çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü işletme anabilim dalı ...

çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü işletme anabilim dalı ... çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü işletme anabilim dalı ...

library.cu.edu.tr
from library.cu.edu.tr More from this publisher
19.07.2013 Views

faaliyetlerinden bağımsız olarak ve objektif bir şekilde yerine getirmeleri için, gerekli tüm tedbirleri almakla veya alınmasını sağlamakla yükümlüdür. Etkin bir iç denetim ve risk yönetim sistemi, banka yönetiminin en önemli unsuru ve aynı zamanda bankacılık faaliyetlerinin tam ve güvenli olarak sürdürülmesi için gerekli bir yapıdır. Güçlü bir iç denetim sistemi, bankanın amaçlarına ulaşılması, uzun dönemli kar hedeflerinin gerçekleştirilmesi ve güvenilir mali ve idari raporlamanın sürdürülmesi için gereklidir. İç denetim sistemi aynı zamanda, bankaların hem ilgili yasa ve yönetmeliklere hem de kendi politika ve yöntemlerine uyumlu olarak faaliyet göstermesine ve bankanın ticari itibarını olumsuz etkileyebilecek beklenmedik risklerin en aza indirilmesine yardımcı olur. 1.1. Problemin Tespiti 1980’li yıllardan itibaren serbest piyasa ekonomisine geçişle birlikte Türk mali sistemi yeniden yapılanma sürecine girmiş ve gerek kurumsal gerekse yasal alt yapı yönünde mali piyasalarda serbestiyi öngören önemli reformlar gerçekleştirilmiştir. Reform sürecindeki olumlu gelişmeler bankacılık sektörünü de olumlu yönde etkilemiş, bankaların daha rekabetçi bir ortamda çalışmasına olanak sağlanmıştır. Reformlar, bankacılık ürün ve hizmetlerinin çeşitlenmesine ve yenilenmesine, kurumsal alt yapı gelişmelerinin hızlanmasına ve bankacılık sektörünün mali sistemdeki payının hızla artmasına yol açmıştır. Ne var ki bir yandan ekonomik yapıda devam eden mevcut sorunların mali sektör üzerinde artan baskısı diğer yandan uygulanan makroekonomik politikaların bankların risk algılama ve yönetim yapılarını olumsuz yönde etkilemesi ve mevduat sigorta sisteminin bankacılık sektöründe yarattığı ters yönlü teşvikler piyasa disiplini zayıflamış ve banka gözetim ve denetiminde uluslararası bankacılık standartlarının etkin olarak uygulanamaması sektörde yapısal sorunların birikmesine yol açmıştır. Türkiye’de bankacılık sektörü yıllardır süre gelen sorunlar, krizler ve ekonomide yaşanan olumsuz gelişmeler nedeniyle sektör ağır yaralar aldı. Sektörde faaliyet gösteren bankaların bir kısmı yükümlülüklerini yerine getiremez duruma gelirken birçoğu çıkan yeni durumlara gereken uyuma sağlayamadılar. Bütün bu yaşanan olaylar 4

insanların bankacılık sektörüne olan güvenin kaybedilmesine ve dolayısıyla da bankaların yoğun bir denetime tabi tutulmasının önemini ortaya çıkardı. Uluslararası finans piyasalarında meydana gelen gelişmeler, diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi, Türk bankacılık sektöründe de gözetim ve denetimi başta olmak üzere çeşitli alanlarda düzenlemeler yapılmasını zorunlu hale getirmiştir. Bu amaçla ilk olarak 1999 yılında 4389 Sayılı Bankalar Kanunu’nun 9/4. Maddesinde; “Banklara işlemleri nedeniyle karşılaştıkları risklerin izlenmesi ve kontrolünü sağlamak amacıyla faaliyetlerinin kapsamı ve yapısıyla uyumlu, esas ve usulleri kurumca çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek etkin bir iç denetim sistemi ve risk kontrol ve yönetim sistemi kurmakla yükümlüdürler” denilerek iç denetim ve risk yönetimi için hukuki zemin hazırlanmıştır. Ne var ki mevcut yapısal sorunlar bankacılık sektöründe fonlamada volatiliteyi artırması ve piyasa beklentilerine duyarlı hale getirmesi ile artan kırılganlık mali sistemde Kasım 2000 ve Şubat 2001 tarihlerinde ciddi krizlerin yaşanmasına neden olmuştur. Her iki krizden bankacılık sektörü önemli ölçüde etkilenmiş ve sistemin birikmiş mevcut sorunlarına çözüm bulmasına yönelik arayışlarla gerekli düzenlemeler yapılmış ve 08.02.2001 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren ve içeriği ile Basel Komitesinin prensipleriyle uyuşan bu yönetmeliğin 3. Maddesi ile Türk bankacılık sisteminde bu esasların uygulanması zorunlu kılınmış ve yaptırıma bağlanmıştır. 01.11.2005 tarihli Mükerrer Resmi Gazaete’de yeni Bankacılık kanunu yayınlanmıştır. Yayınlanan 5411 sayılı Bankacılık Kanunun, 4389 sayılı Bankalar Kanunu ile karşılaştırılması halinde ilk göze çarpan husus, 5411 sayılı Kanunun, kanun yapma tekniğine uygun olarak hazırlanmış olmasıdır. 4389 sayılı Bankalar Kanunu, TBMM’de yasalaşma sürecini hızlandırmak amacıyla 27 madde olarak düzenlenmiş iken, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu yirmiüç geçici madde olmak üzere toplam 194 maddeden oluşmaktadır. Yeni düzenlemeler ile bankacılık mevzuatı uluslararası düzenlemelere, tavsiyelere ve özellikle Avrupa Birliği direktiflerine önemli ölçüde yaklaştırılmıştır. Bankaların denetiminde ve denetim sonuçlarının alınmasında etkinliğin arttırılmasına 5

