19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

sorgula-, sömürül-, yönlendiril-, zorla-. ║ ikiye böl- {parçalamak, ayırmak} [2], hareket et-,<br />

karar ver-, karşı dur-, mahkûm et-, rekabete giriş-, sahneden sil- {ortadan kaldırmak}, üstüne<br />

çizgi çek- {yok saymak}, yüze vur-. ║ başını alıp git-.<br />

⇒ acımasızca vurmak, acımasızca savaşmak.<br />

acı tatlı: Ø<br />

acilen:⌠8⌡/Çabucak, {bir an önce, vakit geçirmeden}./“İnsanlar rüyalarını acilen anlatmalı.”<br />

(ŞY-1997)., “Lütfen, Sayın Felder, size vereceğim numarayı acilen arasın.” (AK-AA)., “Neden olmasın, olabilir de, en az beş<br />

kilo vermem gerekiyor, acilen.” (İA-GKD).<br />

→ gerek- [3], anlat-, ara-, git-, sok- {içeri almak}. ║ ameliyat et-.<br />

⇒ acilen gerekmek.<br />

âcizane:⌠3⌡/Söz söyleyen kimsenin kendi yaptıklarını abartmamak için kullandığı<br />

‘âcizlere yakışacak biçimde’ anlamında bir nezaket sözü./ “Kâmran. Hem bu sanatı, âcizane ben<br />

keşfettim.” (RNG-ÇK). “‘Hayır, şimdilik herhangi bir şeye inanmak âcizane haddime düşmemiş. Ama, her şeyi dikkate<br />

almakta fayda var, değil mi?’” (PK-BCR).<br />

→ haddine düş-*, keşfet-.<br />

aç:⌠34⌡/5. Karnı doymamış olarak./ “İlk gün aç yattık…” (FO-KSA)., “İstersen işsiz dolaş, aç dolaş,<br />

çıplak dolaş.” (AKB-BŞ)., “Mehtap da esmerin en incesi, hep öyle ince kalabilmek için âdeta aç geziyor….” (EI-NS).,<br />

“Tümen aç gelmişti.” (TÖ-ŞÇT). “Susuz kal!... Aç geber!...” (CK-YÖ).<br />

→ yat- [7], gez- [3], kalk- [3], dolaş- [2], dön- [2], dur- [2], gel- [2], otur- [2], öl- [2], bul-,<br />

büyü-, durul-, geber-, görün-, uyan-, uyu-, yaşa-, yürü-. ║ (geceyi) geçir-, fethet-, harman<br />

döv-.<br />

→ aç bırakmak, aç kalmak.<br />

⇒ aç yatmak.<br />

aç acına:⌠14⌡/Aç olarak bir şey yemeden./ “Haberiniz olsun, aç açına gideceksiniz buradan, aç<br />

açına geldiğiniz gibi.” (AKB-BŞ)., “Bunlar o gece aç acına yatmışlar.” (PNB-AGUG)., “Yemek işi bir dert. Aç açına<br />

yürünmüyor.” (EÖ-GSA).<br />

salla-.<br />

→ git- [2], yat- [2], bak-, bekle-, dolaş-, gel-, iç-, öl-, uzan-, uğraşıl-, yürü-. ║ orak<br />

aç biilaç: Ø<br />

açık:⌠4⌡/14. Doğru olarak, açıkça, {anlaşılır biçimde}./ “Kısa ve açık anlatalım:‘Kadınlaşınca<br />

hoşlaşırlar.’” (AB-BBYŞ)., “İnsan, açık düşünmeli açık söylemeli, derdi.” (RNG-YG)., “Derken, sözlerini açık ve net<br />

işittim:- İşte bu nedenlerden ötürü, benimle evlenmeni istiyorum.” (EI-KA)., “Açık sordum, açık söyle Küçük Ağa.” (TB-<br />

KA).<br />

→ anlat-, düşün-, işit-, sor-.<br />

55

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!