You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
"Entelektüellerin ço�u, bir bak�ma, gramofon plaklar� gibidirler. �çlerine neyi doldurmu�larsa onu çalarlar. Yaln�z,<br />
bunlar�n aras�nda bir cinsi de vard�r ki, öyle dolduruldu�u için öyle çald����� de�il, öyle diledi�i için o çe�it ses<br />
��kard����� san�r. Bunlar, ya�murun bir y���n sebepler sonunda ya������� de�il, ya�mak istedi�i için ya�������<br />
söyleyen putatap���lardan ay�rts�zd�rlar.<br />
***<br />
"Her küçük, yar�m, taslak entelektüel kendisini dünyan�n mihveri san�r.<br />
***<br />
"Tavu�un, s�����n küçü�ü, civcivi, palaz�, danas� güzeldir. Entelektüelin ise, büyü�ü...<br />
***<br />
"Entelektüeller, sosyal hayat�n katlar�nda bir apartman�n merdiveni gibidirler. Hangi kata dü�üyorsalar orda<br />
oturanlar�n pisli�ini, temizli�ini gösterirler." (7 Haziran 1935)<br />
Orhan Selim'in birkaç gün sonra "Tan"da ç�kan yaz�����n ba����� ise "Eski 'Dost'" idi : "Atasözlerinin topu birden<br />
do�ru de�ildir. Atasözlerinin içinde öyleleri vard�r ki, olan� de�il, olmas� istenileni gösterirler. Bu bak�mdan, bu<br />
sözler içinde bir ozanca dilekten ba�ka bir �ey olmayanlar� boldur.<br />
"ESK� 'DOST' DÜ�MAN OLMAZ! sözü i�te bunlardan biridir, bence. Biz adamo�ullar���n ilk konu�maya<br />
ba�lad�����zdan son solu�umuzu verinceye kadar aray�p dileyip, özleyip bulamad�����z, daha do�rusu çok az<br />
buldu�umuz nesnelerden biri de dosttur, dostluktur. ��te bunun içindir ki, �arab�n eskisi gibi, dostun da y�llanm���na,<br />
eskisine güvenmek isteriz hiç olmazsa. Bu iste�imizi de atasözü içine sokmu�uz. Oysa dostluk �arap gibi de�ildir.<br />
��lland�kça güzelli�i, tad� artmaz, çok kez! Çok kez tersine olur, y�llar�n içinde durgun su gibi kurtlan�r, yosunlan�r,<br />
tortulan�r. Bunun için de dü�manlar�n büyü�ü çok kez eski dostlardan ç�kar. Eski dost dü�man olur, hem de nas�l!.."<br />
(10 Haziran 1935)<br />
"Tenkit için, 'k�skançl�k ilmidir' diyen Brunétiere, yaln�z kendi memleketinde hakl� olabilir.<br />
"Bu sözün Türkiye'de de ayn� do�rulukla tatbik edilebilmesi için �öyle düzeltilmesi laz�m gelir : Tenkit bizde sadece<br />
��skançl�kt�r.<br />
"Tenkit bizde o kadar k�skançl�kt�r ki h�nc��� alamay�nca intihar etmi�tir." (Tan, 12 Haziran 1935)<br />
Be� gün sonra Orhan Selim, "Tan"daki "Ben Münekkitten Yanay�m!" ba���kl� yaz���nda �öyle sözler ediyordu :<br />
"Münekkitten sak�nanlar�n büyük bir çoklu�u, s�rtlar�ndaki ile kendileri bile geçinemeyecek kadar entipüften, sabun<br />
köpü�ünden, kuru kalabal�k lafügüzaftan bir yük ta��yanlard�r. Yapt��� i�e güvenen artist, ideolog münekkitten<br />
çekinmez. Çekinmeyince de münekkide çatmaz. Çünkü çatmak, sald�rmakla korkmak çok yerde bir tek duygunun iki<br />
ayr� görünü�ünden ba�ka bir �ey de�ildir. (...)<br />
"Münekkidin ille de dogmatik olmas� gerek de�ildir. Münekkit de bizim gibi adamo�ludur ve o da bir de���im, bir<br />
geli�im içindedir. Bundan dolay� dün be�endi�ini yar�n be�enmeyebilir. Bunu bir ilerleyi� yolu üstünde yap�yorsa ne<br />
mutlu ona.<br />
��imdi bunlar� yazarken bizim biricik münekkit Nurullah Ataç akl�ma geldi. Çünkü ona çatanlar onun bu yönünü<br />
tuttururlar.<br />
"Ben kendi pay�ma münekkitten yanay�m." (17 Haziran 1935)<br />
�çki masalar�ndan kula��na gelen sözlerin nereye varaca���� sezen Nâz�m Hikmet'in, daha önce davran�p ba�latt��� bu<br />
üstü kapal� sald��� yaz�lar�na, sonunda Peyami Safa da, "Sürü Adam�" ba���kl�, üstü kapal� bir sald��� yaz���yla yan�t<br />
verdi :<br />
"Bir adam vard�r ki, hiçbir dü�üncesinde, hiçbir hareketinde, 'kendi kendisi' olamaz. Ne dü�ünse, ne yapsa, ne<br />
söylese kendini de�il, mensup oldu�u sosyeteyi, �rk, muhit ve d��ardan ald��� telkinleri dile getirir.<br />
"Kendili�inden hiçbir �ey bulmam����r. Ba�ka birinin sisteminden ald��� fikirleri ve akideleri o sistemin sahibinden<br />
daha softaca müdafaa eder. (...)<br />
"Art�k ölünceye kadar hiçbir realitenin mili, onun yabanc� bir telkinle perdelenmi� gözünü açamayacakt�r. Hayat�n<br />
her �eyi her gün de���ti�i halde, o, sakall� feylesofundan yahut iktisatç���eyhinden belledi�i, hiç de���meyen birkaç<br />
ayet içinde kalmaya mahkûm, ilerledi�ini sanacak, yerinde sayacakt�r.<br />
��çinde hep sürü insiyaklar� tepti�i için �ahsiyetten mahrum, insana en uzak insand�r bu. Bir ferttir, fakat �ah�s<br />
de�ildir. (...)<br />
"Bu sürü adamlar���n yüz bin tanesi bir tek �ahsa muadil de�ildir. Nüfusunu gerçekten art�rmak isteyen bir<br />
memleket, bunlar�n say����� azaltmakla i�e ba�lamal� ve fertlerden de�il, �ah�slardan mürekkep bir sosyete kurman�n<br />
yoluna bakmal���r." (Tan, 23 Haziran 1935)<br />
Orhan Selim'in yan��� hemen ertesi gün, gene "Tan"da ç�kan, "Küçük Adam" ba���kl� yaz�yla geldi :<br />
"Bir küçük, bir k���r, bir küçüklü�ünden ve k���rl���ndan mustarip adam vard�r. Bodur ve yemi�siz bir a�aç gibi<br />
yerinde m�hl� durur. Fakat kuru, c���z dallar� çevresindeki bir iki metrelik yere önden, arkadan, sa�dan, soldan,<br />
karmakar���k uzanm��lard�r diye, s���rs�z bir geni�li�in, bitmeyen bir ilerlemenin içinde san�r kendini.<br />
***<br />
"Bir küçük, bir k���r, bir küçüklü�ünden ve k���rl���ndan mustarip adam vard�r. Omurgas� çürümü�, sintinesi su eden<br />
eski bir gemicik gibi sular� durgun bir liman�n r�ht���na ba�lanm����r. Fakat kendini hareketsizli�e ba�layan zincirin