Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi
Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi
yerleştir-, yut-, yutkun-, yüksel-. ║ ayağa kalk- [6], cevap ver- [4], akşam ol- [2], başını kaldır- [2], elini kaldır- [2], yere bırak- [2], (alacakaranlığa) karış-, başını eğ-, başını indir-, başını omzuna yasla-, başını salla-, belirginleş-, bileğini kavra-, devam et-, diz çök-, (dudağını) oynat-, elini alnına koy-, elini sık-, (gözlerini) kaldır-, (gözlerini) kapat-, içeri kay-, içine sin-, (kapı) tıkırda-, karşılık ver-, kendini bırak-, (örtüyü) kaldır-, rica et-, söze karış-, tekrar et-, terk et-, yere düş-, yere yıkıl-, yola çık-.║ eğilip kalkar, döner yürür, döndü gitti, çıkar gider. ⇒ yavaşça demek, yavaşça sormak, yavaşça kalmak. yavaşçacık:⌠7⌡/Çok yavaş, usulcacık./ “Çalınca yavaşçacık açıveririm kapıyı.” (NE-GT).. “Yavaşçacık omzuna dokundum.” (NH-YM)., “Ya bozulduysa? Yavaşçacık yerden kalktım.” (AN-AZDE)., “Yavaşçacık okşadı saçları, sonunda kıpırtısız kaldı eli saçlarında kardeşinin.” (F-BS). → aç- (kapı), dokun-, indir-, kalk-, koy-, okşa-, yürü-. yavaş yavaş:⌠680⌡/1. Yavaş bir biçimde, ağır ağır, aheste aheste, aheste beste./ “Adnan Beyle Nihad beyi derenin kenarında arkadan görüyordu; Nihalle Mile de Courton uzakta yavaş yavaş yürüyorlardı. (HZU- AM)., “Bir bardak su? İstemedim: üzgün ve duygulu bir yetkili gibi yavaş yavaş bahçeden çıktım. (OA-KB)., “Bir süre gözü havada düşünür, sonra kararını verir, yavaş yavaş ilerler. (HT-EG)., “Sonra yavaş yavaş eski donukluğuna döndü. (KT-Gİ)., “Çiçekler yavaş yavaş açılmış, ağaçlar yapraklanmıştı. (AA-TO3)., “Geç kalkmak itiyadında olan eniştesini uyandırmaktan çekinerek merdivenleri yavaş yavaş indi. (HT-GF)., “Siz, ne dersiniz bu işe Ziya Bey? diye sözümü bitirince yavaş yavaş yanımdan kalktı: (YK-İM1)., “Sonra havada gülümsemesini asılı bırakarak, kuyruğunun ucundan başlayarak yavaş yavaş kayboldu. (HEA-AG)., “Bekir şimdi kalbi rahat, yavaş yavaş ayağa kalktı, onlara baktı, elini kalçasına vurdu: "Eh dangalak işi bu, yaraşmaz sana, Bekir!" dedi. (CD-Oİ)., “İşte yavaş yavaş kendine geliyor. (MTT-SS)., “Yavaş yavaş diz çöktü, Kala Mala'nın elini tuttu, can kardeşinin elini sıkar gibi hafifçe sıktı, Kala Mala kımıldamadı; ölmüş, çoktan soğumuştu. (CD-Oİ)., “Kızıltaş'ın üzerinde henüz kırmızı-mor bir duman perde vardı; yavaş yavaş o da göğe yükseliyordu. (RI-KG)., “Yavaş yavaş geri dönüyor. (CD-Oİ)., “Ölümüme tanıklık et, ölüm bende yavaş yavaş boy atsın. (KT-Gİ). ; /2. Azar azar./ “Ø”. ; /3. Gitgide./ “Sonra yavaş yavaş alıştı.” (KHK-YAH)., “Tek bir ümidin bile kalmadığını yavaş yavaş anlıyordu.” (KHK- YAH)., “Nihayet bu dağınık hayallerden biri yavaş yavaş sükûnet buldu, açıldı.” (HZU-AM)., “Ama sonra aşkı yavaş yavaş küllendi.” (HT-M)., “Bekir yavaş yavaş onları unuttu.” (CD-Oİ)., “…sonra yavaş yavaş sesler silindi ve ben o zaman «zaman»ı duydum.” (GY-KO)., “O gün uzun uzun, ama «daireler çizerek» konuştuk; itirazları yavaş yavaş yumuşadı.” (GY- H1)., “Yol alçaktaydı, Kuşkaya'nm tepesinden başka hiçbir şey görünmüyordu. Yavaş yavaş yatıştı, bir sigara yaktı.” (CD- Oİ). 