiyal<br />

direnç gelişimide sözkonusu olmaz(42). <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> konjuge aşısının<br />

gebe olmayan erişkinler için immunojen olup olmadığı henüz test edilmemiş<br />

olmakla beraber altta yatan hastalıkları nedeniyle risk altında bulunan<br />

erişkinlerde aşılanabilir(38). <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> aşısı ile ilgili en önemli sıkıntı<br />

ise hastalığa neden olan <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> serotiplerinin farklı coğrafyalara<br />

göre ve zaman içinde değişmesidir(36).<br />

GEREÇ YÖNTEM<br />

Bu çalışma hastanemiz etik kurulunun 04.12.2003 gün ve 9 sayılı<br />

kararına uygun olarak; çalışmaya katılan gebelerin bilgilendirilmiş onaylarının<br />

alınması ile başlatıldı. Aralık2003- Mart 2004 tarihleri arasında Sağlık<br />

Bakanlığı Bakırköy Doğumevi Kadın Ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve<br />

Araşırma Hastanesi doğumhanesine doğum için gelen 500 anne adayı<br />

çalışma kapsamına alındı. Gebelerin doğumhaneye kabülünde ilk muaynede<br />

litotomi pozisyonunda muayne masasına yatırılan anne adayından steril<br />

24


eküvyonla vajinal ve rektal örnekler alındı. Alınan örnekler streptokokların<br />

canlılığının devamı için kan ilave edilmiş, Todd-Hewitt sıvı besiyerine<br />

ekilmesinin ardından; besiyerleri ortam sıcaklığında Cerrahpaşa Tıp<br />

Fakültesi Çocuk Kliniği Mikrobiyoloji laboratuarına nakledildi. (13,14).<br />

-Et özeti 0.7g<br />

-Pepton 2g<br />

-Nahco3 0.2g<br />

-Glukoz 0.2g<br />

-Na2HPO4 12 H2O 0.1g<br />

Todd-Hewitt besiyeri hazırlanması ve içeriği<br />

-Distile su 100cm3<br />

-Ph 7.8<br />

Maddeler 15 dk ısıtılarak eritildikten sonra süzgeç kağıdından süzüldü ve<br />

115C’de 10dk sterile edildi.<br />

Hazırlanan besiyerine %15 mg/ml nalidiksik asit (distile suda<br />

özündürülerek hazırlandı) ve %5 koyun eritrositi eklendi, steril koşullarda<br />

tüplere 2-3 cm 3 dağıtıldı ve buzdolabında saklandı(6,15)<br />

Todd-Hewitt besiyerinden %5 koyun kanlı jeloza azaltma yöntemi ile<br />

ekim yapıldı. Aerop koşullarda , 35 o C’lik etüvde 24-48 saat bekleyen<br />

besiyerlerinde beta hemolitik olan ve streptokoklara benzeyen katalaz negatif<br />

koloniler gram yöntemi ile boyandı ve gram pozitif koklardan kanlı jeloza saf<br />

kültürler alındı. Kanlı jelozdaki bu kolonilerden ve kuşkulanılan hemolizsiz<br />

kolonilerden grup tayini yapıldı.<br />

<strong>Grup</strong> Tayini<br />

<strong>Grup</strong> tayini için; Basitrasine duyarlılık, Sulfametoksazol direnci, CAMP<br />

deneyi ve APİ yöntemleri kullanıldı.<br />

1.Basitrasine duyarlılık testi: Ticari olarak hazırlanmış 0.04 ünite’lik<br />

ayırıcı diskler kullanıldı. Kanlı jeloz besiyerine saf kültürler steril eküvyon ile<br />

yayıldıktan sonra bir adet basitrasin diski ortasına yerleştirildi. 35-37 o C’lik<br />

25


eküvyonda bir gece bekletildikten sonra kontrol edilerek diskin etrafında<br />

herhangi bir inhibisyon zonunun oluşması pozitif olarak değerlendirildi.<br />

Kontrol suşları olarak :<br />

S pyogenes grup (A)<br />

S pyogenes grup(B) Kullanıldı.<br />

2.Sulfametaksazole direnç testi: A ve B grubu streptokokları diğer beta<br />

hemolitik streptokoklardan ayırt etmek için kullanılan bir deneydir. 1.25<br />

mikrogram trimetoprim ve 23.75 mikrogram sulfametaksazol içeren ticari<br />

diskler kullanılır. Basitrasin deneyi gibi yapılarak değerlendirilir.<br />

Kontrol suşları olarak:<br />

S pyogenes grup (A)<br />

S pyogenes grup (B) kullanıldı.<br />

3.CAMP testi: B grubu streptokoklar için özgün bir testtir. Bu deney için<br />

TSA (Triptikaz soy agar) besiyeri hazırlandı. Betalizin oluşturan S aureus<br />

suşu ile beta hemoliz yapan streptokok suşu birbirine dik ama temas<br />

etmeyecek şekilde çizgiler şeklinde ekimler yapıldıktan sonra 35 o C’lik etüvde<br />

18-24 saat bekletildi. Ertesi gün incelendiğinde streptokok çizgisinin S aureus<br />

suşuna yakın ucunda hemoliz zonunun genişlemesi ile ok başı şeklinde<br />

şeffaf bölgenin oluşumu pozitif sonuç olarak kabul edildi.<br />

S aureus ATCC 25923<br />

Kontrol suşları olarak:<br />

S pyogenes grup (A)<br />

S pyogenes grup (B) kullanıldı.<br />

4.Serolojik tanı yöntemleri: Lancefield gruplandırmasına göre<br />

streptokokların A, B, C, D, F ve G gruplarına ayrılmalarını sağlar(4,5,6,7).<br />

26


Beta hemolitik streptokok saf kültüründen 2-3 koloni miktarında alınarak<br />

tüp içinde evvelce konan 0.4 cm 3 ekstraksiyon enziminde süspansiyonları<br />

yapıldı. Bakteri ve enzim süspansiyonları 37 o C’lik su banyosunda 10 dk<br />

bekletildikten sonra Pasteur pipetiyle test kartlarındaki her yuvarlağa birer<br />

damla olarak konuldu. Üzerine her grup için hazırlanmış lateks ayracından<br />

bir damla ilave edildikten sonra her biri ayrı ayrı özel çubuklarla karıştırıldı.<br />

