19.07.2013 Views

çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü işletme anabilim dalı ...

çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü işletme anabilim dalı ...

çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü işletme anabilim dalı ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Faiz oranındaki dalgalanmalar ve varlıklar ile yükümlülükler arasında yukarıda<br />

anlatıldığı şekilde vade farkı oluşması faiz oranı riskini arttıran başlıca faktörlerdir. Faiz<br />

oranı riskini azaltmaya yönelik başlıca uygulamalar ise;<br />

• Uzun vadeli ve sürekli varlıkların uzun vadeli kaynaklarla, kısa vadeli ve geçici<br />

varlıkların kısa vadeli fonlarla karşılanması,<br />

• Net faiz marjını yeterince yüksek tutmaya yönelik bir politika izlenmesi<br />

şeklinde özetlenebilir (Tevfik, 1997: 260).<br />

3.7.1.3. Likidite Riski<br />

Genelde likidite, bir bankada oluşan nakit fazlasını veya gerektiğinde yükümlülüklerini<br />

ya da diğer müşterilerinin taleplerini makul maliyetlerle karşılayabilme gücü olarak<br />

tanımlanabilmektedir (Keeley, 1990: 57). Likidite riski ise, bir bankanın bugün ve<br />

gelecekte yükümlülüklerini karşılayamamaktan dolayı gelirinde ve sermaye düzeyinde<br />

ortaya çıkma olasılığı olan kayıpları ifade etmektedir. Bu nedenle risk ile getiri arasında<br />

çok yakın bir korelasyon vardır. Risk arttıkça getiri artmaktadır. Yüksek getiri peşinde<br />

koşan bir banka için bu olay bankanın temerrüde düşmesine, ödeme güçlüğü çekmesine,<br />

likidite sıkıntısına girmesi hatta iflasına yol açabilmektedir (Ünsal, 2001: 1). Bu risk<br />

banka müşterilerinin hesaplarındaki paraları çekmesi ve/veya uluslar arası finans<br />

piyasalarına girip kaynak sağlayamaması durumunda büyür (Mandacı, 2003: 72).<br />

Bankalar, taahhütlerini zamanında yerine getirebilmek amacıyla, mevcutlarında nakit<br />

değerler ya da likiditesi yüksek finansal araçlar bulundurmak durumundadırlar. Eğer bir<br />

banka, taahhütlerini karşılayabilecek söz konusu araçlara sahip değilse, likidite riski ile<br />

karşı karşıya demektir. Bu risk, özellikle kısa vadeli varlıklarının yine kısa vadeli<br />

taahhütlerini karşılayamama durumunda ortaya çıkar (Çelik, 2001: 62).<br />

Likidite riskine bakıldığında, mevduat sahiplerinin kısa vadeleri tercih ederken, yatırım<br />

sahiplerinin yüksek enflasyon beklentileri ve belirsizliğin yönlendirmesiyle daha uzun<br />

vadeleri araması, Türk bankacılık sektörünün aktif ve pasiflerinin vade yapılarında da,<br />

yansımalara neden olduğu görülmektedir. Dolayısıyla sektördeki bankalar, likidite<br />

riskine daha duyarlı hale gelmişlerdir. Özellikle, son dönemlerde dünya ekonomisinde<br />

yaşanan mali sıkıntılar ve global mali krizler sonrasında, gelişmekte olan ekonomilerin<br />

57

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!