You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
ODTÜ MFD J 991<br />
(11:1-2)21-39<br />
Alındı : 20.1.1993<br />
Anahtar Sözcükten <strong>Göç</strong>, Ankara. Gecekondu,<br />
<strong>Konut</strong>.<br />
1. Bu çalışmada alt başlıklarda sunulan bulgulara<br />
ilşkin olarak daha ayrıntılı bilgi İsteyen<br />
okuyucular anılan kitaba başvurabilirler.<br />
GOÇ VE KONUT<br />
<strong>Melih</strong> <strong>ERSOY</strong><br />
Bu araştırma, göçmenlerin, kentsel mekandaki devinim süreçleri içinde, konut<br />
çevresiyle bütünleşmelerini konu almaktadır. Ankara'nın ikiyüz kilometre kuzey<br />
batısında bir İç Anadolu kasabası olan, Çorum ilimize bağlı İskilip ilçe merkezi<br />
ile köylerinden Ankara'ya göç edenler arasında 1980 yılında yaptığımız bu alan<br />
çalışmasının bir özelliği, 1970 yılında yürütülen bir göç araştırmasının kapsam ve<br />
içeriği genişletilmiş bir devamı olmasıdır (Kapil ve Gençağa, 1972). 1970'de<br />
yürütülen ilk çalışma, İskilip ve civarından Ankara'ya göç eden 167 kasaba ve 65<br />
köy kökenli denek üzerinde yapılmıştır. Bunu izleyen ikinci araştırma ise,<br />
1970'de görüşülen ve halen Ankara'da yaşamını sürdüren 186 deneğe ek olarak,<br />
1970 ile 1980 arasında Ankara'ya göç eden 169 yeni aileyi de kapsamına almıştır.<br />
Bu makalede, 1980 yılında yapılan kapsamlı çalışmanın bazı bulguları<br />
özetlenmektedir (Ersoy, 1985) (1).<br />
GÖÇÜN KÖKENİ<br />
Bir zamanlar nüfusu 10.000 civarında bir İç Anadolu kasabası olan Ankara,<br />
1924'de yeni Cumhuriyet'e başkent olarak seçildikten sonra hızlı bir değişim<br />
sürecine girdi. Bugün Ankara, üç milyonu aşan nüfusuyla İç Anadolu'nun<br />
bölgesel merkezi durumundadır. 1920'li yıllardan beri bir göçmenler kenti olan<br />
Ankara, zaman içinde değişimle biçimlenen heterojen bir nüfus yapısına sahip<br />
olmuştur. Ancak, kentte şu anda var olan toplumsal yapıyı salt göçmenlerin<br />
oluşturduğu bir karışım olarak da göremeyiz. Türk gelenek ve görenekleri, yeni<br />
devletin başkenti olmak, Batı kapitalizminin etkileri, ulusal kalkınma ve benzeri
22 ODTU MFD 1991 MELİH <strong>ERSOY</strong><br />
2. Bu konudaki görüşler için Merrick (1976),<br />
Selhuraman (1977), Mazumdar (1979)<br />
Perlman (1973), Geertz (1963) başvurulabilecek<br />
başlıca kaynaklar olabilir.<br />
süreçler bu toplumsal yapının oluşmasında katkıda bulunmuşlardır. Benzer<br />
biçimde, Ankara'nın 'kültürü' de salt bir Türk karışımı olmanın ötesinde,<br />
oldukça karmaşık bir dizi sürecin ürünüdür. <strong>Göç</strong>menlerin farklı yörelerden<br />
getirdikleri kültürler, Kemalist ideoloji, kapitalizmin egemen kültürü ve benzerlerinin<br />
bütünleşmiş ve eklemlenmiş bir bileşkesi olarak yorumlanabilecek<br />
yeni ve özgün fikirler, gelenekler, görenekler, inançlar ve değer yargıları, kente<br />
daha sonra gelenleri etkileyecek yeni sistemin temel öğeleri olmuşlardır.<br />
Ankara böylesi hızlı bir değişim yaşarken, İskilip son altmış yıldır 20.000'in<br />
altında kalan nüfusa sahip bir kasaba olarak, durağan ve türdeş yapısını<br />
korumuş, ilçe nüfusundaki doğal artışın hemen tamamı Ankara'ya göç etmiştir.<br />
İskilip'in temel ihraç faaliyetlerinin yaklaşık üçte ikisinin, geleneksel olarak,<br />
ayakkabı ve eğer yapımı, dokuma ve çeşitli metal ürünlerin üretiminde<br />
yoğunlaştığını ve bölgesel pazara yönelik olarak yapıldığını biliyoruz.<br />
Kasaba, bu özelliğini, kısmen benzer üretimin Ankara'da yapılmaya başlanması,<br />
kısmen de yeni ürünlerin bu geleneksel mallara olan istemi ortadan kaldırması<br />
nedenleriyle, giderek yitirdi.<br />
İskilip'ten göçenlerin Ankara'da konut seçimlerine ilişkin bulgularımızı<br />
tartışmadan önce, bu kesimin demografik ve sosyo-ekonomik özellikleriyle ilgili<br />
verileri incelemenin aydınlatıcı olacağı kanısındayız. Bu incelemede öncelikle,<br />
göçmenlerin İskilip ilçe nüfusunun seçkin bir kesimini oluşturup oluşturmadıklarını<br />
sınamak amacıyla, İskilip ilçesindeki nüfusun sosyo-ekonomik yapısıyla Ankara'ya<br />
göç eden kesimin niteliklerinin karşılaştırılması yapılacaktır. İkinci olarak da,<br />
bazı yazarlar tarafından ileri sürüldüğü gibi, kentte 'marjinal' bir grup olup<br />
olmadıklarını sınamak amacıyla göç ettikleri kent, yani Ankara'daki nüfus<br />
yapısının özellikleriyle karşılaştırılacaklardır (2).<br />
ANKARA'DA YERLEŞEN İSKİLİPLİ GÖÇMEN NÜFUS İLÇELERİNİ NE<br />
ÖLÇÜDE TEMSİL ETMEKTEDİR?<br />
<strong>Göç</strong> üzerine yapılan çok sayıda araştırma, göçmenlerin geldikleri yöre nüfusunun<br />
raslantısal bir örneğini,tipik bir kesitini oluşturmadıkları göstermektedir. Genel<br />
olarak bu kesimin, eğitim düzeyi yüksek, varlıklı ailelerden gelen ve yaşadıkları<br />
toplumun dışındaki olanaklardan en çok bilgi sahibi olan genç erkeklerden oluştuğu<br />
ileri sürülmektedir (IDRC, 1977). Çalışmamızın bu bölümünde, Ankara'ya yerleşen<br />
İskilip'liler için bu savın ne derecede geçerli olduğunu inceleyeceğiz.<br />
<strong>Göç</strong>men Nüfusun Yaş ve Cinsiyet Yapısı<br />
<strong>Göç</strong>menlerin kişisel özellikleri üzerinde yapılan en ortak genelleme yaşla ilgilidir.<br />
Yaş gözönüne alındığında, seçicilik evrensel bir yasa gibidir (Boukheimer<br />
ve Zeghiche, 1988,34). Genç yetişkinler, diğer kesimlere göre, göçe daha<br />
eğilimlidirler. Çeşitli araştırmalar göçmenlerin önemli bir çoğunluğunun 15-30<br />
yaş grubunda olduğunu göstermektedir (Wen Lang, 1972; Flinn, Cartano, 1970;<br />
Byerlee, 1972; IDRC, 1977, Boukheimer ve Zeghiche, 1988).<br />
İskilip örneğinde, göçmenlerin %71'inin Ankara'ya geldiklerinde, 15-29 yaş<br />
3. örneğin, 1970-1980 yıllan arasında, 15- grubunda olduklarını görüyoruz. Çok genç ve çok yaşlı nüfus, göçmenlerin<br />
29 yaş grubundaki nüfus oranı İskilip'te küçük bir bölümünü oluşturmaktadır. Bu bulgular İskilip'teki yaş yapısından<br />
%23-26 arasında değişmekteydi. büyüfe sapma g0Stermektedir (3).
