Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

library.cu.edu.tr
from library.cu.edu.tr More from this publisher
19.07.2013 Views

çek-, kendini ver-*, mahvol-, ortadan kalk-, reddedil-, reddet-, rotasını değiştir-, sözleri kaldır-, umudu suya düş-, üstüne yıkıl-, vazgeç-, zihinden silin-.║ kaldırıp at-*, yok olup git- *. tümen tümen:⌠2⌡/Pek çok, {çokça}./ “İçini kurcaladınız mı magazin hikayecilerini, dedikodu şairlerini tümen tümen bulursunuz.” (GY-D)., “Bulutlar yeni atılmış hallaç pamuğu gibi öbek öbek, tümen tümen altından, üstünden, sağından solundan geçiyorlardı.” (AK-AA). → bul-, geç-. Türkçesi: Ø 446

U ucun ucun:⌠2⌡/1. Uç uca, ucu ucuna, azar azar./“İkinci Yeni, yani anlamsız şiir mi övülüyor "ucun ucun" bu sözlerle?” (MF-ES)., “Yuvasızlığı güzel gözlerini şaklataraktan ucun ucun mu yüreklenir kişi…” (ME-TŞ). ; /2. Yan yana./ “Ø”. 1.⌠2⌡→ övül-, yüreklen-. 2.⌠-⌡→ Ø ucu ucuna:⌠3⌡/Ancak, en son kertede./“Kırk yıldır ucu ucuna denk getiremedim.” (AS-YA)., “Krapen Pasajı'nda meyhaneler vardı, biz ucu ucuna yetişmiştik, onlara özenen bir yer.” (Aİ-YK)., “Evden çok erken çıkmama rağmen gene zar zor, ucu ucuna, filitresi filitresine yetişeceğim gideceğim yere.” (FŞ- EF). → yetiş-, yetiştir-. ║ denk getir-. ucuzca:⌠1⌡/Ucuz olarak, ucuz bir biçimde./“Çünkü bu şimdi ceviz masasından il idare başkaniyle konuştuğu fabrikayı yıllarca önce Emvali Metruke'den, gene bu parti mebusu, hatırlı birinin yardımıyle ucuzca satın almış, yıllar yılı da geliştirip büyütmüştü.” (OK-KT). → satın al-. ucuz pahalı:⌠1⌡/Yüksek veya düşük fiyatlı olduğuna bakmadan./ “Öyle söyleyeceğinize bu kedi bezin çok hoşumuza yitti, bunu ucuz pahalı bize sat, deyin, daha iyi!..” (OK-KT). → sat-. ucuzuna:⌠1⌡/Ucuz olarak, ucuzca./ “Satacak pek bir şey yoktu, ucuzuna buğday satar parasını götürürdük.” (FB-ID). → sat-. uçtan uca:⌠4⌡/Bir baştan bir başa./“Gözlerin sonsuz uzun sonsuz çekikti Baksan uçtan uca Çin Şeddi'ni görebilirdin”(CS-SS)., “Şu senin bulutsu sesin var ya uçtan uca tersyüz ediyor geceyi” (CS-SS)., “Sokaklar uçtan uca kazılmış.” (CS-SS)., “Binlerce ağızdan bir ilâhî gibi engin Sesler denizin ufkunu uçtan uca sardı,..” (YKB-KGK). → gör-, kazıl-, sar-. ║ tersyüz et-. uç uca:⌠5⌡/Bir şeyin son noktasıyla, ikinci bir şeyin baş noktasını birbirine ekleyerek./ “Ayrı ortamların boyutları uç uca bitişiyor.” (CS-GC)., “İçine yalnızlık ufku dolunca Yolları uc uca bağlar bir çoban.” (FHD-50S)., “Yüklendi. «Kalem» odasında iki masayı uç uca getirdi.” (KT-YS)., “Yastıklar, uç uca uzatılmıştı.”(YK-KSİ). → bağla-, bitiş-, getir-, uzatıl-. → uç uca gelmek. ufaktan ufağa:⌠1⌡/Küçük küçük, ufak ufak, azar azar./ “Yön dergisi ufaktan ufağa kaşıyordu bu karışıklığı.” (HC-KKKY). 447

çek-, kendini ver-*, mahvol-, ortadan kalk-, reddedil-, reddet-, rotasını değiştir-, sözleri<br />

kaldır-, umudu suya düş-, üstüne yıkıl-, vazgeç-, zihinden silin-.║ kaldırıp at-*, yok olup git-<br />

*.<br />

tümen tümen:⌠2⌡/Pek çok, {çokça}./ “İçini kurcaladınız mı magazin hikayecilerini, dedikodu<br />

şairlerini tümen tümen bulursunuz.” (GY-D)., “Bulutlar yeni atılmış hallaç pamuğu gibi öbek öbek, tümen tümen altından,<br />

üstünden, sağından solundan geçiyorlardı.” (AK-AA).<br />

→ bul-, geç-.<br />

Türkçesi: Ø<br />

446

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!