19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Deny (1941:234-295)’den çeviriyle Türkçeye ‘katmaç’ olarak aktarılan belirteçler için,<br />

isim ve sıfatlardan kesin bir şekilde ayrıştırılamayacağı, bütün sıfatların, bazı eşitlik eki almış<br />

sıfatların ve bazı isimlerin (yönelme, çıkma ve bulunma durum eklerini alarak) belirteç olarak<br />

kullanılabildikleri ifade edilmiştir. Deny belirteçleri, asıl olma ve diğer türlerden çeşitli yapı<br />

değişiklikleriyle dönüşerek oluşma durumuna göre ele almış, onları, asıl, mekân, zaman, tavır<br />

ve miktar belirteçleri olarak sınıflandırmıştır. Deny, zaman belirteçlerini açıklarken asıl<br />

zaman belirteçleri ve zaman belirteci işini görebilen sözcük ve ifadeler olarak ayrımlamış, bu<br />

tutumu diğer tüm belirteç türleri için genelleştirmiştir. Buradan anlaşılan sözcük türü olarak<br />

belirteçlerin kaynağını diğer sözcük türlerinin oluşturduğudur. Deny, ayrıca birçok belirtecin<br />

ilgeç olarak kullanılabildiğini vurgulamıştır (1941:560). Öte yandan Deny, sözdizimsel işlev<br />

olarak belirteçlere değinmezken, özellikle asıl belirteçlerin kullanımlarına ayrı ayrı örnekler<br />

vererek konuyu incelemiştir.<br />

Kononov (1956:361-412), belirteçlerin kaynağı olarak isimleri, sıfatları zamirleri,<br />

bağlaçları ve fiilleri göstermiş, bunun yanında özel eklerle de belirteçlerin türetilebildiklerine<br />

değinmiştir. Belirteçleri, “bir hareketin, niteliğin veya nesnenin emaresini bildiren değişmez<br />

söz bölüğü” şeklinde tanımlamış, bu sözcük türünü yapı ve anlam olarak sınıflandırmıştır.<br />

Kononov, belirteçleşme kavramından bahsederek, diğer sözcük türlerinin belirteç olmalarının<br />

çok görülen bir durum olduğunu, sözcük türü olarak belirteçlerin sayılarının çok olmadığını<br />

belirtmiştir. Kononov, belirteçleri sınıflandırırken, onların sözlükbirimsel olma özelliğinin<br />

yanında, sözdizimsel ilişkiler göz önüne alınarak belirteçleşme özelliği gösteren yapılarla da<br />

dizimde yer aldığını ifade etmiştir. Kononov’un bugün kabul görmeyen bir ayrımla mekân<br />

belirteçlerine değindiği görülür.<br />

Ergin (1993:374-378), belirteçlerle ilgili yaptığı değerlendirmede, bilinen belirteç<br />

tanımının ardından, onların çekimsiz unsurlar olduğunu belirterek, eşitlik, instrumental ve yön<br />

ekleriyle kullanıma çıktığı üzerinde durmuş, belirteçlerin sıfatlar ve kendilerinden olan<br />

sözcüklerin anlamlarına katkıda bulunmaktan çok, asıl işlevlerini fiiller üzerinden<br />

gerçekleştirdiğini vurgulamıştır. Belirteçlerin fiillere doğrudan doğruya çekimsiz olarak<br />

bağlanan sözcükler olduğunu belirten Engin, belirteçlerin dil dizgesinde bağımlı unsurlar<br />

olarak işletime katıldıklarını, bu nedenle de, bağlı oldukları diğer dil birimlerinden önce<br />

geldiklerini ifade etmiştir. Öte yandan Ergin, belirteçleri; yer, zaman, nasıllık-nicelik ve azlıkçokluk<br />

belirteçleri olarak dört başlık altında irdelemiştir.<br />

Ergin (1993:692), cümle unsurları arasında saydığı ve sözdizimsel işlevine kısaca<br />

değindiği belirteç için, fiilin çeşitli şartlarını ve zamanını gösteren unsur olduğuna değinmiş,<br />

bunların isim cinsinden bir sözcük veya sözcük grubu, bir belirteç veya belirteç grubu ya da<br />

7

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!