19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yeni yeni:⌠53⌡/Yeni olarak, bugünlerde, çok yakınlarda./ “Nilüfer, kardeşinin hayatındaki<br />

dramı yeni yeni anlıyordu.” (AK-AA)., “Bitmek şöyle dursun, belki yeni yeni başlardı.” (GY-GH)., “Kimi yerde ya da<br />

durumda, konuşmağa yeni yeni alıştım.” (BK-ÖM)., “Sen yeni yeni kendine geliyorsun.” (NC-SY)., “Dostoîevsky'yi ise yeni<br />

yeni tadıyordum.” (AHT-YG).<br />

→ anla- [7], başla- [3], alış- [2], çık- [2], öğren- [2], açıl-, anımsa-, ara-, belirtil-, belle-,<br />

düşün-, erkekleş-, gel-, gir-, giriş-, hatırla-, ışılda-, kabar- (göğüs), kavra-, kazanıl-, kuru-,<br />

kurul-, parla-, sür-, tanı-, tanın-, tat-, toparlan-, uyan-, yapıl-, yapraklan-, yayıl-. ║ kendine<br />

gel- [3], farkına var-, kendini topla-, keşfet-, meydana çık-, sabah ol-, yerini al-, yüz yüze gel-.<br />

⇒ yeni yeni anlamak.<br />

yerinde:⌠5⌡/2. Zamanı, yeri uygun düşerek, gerektiği biçimde./ “Kelimeyi yerinde<br />

kullanmadınız.” (NM-TK)., “Ben İstanbul imar işlerinin mesuliyetini taşıyan bir adam olsam, değil İbrahim Paşa sarayı gibi<br />

ayakta duran bir binayı yıkmak, ecdad, elinden çıkmış küçük bir taş parçasını yerinden oynatmak için yüz defa düşünür ve<br />

galiba yüzüncüsünde gene yerinde bırakırdım.” (AHT-YG)., “Henüz polis mi yoksa terörist mi olacağıma karar<br />

vermemiştim, bunu daha sonra yerinde çözümleyeceğim.” (AA-ETY). ; /2. Durumunda./ “Ø”.<br />

2. ⌠5⌡→ kullan-* [3], bırakır-, çözümle-.<br />

3. ⌠-⌡→ Ø<br />

yerine: Ø--<br />

yerli yerinde:⌠26⌡/1. Eskiden olduğu gibi./ “…her şey yerli yerinde dururdu, bir kopçanın bile<br />

kendine göre bir yeri vardı ve hiç değişmezdi bu...” (PS-FH)., “Askerî ve mülkî hükümetimiz yine yerli yerinde kalacaktır.”<br />

(FRA-Ç)., “Yalnız hiçbişeyi yerli yerinde göremiyorum.” (AN-AZDE). ; /2. Uygun olarak./ “Ama fantezi öğesi de<br />

vardi, yerli yerinde kullanılmıştı.” (AD-Y).<br />

1.⌠24⌡→ dur- [17], kal- [4], gör-* [2], bul-.<br />

2.⌠2⌡→ kullan- [2].<br />

⇒ yerli yerinde durmak, yerli yerinde kullanmak<br />

yerli yerine:⌠5⌡/Kendisine ait olan yere gelecek şekilde./ “Her şeyi yerli yerine<br />

yerleştiriyorlar.” (OA-KB)., “Yerli yerine taktı hepsini.” (EÖ-P/S)., “İyice parlatılıp yağlanmış, her şeyi yerli yerine<br />

takılmıştı.” (EÖ-P/S).<br />

→ yerleştir- [3], tak-, takıl-.<br />

⇒ yerli yerine yerleştirmek.<br />

yerli yersiz:⌠7⌡/{1. Uygun zamanı olup olmadığını düşünülmeden., 2. Saçma sapan,<br />

ulu orta.}/ “Ansızın değişmişti sanki, ikide bir yerli yersiz gülümsüyor, bazen dudaklarını dua okurcasına oynatıyor,…”<br />

(HAT-KHK)., “Ben helva demesini de bilirim, halva demesini de» sözünü dil pelesengi etmişti; kahve ocağında ikide bir,<br />

yerli yersiz tekrarlardı.” (RHK-BS)., “Şimdi ikide bir yerli yersiz takılıyor.” (KT-YS).<br />

→ gülümse- [2], seviş-, takıl-, tekrarla-. ║ kolunu sür-.<br />

478

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!