19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

(tomurcuk).<br />

→ vur- [4], çık- [2], düş- [2], at- (kalp), bekle-, döğ-, et-, in- (tokat vb.), patlat-<br />

⇒ pat pat vurmak.<br />

patronca: Ø<br />

pat sat: Ø<br />

pattadak:⌠4⌡/Ansızın./ “Bir gün pattadak şöyle diyor Nâzım: Seni seviyorum, Vera.” (RE-G)., “Bu oğlan<br />

günün birinde pattadak «O kızı seviyorum, kız da beni seviyor» diye bir laf atmaz mı ortaya!” (RE-G)., “Ömrün sonu bir<br />

gün pattadak çıkıverir karşılarına.” (RE-G).<br />

AŞ).<br />

→ de-, kullan-. ║ ortaya laf at-*, karşısına çık-.<br />

pattadan:⌠1⌡/Pattadak./ “ERHAN- Bütün perde ne olacak diye seyrettik, sonra da pattadan bitti.” (HT-<br />

→ bit-.<br />

paytakça: Ø<br />

pazarlıksız:⌠3⌡/Pazarlık yapılmadan./ “Anlaşılan siz bunu haber alıp yeldiniz, eğer almağa niyetiniz<br />

varsa size şimdi pazarlıksız elli liraya veririm!” (Sİ-İGÇÖ1)., “Pazarlıksız gelmişsin?” (KT-Gİ)., “… evet gün bir ölüyle ve<br />

kötü bitti pazarlıksız…” (TU-BŞ).<br />

→ bit- (gün), gel-, ver-.<br />

pederane:⌠1⌡/Babaya yakışır biçimde./ “Bugün sana pederane ihtar ediyorum.” (RNG-ÇK).<br />

→ ihtar et-.<br />

pehlivanane: Ø<br />

pehlivanca: Ø<br />

pek:⌠299⌡/3. Gereken, beklenen veya alışılmış olandan çok./ “Babasından öğrenmişti bu<br />

sözü ve ikide bir kullanmayı pek seviyordu. "Bile bile de kırılır mıymış şişe?"” (SD-K)., “Amma ben nasıl diyeceğimi pek<br />

bilemiyorum.” (TB-KA)., “Ablanı pek anımsamıyorum.” (EB-BG)., “Aliye Berger, bu toplumun basma kalıp ölçülerine pek<br />

uymuyordu.” (HT-ÖTÖ..)., “Allah bilir ya, ben bu cevabı da, sesinin perdesini de pek beğenmedim.” (GY-H1)., “Ama o<br />

otomobilden pek anlamıyor.” (SD-K)., “Ama nedense, ondan pek hoşlanmıyor Cavidan Hanım.” (EB-BG)., “Anlamadı<br />

galiba, pek aldırmadı.” (ÇA-BAG)., “Haşim Bey topraklarıyla pek ilgilenmezmiş; çiftliklerin, tarlaların, bağların,<br />

zeytinliklerin ürünlerinden çaldıklarıyla kâhyalar zengin olmuş.” (YA-AO)., “Karısı içinden yine pek inanmıyordu onun<br />

cezaevine gireceğine.” (ÇA-BAG)., “Kapıdan girer girmez, daha selam bile vermeden "Tuh, rezil olduk..." diye dövünmesine<br />

pek şaştım.” (AN-AZDE)., “Uf aman, pek korktumdu başbakanı istifa ettiririz diye.” (Mİ-DHB)., “Adamlarımızın çoğu<br />

bizim ağzımıza bakar akılları pek ermez.” (TB-KA)., “Zifiri bir karanlık içinde ve elleriyle dizleri üstünde sürtünerek<br />

yürümek, Mümtaz'ın pek hoşuna gitmişti.” (AHT-H)., “Pek memnun oldum efendim, inşallah daha çok vakitler teşerrüf<br />

ederiz.” (TDK-KO)., “Ne çektiğini, ne olduğunu herkes pek merak etmez.” (TB-KA). ; /4. Hızlı olarak./ “Ø”. ;<br />

//Sağlam olarak.// “Yüreğinizi pek tutun.” (TB-KA)<br />

372

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!