19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

yukarıdan:⌠14⌡/Tepeden, üstten./ “Nicedir bu kente hep yukarıdan bakıyorum.” (AC-KY)., “Bu<br />

sırada tavan yukarıdan vuruldu.” (OK-C)., “Işık yukarıdan vuruyor, her şeyi olduğundan da beyaz gösteriyordu.” (NG-<br />

BKR)., “Yukarıdan tozlar dökülür.” (BA-TO1)., “Dağlara kaçanlar, bizim geldiğimizi yukarıdan görmüşler.” (SK-D).<br />

→ bak- [9], dökül-, gel-, gör-, vur- (ışık), vurul-.<br />

⇒ yukarıdan bakmak.<br />

yumak yumak:⌠4⌡/Küçük yuvarlaklar durumunda./ “Döndükçe yumak yumak çözülür Böyle<br />

kaybolduydu bir zaman Karacaoğlan adlı kardasın.” (VŞA)., “İki çocuk, duvarın dibinde yere oturmuşlar, bakır telleri<br />

ayırıyorlar, yumak yumak sarıyorlardı.” (SD-K).<br />

→ çözül- [2], sar-, savrul-.<br />

⇒ yumak yumak çözülmek.<br />

yumuşakça:⌠4⌡/3. Yumuşak bir biçimde./ “Usulca sokulur okura, yumuşakça sarar, yaşadığını<br />

sorgulamaya iter. "Arka Bahçe" bir önceki kitapta yer alan bir şiirin başlığıdır.” (KŞY-2002)., “Hikmet Bey'e sokulacağı ve<br />

onun kendisine kısacık bir süre için bile olsa sevgiyle sarılacağı ânı bekliyordu; o an geldiğinde, yumuşakça sokuluyor,<br />

bedenini yaslıyor, o ânın bütün tadını çıkanyordu.” (AA-İGA).<br />

→ in- (dalga), sar-, sokul-, uzat-.<br />

yuvar yuvar: Ø<br />

yüklüce:⌠1⌡/Yüklü olarak./ “Bu akşam aşık Diyojen, yahut Aksaraylı Hacı Derviş Balaban denilen bu<br />

garip adama ellerimiz, kollarımız dolu, yüklüce gidiyorduk.” (OCK-KE).<br />

→ git-.<br />

yüksek:⌠1⌡/9. Büyük para ile./ “Ø”. ; //Sinirli bir biçimde, kızgın, bağırarak.//<br />

“Bakıyorum, yüksek konuşuyorsun!” (OK-KT).<br />

9. ⌠-⌡→ Ø<br />

//…// ⌠1⌡→ konuş-.<br />

yüreği ağzında:⌠2⌡/Korku ve heyacan dolu bir durumda./ “Annesi yüreği ağzında uğurluyor<br />

kızını, bilinmeyen bir geleceğe.” (EA-DÖY)., “Bir yıkıntı bulana kadar yüreği ağzında bir süre daha yürüdü.” (RI-KG).<br />

→ uğurla-, yürü-.<br />

yüreklilikle: Ø<br />

yürekten:⌠90⌡/Temiz duygularla, saygı ile, içten, içtenlikle./ “Akilopanta'ların onu<br />

engellediğine, artık yürekten inanıyorum.” (GD-AK)., “ERKUT: Biraz daha yüksekten... yürekten söyle...” (VT-BÖKDYO).,<br />

“Obanın sevincine o da yürekten, candan, her şeyi unutarak katıldı.” (YK-BE)., “Dört beş yiğit çıktı, kendilerini yürekten<br />

kutlarım!” (BA-YYY)., “Ama biliyordu ki, Ali bunu yürekten değil de kahrından söylüyor.” (YK-OD)., “…yürekten teşekkür<br />

ediyorum.” (GD-AK).<br />

→ inan- [22], sev-* [8], söyle- [6], dile- [4], katıl- [4], acı- [3], de- [3], kutla- [3],<br />

benimse- [2], çal- [2], duy- [2], gül- [2], iste- [2], sevin- [2], alkışla-, anlat-, bağır-, beğen-, çağır-<br />

484

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!