19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ötede beride: Ø<br />

öteden beri:⌠60⌡/Geçmişten bugüne kadar, başlangıçtan beri./ “Bunu babam öteden beri<br />

bilirmiş, bizi korkutmamak için söylemezmiş, günün birinde prensesin tabutunu da hazineyle birlikte bulacakmışız.” (GY-<br />

H2)., “Ben kürsümde kalıp okuyup yazmak, ders vermek, öğrencilerimle uğraşmak, sadece küçük bir dost çevresiyle ilişki<br />

kurmak istedim öteden beri.” (MU-BDA)., “Aralarındaki çelişkiler bitince aşkları biter diye korkarlar öteden beri zaten.”<br />

(İA-ÖEK)., “Öteden beri: ‘Bizde halk gazete, kitap okumaz,’ denir.” (RNG-AR)., “O bu yolu öteden beri severdi.” (AHT-<br />

H)., “E.C.: Öteden beri Eliot'un "nesnel karşılık" kuramına çok önem verdim. (EC-GDA)., “Tarihsel oyunlarda çok bol olan<br />

savaş sahnelerini, karşılıklı kılıç şakırdatan on ya da on beş figüranla canlandırılmasını, öteden beri gülünç bulurum.”<br />

(MU-BDA)., “Olsun da, bu unvan totaliterliği çağrıştırdığı için beni öteden beri çok rahatsız etmiştir.” (BA-YYY).<br />

→ bil- [5], iste- [4], kork- [3], alış- [2], de- [2], sev-* [2], bak-, bak- {gözlemlemek},<br />

bakıl-* {değerlendirilmek}, başar-*, bat- {rahatsız olmak}, bayıl- {hoşlanmak}, belle-,<br />

benimsen-, den-, duy-, eğlendir-, getirt-, gözlemle-, hoşlan-*, içerle-, ilgilen-, inan-, konuş-,<br />

ol-, rastla-, say- {değerlendirmek}, sevil-, söyle-, yadırga-, yaşa-. ║ önem ver- [2], ağır bas-,<br />

birbirine karış-, dikkat çek-, doğal gel-, gülünç bul-, hisset-, hor görül-, kanıya var-, kani bul-,<br />

konu edin-, nefret et-, rahatsız et-, sakıncalı bulun-, tahmin et-, yakın bul-, yer al-. ║<br />

homurdanıp dur-.<br />

öteden beriden:⌠5⌡/Çeşitli yerlerden veya şeylerden, şundan bundan, şuradan<br />

buradan./ “Her sabah, böyle buluşurlar, dertleşirler, öteden beriden bahsederlerdi.” (HZU-MvS). “Baba, oğul beş on<br />

dakika bir zaman öteden beriden konuştular.” (RNG-YD)., “Geceleri Seyfi'nin arkadaşları öteden beriden geliyorlar, haber<br />

getiriyorlar.” (HEA-AG).<br />

→ bahset- [2], gel-, konuş-. ║ bahsolun-, haber ver-.<br />

öte gün: Ø<br />

ötesinde berisinde:X<br />

öte yandan: Ø--<br />

öteye beriye:X<br />

ötürü: Ø--<br />

öyle**:⌠3133⌡/2. O yolda, o biçimde, o tarzda./ “"Siz orayı bitirmişsiniz, öyle diyor."” (Aİ-YK).,<br />

“"Sen de öyle ol."” (Sİ-DSG)., “…başı öne eğik, saygılı, sessiz, öyle duruyordu.” (NN-DM)., “Ağırbaşlı olmalıyım. Öyle<br />

öğrettiler.” (Sİ-DSG)., “Allah vebal yazmasın, ama ben öyle düşündüm.” (TB-KA)., “Ama öyle sanıyorum ki büyük bir şair,<br />

büyük bir yazar olduğunda kendinin de çok şüphesi vardı.” (NA-KD/A)., “Annem hep öyle söylüyor.” (SD-K)., “Ben de öyle<br />

düşünüyorum.” (TDK-KO)., “Bir an öyle durdu.” (GY-H1)., “Elimden gelse gözlerimi kapar, öyle yürürdüm.” (GY-H1).,<br />

“Dünya öyle yaratılmamış ki!” (AB-BYS)., “Gelecek oyunda öyle yaparız!” (TÖ-TO3)., “Gelmedi. Öyle bekledi.” (ÇA-<br />

BAG)., “Öyle sanıyorum ki yarma da bu niteliklerini aktaracaklardır.” (CS-ŞDÇ)., “Topalla hiç bir şey olmamış gibi,<br />

eskiden nasılsa öyle konuşacaksınız.” (TB-KA)., “Nişancının ellerinde, gözlerini uçan ellerden ayıramadan, durduğu yerde<br />

öyle kalakaldı.” (YK-KSİ)., “Onu öyle kabul ettiler.” (HT-ÖTÖ..)., “Poyraz, yerinde öyle donmuş kalmış, şaşkınlıkla<br />

Ağaefendiyi dinliyor, kulaklarına inanamıyordu.” (YK-KSİ)., “Söze yarım kalmış bir bahsi tamamlar gibi başlamış, öyle<br />

363

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!