19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ahenkli' sürüyordu.” (OB-HYD)., “Günler, haftalar geçiyor, hayat Aylin için hastanesi, okulu ve evi arasında tekdüze akıp<br />

gidiyordu.” (AK-AA)., “… aslında büyük baskıları peşinde sürükleyen bunaltıcı ve tekdüze yaşamını yaşarlar.” (AK-MY).<br />

kalkıp in-.<br />

→ geç- (yaşam), sür- (ses), uza- (gün), yaşa-. ║ ifade ver-. ║ akıp git- (yaşam) [2],<br />

teker teker:⌠148⌡/Birer birer, ayrı ayrı./ “Adamlar önce teker teker, sonra topluca başlarını<br />

kaldırdılar, gamlı gözlerle şoseye baktılar.” (CD-Oİ)., “Her yolcuya teker teker anlat.” (AN-AZDE)., “Bir başka<br />

makalemde, yıkılması İstanbul'un güzelliği için lâzım olan binaları teker teker sayacağım.” (AHT-YG)., “Sonra bütün<br />

akrabalarının, arkadaşlarının, yakınlarının evlerini teker teker dolaştı, çarşıya, yorgun argın yöneldi.” (YK-KSİ)., “Bu<br />

kasabadakilerin herbirine teker teker sorsan gene bilinmez.” (AN-AZDE)., “Çocuklar, teker teker geldiler, şekerlerini<br />

aldılar gittiler çeşmenin yanına dizildiler.” (YK-KSİ)., “TELGRAFÇI : Gürültü etmeyin... teker teker konuşun...” (NH-YM).,<br />

“Hepsiyle teker teker ilgilendi.” (FB-T)., “Fıkralarımdaki eleştirilerimi teker teker belgelerle kanıtladım.” (FA-SUYK).,<br />

“Halkı teker teker selâmladı.” (HT-GF)., “Odasına çekilirken, binbaşıyla benim yanaklarımızı okşadı. Teker teker sıktı<br />

ellerini sanatçıların.” (VB-SvB)., “Sonra teker teker kayboldu bunlar, Hepimizin bildiği dikta rejimi başladı.” (GY-D).,<br />

“Şimdi bu üç kısmı teker teker ele alalım…” (FA-YST)., “Üsteğmen, bıyık altından gülerek hepimizi teker teker gözden<br />

geçirdi.” (EB-BG)., “Bunlar teker teker yok oldular.” (HT-M).<br />

→ bak- [12], anlat- [8], say- [6], dolaş- [5], sor- [5], gel- [4], gör- [3], incele- [3], konuş-<br />

[3], çıkar- [2], geç- [2], git- [2], ilgilen- [2], oku- [2], söyle- [2], taşı- [2], vur- [2], Aç-, (pencere),<br />

arat-, at-, avla-, ayır-, batırıl- (gemi), bin-, bul-, canlandır-, çal- (kapı), çık-, çöz-, dokun-, don-<br />

{dikilip kalmak}, dur-, duy-, düş-, ele-, evlen-, fırlat-, geçiril-, gir-, göster-, in-, incelen-,<br />

indir-, işaretle-, kaldır- (ayağa), kanıtla-, kopar- (yaprak), kucakla-, kucaklaş-, öğret-, öl-,<br />

salla-, sarkıt-, sayıl-, seç-, seçil-, selâmla-, sön-, süz- {bakmak}, tanı-, tanıt-, tart-, tut-,<br />

uyandır-, uzan-, ver-, yak-, yaktır-, yap-, yaşa-, yaz-, yerleştir-, yıka-, yırt-, yoklattır-, yürü-,<br />

zorla- (kapı). ║ el sık- [3], kaybol- [2], ele al- [2], bahset-, başını kaldır-, davet et-, el öp-, elde<br />

et-, elinden tut-, gözden geçir-, hisset-, kaydet-, (kelimeler dudaktan) dökül-, sökün et-, suya<br />

koy-, tahliye edil-, takdim edil-, tarif et-, teslim et-, üst baş aran-, yemin ettir-, yemin ettiril-,<br />

yok ol-, ziyaret et-. ║ açıp ara-.<br />

⇒ teker teker bakmak, teker teker anlatmak, teker terek saymak.<br />

teke tek:⌠4⌡/Bire karşı bir, yeke yek./ “Yunanla teke tek kalsak... teke tek...” (KT-YS)., “HASTA Ben<br />

teke tek dövüşürüm.” (TÖ-TO3)., “‘Teke tek çıkın çocuğa.’” (SD-K).<br />

→ çık-, dövüş-, kal-, oynaş-.<br />

tekiden: Ø<br />

teklifsiz:⌠4⌡/Samimi, içli dışlı, sıkı fıkı bir biçimde./ “Buraya vakitsiz ve teklifsiz gitmiştim.”<br />

(FRA-Ç)., “Ben açamam, istersen sen kendin aç, kendin onunla gayet teklifsiz konuşuyorsun zaten!” (OCK-KE)., “Nihayet<br />

Milli Ordular Başkumandanı bizzat odaya girdi. Teklifsiz ve tekellüfsüz oturdu.” (MB-AK).<br />

→ git-, konuş-, otur-, yaklaş-.<br />

434

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!