19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yaya:⌠28⌡/2. Yayan./ “Biz, yaya yürüyoruz.” (SK-D)., “Diyarbakır'dan yaya gelmiş.” (HT-GF).,<br />

“Tosunun karşılığı beş lirayı aldım, yaya yola düştüm.” (FA-SUYK)., “Refah Şehitleri Caddesi'nden yokuş tırmanmaya<br />

gücünüz yeterse -ben faytonların müptelâsı olduğum için yaya hiç çıkmadım- yürüyüşe çıkan Zeyyat Selimoğlu ile<br />

karşılaşırsınız.” (DH-SS)., “Kucakta çıkmıştın yola bir seher, Sılaya bir akşam yaya dönmüşün...” (FNÇ-HD).<br />

[2], yol alın-.<br />

→ yürü- [7], gel- [5], dön- [4], çık-* [2], gez- [2], gidil- [2], git- [2], çıkıl-. ║ yola düş-<br />

→ yaya bırakmak, yaya kalmak.<br />

⇒ yaya yürümek.<br />

yayan:⌠32⌡/3. Yürüyerek, yaya./ “Bu kez eşeksiz, yayan dağlara döndü.” (OK-Bİ)., “Fakat onlar<br />

yayan gelirlerdi.” (SFA-HBSK)., “Yayan yürünür mü?” (TDK.-ÖÖ)., “Hep... Yayan dolaştım.” (PS-SK)., “Biraz da yayan<br />

gideyim!" dedi.” (FB-ID).<br />

yola çık-<br />

→ git- [11], gel- [6], yürü- [4], dolaş- [3], dön- [2], geç-*, geç-, in-, uğurlan-, yürün-. ║<br />

⇒ yayan gitmek, yayan gelmek.<br />

yayan yapıldak:⌠17⌡/Yayan ve yalın ayak, yapıldak./ “Bu çevrelerin tüm köylerini yayan<br />

yapıldak dolandım.” (BŞ-DKO)., “Yayan yapıldak gelemezdi.” (FB-T)., “Yayan yapıldak git!” (FB-T)., “Nörelim yani<br />

Mavula kadın, Ankara'ya yalın yapıldak yollara mı düşelim?” (FO-KSA). ; //Donanımsız ve hazırlıksız olarak.//<br />

“Sultan kısmı yayan yapıldak uğrayamaz.” (KT-Gİ)., “Gittiği yerden dönmezse, yayan yapıldak başa çıkılmaz.” (AS-YA).<br />

/…/⌠14⌡→ dolan-, gel-*, getir-, git-, koş-, yolla-, yürü-. ║ yola düş- [3], dağ aş-, yol<br />

tep-, yola dökül-. ║ yürüyüp gel-.<br />

//…//⌠3⌡→ uğra-*, başa çık-, başa çıkıl-*.<br />

⇒ yayan yapıldak yola düşmek.<br />

yayık yayık:⌠2⌡/Heceleri uzatarak (konuşmak)/ “Ø”. ; //Ciddiyetsiz bir biçimde.//<br />

“Artık çeşme başlarında bakraçları bir yana bırakarak '.komşu çocuklar ile yayık yayık şakalaşnuyor, mezarlık arasında<br />

beştaş oynamıyor, gaz bezi yarı düşük, göğsü yan açık, çıplak ayaklarında takunyalar, leblebici önlerinde eğlenmiyordu.”<br />

(RHK-MH)., “Az sonra içerisi dolacak; kimisi içtikçe cıvıyacak, kimisi yayık yayık ona dert dökecek.” (YA-AA).<br />

/…/⌠-⌡→ Ø<br />

//…//⌠2⌡→ şakalaş-. ║ dert dök-.<br />

yayvan yayvan:⌠1⌡/Yayarak, sesleri uzatarak, {ciddiyetsiz bir biçimde.}/ “Adam değil ki<br />

Mollanın oğlu. Yayvan yayvan güler.” (YK-OD).<br />

→ gül-.<br />

yazın (I):⌠34⌡/Yaz mevsiminde, yaz aylarında./ “Bak kışın gelme ha, yazın gel...” (Mİ-SD).,<br />

“Gerçekte kitabım üzerinde en iyi yazın çalışabiliyorum.” (CKM)., “Gölgeliğin tellerinde, Pas ürüyordu yazın...” (ME-TŞ).,<br />

“Yazın mısır ekilmiş buraya, belli, kırık saplardan.” (EB-BG)., “Çiçek çimen, yeşermiş ot, ne varsa yanar kavrulur yazın.”<br />

(FB-T)., “Yılan yazın çıkar ortaya, dedi Şerife.” (AK-AA)., “BEKÇİ: Yazın denize girerler...” (VT-BÖKDYO).<br />

474

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!