19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yakınlarda:⌠4⌡/1. Yakın yerlerde, çevrede./ “Ø”. ; /2. Son zamanlarda.{kısa bir süre<br />

içinde.}/ “Belki yakınlarda iki-üç gün gelirim…” (GD-ADM)., “ÜÇÜNCÜ ERKEK Üçüncüsü yakınlarda girdi<br />

yaşantıma.” (BU-GYÇ)., “Yakınlarda Ant dergisinde eleştirmenlerin konuşmalarını izlemiştir{takip etmek} herhal okurlar!”<br />

(EA-DY)., “Yakınlarda bir kitabım çıkacak{yayımlanmak}; Yaşar Yaşa Gör Temaşa koydum adını.” (FA-SUYK).<br />

1.⌠-⌡→ Ø.<br />

1.⌠4⌡→ çık- {yayımlanmak}, gel-, izle- {takip etmek}. ║ yaşamına gir-.<br />

yakinen:⌠2⌡/Sağlam olarak, iyece (bilmek)./ “Halanızı, büyük teyzeniz Nuriye hanımı yakinen<br />

tanırım.” (NM-TK)., “Defterdar Paşa ile Hasan Halife sarayda Hasbahçe'de değildir, yakinen biliyorum, padişah da onlan<br />

aratıyor!.. diye yemin etmişti.” (REK-Y).<br />

→ bil-, tanı-.<br />

yalancıktan:⌠6⌡/Yalandan./ “Yusuf a o kadar kar o kadar kar varmıştı ki her yerde kara benzeyen bir<br />

kızı öptüm küçücük bir fahişeydi uykusu vardı yalancıktan ağlamıştı biliyordum masalla ayrılık arasında bir şey işte oraya<br />

giderdi o avcılar” (ŞY-1997)., “Burada bulunsaydın seni yalancıktan korur, kendime önem vermiş olurdum, yazık... “ (GD-<br />

ADM)., “Şaban yalancıktan içini çekti: Molla Nasrettin kaç para?” (KT-YS)., “Meğer bütün kadınlar ona ayni benzetmeyi<br />

tekrarlarlarmış, yalancıktan kızdım ve sözümü geri aldım.” (EI-KA).<br />

→ ağla-, değiş-, kız-, koru-. ║ evi terk et-, iç çek-.<br />

yalandan:⌠15⌡/1. Gerçek olmayarak, yapmacık bir biçimde, oyun olsun diye,<br />

yalancıktan, sureta./ “Kızlar da yalandan ağlarlar, ah vah ederler...” (PNB-AGUG)., “Yakub da pestili kaba etlerini<br />

örtecek şekilde yerleştirir, dayağa yatar; vurulan seksen değnek de tesir etmez, fakat Benli Yakub yalandan çırpınır, feryat<br />

eder.” (REK-Y)., “Tante Rosa yalandan inledi.” (SS-TR)., “Ben, yalandan surat ediyorum: Ne yapayım, Hocaefendi?”<br />

(RNG-ÇK). ; /2. Gösteriş olsun diye, özen göstermeden, önem vermeyerek, üstünkörü./ “Ø”.<br />

1.⌠15⌡→ ağla- [3], bağır-, çırpın-, gül-, inle-, kovala-, öksür-, öldür-, payla-, vur-. ║<br />

ah vah et-, çifte at-, feryat et-, neşeli görün-, surat et-.<br />

2.⌠-⌡→ Ø<br />

yalansız:⌠3⌡/2. Doğru bir biçimde, {içtenlikle}./ “Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi.” (CS-<br />

ŞDÇ)., “…yalansız gülümsüyorum.” (Sİ-DSG).<br />

→ yaşa- [2], gülümse.<br />

yalan yanlış:⌠10⌡/3. Doğru düzgün olmasına önem verilmeyerek. {öylesine}./ “Yatağa<br />

uzanıp, onları okumaya çalıştım; daha önce bir kaç yabancı dergide gördüğüm havadisleri pek yalan yanlış tercüme<br />

etmişler,…” (EI-KA)., “HASTA Bu hayatın her saniyesini, yalan yanlış yaşamalı.” (TÖ-TO3)., “Salih bunlara yalan yanlış<br />

cevaplar verdi.” (TB-KA)., “Biri kitabın kapağını okuyor yalan yanlış, öbürü bir kâğıda yazıyor.” (VB-SvB).<br />

tercüme et-.<br />

→ oku- [2], yaşa-, , üflen- (söz), yaz-. ║ aptes at-, cevap ver-, laf et-, şarkı söyle-,<br />

yalap şalap: Ø<br />

464

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!