1. ⌠573⌡→ yürü- [36], çık- (-i, -e, -den) [18], ilerle- [15], in- (-i, e-, den) [14], açıl- [13], kalk- [12], gel- [11], karar- (hava vb.) [10], dön- [9], sön- [9], uzaklaş- [9], dağıl- [8], git- [8], yaklaş- [8], yüksel- [8], büyü- [7], kaldır- [7], konuş- [7], başla- [6], değiş- [6], geç- [6], uzat- [6], aydınlan- [5], boşal- [5], çekil- [5], kesil- [5], yayıl- [5], çek- (-i) [4], din- [4], doğrul- [4], gir- [4], otur- [4], sallan- [4], sokul- [4], ağla- [3], alış- [3], azal- [3], belir- [3], çök- [3], düş- [3], eğil- [3], ısın- [3], incel- [3], okşa- [3], sar- [3], seyrekleş- [3], silin- [3], soyun- [3], ağar- [2], al- [2], anlat- [2], bat- [2], bırak- [2], birik- [2], bul- [2], bulan- [2], canlan- [2], çiğne- [2], dönüş- [2], durul- [2], duy- [2], geliştir- [2], ger- [2], hafifle- [2], iç- [2], indir- [2], iyileş- [2], kapan- [2], kapla- [2], 472
oku- [2], sıyrıl- [2], toplan- [2], ufal- [2], uza- [2], yerleş- [2], yırt- [2], yitir- [2], ahmaklaş-, ak-, alçal-, alıştır-, anla-, ansı-, artır-, atıl-, ayrıl-, bas-, bayırlaş-, bıraktır-, bit-, boz-, bük-, bürün-, çıldırt-, çoğal-, çürü-, dal-, değiştir-, de-, delir-, doğ-, dolaş-, dol-, don-, dondur-, dök-, dökül-, dur-, dürtele-, düzel-, em-, eri-, ezil-, geber-, gerile-, giyin-, görün-, götür-, hazırla-, hazırlan-, hızlan-, ısıt-, ıslat-, ışı-, iyileştir-, kaç-, kalkın-, kancıklaş-, kapat-, karal-, karıştır-, kar-, kaydır-, kazı-, kımılda-, kırıl-, koyul-, kuklalaştır-, kurtul-, küçül-, mavileş-, öde-, öğren-, öl-, örtül-, parla-, salla-, sapıt-, sars-, serpil-, sız-, sindir-, sislen-, sivril-, sok-, soy-, sönükleş-, söyle-, söylen-, sürtün-, tenhalaş-, tırman-, toparlan-, tutun-, uç-, unut-, uyan-, uyuş-, uzan-, var-, yanaş-, yap-, yapıştır-, yatış-, yaz-, yerleştir-, yeşer-, yıkıl-, yönel-, zayıfla-, zehirlen-. ║ kaybol- [8], ayağa kalk- [5], başını kaldır- [3], diz çök- [3], (gözlerini) aç- [3], kendine gel- [3], geri dön- [2], (ağzına) götür-, ağzından dökül-, boy at-, cevap ver-, çevresini al-, (kendine) dön-, elden ayaktan düş-, elini kaldır-, (ellerini karnına) götür-, etkisini göster-, farkına var-, geri çekil-, geri gel-, geri kal-, (göğe) yüksel-, (gözlerini) kapa-, gözleri kapan-, hareket et-, hayatını kapla-, hesabını şaşır-, hüzne kay-, ikiye parçalan-, ileri geç-, (işler) karış-, karanlık