T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...

T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ... T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...

library.cu.edu.tr
from library.cu.edu.tr More from this publisher
06.08.2013 Views

da bedensel algısı işlevdedir. Kısacası oyuncunun ne yapacağını ya da nasıl yapacağını bilmediği bir an’dır. Oyuncu doğaçlamanın konusuyla ilgili bütün olarak bir fikre sahiptir fakat parçaların nasıl oluşacağı dolayısıyla ayrıntı o an ile ilgilidir. Bağlantılı doğaçlama gerek fiziksel tiyatro öğrencileri için gerek drama oyuncuları için bedenlerini kullanma ve bedenleriyle düşünmeyi sağlaması bakımından birçok açılım sunmaktadır. Günümüzde, fiziksel tiyatro gruplarının yanısıra Avrupa’daki tiyatro okullarının ders programlarında bağlantılı doğaçlama (contact improvisation) dersi öğrencilerin eğitim süreçlerinin tamamında bulunmaktadır. Fiziksel tiyatro gruplarından Wuppertal Tanztheatre’ın kurucusu Pina Bausch’ dans kökenli bir sanatçı olmakla birlikte, çalışmalarında dans figürlerinden çok jestlere ait kodları tercih etmiştir. Pina Bausch’un koreografilerinde, günümüze kadar çeşitli evreler geçirmiş olan sahne disiplinlerinin (tiyatro-dans) kullanımında abartılı değişiklikler ya da büyük deformasyonlar görmeyiz. Onun tekniğini tanımlamak için kullandığı “ stück” kelime anlamıyla bölüm, partisyon anlamına gelmekteyse de, Bausch’un çalışmalarında farklı bir anlam kazanmıştır. “Stück” onun tekniğidir fakat tanımı yapılmış bir Pina Bausch tarzı görülmemiştir. Jiri Kylıan’ın 1970’li yılların sonlarına doğru gerçekleştirdiği koreografiler ile 1980 sonrasındaki koreografilerinde belirgin farklar bulunmaktadır. 1980 den itibaren Kylıan’ın koreografilerinde, gerçeküstü (sürrealist) ve soyutsal ifadelere yöneldiği görülmektedir. Kylıan’ın gerçeküstü ilk koreografisi Black and White (Siyah ve Beyaz) dır. Bu oyunda Kylıan sürrealist ögelerin yanı sıra grotesk olanı deneyerek sahne üzerinde deneysel anlatım yollarını gerçekleştirmiştir. Bu açıdan Black and White projesi birçok dans tiyatrosu topluluğuna örnek oyun niteliğinde değerlendirilmektedir. Sasha Waltz’ın, 1999 yılında, mimar Daniel Libeskind’in ünlü Yahudi müzesinin açılışı için soykırımı ele aldığı çalışması “Körper”de kullandığı özellikle genetik cerrahi, estetik cerrahi, klonlama, organ trafiği, soykırım ve bunun gibi bedenle ilgili birçok sembolik imge büyük ilgi toplamıştır. Yapıtı etkileyici kılan unsurlardan birisi imgelerin çıplak bir netlikle sergilenmesi olarak değerlendirilmiştir. Aynı zamanda da, 20. yüzyıla damgasını vuran soykırım gerçeğinin kolektif hafızada harekete geçirilmesi Sasha Waltz’ın eleştirmenlerce sanatçı kimliğini ön planda tutması olarak değerlendirilmiştir. 90

Carlos Saura’nın sahneye koyduğu ve onun dans tiyatrosu türünde ayrıcalıklı olmasına neden olan, Federico Garcia Lorca'nın eseri, dünyanın en önemli dansçılarından Antonio Gades'in koreografisini ve Emilio de Diego'nun müziğini yaptığı Kanlı Düğün dans tiyatrosu eserleri arasında bir klasik olarak değerlendirilmiş, flamenko dansının kendine özgü diliyle, aşk, tutku, nefret ve ölüm gibi evrensel temalar teatral ögelerle birleştirilmiş ve bütünlüklü bir dans tiyatrosu koreografisi olarak fiziksel tiyatro arşivinde önemli bir yer edinmiştir. DV8 performanslarından ‘Death oh Monochrome’ da grup eşcinsellik problemini ele alır, problemin neden kaynaklandığını, hangi süreçlerden geçtiğini, toplumsal ve bireysel bağlamda değerlendirir. Grubun bu çalışmasında repliklere dayalı herhangi bir iletişim yoktur. Bütün öykü hareket cümleleri ile oluşturulmuştur. Yine grubun “Strange Fish ” ve “Never Again” çalışmalarında da söze dayalı herhangi bir iletişime rastlamayız. Simgesel anlatım kullanılmış ve hareket cümleleri de metaforlar halinde ifade edilmiştir. Grubun kısa film haline getirdiği bu dört çalışmasından sadece “Cost of Living” de replik kullanımı ile karşılaşmaktayız. Burada da öykünün anlatılması açısından söz kullanımından yararlanmadıklarını görüyoruz. “Cost of Living” çalışması diğer çalışmalardan farklı olarak günlük yaşantıyı anlatan karelerden oluşmaktadır. Dolayısıyla yaşayan, sıradan insanların konuşması gereğinden kaynaklı bir söz kullanımıdır tercih edilen. Çalışmayı incelediğimizde görüyoruz ki olaylar dizisi sözcüklerle oluşturulmaz. Olabildiğince sınırlı replikler kullanılmıştır ve sözcükler oyun kişileri arasında iletişim aracı olarak değerlendirilmemiştir. Grubun bir diğer çalışması ‘Strange Fish’ te, kadının toplumsal varoluşu içinde yasadığı bireysel problemler, kadın-erkek, kadın-din, kadın-kadın bağlamında değerlendirilmekte ve yine bir çözüm arayışına gidildiği görülmektedir. Fiziksel tiyatro gruplarının her birinin kendine özgü bir ifade biçimi olmakla birlikte hareket olgusunun değerlendirilmesi bazında genel olarak tezimiz dahilinde betimlemeye çalıştığımız bütün grupların biçimsel açıdan tiyatronun kökenindeki kavramlara yöneldiğini gözlemledik. Hareket, devinim, taklit, “oyun kurma” nın tiyatronun başat görsel ögeleri olması ve “bedensel devinimin oyun olgusu ile değerlendirilmesi” bölümünde de betimlemeye 91