Kart 1 dk süreyle dairesel hareketlerle çalkalandı. Meydana gelen<br />

aglütinasyon pozitif olarak kabul edildi.<br />

5.Kemoterapötik maddelere duyarlılık deneyi: Suşların penisilin G,<br />

eritromisin, vankomisin, kloramfenikol, ciprofloksasin, klindamisin,<br />

seftriakson, tetrasiklin olmak üzere toplam 8 antibiyotiğe duyarlılığı disk<br />

difüzyon yöntemi ile Ulusal Klinik Laboratuar Satandard (National Committee<br />

for Clinical Standard) kurallarına uyularak araştırılmıştır.<br />

Duyarlılık deneyi, %5 koyun kanlı Müller- Hinton Agarda yapılmıştır.<br />

Suşların 24 saatlik saf kültürlerinden yaklaşık 5 nolu McFarland tüpü<br />

bulanıklığında hazırlanan süspansiyonlarından besiyerlerine yayıldıktan<br />

sonra yüzeyin kuruması beklendi daha sonra diskler birbirlerinden yeterli<br />

aralıklarla dispenser yardımıyla yerleştirilmiştir. Petri kutuları 35 o C ‘lik etüvde<br />

%5 CO 2 ’li ortamda 20-24 saat bekletildikten sonra zonlar ölçülerek kaydedildi<br />

(3,5,6,7).<br />

Doğum sonrası birinci hafta ve üçüncü ayda, bebekler yenidoğan<br />

döneminde gelişebilecek pnömoni, sepsis, menenjit açısından geriye dönük<br />

olarak sorgulandı.<br />

BULGULAR<br />

27


Bu çalışma Aralık 2003- Mart 2004 tarihleri arasında Sağlık Bakanlığı<br />

Bakırköy Doğumevi Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma<br />

Hastanesi doğumhanesine doğum için başvuran 500 anne adayı dahil edildi.<br />

Çalışmada anne adaylarından başvuru anında vajinal ve rektal bölgelerden<br />

örnekler alındı. Aerop koşullarda kültür yapılan örneklerden 26(%5.2)<br />

kadında vajina, 29 (%5.8) kadında rektal 14 (2.8) kadında ise hem rektal<br />

hem vajinal toplam 41(%8.2) kadında <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> üremesi oldu.<br />

Çalışmaya alınan gebelerin yaş ortalaması 26.11’di (Şekil 1). Bu<br />

hastaların gravite ortalaması 2.98 , parite ortalaması 0.846 olarak izlendi.<br />

Gebelerin ortalama evlilik süreleri 5 yıldı (Şekil2). Gebelerin öğrenim<br />

durumuna bakıldığında 42 (%8) lise, 42 (%8) ortaokul, 369 (% 74) ilkokul<br />

mezunu, 47 (% 9) gebe ise eğitimsizdi (Şekil 3). Hamile kadınların 445’i (%<br />

89) ev hanımı 55’i (% 11) işçi olarak çalışmaktaydı. Gebelerin 476’sının (%<br />

95 ) sigara kullanım hikayesi yokken; 24’ü (% 5 ) sigara kullanmaktaydı.<br />

Gebelerin 472’si (% 94.4) 36 hafta ve üzeri, 24’ü (% 4.8) 32-36 hafta , 4<br />

tanesi (% 0.8) 26-32 idi. Anne adaylarının 328’i (% 66) vajinal, 178’i (% 34)<br />

ise C/S ile doğum yaptı (Şekil 4). <strong>Grup</strong> B streptokok taşıyıcısı annelerin<br />

bebeklerinin hiç birinde herhangi bir komplikasyon izlenmedi.<br />

28


Şekil 1. Hastanemize başvuran anne adaylarının yaş dağılımı.<br />

Şekil 2. Hastanemize başvuran anne adaylarının evlilik sürelerinin dağılımı.<br />

29


Şekil 3. Hastanemize başvuran gebelerin eğitim seviyesi dağılımı.<br />

Şekil 4. Araştırma grubu içine alınan anne adaylarının doğum şekleri<br />

dağılımı.<br />

30


Tablo2: <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> taşıyıcılığı yönünden yaş grupları<br />

karşılaştırıldığında istatiksel olarak bir fark bulunmamıştır (P=0.847).<br />

En küçük En Büyük Ortalama P değeri<br />

Yaş 17 42 26.11 0.847<br />

Tablo 3: <strong>Grup</strong> B streptokok taşıyıcılığı yönünden gebelik sayıları birbiri ile<br />

karşılaştırıldığında istatiksel olarak bir fark bulunmadı ( P=0.613)<br />

En Az En Fazla Ortalama P Değeri<br />

Gebelik Sayısı 1 9 2.1 0.613<br />

Tablo 4: <strong>Grup</strong> B streptokok taşıyıcılığı yönünden doğum sayıları birbirleri ile<br />

karşılaştırıldığında istatiksel olarak bir fark bulunmadı (P=0.340)<br />

En Az En Fazla Ortalama P Değeri<br />

Doğum Sayıları 0 7 0.85 0.340<br />

Tablo 5: <strong>Grup</strong> B streptokok taşyıyıcılığı yönünden evlilik süreleri<br />

karşılaştırıldığında istatiksel bir fark bulunmadı (P=0.173)<br />

En Az En Fazla Ortalama P Değeri<br />

Evlilik Süresi 1 23 5.4 0.173<br />

31


Tablo 6: <strong>Grup</strong> B streptokok taşıyıcılığı yönünden gebeliğin herhangi bir<br />

döneminde herhangi bir nedenle tam kür penisilin grubu antibiyotik<br />

kullananlarla kullanmayanlar arasında taşıyıcılıkaçısından herhangi bir<br />

istatiksel fark izlenmedi( P=0.308).<br />

Antibiyotik Üreme yok Üreme var Total P Değeri<br />

Kullanım yok 407 34 441<br />

Kullanım var 52 7 59<br />

Total 459 41 500 0.308<br />

Tablo 7: <strong>Grup</strong> B streptokok tasıyıçılığı yönünden sigara içenlerle içmeyenler<br />

arasında istatiksel bir fark izlenmemiştir (P=0.498).<br />

Sigara Üreme yok Üreme var Total P Değeri<br />

Kullanım yok 431 40 471<br />

Kullanım var 28 1 29<br />

Total 459 41 500 0.498<br />

Tablo 8: <strong>Grup</strong> B streptokok taşıyıcılığı yönünden erken doğum eylemi<br />

