19.10.2012 Views

nazim

nazim

nazim

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

"Böyle bir kapana dü�me, yavrucu�um! (...)<br />

"Onlar isterlerse söylensinler daha, sen kavgay� burada bitir. Yoksa, yazd���n, be�endi�in o atalar sözünü anlamam��<br />

olursun."<br />

Nâz�m Hikmet ile Peyami Safa aras�ndaki tart��ma ise ayn� gazetede f�kra yazar� olarak çal���rlarken patlak verdi.<br />

"Tan" gazetesinin ikinci sayfas�nda, sol kö�ede, "Bu da Benden" üst ba����� alt�nda Orhan Selim, sa� kö�ede ise<br />

"Dü�ündükçe" üst ba����� alt�nda Peyami Safa yaz�yordu. Birçok konuda ters görü�leri savunuyorlard�.<br />

Zaten bütün dünyada nasyonal sosyalistlerle komünistlerin aras� iyice gerginle�mi�ti. �spanya iç sava�a do�ru<br />

gidiyordu.<br />

Gazetenin sahibi Zekeriya Sertel bir sayfan�n iki kö�esine kar����kl� koydu�u bu iki yazar���n ili�kilerini y�llar sonra<br />

an�lar�nda �öyle anlatacakt�r :<br />

"Nâz�m daha çok komünizmi yaymak ve etraf�ndakileri komünizme kazanmak merakl���yd�. Onun için, tart��malar�n<br />

en önemli ve devaml� konusu komünizmdi. Bu konu, Peyami Safa'y� çileden ç�kar�yordu. Peyami çok zeki ve<br />

kabiliyetli bir gençti. O s�rada Fatih-Harbiye roman�yla edebiyat âleminde dikkati çekmi�ti. Nâz�m onu davaya<br />

kazanmaya çok önem veriyordu. Onun bütün itirazlar�na ve h�rç�nl�klar�na, bir peygamber sabr�yla katlan�r, onu<br />

inand�rmaya çal���rd�. Fakat Peyami, zeki oldu�u kadar da kötü ruhlu bir adamd�. Çok içki içer, hatta esrar kulland���<br />

bilinirdi. Bu bak�mdan da Nâz�m'�n tam z�dd� bir tipti. Nâz�m'�n, çevresinde yaratt��� etkiyi k�skan�r, onun ak<br />

dedi�ine, mutlaka kara derdi. Nâz�m'� k�skan�yor, onun etkisine dü�mekten korkuyordu. Bütün bunlara bakmayarak,<br />

Nâz�m onu kazanmak umudunu b�rakmak istemiyordu.<br />

"Peyami de tersine, Nâz�m'� komünizmden cayd�rmaya çal���yor, fakat bu çabas�nda yaln�z kald����� gördükçe deliye<br />

dönüyordu. Bu kar����kl� tart��ma aylarca sürdü. Sonunda Peyami fa�izmi seçti ve bizlerden ayr�ld�. O tarihten sonra<br />

da ate�li bir antikomünist kesildi ve bütün ömrü boyunca fa�izme hizmet etti. Komünizme ve komünistlere �iddetli<br />

hücumlar yapt�. Hele Nâz�m'a ve bizlere kar�� uydurmad��� iftira, yapmad��� jurnalcilik kalmad�."<br />

Tart��ma Orhan Selim'in "Tan"daki kö�e yaz�lar�nda küçük kentsoylu ayd�nlara kar�� sözler etmesiyle ba�lad�.<br />

"Kendi Kendime Çatmak" ba���kl� yaz�da �öyle deniyordu : "Kendi kendime çatmas��� çok severim; hele o�lum<br />

Orhan Selim, sana çatmak, seni h�rpalamaktan duydu�um tat bir kötü huylu üvey anan�n s�ska, c���z üvey k�����<br />

horlamaktan duydu�u tada benzemese de, bir dü�man�n bir dü�man� ezmesi gibidir.<br />

