19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

5. Dikkat çeken noktalardan biri, belirteçlerin birlikte kullanıldığı ve eşdizimli<br />

oldukları fiiller ile dizimde fiilimsi olarak kullanılan sözcüklerin büyük oranda aynı fiil<br />

köklerinden türemiş olmalarıdır. Özetle, fiiller ve fiilimsiler arasında belirteç kullanımı<br />

açısından fark yoktur. “Hayranlıkla baktı.” ya da “Hayranlıkla bakarken/bakan…” vb.<br />

kullanımlara rastlanılmaktadır. Bu da gösteriyor ki, ilişkisellik boyutunda tercihte anlamsal<br />

bir dizim kendini her zaman göstermektedir.<br />

6. Böyle bir çalışma ile aynı zamanda belirteçlerin fiillerle oluşturdukları kavram<br />

alanı da belirlenmiş oldu. Örneğin, acele yapılan eylemler, ağır ya da ağır ağır yapılan<br />

eylemler, ayaküstü yapılan eylemler vb. Böylelikle Türkçenin belirteç-fiil ya da fiil-belirteç<br />

ilişkisinde ortaya çıkan kavram ağacı ortaya konulmuş oldu.<br />

7. Bu çalışmayla, alışılmış bağdaşıklık yapılarının yanı sıra alışılmamış bağdaşıklık<br />

görünümlerinin belirteç-fiil ilişkiselliğinde ne kadar gerçekleştiği de ortaya konulmuştur.<br />

8. Bu çalışma, gerçekte belirteç-fiil ilişkiselliği üzerineyse de öte yandan ilerde<br />

yapılacak fiillerde kip-kipleme görünümleri, fiillerin kılınış ve görünüşleriyle belirteçlerin bu<br />

birliktelikte sergiledikleri kullanımlar, fiillerin zaman vb. fiil ulamları ile ilgili temel verilerin<br />

derlenmiş olması bakımından önemlidir. Bundan sonra yapılması gereken çalışma, yukarıda<br />

sıraladığımız kip-kipleme, fiillerin kılınış ve görünüşlerinde bu birlikteliklerin üstlendiği işlev<br />

ya da uyum, fiil çekimlerinde zaman ulamı ve belirteç uyumluluğunun görünümlerindeki<br />

sapmalar olmalıdır.<br />

9. Öte yandan, açıkçası, âdeta, aksine, anlaşılan, aracılığıyla, atfen, aynı zamanda,<br />

ayrıyeten/ayriyeten, azade, vb. belirteçlerin bağdaşık belirteçler olduğu görülmüş, gerek<br />

anlamsal gerekse de biçimsel olarak bağdaşıklık sergileyen söz konusu belirteçlerin, bu<br />

nedenle doğrudan doğruya birer sözlükbirim olarak fiillerle değil tümceler ve sözcük grupları<br />

arasında ilişkiselliğe sahip olduğu belirlenmiştir. Ayrıca, söz konusu bu belirteçler, bizce ayrı<br />

bir tanımlığa ihtiyaç duymaktadır. Sözlükbilimsel olarak özellikle tümceler arasında anlamsal<br />

bağdaşıklığa sahip olan bu belirteçlerin, daha çok bağlaçlara yakın bir kullanım sergilemeleri<br />

dikkat çekicidir. Bir kısmı ise, tümce açıcı bağlayıcılar olarak kullanıma çıkmaktadır.<br />

Bunlardan bir kısmı ise sözcük grubu oluşturmaktadırlar. Örneğin, bu anlamda, “Hüsrev Bey<br />

bunu yapmayacağını söylemedi, aksine yapacağını söyledi.” (AA-YÖT)., “Dünyayı olduğu gibi değil, hissettiği<br />

gibi anlatır, bunu yaparken de, her şeyin gerçek olmayıp kendi imgeleminden doğduğunu saklamağa çalışmaz,<br />

500

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!