You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
her halkas� ayr� ayr� dü�ünce iklimlerinden, karmakar���k getirildi�i için k���k direklerine sar��� y�rt�k yelkenlerinde<br />
hür rüzgârlar�n esti�ini vehmeder. Bu vehim onun her �eyidir. Bu vehmini kaybetti�i gün, ba�land��� r�ht���n ta�lar�<br />
dibindeki durgun suya bir daha hat�rlanmamak üzere gömülece�ini bilir. Oysaki onun en korktu�u �ey, kendini<br />
hat�rlatmamak, kendini gösterememek, unutulmakt�r.<br />
***<br />
"Bir küçük, bir k���r, bir küçüklü�ünden ve k���rl���ndan mustarip adam vard�r. Gramofon pla��na benzer. Yaln�z �u<br />
farkla ki gramofon pla�� içine doldurulan �ark��� söylerken bunu ben kendili�imden okuyorum diye dü�ünmez."<br />
(Tan, 24 Haziran 1935)<br />
Gazetesindeki iki yazar�n böyle alttan alta da olsa birbirlerini a����lamalar�ndan, "sakall� feylesofundan yahut<br />
iktisatç���eyhinden belledi�i" gibi sözlerle jurnalcili�e kadar varmalar�ndan rahats�z olan Zekeriye Sertel, ikisini de<br />
ayr� ayr� odas�na ça����p konu�mak gere�ini duydu, ayr�ca ba�yazarl����� yapt��� ak�am gazetesi "Son Posta"da da bu<br />
tür tart��malar� ho� kar��lamad����� yazd�.<br />
Bunun üzerine Peyami Safa, 26 Haziran 1935 tarihli "Tan"da, "Yine Zaruri Cevap" ba���kl� bir yaz� yay�mlad� :<br />
"Bizde münaka�alar�n kavgaya ve fikrin küfre tereddi etmesinden ne kadar tiksindi�imi, bu sütundaki son f�kralar�ma<br />
kadar birçok yaz�lar�mda belirtmekten geri kalmad�m. (...)<br />
"Bir ak�am gazetesindeki muharrir arkada����z, bu nevi münaka�alara kar�� hakl� memnuniyetsizli�ini ilan ederken,<br />
muar�zlar�n birbirini jurnal etmeye kadar vard�klar��� söylüyor.<br />
"Bunu söylerken fark�nda de�il ki, jurnalcilik isnat etmek suretiyle, bizzat kendisi iyi bulmad��� küfür ve kavga<br />
hududuna çoktan girmi�tir. (...)<br />
"Ben bu sütunlarda kapal� geçen ve ayn� gazetenin sayfalar�nda yak���ks�z duran meselenin bütün safhalar��� mensup<br />
oldu�um bir haftal�k gazetede te�rih etmek karar� ile, o ak�am gazetesindeki arkada�a da cevap vermeyece�im. (...)<br />
"Herhalde bu mesele dibine kadar ayd�nl��a kavu�aca�� yeri ve zaman� pek yak�nda bulacakt�r."<br />
Böylece "Tan"da kapal� geçen tart��man�n, aç��a vurularak Peyami Safa'n�n kendisinin ç�karmakta oldu�u "Hafta"<br />
gazetesine ta��naca�� duyurulmu� oluyordu.<br />
O y�llarda tart��ma yaz�lar� özellikle okur çekmek için kullan���rd�. Bu tür yaz�lar, gergin bir hava yarat�labilirse,<br />
sat��a çok yararl� olurdu. Hele gazete ba�yazarlar� kap����lar m�, iki gazetenin sat��� da birdenbire yükseliverirdi.<br />
Kimi ünlü kö�e yazarlar���n çal����klar�ndan ba�ka gazetelerde, takma adlarla, kendilerine kar�� tart��ma yaz�lar�<br />
yazd�klar� bile söylenirdi.<br />
Peyami Safa için bu kaç���lacak f�rsat de�ildi. Hem Orhan Selim'i bir yana itip do�rudan Nâz�m Hikmet'e kar��<br />