olanlarla olmayanlar arasında istatiksel bir fark izlenmedi (P=1)<br />

Erken Doğum<br />

Eylemi<br />

Üreme yok Üreme var Total P Değeri<br />

Yok 430 39 469<br />

Var<br />

Total<br />

29<br />

459<br />

2<br />

41<br />

31<br />

500 1<br />

Gebelerden izole edilen grup B streptokoklara penisilin, eritromisin,<br />

kloramfenikol, vankomisin, siprofloksasin, klindamisin, seftriakson, tetrasiklin<br />

ile disk difüzyon yöntemi ile antibiyotik duyarlılığı araştırıldı .<br />

Tablo 9:İzole edilen grup B streptokok suşlarının antibiyotik<br />

duyarlılıkları sonuçları<br />

32


Toplam Üretilen<br />

<strong>Grup</strong> B Suşu<br />

Sayısı:41<br />

Duyarlı Suş<br />

Sayısı<br />

Yüzde(%)<br />

Dirençli Suş<br />

Sayısı<br />

Yüzde(%)<br />

Penisilin 41 100 0 0<br />

Kloramfenikol 41 100 0 0<br />

Eritromisin 39 95.8 2 4.2<br />

Vankomisin 41 100 0 0<br />

Tetrasiklin 6 15 35 85<br />

Seftriakson 41 100 0 0<br />

Siprofloksasin 41 100 0 0<br />

Klindamisin 36 87 5 13<br />

Amerika Birleşik Devletlerinde, doğum esnasında yaygın bir şekilde<br />

antibiyotik kullanımından önce 1000 canlı doğumda 2-3 invaziv yenidoğan<br />

<strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> infeksiyonu izlenmekteyken 1990’larda <strong>Grup</strong> B streptokok<br />

infeksiyonlarını önlemeye yönelik stratejilerin yürürlüğe girmesi ile bu oran<br />

1000 canlı doğumda 1.8’lere inmiştir (Erken başlangıçlı hastalık 1.5/1000;<br />

geç başlangıçlı hastalık 0.3/1000). 1999 yılında <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong><br />

infeksiyonlarını önlemeye yönelik yeni ek önlemlerinde devreye girmesi ile<br />

erken başlangıçlı infeksiyonlar 1990’lı yıllara göre %70 azaldığı ve 1000 canlı<br />

doğumda 0.5’e düştüğü izlendi. Aşırı <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> kolonizasyonu olan<br />

bir grup kadında doğumda antibiyotik proflaksisi bir dereceye kadar geç<br />

başlangıçlı infeksiyonların gelişimini azaltsada Bu süreç içerisinde geç<br />

başlangıçlı infeksiyonların görülme sıklığının artan oranda antibiyotik<br />

kullanımına rağmen pek değişmediği izlenmiştir (60). Yaptığımız çalışmada<br />

anne adayları doğum sonrası birinci haftada ve üçüncü ayda yenidoğanda<br />

gelişebilecek sepsis, pnömoni ve menenjit açısından sorgulandı; ve<br />

bebeklerin hiç birinde bu komplikasyonlara rastlanılmadığı gözlendi.<br />

TARTIŞMA<br />

33


<strong>Grup</strong> B streptokoklar hamile kadınlarda vajinal ve rektal bölgelerde<br />

geçici, aralıklı ya da kronik kolonizasyonlar yapabilmektedir. Bu nedenle<br />

gebeliğin değişik dönemlerinde alınan örneklerde kolonizasyon sonuçları<br />

farklı saptanabilmektedir(16). Yapılan bir çalışmada, doğumdan 6 hafta ve<br />

öncesinde kolonizasyon saptanan gebelerde doğum anında taşıyıcılığı<br />

belirlemede duyarlılığı %43, özgüllüğü ise %85 iken doğumdan 1-5 hafta<br />

önce kolonizasyon saptananlarda ise duyarlılığı %87, özgüllük %97<br />

bulunmuştur. Doğumdan 1-5 hafta önce kültür örneklemelerinin yapılması<br />

kolonizasyonu en iyi şekilde yansıttığını göstermektedir. Perinatal grup B<br />

streptokok kolonizasyonu taramalarında vajinal ve rektal birlikte kültür<br />

örneklerinin alınması yalnız bir bölgeden örnek alınmasına göre<br />

kolonizasyonu saptamada başarıyı %25 arttırmaktadır. Gebe kadında<br />

koriyoamnionit, idrar yolu infeksiyonu, bakteriyemi gibi değişik klinik<br />

formlarda infeksiyonlara yol açarken; çoğunlukla doğum sırasında doğum<br />

kanalından geçerken olmak üzere yenidoğana bulaşmakta ve yenidoğanda<br />

menenjit, sepsis gibi yüksek oranda mortalite ve morbidite ile giden ciddi<br />

infeksiyonlara yol açabilmektedir(16).<br />

<strong>Grup</strong> B streptokok tarafından insanda oluşturulmuş ilk infeksiyon olgusu<br />

1930’lu yıllarda bildirilmesine rağmen; 1964 yılında yapılan ilk perinatal grup<br />

B streptokok çalışmasına kadar klinisyenler bu organizma hakkında hemen<br />

hemen hiçbir şey bilmemekteydi. 1970’li yıllarda %20-50’lere varan mortalite<br />

oranları ile seyreden dramatik neoanatal infeksiyonlara yol açtığının<br />

saptanması; maternal uterin infeksiyon ve sepsisinde en önemli etyolojik<br />

faktörlerinden biri olması bu mikroorganizmanın öneminin anlaşılmasını<br />

sağlamış ve bu konuda gittikçe artan sayıda çalışmalar yapılmaya<br />

başlanmıştır(16).<br />

<strong>Grup</strong> B streptokok, gebe kadınlarada sadece rektovajinal kolonizasyona<br />

yol açmayıp aynı zamanda amnios sıvısına geçerek anne ve fetusta<br />

infeksiyon riskini arttırmakta; gebede prematür doğuma, erken membran<br />

rüptürüne, düşük doğum tartısına yol açabilmektedir(16).<br />

Yenidoğanda ise erken ve geç başlangıçlı infeksiyonlarına yol<br />

açabilmektedirler. Erken başlangıçlı infeksiyonlarda yenidoğana geçiş<br />

34


çoğunlukla doğum esnasında doğum kanalında olurken; in utero asendan<br />

yollada geçiş olabilmektedir. Geç başlayan infeksiyonda ise vertikal geçiş ve<br />

nazokomiyal geçiş söz konusudur(16).<br />

Yenidoğanda bu kadar yüksek mortalite ve morbidite ile seyreden grup B<br />

streptokok infeksiyonlarının erken tanınması ve önlemeye yönelik ulusal<br />

programlar gerekliliği açıktır. Klinik deneyler travay esnasında IV penisilin ya<br />

da ampisilin uygulanmasının yenidoğanda grup B <strong>Streptokok</strong>’a bağlı<br />

infeksiyon gelişimini önlemede son derece etkiliyken; prenatal dönemde grup<br />