GÖÇ VE KONUT ODTÜ MFD 1991 23<br />
4. İlk kulanıldığı biçimiyle, Latin Amerika<br />
kentlerinde gecekonduların yer aldığı<br />
mekanları tanımlayan 'marjinalite' terimi<br />
kısa sürede kentte ve özellikle de gecekondularda<br />
yaşayan halkın niteliklerini inceleyen<br />
toplum ve davranış bilim araştırmalannda<br />
kullanılmaya başlandı (Ersoy, 1982,1985).<br />
Eğitim Düzeyi<br />
Klasik görüşlerin tersine, son araştırmalar, göçmenlerin 'toplumun süprüntüsü'<br />
ya da 'eğitimsiz işgücü havuzu' olmadığını ortaya çıkardı (IDRC, 1977:55). <strong>Göç</strong><br />
üzerine yapılan alan çalışmalarının çoğu, göç ile eğitim arasında doğrusal bir<br />
ilişki olduğunu gösterdi (Byerlee, 1972; Caldwell, 1968; Greenwood, 1979; Herrick,<br />
1965). Bir başka deyişle, göç eğilimi eğitim düzeyi ile doğru orantılı olarak<br />
artmaktadır. Araştırmamızda, görüştüğümüz kişilerin %90'ının eğitim<br />
düzeylerinin,ulusal ortalamanın çok üzerinde olduğunu saptadık. Dahası,<br />
bunların %40'ı, ortaokul ve üstünde eğitim görmüşlerdi. Özetle, İskilip<br />
göçmenlerinin eğitim düzeyinin, her yaş diliminde, ilçe ortalamasından önemli<br />
ölçüde yüksek olduğunu belirledik.<br />
Gelir Düzeyi<br />
Diğer bir ilgi alanı, göçmenlerin gelir düzeylerinin göç ettikleri yörede yaşayanlarla<br />
karşılaştırılmasıdır. Genellikle, göçmenlerin büyük kesimininin daha<br />
varlıklı ailelerden geldiği kabul edilir. Araştırmamızda, göçmenlerin büyük<br />
kesimi (%43) gelir düzeylerinin, memleketleri olan kasaba ya da köydeki<br />
nüfusun gelir düzeyi ile karşılaştırıldığında, 'ortalama' olarak nitelendirilebileceğini<br />
belirtmişlerdir. Deneklerin salt % 17'si en düşük ya da en yüksek gelir<br />
grubunda olduklarını ifade etmişlerdir. Böylece, örneğimizde bulgular, göç<br />
eğiliminin, eğitim düzeyi daha yüksek olan ve orta ya da düşük gelir gruplarında<br />
yer alan insanlar arasında daha yüksek olduğunu göstermektedir.<br />
Özetle, İskilip göçmenlerinin, diğer alan çalışmalarında elde edilen kişisel<br />
özelliklere ilişkin genel yapıya benzer özellikler taşıdığını, bir başka deyişle,<br />
İskilip'ten Ankara'ya göçün yaş ve eğitim açısından seçici bir süreç olarak<br />
işlediğini ileri sürebiliriz.Ancak bu saptama, İskilip'den Ankara'ya göç eden<br />
kesimin, sosyo-ekonomik ve kültürel düzey olarak, homojen bir grup<br />
oluşturduğu anlamına gelmemelidir.İskilip üçe nüfusu ile karşılaştırıldığında<br />
göreli olarak benzer niteliklere sahip olan bu kesim, kendi içinde oldukça farklı<br />
katmanlardan oluşmaktadır (Ersoy, 1985).<br />
İskilip <strong>Göç</strong>menlerinin Kent Nüfusuyla Karşılaştırılması<br />
'Marjinal nüfus'un bir dizi niteliğinden söz edilirken, 'göçmenlik statüsü' de<br />
sayılır. Bazı yazarlar 'informal kesim' aktivitelerinin kente yeni yerleşen<br />
göçmenlerin kent ekonomisine girişinde bir kanal olduğunu ileri sürmektedirler<br />
(Merrick, 1976) (4). Todaro ve Harris modelinde 'informal kesim' göçmenlerin<br />
kentte formal işlere geçiş öncesinde kullandıkları bir sıçrama taşıdır. Bazı<br />
araştırmalar bu kesimde çalışan işçilerin büyük bir bölümünü göçmenlerin<br />
oluşturduğunu göstermiştir (Sethuraman, 1977; Geertz, 1963; Mazumdar, 1979).<br />
Bu bölümde, İskilip'ten gelen göçmenlerin, bir dizi araştırmacının önerdiği<br />
ölçütler çerçevesinde, Ankara'nın kentsel nüfusuna göre ne ölçüde 'marjinal' bir<br />
kesim oluşturduğunu, bir başka deyişle, Ankara kent nüfusundan nitelik olarak<br />
farklı ve kentle kaynaşamamış,bütünleşememiş 'marjinal' bir bölümü olup<br />
olmadığını sınamaya çalışacağız. Bunun için, Ankara kent nüfusu ile Ankara'ya<br />
göçmüş olan tüm İskilip'lileri (yalnızca ölçüt olarak kullanılan bazı göstergelerle<br />
sınırlı kalıp) karşılaştırarak iki kesimin biribirinden ne denli farklı niteliklere<br />
sahip olduklarını araştırdık. Hemen belirtelim ki, bulgularımız, İskilip<br />
göçmenlerinin Ankara'da bu ölçütler çerçevesinde 'marjinal' bir topluluk<br />
oluşturmak yerine, kent nüfusunun kaynaşmış bir bölümünü oluşturduğunu<br />
açıkça göstermektedir.
24 ODTU MFD 1991 MELİH <strong>ERSOY</strong><br />
5. Bu nedenle 1970'de Ankara'da istihdam<br />
edilen nüfusun yansı, bilim adamı, teknisyen,<br />
akademisyen, idari personel, usta<br />
i§çi kategorisinde yer alırken, bu oran<br />
1980'de 3/4'e çıkmıştır. Ankara,bu anlamda<br />
gerçekten de, 'köylüleşen kentler* veya<br />
'aşın büyümüş köy' türü betimlemeleri<br />
tümüyle geçersiz kılan bir işgücü yapısına<br />
sahiptir.<br />
Bu bölümde, İskilip göçmenlerinin, eğitim ve meslek statüsü, aile yapısı ve gelir<br />
düzeyi gibi, kişisel niteliklere ilişkin popüler marjinalite göstergeleri açısından,<br />
kentte ne denli 'marjinal bir kesim' oluşturduklarını anlamaya çalışacağız.<br />
Eğitim Düzeyi<br />
Yukarıda belirtildiği gibi, göçmenlerin eğitim düzeyi İskilip Üçe nüfusuna göre<br />
daha yüksektir. Ankara kent nüfusu ortalaması ile karşılaştırıldığında da,<br />
göçmenlerin kentteki ortalamanın gerisine düşmediklerini görüyoruz. Görüşülen<br />
deneklerin salt %8'i, hiçbir eğitimi olmadığını söylerken, aynı yıllarda kent<br />
bütününde bu oran iki katına çıkıyordu.<br />
Benzer biçimde, üniversite mezunu olan İskilip göçmenlerinin oranı da tüm<br />
Ankara metropol nüfusuna ilişkin aynı oranın yaklaşık iki katıdır. Bu durumda,<br />
İskilip göçmenlerinin eğitim açısından kentin 'marjinal' bir kesimini oluşturmadıklarını<br />
rahatlıkla ileri sürebiliriz.<br />
Meslek Yapısı<br />
Meslek yapısı gözönüne alındığında, elde ettiğimiz bulgular, göçmenlerin<br />
kentte, eğitim düzeyi düşük, alt meslek gruplarında istihdam edilen, 'marjinal<br />
kitleler' içinde yer aldığı popüler hipotezine ters düşmektedir. Ankara'nın hızla<br />
büyüyen bir başkent (son 35 yılda %1 yıllık artış) olması meslek yapısının, iş<br />
güvenliği ve statü sağlayan, yetenek gerektiren modern mesleklerde<br />
yoğunlaşmasını anlaşılabilir kılmaktadır (5).<br />
Anket yapıldığı yıl, deneklerin meslek dağılımı, genel çizgileriyle Ankara<br />
ortalamasına benzer bir yapı gösteriyordu.Tek belirgin ayırım, Ankara<br />
genelinde sırası ile %34 ve %20 olan 'tarım dışı üretim faaliyetlerinde çalışanlar'<br />
ve 'üst düzey bürokratlar, müteşebbisler, yöneticiler, bilim adamları, teknik<br />
elemanlar' kategorilerindeki oranların İskilip göçmenlerinde sırası ile %46 ve<br />
%9 olmasıdır. Aşağıdaki kategorilerde ise, gerek Ankara genelinde gerekse<br />
İskilip göçmenlerinin meslek dağılımında, oransal olarak birbirine oldukça<br />
yakın değerler elde edilmiştir: 'memurlar ve diğer beyaz yakalılar', 'ticaretle<br />
uğraşan ve satış işlerinde çalışanlar', 'hünerli ve düz fabrika işçileri' ve 'hizmet<br />
kesiminde çalışan düz işçiler'.<br />
Çalışmada göçmenler arasındaki iş devinimini de inceledik. <strong>Göç</strong>menlerin meslek<br />
yaşamlarındaki en Önemli değişikliğin kente göç ettikten hemen sonra<br />
gerçekleştiğini vurgulamak gerekiyor. Kente yerleşen deneklerin %58'i<br />
İskilip'te kapitalizm öncesi tarzların hakim olduğu üretim birimlerinde<br />
çalışırken, kente yerleşme ile bu oran %23'e kadar düşmektedir. Bu saptama,<br />
kentle bütünleşmenin ilk olumlu göstergesinin meslek yapısında ortaya çıktığını<br />
göstermektedir. Ankara'da ki göçmenler arasında, kentte kalınan süre içinde<br />
meslek açısından sürekli bir dikey devinim gözlenmektedir. Anketin yapıldığı<br />
yıl, kentte tuttukları ilk ve son işleri karşılaştırıldığında, deneklerin 1/3 den<br />
fazlasının üst meslek gruplarına geçtiklerini, buna karşılık daha alt kademelerde<br />
yer alan işlerde çalışmaya başlayanların oranının %8'de kaldığını görüyoruz.<br />
Hane başkanları ile çocukların iş durumlarına ve (1971 yılı öncesi ve sonrasında<br />
olmak üzere) kente geliş yıllarına göre yaptığımız karşılaştırmalar da benzer<br />
sonuçlar vermiştir. Özetle, eldeki tüm bulgular Ankara'ya yerleşen göçmenlerin<br />
gerek kentteki yaşamları boyunca kendilerinin, gerekse de kentte büyüyen<br />
çocuklarının dikey yönde küçümsenmeyecek bir meslek devingenliği sağladıklarını<br />
göstermektedir.
