06.08.2013 Views

T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...

T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...

T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Ritüellerin toplumsal işlevi, sanatın gerekliliği noktasında belirleyici olmuş ve<br />

yaşamı taklit ihtiyacının sanatsal ifadeye yönelmesinde bir köprü görevini<br />

üstlenmiştir.<br />

Ritüellerin İşlevi:<br />

• Bireyi, toplumsal yaşamın gerektirdiği düzen bağının sıklığı ve acı çekme yönünde<br />

eğitir..Ona toplumda yaşamasını öğretir.Bireyleri bir araya getirir. Toplumsal bağı<br />

güçlendirir, ortaklığı pekiştirir.<br />

• Geleneklerin sürmesine, inançların tazelenmesine, değer yargılarının, törelerin<br />

kökleşmesine yardımcı olur. Toplumu canlı bir biçimde ayakta tutarak canlandırıcı<br />

bir etki sağlar.<br />

• Özellikle toplumun bunalımlı dönemlerinde kişilerin coşku ve duygularını bir arada<br />

dile getirmelerine olanak sağlayarak, bozulan dengeyi sağlar. O toplumun üyesi<br />

olmanın mutluluğunu verir (And,1974; 52).<br />

Ritüel, bir örnek üzerine kalıplaşmış davranışlar ve töreler bütünüdür. Simgesel<br />

eylemdir. Mitos ise ritüelin, duygu ve eylemin sözlü şeklidir. Ritüel ile mitosun<br />

birleşmesinden ortaya çıkan dram ise ikisini de içerir.<br />

İlkel tiyatrodan çağdaş tiyatroya uzanan süreçte ritüel, taklit ve dolayısıyla<br />

“oyun kurma” kavramlarının birçok açıdan biçim değiştirdiğini, tiyatronun yazınsal<br />

tarihinin bazı dönemlerinde ise bu kavramların neredeyse unutulduğunu görmekteyiz.<br />

Oysa çağdaş tiyatro ile yeniden tiyatronun kökenine, ritüellere, yani göstergelere<br />

yönelmesini, tiyatro sanatının olmazsa olmazı olan görselliğe ihtiyacının sonucu<br />

olarak değerlendirmek mümkün.<br />

Ritüel, taklit, “oyun kurma” nın tiyatronun başat görsel ögeleri olması ve bu<br />

bölümde betimlemeye çalıştığımız üzere sözü geçen ögelerden bağımsız<br />

düşünülmesinin, yirmi birinci yüzyılda metne dayalı, sözün başat öge sayıldığı ve<br />

dolayısıyla kültürel varoluşundan da bağımsız bir tiyatro anlayışını belirlediği<br />

kanısındayız. Fakat görselliğe yönelimin getirisi olarak biçimlenen fiziksel tiyatronun<br />

göstergelere, simgelere, metaforlara yönelimi bizleri tekrar tiyatronun kökenine<br />

yöneltmekte ve bu bölümde değindiğimiz kavramların yirmi birinci yüzyılın<br />

14

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!