B streptokok genital kolonizasyonunu eradike etmeye yönelik<br />

kemoproflaksinin yenidoğanı infeksiyondan korumada etkisiz kaldığını<br />

göstermiştir. 1996 yılında Hastalık Kontrol ve Önleme merkezi (The Center<br />

Disease Control and Prevention) , Amerikan Pediatri Akademisi (The<br />

AmericanAcademy of Pediatrics) ve Amerikan Obstetrik ve Jinekoloji Koleji<br />

(American College of Obstetricians and Gynecologist) başlangıçlı hastalığı<br />

önlemeye yönelik ilkeler yayınlamışlardır. Buna göre erken başlangıçlı<br />

hastalığı önlemek için 35-37 gebelik haftalarındaki kadınlar grup B streptokok<br />

kolonizasyonu açısından taranması ve travay esnasında bu hastalara<br />

antibiyotik proflaksisi yapılması önerilmiştir. Risk faktörlerine dayalı<br />

yaklaşıma göre ise 37 haftadan önce fetal zarların açılması, fetal zarların<br />

açılması ile doğum arasında geçen sürenin 18 saat veya daha fazla sürmesi<br />

ve travayda 38 o C veya daha yüksek ateş gibi bir veya daha fazla risk faktörü<br />

olan gebelerde koruyucu olarak antibiyotik verilmesi önerilmektedir. Ancak<br />

yapılan çalışmalar göstermiştir ki taramaya dayalı yaklaşımın uygulanması<br />

sayesinde erken başlangıçlı hastalığa yakalanma oranlarının ABD, Kanada,<br />

İngiltere başta birçok ülkede düştüğü ve sadece risk faktörlerinin varlığına<br />

dayalı yöntemden daha başarılı olduğu gözlenmiştir(16).<br />

<strong>Grup</strong> B streptokok taşıyıcılığı ırk, yaşanılan coğrafi bölge, sosyokültürel<br />

alışkanlıklara bağlı olarak oldukça farklılıklar gösterir. ABD kaynaklı<br />

literatürlerde kolonizasyon %4-40 arasında değişmektedir ve Afrika kökenli<br />

Amerikalılarda, beyazlara, İspanyol ve Asya kökenli Amerikalılara göre daha<br />

yüksek oranda kolonizasyon saptanmıştır(16).1998’de Stoll BJ ve ark yaptığı<br />

bir çalışmada gelişmekte olan ülkelerde yapılmış 24 çalışma sonucunda<br />

35


Ortadoğu ve Kuzey Afrikada %22, Asia (Pasifik) %19, Güney Afrika %19,<br />

Hindistan ve Pakistan %12 ve Güney Amerika %14 gebe kadınlarda<br />

kolonizasyon saptanmıştır(17). Arjantin’de 28-38 hafta arasında olan 259<br />

gebe üzerinde 2003 yılında yapılan bir çalışmada %18 kolonizasyon<br />

saptanmış(18).<br />

1980 yılında Yow ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada yaş ile <strong>Grup</strong> B<br />

<strong>Streptokok</strong> kolonizasyonu arasında ilişki saptanmamış(17)<br />

2003 yılında Orrett ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada kolonizasyon en<br />

fazla 24 yaşından büyük kadınlarda saptanmıştır(19).<br />

1992 Terry ve arkadaşları 1995-1997 yılları arasında 608 gebe kadın<br />

üzerinde yaptıkları çalışmada yaş, kilo, parite, ilaç kullanımı ile grup B<br />

streptokok kolonizasyonu arasında arasında ilişki bulamamışken sigara<br />

içenlerde kolonizasyonun anlamlı olarak yüksek olduğu saptamışlardır (20).<br />

El-Kersh ve ark 2002 yılında SuudiArabistan’da yaptıkları çalışmada 28<br />

haftadan büyük 217 gebe kadından 867 vajina ve rektal kültür alınmış 66<br />

kadında(%30.4) grup B streptokok üremiş. 33 (%50) gebede hem vajinal<br />

hemde rektal üreme, 22 (%33) vajinal kültürde üreme, 11 (%17) rektal<br />

kültürde üreme saptanmış(21).<br />

Lewin ve arkadaşları 1981 yılında 722 gebede gebeliklerinin farklı<br />

dönemlerinde <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> kolonizasyonuna yönelik kültürler almışlar;<br />

gebelerdeki kolonizasyon oranının %19 olduğu ve taşıyıcılık saptanan<br />

gebelerinde %51’de kendiliğinden taşıyıcılığın kaybolduğu izlenmiş(22).<br />

İzolasyon yöntemleri, gebelik sayısı, gebeliğin farklı dönemlerinde kültür<br />

örneklerinin alınmış olması, yaş, sosyokültürel ve coğrafik farklılıklar, farklı<br />

etnik gruplardan olmak kolonizasyon sıklığında sorumlu olan değişkenlerdir.<br />

Ülkemizde bugüne kadar yapılmış çalışmalarda %1.63-37.2 arasında<br />

kolonizasyon oranları saptanmıştır. Saçar’ın 1983 yılında yaptığı çalışmada<br />

kolonizasyon oranı %37.2 saptanmış olmasına karşın; çalışma 51 gebeyle<br />

sınırlıydı ve mikroorganizmaların gruplandırılmasında sadece lateks<br />

aglutinasyon testi kullanılmıştır(23). Güvenal ve arkadaşlarının saptadığı %<br />

