19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

→ dur-*, kurtul-, yık-.<br />

şaka yollu:⌠10⌡/Ciddi bir şeye şaka görünümü vererek, şaka yollu (söyleme,<br />

konuşma)./ “'Kız, harim-i ismetinize, bir yabancıyı, aile reisine danışmadan, nasıl sokarsın...' diye, şaka yollu, beni<br />

azarladı.” (EA-DÖY)., “Alman taarruzlarını desteklemek maksadıyla, Türkiye'nin Trakya sınırından Sovyet sınırına, asker<br />

kaydırıp kaydırmadığını sormuş; tamı tamına 26 Tümen diyormuş, şaka yollu elbet, espriler filân yaparak …” (Aİ-OKB).,.<br />

“Sümer Yüzbaşı, şaka yollu gençleri uyardı: Haberin, en can alıcı yerine geliyoruz.” (GD-AK)., “Müfit, gözleriyle<br />

'akşamcıları' tararken, şaka yollu soruyor: "Hayrola doktor, bu mel'ûn gazeteyi size aldıran nedir?” (Aİ-YK).<br />

→ azarla- [2], de- [2], çıkış-, sor-, söyle-, uyar-. ║ ısrar et-, saç çek-.<br />

şaka yoluyla: Ø--<br />

şakır şakır:⌠26⌡/2. Bu sesi çıkararak (yağmak, ötmek vb.)./ “Ama şimdi şakır şakır<br />

yağıyordu.” (Sİ-ÖKS)., “Ama bugün hem benekli uzun yılan, hem de kanatlı yılan, işte oradan, çalıların içinden şakır şakır<br />

akıp gelecekler.” (YK-KSİ)., “Yazıcılar şakır şakır zabıt tutuyorlar, suçlular ifade veriyorlar.” (NE-GT)., “Oluklardan şakır<br />

şakır yağmur suları dökülüyor.” (Sİ-DSG). ; /3. Kolaylıkla, iyi bir biçimde, akıcı olarak./ “Taksi şoförleri<br />

bile şakır şakır Fransızca konuşuyorlar!” (ES-SUYK)., “İki kilidin içinde, çavuşun anahtarı şakır şakır döndü, kelepçeler<br />

açıldı…” (RI-KG)., “…düşüncelerimizin resmini, haritasını çizerek aksın, şakır şakır dökülsün.” (SFA-HBSK). ; /4. Çok<br />

parlak ve ışıklı olarak./ “Aktı paris asıl Paris ulu Paris mavi mavi kızıl kızıl aktı Ren Ron Garon Sen aktı Paris sular<br />

gibi şakır şakır aktı Paris 1958 Mayıs yirmi sekizde.” (NH-YŞ). ; //Çok, aşırı veya sık bir biçimde.// “Nişancı<br />

sert birkaç söz söylese ona, şakır şakır donuna işiyor.” (YK-KSİ)., “Millet şakır şakır yatıyor içerde.” (ÇA-BAG).,<br />

“Yüzündeki pamukların üstüne şakır şakır gözyaşları akıyor.” (AN-ŞÇH)., “Nezleyim, şakır şakır burnum akıyor, bronşitim<br />

azdı.” (VB-SvB)., “Sokaklarda şakır şakır insanlar öldürülüyordu.” (NE-GT).<br />

işe-.<br />

2.⌠14⌡ dök- (su), dökül- (yağmur). ║ (yağmur vb.) yağ- [9], zabıt tut- [2]. ║ akıp gel-.<br />

3.⌠4⌡→ konuş- [2], dön- (anahtar), dökül- (düşünceler).<br />

4.⌠1⌡→ ak-.<br />

//…///⌠6⌡→ ak- (gözyaşı, kan), dök- (su), öldürül- (insan), yat-. ║ burnu ak-, donuna<br />

⇒ şakır şakır yağmak.<br />

şakır şukur:⌠2⌡/Fazlaca şakırtı çıkararak {hızlı bir biçimde}./ “Çift ücret verilince, bizim<br />

delikanlılar ne hikmetse kadınları bağırtarak, şakır şukur sevişirlerdi….” (EA-MR)., “Celil ansızın öksürüyordu işte o<br />

sırada, gözlerini belerte belerte öksürüyor, belki dikildiği yerde kıpırdanıyor ve kaşlarını bir çift kılıç gibi şakır şukur<br />

oynatıyordu…” (HAT-KHK).<br />

→ seviş-. ║ (kaş) oynat-.<br />

şakkadak:⌠2⌡/Ansızın./ “Hiçbir birikimleri, en ufak bir iş deneyimleri olmasa bile şakkadak soruyorlar:<br />

‘Kaç para vereceksiniz?’” (TÖ-E)., “‘Ayağa kalkmaya korkuyorum! şakkadak yıkılacağım...’” (FB-ID).<br />

→ sor-, yıkıl-. ║ (sigara) yak-.<br />

413

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!