çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü işletme anabilim dalı ...

çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü işletme anabilim dalı ... çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü işletme anabilim dalı ...

library.cu.edu.tr
from library.cu.edu.tr More from this publisher
19.07.2013 Views

çok %15’i oranında iştirak edebileceği ve bu tür ortaklıkların toplam tutarı banka öz kaynaklarının %60’ı aşamayacağı belirlenmiştir. Özel finans kurumlarına tanınan ayrıcalıklar sektörü olumsuz yönde etkilemektedir. Türk mali sistemi içinde yer almakla birlikte Türk bankacılık sistemi dışında bulunan ve sayıları giderek artan özel finans kurumları, bankacılığa çok benzeyen işlemler yapmakta, ancak bankalara uygulanan kaynak kullanımı, karşılık ayırma, finansal hizmetler gibi kısıtlamalara aynen tabi bulunmamaktadırlar. Dolayısla da özel finans kurumları ile bankalar arasında olması gereken rekabet eşitliği bu kurumlar yararına bozulmuş durumdadır (Banka ve Ekonomik Yorumlar Dergisi, 2002: 3). Özkaynak sorunu ile ilgili olarak, 1987 yılında sermaye yeterliliği standardı taslığı yayınlamıştır. Standardın giriş bölümünde uygulamada dikkate edilmesi gereken iki nokta ön plana çıkarılmıştır. İlki, sermaye standardının uluslararası bankaların güvenirliliğini ve istikrarını sağlamak için geliştirilmiş olduğu ve yerel bankaların sermaye yeterlilik standartlarına ilişkin bir bağlayıcılığının bulunmadığıdır. Ayrıca, ülkeler arasındaki uygulama farklılıklarını azaltmayı amaçlayan böyle bir standardın uygulanmasında, adalet ve tutarlılığın önemine değinilmiştir. Komite, standardın, G-10 ülkeleri dışındaki ülkeler tarafından da benimsenmesini, bu alandaki entegrasyonu hızlandıracağı için oldukça önemsemektedir (BIS, 1988: 2). 3.11.5. Hızlı Teknolojik Gelişmelere Bağlı Sorunlar Hızlı teknolojik gelişme ve dünya finans piyasaları ile entegrasyon sürecinde olan bankacılık sektörü gelişmiş ülkelerde yaygın bir şekilde kullanılan leasing, factoring, forfaiting gibi mali hizmetler; swap, forward, future, option gibi risk yönetim ürünleri ve internet bankacılığı hizmetlerini sunma aşamasına gelmiş bulunmaktadır. Ancak, isimleri sıralanan finansal tekniklerin ve ürünlerin uygulanması ve kurumsallaşmasında bu tekniklerin uygulanması ile ilgili devlet organlarının koordineli bir şekilde çalışamaması, konuyla ilgili bir mevzuat alt yapısının oluşturulmamış olması ve ekonomik istikrarsızlık nedenleriyle iç denetim ve risk yönetimi açısından zorluklar ortaya çıkarmaktadır. 102

3.11.6. Ticari Bankaların Kaynaklarının Dönüşüm Hızının Düşük Olması Mevduatlar, bankaların yükümlülüğüdür. Türkiye’de mevduatların önemli bir kısmının kamu kağıtlarına (tahvil, bono) dönüşmesi, yüksek enflasyon ve yüksek kur beklentisi, disponibilite, munzam karşılık ve TMSF kesintileri yüzünden Toplam Kredi/Toplam Aktif oranı, Toplam Mevduat/Toplam Aktif oranının oldukça altında kalmıştır. Ülkemizde ticari bankaların mevduat olarak topladıkları kaynağın hemen hemen yarısını bile krediye dönüştürmediği ve dönüştürdüklerini de yüksek maliyetle yaptığı gözlenmektedir. Toplanan kaynakların krediye dönüştürülmesi konusunda üst yönetim şube çalışanlarına agresif hedefler vermekte, hedef tutturma kaygısı içerisinde olan şube çalışanları ise tahsil kabiliyeti düşük şahıs ya da firmalara kredi kullandırımı yaparak bankanın mali kayıplara uğramasına neden olabilmektedir. 1978-1995 döneminde Türkiye’nin yıllık ortalama Gayri Safi Milli Tasarruf/GSYIH oranlarının tıpkı OECD ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde olduğu gibi yaklaşık %20 civarında seyrettiği dikkate alınırsa, Türkiye’deki mevduat yetersizliğinin ortalama tasarruf eğiliminin düşük olmasından değil, milli gelir düzeyinin düşük olmasından kaynaklandığı anlaşılır. Gerçekten, 5000 dolar kişi başına gelirin %20’si 1000 dolar yaparken, 30000 dolar olan kişi başına gelirin %20’si 6000 dolar yapmaktadır. Buna göre, Türkiye’de mevduatları ve kredileri artırmak için tasarrufları, tasarrufları artırmak için de milli geliri artırmak gerekmektedir (OECD, 1998: 6). 3.11.7. Bankların Açık Pozisyon Sorunu Yabancı para cinsinden pasif kıymetlerle aktif kıymetler arasındaki fark bankaların genelde pozisyon durumlarını gösterir. Bu farkın pasif lehine olarak ortaya çıkması açık pozisyonu ifade etmektedir. Özellikle düşük kur, yüksek faiz uygulamalarına bağlı olarak 1994 krizinin yaşandığı dönem dışında 1990’lı yıllarda bankacılık sektörü önemli kar elde etmiştir. Yüksek faiz düşük kur nedeni ile yabancı para cinsinden kaynakların belirli bir bölümü TL cinsinden kredilerde kullanılmıştır. 1993 yıl sonu rakamlarına göre yabancı para cinsinden pasiflerin %15,4’ü TL cinsinden plasmanlarda kullanılmıştır. Bu durum bağımsız kur ve para politikası uygulama olanağını iyice daraltmıştır. 1994 krizinin ufukta belirmesi üzerine özel sektör bankaları açık pozisyonlarını hızla azaltmaya yönelmişlerdir. Ancak, 1994 yılında IMF’le yapılan 103