GÖÇ VE KONUT ODTÜ MFD 1991 25<br />
Gelir Düzeyi<br />
'Marjinalite' yazınında temel varsayım 'marjinal kesim'de gelirlerin kentte<br />
yaşayan diğer kesimlere göre düşük olduğudur. 'Marjinaflerin çalıştığı 'informal<br />
sektör' işlerinin kısa süreli, geçici ve uzmanlık istemeyen işler olduğunu ileri<br />
süren araştırmacılar, gelir düzeyinin de 'formal sektör'den düşük olduğunu.<br />
savlamaktadırlar (Langdon, 1974; Souza, 1976; Mazumdar, 1976; Gerry, 1974;<br />
Bienefeld, 1975).<br />
Ancak, tüm araştırmaların bu varsayımı desteklediği de söylenemez. Özellikle,<br />
çok geniş bir kapsam yüklenen 'informal sektör'de çalışanların gelir düzeylerinin<br />
birbirlerine göre büyük farklılıklar gösterdiğini vurgulayan araştırmalar<br />
yapılmıştır (Papanek, 1975; Koo, 1981; Sinclair, 1977; Ersoy, 1982).<br />
Ankara'ya yerleşen İskilip'li göçmenlerin büyük bölümü 'informal' denilen<br />
kesimde çalışmamaktadır. Ancak, 'marjinal nüfus' üzerine geliştirilen tezlerde,<br />
göçmen nüfus da bu kesime dahil edildiği için, gelir düzeyleri ile ilgili olarak<br />
benzer bir karşılaştırmayı İskilip'li göçmen nüfus ile Ankara kent nüfusu<br />
arasında yaparak bir değerlendirmede bulunacağız.<br />
6. TGAV (Türkiye Gelişme Ara§tırmaian Bu , Çerçevede, Ankara'ya göç ederek yerleşen tskilip'lilere aylık gelirlerini sor-<br />
Vakfı) tarafından Ankara'da ıooo hane du k- Görüşme sırasında, aylık asgari ücret 3250 TL ıdı. <strong>Göç</strong>menlerin önemli bir<br />
üzerindeyaptınian.sonuçianyayınianmamış bölümünün (%71) aylık geliri 3001-10000 TL arasında değişmektedir. Ancak<br />
kapsamlı araştırma verilerinden yararlanıl- aylık gelirleri asgari ücretin altında olan denek oranı %4'ün altında kalmaktadır.<br />
""S 111 "' Ankara tüm kent bütününü kapsayan yayınlanmamış bir araştırmada bu oran<br />
daha yüksek (9&5.7) olarak bulunmuştur (6). Asgari ücretin üç katı ya da daha<br />
fazla aylık geliri olan aile oranı İskilip göçmenleri ve Ankara nüfusu için sırasıyla<br />
%26 ve %23 olarak hesaplanmıştır. Dahası, İskilip göçmenlerinin şehirde kalma<br />
süreleri ile gelir düzeyleri arasında çok belirgin ve güçlü bir ilişki olduğu görülmektedir.<br />
Özetle, Ankara'ya göç ederek yerleşen İskliplilerin kentteki gelir düzeyleri<br />
bakımından, kentin gelir düzeyi düşük, yoksul, 'marjinal' bir kesimini oluşturdukları<br />
söylenemez.<br />
Aile Yapısı<br />
İskilip göçmenlerinin aile yapısı bakımından oldukça istikrarlı bir nüfus<br />
oluşturdukları görülmektedir. Hemen hemen %90'ı evli olup, %80'inde aile<br />
büyüklüğü beş kişinin altındadır. Bekarlar dışlandığında, deneklerin %90' inin<br />
çekirdek ailelerde yaşadığı görülmektedir. Bu bulgular Ankara kent geneli için<br />
verilen istatistiklerden önemli farklılıklar göstermiyor.İki kesim arasındaki tek<br />
önemli ayrım, İskilip göçmenlerinden bekar ya da tek başına oturan kişilerin<br />
oranının kent geneli ile karşılaştırıldığında daha yüksek olmasıdır. Ancak,<br />
deneklerin kente bekar olarak, ya da ailelerini evlerinde bırakarak, yalnız<br />
yerleşmelerinin çok yaygın olduğu gözönüne alınırsa, bunun göçmen nüfusu için<br />
doğal bir sonuç olduğu söylenebilir. Örneğimizde, kente ilk geldiklerinde<br />
göçmenlerin %49'u bekar olduğunu, %33'ünün ise yalnız gelip ailelerini sonradan<br />
yanlarına aldıklarını saptadık. Diğer bir deyişle, bekar veya yalnız yaşayan<br />
göçmen oranının yüksek olmasını, kentteki normları dışlayan bir eğilimin<br />
göstergesi olarak yorumlamak doğru bir yaklaşım olamayacaktır. Bu durum daha<br />
çok geçici bir olgu olarak görülmelidir.<br />
Bu bölümde ulaştığımız görgül sonuçlar göstermektedir ki, Ankara'ya yerleşen<br />
İskilipli göçmen nüfus bir dizi değişken bakımından, göç ettikleri yörenin tipik<br />
olmaktan çok, belirli nitelikler bakımından seçkin bir kesimini oluşturmaktadır.
26 ODTÜ MFD 1991 MELİH <strong>ERSOY</strong><br />
Ankara kent nüfusu ile karşılaştırıldığında ise, bu kesimin kent bütünü içinde<br />
'marjinal' denebilecek niteliklere sahip olmadığı açıkça görülmektedir.<br />
İskilipli göçmenlerin demografik ve sosyo-ekonomik özelliklerini, göç alan ve<br />
veren yerleşmelerle karşılaştırdıktan sonra, göçmenlerin kentte yer seçimlerine<br />
ilişkin süreci ayrıntılı olarak inceleyebiliriz.<br />
<strong>Göç</strong>menlerin Kent Mekanında Yer Seçimi<br />
Kente göç edenlerin asgari bir yaşam düzeyine ulaşmalarının ön koşullarından<br />
biri de, barınma gereksinimlerinin belirli bir nitelikte sağlanmasıdır.<br />
<strong>Göç</strong>menlerin yaşadığı konutlar ve komşuluk özellikleri göçmenlerin yaşam<br />
standartlarının iki önemli göstergesidir. Bu iki etmendeki değişmeler sosyal<br />
devinim ve bütünleşme modellerinin önemli göstergelerindendir. 1985 istatistiklerine<br />
göre, ülkemiz hanehalklarının %77'si konut sahibidir. Bu veri<br />
bile kendi başına insanların ev sahibi olmaya verdikleri önemi açıkça göstermektedir.<br />
Benzer biçimde, göçmenlerin de ilk ya da en önemli istekleri, niteliği ne<br />
olursa olsun, bir konut sahibi olmaktır. Aynca, konut sahibi olmak kentte sürekliliği<br />
olan bir yerleşim biçimini simgeler. Ev sahibi olanlar, önemli bir gelir artışı olmadığı<br />
sürece, başka bir yere taşınmayı düşünmezler; bu anlamda konut sahipliliği kentteki<br />
mekansal devinimin sona erdiği bir evreyi temsil eder. Bu nedenlerle, göçmenler<br />
gelirlerinin büyük bölümünü kira ile konut sahibi olmak için harcamaktadırlar.<br />
Toplumsal gönenç sisteminin iyi düzenlenmediği ve yaygın olmadığı bir ülkede<br />
ev sahibi olmaya verilen büyük önem son derece anlaşılabilir bir olgudur. Böyle<br />
bir toplumsal ortamda ev sahibi olmak, çalışanlar açısından önemli bir harcama<br />
kaleminin başka tüketim alanlarına aktarılması ve gönenç düzeyinin yükselmesi<br />
ile eş anlamlıdır. Dahası, gecekondu bölgelerinde, konutlara yapılan eklemelerin<br />
kiraya verilmesi ile aile bütçesine ek bir gelir de sağlanmaktadır.<br />
Son olarak, oturulan konutlar, spekülatif amaçlı olarak da değerlendirilebilmektedir.<br />
Kentin büyümesi ile dış kuşaklarda yeralan gecekondu bölgelerinin kentin<br />
imarlı kesimi içine alınması, bu bölgelerdeki kentsel toprağın değişim<br />
değerini büyük ölçüde artırmaktadır. Aşağıdaki bölümlerde, İskiliplilerin<br />
Ankara'da yaşadıkları konutların konum ve niteliklerinin nasıl değiştiğini<br />
göreceğiz.<br />
<strong>Göç</strong>menlerin Ankara'da Yerleştikleri İlk <strong>Konut</strong><br />
İskiliplilerin yansı kente evli çiftler olarak, kalan yarısı da bekar veya çocuk<br />
yaşta göç etmişlerdir. Kente göç ettiklerinde evli çiftlerin yarıdan fazlası bir ve<br />
daha çok çocuk sahibi idiler. Evli olanların üçte biri tüm aile bireyleri ile birlikte<br />
kente yerleşirken, üçte ikisinde aile başkanı Ankara'ya yalnız gelmiş ve ortalama<br />
dört ay içinde kentte kalabilecekleri bir konut sağladıktan sonra ailesinin<br />
İskilip'teki bireylerini yanına almıştır.<br />
<strong>Göç</strong>menlerin 4/5'i Ankara'ya geldiklerinde bir arkadaş, hemşehri veya akrabadan<br />
yardım gördüklerini belirtmişlerdir. Ancak, bir yıla kadar uzayabilen bir süre için<br />
akraba ya da arkadaşının evinde konuk olarak kalanların oranı 1950'lerde %40<br />
dolayında iken, 1971-79 yılları arasında göç edenlerde aynı oran %95'a dek<br />
düşmektedir. Kanımızca, kültürel değişikliklerin yanısıra Ankara ile İskilip<br />
arasında ulaşım ve haberleşme olanaklarının gelişmesi ile iş ve konut bulmak için<br />
kentte uzun süre kalmaya gerek olmaması gibi değişkenlerin de payı vardır.
