19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

vücutça:⌠2⌡/Vücut bakımından, vücut durumuna göre./ “…fakat vücutça hiç tanımamışlar,<br />

Fahir sinirli ve bezgin, Nuran sadece sabırlı, yan yana, birbirlerine kapalı, fakat gündelik işlerde açık, iki tesadüf mahkumu<br />

gibi yaşamışlardı.” (AHT-H)., “…hamamı terk edeceği sırada mermerin üstüne düştü, vücutça zedelendi, sıhhatçe de<br />

iyileşemeyecek kadar kötüleşti.” (MTT-SS).<br />

→ tanı-*, zedele-.<br />

yabanice: Ø<br />

Y<br />

yaka paça:⌠20⌡/Zorla, isteği dışında, apar topar./ “Şeyhülislam'dan da fetvayı aldık, kendisini<br />

yaka paça tahttan indireceğiz.” (HT-M)., “ODUNCU'yu elinde baltası yaka paça DİONİSOS'un önüne getirirler.” (GD-<br />

TO1)., “Elleri silahlı zabıtalar ve süngülü askerler kendisini yaka paça Saray'dan çıkardılar.” (HT-M)., “Yaka paça zorla<br />

oyuna iştirak ettirdik.” (EK-DT..A)., “Vak'a olduğu akşam, derhal, İstanbul'daki bütün muhalifleri yaka paça tevkîf ettirmiş,<br />

hepsinin evini bastırmış, "hepsini Bekir Ağa Bölüğü'ne tıkmıştı.” (YKB-SEP).<br />

→ getir- (-e) [3], çıkar- (-i, -den) [2], indir- (-e, -den) [2], bulan-, sok-, sür- (sürgün),<br />

tutuş-, yükle-. ║ tahttan indir- [2], hapse attır-, huzura çıkar-, iştirak et-, öbür dünyayı boyla-,<br />

tahta oturtul-, tevkif ettir-. ║ tutup çıkar-.<br />

→ yaka paça etmek (veya götürmek).<br />

yakında:⌠237⌡/1. Yakın bir yerde./ “İvan sessizce yiyor, yerken karşıdaki meşe ağaçları arasından<br />

görünen, ayın altın ışınları altından pırıl pırıl denize bakıyor, denizi çok yakında hissediyordu.” (CD-Oİ). ; /2. Çok<br />

geçmeden./ “Açıkça yazmıyor ama, galiba yakında gelecek.” (TÖ-TO1)., “Alp, bazı işleri ayarlamak üzere gidecek ve<br />

yakında yine dönecekmiş.” (EÖ-GSA)., “Sedefkâr dostum, durup sabırla mırıltıların kesilmesini bekledi, sonra: - Çok<br />

yakında gidebilirim, bu içinizde bazılarının sandığı gibi bir ayrılık değildir elbet…” (EI-NS)., “"Kimin ne olacağını yakında<br />

görürsün," diyerek Neco'yu duvara itekliyorum.” (AÜ-SG)., “Gülen dam da sanırım yakında bir mütekaitle evlenecek,<br />

bizden aynlacak.” (F-PY)., “Ama neden böyle olduk? Yakında sen de öğrenirsin.” (CK-YÖ)., “Çıkamazsın. Yakında af<br />

çıkacak.” (YK-İM1)., “Mutlak pek yakında taarruz olacak, Türk ordusu kasabayı kurtaracaktı.” (HEA-VK)., “Ona sebepten<br />

derim işte sana ki, sen kasavetlenmeyesin, yakında alacaksın iyi bir haber, kavuşacaksın şirinciğine...” (EB-BG)., “Tatile<br />

falan gitmiştir, yakında çıkar gelir, dedi.” (AÜ-SG). ; /3. Son günlerde./ “İngiliz yargıcının taktığı peruka yakında<br />

düşecek ve altındaki kel görünecekti.” (İS-AG)., “Yakında milletin itimadını kazanan Mebuslar Meclisi İstanbul'da<br />

toplanacaktır.” (UM-KKA)., “Yakında yine yol görünüyor bana.” (NU-DG).<br />

1.⌠1⌡→ hisset-.<br />

2.⌠232⌡→ gel- [21], dön- [12], git- [8], gör- [8], başla- [7], evlen- [6], öl- [6], dol- [5],<br />

açıl- (okul vb.) [3], bit- [3], bul- [3], düzel- [3], görüş- [3], öğren- [3], bekle- [2], çık- (-i) [2], çık-<br />

{taburcu olmak} [2], çık- {yayımlanmak} [2], taşın- [2], yap- [2], aç- (işyeri), al- (haber,<br />

mektup vb.), al- {getirtmek}, alış-, anla-, basıl- (eser), başlat-, beklen-, bildir-, bin-, bomba<br />

patla- {ortaya çıkmak}, boşal-, buluş-, çık- {yumurtadan}, çıkar-, çınla-, çiftleştir-, çök-,<br />

462

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!