"Ben, Orhan Selim, kendi kusurumu, kendimin günden güne kötüle�en yaz�lar��� ba�kalar�ndan önce görmeye,<br />

anlamaya, böyle uluorta söylemeye çal��arak belki de bir kötü kurnazl�k yap�yorum, belki de özümü özüme kar��<br />

kurtarmak istiyorum. Olabilir. Bu her küçük entellektüelin huyudur. Eninde sonunda ben Orhan Selim de bir küçük<br />

entellektüelden ba�ka bir nesne de�ilim." (2 Haziran 1935)<br />

Ak�amlar� bas�n üyelerinin bir araya geldi�i içkili lokantalarda, çevrelerine toplanan gençlere, yabanc� dergilerden,<br />

gazetelerden okuduklar��� aktararak hava basan sa��� üstatlar, a���� milliyetçi görü�lerin bütün Avrupa'y� sard�����,<br />

toplumsalc����� art�k kimsenin umursamad����� balland�ra balland�ra anlatma yar���na girmi�lerdi. Bunlardan biri olan<br />

Peyami Safa'n�n, bir ak�am, "Art�k Nâz�m okunmuyor, yaz�lar� bakkal a���, sütçü naras� gibi sözlerle dolu!" demesi<br />

üzerine, Elif Naci'yle aralar�nda oldukça sert bir tart��ma geçti�i duyulmu�tu.<br />

Sa��� entelektüeller genç gazeteciler üzerinde bir bask� yaratmaya çal���yorlard�. Solcular ise durumdan çok<br />

tedirgindiler.<br />

Orhan Selim ayn� gün iki ayr� gazetede bu konuyu ele ald�. "Tan"daki yaz���n ba����� "Kahve-Gazino<br />

Entelektüelleri" idi : "Yorgun ç�kt�m i�ten. Hava bo�ucu s�cak. Gazinoya girdim, bir bardak bira içeyim diye.<br />

Oturdu�um masan�n kar����ndakinde dört ki�i var. Rak� içiyorlar. �çlerinden birisi yüksek sesle konu�uyor. Sözlerini<br />

dinliyorum : "Les Nouvelles Litteraires" mecmuas�ndaki bir makalenin ad� "Revue des deux Mondes"daki bir<br />

yaz���n bir cümlesiyle birle�mi�, "Candide"deki bir politika(?!) yaz���ndan al�nm�� bir görü� (?!) "Mercure de<br />

France"daki bir filozof bilmem nesiyle uzla�����lm�� ve bunlar�n topu birden Larousse Ansiklopedisi'ndeki derin (?!)<br />

bilgilerin egemenli�i alt�nda toplanm��.<br />

"Bir uzun ara co�kun delikanl���n ne demek istedi�ini kavrayabilmek için bütün gücümü tükettim. Fakat ben,<br />

anla��lan, çok istidats�z bir adamm���m, i�in yorgunlu�u da bindirmi� olacak, bu gazino entelektüelinin ne demek<br />

istedi�ini kavrayamad�m. Bir y���n sözün, konkretle�tirilince duman gibi da����veren bir sürü kelime a��rl�����n<br />

alt�nda ezildim ve ne yalan söyleyeyim, birac����� bile bitiremeden f�rlad�m d��ar�ya. Bu da gösteriyor ki, ben<br />

çocuklar�n uçurduklar���eytan uçurtmalar� kadar ba��bo� ve hür ve yüksek ve s���rs�z ve çerçeveden uzak ve bilmem<br />

ne entelektüelli�i anlayamayacak kadar dar kafal���m." (7 Haziran 1935)<br />

"Tan"da, Peyami Safa'n�n kar�� kö�esinde, bu yaz� yay�mland��� gün, "Ak�am"da da, gene Orhan Selim'in,<br />

"Entelektüel" ba���kl� yaz��� ç�kt� :<br />

"Entelektüel dedi�in, �ark�ya benzer. �yisi, özlüsü, derini ve düzenlisine doyum olmaz. Kötüsü çekilmez bir nesnedir.<br />

Ne dinlenir, ne tad���r.<br />

***

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!