GÖÇ VE KONUT ODTÜ MFD 1991 27<br />
Tablo 1<br />
Çalışmamızda araştırmaların yoğunlaştırıldığı konu, kente göç edenlerin ailece<br />
yerleştikleri ilk ve son konutun nitelikleri ve kent içindeki konumlan olmuştur.<br />
Tablo l'de İskiliplilerin Ankara'ya göç ettikleri yıllar ile kentte barındıkları ilk<br />
konutun kentin hangi kesiminde yeraldığı gösterilmektedir. Tabloda Ankara'daki<br />
mahalleler yedi gruba ayrılmıştır. İlk grup kent merkezinde yeralan en<br />
eski gecekondu bölgeleri ile Hisar ve çevresini kapsamaktadır. Bunu izleyen üç<br />
gecekondu bölgesi mahallelerin kuruluş yıllarına göre sıralanmışlardır. Birinci<br />
grup gecekondu bölgesinin önemli bir bölümü düzenli konut alanlarının<br />
genişlemesi ile nitelik değiştirmiş olup, geçiş aşamasını tamamlamak üzeredir.<br />
Geri kalan üç grup ise imarlı konut alanlarını kapsamaktadır. İskiliplilerin<br />
Ankara'da oturdukları konutların büyük bölümü Yenidoğan, Çinçin, Saman-pazarı,<br />
Hamamönü, Hisar gibi merkezi gecekondularla eski Ankara evlerinin bulunduğu<br />
bir numaralı bölgede yeralmaktadır. Bu durum 1971-79 yıllarında göç eden son<br />
grup dışında tüm İskilip'liler için geçerlidir. 1950 öncesinde kentin önemli bir<br />
kesimi ile ilk gecekondularını kapsayan bu bölgeye yerleşen İskilip'li oranı, anılan<br />
dönemde %88 gibi çok yüksek düzeylerde iken, daha sonraki yıllarda bu oranın<br />
düzenli ve sürekli bir biçimde azaldığını görüyoruz. Ancak, tabloda da görüldüğü<br />
gibi, yine de, son on yılda Ankara'ya gelenlerin dahi yaklaşık 1/3'ü ilk konut olarak<br />
bu bölgede yerleşebilecek gelir düzeyinde olan İskilip'lilerden oluşmaktadır.<br />
Kente 1960-1970 yılları arasında gelen göçmenlerin eski kent merkezi yanısıra<br />
1950'lerde oluşan gecekondu alanları ile Cebeci, Keçiören, Dikmen, Aydınlıkevler,<br />
Yenimahalle gibi orta gelir grubunun yaşadığı imarlı konut alanlarında yer<br />
seçtiklerini görüyoruz. Bu dönemde kente gelen göçmenlerin %46'sı Ankara<br />
gecekondu ve imarlı alanlarına yerleşmişlerdir.<br />
KENTE GÖÇ EDİLEN YILLARA GÖRE YERLEŞİLEN İLK KONUTUN<br />
BULUNDUĞU KONUT ALANI<br />
<strong>Konut</strong> Alanları 1951 1951-60 1961-70 1971-79<br />
öncesi<br />
sayı % sayı % sayı % sayı %<br />
Eski Ankara ve<br />
Merkezi Gecekondu<br />
Bölgeleri 23 88.6 28 54.9 35 43.2 56 31.8<br />
1950 Ierde Gelişen<br />
Gecekondu Bölgeleri 1 3.8 14 27.5 14 17.3 27 15.3<br />
1960 ve 1970 lerde<br />
Gelişen Gecekondu B. 0 0 1 1.9 5 6.2 18 10.2<br />
İmarlı <strong>Konut</strong> Alanı<br />
(Orta Gelir) 1 3.8 1 13.8 23 28.4 64 36.5<br />
İmarlı <strong>Konut</strong> Alanı<br />
(Üst-orta Gelir) 1 3.8 1 1.9 3 3.7 9 5.1<br />
İmarlı <strong>Konut</strong> Alanı<br />
(Yüksek Gelir) 0 0 0 0 1 1.2 2 1.1<br />
Kaynak: Alan Çalışması
28 ODTU MFD 1991 MELİH <strong>ERSOY</strong><br />
Yukarıda belirtildiği gibi, görüştüğümüz İskilip'ti göçmenlerin yaklaşık % 60*ı<br />
1971-79 yılları arasında Ankara'ya yerleşmişlerdir. Eski kent merkezi yine bu<br />
göçmenlerin konut alanı olarak seçtikleri bölgelerden birisi oldu. Ancak, bu kez<br />
eski kent merkezini seçen göçmen oranı (%31) daha önceki gruplara göre çok<br />
daha düşük kalırken, orta gelir gruplarının yaşadığı imarlı konut bölgelerinde<br />
yer seçenlerin oranının (%36) bile gerisinde gerçekleşti. Diğer bir deyişle, son<br />
50 yıllık dönem içinde İskilip'Ii göçmenlerin kentte seçtikleri ilk konutun<br />
konumlandığı yerleşme bölgesi, belirgin bir değişim göstermiştir.<br />
Özetle, göçmenlerin kentte yerleştikleri ilk konutun konumlandığı alanların bir<br />
yandan kapsamı önemli ölçüde genişlerken, diğer yandan da farklı gelir<br />
gruplarının yerleştiği konut alanlarının çeşitlendiği görülmektedir. Kapitalizmin<br />
gelişimi ile çeşitlenen toplumsal ve ekonomik tabakalaşmanın göçmen<br />
kitlesini homojen bir toplumsal kesim olmaktan çıkarması ile kentte yerleşilen<br />
ilk konut aynı sınırlı kent kesiminde yoğunlaşmaktan çıkmış, nitelikleri birbirinden<br />
çok farklı konut bölgelerine dağılmıştır.<br />
Bu çerçevede, göçmenlerin İskilip'ten taşıdıkları toplumsal ve ekonomik katmanlaşmalarına<br />
uygun düşen konut alanlarında yer seçme eğilimine girdikleri<br />
düşünülebilir. Ancak, bu bulgunun determinist bir ilişki çerçevesinde alınması<br />
doğru olmaz. Çünkü, ilk konutun yer seçiminde çok daha çeşitli etmenlerin birlikte<br />
etkileşim içinde oldukları daha doğru bir saptama olacaktır. Bu nedenle, yukarıda<br />
sözünü ettiğimiz ilişkiyi salt bir eğilim olarak vurgulamakla yeti-neceğiz. Ancak, bu<br />
bulgu, Kapil ve Gençağa (1972) tarafından yapılan ilk çalışmada ulaşılan<br />
modernleşmeci yorumun geçersizliğini göstermesi bakı-mından önemlidir. Çünkü,<br />
anılan çalışmada İskilip'Ii göçmenlerin kentte yerleştikleri ilk konutun küçük bir<br />
alanda bir kaç mahalle ile sınırlı olduğu belirtilerek, bunun göçmenlerin toplumsal<br />
ve kültürel değerlerinin inatla kentte de sürdürülmesine ve giderek kentle<br />
bütünleşmelerine engel olduğu savı ileri sürülüyordu. Bu çalışmada elde edilen<br />
veriler ise farklı toplumsal ve ekonomik katmanlardan gelen göçmenlerin, kente<br />
eklemlenme biçimlerinde çeşitlilik gösterdiği görüşünü destekler niteliktedir.<br />
İskilip'Ii göçmenlerin kentte yerleştikleri ilk konuta ilişkin olarak, ulaştığımız<br />
sonuçlar şöyle özetlenebilir.<br />
1. Kentin bazı mahalleleri (eski kent merkezindeki mahalleler gibi) göç eden<br />
İskilip'tiler için her zaman bir çekim alanı olmuştur. Ancak, zaman içinde, bu<br />
mahallerde ilk konutunu seçen İskilip'Ii oranında önemli düşüşler olmuştur.<br />
2. Orta gelir gruplarının oturduğu imarlı konut bölgelerinde ilk konutunu seçen<br />
İskilip'Ii göçmen oranı son 30 yılda düzenli bir artış göstermiş, 1971-1979 yılları<br />
arasında göç eden grubun üçte birinden fazlası bu mahallelerde yer seçmiştir.<br />
3. Anketin yapıldığı yıl kentin 100 civarındaki mahallesinden ancak üçte birinin<br />
ilk konut alanı olarak seçildiğini görüyoruz. Seçilen tüm mahallelerde birden<br />
fazla daha önce kente göçetmiş İskilip'Ii aile olduğunu saptadık. Bu bulgudan<br />
giderek kente yerleşen İskilip'lilerin henüz ilçeleriyle bağlarını tümüyle yitirmediklerini<br />
ve ilk konutun bulunmasında hemşehrilerine yardımcı olmayı<br />
sürdürdüklerini söyleyebiliriz.<br />
Kentte Oturulan İlk <strong>Konut</strong>ların Niteliği<br />
Bu başlık altında konutların niteliğine ilişkin sorularımızı en temel iki gereksinimin<br />
(elektrik ve konut içinde su) ne ölçüde karşılandığı ile sınırlı tuttuk. Bu<br />
konudaki bulgularımız, son kırk yıllık dönemde İskilip'Ii göçmenlerin yerleştikleri<br />
ilk konutun niteliğinde, yeterli olmasa da, olumlu yönde değişiklikler<br />
olduğunu kanıtlamaktadır (Tablo 2).
