Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi
Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi
oyunu boz-, rahat et-*, sabahı et-, serbest bırak-*, sır ol-, sırılsıklam ol-, sigara yak-, söz al-, söze karış-, sözünü kes-, sual sor-, suçüstü yakalan-, şüphe et-, tekrar et-, tesadüf et-, usa düş-, uykusu dağıl-, uzaklaştır-, (yağmur) çisele-, (yağmur vb.) yağ-, yerinden kıpırda-*, yola koyul-, zihni allak bullak ol-. 2.⌠-⌡→ Ø 3.⌠-⌡→ Ø ⇒ yine gelmek, yine dönmek. yobazca: Ø yok pahasına:⌠4⌡/Kâr elde etmeksizin, değerinden çok düşük bir biçimde./ “…selâm da söyleyin anneme, sandığını sepetini satsın da., diye diye; ondan sonra da torunları her şeyi yok pahasına kapatmışlar.” (AA- RÜ)., “Çünkü kalanları yok pahasına verirler.” (F-PY). → kapat- {el koymak} [2], ver- [2]. → yok pahasına satmak (veya almak veya gitmek). ⇒ yok pahasına kapatmak. yokuş aşağı:⌠14⌡/1. Yokuşta aşağıya doğru./ “Geceden ıslak taşlar donmuş, kaygan, yokuş aşağı yürüdü.” (YA-AA)., “Bu kez, yokuş aşağı gidiyordu, ılıman bir rüzgârda kendini kapıp koy-vermiş kayık gibi, pupa yelken.” (SKA-GA)., “Sonra da yokuş aşağı arkalarından koşardık.” (FA-SUYK2)., “Onur sıkıntıyla. yokuş aşağı sürdü arabayı.” (İA-ÖEK)., “Böylece yokuş aşağı Haliç kıyısına dek indim.” (NG-BKR). ; /2. Başarısızlığa doğru./ “Oysa hayatı, yokuş aşağı inmekteydi.” (Sİ-ÖKS). 1.⌠10⌡→ yürü- [3], in- [2], koş- [2], sür- [2], git-, vur- {gitmek}. 2.⌠1⌡→ in-. yokuş yukarı:⌠10⌡/Yokuşta yukarı doğru./ “Kendin yaptın, kendin çek! Yokuş yukarı baktı.” (YK- OD)., “Nargileci Sokak'tan aşağı Halic'e doğru indi ve Havancı Sokak'tan dönüp yeniden yokuş yukarı çıktı.” (OP-KK)., “Yaşlı adamı koşarcasına yokuş yukarı çıkardı.” (YK-OD)., “Kentin bu Kayabaşı semtinde, bütün sokaklar yokuş yukarı gider.” (NM-TÖ2). → bak-* [3], çık- [3], çıkar-, git-, vur- {çıkmak}, yürü-. ⇒ yokuş yukarı çıkmak. yok yere:⌠9⌡/Hiçbir gereği ve yararı olmadan./ “Durup dururken yok yere ağlıyordu.” (RNG- YG)., “Güçlerini lakırdıyla ne kadar yok yere harcıyorlar.” (HEA-T)., “APOLLODOROS: Yok yere öleceksin Sokrates!” (TO-SS)., “Nerde ise cici kızının önünde diz çöküp alaturka şarkı-ağzı ile: "Affet beni meleğim, seni yok yere kırdım, üzdüm, incittim," diye özür dileyecek.” (HT-KSA). → ağla-, harca-, harcan-*, incit-, kır-, öl-, savun-, sopalan-, telaşlan-, toplan-, üz-. yollu: Ø-- yoluyla: Ø-- 482