1.63 oran ise büyük olasılıkla sadece vajen arka forniksi ve serviksten kültür<br />

alınması ile alakalıdır(24).<br />

36


Gökalp ve arkadaşlarının 1986’da yayınladıkları 100 hamile kadında<br />

yaptıkları çalışmada annelerde %7 oranında rekto-vajinal grup B streptokok<br />

kolonizasyonu saptamışlardır(25).<br />

1999 yılında Zeynep Kamil hastanesinde 240 hamile kadın vajinal<br />

örneklemesinde gebelerin 20’sinde (%8.3) grup B streptokok kolonizasyonu<br />

saptanmıştır. Yaş ve gebelik sayısı ile kolonizasyon oranı arasında anlamlı<br />

ilişki saptanmamıştır(26).<br />

Arıbaş ve arkadaşları tarafından Konya’da 1998 yılında yapılan bir<br />

çalışmada Vajen arka forniks ve serviksten kültür alınmış ancak <strong>Grup</strong> B<br />

streptokok üremesi saptamamışlar(27). 1997 yılında Yavuz ve arkadaşları<br />

tarafından Van’da yapılan çalışmada 97 gebeden rektum, vajen ve<br />

serviksten kültür alınmış toplam 5 (%5.15) hastada kolonizasyon<br />

saptanmıştır(28).<br />

Bizim çalışmamızda Sağlık Bakanlığı Bakırköy Doğumevi Kadın ve<br />

Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi doğum kliniğine kabul<br />

edilen 500 anne adayında 26 (%5.2) kadında vajinal, 29 (%5.8) kadında<br />

rektal, 14 (%2.8) kadında ise hem rektal hem vajinal toplam 41 (%8.2)<br />

kadında kültürlerde <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> kolonizasyonu saptandı.<br />

Anthony ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada 20 yaş altındaki<br />

gebelerde kolonizasyonun daha sık olduğunu ifade etmişlerdir(29). Arısoy ve<br />

arkadaşları ise yaptıkları çalışmada yaşla beraber grup B streptokok<br />

kolonizasyonunun arttığını ifade etmişlerdir(30). Bizim yapmış olduğumuz<br />

çalışmada yaşla ve evlilik süresi ile vajinal grup B streptokok taşıyıcılığı<br />

arasında istatiksel bir fark izlenmemiştir.<br />

<strong>Grup</strong> B streptokok kolonizasyonu ile gebelik sayısı ve parite arasında<br />

ilişkiyi inceleyen bir çok çalışma yapılmıştır. Başlangıçta gebelik sayısı ve<br />

parite artışının grup B streptokok kolonizasyonu arttırdığı ileri sürülsede<br />

özellikle son yıllarda yapılan bir çok çalışmada istatiksel olarak böyle bir ilişki<br />

olmadığını ifade edilmektedir. Anthony ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada<br />

gebelik sayısı artışının grup B streptokok taşıcılığını pozitif yönde etkilediğini<br />

hatta 3’den fazla doğum yapanlarda %30 taşıyıcılık olduğunu ileri<br />

37


sürmüşlerdir(29). Hammound ve arkadaşları 2’den fazla paritenin grup B<br />

streptokok kolonizasyonu için risk faktörü olduğunu ifade etmişlerdir(31).<br />

Bizim yaptığımız çalışmada ise gebelik sayısı ve parite ile grup B streptokok<br />

kolonizasyonu arasında anlamlı bir istatiksel fark izlenmemiştir.<br />

Gebeliklerinin herhangi bir döneminde herhangi bir sebeple (genellikle<br />

idrar yolu infeksiyonu) <strong>Grup</strong> B streptokok tedavisinde primer kullanılan<br />

ilaçlardan birini tam kür kullanan grupla kullanmayan grup arasında<br />

doğumhaneye kabul edildikleri anda grup B streptokok kolonizasyonu<br />

açısından istatiksel fark izlenmedi. Bu durum grup B streptokokların rektal ve<br />

vajinal geçici ve aralıklı kolonizasyon yapabildiği ve doğumdan 1-5 hafta<br />

önce kolonizasyon araştırmalarının yapılması ve önlemlerin buna göre<br />

alınması gerektiği klasik bilgisi ile uyumludur.<br />

Hastanemize başvuran anne adaylarının %94’ü sigara<br />

kullanmamaktaydı. Sigara kullanımı açısından <strong>Grup</strong> B streptokok taşıyıcılığı<br />

incelendiğinde sigara içenlerle içmeyenler arasında istatiksel bir fark<br />

saptanmadı.<br />

Tarama yaptığımız gebelerin %6’sı prematüre doğum yapmıştı;<br />

çalışmamızda erken doğum eylemi ve grup B streptokok kolonizasyonu<br />

arasında istatiksel anlamlı bir fark izlenmedi. Ancak vaka sayısnın azlığı<br />

nedeniyle bu konuda daha ileri çalışmaların yapılması uygundur.<br />

<strong>Grup</strong> B streptokokların antibiyotik rezistans paternlerine ülkemizde ve<br />

dünyada bakıldığında tetrasikline yüksek oranda direnç; buna karşın<br />

eritromisin ve klindamisine artan oranda direnç geliştiği ancak penisilinlere,<br />

vankomisin, I. ve II. kuşak sefalosporinlere karşı herhangi bir direncin söz<br />

konusu olmadığı ifade edilmektedir. Bizim yaptığımız çalışmada da elde<br />

ettiğimiz suşların antibiyotik rezistans paternleri literatürle uyumluydu ve<br />

penisilin, vankomisin, kloramfenikol, siprofloksasin ve seftriaksona %100<br />

duyarlılık, eritromisine %95, klindamisine %87, tetrasikline %15 duyarlılık<br />

saptandı. Buda tedavide hala ilk seçeneğin penisilin ve türevleri olduğu klasik<br />

bilgisiyle uyumludur.<br />

38


Yaptığımız çalışmada anne adayları doğum sonrası birinci haftada ve<br />

üçüncü ayda yenidoğanda gelişebilecek sepsis, pnömoni ve menenjit<br />

açısından sorgulandı; ve bebeklerin hiç birinde bu komplikasyonlara<br />

rastlanılmadığı gözlendi. Bu durumun sebebinin hastanemizde doğum<br />

esnasında 38 o C üzerinde ateş, fetal zarların 12 saatin üzerinde açıldığı<br />

durumlar, 36. haftanın altında su gelişi olan olgular gibi yüksek riskli gebelere<br />

