çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü işletme anabilim dalı ...
çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü işletme anabilim dalı ... çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü işletme anabilim dalı ...
3.11.3. Bankacılık Sektörünün Düzenlenmesinden Kaynaklanan Sorunlar Özel sermayeli bankalar ile kamusal sermayeli bankalar arasında, yasal ve yönetsel düzenlemelerden doğan bazı farklar bulunduğu gözlenmektedir. Sözkonusu farklılıkların bir kısmı kamusal, bir bölümü ise özel bankaların yararına olarak fırsat eşitliğini zedeleyecek boyutlardadır. Kamusal sermayeli bankaların ana statülerinin, örgütlenme biçimlerinin, personel kadrolarının, sermayelerinin ancak belirli bürokratik aşamalardan geçilerek değiştirilmesi, günümüzde hızlı bir değişim gösteren iktisadi ve mali koşullara uyum sağlanmasını, gerekli önlemlerin ve kararların süratle alınmasını ve rasyonel bir işletmecilik uygulanmasını zorlaştırmaktadır. Ayrıca, çeşitli yasal ve yönetsel düzenlemeler, kamusal bankalara bankacılık faaliyetleri ile yakından ilgili olmayan birçok görevler vermiş bulunmaktadır. Kamusal sermayeli bankalara verilmiş bulunan bu özel görevler, bu bankaların kaynaklarının ve faaliyetlerinin kısmen de olsa rantabl olmayan alanlara kaymasına yol açmakta ve rekabet gücünü zayıflatmaktadır (Başak Ekonomi Dergisi, 2001: 34). Çeşitli yasal ve yönetsel düzenlemeler, resmi mevduatın kamusal sermayeli bankalara yatırılmasını zorunlu kılmaktadır. T.C Merkez Bankasının 12.10.1988 günlü ve 7 sayılı Tebliğine göre vadeli ve vadesiz resmi kuruluşlar mevduat hesaplarına uygulanacak yıllık azami faiz oranı %10 oranı aşılmamak üzere serbestçe saptanabilmektedir. Böylece, kamusal sermayeli bankalar, resmi kuruluşların mevduatının çok önemli bir bölümünü düşük maliyetli kaynak olarak kullanabilmektedirler. Bankacılık sektöründe, gerek toplam aktiflerin, gerekse toplam mevduatların yaklaşık %40’ına (1999 yılında) sahip bankalarının payının azaltılması, kaynakların serbest piyasa koşullarında daha rasyonel dağılımı ve kullanımı açısından yararlı görülmektedir. Çünkü, bu durum özel bankalara mevduat toplama ve kredi verme konusunda dolaylı olarak kısıtlamalar getirmektedir. Sektöre giriş imkanı 1980’li yıllarda kolaylaştırılmış, ancak, son yıllarda kamu otoriteleri tarafından zorlaştırılmıştır. Bu kısıtı aşmak için son yıllarda yatırım 100
ankalarının sayısında önemli artış gözlenmektedir. Sektörden çıkışın kamuoyunda oluşturacağı olumsuz etki nedeniyle pek normal karşılanmamaktadır. Türk banka sistemine giriş ve çıkışın zor olması serbest piyasa koşullarını bozan önemli bir faktördür. Bu durum risk faktörlerine karşı duyarlılığı azaltmakta ve haksız rekabete yol açmaktadır. Çünkü, piyasalara giriş ve çıkış serbestisi rekabetçi piyasaların en önemli kuralıdır. Öte yandan hem bankacılık sektörüne girişin, hem de çıkışın zor olması, hem bazı banka yönetimlerinin aşırı risk almalarını, hem de mevduat sahiplerini banka ayırımı yapmadan yüksek faiz veren bankaya mevduat yatırmalarını teşvik etmektedir. Bu noktada, devlet garantisinin rolünün büyük olduğu düşünülmektedir. Oluşturulan Mevduat Sigorta Fonunun mali açıdan zayıf bankaların bünyelerini kuvvetlendirici, bankaları rehabilitasyona tabi tutucu fonksiyonu vardır. Böylelikle mali açıdan zayıf bankaların sektörden çıkışı sistemin mali istikrarını bozmadan gerçekleştirebilecektir. Ancak, mevduat sigortası sisteminin riskli bankaları teşvik edici yönünün olduğunu da vurgulamakta yarar vardır (Parasız, 2000: 128). 