çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü işletme anabilim dalı ...

çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü işletme anabilim dalı ... çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü işletme anabilim dalı ...

library.cu.edu.tr
from library.cu.edu.tr More from this publisher
19.07.2013 Views

Sonuç olarak bankalar, iştirakleri dolayısıyla maruz kalabilmeleri sektör riski dahil faaliyetlerinin gerektirdiği işlemleri nedeniyle karşılaştıkları risklerin izlenmesini ve kontrolünü sağlamak amacıyla faaliyetlerinin kapsamı ve yapısıyla uyumlu, esas ve usulleri Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından çıkarılan yönetmelikle belirlenecek etkin bir iç denetim sistemi ile risk kontrol ve yönetim sistemi kurmakla yükümlüdürler. Bu sayede bankacılık sistemi daha sağlıklı bir işleyiş altyapısına sahip olacaktır. 3.9. Banka İşletmelerinde İç Denetim İlke ve Esasları Mali sistem içinde mevcut olan tasarrufların etkin biçimde kullanılarak ekonomik faaliyetin finansmanında rol üstlenen bankacılık sektörü, son yıllarda yaşanan hızlı gelişmelerle birlikte ekonomik sistem içinde, değişik roller üstlenmiş, bir çok alanda hizmet vermeye başlamış, dünya ekonomik düzeni içerisinde önemli bir yere sahip olmuştur. Bununla birlikte bankacılık sektörünün uluslararası alanda karşılaşacağı ve yönetmek zorunda olduğu riskler hem artmış hem de çeşitlenmiştir. Oluşturulan yeni ürünler, bilgi işlem teknolojisindeki gelişmeler sonucunda ortaya çıkan yeni işlem prosedürleri, dağıtım kanalları ve ulaşılan yeni finansal piyasalar, bankalara hem yeni fırsatlar sunmuş hem de yeni riskler ortaya çıkmıştır. Diğer yandan bankacılık sektöründeki yaygınlaşmanın etkisiyle bir bankadan çıkan problem diğer bankaları etkileyerek tüm sistem için genel bir problem oluşturabilmektedir (Bankacılar Dergisi, 1999: 21). Ekonomide yaşanan krizlerin finansal sisteme ve onun önemli unsurlarından olan bankacılık sektörüne yansıyarak, tüm finansal sistemi ve ekonomiyi etkileyebilecek sorunlar ortaya çıkarması ihtimali düzenleyici ve denetleyici kurumları daha dikkatli olmaya zorlamıştır. Gelişmekte olan ülkeler, özellikle son yıllarda ciddi bankacılık krizleriyle karşı karşıya kalmışlardır. Bu krizler genellikle düşük gelirli ülkelerde yaygın olarak meydana gelmekte ve maliyeti de göreli olarak yüksek olmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde meydana gelen bankacılık krizleri genel olarak iki temel nedene dayanmaktadır (Bankacılar Dergisi, 2000: 37). Bankaların, hem makro ekonomik dalgalanmalar hem de önemli rejim değişiklikleri açısından volatilitesi yüksek bir ortamda faaliyet göstermeleri ve bankalarda gözetim ve denetim eksikliği olarak sıralamak mümkündür. Gelişmiş ülkeler ise bu krizlerden dolaylı olarak etkilenirler. Gelişmiş ülkelerdeki 74

alacaklı durumdaki kreditör bankalar krizin meydana geldiği bölgedeki mali piyasaların iflası nedeniyle bu durumdan olumsuz etkilenirler. Bu sebeple gelişmiş ülkeler ve kredi veren kuruluşlar gelişmekte olan ülkelerdeki ekonomini ve mali sektörün istikrarını isterler. İster gelişmiş isterse gelişmekte olan bir ülke olsun bankacılık sisteminin zayıf oluşu hem o ülkenin mali sisteminin hem de uluslararası mali piyasaların istikrarına karşı önemli bir tehdit oluşturur. Mali sistemlerin güçlendirilmesi konusundaki ihtiyaç, bu alandaki uluslar arası girişimleri arttırmıştır. Başta Basel Bankacılık Gözetim Komitesi, BIS,IMF,DB gibi kuruluşlar bir çok uluslararası piyasalarda mali istikrarın güçlendirilmesi için çalışmalar başlatmışlardır (Bankacılar Dergisi, 1999: 87). Mali sistemlerin güçlendirilmesi ise, mali sistemlerin denetimi ile çok yakından ilgilidir. Bu alanda en ciddi çalışmaları yapan kurum ise “Basel Bankacılık Gözetim ve Denetim Komitesi” dir. Basel bankacılık Gözetim ve Denetim Komitesi, bankacılık gözetim ve denetiminde uluslararası işbirliği sağlamak amacıyla G-10 ülkeleri Merkez Bankaları Guvernorleri tarafından 1975 yılında oluşturulmuştur. Belçika, Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Lüksemburg, Hollanda, İsveç, İsviçre, İngiltere, ABD tarafından oluşturulan komite ulusal bankacılık gözetim ve denetim otoriteleriyle temaslar yapmaktadır. Son yıllarda hem G-10 ülkeleri dışındaki ülkelerle yaptığı temasları hem de kendisine üye ülkelerde sürdürülmekte olan çalışmaları yoğunlaştırarak bankacılıkta ihtiyati denetimin tüm ülkelerde güçlendirilmesine yönelik gayret ve girişimleri artmıştır (Basel Komite, 1997: 5). Basel Komite, bankacılık gözetim ve denetimini, hem sektörün denetimi hem de tek tek bankaların kendi içindeki denetim olarak ele almıştır. Yani hem sektörün kendi içinde bir denetim mekanizması oluşturması hem de bankaların kendi içinde bir denetim mekanizması oluşturmasını amaçlamaktadır. Bu amaçla Basel Komite 25 maddeden oluşan, “Bankacılıkta Etkin Gözetim ve Denetime İlişkin Temel Prensipleri” yayınlamıştır. Bu prensipler tüm ülkelerde uluslar arası alanda gözetim ve denetim otoriteleri ve diğer kamu otoritelerince başvurulacak temel bir kaynak olmuştur. Basel Komite bankacılık sektöründe gözetim ve denetime ve risk taşıyan diğer alanlara ilişkin yol gösterici niteliğinde birçok doküman yayınlamış ve standartlar belirlemiştir. Bunlardan bir diğeri, dünyada banka iç denetimin esaslarını oluşturan en ciddi çalışma 75