GÖÇ VE KONUT ODTÜ MFD 1991 29<br />
Tablo 2 KENTTE İLK YERLEŞİLEN KONUTUN NİTELİĞİ<br />
<strong>Göç</strong> Dönemi<br />
1951 Öncesi<br />
1951-1960<br />
1961-1970<br />
1971-1979<br />
Kaynak: Alan Çalışması<br />
Su Olan<br />
<strong>Konut</strong>lar<br />
s %<br />
6<br />
28<br />
41<br />
114<br />
20<br />
49<br />
58<br />
65<br />
Elektrik Olan<br />
<strong>Konut</strong>lar<br />
s %<br />
21<br />
47<br />
63<br />
152<br />
70<br />
82<br />
89<br />
87<br />
Su ve<br />
Elektrik<br />
Olan<br />
<strong>Konut</strong>lar<br />
s %<br />
6 20<br />
27 47<br />
38 54<br />
109 63<br />
Tabloda görüldüğü gibi 1940'lardan bu yana ilk yerleşilen konutlann büyük<br />
bölümünde elektrik vardır. Ancak 1971-79 arasında başkente göç eden İskiliplilerin<br />
bile %13'ünün hala elektrik bağlantısı olmayan evlerde oturduklarını<br />
görüyoruz. Durum su şebekesine bağlı konut için daha da kötüdür. 1951 öncesi<br />
yerleşilen ilk konutlann ancak %20'si su şebekesine bağlı iken, bu oran 30-40 yıl sonra<br />
(önemli artışa karşın) hala %65 düzeyindedir. 1971-79 yıllan arasında Ankara'ya göç<br />
eden İskiliplilerin %37'si su ve elektiği olmayan konutlara yerleşmişlerdir.<br />
Kısacası, kırk yıllık bir süre sonunda kente yerleşen göçmenlerin üçte birinden<br />
fazlasının yerleştikleri ilk konutlar hala en temel alt yapı gereksinimlerinden bile<br />
yoksun barınaklardan oluşmaktadır.<br />
Kentte Değiştirilen <strong>Konut</strong> Alanları<br />
Ortalama olarak, deneklerin kentte üçten fazla ev değiştirmiş olduklarım saptadık,<br />
Ankara'ya çok yeni yerleşen İskilipliler dışlandığında deneklerin %80*den fazlasının<br />
birden çok, dörtte birinden fazlasının da ikiden çok mahalle değiştirdiklerim<br />
görüyoruz. Oran olarak düşük olmasına karşılık beş, altı mahalle değiştiren İskilip'li<br />
sayısı da az değildir. İlk mahallede oturma süresi, zaman içinde kentte konut<br />
alanlarına ilişkin seçeneklerin artması ile birlikte çarpıcı bir değişiklik göstermiştir.<br />
Örneğin, 1951 öncesi kentte yerleşenlerin ilk mahallede kalma süresi ortalama oniki<br />
yıl iken, yeni göçmenlerde bu süre iki yıla kadar inmektedir. Diğer bir anlatımla,<br />
20-30 yıl önce kente göç edip 10-15 yılını kentin bir mahallesinde oturarak geçiren<br />
hemşehrisinden farklı olarak, yeni göçmenler kentte yerleştikleri konut alanlan<br />
yönünden çok daha devingen bir yaşam sürmektedirler. Bu devinimin hızlanmasında<br />
kentte benzer nitelikteki konutlardan oluşan konut alanlarının artışı ve işyerlerinin<br />
kentin çok daha geniş bir kesimine yayılması gibi teknik değişkenlerin yanısıra,<br />
kentte daha önceleri hemşehrilerden oluşan bir çevre ile sınırlı olan toplumsal<br />
ilişkiler ağı ve iletişim kanallarının eski etkinliğini sürdürememesi gibi toplumsal ve<br />
kültürel değişkenlerin de önemli payı olduğu kanısındayız. Bu değerlendirme on yd<br />
önce yapılan İskilip çalışmasında ulaşılan sonuçlardan oldukça farklıdır (Kapil ve<br />
Gençağa, 1972). Anılan çalışmada İskilipliler arasında mekansal devinimin son<br />
derece sınırlı olduğu belirtilmiştir. İki çalışmada ulaşılan sonuçların farklılığı<br />
çarpıcıdır. Bu durum kısmen bir değerlendirme ve yorum değişikliğinden kaynaklansa<br />
da daha önemli belirleyici, son on yılda kente yerleşenler ile kente daha önce<br />
yerleşmiş olanlann son on yıldaki davranış değişikliğidir. Bu değişikliğin nedenleri ise<br />
daha geniş bir çerçevede, ülkenin toplumsal dinamiğinde aranmalıdır.
30 ODTÜ MFD 1991 MELİH <strong>ERSOY</strong><br />
Tablo 3'de İskiliplilerin kente göç ettikleri döneme göre birinci, ikinci ve üçüncü<br />
konutlarını seçtikleri mahalle gruplarının dökümü verilmiştir. Aynı tabloda<br />
göçmenlerin bu mahallerde ortalama kaç yıl oturdukları ve ikinci ve üçüncü<br />
mahalleye taşınanların o dönemde kente yerleşen İskilip'lilere oranı da belirtilmiştir.<br />
Genel bir değerlendirme yapabilmek için sekiz mahalle grubunu daha<br />
geniş üç gruba ayırdık. Birinci grup, eski Ankara evlerinin bulunduğu Hisar ve<br />
çevresi ile eski merkez ve çevresindeki yeni gecekondu alanlarını, ikinci ve<br />
üçüncüsü ise, sırası ile orta ve yüksek gelir gruplarının oturduğu imarlı konut<br />
alanlarını kapsamaktadır. 1966-70 döneminde kente yerleşen İskilip'liler<br />
çıkarıldığında, tüm dönemlerde göçmenlerin önemli bir bölümünün birinci<br />
mahalle grubundan diğerlerine geçebildiğim görüyoruz. Kentteki ilk konutunu<br />
merkez ve çevre gecekondulardan seçen İskilip'lilerin yarısının Ankara'da<br />
oturdukları üçüncü konut, imarlı alanlarda yer almaktadır. Kente 1951 yılından<br />
önce göç etmiş olan İskilip'lilerin imarlı konut alanlarına geçiş süresi ortalama<br />
25 yıl olmasına karşın, bu süreç yeni göçenlerde çok daha kısa bir sürede<br />
gerçekleşmiştir.<br />
Eldeki bulgular İskilip'lilerin kentte kalış süreleri uzadıkça kentin imarlı konut<br />
alanlarına geçme olasılıklarının da arttığını göstermektedir. Örneğimizde 1951<br />
yılı öncesinde kentte yerleşen göçmenlerin %8'i ilk konutlarını imarlı alanlarda<br />
seçerken üçüncü konutta bu oran %63'e çıkmaktadır. 1960-70 arasında kente<br />
göç edenlerde ise aynı oranlar sırası ile %33 ve %37'dir. Diğer taraftan ilk<br />
konutunu imarlı bölgelerde seçen göçmen oranında da yıllara göre düzenli bir<br />
artış gözlenmektedir. Bu oran 1951 yılı öncesi kente yerleşenlerde %8 iken, bunu<br />
izleyen her dönemde sürekli ve düzenli bir biçimde artarak 1970 sonrası kente<br />
yerleşenlerde %42'ye kadar çıkmıştır. Kartal'ın (1978) Çankırı köylerinden<br />
Ankara'ya göç etmiş kişilerle yaptığı anket çalışması da bu konuda benzer<br />
sonuçlar vermiştir. Deneklerin kentte kalış süreleri uzadıkça düşük gelir konut<br />
alanlarında oturan oranı düşmektedir.<br />
<strong>Konut</strong>a ilişkin hareketliliğin en yoğun olduğu dönem kente göçten sonraki<br />
ilk yıllar olmaktadır. Kentte barınacak bir yer bulduktan ve bir işe yerleştikten<br />
sonra ilk yapılan şey daha kaliteli bir konut aramaktır. Kentin tanınması<br />
ve iletişim ağının genişlemesi bu yöndeki tasarıların gerçekleştirilme olanaklarını<br />
arttırır. Genel olarak bu hareketlilik imarlı bir konut alanında temel<br />
altyapı gereksinimleri karşılanmış bir eve taşınıncaya veya bir konut sahibi<br />
oluncaya dek sürer.<br />
Kentte Oturulan <strong>Konut</strong>ların Niteliğine İlişkin Değişmeler<br />
İskilip'ti göçmenlerin kentte değiştirdikleri konutların niteliklerinde bir<br />
farklılık olup olmadığını incelerken iki önemli göstergeyi yani, konut içinde su<br />
ve elektrik bulunup bulunmadığını ölçüt olarak aldık. Tablo 4'dc görüldüğü gibi<br />
İskilipli göçmenlerin kentte oturdukları ilk ve son konutlarda su ve elektrik<br />
Ölçüt ahn-dığında belirgin bir olumlu gelişme gözlenmektedir.<br />
Kentte kalış süresi uzadıkça daha yüksek nitelikli bir konutta oturma olasılığı<br />
artmaktadır. 1951 öncesi kente göç edenlerin hemen hepsi bugün suyu ve<br />
elektriği olan konutlarda otururlarken bu durum yeni göç edenlerin 3/4'ü için<br />
geçerlidir. Kısacası, zaman içinde ülke kalkınmasına koşut olarak kente göç<br />
edenlerin elektrik ve suyu olan konutlarda oturma olasılığı artarken kentte kalış<br />
süresi uzadıkça bu nitelikteki konutlara yerleşen göçmen oranında da artış<br />
olmaktadır. Ancak tüm bu olumlu gelişmelere karşın sorunun tümüyle çözümlenmediği<br />
de bir gerçektir.