çök-, kaybettir-, kendine getir-, kendini duyur-, kendisini toparla-, keşfet-, meydana çık-, nizama gir-, ortadan kalk-, ortaya koy-, saçlarına ak düş-, salıver-, sesi kısıl-, (sesini) kes-, seyret-, sıra gel-, söz at-, söze başla-, suyunu çek-, şekil al-, tedaviye çalış-, üstün gel-, (yanına) sokul-, (yanına) yaklaş-, yerden ayrıl-, yere çök-, yerinden kalk-, yerini al-, yola çık-, yola gel-, yola gir-, yola koyul-, yorgunluğu çık-, yukarı kaydır-. 2. ⌠-⌡→ Ø 3. ⌠107⌡→ alış- [13], anla- [8], değiş- [2], dönüş- [2], küllen- [2] , rahatla- [2], silin- [3], sön- [3], unut- [3], yatış- [2], yayıl- [2], yitir- [2] , yumuşa- [2], açıl-, ağar-, alıştır- anlat-, aşın-, aydın-, azal-, azgınlaş-, balıklaş-, başar-, belir-, bık-, bilinçlen-, bit-, bozul-, ciddileş-, çoraklaş-, çözül-, dağıl-, değiştir-, durgunlaş-, fark et-, geliş-, hafifle-, hatırla-, heyecanlan-, hırçınlaş-, iyileş-, karar-, katılaş-, kaybet-, kırıl-, kuru-, oluş-, oluştur-, sar-, sarsıl-, sertleş-, soğu-, sol-, sök-, teklifsizleş-, tüken-, umutlan-, unutul-, yabancılaş-, yakınlaş-, yarat-. ║ sükûnet bul- [3], çaptan düş-, (emniyetini) kazan- gözden kaybol-, hisset-, kabuğuna çekil-, kendini bul-, kendini kaybet-, kendinden geç-, kendisini toparla-, kişiliğini yitir-, sorumluluk ver-, umudunu kes-, umudunu yitir-, yorgunluk çök-, (yüreğini) bırak-. ⇒ yavaş yavaş yürümek, yavaş yavaş ilerlemek, yavaş yavaş inmek, yavaş yavaş kalkmak, yavaş yavaş alışmak, (ortalık) yavaş yavaş kararmak. yavuzca: Ø 473
- Page 455 and 456: şimdi şimdi:⌠5⌡/Ancak çok ya
- Page 457 and 458: değildir.” (GY-R)., “Evet bu b
- Page 459 and 460: ta: Ø T taammüden:⌠1⌡/1. Bili
- Page 461 and 462: tak tak:⌠12⌡/2. ‘Tak’ sesi
- Page 463 and 464: ⇒ tamamen değişmek, (bir şeyde
- Page 465 and 466: taşımlık: Ø tatlı:⌠38⌡/4.
- Page 467 and 468: tek elden:⌠1⌡/Bir yerin veya bi
- Page 469 and 470: teklifsizce:⌠13⌡/Teklifsiz bir
- Page 471 and 472: 2.⌠16⌡→ çözül- (saç, dü
- Page 473 and 474: tereddütsüz:⌠17⌡/2. Kararlı
- Page 475 and 476: Ruslardan başka kimseyi göremeyin
- Page 477 and 478: → benze- [3], otur- {uymak} [2],
- Page 479 and 480: top top:⌠6⌡/Top biçiminde olar
- Page 481 and 482: U ucun ucun:⌠2⌡/1. Uç uca, ucu
- Page 483 and 484: umursamazca: Ø upuzun:⌠7⌡/2. T
- Page 485 and 486: → de- [5], okşa- [2], ağar- (or
- Page 487 and 488: olmadığını uzaktan uzağa farke
- Page 489 and 490: sırtını sıvazla-, söz edil-, t
- Page 491 and 492: üstten:⌠5⌡/Derinleştirmeden,
- Page 493 and 494: vahşice: Ø V vahşiyane:⌠1⌡/V
- Page 495 and 496: veresiye:⌠4⌡/1. Karşılığı
- Page 497 and 498: dağıl-, dalgalan- {etkisini göst
- Page 499 and 500: yalapşap:⌠2⌡/Yalap şalap./
- Page 501 and 502: Cehennem dibinde karar kılmışlar
