19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Cehennem dibinde karar kılmışlar Nice bin yıl cehennemde kalmışlar Yanar yanarlar da ağlaşırlar.” (BRE-KY)., “Eliniz dert<br />

görmesin taşlar Fabrikada yana yana kül olun Sonra yeni baştan dirilin nur olun.” (BRE-DKD). ; //Telaş talaş,<br />

telaşla, büyük bir heyecanla.// “Ben onu nasıl yana yana arıyorum, bilmezsin sen!” (FB-T)., “Elleriyle vura vura<br />

söndüreyim derken giysileri de tutuşunca kendini yere atmış; saçları, üstü başı yana yana koşmuş eşeğinin ardından;<br />

düşmüş.” (YA-AO)., “Fakat, onu öyle seviyor, öyle yana yana seviyordu ki... Çocuğum, eğer anneni sevmiyorsan ben seni<br />

çok ayıplarım, dedim.” (RNG-ÇK).<br />

1.⌠2⌡→ ağla-, ısır-<br />

2.⌠2⌡→ kömür ol-, kül ol-.<br />

//…//⌠6⌡→ ara- [2], çık- (-den), çırpın-, sev-. ║ ardından koş-.<br />

⇒ yana yana aramak.<br />

yanında: Ø--<br />

yanı sıra:⌠9⌡/1. Birlekte./ “Ø”. ; /2.Yanında, beraberinde./ “Hasan Ağa, yanı sıra yer alır,<br />

alandaki bütün çocuklar ardına düşerlerdi hayvanın.” (NC-SY)., “Emine de yanı sıra gidiyordu.” (YKK-Y)., “Navrumlu Ali,<br />

yanı sıra dolaşıyor: Ahmet Beyle konuştuktan sonra beni bekle.” (FB-ID)., “Haçça, yanı sıra geliyor.” (FB-ID).<br />

1.⌠-⌡→ Ø<br />

2.⌠9⌡→ gel- [3], git- [2], dolaş-, getir-, gezdir-. ║ yer al-.<br />

⇒ yanı sıra gelmek, yanı sıra gitmek.<br />

yani: Ø--<br />

yanlamasına:⌠12⌡/Yan olarak, yan yatmış biçimde./ “Sonbahar otlarının üzerine yanlamasına<br />

uzanmıştı.” (GY-H1)., “Sallana sallana geldi, yandaki masadan bir iskemle çekerek, yanlamasına yanıma oturdu.” (EB-<br />

BG)., “Her zamanki gibi yere yanlamasına yatmış, elini halının desenleri üzerinde gezdiriyor, Nihal’in, bizim küçük<br />

mucizemizin, otuz altı numara ayaklarını düşünüyorsun.” (BB-BBÇ)., “Dışarıda kış güneşi açmış, karşı duvara donuk ak bir<br />

ışık yanlamasına vurmuştu.” (F-BS).<br />

→ uzan- [4], kay-, otur-, sür-, uzat-, vur-, yat-, yerleştir-, yıkıl-.<br />

⇒ yanlamasına uzanmak.<br />

yanlış:⌠293⌡/3. Yanlış bir biçimde, yanlış olarak, hatalı olarak./ “Yanlış anlama, interneti<br />

modemi felan hepsini söktüm ben.” (AA-AD)., “Yanlış anlaşılmasın, elbette onlar için de saygı duruşu yapalım ama bizim<br />

güvenliğimiz için ölenler eşek mi?” (EÇ-TY2005)., “Yanlış bilmiyorsam, Los Angeles'le de ilişkileri vardır.” (Aİ-YK).,<br />

“Yanlış hatırlamıyorsam konusu, Halli Ziya Bey'in bir kitabının eleştirisiydi:” (ZA-MAAİ)., “Sen yanlış konuşuyorsun.”<br />

(YK-BE)., “Pu sıra yanlış yorumlanır, dönem sonuna kadar bizi yalnız bırakmayın!"” (TÖ-E)., “Meğer yanlış<br />

düşünüyormuşum. Gözleri dolu doluydu, ağlamak üzere bulunuyordu.” (MTT-SS)., “İtiraf etmeliyim, Müge: seni, yanlış<br />

değerlendirmişim!” (Aİ-YK)., “Kabiliyetleri kelimesini belki yanlış söyledim.” (GY-R)., “Hayır, hayır, meseleye yanlış<br />

yaklaşıyorum.” (PK-BCR)., “Evet yanlış okumuyorsunuz.” (TA-NB)., “Belki de yanlış duymuştum. “ (NG-BKR)., Aklımda<br />

yanlış kalmadıysa, kâğıtlar üst üste binmiş, bir torba dolusu olmuştu.” (KT-Gİ).<br />

→ anla-* [97], anlaşıl-* [26], söyle- [18], hatırla-* [14], düşün-* [13], bil-* [12], anımsa-*<br />

[9], gel-* [7], tanı- [7], değerlendir- [5], duy-* [5], konuş- [5], kullan- [4], oku-* [4], yaz-* [4],<br />

467

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!