KENTE GÖÇ EDİLEN DÖNEME GÖRE İSKÎLİP'LİLERİN DEĞİŞTİRDİKLERİ İLK ÜÇ K<br />
<strong>Konut</strong> Alanları<br />
Eski Ankara ve Merkezi<br />
Gecekondu Bölgeleri<br />
1950 lerde Gelişen<br />
Gecekondu Bölgeleri<br />
1960 ve 1970 lerde Gelişen<br />
Gecekondu Bölgeleri<br />
İmarlı <strong>Konut</strong> Alanı<br />
(Orta Gelir Grubu)<br />
İmarlı <strong>Konut</strong> Alanı<br />
(Üst-orta Gelir Grubu)<br />
İmarlı <strong>Konut</strong> Alam<br />
(Yüksek Gelir Grubu)<br />
Banliyöler<br />
Toplam<br />
Ortalama Süre (Yıl)<br />
Taşınan Oranı(%)<br />
Kaynak: Alan Çalışması<br />
1951 Öncesi<br />
1. 2. 3.<br />
<strong>Konut</strong> Alanı<br />
88 44 25<br />
4 32 13<br />
0 0 0<br />
4 20 56<br />
4 0 6<br />
0 0 0<br />
0 4 0<br />
100 100100<br />
12 13 8<br />
96 61<br />
1951-1955<br />
1. 2. 3.<br />
<strong>Konut</strong> Alanı<br />
65 27 12<br />
22 36 25<br />
0 9 0<br />
9 4 50<br />
4 9 13<br />
0 0 0<br />
0 14 0<br />
100 100 100<br />
7 7 9<br />
96 35<br />
1956-1960<br />
1. 2. 3.<br />
<strong>Konut</strong> Alanı<br />
43 24 27<br />
30 32 18<br />
8 0<br />
17 28 37<br />
0 0 0<br />
0 0 0<br />
7 8 18<br />
100 100 100<br />
9 8 5<br />
83 37<br />
1961-1965<br />
1. 2. 3.<br />
<strong>Konut</strong> Alanı<br />
44 2 14<br />
22 8 22<br />
4 24 14<br />
22 40 43<br />
0 0 0<br />
4 0 7<br />
4 4 0<br />
100 100100<br />
6 7 5<br />
93 52<br />
19<br />
1.<br />
Ko<br />
42<br />
1<br />
7<br />
3<br />
5<br />
100<br />
6
32 ODTU MFD 1991 MELİH <strong>ERSOY</strong><br />
Tablo 4 KONUT KALİTESİNDEKİ DEĞİŞİKLİKLER (%)<br />
<strong>Göç</strong> Dönemi<br />
1951 Öncesi<br />
1951-1960<br />
1961-1970<br />
1971-1979<br />
Kaynak: Alan Çalışması<br />
Gelir-Kira İlişkisi<br />
Suyu Olan<br />
<strong>Konut</strong>lar<br />
İlk Son<br />
20<br />
49<br />
58<br />
65<br />
93<br />
89<br />
79<br />
78<br />
Elektrikli<br />
<strong>Konut</strong>lar<br />
İlk Son<br />
70 100<br />
82 96<br />
89 94<br />
87 89<br />
Su ve Elektrikli<br />
<strong>Konut</strong>lar<br />
İlk Son<br />
20 93<br />
47 69<br />
54 68<br />
63 75<br />
Meier 'uygar toplumlarda ailelerin aylık gelirlerinin %20 ila %35*i arasında<br />
kalan bir bölümünü barınma giderlerinin karşılanmasına ayırdıklarını'<br />
söylemektedir (Keleş, 1984,267).<br />
1970 yılında yapılmış anket çalışması sonuçlarının toplandığı ilk İskilip<br />
araştırmasında (Kapil ve Gençağa, 1972) farklı gelir gruplarına ayrılan İskiliplilerin<br />
gelirlerine göre kira için ödedikleri en yüksek oran 24.3'dür. Bu oranda ödeme<br />
yapanlar, en düşük gelir grubundaki göçmenlerdir. En yüksek gelir grubundaki<br />
İskilipliler ise, kentteki diğer hemşehrileri ile karşılaştırıldığında, kira için ödenen<br />
miktarın gelir içindeki payı en düşük olan kesimi (%14) oluşturmaktadırlar.<br />
Kartal'ın 1977 yılında toplanan verileri tümüyle benzer sonuçlar vermektedir.<br />
Gelir düzeyi artan deneklerin kira için yaptıkları harcamaların toplam gelir<br />
içindeki payı %15'den %10'a düşmektedir. Kartal (1978, 92) bu ilişkiyi<br />
göçmenlerin Ankara'da kalış sürelerine göre de incelemektedir. Buna göre<br />
'kentte kalış süresi arttıkça denekler gelirlerinin daha yüksek bir oranını kira<br />
olarak veriyor görünmektedirler'.<br />
1982 yılında Türkiye Gelişme Araştırmaları Vakfı tarafından Ankara kent<br />
bütününde bin aile ile yapılan ve sonuçlan yayımlanmamış olan anket çalışması<br />
verilerine göre, (salt hane başkanlarının gelirleri veri alındığında) hanelerin<br />
yarıdan biraz fazlasının, gelirlerinin %20 ve daha az bir bölümünü kira harcamalarına<br />
ayırdıklarını görüyoruz.<br />
Ankara'da yerleşen İskilip'ti hane başkanları gelirlerinin ortalama %16'sını kira<br />
harcamalarına ayırmaktadırlar. Kuşkusuz bu oran hanelerin toplam gelirleri<br />
veri alındığında daha da düşecektir. Bu bulgularımız Kartal'ın ulaştığı sonuçları<br />
destekler niteliktedir. Hane başkanlarından gelirlerinin %20 ve daha azını kira<br />
harcamalarına ayıranların toplam İskilipliler içindeki payı %69'dur. Toplam<br />
hane geliri veri alındığında bu oran %71 olmaktadır. Görüldüğü gibi, Ankara<br />
kent bütününde yapılan anket çalışmasından elde edilen sonuçlarla karşılaştırıldığında<br />
İskiliplilerin kira harcamaları için ayırdıkları miktar kent ortalamasından<br />
daha düşüktür. İlk İskilip araştırması bulgularını destekler bir sonuca bu<br />
araştırmada da ulaştık. Buna göre, kira ödemeleri için yapılan harcamalar gelir<br />
düzeyindeki artışın gerisinde kalmaktadır. Topladığımız veriler ışığında Ankara'ya<br />
yerleşmiş İskiliplilerin dörtte üçünün ödeme güçlerinin altında kira ödedikleri<br />
konutlarda oturduklarını söyleyebiliriz.
GOÇ VE KONUT ODTÜ MFD 1991 33<br />
<strong>Konut</strong> Sahipliliği<br />
Ülke genelinde toplanan verilere göre 'Kentlerde, kiralık konutlarda oturanların<br />
oranı, sürekli olarak yükselmektedir. 1955'de bu oran %36.6 iken, 1960'da %<br />
42'ye, 1965'de %45.9'a, 1970'de %47'ye yükselmiştir. Ev sahibi aile oranının,<br />
büyük kentlerde, kentler ortalamasına oranla daha düşük olduğu görülmektedir'<br />
(Keleş, 1984, 289).<br />
Ankara'ya yerleşen İskiliplilerin ortalama konut sahipliliği oranı %40'dır. Bu<br />
oran 1975 yılı kent ortalaması olan %64'den düşüktür (DİE, 1979: 43). Ancak<br />
bu oran iskiliplilerin kentte kalış sürelerine göre oldukça farklı bir dağılım<br />
göstermektedir (Tablo 5). Kartal'ın bulgularına koşut olarak İskiliplilerin de<br />
kentte kalış süreleri arttıkça konut sahibi olma oranı da yükselmektedir. Anketlerin<br />
yapıldığı yıl 1951-55 yılları arasında kente yerleşenlerin %83'ü ev sahibi<br />
iken yeni göçmenlerde aynı oran %20'lere kadar düşmektedir. Bulgularımıza<br />
göre, 1960 yılından önce kente göç eden İskilip'lilerin konut sahibi olmaları için<br />
ortalama on yıl geçmesi gerekirken yeni göç edenlerde bu süre üç yıla inmektedir.<br />
1961-79 arasında kente yerleşenler ortalama olarak beş yıl sonra konut sahibi<br />
olmuşlardır. Diğer bir deyişle, konut sahibi olmak için kentte beklenen süre<br />
bakımından son yıllarda gözle görülür bir gelişme olmuştur. Ancak, anımsanacağı<br />
gibi bu durum kentte konut sahibi olabilmiş İskilipli aileler için geçerlidir. Deneklerin<br />
tümü ele alındığında ise durum farklılık göstermektedir. 1970 yılına dek kente<br />
göç edenlerin yandan fazlası konut sahibi olurken bunu izleyen on yıllık dönemde<br />
aynı oran %19'a düşmüştür. Başka bir anlatımla, bir bölüm göçmen geçmiş<br />
dönemlerle karşılaştırıldığında çok daha kısa bir sürede kentte konut sahibi olurken,<br />
diğer bölümünün konut sahibi olma olasılığı azalmıştır.<br />
Özetle, 1970 öncesi kente göç etmiş olan İskiliplilerin oldukça önemli bir bölümü<br />
konut sahibi olurken, bu oranın yeni göçmenlerde önemli ölçüde düştüğünü<br />
görüyoruz. Bu nedenle kentte kalış süresinin artışının göçmenlerin konut sahibi<br />
olma olasılığını artıran önemli bir etmen olduğu görüşü kendiliğinden gerçekleşen<br />
evrimsel bîr ilişkinin sonucu olarak düşünülmemeli, ülke ve kent ekonomisindeki<br />
'konjonktüreI' durum da çözümlemede gözönüne alınmalıdır.<br />
<strong>Konut</strong>a İlişkin Diğer Bulgular<br />
İskilip'lilerin kentte konut elde etme sürecinde elli yılı aşkın dönem içinde<br />
belirgin bir değişme olmamıştır. Hala deneklerin yarıdan fazlası konutlannı kendileri<br />
yapmaktadırlar. <strong>Konut</strong>unu peşin Ödeyerek alanlarla birlikte bu oran % 80'e<br />
çıkmaktadır. Banka kredisi veya kooperatif aracılığı ile konut sahibi olanların<br />
oranı son derece düşüktür (Tablo 5).<br />
Satın alınan konutların kent içinde dağılımlarında zaman içinde önemli değişiklikler<br />
olmuştur. 1960'h yıllara dek konutlarını Eski Ankara evleri ve Hisar çevresi<br />
ile gecekondu bölgelerinden seçen denekler toplam konut sahiplerinin yarıdan<br />
fazlasını oluştururken, 1960'Iarda bu eğilimde köktenci bir değişiklik gözlenmektedir.<br />
Bu dönemde konutlarını (1950'Ierde gelişmiş olan) gecekondu bölgelerinden<br />