- Page 503 and 504: yapayalnız:⌠34⌡/2. Yanında ki
- Page 505: olmayarak./ “Dört yol kavşağı
- Page 509 and 510: → gel- [5], çalış- [2], git- [
- Page 511 and 512: → başla- [31], dön- [12], bakı
- Page 513 and 514: yer yer:⌠52⌡/Birçok yerde./
- Page 515 and 516: yiğitçe:⌠11⌡/2.Yiğit gibi, y
- Page 517 and 518: yol yol:⌠5⌡/Çizgili, çizgiler
- Page 519 and 520: , destekle-, gücen-, gülümse-, i
- Page 521 and 522: zahir: Ø Z zahirde:⌠2⌡/Görün
- Page 523 and 524: zamansız:⌠7⌡/2. Uygun olmayan
- Page 525 and 526: → bul- [5], bitir- [2], doldur- [
- Page 527 and 528: zinhar:⌠13⌡/Sakın, {kesinlikle
- Page 529 and 530: yer bulmuş, ikisi de futboldan bir
- Page 531 and 532: BEŞİNCİ BÖLÜM SONUÇ Çalışm
- Page 533 and 534: 200-300 24 300-500 31 500-1000 23 1
- Page 535 and 536: aksine gösterir.” (AD-Y) tümcel
- Page 537 and 538: arka arkaya, 81 arka üstü, 82 ark
- Page 539 and 540: cır cır, 157 cırlak cırlak, 157
- Page 541 and 542: fazlasıyla, 214 fedaice, 214 fedak
- Page 543 and 544: idareten, 275 ifil ifil, 275 ifrat
- Page 545 and 546: mahcupça, 326 mahfuzen, 326 mahiye
- Page 547 and 548: pofur pofur, 377 pratikte, 377 pres
- Page 549 and 550: tesadüfen, 440 teşehhüt miktarı
- Page 551 and 552: GENEL SIKLIK DİZİNİ BELİRTEÇ S
- Page 553 and 554: nefes nefese: 42 zangır zangır: 4
- Page 555 and 556: acemice: 10 bedavaya: 10 bir boy: 1
yerleştir-, yut-, yutkun-, yüksel-. ║ ayağa kalk- [6], cevap ver- [4], akşam ol- [2], başını kaldır-<br />
[2], elini kaldır- [2], yere bırak- [2], (alacakaranlığa) karış-, başını eğ-, başını indir-, başını<br />
omzuna yasla-, başını salla-, belirginleş-, bileğini kavra-, devam et-, diz çök-, (dudağını)<br />
oynat-, elini alnına koy-, elini sık-, (gözlerini) kaldır-, (gözlerini) kapat-, içeri kay-, içine sin-,<br />
(kapı) tıkırda-, karşılık ver-, kendini bırak-, (örtüyü) kaldır-, rica et-, söze karış-, tekrar et-,<br />
terk et-, yere düş-, yere yıkıl-, yola çık-.║ eğilip kalkar, döner yürür, döndü gitti, çıkar gider.<br />
⇒ yavaşça demek, yavaşça sormak, yavaşça kalmak.<br />
yavaşçacık:⌠7⌡/Çok yavaş, usulcacık./ “Çalınca yavaşçacık açıveririm kapıyı.” (NE-GT)..<br />
“Yavaşçacık omzuna dokundum.” (NH-YM)., “Ya bozulduysa? Yavaşçacık yerden kalktım.” (AN-AZDE)., “Yavaşçacık<br />
okşadı saçları, sonunda kıpırtısız kaldı eli saçlarında kardeşinin.” (F-BS).<br />
→ aç- (kapı), dokun-, indir-, kalk-, koy-, okşa-, yürü-.<br />
yavaş yavaş:⌠680⌡/1. Yavaş bir biçimde, ağır ağır, aheste aheste, aheste beste./ “Adnan<br />
Beyle Nihad beyi derenin kenarında arkadan görüyordu; Nihalle Mile de Courton uzakta yavaş yavaş yürüyorlardı. (HZU-<br />
AM)., “Bir bardak su? İstemedim: üzgün ve duygulu bir yetkili gibi yavaş yavaş bahçeden çıktım. (OA-KB)., “Bir süre gözü<br />
