19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

yaşa-* [2] ağla-, anlat-, ayıpla-, azarla-, bekle-*, belirlen-, belirtil-*, buna-, duyurul-, düşün-,<br />

engelle-, gel-, hatırlat-*, kaç-, kavra-, kına-, kullan-, kutla-, küçümse-, nitelendir-, oku-, okun-<br />

*, saldır-, sapta-, sat-, satıl-, savaş-, savun-, seçil-, sezdiril-, söylet-, tanı-*, tartışıl-, tekrarla-,<br />

uğulda-, uzaklaş-, vurgula-, yakın-, yansıt-, yazıl-, zorlan-. ║ ortaya koy-* [14], belli et- [11],<br />

ortaya çık- [8], dile getir-* [7], ilân et- [5], meydana çık- [4], cephe al-* [3], ortaya kon- [3],<br />

tesbit edil- [3], alay et- [2], itiraf et-* [2], reddet- [2], arka çık-, arz et-, ayırt et-, cephe alın-,<br />

cevap iste-, cevap ver-, davet et-, …-den yana ol-, destek ver-*, devam et-, dudak bük-,<br />

elinden al-, fark et-, farkına var-, görmezden gel-, göz kırp-, husumet et-, ifade et-, ima et-,<br />

işbirliği yap-, itham et-, itiraf edil-, izah et-, izin ver-, kabul edil-, karşı çık-*, (kötü niyet) gör-<br />

*, kur yap-, lâtife et-, müdafaa et-, müdahale et-, omuz silk-, ortaya konul-, öfke kus-, özür<br />

dile-, propaganda yapıl-, sansür kon-*, sarkıntılık yap-, savaş ilan et-, surat asıl-, tadını kaçır-,<br />

teklif yap-, terk et-, teşekkür et-, teşvik et-, yer al-.<br />

⇒ açıkça söylemek, açıkça görülmek, açıkça görmek, açıkça ortaya koymak,<br />

açıkça belli etmek, açıkça ortaya çıkmak…<br />

açıkçası: Ø--<br />

açık seçik:⌠52⌡/Çok açık, çok belirgin bir biçimde./ “‘Üsteleme’ diyor Gürdal'ın karısı.<br />

Lacivert gözlerinde bir anlayış; bir bağışlamayı, bir sevecenliği açık seçik görüyorum.” (Sİ-DSG)., “Bu tutumlarını, şimdi<br />

daha açık seçik belirttiler.” (GD-AK)., “Büyük Saat'in amansız tik taklan, açık seçik duyuluyor:” (AO-NSBE)., “Yazınsal<br />

değerlendirme yönünden ele alındığında, eski şiirimizin süsleyici imge merakına karşın, öznel öğeden yoksunluğu açık seçik<br />

görülür.” (EC-GDA)., “Konuyu açık seçik anlatın.” (GD-AK)., “Bilinmesi gerekenler açık seçik söylenmiştir; önemli olan<br />

kişinin bu bilgileri öğrenmesi ve hayatını bu bilgiler çerçevesinde yaşamasıdır.” (DC-Yİİ)., “Belki de uykusuzluktandır, ama<br />

başımı tatlı tatlı döndüren bir hınç duyduğumu açık seçik hissediyordum.” (OP-YH)., “Bu eğriler, daha sonra yok oldu. İç<br />

görüntüler açık seçik ortaya çıktı.” (GD-AK)., “Sizi rahatsız eden duyguyu açık seçik ve yalın olarak ifade edemiyorsanız,<br />

karşınızdaki büyük bir olasılıkla sizi anlayamaz ve Dokuzuncu Bölümde tartışılan savunucu mekanizmalardan birine<br />

başvurur.” (DC-Yİİ).<br />

→ gör-* [9], belirt- [3], duyul- [3], görül- [3], görün- [3], anla-* [2], anlat- [2], düşün- [2],<br />

hatırla- [2], okun- [2], algıla-, anımsa-*, anlaşıl-*, belir-, bul-, duy-, işit-, işitil-, kavra-,<br />

rahatlat-, sez-, söylen-, yanıtla-. ║ hisset- [3], ortaya çık- [2], ayırt et-, ifade et-*, ortaya koy-,<br />

taraf tut-.<br />

⇒ açık seçik görmek, açık seçik belirtmek.<br />

açıktan:⌠9⌡/1. Bir yerin uzağından./ “Fakat yüksek rütbeli memurlar ve «zülf-i yâr»a dokunmaktan<br />

çekinenler sazın peşinde ve etrafında giden bu kayık ve sandalların aralarına girmezler de onları ancak kenarlarından ve<br />

biraz açıktan takib ederlerdi.” (AŞH-BM). ; /2. Sıra ve aşama gözetilmeden, dışarıdan atayarak./ “Ø”. ;<br />

/3. mec. Emek ve para harcamadan./ “Endişeye mahal yok be! Inter/Elektrik, açıktan ne kadar verecekti?” (Aİ-<br />

YK). ; //Doğrudan, alenen.// “‘Baasçı rejimler’ o yıllardaki gibi açıktan savunulmadı.” (HC-KKKY)., “Gizli başka<br />

57

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!