da bedensel algısı işlevdedir. Kısacası oyuncunun ne yapacağını ya da nasıl yapacağını<br />

bilmediği bir an’dır. Oyuncu doğaçlamanın konusuyla ilgili bütün olarak bir fikre<br />

sahiptir fakat parçaların nasıl oluşacağı dolayısıyla ayrıntı o an ile ilgilidir. Bağlantılı<br />

doğaçlama gerek fiziksel tiyatro öğrencileri için gerek drama oyuncuları için<br />

bedenlerini kullanma ve bedenleriyle düşünmeyi sağlaması bakımından birçok açılım<br />

sunmaktadır. Günümüzde, fiziksel tiyatro gruplarının yanısıra Avrupa’daki tiyatro<br />

okullarının ders programlarında bağlantılı doğaçlama (contact improvisation) dersi<br />

öğrencilerin eğitim süreçlerinin tamamında bulunmaktadır.<br />

Fiziksel tiyatro gruplarından Wuppertal Tanztheatre’ın kurucusu Pina Bausch’<br />

dans kökenli bir sanatçı olmakla birlikte, çalışmalarında dans figürlerinden çok jestlere<br />

ait kodları tercih etmiştir. Pina Bausch’un koreografilerinde, günümüze kadar çeşitli<br />

evreler geçirmiş olan sahne disiplinlerinin (tiyatro-dans) kullanımında abartılı<br />

değişiklikler ya da büyük deformasyonlar görmeyiz. Onun tekniğini tanımlamak için<br />

kullandığı “ stück” kelime anlamıyla bölüm, partisyon anlamına gelmekteyse de,<br />

Bausch’un çalışmalarında farklı bir anlam kazanmıştır. “Stück” onun tekniğidir fakat<br />

tanımı yapılmış bir Pina Bausch tarzı görülmemiştir.<br />

Jiri Kylıan’ın 1970’li yılların sonlarına doğru gerçekleştirdiği koreografiler ile<br />

1980 sonrasındaki koreografilerinde belirgin farklar bulunmaktadır. 1980 den itibaren<br />

Kylıan’ın koreografilerinde, gerçeküstü (sürrealist) ve soyutsal ifadelere yöneldiği<br />

görülmektedir. Kylıan’ın gerçeküstü ilk koreografisi Black and White (Siyah ve Beyaz)<br />

dır. Bu oyunda Kylıan sürrealist ögelerin yanı sıra grotesk olanı deneyerek sahne<br />

üzerinde deneysel anlatım yollarını gerçekleştirmiştir. Bu açıdan Black and White<br />

projesi birçok dans tiyatrosu topluluğuna örnek oyun niteliğinde değerlendirilmektedir.<br />

Sasha Waltz’ın, 1999 yılında, mimar Daniel Libeskind’in ünlü Yahudi müzesinin<br />

açılışı için soykırımı ele aldığı çalışması “Körper”de kullandığı özellikle genetik<br />

cerrahi, estetik cerrahi, klonlama, organ trafiği, soykırım ve bunun gibi bedenle ilgili<br />

birçok sembolik imge büyük ilgi toplamıştır. Yapıtı etkileyici kılan unsurlardan birisi<br />

imgelerin çıplak bir netlikle sergilenmesi olarak değerlendirilmiştir. Aynı zamanda da,<br />

20. yüzyıla damgasını vuran soykırım gerçeğinin kolektif hafızada harekete geçirilmesi<br />

Sasha Waltz’ın eleştirmenlerce sanatçı kimliğini ön planda tutması olarak<br />

değerlendirilmiştir.<br />

90

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!