çok %15’i oranında iştirak edebileceği ve bu tür ortaklıkların toplam tutarı banka öz<br />

kaynaklarının %60’ı aşamayacağı belirlenmiştir.<br />

Özel finans kurumlarına tanınan ayrıcalıklar sektörü olumsuz yönde etkilemektedir.<br />

Türk mali sistemi içinde yer almakla birlikte Türk bankacılık sistemi dışında bulunan ve<br />

sayıları giderek artan özel finans kurumları, bankacılığa çok benzeyen işlemler<br />

yapmakta, ancak bankalara uygulanan kaynak kullanımı, karşılık ayırma, finansal<br />

hizmetler gibi kısıtlamalara aynen tabi bulunmamaktadırlar. Dolayısla da özel finans<br />

kurumları ile bankalar arasında olması gereken rekabet eşitliği bu kurumlar yararına<br />

bozulmuş durumdadır (Banka ve Ekonomik Yorumlar Dergisi, 2002: 3).<br />

Özkaynak sorunu ile ilgili olarak, 1987 yılında sermaye yeterliliği standardı taslığı<br />

yayınlamıştır. Standardın giriş bölümünde uygulamada dikkate edilmesi gereken iki<br />

nokta ön plana çıkarılmıştır. İlki, sermaye standardının uluslararası bankaların<br />

güvenirliliğini ve istikrarını sağlamak için geliştirilmiş olduğu ve yerel bankaların<br />

sermaye yeterlilik standartlarına ilişkin bir bağlayıcılığının bulunmadığıdır. Ayrıca,<br />

ülkeler arasındaki uygulama farklılıklarını azaltmayı amaçlayan böyle bir standardın<br />

uygulanmasında, adalet ve tutarlılığın önemine değinilmiştir. Komite, standardın, G-10<br />

ülkeleri dışındaki ülkeler tarafından da benimsenmesini, bu alandaki entegrasyonu<br />

hızlandıracağı için oldukça önemsemektedir (BIS, 1988: 2).<br />

3.11.5. Hızlı Teknolojik Gelişmelere Bağlı Sorunlar<br />

Hızlı teknolojik gelişme ve dünya finans piyasaları ile entegrasyon sürecinde olan<br />

bankacılık sektörü gelişmiş ülkelerde yaygın bir şekilde kullanılan leasing, factoring,<br />

forfaiting gibi mali hizmetler; swap, forward, future, option gibi risk yönetim ürünleri<br />

ve internet bankacılığı hizmetlerini sunma aşamasına gelmiş bulunmaktadır. Ancak,<br />

isimleri sıralanan finansal tekniklerin ve ürünlerin uygulanması ve kurumsallaşmasında<br />

bu tekniklerin uygulanması ile ilgili devlet organlarının koordineli bir şekilde<br />

çalışamaması, konuyla ilgili bir mevzuat alt yapısının oluşturulmamış olması ve<br />

ekonomik istikrarsızlık nedenleriyle iç denetim ve risk yönetimi açısından zorluklar<br />

ortaya çıkarmaktadır.<br />

102

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!