antibiyotik tedavisi başlamamıza, bir kısım bebeğin doğumu başlamayan ve<br />

su gelişi olmayan randevulu eski sectio olgusu olması ve <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong><br />

taşıyıcısı olgu sayımızın az olması nedeniyle olduğu kanısındayız.<br />

Sonuç olarak, grup B streptokok kolonizasyon sıklığı ülkeler, bölgeler ve<br />

çalışma standartlarındaki farklılıklara bağlı olarak değişen oranlarda<br />

izlenmektedir. Yaptığımız çalışmada yaş, gebelik sayısı, parite sayısı, evlilik<br />

süresi, sigara kullanımını, eğitim durumu, gebelikte GBS etkili antibiyotik<br />

kullanımı, erken doğum eylemi gibi faktörlerin kolonizasyon sıklığını<br />

etkilemediği izlendi. Elde ettiğimiz <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong> suşlarının antibiyotik<br />

direnç paternleri incelendiğinde tetrasikline karşı yüksek direnç, eritromisine<br />

ve klindamisine karşı gelişmekte olan direnç penisilin, vankomisin,<br />

kloramfenikol, seftriakson ve siprofloksasine tam duyarlılık gözlendi. Bu<br />

sonuçlar ülkemizde ve dünyada yapılan çalışmalarla uyumludur ve GBS<br />

infeksiyonlarda hala ilk tercihin penisilin ve türevleri olduğunu<br />

göstermektedir. Ayrıca hastanemize başvuran anne adaylarındaki<br />

kolonizasyon sıklığı aynı amaca yönelik ülkemizde geçmişte yapılan<br />

çalışmaların verileriyle paralel olarak izlendi. <strong>Grup</strong> B streptokok kolonizasyon<br />

sıklığında geçmiş yıllara oranla herhangi bir artış saptanmadı. Bu bize<br />

geçmiş yıllara oranla toplumumuzun artmış bir riske maruz kalmadığı izlenimi<br />

versede son trimester gebelerde vajinal kolonizasyonun belirlenmesine<br />

yönelik stratejilerin rutine geçirilmesi ile potansiyel neonatal mortalite ve<br />

morbiditenin önemli oranda kontrol altına alınabileceği düşüncesindeyiz.<br />

39


ÖZET<br />

Bu çalışma son trimester gebe kadınlarda rekto-vajinal <strong>Grup</strong> B<br />

<strong>Streptokok</strong> kolonizasyon sıklığını, kolonizasyon sıklığına etkili olduğu<br />

düşünülen anne yaşı, evlilik süresi, gebelik sayısı, doğum sayısı, sigara<br />

kullanımı, eğitim durumu, gebelikte antibiyotik kullanımı, erken doğum eylemi<br />

gibi faktörlerin kolonizasyon sıklığına etkisi ve üretilen <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong><br />

suşlarının antibiyotik direnç paternlerinin ortaya konması amaçlanmıştır.<br />

Bu amaçla Sağlık Bakanlığı Bakırköy Doğumevi Kadın ve Çocuk<br />

Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi doğumhanesine kabül edilen 500<br />

anne adayından başvuru anında rektal ve vajinal kültür örnekleri alındı.<br />

Alınan kültür örnekleri Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Hastalıkları<br />

Hastanesi Mikrobiyoloji Laboratuarında değerlendirildi.<br />

Çalışmaya alınan anne adaylarından toplam 41 (%8.2) kadında <strong>Grup</strong> B<br />

<strong>Streptokok</strong> kolonizasyonu saptadık. Anne yaşı, gebelik sayısı, doğum sayısı,<br />

evlilik süresi, sigara kullanımı, eğitim durumu, erken doğum eylemi, gebelikte<br />

antibiyotik kullanımı gibi faktörlerle rekto-vajinal <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong><br />

kolonizasyon sıklığı arasında anlamlı bir ilişki izlenmedi. <strong>Grup</strong> B <strong>Streptokok</strong><br />

taşıyıcısı olduğu saptanan gebelerin bebekleri doğum sonrası birinci hafta ve<br />

üçüncü ayda menenjit, sepsis ve pnömoni gelişimi yönünden sorgulandı ve<br />

hiçbir bebekte bu komplikasyonların olmadığı izlendi. Üretilen <strong>Grup</strong> B<br />

<strong>Streptokok</strong> suşlarının antibiyotik direnç paternleri incelendiğinde penisilin,<br />

vankomisin, kloramfenikol, siprofloksasin ve seftriaksona %100 duyarlılık,<br />

eritromisine %95, klindamisine %87, tetrasikline %15 duyarlılık saptandı.<br />

Elde ettiğimiz veriler ülkemizde geçmişte aynı amaca yönelik<br />

çalışmaların verileriyle paralel saptandı. Bu bize toplumumuzun <strong>Grup</strong> B<br />

<strong>Streptokok</strong> infeksiyonları açısından ek bir risk artışına maruz kalmadığı<br />

izlenimi versede; toplumumuzda anne adaylarında rekto-vajinal <strong>Grup</strong> B<br />

<strong>Streptokok</strong> kolonizasyon sıklığını araştırmaya yönelik stratejilerin rutin<br />

uygulamaya geçilmesi anne ve bebekte mevcut potansiyel risklerin kontrol<br />

altına alınmasını sağlayacağı düşüncesindeyiz.<br />

KAYNAKLAR<br />

40


1.Koneman EW, Allen SD, Janda WM, Schreckenberger PC, Washington<br />

CW: Color Atlas And Textbook of Diagnostic Microbiology. Fifth Edition<br />

Philadelphia, Lippincot Company, pp: 603,1997.<br />

2.Murray PR, drew WL, Kobayashi GS, Thompson JH: Medical Microbiology.<br />

International Student Edition. Wolfe Publications Ltd, pp:65-68 ve 79-<br />

82,1990.<br />

3.Bilgehan H: Klinik Mikrobiyoloji, 8. baskı, İzmir 212-229, 1994.<br />

4.Akan E: Tıbbi Mikrobiyoloji, Oba Kitabevi, Konya, 1986.<br />

5.Arda E, Minbay A, Aydın N: Özel Mikrobiyoloji Ankara Üniversitesi<br />

Basımevi, Ankara, 1982.<br />

6.Unat E K: Tıp Bakteriyoloji Ve Virolojis, 2. Baskı Dergah Yayınlar, İstanbul,<br />

