çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü işletme anabilim dalı ...
çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü işletme anabilim dalı ... çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü işletme anabilim dalı ...
1936 yılında yürürlüğe giren 2999 sayılı Bankalar Kanununda da bankanın sahip olması gereken asgari sermaye tutarı ile faaliyet gösterilen yerin nüfusu arasında bağlantı kurulması yaklaşımı sürdürülmüştür. Ayrıca bir bankanın üstleneceği kredi riskinin sınırlandırılması için, bankanın tek bir müşteriye kullandırabileceği kredi tutarına, toplam sermayenin yüzde 10’u sınırlaması getirilmiştir. 2243 sayılı kanunla tasarruf mevduatı sahiplerinin, mevduatlarının yüzde 40’lık bir bölümü için bankaların aktifi üzerinde imtiyazlı alacaklı olmaları kabul etmektedir. Ayrıca bankalar kanuni yedek akçeleri dışında, ileride karşılaşabilecekleri zararları düşünerek, karlarından %5 oranında ek karşılık ayırmakla yükümlü kılınmışlardır. Bu iki kural, Türk bankacılık sisteminde sermayenin mevduat sahiplerini korunmak için bir araç olarak kullanılmasının ve öngörülemeyen zararlar için karşılık ayrılmasının ilk uygulamalarıdır (Apak, 1993: 34). 1958 yılında yürürlüğe giren 7129 sayılı Bankalar Kanununun getirmiş olduğu en önemli değişiklik, bankalar üzerindeki denetimin kapsamının genişletilmesidir. Denetçilerin, daha önce son derece sınırlı olan, bankalardan bilgi isteme yetkileri artırılmıştır. Sermaye ile yerleşim yerinin nüfusu arasında kurulan ilişki yine benimsenmiş, ancak kapsamı genişletilmiştir. Ayrıca, bu kanunun 38.Maddesi ile bankaların risklerini sınırlandırmak amacıyla kaynak kullanımlarına ilişkin kısıtlamalar getirilmiştir. 1985 yılının Mayıs ayında yürürlüğe giren 3182 Sayılı Bankalar Kanununda, banka sermayesi yerine özkaynaklar kavramı kullanılmıştır. Özkaynaklar, özsermaye ve yedek akçelerden oluşmaktadır. Kanun, sermayenin nakit olarak getirilmesini ve nakit karşılığında hisse senedi çıkarılmasını şart koşmaktadır. Yedek akçeler, “kanuni yedek akçeler” ve “muhtemel zararlar karşılığı” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Kanuna göre, her banka kanuni yedek akçe yanında, karının yüzde 5’i düzeyinde muhtemel zararlar karşılığı da ayırmakla yükümlüdür. Bankalar kullandırdıkları kredilerin şüpheli alacak haline gelmesi durumunda, süreleri ve oranları kanunla belirlenmiş karşılıklar ayırmak zorundadırlar. Kanun özkaynak ile yerleşim yerinin nüfusu arasında ilişki kurma yaklaşımını sürdürmektedir. Önceki kanunlardan farklı olarak, tasarruf mevduatları ile özkaynak arasında bir bağlantı kurulmamıştır. Bunun en önemli nedeni, banka risklerinin banka aktiflerinden kaynaklandığına inanılmasıdır. Bu nedenle, bankanın kredi kullandırmasına ilişkin sınırlamalar getirilmiştir. Kalkınmakta öncelikli sektörlere 184
kullandırılacak krediler için, bu sınırlamalar daha esnek bir şekilde uygulanmaktadır. Bu kanunda yeni olarak, bankaların sermayeleriyle iştirakleri arasında bağ kurulmuştur. Ayrıca, bankanın likiditesini etkileyecek şekilde gayrimenkul yatırımı yapmasını engelleyecek sınırlamalar getirilmiştir (Apak, 1993: 34). 