19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

→ dön- (-e, geri) [6], çık- (-den) [3], dur- (karşısında) [3], gel- (-e) [3], gir- (-e) [2], otur-<br />

[2], de-, sin-, var- (-e), yaklaş-, yat-. ║ ardından git-, ayağa kalk-, öne çık-, takip et-. ║ kalkar<br />

gider.<br />

süratle:⌠88⌡/Çabucak./ “Başını kısarak çayırlığı süratle geçti, ormana girdi.” (KT-Gİ)., “Kız süratle<br />

dışarı çıktı.” (KT-Gİ)., “Evinin önünden geçen çocuk, büyük adımlarını sıklaştırır, süratle uzaklaşırdı.” (GY-H1).,<br />

“Hiddetle, süratle fırlar, çıkar.” (AMD-O)., “Daha ileri gitmekten kendimi men etmek için süratle döndüm ve yerime<br />

oturdum.” (SA-K/S)., “İhtiyar adamı koridorda yalnız bırakarak süratle merdivenlerden indi.” (RNG-YD)., “Hüseyin Efendi<br />

süratle çekildi.” (HEA-VK)., “Şahin Efendi, süratle geri çekildi.” (RNG-YG)., “Hayvanlar, her vakitki gibi levent başlarını<br />

havada silkerek ufka doğrulttular ve arabayı, bir saman yığını gibi hafifçe, gürültüsüzce süratle çekip götürdüler.” (PS-SK).<br />

“Bekir, ümitsiz etrafına bakındı. Süratle gece oluyordu.” (KT-Gİ).<br />

→ geç- [6], çık- (dışarı vb.) [5], uzaklaş- [5], fırla- (dışarı vb.) [3], dön- [2], git- [2],<br />

ilerle- (zaman vb.) [2], in- (merdiven vb) [2], soyun- [2], yaklaş- [2], yap- [2], yayıl- (isyan) [2],<br />

yürü- [2], arşınla- {yürümek}, sar- (ateş), bak-, bul-, çek- {giymek}, çekil-, çevir-, de-, doğrul-<br />

, doldur-, düşün-, düzeltil-, eski-, gel-, ilerle- (hastalık), hatırla-, hazırla-, kalk-, kavra-,<br />

mahmuzla-, serinleş-, sislen-, süz-, unutul-, genişlet- (yangın), genişle- (yangın), yay- (dergi),<br />

yan- (ışık), yaz-, yazdır-, yerleştir-, yırt-. ║ geri çekil- [2], elini çek- [2], davet edil-, eline al-,<br />

etraf yap-, ev ara-, gece ol-, gözünün önüne getir-, hareket et-, harekete geç-, inkişaf et-, işe<br />

gir-, mesele çöz-, nefes al-, plan yapıl-, zihinden geç-. ║ çekip götür-, dönüp git-, uçup git-.<br />

sürekli:⌠267⌡/2. Uzun süreli olarak, daima./ “Göze gelen ışınlar, bir nesnenin çevresinde yürürken<br />

bakıldığında olduğu gibi, nesnenin yeri ve açısı değiştikçe, sürekli değişir.”(DC-Yİİ)., “Bu öyle değil ki; düşünüyorsunuz<br />

sürekli, Tashihi siz yapıyorsunuz, redaksiyonu siz yapıyorsunuz...” (FA-SUYK)., “Adı aynı kalsa da geride bıraktığı 10-11<br />

bin yıl içinde kültür sürekli gelişmiştir.” (BG-KA)., “İnsanların acılarını görmek istemiyorum, sürekli kaçıyorum acılardan,<br />

benim acılarım başkalarınki gibi taa derinlerde saklı değil çünkü, hemen tenimin altında duruyor, bir başkasının acısı benim<br />

tenime değdiği anda, tenimi yarıp acılarımı ortaya çıkarıyor.” (AA-YÖT)., “Esmer genç, sürekli dışarı bakıyor fakat,<br />

ortalarına doğru kayıp, her ikisine' de yavaş yavaş sürtünüyordu. (KK-SE)., “Göz açıp kapayacak kadar çabuk geçen bir kırk<br />

beş yıl ağır, ama sürekli çalışmış, elini bir gün olsun bu yüzden eksik etmemiş, oynamış durmuştu demek.” (SKA-GA)., “Kar<br />

sürekli yağıyormuş.” (AA-RÜ)., “O bahse dönülmesin diye mi sürekli konuşuyor?” (Aİ-OKB)., “Sürekli<br />

haberleşiyorlardı.” (HT-GF)., “Yengemi seviyorum, sürekli gülüyor, annem gibi ağırbaşlı değil.” (EA-DÖY).,<br />

“Yayımlandığından beri düzenli aralarla basılıyor ve sürekli okunuyor.” (İA-İKG)., “Yaşıtlarını veya yetişkinleri sürekli<br />

taklit eder, onların davranışlarını ve sözlerini tekrarlar; insanları sever ve onlarla ilgilenir.” (LN-BD)., “Evin önünde<br />

sürekli nöbet tutacaklar gelin çıkınıma kadar!” (FB-T)., “Hemen hemen evden çıkmıyor, sürekli başı ağrıyordu.”(İA-<br />

ÖEK)., “Gözlerim hep etrafımdadır, sürekli notlar alırım.” (ZA-MAAİ)., “Gerçek benliğine karşı geliştirdiği nefret sonucu<br />

görkemli bir kişiliği benimsemeye çalışan insan bu uğurda sürekli ödün verir.” (EG-İO).<br />

→ değiş- [5], düşün- [5], geliş- [4], kaç-* [4], konuş- [4], tartış- [4], vur- [4], ağla- [3],<br />

bak-* [3], iç- [3], iste- [3], izle- [3], oku- [3], sor- [3], söylen- [3], uyu-* [3], yaşa- [3], yaz- [3],<br />

bekle- [2], çal- [2], çalış- [2], değiştir- [2], ertele- [2], etkile- [2], gözle- [2], izlen- [2], okun- [2],<br />

otur- [2], suçla- [2], uyar- [2], vurgula- [2], yan- [2], yinele- [2], açıkla-, aktar-, al-, anlat-, ara-,<br />

art-, asıl-, aş-, atıştır-, ayıpla-, azal-, bağır-, bakıl-, bas-, böbürlen-, cilveleş-, çat-, çiz-, de-*,<br />

409

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!