19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yer bulmuş, ikisi de futboldan bir şey anlamadıkları halde çok beğenmişler, annemse, kapalı gişe oynuyor, karaborsada<br />

satılıyor biletler, diyor.” (GD-ADM).<br />

1.⌠80⌡→ al-* [12], götür- [8], bindir- (taşıta) [3], çıkar- (dışarı, yukarı. dışarıya} [3],<br />

getir-* [2], gir-* [2], oturt- [2], sürükle- [2], tut- {alı koymak} [2], alın- {elde edilmek}, ayır-,<br />

çağır-, çal- {hırsızlamak}, çıkar- (elbise), getirt-, hallet-, indir-, it-, kaçır-, kalk- {gitmek},<br />

kapa- (kapı vb.), kapat- (kapı vb.), paylaş-, kalınlaştır- (ses), soy-, tutuklat-, yetiştir-, yık-. ║<br />

elinden al- [5], dışarı at- [2], ahıra sok-, altına al-, ayağa kaldır-, cebine sok-, emellerine nail<br />

ol-, geri çevir-, hak al-, içeri çek-, ikna et-*, işgal et-, kabul ettir-, koynundan çek-, tekrar<br />

ettir-, üstüne çök-, yerinden at-, yerinden kaldır-, zaptet-. ║ çekip at-.<br />

2.⌠204⌡→ götür-* [9], gülümse-* [6], yedir- [6], oturt- [5], ol-* [4], ver- [4], al-* [3],<br />

getir-* [3], gönder- [3], gül- [3], öptür- [3], çalıştırıl- [2], giydir-* [2], içir- [2], konuş- [2], öp- [2],<br />

tut- {alı koymak} [2], yazdır- [2], ye- [2], ağla-*, aldır-, ayır-, ayrıl-, benimset-*, çıkar-, çıkart-,<br />

çıldırt-, durdurul-, geç-, gel-, gir-, gönderil-, imzalattır-, kalk- {gitmek}, konuştur-, öldürt-,<br />

saçmalat-, sat-, sev-, söyle-, tutuştur-, uyandır-, uzattır-, yakala-, yap-*, yaptırt-*, yatır-,<br />

yerleştir-, yut-. ║ elinden al-* [3], padişah yap- [3], imza ettir- [2], kabul ettir- [2], nikâh et- [2],<br />

adam et-, aklıma kurt düşür-, anlaşma imzalat-, aptal ol-, bahşiş al-, cebine koydur-, derse gir-<br />

, elini öptür-, gözünü kapat-, (içeri) sok-, ikram et-, imla ettir-, istifa ettir-, iş yap-*, iştirak<br />

ettir-, kabul et-, kahve pişir-, katil et-, laf çal-, maç seyrettir-, mal satıl-*, ortaya çık-, oyununa<br />

kaldır-, para al-, rakı iç-, (sakalını) kestir-, sarhoş et-, savaşa sok-, selâma dur-, sorun haline<br />

getiril-, tahta oturt-, türkü söylet-, vazife al-, yanına kat-, yerinde oturt-. ║ alıp götür- [2], alıp<br />

gel-, çekip al-.<br />

//…//⌠57⌡→ kalk- [3], bin- [2], bul- [2], götür- [2], konuş- [2], kurtar- [2], tut-<br />

{engellemek} [2], yatıştır- [2], aç-, al-, aydınlat-, bekle-, bitir-, çıkar-, doğrul-, dur-, durdur-,<br />

duyur- (ses), geç-, gel-, hecele-, kurtarıl-, oku-, örtül-, söndür-, sür-, uyandır-, ye-. ║ ayağa<br />

kalk- [4], kendini tut- [2], ayaklarını kaldır-, ayaklarını sürükle-, ayakta dur-, ayakta gez-,<br />

elinden al-, elinden çek-, geçit aç-, gözünü aç-, kalbini kopar-, kıyıya çık-, kızgınlığını yen-,<br />

(merdiven) çık-, yer bul-, zaptet-. ║ kalktı gitti.<br />

zorlukla:⌠77⌡/Zor bir biçimde, güçlülkle./ “Arabayı hazırlatın, dedi zorlukla.” (AA-İGA)., “Ama<br />

zorlukla yürüyordum.” (AK-MS)., “….birbirlerini zorlukla seçebiliyorlar” (Aİ-OKB)., “Gençler, merak içinde, fakat<br />

yaklaşmaya cesaret edemeyerek kapıda duruyorlardı; galiba yolcu zorlukla bir iş anlatıyordu.” (GY-H1)., “İki iri yeşil gözü<br />

zorlukla hatırladı ama, bu yeşil gözler de pek öyle ahım şahım değildi.” (OK-KT)., “Zorlukla bir taksi buldu.” (GY-H2).,<br />

“Zorlukla yeniden ayağa kalktı.” (AS-YA)., “Başını zorlukla kaldırdı “ (TÖ-ŞÇT).<br />

→ de- [6], yürü- [5], seç- [3], al- [2], anlat- [2], bastır- {engellemek} [2], geç- [2], hatırla-<br />

[2], in- [2], kalk- (-den) [2], konuş- [2], sustur- [2], yutkun- [2], aç- {aralamak}, atlat-,<br />

{geçiştirmek}, bin-, bindir-, bul-, büyüt-, çık- (ses), çık- (yokuş), çıkar- (ayakkabı), doğrul-,<br />

495

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!