yol yol:⌠5⌡/Çizgili, çizgiler biçiminde, çizgi çizgi./ “Kadının yüzünde, yanak allıkları yol yol birikiyordu.” (F-BS)., “Boyaları -kanla karışık- yol yol toprağa aktı.” (EÖ-P/S)., “Boyası iyice solmuş, yol yol çatlamış, reçineleri akmış.” (NM-TÖ2). → ak-, birik-, çatla-, kızar- (ufuk), uzan-. yorgun argın:⌠18⌡/Çok yorulmuş, gücü kalmamış olarak./ “Millet yorgun argın tarlasından geliyor bizim kız da tutturmuş bir çoban türküsü"” (CD-Oİ)., “Tren nihayet yorgun argın Ankara istasyonuna girdi, işte Direksiyon Binası.” (HT-GF)., “Bekir Ağa yorgun argın armudun altına oturdu, bir sigara sardı.” (CD-Oİ)., “Yorgun argın sete uzanırsın, malını mahsulünü düşünür; rüyanda tarlanı, bağını, bostanını görürsün.” (CD-Oİ)., “Ekspres uzaklaştıktan sonra yorgun argın istasyon binasına döner; bekleme odasında, yataklı vagon yolcularının verdiği kurabiyeleri yerdik.” (OA-KB). ║ araba sür-. → gel- (-e, -den) [4], gir- (-e) [3], dön- [2], otur- [2], uzan- [2], bul-, de-, yönel-, yürü-. yosmaca: Ø yudum yudum:⌠24⌡/Azar azar, yavaş yavaş./ “İçkisini ve erkeklerin ahmaklıklarını yudum yudum içiyordu kasanın ardından.” (SS-TR). , “Ve suyunda sesinin aksi taşar derine; Hayatı yudum yudum akıtır gözlerine!” (VŞA)., “Sonştın bütün güzelliğini yudum yudum tadıyordum.” (NN-DM)., “Laypzig'te, tıramvay durağında tadını çıkara çıkara, yudum yudum kederleniyorum.” (NH-YŞ). → iç- [18], akıt-, din-, içil-, kederlen-, tat-. hisset-, ⇒ yudum yudum içmek. yukarda: Ø yukardan: bk. yukarıdan yukarı:⌠202⌡/5. Üst tarafa, üstteki kata, üste, yükseğe, yukarıya./ “Adamlar yukarı çıktılar.” (YA-AO)., “Ağır, ellerini toprağa dayayarak, sızlayan bedenini yukarı kaldırdı.” (YK-OD)., “Kadını yukarı gönderdi.” (YA-AO)., “Bir ilk aptallığı düğüm sayarak Yadsımış dört yanı hep yukarı bakmış.” (CS-SS)., “Dereden yukarı koşacaksın.” (FB-T)., “Elinde bir tırpan vardı!" dedi Musdu. "Çatak köyünün yaylasına yukarı gidiyordu.” (FB-T)., “Ellerime doladığım saçlarını acul [sabırsız] bir asabiyetle tekrar yukarı çektim.” (KHK-YAH)., “Gardiyan gülerek tezkereyi aldı ve yukarı götürdü.” (SA-K/S)., “İstersen şu tuğlaları yukarı taşı.” (AKB-BŞ)., “"Kalkın ayol, beye bir şeyler oluyor!.." diye bağırdı ve yine patırdı, gürültüyle yukarı fırladı.” (SA-KY). → çık-* [103], kaldır- (baş, boyun, el vb.) [37], bak- [10], gel- [7], çek- [6], fırla- [5], kalk- [5], al- [3], git- [3], götür- [3], koş-[3], taşı- [3], seslen- [2], çağır-, çekil-, dik-, dön-, gönder-, kıvır-, kıvrıl-, sıyır-, sür-, var-, vur-, yürü-. ⇒ yukarı çıkmak, yukarı kaldırmak, yukarı bakmak, yukarı çekmek. yukarıda: Ø 483
- Page 465 and 466: taşımlık: Ø tatlı:⌠38⌡/4.
