19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Dil araştırmacılarının ilk sözcük türü sınıflandırmalarının temelinde belirteçlerin<br />

kaynağı olarak sıfatlar gösterilir. Belirteçlerle ilgili olarak genel bir çerçeve çizecek olursak,<br />

sıfatların adları nitelemesi gibi belirteçlerin de fiilleri nitelediğini söyleyebiliriz. Bu noktada<br />

sıfatlarla belirteçler arasında işlevsel bir paralellik vardır. Birçok dilde bu durum benzer bir<br />

görünüm olarak karşımıza çıkar. Bu anlamda, bir belirtecin fiil dışındaki yapıları<br />

tamlamasının ikincil bir işlev olarak ortaya çıktığı düşünülür (Lyons, 1983:292,293). Yine<br />

söylemek gerekir ki, belirteçler dilde sözdizim içerisinde değişik düzeylerde (tümcecik, söz<br />

öbeği, sözcük) ortaya çıkarlar: saat dokuz olur olmaz tümceciği, bu sabah söz öbeği ve dün<br />

sözcüğü bu düzeylere örnek olarak verilebilir (Lyons, 1983:309).<br />

Burada sözlükbilimin temel ölçütleri açısından sözcük türleri arasında geçiş/değişim<br />

özellikleri üzerinde durmak gerekir. Bir dil biriminin sözlükbirim olabilmesi, yani<br />

sözlükselleşmesi için, türetim (derivation) ve çekim (inflection) ilişkileri belirleyici rol<br />

oynamaktadır. Biçimbilimin alt çalışma alanlarından olan “…çekimsel biçimbilim<br />

(inflectional morphology), sözdizimsel kurallarla bağlantılı olarak sözcüğe eklenen eklerin<br />

türetimsel biçimbilim (derivational morphology) ise köke yeni anlam yükleyen eklerin<br />

özelliklerini inceler. Çekim eklerinin köke ya da tabana nasıl ve hangi sesbilimsel kurallara<br />

göre ekleneceğini belirleyen kurallar, sözdizim kurallarıdır.” (Büyükkantarcloğlu, 2000:90-<br />

91).<br />

Bir sözlükbirimin, türetim (derivation) yoluyla ortaya çıkması sürecinde yeniden<br />

anlamlanmasının yanı sıra, sözcüğün tür olarak değişkenliği, yani bir sözcük türünden<br />

diğerine geçişi, o sözcüğün en az sözdizimsel işlevler taşıması kadar önemlidir. Genelde tüm<br />

dillerde özelde de Türkçede, bir sözlükbirimin sözlükte aynı madde başında birbiriyle<br />

değişebilirliğe sahip olması, onun sözdizimsel işlevlerini yerine getirirken üstlendiği bir<br />

özelliktir. Sözcükbirimler arasında var olan bu değişebilirliğin özellikle de sıfat ve belirteçler<br />

ile adlar ile sıfatlar arasında gerçekleştiği gözlemlenir. Bu sözcük türlerinin aralarında tür<br />

değiştirebilme özelliği, diğer nedenler bir yana bırakılırsa, özellikle anlamlı birer dil birimi<br />

olmalarıyla doğrudan ilgilidir. Öte yandan çekim (inflection) yoluyla ortaya çıkan dil<br />

birimlerinin sözlükbirimler olarak sözlüklerde yer almamaları bu sürecin doğal bir sonucudur.<br />

Çekime uğramış dil birimleri, bu süreçte doğrudan sözdizimsel işlevleri yerine getiren bir<br />

özellikle var olur. Özetle söylemek gerekirse, bir dil biriminin sözlükbirim olarak değer<br />

kazanabilmesi, yalnızca sözdizimsel bir işlevi yerine getirmesiyle değil anlam ve/ya türünde<br />

de bir değişim olmasıyla gerçekleşir. Bu anlamda sözdizimsellik sözlükselleşmede yeter-şart<br />

değil gerek-şart bir özellik olarak karşımıza çıkar.<br />

14

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!