1986.<br />

7.Facklam R R, Carey R B: Streptococci and aerococci, E H Lenette, A A<br />

Balows, W J Hausler, Shadomy H J (eds): Manuel of Clinical Micrbiology, 4th<br />

ed;154, American Society for Microbiology, Washington, 1985.<br />

8.Jawetz E, Melnick J L, Adelberg E A: Review of Medical Microbiology. 17th<br />

ed; Appleton and Lange, California, USA, 1987.<br />

9.Morven S E, Carol J B: Streptococcus Agalactiaea (Group B<br />

Streptococcus), In, Princples and Practise of Infection Diseases.<br />

Mandell/Douglas/Bennett(Ed), Third Edition, Wiley, Med.Pub., Newyork, pp:<br />

1554-1563,1990.<br />

10.Mandal BK, Mayon-White RT: Lecture Notes on the Infectious Diseases<br />

Fourth Edition. Blackwell Scientific Publ. Cations Oxford, pp:127-135,1984.<br />

11.Topçu WA, Söyletir G, Doğanay M: İnfeksiyon Hastalıkları. Nobel Tıp<br />

kitabevi. İstanbul, 1996.<br />

12.Patterson MJ: Streptococcus. Medical Microbiology, Nineteenth Edition,<br />

Newyork, Churcill Livingstone, pp: 200-208, 1991.<br />

13.Fenton LJ, Harper MH: Evaluation of colistin and nalidixic acit in Todd<br />

Hewitt broth for selective isolation of group B streptococci. J Clin Microbiol<br />

Feb 9:167-9, 1979.<br />

41


14.Feld S M, Harrigan J T: Vaginal gram stain as an immediate detecter of<br />

group B streptococci in selected obstetric patients, Am J Obstet Gynecol<br />

156:446, 1987.<br />

15.Çetin E T, Töreci K, Anğ Ö, Kasımoğlu Ö: 1976-1977 yıllarında muayne<br />

maddelerinden izole edilen 11385 bakteri suşunun kemoterapötiklere<br />

duyarlılıkları XVIII. Türk Mikrobiyoloji Kongresi Rapor Ve Ana Konuları s.<br />

1978.<br />

16.Ronald S, Gibbs, MD, Stephanie Schrag, PhD, and Anne Schuchat, MD:<br />

Perinatal Infections Due to Group B Streptococci, The American College of<br />

Obstetricians and Gynecologists, Published by Lippincott Williams-Wilkins,<br />

2004<br />

17.Yow M D, Leeds L J, Thompson P K, Mason E O, Clark D J, Beachler C<br />

W: The natural history of group B streptococcal colonization studies, Am. J.<br />

Obstet. Gynecol. 137:34, 1980.<br />

18.Garcia SD, Eliseth MC, Lazzo MJ, Copolillo E, Barata AD, de Torr R, Vay<br />

CA:Rev Argent Microbiol. 2003 Oct-Dec;35(4):183-7.<br />

19.Orret FA: Colonization with Group B streptococci in pregnancy and<br />

outcome of infected neonates in Trinidad. Pediatr Int. Jun; 45(3):319-<br />

23,2003.<br />

20.Terry RR, Kelly FW, Gauzer C, Jeitler M. Risk factors for maternal<br />

colonization with group B beta-hemolytic streptococci. J Am Osteopath<br />

Assoc. Nov;99(11):571-3,1999.<br />

21.El-Kersh TA, Al-Nuaim LA, KharfyTA, Al-Shammary FJ, Al-Saleh SS, Al-<br />

Zamel FA: Detection of genital colonization of group B streptococci during<br />

late pregnancy. Saudi Med J. Jan:23(1):56-61,2002.<br />

22 Lewin EB, Amstey MS: Natural history of group B streptococcus<br />

colonization and its therapy during pregnancy. Am J Obstet Gynecol<br />

139:512, 1981.<br />

23.Saçar O. Gebelerde ve yenidoğan çocuklarda B grubu streptokok<br />

kolonizasyonu. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı Ve<br />

Hastalıkları A.B.D., uzmanlık tezi, 1983.<br />

42


24.Güvenal T, Güvenal F, Tamkan A, Vehbi V, Uslu M. Travaydaki<br />

gebelerde vajinal B grubu beta hemolitik streptokok kolonizasyonu, erken<br />

membran rüptürü ve neonatal sepsis ile ilişkisi.Göztepe Tıp Derg<br />

1996;11:199-201.<br />

25.Gökalp A, Oğuz A, Bakıcı Z,Gültekin A, Toksoy H, Gürel M, Kanara G.<br />

Neonatal grup B streptokok kolonizasyonunun annelerdeki ve anorektal<br />

sistem taşıyıcılığı ile ilşkisi. Mikrobiol Bült. 1986<br />

26.Ceran N, Göktaş P, Ceran Ö, Güven H: Gebe kadınlar ve yenidoğan<br />

bebeklerinde grup B streptokok taşıyıcılığı Mikrobiol Bült.33;21-27,1999.<br />

27.Arıbaş E T, Altındiş M, Yılmaz A, Acar A, Bitirgen M: Gebelerde vajinal B<br />

grubu streptokok kolonizasyonu; Türk Mikrobiyol Cem Derg 31:149-51,1998.<br />

28.Yavuz MT, Akçay T, Güdücüoğlu H, Berktaş M, Yavuz Ö, Bozkurt H:Gebe<br />

kadınların alt genital organ ve rektumlarında B grubu streptokokların görülme<br />

sıklığının araştırılması; VIII. Türk Klinik Mikrobiyoloji Ve İnfeksiyon<br />

Hastalıkları Kongresi, 1997.<br />

29.Anthony B F, Okada D M, Hobel J,: Epidemiology of group B<br />

streptococcus. Maternal and Nasocomial Sources for Infant Acquisitions. J.<br />

Pediatr, 95:431-436, 1979.<br />

30.Arısoy S A, Kurutepe S, Algün Ü, Çelik H, İspahi Ç, Özbakkaloğlu<br />

B:Üçüncü trimestır gebelerde Group B <strong>Streptokok</strong> Kolonizasyonu, İnfeksiyon<br />