seçenlerin oranında belirgin bir düşüş olurken, kent çevresindeki yeni gelişen<br />
gecekondu alanlarında konut yapan ve alan denek sayısının arttığını görüyoruz.<br />
Bilindiği gibi, birinci grup gecekondu alanları geçen zaman içinde kentin imarlı<br />
alanları ile bütünleşerek arsa fiyatlarının önemli ölçüde arttığı geçiş bölgelerine<br />
dönüşmüşlerdir. Yeni gecekondu yapımı için gerekli mekansal, yasal ve ekonomik<br />
gerekçelerin ortadan kalkması ile kente yeni göçen İskilip'liler gecekondulanm kent<br />
merkezinden çok daha uzakta, yeni bir kuşakta yapmak zorunda kalmışlardır.<br />
Ancak, bu eğilimin yanısıra kente yerleşen İskiliplilerin %30 ile %50 arasmda<br />
değişen bir bölümünün de konutlarını kentin üst ve orta gelir gruplarının oturduğu
34 ODTU MFD 1991 MELİH <strong>ERSOY</strong><br />
Tablo 5<br />
bölgelerde aldıklarını görüyoruz (Tablo 5). Bu oluşumun zaman içindeki<br />
gelişimini de araştırdık. 1966-1970 dönemine gelinceye kadar oran olarak<br />
karşılaştırıldığında orta ve yüksek gelir gruplarının yeraldığı konut alanlarında<br />
konut sahibi olan İskilip'lilerin toplam İskilip'li ev sahiplerine oranı, bu alanlarda<br />
kiralık konutlarda oturanların toplam kirada oturan İskilip'lüere<br />
oranından daha yüksek iken, 1970'lerden bu yana oranların eşitlendiğini<br />
görüyoruz. Diğer bir anlatımla, kentin anılan kesimlerinde konut sahibi olan<br />
göçmenlerin oranında göreceli bir düşüş olmuştur. Kentte İkinci bir konut satın<br />
alabilenlerin bile ancak dörtte biri yeni konutlarını birincisinin bulunduğu<br />
konut alanından daha iyi bir semtten seçebil mislerdir.<br />
KONUT SAHİPLİLİĞİ VE SAHİP OLUNAN KONUTA İLİŞKİN DİĞER<br />
BİLGİLER (%)<br />
KONUT SAHİPLİLİĞİ 1951 1951 1961 1966 1971<br />
Öncesi 1960 1965 1970 1979<br />
Oturulan <strong>Konut</strong>un Sahibi<br />
<strong>Konut</strong> Sahibi Olmayanlar<br />
Birden Çok <strong>Konut</strong>u Olanlar<br />
KONUTUN NASIL ELDE EDİLDİĞİ<br />
(<strong>Konut</strong> Edinme Süreci)<br />
Evini Kendi Yapan<br />
Peşin Ödeme Yapan<br />
Mal Karşılığı Alan<br />
Taksitle Alan<br />
Banka Kredisi İle<br />
Koop. Aracılığı İle<br />
KONUTUN BULUNDUĞU SEMT<br />
Hisar ve Merkezi Gecekondular<br />
1950'lerde Oluşan Gecekondular<br />
1960-70'lerde Oluşan Gecekondular<br />
İmarlı <strong>Konut</strong> Alanı(Orta Gelir)<br />
İmarlı <strong>Konut</strong> Alanı (Üst-Orta Gelir)<br />
İmarlı <strong>Konut</strong> Alanı (Üst Gelir)<br />
Banliyöler<br />
Ankara'da <strong>Konut</strong> Sahibi Oluncaya<br />
Kadar Geçen Süre (Yıl)<br />
Kentte Kalman Ortalama Süre (Yıl)<br />
Kaynak: Alan Çalışması<br />
65<br />
35<br />
18<br />
35<br />
50<br />
5<br />
0<br />
5<br />
5<br />
30<br />
30<br />
0<br />
25<br />
10<br />
5<br />
0<br />
11<br />
35<br />
74<br />
26<br />
20<br />
62<br />
21<br />
6<br />
8<br />
2<br />
0<br />
9<br />
40<br />
7<br />
28<br />
9<br />
0<br />
6<br />
9.5<br />
23<br />
74<br />
26<br />
15<br />
53<br />
26<br />
13<br />
4<br />
0<br />
4<br />
9<br />
13<br />
30<br />
48<br />
0<br />
0<br />
0<br />
7.5<br />
16<br />
58<br />
47<br />
2<br />
67<br />
18<br />
6<br />
3<br />
3<br />
3<br />
12<br />
18<br />
34<br />
27<br />
3<br />
0<br />
6<br />
5.5<br />
11<br />
19<br />
81<br />
3<br />
45<br />
25<br />
19<br />
3<br />
0<br />
8<br />
6<br />
8<br />
22<br />
39<br />
6<br />
8<br />
11<br />
3<br />
6
GÖÇ VE KONUT ODTÜ MFD 1991 35<br />
Özetlenecek olursa, göçmenlerin kentte satın aldıkları veya yaptıkları konutlar<br />
kentin belirli bir kesiminde kümelenmekten çok, farklı gelir gruplarının yeraldığı<br />
geniş bir alana yayılmışlardır. Bu dağılımda 1970'lerden bu yana imarlı konut<br />
alanları aleyhine ortaya çıkan durumun ise genel ekonomik 'konjonktür'ün bir<br />
sonucu olduğu düşünülebilir.<br />
<strong>Konut</strong>-İşyeri İlişkisi<br />
Çalışmanın bu bölümünde İskilip'lilerin oturdukları konut ile çalıştıkları işyeri<br />
arasındaki uzaklık ve bunun kentte kalış süresince nasıl bir değişiklik gösterdiğini<br />
inceledik.<br />
İşyeri-konut arasındaki uzaklığı İskilip'lilerin kentteki ilk ve son işyerleri ve<br />
konutları için ayrı ayrı hesaplarken elimizde iki mekan arasında yolda geçen<br />
süreye ilişkin sağlıklı bilgi olmaması nedeni ile ulaşım ağındaki fiziksel uzaklığı<br />
ölçüt olarak aldık. Tablo 6, göçmenlerin kente yerleştikleri dönemlere göre,<br />
kentte oturdukları ilk konut ile çalıştıkları işyeri arasındaki uzaklık, aynı ailelerin<br />
anketin yapıldığı yıl oturdukları son ev ile çalıştıkları işyeri arasındaki uzaklıkla<br />
karşılaştırılmaktadır. Görüldüğü gibi, deneklerin kentte yerleştikleri ilk konut<br />
ile çalıştıkları işyeri arasındaki uzaklık kente göç edilen dönem yakınlaştıkça<br />
artmaktadır. 1950 öncesinde kente yerleşen İskilip'ti için bu uzaklık ortalama iki<br />
km. iken yeni göçmenlerde 3.5-4 km.'ye çıkmaktadır. Birinci gruptakilerin yarıya<br />
yakını işyeri ve konutlarını yürüme uzaklığı içinde bir bölgeden seçerlerken,<br />
ikincilerin ancak dörtte biri bu olanağı bulabilmişlerdir. İkinci bulgumuz belirli<br />
bir dönemde kente göç eden İskilip'lilerin bugün son oturdukları ev ile<br />
çalıştıkları işyeri arasındaki uzaklığa ilişkindir. Tablodan açıkça görüldüğü gibi<br />
hangi dönemde kente yerleşmiş olurlarsa olsun tüm denekler için işyeri-konut<br />
ortalama uzaklığı zaman içinde ilkine göre belirgin bir artış göstermiştir. İşyeri<br />
oturduğu konuta yürüme uzaklığında bulunan denek oranında da zaman içinde<br />
belirgin ve düzenli bir düşüş izlenmektedir.<br />
KONUT İLE İŞ YERİ ARASINDAKİ UZAKLIK (metre olarak)<br />
<strong>Göç</strong> Dönemi İlk İşyerleri Son <strong>Konut</strong> 1979 da İşyeri<br />
<strong>Konut</strong> Yürüme Son Yürüme<br />
İlk İşyeri Uzaklığında İşyeri Uzaklığı Uzaklığında Olan-<br />
Uzakhğı Olan (%) 1ar (%)<br />
1950 Öncesi<br />
1950-1959<br />
1960-1969<br />
1970-1974<br />
1975-1979<br />
2277<br />
2732<br />
3032<br />
3522<br />
3968<br />
Kaynak: Anket <strong>Ve</strong>rileri<br />
47<br />
36<br />
40<br />
32<br />
27<br />
4000<br />
3760<br />
4685<br />
4432<br />
4805<br />
16<br />
16<br />
24<br />
28<br />
10
36 ODTU MFD 1991 MELİH <strong>ERSOY</strong><br />
Her iki bulgu da metropolleşme eğiliminin tipik göstergeleridir. Merkezi iş<br />
bölgesinde yoğunlaşan işyerleri, kentin büyümesi ve kentteki mekansal<br />
dönüşüm ile kentte geniş bir coğrafi alana yayılmaktadır. Böylece kentlilerin<br />
çalışma yerlerini kentin çok değişik bölgelerinden seçme olanakları artmaktadır.<br />
Bu durum, göçmenleri 'marjinal nüfus* kapsamına alan ve bu kesimdeki<br />
işgücünün ağırlıklı olarak oturdukları gecekondu bölgelerindeki işyerlerinde<br />
çalıştıklarını veya bu bölgelerde işyeri açtıkları savıyla çatışmaktadır. İskilip<br />
örneğinde görüldüğü gibi göçmenlerin kentte kalış süreleri arttıkça işyerleri<br />
konutlarına yürüme uzaklığında olan denek oranı önemli ölçüde düşmekte ve<br />
bu amaç için kentin çok daha geniş bir kesiminden seçim yapan İskilip'li oranı<br />
artmaktadır. Kuşkusuz bu saptama göçmenlerin kentle bütünleşmeleri<br />
bakımından olumlu bir gelişmenin göstergesi olarak da değerlendirilmelidir.<br />
İskiliplilerin çalıştığı işyerlerinin kent içindeki dağılımını veren haritalar<br />
incelendiğinde ise deneklerin hemen hemen yarısının kentin iki önemli iş bölgesi<br />
olan Ulus ve Kızılay'da yeraldığını görüyoruz. Ancak hangi dönemde kente göç<br />
etliklerine bakılmaksızın her grup göçmen için kentin 'geleneksel merkez'i sayılan<br />
Ulus ve çevresinde çalışan denek oranı kentte kalış süresi arttıkça önemli düşüş<br />
göstermiştir. Örneğin, ]>960öncesi kente yerleşen İskiliplilerin yarısı ilk işyerlerini<br />
Ulus. ve çevresinde seçerlerken, bu oran anketin yapıldığı yıl %25 olarak bulunmuştur.<br />
Diğer yandan, Kızılay ve çevresinde yer alan işyerlerinde çalışanların ise iki<br />
katına çıktığını görüyoruz.<br />
Anılan merkezler işyerlerinin yaklaşık yansını kapsamına alırken, diğer yarısının<br />
