06.08.2013 Views

T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...

T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...

T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

oyun olarak da tanımlamak mümkün- toplumsal gerekliliğine hizmet eder. Görüyoruz<br />

ki, insanın varoluşundan günümüze kadar insan oynama ihtiyacındadır. Bir başka<br />

bakış açısıyla insanın oynama ihtiyacını Bakshy şu şekilde açıklar;<br />

“Bu insanoğlunun daha değişik görünme çabasından ortaya çıkar, bu<br />

çaba insanın kendinden ötede olma isteğinden oluşur.” (Nutku,2002;39)<br />

Oyunun, oyun olmayan bir amaca varmaya yaradığı varsayımından hareket<br />

edildiğini dile getiren Huzinga ‘nın bu bakış açısını Metin And şu şekilde açıklamıştır;<br />

“Dil, mithos, ritüelin hep kökeninde oyun buluyor Huizinga; hukuk ve<br />

düzen, tecim ve kar, zanaat ve sanat, bilgelik ve bilim gibi uygar yaşamın<br />

önemli iç güdüsel güçlerinin kökeninde mithos ve ritüel vardır, ve hepsi<br />

oyundan çıkmıştır.” (And,1974;94)<br />

“Oyun kurma” tiyatro sanatının başat ögesi olarak değerlendirilir. Oyuncu, oynayan<br />

insan, tiyatro sanatında hayata dair ve sahneye dair olmak üzere iki kere oyun kurar.<br />

Yukarıda değindiğimiz gibi oynayan insan yani hayatın her anında oynama ihtiyacında<br />

olan insan tiyatro sanatıyla birlikte oyun kurma ihtiyacına ikinci kez vurgu yapar.<br />

Turhan Ilgaz Tiyatro sanatından bağımsız olarak tanımladığı oyun kavramının,<br />

yukarıda sözünü ettiğimiz “ oyun kurma” ile doğrudan ilişkisini şu şekilde betimlemiştir;<br />

“Oyunun,hayatı taklitten ibaret olduğu her durumda, bir yandan<br />

oyuncu,gerçekleri içermediği kuralları doğallıkla icat edemez ve izleyemez,<br />

öte yandan da oyun, takınılan tavrın bir benzeşim, basit bir taklit olduğu<br />

bilincine eşlik eder.Üstlenilmiş davranışın temel gerçekdışılığına ilişkin bu<br />

bilinç, başkaca oyunları tanımlayan keyfi yasallığın yerine ve yerinde,insanı<br />

gündelik hayattan ayırmaktadır. (Ilgaz, 1994; 41)<br />

İlkel insanın hayatı betimlemesinde önemli bir yere sahip olan “oyun”a yirmi birinci<br />

yüzyıla kadarki tarihsel süreçte birçok anlam yüklenmiştir. Hayatın her alanında kültürel<br />

ögelerin neredeyse belirleyicisi olan bu kavram, tiyatro sanatının ilk adımını<br />

oluşturmakta, fakat öte yandan tiyatro sanatının geçirmiş olduğu kuramsal evrelerin, bu<br />

kavramı unutturduğu yanılsaması, çağımızın tiyatro sanatını “oyun kurma” ögesinden<br />

mahrum etmektedir.<br />

10

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!