yazaca�� yaz�larla, komünizm dü�manlar���n, milliyetçilerin, nasyonal sosyalistlerin ilgisini kamç�layacak, hem<br />
solcular� gazetesini almak zorunda b�rakacak, hem de uzun süredir içinde biriken öfkeyi kendi dergisinde, kimsenin<br />
denetimi, k���tlamas� alt�nda olmadan istedi�i gibi ortaya vuracakt�.<br />
"Biraz Ayd�nl�k" ortak ba�����yla tam 7 hafta, üst üste 7 yaz� yay�mlad�.<br />
Birinci yaz�da Nâz�m Hikmet'i nas�l tan�������, nas�l savundu�unu, Güzel Sanatlar Birli�i'nde nas�l �iirlerini<br />
okumas��� sa�lad�����, romanlar�ndan birini nas�l ona ithaf etti�ini anlat�yor, jurnal konusunda ise �öyle diyordu :<br />
"Hem bizim Nâz�m'�n bir tek jurnalcisi vard�r ki o da kendisidir. Kellesine geçirdi�i i�çi takkesi, s�rt�na vurdu�u<br />
ceket, dü�meleri çözük mintan�ndan d��ar� f�rlayan isyankâr k�llar, ütüsüz pantolonu ve y���k omuzla ve ayr�k<br />
bacakla kendisine yedi kat yerin dibindeki maden ocaklar�ndan aç�k havaya henüz ç�km�� bir i�çi edas��� vererek<br />
����z ve gergin kar�nl� burjuvalar�n üstüne hamle eder gibi varda kosta yürüyü�ü hep bir a��zdan 'Bu delikanl�<br />
Bol�eviktir bak���z, bak���z' diye avazlar� ç�kt��� kadar ba����yorlar.<br />
"Hey koca arslan! Esasen kendisi de mahkemede bunu aç�kça söylememi� miydi? (...)<br />
��öhretinin büyük bir k�sm��� (...) polisin takibine borçlu olan bu bol�evik fantomas�, gazetelerde s�k s�k ismi<br />
geçmezse unutulaca���� bilir ve rahats�z olur.<br />
"Nâz�m, fikirleri için de�il, kendi istedi�i için takip edilmi�tir." (Hafta, 8 Temmuz 1935)<br />
"Biraz Ayd�nl�k : 2" ise Nâz�m Hikmet'in �airli�ini, dü�ünce yap�����, komünistli�ini küçümseyen bir yaz�yd� :<br />
��nkâr etmesinler, Nâz�m'ca��z �airdir. Fakat bütün materyalist iddialar���n aksine gayet romantik, lirik, c���k, hassas<br />
bir �airdir. M�sralar���n dibindeki gözya�� birikintilerini ke�fetmek için su mühendisi olmak �art de�ildir, hemen her<br />
eserinde babayi�it rolüne ç�kan bu tuluat kahraman�, kulis aras�nda ahlay�p oflayan, a�lamakl� ve içli bir aile çocu�u,<br />
bir ana kuzusudur. (...)<br />
"Felsefesini, Karl Marks'�n berber ve kasap ç�raklar�na kadar kolayca ö�retilen umumi fikirlerinden, esteti�ini ve<br />
nazm���, art�k her yerde, Rusya'da bile modadan dü�mü� üslubunu ve �eklini Maikovsky isminde bir Rus �airinden<br />
oldu�u gibi alm����r. (...)<br />
"Nâz�m'�n yakalanmas�, polis müdürlü�ünü, kitaplar���n ilanat acentesi olarak kullanmak istemesindendir. Çünkü<br />
Nâz�m, su kat�lmam�� burjuvad�r. Ve en sahte taraf�, komünist taraf���r." (Hafta, 15 Temmuz 1935)<br />
Bu ikinci yaz� üzerine "Yedigün" dergisinin 17 Temmuz 1935 tarihli say���nda, Naci Sadullah'�n Nâz�m Hikmet'le<br />
yapt��� bir konu�ma yay�mland�.<br />
Naci Sadullah genç bir yazard�. Süreyya Pa�a ile uzaktan bir akrabal��� vard�. Ailesine yergi yazan �airi dövmek için<br />
"Resimli Ay"a gitmi�, ama Nâz�m Hikmet'le tan���p konu�unca, ona hak vermi�ti. Böylece ba�layan dostluklar�, Naci