19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

→ davran [12], bak- [3], karşıla- [2], buldur-, gel-, kaç-, karşılan-, otur-, yat-. ║<br />

muamele gör- [2], nabzı at-.<br />

⇒ soğuk davranmak.<br />

soğukça:⌠6⌡/2. Soğuk bir biçimde./ “Zalaca soğukça: «Git bak kardaşım,» dedi.” (YK-OD)., “Biraz<br />

rüzgâr soğukça esse tavan Iboyu ocaklara kuru zeytin kütükleri atıyorlar, hindiler doldurarak, kazlar kızartarak kışın da<br />

zevkini çıkarıyorlardı.” (RHK-MH)., “Boğazından ağır ağır, soğukça iniyor aşağı.” (SD-K).<br />

→ de- [3], es-, yanıtla-. ║ (boğazından aşağı) in-.<br />

sokulu: Ø<br />

soluksuz:⌠18⌡/1. Soluk alamayacak biçimde./ “Yattığı odanın kapısına gelince heyecandan<br />

soluksuz kaldım.” (FA-SUYK). ; /2. Ara vermeden./ “p. cheyııey'in bir kitabını bir kahvede soluksuz bitirdim …” (Aİ-<br />

SB)., “Nasıl öpüşüyorlar soluksuz Temmuzun dudaklarıyla…” (VŞA)., “Kuşlar gibi, yorulmasız, soluksuz kovala beni.”<br />

(RB-SN)., “Gözlerimizi kırpmadan belki de soluksuz, onun yuvarlana yuvarlana sokağı kıvrılışına baktık.” (EÖ-P/S).<br />

1.⌠11⌡→ kal- [11].<br />

2.⌠7⌡→ bak-, bitir-, çalış-, kovala-, öpüş-, sırala- (lâf), sürdür-.<br />

⇒ soluksuz kalmak.<br />

son derecede:⌠3⌡/Olabildiğince aşırı ölçüde./ “Hele Nuri'nin evlenmesinden sonra, perhiz, son<br />

derecede sıklaşmıştı.” (AHT-H)., “Onun için son derecede vazıh olmalıyız.” (AHT-H)., “Padişah İstanbul'dan gönderilen<br />

beyannamenin yakılmasına, heyetin bir palangada hapsine son derecede kızdı.” (REK-Y).<br />

→ kız-. sıklaş-. ║ vazıh ol-.<br />

sonra**:⌠46⌡/1. Daha ileri bir zamanda, müteakiben, önce karşıtı. {ilerleyen bir<br />

zamanda}/ “Ayırın lütfen, sonra gelirim.” (YA-AO)., “Fakat sonra gülmedim.” (AHT-H)., “Sonra hakkındaki hükmü<br />

tebliğ ederim.” (AS-YA)., “Şimdi, git yat uyu, sonra konuşuruz.” (EB-BG). ; /2. Daha uzak ve ileri bir yerde./<br />

“Ø”. ; /3. Makam, sıra, değer ve önemde arkada oluşu bildiren bir söz./ “Ø”. ; /4. Yoksa, aksi<br />

hâlde./ “Ø”.<br />

1. ⌠7⌡→ gel- [2], al-, git-, gül-*, konuş-. ║ tebliğ et-.<br />

2.⌠-⌡→ Ø<br />

3.⌠-⌡→ Ø<br />

4.⌠-⌡→ Ø<br />

sonradan:⌠174⌡/Konuşulan zamanın ardından gelen zamanda./ “Ahmet ağabeymiş,<br />

sonradan öğrendim, sordu: - Siz, Allah'ın, bizi sevgisinden yarattığını biliyor muy dunuz?” (EI-NS)., “Ama sonradan alıştı<br />

ve filmi aldı, götürdü. (AD-Y)., “Birdenbire şaşırdım, ne demek istediğini sonradan anladım: Sami'nin mısraında daha bir<br />

sahihlik, bir authenticite var; söylemek istediğini daha doğrudan doğruya söylüyor, Baudelaire ise, sıkıntı çekiyor demiyelim,<br />

sözü biraz karıştırıyor.” (NA-KD/A)., “Çok sonradan otel olmuş.” (AÜ-SG)., “Eski model bulduğunu sonradan söylemişti.”<br />

(HC-KKKY)., “İstediğim o değil! Sonradan pişmanlık ve utanç duymamalıyım.” (AB-BBYŞ)., “Bu olmadı. sonradan onları<br />

405

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!