3.11.4. Özkaynak Sorunu Türk bankacılık sektörünün önemli bir sorunu özkaynak yetersizliğidir. Sektörde banka sayısı 1980’lere göre artmış olmakla birlikte, bazı yabancı ve milli bankalar hem toplam aktifler hem de öz sermaye büyüklüğü açısından son derece yetersiz olup, bu bankaların fon kaynağı sadece interbank ya da uluslararası finansal piyasalardır. Bu nedenle, bu bankaların gerek iç piyasada, gerekse uluslararası piyasalarda rekabet edebilme güçleri yoktur. Banka birleşmeleri yoluyla aktif ve sermaye yapılarının güçlendirilmesi bir önlem olarak düşünülebilir. Bir bilançonun aktif toplamından yükümlülükler düşüldükten sonraki kısmı özkaynağı verir. Özkaynak artışı; ödenmiş sermaye, yedek akçe, dağıtılmayan kâr ve varlıkların (menkul, gayrimenkul) değer artışından oluşur. Özkaynağı güçlü olan bankanın piyasa risklerine karşı direnci de yüksek olur. Bankacılık sektörünün diğer bir sorunu, iştiraklere ve sabit kıymetlere yatırılan kaynakların büyüklüğüdür. İştiraklere yatırılan kaynakların birçoğu yeterli getiriyi sağlamamaktadır. Geçmişte, sermaye birikiminin yetersiz olması nedeniyle, bankalar iştirakler yoluyla sanayileşmeye önemli katkılarda bulunmuşlardır. Ancak bugün iştirakler bir çok banka için büyük bir yük teşkil etmektedir. 18.06.1999 tarih ve 4389 sayılı yasaya göre bankalar mali kurumlar dışındaki bir ortaklığa öz kaynaklarının en 101
- Page 69 and 70: 3.4.6. Kaynakların Etkin ve Veriml
- Page 71 and 72: 3.6.1. Kaynak Sağlama Fonksiyonu K
- Page 73 and 74: • Müşterilerine bilgi (istihbar
- Page 75 and 76: Borçluların anaparayı ve faizini
- Page 77 and 78: Faiz oranındaki dalgalanmalar ve v
- Page 79 and 80: döviz kuru riskinden dolayı zarar
- Page 81 and 82: sağlayamamaları ve yeni banka ür
- Page 83 and 84: pazarda %2 ile sağlandığı gerç
- Page 85 and 86: mali sektörde doğabilecek olumsuz
- Page 87 and 88: Varlıkların hırsızlıktan korun
- Page 89 and 90: gerekli ilkelerin sunulmasıdır (E
- Page 91 and 92: • Politikanın içerdiği kavraml
- Page 93 and 94: ve bu talep sözkonusu tahvillerin
- Page 95 and 96: alacaklı durumdaki kreditör banka
- Page 97 and 98: Tüm banka faaliyetlerinin ilgili y
- Page 99 and 100: hiçbir faaliyeti ve birimi iç den
- Page 101 and 102: Bankalarda iç kontrol birimlerini
- Page 103 and 104: 3.10.1.1. Banka Yönetim Kurulunun
- Page 105 and 106: Denetime ilişkin faaliyetlerin eğ
- Page 107 and 108: Etkin risk değerlendirilme işlevi
- Page 109 and 110: • Fiziksel denetimler; daha çok
- Page 111 and 112: 3.10.4. Bilgi ve İletişim Etkin i
- Page 113 and 114: değerlendirmesine olanak verecekti
- Page 115 and 116: Teftiş kurulundaki müfettişlerin
- Page 117 and 118: • Devlet Kaynaklı Sorunlar, •
- Page 119: Bankacılık sektörü otomasyonda
- Page 123 and 124: 3.11.6. Ticari Bankaların Kaynakla
- Page 125 and 126: Kamu bankalarının yüksek görev
- Page 127 and 128: 3.11.10. Grup veya Holding Bankacı
- Page 129 and 130: tasarruf sahiplerinin haklarını v
- Page 131 and 132: temsilci, ekonomik ve mali konulard
- Page 133 and 134: Düzenleme Komitesi tarafından uya
- Page 135 and 136: • Bir kayyum tayin edilerek veya
- Page 137 and 138: karşı önlem almakla yükümlüd
- Page 139 and 140: giderilememesi halinde, büro malik
- Page 141 and 142: 4.4. İngiltere’de Bankacılık G
- Page 143 and 144: Kuruluş, bankacılık yapma yetkis