alacaklı durumdaki kreditör bankalar krizin meydana geldiği bölgedeki mali piyasaların<br />

iflası nedeniyle bu durumdan olumsuz etkilenirler. Bu sebeple gelişmiş ülkeler ve kredi<br />

veren kuruluşlar gelişmekte olan ülkelerdeki ekonomini ve mali sektörün istikrarını<br />

isterler.<br />

İster gelişmiş isterse gelişmekte olan bir ülke olsun bankacılık sisteminin zayıf oluşu<br />

hem o ülkenin mali sisteminin hem de uluslararası mali piyasaların istikrarına karşı<br />

önemli bir tehdit oluşturur. Mali sistemlerin güçlendirilmesi konusundaki ihtiyaç, bu<br />

alandaki uluslar arası girişimleri arttırmıştır. Başta Basel Bankacılık Gözetim Komitesi,<br />

BIS,IMF,DB gibi kuruluşlar bir çok uluslararası piyasalarda mali istikrarın<br />

güçlendirilmesi için çalışmalar başlatmışlardır (Bankacılar Dergisi, 1999: 87).<br />

Mali sistemlerin güçlendirilmesi ise, mali sistemlerin denetimi ile çok yakından ilgilidir.<br />

Bu alanda en ciddi çalışmaları yapan kurum ise “Basel Bankacılık Gözetim ve Denetim<br />

Komitesi” dir. Basel bankacılık Gözetim ve Denetim Komitesi, bankacılık gözetim ve<br />

denetiminde uluslararası işbirliği sağlamak amacıyla G-10 ülkeleri Merkez Bankaları<br />

Guvernorleri tarafından 1975 yılında oluşturulmuştur. Belçika, Kanada, Fransa,<br />

Almanya, İtalya, Japonya, Lüksemburg, Hollanda, İsveç, İsviçre, İngiltere, ABD<br />

tarafından oluşturulan komite ulusal bankacılık gözetim ve denetim otoriteleriyle<br />

temaslar yapmaktadır. Son yıllarda hem G-10 ülkeleri dışındaki ülkelerle yaptığı<br />

temasları hem de kendisine üye ülkelerde sürdürülmekte olan çalışmaları<br />

yoğunlaştırarak bankacılıkta ihtiyati denetimin tüm ülkelerde güçlendirilmesine yönelik<br />

gayret ve girişimleri artmıştır (Basel Komite, 1997: 5).<br />

Basel Komite, bankacılık gözetim ve denetimini, hem sektörün denetimi hem de tek tek<br />

bankaların kendi içindeki denetim olarak ele almıştır. Yani hem sektörün kendi içinde<br />

bir denetim mekanizması oluşturması hem de bankaların kendi içinde bir denetim<br />

mekanizması oluşturmasını amaçlamaktadır. Bu amaçla Basel Komite 25 maddeden<br />

oluşan, “Bankacılıkta Etkin Gözetim ve Denetime İlişkin Temel Prensipleri”<br />

yayınlamıştır. Bu prensipler tüm ülkelerde uluslar arası alanda gözetim ve denetim<br />

otoriteleri ve diğer kamu otoritelerince başvurulacak temel bir kaynak olmuştur. Basel<br />

Komite bankacılık sektöründe gözetim ve denetime ve risk taşıyan diğer alanlara ilişkin<br />

yol gösterici niteliğinde birçok doküman yayınlamış ve standartlar belirlemiştir.<br />

Bunlardan bir diğeri, dünyada banka iç denetimin esaslarını oluşturan en ciddi çalışma<br />

75

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!