ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ...
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ... ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ...
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğurtan YILMAZ Ele alınan genotiplerde fenolojik veriler incelendiğinde Hırmanlı, Tekeler, Turfanda Eski Malatya, Turfanda İzmir gibi genotiplerin erken olgunlaştıkları görülmektedir. Kayısılar olgunlaşma periyodu bakımından genel anlamda Haziran sonundan Temmuz ortasına kadar olan bir zaman diliminde dağılım göstermişlerdir. Üzerinde çalışılan kayısılardan Levent ve Özal tipleri, Eylül ayında olgunlaşan kayısılar olarak en geççi tipler olarak belirlenmiştir. Çalışmada 2004, 2005 ve 2006 yıllarında yapılan pomolojik analizler incelendiğinde Ağerik, Geç Aprikoz, Güz Aprikozu, GÜ-52 gibi genotiplerin meyve ağırlığı bakımından en iri meyveleri oluşturdukları görülmektedir. En düşük meyve ağırlığına sahip olan genotipler arasında ise Kayseri (PA), Tekeler, Hırmanlı, Proyma, 01-K-12 gibi kayısılar gelmektedir. Yapılan pomolojik analizlerde farklı sertlik değerlerine sahip olan kayısılar içinde özellikle Ordubat oldukça yumuşak meyve eti olan bir genotip olarak belirlenmiştir. Ordubat genoripinin meyveleri olgunlaşmaya başladığında meyve boyuna yarılmakta (Şekil 4.36.) ve çok olgunlaştığında yere dökülmeden ağaç üzerinde kurumaktadır. Tüm bunların yanı sıra Ordubat ele alınan genotipler içinde en küçük ağaç habitüsüne sahip genotiplerden birisi olarak saptanmıştır. Yine bir kayısı x erik melezi olan Kayısı Eriği de çalışmada ele alınan ve görsel yönden tüylü bir eriğe benzeyen görüntüsünün yanında erik tadına da sahiptir. Deneme kapsamındaki kayısı genotiplerinin SÇKM değerleri incelendiğinde Malatya’nın önemli kurutmalık kayısı çeşitlerinin %25’lerin üzerinde değerler aldığı görülmektedir. Buna karşın Ziraat Okulu, Hırmanlı, Karacabey gibi genotiplerin de oldukça düşük SÇKM değerlerine sahip olduğu belirlenmiştir. Asitlik değerleri incelendiğinde her üç yılda da en yüksek ve en düşük değerlere sahip genotiplerin aynı olduğu görülmektedir. Asitlik değerleri bakımından en düşük değerler her yıl Hacıkız’a ait olurken en yüksek değerler de Abuzer Gülen’e ait olmuştur. Gülcan ve ark. (2006)’nın yaptıkları çalışmada elde ettikleri veriler incelendiğinde Ağerik’in en yüksek meyve ağırlığına sahip olduğu, asitlik değerleri bakımından en düşük değerin Hacıkız’da en yüksek değerin ise Abuzer Gülen’de görüldüğü, en düşük SÇKM içeriğine Ziraat Okulu’nun sahip olduğu ve en geç 266
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğurtan YILMAZ olgunlaşan kayısıların Levent ve Özal kayısıları olduğu görülmektedir. Yapılan bu çalışmada elde edilen veriler Gülcan ve ark. (2006)’nın elde ettikleri verilerle benzer bulunmuştur. Yapılan çalışmada 2004 yılında genotipler arasında 07-K-09, 07-K-11, 07- K-14 tipleri ile Kayısı Eriği’nden hiç meyve alınamadığından, Sakıt-3, GÜ-2, Kadıoğlu-12 ve Tekeler kayısılarından ise pomoloji için yeterli meyve alınamadığından bu tip ve çeşitlerde pomolojik analizler yapılamamıştır. 2005 yılında ise genotipler arasında Adilcevaz-2 genotipinden mutlak periyodisite nedeniyle hiç meyve alınamadığından, bu çeşitte pomolojik analiz yapılamamıştır. 2006 yılında da Mehmet Yüksel 1860 genotipinde mutlak periyodisite olduğu görülmüş ve ağaçların üzerinde çiçeklenmeler dahi gözlenememiştir. Dolayısıyla da meyve elde edilemediğinden meyve olgunlaşması tarihleri de belirlenemediği gibi pomolojik analiz de yapılamamıştır. Yine Kayısı Genetik Kaynakları Parseli’nde bulunan Çiğli’ye ait ağaçlarda da meydana gelen hastalık nedeniyle çiçeklenme ile meyve olgunlaşma tarihleri belirlenememiştir. Üzerinde çalışılan kayısı genotiplerinden Adilcevaz-2, Mehmet Yüksel 1860, GÜ-2 ve Tokaloğlu Erzincan kayısılarında periyodisite olduğu gözlemlenmiştir. Asma ve Öztürk (2005) 128 kayısı tip ve çeşidinde yaptıkları bir çalışmada ele alınan kayısıların olgunlaşma sezonu, verim, SÇKM, toplam asitlik, meyve ve çekirdek özellikleri bakımından geniş bir varyasyona sahip olduklarını bildirmişlerdir. Ele aldıkları kayısıların sadece 7 tanesinin 50 g’ın üzerinde bir ağırlığa sahip olurken öteki kayısıların 50 g’dan çok daha düşük değerlere sahip olduklarını bildirmişlerdir. Ayrıca araştırmacılar ele alınan çeşit ve tiplerde meyve üst rengi ve meyve et renginin genel anlamda sarı olduğunu, SÇKM bakımından ele alınan kayısıların genelinde yüksek SÇKM değerlerine ulaşıldığını, Levent kayısısının 190-200 günlük bir olgunlaşma periyoduna sahip olduğunu, bu nedenle geççi bir çeşit olduğunu bildirmişlerdir. 267