Dergisi14:57-59,1998.<br />

31.Hammoud M S, Thalib L, Maiyegun S O: The Epidemiology of Group<br />

Streptococcal Colonization Among Obstetrical and Newborn Population in<br />

Kuwait. International Journal of Gynecology and Obstetrics, 76:315-316,<br />

2002.<br />

32.Yücesoy G E: Gebelerde Group B <strong>Streptokok</strong>al Kolonizasyonun Önemi.<br />

Jinekoloji ve Obstetrik Bülteni 10:51-57,2001.<br />

33.Schuchat A. Group B streptococcal disease: From trials and tribulations<br />

to triumph and trepidation. Clin Infect Dis 2001;33:751-6.<br />

34.Schrag SJ, Whitney CG, Schuchat A. Neonatal group B streptococcal<br />

disease: How infection control teams can contribute to prevention efforts.<br />

Infect Control Hosp Epidemiol 2000;21:473-83.<br />

43


35.Söyletir G, Över U. Beta hemolitik streptokoklar. In: Topçu AW, Söyletir<br />

M, Doğanay M. (eds). İnfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyolojisi. İstanbul:<br />

Nobel TıpKitabevleri; 2002: 1478-88.<br />

36.Schuchat A. Group B streptococcus. Lancet 1999;353:51-6.<br />

37Farley MM, Harvey C, Stull T, et al. A population-based assessment of<br />

invasive disease due to group B streptococcus in nonpregnat adults. N Engl<br />

J mEd 1993;328:1807-11.<br />

38.Farley MM. Group B streptococcal disease in non pregnant adults. Clin<br />

Infect Dis 2001;33:556-61.<br />

39.Center for Disease Control and Prevention. Decreasing incidence of<br />

perinatal group B streptococcal disease-United States, 1993-1995. MMWR<br />

1997;46:473-7.<br />

40.Regan JA, Klebanoff MA, Nugent RP, et al. Colonization with group B<br />

streptococci in pregnancy and adverse outcome. Am J Obstet Gynecol<br />

1996;174:1354-60.<br />

41.Schwartz B, Schuchat A, Oxtoby M, et al. Invasive group B streptococcal<br />

disease in adults. JAMA 1991;266:1112-4.<br />

42.Edwards MS, Baker CJ. Streptococcus agalactiae (Group B<br />

Streptococcus). In: Mandell GL, Bennet JE, Dolin R(eds). Principles and<br />

Practice of Infectious Disease. Philedelphia: Churchill Livingstone<br />

2000:2156-67.<br />

43.Spellerberg B. Pathogenesis of neonatal Streptococcus agalactiae<br />

infections. Microbes and Infection 2000;2:1733-42.<br />

44.Ruoff KL, Beighton D. Streptococcus. In: Murray PR, Baron EJ, Pfaller<br />

MA, Tenover FC, Yolken RH(eds). Manual of Clinical Microbiology.<br />

Washington:American Society of Microbiology Press;1999:283-97.<br />

45.The Gram Positive Cocci. In: Koneman EW, Allen DS, Janda WM,<br />

Schreckenberger PC, Winn WC. Color Atlas and Textbook of Diagnostic<br />

Microbiology. Philedelphia: Lippincott;1997:577-650.<br />

46.Schuchat A. Epidemiology of group B streptococal disease in the United<br />

States: Shifting paradigms. Clin Microbiol Rev 1998;11:497-513.<br />

44


47.Jackson LA, Hildson R, Farley M, et al. Risk factors for group B<br />

streptococcal disease in adults. Ann Intern Med 1995;123:415-20.<br />

48.Marques MB, Kasper DL, Pangburn MK, et al. Prevention of C3<br />

deposition by capsular polysaccharide is a virulence mechanism of type III<br />

group B streptococci. Infect Immun 1992;14:3986-93.<br />

49.Nizet V, Gibson R, Chi E, et al. Group B streptococcal beta-hemolysin<br />

expression is associated with injury of lung epithelial cells. Infect Immun<br />

1996;64:3818-26.<br />

50.Hickman ME, Rench MA, Ferrieri P, et al. Changing epidemiology of<br />

group B streptococcal colonization. Pediatrics !999;104:203-9.<br />

51.Garcia BM, Harper MB, Fleisher GR. Occult bacteremia with group B<br />

streptococci in an outpatient setting. Pediatrics. 1998;102:67-72.<br />

52.Bisno AL, Stevens DL. Streptococcal infections of skin and soft tissue. N<br />

Engl J Med 1996;334:240-5.<br />

53.Tyrrell GJ, Senzilet LD, Spika JS, et al. Invasive disease due to group B<br />

streptococcal infection in adults: results from a Canadian, population-based,<br />

active laboratory surveillance study-1996. J Infect Dis 2000;182:168-73.<br />

54.Mertz KR, Baddour LM, Bell JL. Breast cellulitis following breast<br />

conservation therapy: A novel complication of medical progress. Clin Infect<br />

Dis 1998;26:481-6.<br />

55.Domingo P, Barquet N, Alvarez M, et al. Group B streptococcal meningitis<br />

in adults: Report of twelve cases and review. Clin Infect Dis 1997;25:1180-7.<br />

56.Sambola A, Miro JM, Tornos P, et al. Streptococcus agalactiae infective<br />

endocarditis: Analysis of 30 cases and review of the literature, 1962-1998.<br />

Clin Infect Dis 2002;34:1576-84.<br />

57.Fernandez M, Hickman ME, Baker CJ. Antimicrobial susceptibilities of<br />

group B streptococci isolated between 1992 and 1996 from patients with<br />

bacteremia and meningitis. Antimicrob Agents Chemother 1998;42:1517-9.<br />

57.Lin FY, Azimi PH, Weisman LE, et al. Antibiotic susceptibility profiles for<br />

group B streptococci isolated from neonates, 1995-1998. Clin Infect Dis<br />

2000;1:76-9.<br />

45


58.Schrag SJ, Phil D, Zell ER, et al. A population-based comparison of<br />

strategies to prevent early-onset group B streptococcal disease in neonates.<br />

N Engl J Med 2002;347:233-9.<br />

59.Glezen WP, Alpers M. Maternal immunization. Clin Infect Dis<br />

1999;28:219-24.<br />

60.Schrag S, Gorwitz R, Fultz-Butts K, Schuchat A. Prevention of Perinatal<br />

Group B Streptococcal Disease Revised Guidelines from CDC ; MMWR<br />

2002 August 1-18.<br />

46

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!