kentin bütününe dağıldığını, ancak bu dağılımda gecekondu- bölgelerinin<br />
payının oldukça önemsiz düzeylerde kaldığı, daha ayrıntılı çalışmalarımızda<br />
görülmektedir.<br />
Kısacası, işyerlerinin kent içinde coğrafi dağılımı; ile işyeri-koırat uzaklığına<br />
ilişkin bulgularımız kentlerde birbirinden kopuk ikili bir yapının'varolduğunu!<br />
ve göçmenlerin de dahil olduğu kesimin konutu: ve işyeri ile ayıtı ve bağımsız<br />
bir kesim oluşturduğunu savunan Modernleşme: Okulu görüşlerini destekler<br />
nitelikte değildir.<br />
SONUÇ<br />
Elimizdeki veriler, İskilip örneğindeki göçmen nüfusun, nitelikleri bakımımdan,<br />
Modernleşme Okulu'nun ileri sürdüğü 'verimliliği düşük bir antik nüfus'taraçok,<br />
Bağımlılık Okulu'nun savunduğu 'verimli insan kaynağının transferi* görüşünü<br />
destekler niteliktedir. Özellikle Latin Amerika kökenli araştırmalar kente yerleşen<br />
göçmenlerin kentteki 'marjinal nüfusun' en geniş kesimini oluşturduklarım ileri<br />
sürmektedirler. Elimizdeki veriler temel alındığında İskilip'li göçmenleri Ankara<br />
kent nüfusunun taşıdığı niteliklerden tümüyle farklı niteliklere sahip bir kesim<br />
olarak tanımlamak olanaksız görülmektedir.<br />
Araştırmada, göçmenlerin kentte mekansal devinimleri ve barındıkları konutların<br />
nitelikleri ayrıntılı olarak incelendi. Elde ettiğimiz bulgular Kapıl ve<br />
Gençağa (1972) tarafından yapılan İskilip çalışmasının sonuçlan ile uyuşmamaktadır.<br />
Anılan çalışmada İskilip'li göçmenlerin kentte yerleştikleri ilk mahallenin<br />
merkezde yer alan eski gecekondu alanlarında olduğu ve zaman içinde<br />
değiştirilen konutların da genellikle yakın çevre ile sınırlı kaldığı ileri<br />
sürülmüştür. Elimizdeki bulgular ise kente ilk yerleşilen yıllarda kısa bir süre<br />
için yukarıda belirtilen türde bir mekansal kümeleşmenin gerçekleştiğini, ancak<br />
bunun geçici bir olgu olduğunu göstermektedir. İkili yapı ve marjinal nüfus<br />
kuramcılarının varsayımlarının tersine, İskilip'li göçmenlerin büyük çoğunluğu<br />
kentin gecekondu bölgelerinde yaşayan bir kesim oluşturmamaktadırlar. Kentte
GOÇ VE KONUT ODTÜ MFD 1991 37<br />
kalış süresinin bu yönde belirgin bir olumlu katkısı olduğu görülmektedir.<br />
Nitekim, son on yılda kente yerleşen deneklerin oturduğu ilk konutun<br />
bulunduğu mahallelerin yaklaşık yarısı imarlı konut alanlarında yer almaktadır.<br />
Kentte kalış süresi arttıkça yüksek nitelikli bir konutta oturma olasılığı da<br />
artmaktadır. Yine kentte kalış süresi ile konut sahibi olmak arasında yakın bir<br />
'korelasyon' gözlenmektedir. İşyeri konut uzaklığına ilişkin bulgularımız da<br />
kentlerde birbirinden kopuk ikili bir yapının varolduğu tezini savunan Modernleşme<br />
Okulu görüşlerini yadsımaktadır. Bir alan çalışmasının genel sonuçları<br />
kuşkusuz bu çalışmaya konu olan deneklerin özgüllüğü ve sınırlılığı gözönünde<br />
tutularak değerlendirilmelidir. Bu nedenle, bu alanda yapılacak yeni ve daha<br />
kapsamlı kuramsal ve görgül çalışmalar eklemlenmiş yapıları ile ülkemiz<br />
kentlerinin ekonomisi, kültürü ve politikası ile özgün yapılarının kavranmasına<br />
katkıda bulunacaktır.<br />
MIGRATION AND HOUSING<br />
ABSTRACT<br />
Received • 20 ı 1993 s P a P er concentrates on the question of how the migrants integrate into yhe<br />
Key Words: immigration, Ankara, Squatter urban residential environment. Within this context, a field survey was conducted<br />
Settlements, Housing in 1980, among the migrants from İskilip, a central Anatolian town and its<br />
hinterland.<br />
The migrants were compared to receiving the city's population in terms of the<br />
level of education, occupational structure, family composition, earnings and<br />
quality of housing. The findings of the survey show that modes of articulation of<br />
the migrants in urban space, exhibit a more diverse structure.<br />
Although limited with the findings of the field survey, contrary to the stagnationist<br />
and dualist theses of the Modernization School and Marginalist<br />
Theories, migrants do adapt to the socio-economic and spatial environment of<br />
the urban areas in a dynamic process, more quickly than expected.
38 ODTÜ MFD 1991 MELİH <strong>ERSOY</strong><br />
KAYNAKÇA<br />
BIENEFELD, M. (1975) The Informal Sector and Peripheral Capitalism: The<br />
Case of Tanzania, Bulletin of University of Sussex, IDS, (6:3) 53-73.<br />
BOUHEMIS, K., ZEGHICHE, A. (1988) Appraisal of Rural-Urban Migration<br />
Determinants, Third World Planning Review (10:1) 27-40.<br />
BYERLEE, D. (1974) Rural-Urban Migration in Africa: Theory Policy and<br />
Research Implications International Migration Review (8:4) 543-566.<br />
CALDWELL, J.C (1968) Determinants of Rural-Urban Migration in Ghana,<br />
Population Studies (22:3) 361-377.<br />
<strong>ERSOY</strong>, M. (1982) A Critique of Modernization and Dependency Schools in<br />
Urban Industrial Sector, Yayınlanmamış Doktora Tezi, ODTÜ,<br />
Ankara.<br />
<strong>ERSOY</strong>,M. (1985) <strong>Göç</strong> ve Kentsel Bütünleşme, TGAV Yayını (2) Ankara.<br />
FLINN, W.L., CARTANO, D.G. (1970) A Comparison of the Migration<br />
Process to an Urban Barrio and to a Rural Community: Two Case<br />
Studies, Interamerican Economic Affairs (24) 37-48.<br />
GEERTZ, G. (1963) Peddlers and Princes: Social Change and Economic Modernization<br />
in Two Indonesian Towns, Chicago, University of Chicago<br />
Press.<br />
GERRY, G. (1974) Petty Producers and the Urban Economy: A Case Study of<br />
Dakar, ILO, WEP, Working Papers, Genova.<br />
GREENWOOD, M.J. (1971) An Analysis of the Determinants of Internal<br />
Labor Mobility in India, Annals of Regional Science(5) 137-151.<br />
HART, C. (1969) Zeytinburnu Gecekondu Bölgesi, Istanbul Üniversitesi<br />
Yayınları, Istanbul.<br />
HERRICK, B.H. (1965) Urban Migration and Economic Development in Chile,<br />
M.I.T. Press, Cambridge Mass.<br />
International Development Research Center (1977) Social Change and Internal<br />
Migration, Gleoe Free Press.<br />
KAPİL, I., GENÇAĞA, H. (1972) Urbanization and Modernization in Turkey; A<br />
Case Study, USAID Discussion Paper (10) Ankara.<br />
KARTAL, K. (1978) Kentleşme ve İnsan, TODAÎE Yayınları, (175) Ankara.<br />
KELEŞ, R. (1984) Kentleşme ve <strong>Konut</strong> Politikası, SBF Yayınları, Ankara.<br />
KOO,H. (1981) Centre-Periphery Relations and Marginalization, Development<br />
and Change (12:1) 55-76.
ODTU MFD 1991 39<br />
LANGDON, S. (1974) Multi-National Corporations, Taste Transfer, and<br />
Under-Development: A Case Study from Kenya, Review of African<br />
Political Economy (2) 12-35.<br />
MAZUMDAR, D. (1976) The Urban Informal Sector, World Development, (4:8)<br />
655-679.<br />
MAZUMDAR, D. (1979) Paradigms in the Study of Urban Labor Markets and<br />
LDC's: A Reassessment in the Light of an Empirical Survey in Bombay<br />
City, World Bank Staff Working Paper (336).<br />
MERRICK, T.W. (1976) Employment and Earnings in the Informal Sector in<br />
Brazil: The Case of Belo Horizonto, The Journal of Developing Areas<br />
CIO) 337-354.<br />
PAPANEK, G. F. (1975) The Poor of Jakarta, Economic Development and<br />
Cultural Change (24:1) 1-27.<br />
PERLMAN, J.E. (1973) Rio's Favelas and the Myths of Marginality, Institute of<br />
Urban and Regional Development, University of California,<br />
Berkeley, Working Paper (223).<br />
SINCLAIR, S. W. (1977) Ease of Entry into Small-Scale Trading in African<br />
Cities, Manpower and Employment Research (10:1) 79-90.<br />
SOUZA, P. R-, TOKMAN, V. E. (1976) The Informal Sector in Latin America,<br />
International Labour Review (114:3) 355-365.<br />
SETHURAMAN, S.V. (1977) The Urban Informal Sector in Africa International<br />
LaborReview(l\6:3) 343-352.<br />
WEN LANG, L. (1972) Migration Differentials in Taiwan 1820-1940: A Comparative<br />
Study Journal of Developing Areas (6) 227-238.<br />
YASA, İ. (1966) Ankara'da Gecekondu Aileleri, SSYB Yayınları, Ankara.