19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

→ al- (mecmua), teyellen-. ║ (kendini) bırak-, (boynuna) sarıl-, (elini) uzat-, (elini)<br />

tut-, ısrar et-, şarkı söylen-, taklit et-.<br />

acep: ?-<br />

acı acı:⌠162⌡/{1. Üzüntülü biçimde, dokunaklı olarak. 3. üzüntü içinde.}/“Kızgın Zeki:<br />

Gülerler sana, deyip acı acı güldü, hem acırlar, hem de gülerler sana yavrum.” (GY-H2)., “Kerem Usta, acı acı gülümsedi<br />

ve bana, ‘İyi ki bir şey söylemedin, seni sözleriyle kırarlardı.’ dedi.” (GY-H2)., “ÇOCUK - Annen görürse zor bakarsın sen!<br />

(Kedi acı acı miyavlar)” (GY-KO)., “Bugün askeri okullardaki yasakları görünce insan acı acı düşünüyor!” (UM-KKA).,<br />

“Ama ihtiyarlar, yaşlılıktan öyle acı acı yakınıyorlar ki, yaşıtlarımın biraz da damarına basmak için yakıyorum o toz pembe<br />

ışıkları.” (MU-BDA)., “Kurtarın bizi! diye acı acı yalvardılar.” (GY-H1)., “Bir aralık İsmet Paşa, Lozan'da cereyan eden<br />

müzakerattan ve çektiği sıkıntılardan bahsederek Rauf Bey'den acı acı şikâyette bulundu.” (SB-HAY)., “Kerem Ali acı acı<br />

bıyık altından güldü.” (YK-BE). ; /2. Sert ve keskin bir biçimde./ “Tren nasıl acı acı öter, öğrendim.” (CÇ-SŞ).<br />

“Bu aralık, sokak kapısı acı acı çalındı.” (OCK-Ç). “Acı acı tütün kokuyordu.” (OK-AY).<br />

1./3. ⌠139⌡→ gül- [31], gülümse- [17], bağır- [8], düşün- [7], kişne- [6], miyavla- [5],<br />

ulu- [5], anla- [4], yakın- [4], bak- [3], ağla- [2], hatırla- [2], sızla- [2], söylen- [2], anır-, bağrış-,<br />

böğrüş-, böğür-, burkul- (gurur), çenile-, düşündür-, etkile-, gör-, gülümset-, hatırla-, havla-,<br />

haykır-, haykırış-, iste-, movukla-, seslen-, sırıt-, sor-, söyle-, yalvar-, yutkun-. ║ şikâyet et- (den)<br />

[4], şikâyette bulun- [4], hisset- [2], alay et-, (bağı) kop-, bıyık altından gül-, dert yan-,<br />

(dudak) bükül-, iç geçir-, (içini) çek-, kabul et-, (yüzünü) buruştur-.<br />

2.⌠23⌡→ öt- [9], çal- (zil, kapı, telefon vb.) [5], kok- [4], değ- (yel), ötüş-, titre-<br />

(telefon), yan- {acımak}, yankılan-.<br />

düşünmek.<br />

⇒ acı acı gülmek (gülemsemek), acı acı ötmek, acı acı bağırmak, acı acı<br />

acımasız:⌠5⌡/2. Acıma duygusu olmadan, merhametsizce./“Bu küçük kent bana acımasız<br />

davranıyor.” (EB-BG).<br />

→ davran- [5].<br />

⇒ acımasız davranmak.<br />

acımasızca:⌠34⌡/Acımasız olarak, acımasız bir biçimde, zalimce, zalimane./<br />

“Tekmelerle, sopalarla, kafa göz demeden her yanıma acımasızca vuruyorlar, hangi cesaretle sövdüğümü soruyorlardı.”<br />

(EÖ-GSA). “Böylelerine karşı kesin cephe alınmalı, böyleleriyle acımasızca savaşmalı.” (MU-BDA). “Onun için mi beni<br />

böyle acımasızca cezalandırırsın?” (OA-YDBYKL). “Yirminci Yüzyıl'da nasıl ki dünya kocaman bir duvar tarafından<br />

acımasızca ikiye bölündüyse, bizler de bölündük düşman kamplara.” (HC-KKKY)., “Söylev'den öğrendiğimiz en önemli<br />

devrimci strateji, bir büyük liderin gerektiğinde herkesle ittifak edeceği, fakat başarıya ulaştıktan sonra, kendisiyle birlikte<br />

olmayanları acımasızca sahneden sileceğidir.” (EK-DT..A).<br />

→ vur- [3], savaş- [2], anlat-, asıl- {idam edilmek}, boğ-, cezalandır-, çök-, eleştir-,<br />

em- {soğurmak}, gülümse-, harca-, hatırlat-, incele-, indir- (balta), kır- (dal), öldür-, seviş-,<br />

54

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!