havada düşünür, sonra kararını verir, yavaş yavaş ilerler. (HT-EG)., “Sonra yavaş yavaş eski donukluğuna döndü. (KT-Gİ).,<br />
“Çiçekler yavaş yavaş açılmış, ağaçlar yapraklanmıştı. (AA-TO3)., “Geç kalkmak itiyadında olan eniştesini uyandırmaktan<br />
çekinerek merdivenleri yavaş yavaş indi. (HT-GF)., “Siz, ne dersiniz bu işe Ziya Bey? diye sözümü bitirince yavaş yavaş<br />
yanımdan kalktı: (YK-İM1)., “Sonra havada gülümsemesini asılı bırakarak, kuyruğunun ucundan başlayarak yavaş yavaş<br />
kayboldu. (HEA-AG)., “Bekir şimdi kalbi rahat, yavaş yavaş ayağa kalktı, onlara baktı, elini kalçasına vurdu: "Eh dangalak<br />
işi bu, yaraşmaz sana, Bekir!" dedi. (CD-Oİ)., “İşte yavaş yavaş kendine geliyor. (MTT-SS)., “Yavaş yavaş diz çöktü, Kala<br />
Mala'nın elini tuttu, can kardeşinin elini sıkar gibi hafifçe sıktı, Kala Mala kımıldamadı; ölmüş, çoktan soğumuştu. (CD-Oİ).,<br />
“Kızıltaş'ın üzerinde henüz kırmızı-mor bir duman perde vardı; yavaş yavaş o da göğe yükseliyordu. (RI-KG)., “Yavaş yavaş<br />
geri dönüyor. (CD-Oİ)., “Ölümüme tanıklık et, ölüm bende yavaş yavaş boy atsın. (KT-Gİ). ; /2. Azar azar./ “Ø”. ;<br />
/3. Gitgide./ “Sonra yavaş yavaş alıştı.” (KHK-YAH)., “Tek bir ümidin bile kalmadığını yavaş yavaş anlıyordu.” (KHK-<br />
YAH)., “Nihayet bu dağınık hayallerden biri yavaş yavaş sükûnet buldu, açıldı.” (HZU-AM)., “Ama sonra aşkı yavaş yavaş<br />
küllendi.” (HT-M)., “Bekir yavaş yavaş onları unuttu.” (CD-Oİ)., “…sonra yavaş yavaş sesler silindi ve ben o zaman<br />
«zaman»ı duydum.” (GY-KO)., “O gün uzun uzun, ama «daireler çizerek» konuştuk; itirazları yavaş yavaş yumuşadı.” (GY-<br />
H1)., “Yol alçaktaydı, Kuşkaya'nm tepesinden başka hiçbir şey görünmüyordu. Yavaş yavaş yatıştı, bir sigara yaktı.” (CD-<br />
Oİ).<br />
1. ⌠573⌡→ yürü- [36], çık- (-i, -e, -den) [18], ilerle- [15], in- (-i, e-, den) [14], açıl- [13],<br />
kalk- [12], gel- [11], karar- (hava vb.) [10], dön- [9], sön- [9], uzaklaş- [9], dağıl- [8], git- [8],<br />
yaklaş- [8], yüksel- [8], büyü- [7], kaldır- [7], konuş- [7], başla- [6], değiş- [6], geç- [6], uzat- [6],<br />
aydınlan- [5], boşal- [5], çekil- [5], kesil- [5], yayıl- [5], çek- (-i) [4], din- [4], doğrul- [4], gir- [4],<br />
otur- [4], sallan- [4], sokul- [4], ağla- [3], alış- [3], azal- [3], belir- [3], çök- [3], düş- [3], eğil- [3],<br />
ısın- [3], incel- [3], okşa- [3], sar- [3], seyrekleş- [3], silin- [3], soyun- [3], ağar- [2], al- [2], anlat-<br />
[2], bat- [2], bırak- [2], birik- [2], bul- [2], bulan- [2], canlan- [2], çiğne- [2], dönüş- [2], durul- [2],<br />
duy- [2], geliştir- [2], ger- [2], hafifle- [2], iç- [2], indir- [2], iyileş- [2], kapan- [2], kapla- [2],<br />
472