insanların bankacılık sektörüne olan güvenin kaybedilmesine ve dolayısıyla da<br />

bankaların yoğun bir denetime tabi tutulmasının önemini ortaya çıkardı.<br />

Uluslararası finans piyasalarında meydana gelen gelişmeler, diğer gelişmekte olan<br />

ülkelerde olduğu gibi, Türk bankacılık sektöründe de gözetim ve denetimi başta olmak<br />

üzere çeşitli alanlarda düzenlemeler yapılmasını zorunlu hale getirmiştir.<br />

Bu amaçla ilk olarak 1999 yılında 4389 Sayılı Bankalar Kanunu’nun 9/4. Maddesinde;<br />

“Banklara işlemleri nedeniyle karşılaştıkları risklerin izlenmesi ve kontrolünü<br />

sağlamak amacıyla faaliyetlerinin kapsamı ve yapısıyla uyumlu, esas ve usulleri<br />

kurumca çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek etkin bir iç denetim sistemi ve risk<br />

kontrol ve yönetim sistemi kurmakla yükümlüdürler” denilerek iç denetim ve risk<br />

yönetimi için hukuki zemin hazırlanmıştır.<br />

Ne var ki mevcut yapısal sorunlar bankacılık sektöründe fonlamada volatiliteyi<br />

artırması ve piyasa beklentilerine duyarlı hale getirmesi ile artan kırılganlık mali<br />

sistemde Kasım 2000 ve Şubat 2001 tarihlerinde ciddi krizlerin yaşanmasına neden<br />

olmuştur. Her iki krizden bankacılık sektörü önemli ölçüde etkilenmiş ve sistemin<br />

birikmiş mevcut sorunlarına çözüm bulmasına yönelik arayışlarla gerekli düzenlemeler<br />

yapılmış ve 08.02.2001 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren ve içeriği<br />

ile Basel Komitesinin prensipleriyle uyuşan bu yönetmeliğin 3. Maddesi ile Türk<br />

bankacılık sisteminde bu esasların uygulanması zorunlu kılınmış ve yaptırıma<br />

bağlanmıştır.<br />

01.11.2005 tarihli Mükerrer Resmi Gazaete’de yeni Bankacılık kanunu yayınlanmıştır.<br />

Yayınlanan 5411 sayılı Bankacılık Kanunun, 4389 sayılı Bankalar Kanunu ile<br />

karşılaştırılması halinde ilk göze çarpan husus, 5411 sayılı Kanunun, kanun yapma<br />

tekniğine uygun olarak hazırlanmış olmasıdır. 4389 sayılı Bankalar Kanunu, TBMM’de<br />

yasalaşma sürecini hızlandırmak amacıyla 27 madde olarak düzenlenmiş iken, 5411<br />

sayılı Bankacılık Kanunu yirmiüç geçici madde olmak üzere toplam 194 maddeden<br />

oluşmaktadır. Yeni düzenlemeler ile bankacılık mevzuatı uluslararası düzenlemelere,<br />

tavsiyelere ve özellikle Avrupa Birliği direktiflerine önemli ölçüde yaklaştırılmıştır.<br />

Bankaların denetiminde ve denetim sonuçlarının alınmasında etkinliğin arttırılmasına<br />

5

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!