- Page 467 and 468: tek elden:⌠1⌡/Bir yerin veya bi
- Page 469 and 470: teklifsizce:⌠13⌡/Teklifsiz bir
- Page 471 and 472: 2.⌠16⌡→ çözül- (saç, dü
- Page 473 and 474: tereddütsüz:⌠17⌡/2. Kararlı
- Page 475 and 476: Ruslardan başka kimseyi göremeyin
- Page 477 and 478: → benze- [3], otur- {uymak} [2],
- Page 479 and 480: top top:⌠6⌡/Top biçiminde olar
- Page 481 and 482: U ucun ucun:⌠2⌡/1. Uç uca, ucu
- Page 483 and 484: umursamazca: Ø upuzun:⌠7⌡/2. T
- Page 485 and 486: → de- [5], okşa- [2], ağar- (or
- Page 487 and 488: olmadığını uzaktan uzağa farke
- Page 489 and 490: sırtını sıvazla-, söz edil-, t
- Page 491 and 492: üstten:⌠5⌡/Derinleştirmeden,
- Page 493 and 494: vahşice: Ø V vahşiyane:⌠1⌡/V
- Page 495 and 496: veresiye:⌠4⌡/1. Karşılığı
- Page 497 and 498: dağıl-, dalgalan- {etkisini göst
- Page 499 and 500: yalapşap:⌠2⌡/Yalap şalap./
- Page 501 and 502: Cehennem dibinde karar kılmışlar
- Page 503 and 504: yapayalnız:⌠34⌡/2. Yanında ki
- Page 505 and 506: olmayarak./ “Dört yol kavşağı
- Page 507 and 508: oku- [2], sıyrıl- [2], toplan- [2
- Page 509 and 510: → gel- [5], çalış- [2], git- [
- Page 511 and 512: → başla- [31], dön- [12], bakı
- Page 513 and 514: yer yer:⌠52⌡/Birçok yerde./
- Page 515: yiğitçe:⌠11⌡/2.Yiğit gibi, y
- Page 519 and 520: , destekle-, gücen-, gülümse-, i
- Page 521 and 522: zahir: Ø Z zahirde:⌠2⌡/Görün
- Page 523 and 524: zamansız:⌠7⌡/2. Uygun olmayan
- Page 525 and 526: → bul- [5], bitir- [2], doldur- [
- Page 527 and 528: zinhar:⌠13⌡/Sakın, {kesinlikle
- Page 529 and 530: yer bulmuş, ikisi de futboldan bir
- Page 531 and 532: BEŞİNCİ BÖLÜM SONUÇ Çalışm
- Page 533 and 534: 200-300 24 300-500 31 500-1000 23 1
- Page 535 and 536: aksine gösterir.” (AD-Y) tümcel
- Page 537 and 538: arka arkaya, 81 arka üstü, 82 ark
- Page 539 and 540: cır cır, 157 cırlak cırlak, 157
- Page 541 and 542: fazlasıyla, 214 fedaice, 214 fedak
- Page 543 and 544: idareten, 275 ifil ifil, 275 ifrat
- Page 545 and 546: mahcupça, 326 mahfuzen, 326 mahiye
- Page 547 and 548: pofur pofur, 377 pratikte, 377 pres
- Page 549 and 550: tesadüfen, 440 teşehhüt miktarı
- Page 551 and 552: GENEL SIKLIK DİZİNİ BELİRTEÇ S
- Page 553 and 554: nefes nefese: 42 zangır zangır: 4
- Page 555 and 556: acemice: 10 bedavaya: 10 bir boy: 1
- Page 557 and 558: milim milim: 4 muhtemelen: 4 müten
- Page 559 and 560: doğaçlama: 1 doğaçtan: 1 doğma
- Page 561 and 562: aç biilaç: Ø adam adama: Ø adam
- Page 563 and 564: hürmeten: Ø hürmetsizce: Ø ık