3182 sayılı kanun, bankaların finansal yapıları ve kaynak kullanımı ile ilgili düzenleme ve denetim yetkisini Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı’na (HDTM) vermiştir. HDTM’nın, sermaye yeterliliği de dahil olmak üzere, bankacılıkla ilgili gerekli gördüğü konularda standart rasyolar koyma ve ilgili düzenlemeler yapma yetkisi vardır. Bu yetkisini kullanırken, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) ve Türkiye Bankalar Birliği (TBB) görüşünü alarak gerekli düzenlemeleri gerçekleştirecektir. Tablo 9’de, 1976-1985 yılları arasında Türk bankacılık sistemindeki ticari bankaların “özsermaye/toplam aktifler” ve “özsermaye/riskli aktifler” oranları verilmiştir (Durer, 1998: 173). Tablo 9: Ticaret Bankalarının Sermaye Yeterlilik Oranları (Milyon TL ve Yüzde) (1) (2) (3) (1) / (2) (1) / (3) YILLAR TOPLAM RİSKLİ* ÖZSERMAYE AKTİFLER AKTİFLER (YÜZDE) (YÜZDE) 1976 8.824 281.553 208.561 3.13 4.23 1977 11.207 392.162 259.356 2.86 4.32 1978 13.539 538.718 346.104 2.51 3.33 1979 19.468 791.930 515.744 2.46 3.77 1980 29.669 1.314.596 538.707 2.26 3.16 1981 73.400 2.476.557 1.846.645 2.96 3.97 1982 162.945 3.667.855 2.715.915 4.44 6.00 1983 281.788 5.320.375 4.049.446 5.30 6.96 1984 489.413 8.565.091 6.201.902 5.13 7.09 1985 636.893 13.525.331 9.458.351 4.70 6.73 (*) Riskli Aktifler = Toplam Aktifler-(Kasa+T.C Merkez Bankası+Mevduat Karşılıkları+Kanuni Karşılıklar) Kaynak: Durer, 1998: 173. 5.5.2. Basel I Kriterinin Türk Bankacılık Sistemine Uyarlanması 1980’li yıllardan itibaren serbest piyasa ekonomisine geçişle birlikte Türk mali sistemi yeniden yapılanma sürecine girmiş ve gerek kurumsal gerekse yasal alt yapı yönünde mali piyasalarda serbestiyi öngören önemli reformlar gerçekleştirilmiştir. Reform sürecindeki olumlu gelişmeler bankacılık sektörünü de olumlu yönde etkilemiş, 185
- Page 153 and 154: mevduatların sigorta kapsamına al
- Page 155 and 156: • Maliye Bakanlığı, bu Kurulda
- Page 157 and 158: 4.8. Özet • Kalkınma Politikala
- Page 159 and 160: ankalarının kredi kurumlarını d
- Page 161 and 162: BIS (Bank for International Settlem
- Page 163 and 164: ilginin özel olarak üretilmesi ve
- Page 165 and 166: olmayanlar mevduat sahipleridir. Me
- Page 167 and 168: Bankanın kaynakları, banka sahipl
- Page 169 and 170: farklılıkların giderilmesi ve d
- Page 171 and 172: politikalarına ve muhasebe uygulam
- Page 173 and 174: ölümünün elden çıkartılabili
- Page 175 and 176: Yüzde 20 Risk Ağırlığı Uygula
- Page 177 and 178: Tablo 2:Basel Standardının Geçi
- Page 179 and 180: sonundan itibaren SYR’nin hesapla
- Page 181 and 182: kuruluşlarının ve çok uluslu ka
- Page 183 and 184: Bankanın yabancı para cinsinden n
- Page 185 and 186: standartları sağlaması ile mümk
- Page 187 and 188: sonuçlar verdiğini tespit etmelid
- Page 189 and 190: 5.4. Basel II Kriterleri Basel Komi
- Page 191 and 192: Mevcut sistemde (Basel I), özel se
- Page 193 and 194: standarda göre de SYR hesaplamış
- Page 195 and 196: Bu katsayılar, derecelendirme kuru
- Page 197 and 198: teknoloji kullanmayı gerektiren bu
- Page 199 and 200: kişiler, sistemler ile dışsal ol
- Page 201 and 202: Basel Komitesi, bankanın yeterince
- Page 203: ilgilendirme kapsamında bankaları
- Page 207 and 208: yükümlülüklerinin toplamından
- Page 209 and 210: Tebliğ, bankaların hem konsolide,
- Page 211 and 212: BDDK’nın sermaye yeterliliği ko
- Page 213 and 214: uygun bir kredi kültürünün yerl
- Page 215 and 216: Gerek denetim otoritesi, gerekse de
- Page 217 and 218: ulunmadığını belirlerse, Bankal
