19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

sellemehüsselam: Ø<br />

semizce: Ø<br />

sence: Ø<br />

senetli sepetli: Ø<br />

senetsiz sepetsiz:⌠1⌡/Bir iş yazılı bir belgeye dayandırılmadan (yapılmak)./ “SELİM :<br />

Parayı senetsiz sepetsiz mi verdin, Hasan? ...” (NH-YM).<br />

→ ver-.<br />

seneye:⌠11⌡/Gelecek sene./ “Seneye başka bir yöntem bulun ne olur?” (GM-BKVY)., “Değil efendim,<br />

değil, hep fırtına yapar. Seneye sizi Karadeniz'e götürelim.” (AK-MY)., “Seneden seneye icarı artıyor.” (YKK-KK).,<br />

“Seneye neredeyse 350 trilyon faiz ödenecek.” (TA-NB)., “Seneye dilerim 364'ü 365 yaparsın.” (ÜD-KŞ).<br />

→ bul- [3], götür- [2], art-, bit-, bitir-, gel-, giy-, gör-, öde-, yap-.<br />

senli benli:⌠8⌡/2. Aşırı ölçüde samimi olarak, teklifsiz bir biçimde./ “Anasından<br />

babasından cesaretlenip Rozalya'yla senli benli konuşmuştu işte.” (GY-H2).<br />

→ konuş-* [8].<br />

→ senli benli olmak.<br />

⇒ senli benli konuşmak.<br />

sepil sepil: Ø<br />

serapa:⌠4⌡/Baştan başa, bütün olarak./ “Demek ki o, bazan bir Berin, bir Derviş, gibi erkeğe karşı<br />

serâpâ duygu kesilebiliyor; cinsî iştahın gizli sıtmasına tutuluyor, için için ürperiyor, titriyor...” (RHK-BS)., “… yeniçeri<br />

ağası gelir, serapa üryan oğlanları dikkatle gözden geçirir, en güzellerini Sarayı Hümayun'a içoğlanı olarak ayırır…”<br />

(REK-Y)., “Yuttu bir top mermisini ağzından mest oldu, serapa, İhtiyat zabit vekili Naim.” (FHD-ÜŞD)., “Refik Haid<br />

«Memleket Hikâyeleri» nde hiçbir siyasî akıde gözetmeden serapa beşerin ıstıraplarım tahlil etmiştir.” (RHK-MH).<br />

→ duygu kesil-, gözden geçir-, mest ol-, tahlil et-.<br />

serbest:⌠58⌡/8. Rahat, özgür, bağımsız bir biçimde./ “Sonunda, saban tutan eller serbest kaldı,<br />

bilim yaparak, dünyayı keşfetmeye ve aydınlatmaya başladı.” (BG-KA)., “Yavaş yavaş yatıştı, bir sigara yaktı. Serbest<br />

düşünebilirdi artık.” (CD-Oİ)., “Ben bugün elimi kolumu sallayarak serbest dolaşıyorsam, senin sayende.” (OK-KT).,<br />

“Böylece küçük Yusuf, bir sur harabesi üzerinde çıkan bir yabani incir ağacı gibi, biraz sıkıntılı ve şekilsiz, fakat serbest ve<br />

istediği gibi, büyüyor, gelişiyordu.” (SA-KY)., “İster evlen, ister serbest yaşa!” (MŞE-MA)., “Hem epeyce sert ve serbest<br />

söyledi.” (FRA-Ç).<br />

→ kal- [21], dolaş-* [4], konuş- [2], yap- [2], yaz- [2], atla-, bekle-*, büyü-, büyütül-,<br />

çalış-, davrandır-, dur-, düşün-, geliş-, otur-, oynaş-, söyle-, yaşa-. ║ söz söyle-.<br />

→ serbest bırakmak.<br />

⇒ serbest kalmak.<br />

394

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!