- Page 565 and 566: vık vık: Ø vicahen: Ø vicdanen:
oyunu boz-, rahat et-*, sabahı et-, serbest bırak-*, sır ol-, sırılsıklam ol-, sigara yak-, söz al-,<br />
söze karış-, sözünü kes-, sual sor-, suçüstü yakalan-, şüphe et-, tekrar et-, tesadüf et-, usa düş-,<br />
uykusu dağıl-, uzaklaştır-, (yağmur) çisele-, (yağmur vb.) yağ-, yerinden kıpırda-*, yola<br />
koyul-, zihni allak bullak ol-.<br />
2.⌠-⌡→ Ø<br />
3.⌠-⌡→ Ø<br />
⇒ yine gelmek, yine dönmek.<br />
yobazca: Ø<br />
yok pahasına:⌠4⌡/Kâr elde etmeksizin, değerinden çok düşük bir biçimde./ “…selâm da<br />
söyleyin anneme, sandığını sepetini satsın da., diye diye; ondan sonra da torunları her şeyi yok pahasına kapatmışlar.” (AA-<br />
RÜ)., “Çünkü kalanları yok pahasına verirler.” (F-PY).<br />
→ kapat- {el koymak} [2], ver- [2].<br />
→ yok pahasına satmak (veya almak veya gitmek).<br />
⇒ yok pahasına kapatmak.<br />
yokuş aşağı:⌠14⌡/1. Yokuşta aşağıya doğru./ “Geceden ıslak taşlar donmuş, kaygan, yokuş aşağı<br />
yürüdü.” (YA-AA)., “Bu kez, yokuş aşağı gidiyordu, ılıman bir rüzgârda kendini kapıp koy-vermiş kayık gibi, pupa yelken.”<br />
(SKA-GA)., “Sonra da yokuş aşağı arkalarından koşardık.” (FA-SUYK2)., “Onur sıkıntıyla. yokuş aşağı sürdü arabayı.”<br />
(İA-ÖEK)., “Böylece yokuş aşağı Haliç kıyısına dek indim.” (NG-BKR). ; /2. Başarısızlığa doğru./ “Oysa hayatı,<br />
yokuş aşağı inmekteydi.” (Sİ-ÖKS).<br />
1.⌠10⌡→ yürü- [3], in- [2], koş- [2], sür- [2], git-, vur- {gitmek}.<br />
2.⌠1⌡→ in-.<br />
yokuş yukarı:⌠10⌡/Yokuşta yukarı doğru./ “Kendin yaptın, kendin çek! Yokuş yukarı baktı.” (YK-<br />
OD)., “Nargileci Sokak'tan aşağı Halic'e doğru indi ve Havancı Sokak'tan dönüp yeniden yokuş yukarı çıktı.” (OP-KK).,<br />
“Yaşlı adamı koşarcasına yokuş yukarı çıkardı.” (YK-OD)., “Kentin bu Kayabaşı semtinde, bütün sokaklar yokuş yukarı<br />
gider.” (NM-TÖ2).<br />
→ bak-* [3], çık- [3], çıkar-, git-, vur- {çıkmak}, yürü-.<br />
⇒ yokuş yukarı çıkmak.<br />
yok yere:⌠9⌡/Hiçbir gereği ve yararı olmadan./ “Durup dururken yok yere ağlıyordu.” (RNG-<br />
YG)., “Güçlerini lakırdıyla ne kadar yok yere harcıyorlar.” (HEA-T)., “APOLLODOROS: Yok yere öleceksin Sokrates!”<br />
(TO-SS)., “Nerde ise cici kızının önünde diz çöküp alaturka şarkı-ağzı ile: "Affet beni meleğim, seni yok yere kırdım, üzdüm,<br />
incittim," diye özür dileyecek.” (HT-KSA).<br />
→ ağla-, harca-, harcan-*, incit-, kır-, öl-, savun-, sopalan-, telaşlan-, toplan-, üz-.<br />
yollu: Ø--<br />
yoluyla: Ø--<br />
482