- Page 255 and 256: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 257 and 258: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 259 and 260: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 261 and 262: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 263 and 264: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 265 and 266: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 267 and 268: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 269 and 270: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 271 and 272: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 273 and 274: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 275 and 276: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 277 and 278: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 279 and 280: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 281 and 282: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 283 and 284: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 285 and 286: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 287 and 288: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 289 and 290: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 291 and 292: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 293 and 294: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 295 and 296: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 297 and 298: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 299 and 300: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 301 and 302: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 303 and 304: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 305: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 309 and 310: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 311 and 312: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 313 and 314: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 315 and 316: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 317 and 318: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 319 and 320: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 321 and 322: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 323 and 324: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 325 and 326: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 327 and 328: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 329 and 330: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 331 and 332: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 333 and 334: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 335 and 336: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 337 and 338: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 339 and 340: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 341 and 342: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 343 and 344: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 345 and 346: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 347 and 348: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 349 and 350: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 351 and 352: 4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğu
- Page 353 and 354: 5. SONUÇ ve ÖNERİLER Kadir Uğur
- Page 355 and 356: 5. SONUÇ ve ÖNERİLER Kadir Uğur
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadir Uğurtan YILMAZ<br />
olgunlaşan kayısıların Levent ve Özal kayısıları olduğu görülmektedir. Yapılan bu<br />
çalışmada elde edilen veriler Gülcan ve ark. (2006)’nın elde ettikleri verilerle<br />
benzer bulunmuştur.<br />
Yapılan çalışmada 2004 yılında genotipler arasında 07-K-09, 07-K-11, 07-<br />
K-14 tipleri ile Kayısı Eriği’nden hiç meyve alınamadığından, Sakıt-3, GÜ-2,<br />
Kadıoğlu-12 ve Tekeler kayısılarından ise pomoloji için yeterli meyve<br />
alınamadığından bu tip ve çeşitlerde pomolojik analizler yapılamamıştır.<br />
2005 yılında ise genotipler arasında Adilcevaz-2 genotipinden mutlak<br />
periyodisite nedeniyle hiç meyve alınamadığından, bu çeşitte pomolojik analiz<br />
yapılamamıştır.<br />
2006 yılında da Mehmet Yüksel 1860 genotipinde mutlak periyodisite<br />
olduğu görülmüş ve ağaçların üzerinde çiçeklenmeler dahi gözlenememiştir.<br />
Dolayısıyla da meyve elde edilemediğinden meyve olgunlaşması tarihleri de<br />
belirlenemediği gibi pomolojik analiz de yapılamamıştır. Yine Kayısı Genetik<br />
Kaynakları Parseli’nde bulunan Çiğli’ye ait ağaçlarda da meydana gelen hastalık<br />
nedeniyle çiçeklenme ile meyve olgunlaşma tarihleri belirlenememiştir.<br />
Üzerinde çalışılan kayısı genotiplerinden Adilcevaz-2, Mehmet Yüksel<br />
1860, GÜ-2 ve Tokaloğlu Erzincan kayısılarında periyodisite olduğu<br />
gözlemlenmiştir.<br />
Asma ve Öztürk (2005) 128 kayısı tip ve çeşidinde yaptıkları bir<br />
çalışmada ele alınan kayısıların olgunlaşma sezonu, verim, SÇKM, toplam asitlik,<br />
meyve ve çekirdek özellikleri bakımından geniş bir varyasyona sahip olduklarını<br />
bildirmişlerdir. Ele aldıkları kayısıların sadece 7 tanesinin 50 g’ın üzerinde bir<br />
ağırlığa sahip olurken öteki kayısıların 50 g’dan çok daha düşük değerlere sahip<br />
olduklarını bildirmişlerdir. Ayrıca araştırmacılar ele alınan çeşit ve tiplerde meyve<br />
üst rengi ve meyve et renginin genel anlamda sarı olduğunu, SÇKM bakımından ele<br />
alınan kayısıların genelinde yüksek SÇKM değerlerine ulaşıldığını, Levent<br />
kayısısının 190-200 günlük bir olgunlaşma periyoduna sahip olduğunu, bu nedenle<br />
geççi bir çeşit olduğunu bildirmişlerdir.<br />
267