- Page 145 and 146: piyasalar yardımıyla şirketlerin
- Page 147 and 148: • Komisyon Üyesi; FSC başkanı
- Page 149 and 150: Kurulduğu yıl Eyalet Bütçesi‘
- Page 151 and 152: 4.7. Japonya’da Bankacılık Göz
- Page 153 and 154: mevduatların sigorta kapsamına al
- Page 155 and 156: • Maliye Bakanlığı, bu Kurulda
- Page 157 and 158: 4.8. Özet • Kalkınma Politikala
- Page 159 and 160: ankalarının kredi kurumlarını d
- Page 161 and 162: BIS (Bank for International Settlem
- Page 163 and 164: ilginin özel olarak üretilmesi ve
- Page 165 and 166: olmayanlar mevduat sahipleridir. Me
- Page 167 and 168: Bankanın kaynakları, banka sahipl
- Page 169 and 170: farklılıkların giderilmesi ve d
ankalarının sayısında önemli artış gözlenmektedir. Sektörden çıkışın kamuoyunda<br />
oluşturacağı olumsuz etki nedeniyle pek normal karşılanmamaktadır. Türk banka<br />
sistemine giriş ve çıkışın zor olması serbest piyasa koşullarını bozan önemli bir<br />
faktördür. Bu durum risk faktörlerine karşı duyarlılığı azaltmakta ve haksız rekabete yol<br />
açmaktadır. Çünkü, piyasalara giriş ve çıkış serbestisi rekabetçi piyasaların en önemli<br />
kuralıdır. Öte yandan hem bankacılık sektörüne girişin, hem de çıkışın zor olması, hem<br />
bazı banka yönetimlerinin aşırı risk almalarını, hem de mevduat sahiplerini banka<br />
ayırımı yapmadan yüksek faiz veren bankaya mevduat yatırmalarını teşvik etmektedir.<br />
Bu noktada, devlet garantisinin rolünün büyük olduğu düşünülmektedir. Oluşturulan<br />
Mevduat Sigorta Fonunun mali açıdan zayıf bankaların bünyelerini kuvvetlendirici,<br />
bankaları rehabilitasyona tabi tutucu fonksiyonu vardır. Böylelikle mali açıdan zayıf<br />
bankaların sektörden çıkışı sistemin mali istikrarını bozmadan gerçekleştirebilecektir.<br />
Ancak, mevduat sigortası sisteminin riskli bankaları teşvik edici yönünün olduğunu da<br />
vurgulamakta yarar vardır (Parasız, 2000: 128).<br />
3.11.4. Özkaynak Sorunu<br />
Türk bankacılık sektörünün önemli bir sorunu özkaynak yetersizliğidir. Sektörde banka<br />
sayısı 1980’lere göre artmış olmakla birlikte, bazı yabancı ve milli bankalar hem toplam<br />
aktifler hem de öz sermaye büyüklüğü açısından son derece yetersiz olup, bu bankaların<br />
fon kaynağı sadece interbank ya da uluslararası finansal piyasalardır. Bu nedenle, bu<br />
bankaların gerek iç piyasada, gerekse uluslararası piyasalarda rekabet edebilme güçleri<br />
yoktur. Banka birleşmeleri yoluyla aktif ve sermaye yapılarının güçlendirilmesi bir<br />
önlem olarak düşünülebilir. Bir bilançonun aktif toplamından yükümlülükler<br />
düşüldükten sonraki kısmı özkaynağı verir. Özkaynak artışı; ödenmiş sermaye, yedek<br />
akçe, dağıtılmayan kâr ve varlıkların (menkul, gayrimenkul) değer artışından oluşur.<br />
Özkaynağı güçlü olan bankanın piyasa risklerine karşı direnci de yüksek olur.<br />
Bankacılık sektörünün diğer bir sorunu, iştiraklere ve sabit kıymetlere yatırılan<br />
kaynakların büyüklüğüdür. İştiraklere yatırılan kaynakların birçoğu yeterli getiriyi<br />
sağlamamaktadır. Geçmişte, sermaye birikiminin yetersiz olması nedeniyle, bankalar<br />
iştirakler yoluyla sanayileşmeye önemli katkılarda bulunmuşlardır. Ancak bugün<br />
iştirakler bir çok banka için büyük bir yük teşkil etmektedir. 18.06.1999 tarih ve 4389<br />
sayılı yasaya göre bankalar mali kurumlar dışındaki bir ortaklığa öz kaynaklarının en<br />
101