19.10.2012 Views

nazim

nazim

nazim

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

���arda adam...<br />

Adam<br />

demir iskemlede oturuyor...<br />

Oturuyor...<br />

Gardiyan.<br />

Pirinç çorbas�, ekmek.<br />

Gardiyan<br />

karyolay� indirince:<br />

içerde gece.<br />

Yat�yor adam.<br />

Gözleri dü�ünüyor,<br />

di�lerinin aras�nda b�����..<br />

���arda ay �����....<br />

IV<br />

19... senesi eylülünün on be�inci gecesi idi.. Saat on ikiden sonra, Kalküta �ehrinin varo�lar�ndan gelen bir<br />

adam, umumî hapisanenin yüksek duvarlar� kar����nda durdu. Tam bedir halindeki ay, gökyüzünü kapl�yan ve esen<br />

rüzgârla korkunç �ekiller al�p akan siyah bulutlar�n arkas�nda kâh gizleniyor, kâh meydana ç���yordu.<br />

�ehrin varo�lar�ndan geldi�ini beyan etti�imiz meçhul adam�n durdu�u mahal, umumî hapisanenin arka<br />

cephesine tesadüf etmekte olup bu cephenin üst k�sm�nda, hafif bir ���kla ayd�nlanm��, bir s�ra demir parmakl�kl�<br />

pencere vard�.<br />

Ay, bulutlar�n aras�ndan kurtuldukça, zaman zaman duvar�n dibinden geçen bir süngüyü ���ldatmakta ve bu<br />

suretle meçhul adama hapisanenin etraf��� devreden nöbetçilerin mevkilerini bildirmekte idi.<br />

Meçhul adam�n kendisini nöbetçilere göstermek istemedi�ini, okuyucular���z, elbette tahmin eylemi�lerdir..<br />

Tahminlerinde yan�lm�yorlar. Zira bu adam buraya Britanya �mparatorlu�u zab�tas���n hiç de ho� görmeyece�i bir i�i<br />

yapmak için gelmi� idi.<br />

Filhakika, nöbetçiler hapisanenin kö�esinde gözden kaybolur olmaz, meçhul adam cebinden bir ta� parças�<br />

��kar�p iyice ni�anlad�ktan sonra demir parmakl�kl� pencerelerin soldan üçüncüsüne f�rlatt�.. Ta� pencereden içeriye<br />

girdi.<br />

E�er biz, okuyucular���zla birlikte, meçhul adam�n ta�� atmas�ndan evvel, mevzubahis pencereden içeriye<br />

bakm�� olsayd�k, �öyle bir manzaran�n �ahidi bulunurduk:<br />

Demir kap�����n üstünde gardiyanlara mahsus d��ardan sürmeli küçük bir pencere bulunan ta� bir hapisane<br />

hücresi. Gündüzleri kald�����p zincirle duvara kilitlenen ve geceleri indirilen demir bir karyola. ��bu karyolan�n<br />

üstünde, mahpuslara mahsus libas� giymi� oldu�u halde bir �ah�s oturmaktad�r. Mezkûr �ah�s s�k s�k ba����<br />

kald�rarak, kap�daki gardiyan penceresinden gözetlenip gözetlenmedi�ine bak�yor, sürgünün aç�lmad���na emniyet<br />

kesbettikten sonra, siyah kapl� kal�n bir kitab�n sayfalar�na bir �eyler yaz�yordu. E�er siyah kal�n kitab� yak�ndan<br />

tetkik edecek olursak görürüz ki, bu �ngilizce bir �ncil'dir. Mevzubahis �ah�s, ta� hücreye kapat�ld�ktan bir hafta<br />

sonra; Kayser'in hakk��� Kayser'e ve Allah�n hakk��� Allaha verme�i ve sa� yana��na bir tokat at���rsa, sol yana����<br />

çevirme�i talim etsin diye, bu �ncil'i bir �ngiliz misyoneri kendisine vermi� idi. Esasen, hepisanenin bütün<br />

hücrelerinde bu kitaptan maada okuyacak ve yazacak bir �ey bulunmazd�.<br />

�mdi, ahvalini tetkik eyledi�imiz �ahs�n, yani ta� hücre mahpusunun �ncil sayfalar�na neler yazd����� görelim:<br />

Sat�rlar���n ba�lar� numaral� ve baz� kelimeleri küçücük haç i�aretli sayfalarda, URDU lisan�yla ve henüz<br />

kurumam�� k�rm��� ve taze bir kan ile yaz�lm�� ve kitab�n s�k siyah matbu hurufat� üzerinde ate� gibi yanan yaz�lar<br />

vard�.<br />

Ta� hücre mahpusu �ncil kitab���n iç mukavvas�ndan kopard��� bir parçay� bükerek bir kalem haline getirmi� ve<br />

bunu sol bile�inden ince ince akan kana bat�rarak bu ate� gibi yanan yaz�lar� yazmakta bulunmu� idi.<br />

��te �ehrin varo�lar�ndan gelen meçhul adam ta�� att��� zaman, ta� hücrenin içindeki mahpus böyle bir i�le<br />

me�guldü. Pencereden gelen ta� mahpusun karyolas� dibine dü�mü�tü. Mahpus hemen yerinden kalkt�.<br />

Üzerlerine kan� ile yazd�����ncil kitab� sayfalar��� kopararak ta�a sard� ve ta�� pencereden d��ar� at�p iade etti.<br />

�ehrin varo�lar�ndan gelen meçhul adam, ta�a sar�lm�� kâat tomar��� yerden ald�. Gö�süne soktu. Ve dünyan�n<br />

en k�ymetli hazinesini gö�sünde ta��yan bir insan gibi, korkak, cesur ve emin ad�mlarla uzakla�maya ba�lad�.<br />

Korkuyordu: gö�sündeki defineyi al�rlar diye; cesurdu: gö�sündeki defineyi ölümün kar����nda dahi vermemek için;<br />

emin idi: zira kaç senedir her iki ayda bir buraya geliyor, ta�� at�yor ve ta�, kanl� yaz�lar yaz�����ncil sayfalar�na<br />

sar�lm�� oldu�u halde kendisine iade ediliyordu; binaenaleyh bu i�e al����� idi.<br />

Bu kanla yaz�lm�� yaz�lar, Hintlilerin hakikî istiklâl ve kurtulu� cidalinde kitlelere heyecan, �uur ve hedef<br />

vermekte idi........<br />

Ta� hücre mahpusu Benerci'dir. Kitlelere heyecan, �uur ve hedef veren yaz�lar, vaktiyle Somadeva'n�n ba�lad���<br />

ve �imdi Benerci'nin devam etti�i «Hindistan'�n Yirminci As�r Tarihi» isimli eserdir. Yaln�z, Benerci bunu, bile�ini<br />

kesip kan�yla yazm�yor.. Fakat, e�er icap etseydi, eserin bir tek sat����� yazmak için damarlar�ndaki bütün kan���<br />

ak�tabilirdi. Ve bu, pestenkerani bir lâf de�ildir.. Bu i�i yapabilecek insanlar�n yaln�z on dokuzuncu as�r<br />

romanlar�nda ya�ad����� zannedenler, yirminci asr�n isimsiz, büyük kavga kahramanlar��� tan���yorlar demektir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!