19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

R<br />

rabıtasız:⌠2⌡/4. Birbirine bağlı veya tutarlı olmadan./ “Genç kız, birçok yerlerinde, heyecanla<br />

kesilen ekli büklü, rabıtasız, şaşkın fakat kuvvetini hiç kaybetmeyen tesirli cümlelerle Belma'yı anlatıyordu: Karyolanın<br />

içinde bir sıçrayışları, sarsıla sarsıla bir ağlayışı vardı...” (PS-SK)., “Fakat karısından işe yarar bir cevap almak imkânı<br />

yoktu. rabıtasız konuşuyor ve sözleriyle daha ziyade Salâhattin Bey'in zihnini karıştırıyordu.” (SA-KY).<br />

→ anlat-, konuş-.<br />

raddelerinde: Ø<br />

rağmen: Ø--<br />

rahat:⌠103⌡/5. Kolay bir biçimde, kolaylıkla./ “Anılarına sonsuz şükranlar, saygılar sunarım.<br />

rahat uyusunlar.” (SB-HAY)., “Besbelliydi bu. Rahat yaşıyordu.” (NM-TK)., “"Bırak emmiyi, dayıyı; rahat konuş!"” (FB-<br />

T)., “Ama hiç değilse karımla çocuğum rahat yaşasınlar-, diye mırıldanırdı.” (HT-ÖTÖ)., “Bari son günlerimi rahat<br />

geçireyim.” (YK-KSİ)., “Geceleri rahat uzandım yatağa Sabahlara dek bekçi düdük çaldı.” (AS-Ş)., “Kafamda sade sen<br />

varsın, yalnızlığını düşünüp üzülüyorum, ama belki de rahat çalışıyorsundur.” (GD-ADM)., “Meczup hiçbir şey işitmiyor-<br />

muş gibi sakin, rahat yürüyordu. (Sİ-İGÇÖ1)., “Sen rahat davranmıyorsun, sürekli diken üzerindesin.” (DC-Yİİ)., “Zürih'te<br />

bir bankada hesap açtırmamım nedeni bu ülkeye rahat girip çıkmaktır.” (SY-BECO).<br />

→ uyu-* [23], yaşa-* [11], otur-* [8], konuş-* [6], geçir- (gece, gün, ömür vb.) [5], çalış-<br />

* [4], yürü-* [4], davran-* [3], git- [2], hatırla-* [2], öl- [2], yat- [2], yaz- [2], ye-* [2], ak-*, al-,<br />

çık-, dinle-*, geç-, geçin-, iç-, işit-, kazan-, okun-, san-, sür-, unut-, uzan-, uzat-{yaytırmak},<br />

var- {ulaşmak}. ║ uyku uyu-* [3], nefes al- [2], gözlerini kapa-* {ölmek}, idare et-, karaya<br />

çık-, seyret-, yolculuk geç-. ║ girip çık-.<br />

→ rahat bırakmak, rahat durmak, rahat etmek, rahat olmak.<br />

⇒ rahat uyumak, rahat yaşamak, rahat oturmak.<br />

rahatça:⌠139⌡/2. Rahat bir biçimde./ “Efe, birinin topuklarına taş bulamamış olacak, kendisi rahatça<br />

oturmuş, durmadan konuşuyordu: Bana iyi kulak verin.” (SK-D)., “İki cümlesini bir arada rahatça söyledi: …” (SKA-GA).,<br />

“Ali dirseğinin üstüne, göllenmiş suyun içine rahatça uzandı.” (YK-OD)., “Artık bu adamla herşeyi rahatça konuşabilirdi.”<br />

(TB-KA)., “«Farkında değilim» diyor adam rahatça.” (NM-TK)., “Bu el, polis eli de olsa rahatça uzanabilirim.” (RI-KG).,<br />

“Gerekirse rahatça kullanacağım.” (EÖ-GSA)., “Ömründe bir kere rahatça gülmemiş, hiçbir ihsasa kendini rahatça<br />

bırakmamış, duygularından bahsetmemiş, çocuklarını bile bir kere heyecanla öpmemişti.” (AHT-H)., “Şimdi rahatça<br />

içebiliriz çayımızı!” (RI-KG)., “Yanındaki erkek atı umursamıyor, bütün gücü ile hamuta ve yan kayışlarına yükleniyor,<br />

gerisinde araba, pulluk yokmuş gibi rahatça gidip geliyordu…” (AS-YA).<br />

→ otur-* [9], söyle- [9], uzan- [6], iç- [5], konuş- [5], de- [4], geç- [4], gör-* [4], uyu- [4],<br />

anlat-* [3], git- [3], gül-* [3], kullan- [3], oku- [3], yaşa- [3], bak- [2], söylen- [2], yerleş- [2],<br />

yürü- [2], açıkla-, açıl-, ağla-, al-, bağır-, bakıl-*, benimse-*, bitir-, çalış-, dayan-, değerlendir-<br />

, dinle-, dolaş-, dön-, dövül-, düşün-, eğlen-, esne-, gez-, gir-, gönder-, hâllet-, işit-, kuşkulan-,<br />

378

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!