- Page 219 and 220: devretmeye veya bankacılık işlem
- Page 221 and 222: gelişmiş ülke bankalarının, ge
- Page 223 and 224: Bu bağlamda bu çalışma ile bank
- Page 225 and 226: c) Deneysel (Experimental) olay ça
- Page 227 and 228: • Dış İlişkiler • İnsan Ka
- Page 229 and 230: veya personelin kendi sorumluluk al
- Page 231 and 232: her türlü desteği vermekle yük
- Page 233 and 234: • Gözetim amacıyla BDDK tarafı
- Page 235 and 236: • İcracı birim personeli. 6.4.1
- Page 237 and 238: değerlendirmeleri kapsamında taki
- Page 239 and 240: işlemler üzerindeki kontrol mekan
- Page 241 and 242: Yerinde Denetim; Yerinde denetim ya
- Page 243 and 244: • İzleme, • Bilgi işlem siste
- Page 245 and 246: Yönetim Kurulu, teftiş fonksiyonu
- Page 247 and 248: Başkanı’nın yetki ve sorumlulu
- Page 249 and 250: suretle hazırlanmış birer mühü
- Page 251 and 252: ankadaki çeşitli operasyonel kont
- Page 253 and 254: saptanması esnasında, Teftiş Kur
kullandırılacak krediler için, bu sınırlamalar daha esnek bir şekilde uygulanmaktadır.<br />
Bu kanunda yeni olarak, bankaların sermayeleriyle iştirakleri arasında bağ kurulmuştur.<br />
Ayrıca, bankanın likiditesini etkileyecek şekilde gayrimenkul yatırımı yapmasını<br />
engelleyecek sınırlamalar getirilmiştir (Apak, 1993: 34).<br />
3182 sayılı kanun, bankaların finansal yapıları ve kaynak kullanımı ile ilgili düzenleme<br />
ve denetim yetkisini Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı’na (HDTM) vermiştir.<br />
HDTM’nın, sermaye yeterliliği de dahil olmak üzere, bankacılıkla ilgili gerekli gördüğü<br />
konularda standart rasyolar koyma ve ilgili düzenlemeler yapma yetkisi vardır. Bu<br />
yetkisini kullanırken, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) ve Türkiye<br />
Bankalar Birliği (TBB) görüşünü alarak gerekli düzenlemeleri gerçekleştirecektir. Tablo<br />
9’de, 1976-1985 yılları arasında Türk bankacılık sistemindeki ticari bankaların<br />
“özsermaye/toplam aktifler” ve “özsermaye/riskli aktifler” oranları verilmiştir (Durer,<br />
1998: 173).<br />
Tablo 9: Ticaret Bankalarının Sermaye Yeterlilik Oranları (Milyon TL ve Yüzde)<br />
(1)<br />
(2) (3) (1) / (2) (1) / (3)<br />
YILLAR<br />
TOPLAM RİSKLİ*<br />
ÖZSERMAYE AKTİFLER AKTİFLER (YÜZDE) (YÜZDE)<br />
1976 8.824 281.553 208.561 3.13 4.23<br />
1977 11.207 392.162 259.356 2.86 4.32<br />
1978 13.539 538.718 346.104 2.51 3.33<br />
1979 19.468 791.930 515.744 2.46 3.77<br />
1980 29.669 1.314.596 538.707 2.26 3.16<br />
1981 73.400 2.476.557 1.846.645 2.96 3.97<br />
1982 162.945 3.667.855 2.715.915 4.44 6.00<br />
1983 281.788 5.320.375 4.049.446 5.30 6.96<br />
1984 489.413 8.565.091 6.201.902 5.13 7.09<br />
1985 636.893 13.525.331 9.458.351 4.70 6.73<br />
(*) Riskli Aktifler = Toplam Aktifler-(Kasa+T.C Merkez Bankası+Mevduat<br />
Karşılıkları+Kanuni Karşılıklar)<br />
Kaynak: Durer, 1998: 173.<br />
5.5.2. Basel I Kriterinin Türk Bankacılık Sistemine Uyarlanması<br />
1980’li yıllardan itibaren serbest piyasa ekonomisine geçişle birlikte Türk mali sistemi<br />
yeniden yapılanma sürecine girmiş ve gerek kurumsal gerekse yasal alt yapı yönünde<br />
mali piyasalarda serbestiyi öngören önemli reformlar gerçekleştirilmiştir. Reform<br />
sürecindeki olumlu gelişmeler bankacılık sektörünü de olumlu yönde etkilemiş,<br />
185