19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ama sevdi.” (AÜ-SG)., “Bu da insana, önceleri, çok yadırgatıcı gelir.” (BK-ÖM)., “Sizinle tanışmayı çok istiyordu. Önceleri<br />

olumsuz karşıladım, ilgilenmedim.” (HAG-AS)., “Ne yapacağım bilememiş önceleri.” (PK-BCR).<br />

→ de- [3], düşün- [3], san- [3], sev-* [3], aldır-* [2], bil-* [2], hoşlan- [2], inan-* [2],<br />

anlat-, git-, ilgilen-*, kıskan-, kork-, küçümse-, sarsıl-, sızla-, şaş-, tiksin-, umutlan-, yadsı-,<br />

zorlan-. ║ eğlenceli gel-, elinden geleni yap-, fark et-*, iyi yürü- (evlilik) {sürmek}, kabul<br />

edil-, kabul ol-, komik gel-, korku duy-, merak et-*, mesafeli dur-, ne yapacağını bil-,<br />

olumsuz karşıla-, sesi çık-*, sıkıntı çek-, soğuk dur-, şaşkınlıkla karşıla-, tedirgin ol-,<br />

yadırgatıcı gel-.<br />

öncelikle:⌠21⌡/Öne alınarak, daha önce olarak./ “Eliot'ın adını öncelikle anmalıyım.” (FA-<br />

SUYK2)., “Bu durumda, bana "damat" demesi yasadışı bir içgüveysi olduğumu anıştırıyordu öncelikle, ona kızmam<br />

gerekirdi; ama öyle içten bir biçimde gülümsüyordu ki, bu aykırı adlandırmayı arkadaşımla ilişkimi onayladığının göstergesi<br />

olarak algıladım.” (TY-AÖ)., “Öncelikle şunu belirtmeliyim.” (GD-AK)., “Oysa artık kadınlar öncelikle bunları istiyor.”<br />

(EA-KIY)., “Öncelikle aynanın bulunuşunun bir şeytan işi olduğundan dem vurulurdu.” (MM-ÜAKO)., “Avrupalı öncelikle,<br />

"<strong>Prof</strong>esör'ün laboratuvarından" çıkan eroinleri tercih ediyordu.” (SY-BECO).<br />

→ an-, anıştır-, anla-, anlaşıl-, ara-, araştır-, bekle-, belirt-, belirtil-, de-, değerlendir-,<br />

gerçekleştir-, gerektir-, iste-, sor-, ele al-. ║ (-den) dem vur-, hizmet et-, ifade et-, kabul et-,<br />

tercih et-, usa gel-*.<br />

önünden: Ø--<br />

önünde sonunda:⌠12⌡/1. Mutlaka./ “KOMŞU: Aşk önünde sonunda sizi bulur.” (AMD-O).,<br />

“SERMET: İnsanlar önünde sonunda karşılaşır.” (AA-TO3)., “İyilik önünde sonunda mutlaka mükâfat bulur.” (HT-AŞ). ;<br />

/2. Nihayetinde, en sonunda./ “Bu sezgi dediğin de önünde sonunda düşünceye dönüşüyor.” (GD-TO1).,<br />

“Önünde sonunda evlenir, sevmiş, sevmemiş.” (AMD-O)., “Benim bu elim önünde sonunda Bir ölümü imzalayacak.” (MA-<br />

BAK)., “Kızartamayacak belki evet, ama gene de ben önünde sonunda ölmüş olacağım gökçe gelin, ….” (HAT-KHK).<br />

1.⌠5⌡→ bul-, karşılaş-, öğren-, ol-. ║ mükâfat bul-.<br />

2.⌠7⌡→ bölüştürül-, çözüştür-, dönüş-, evlen-, imzala- {onaylamak}, öğren-. ║ tahrik<br />

et-. ║ ölmüş ol-.<br />

önü sıra:⌠8⌡/Önünden, çok uzak olmayan bir aralıkla./ “Elini kıçına koyup yürüdü hamalın<br />

önü sıra.” (FB-T)., “Kör bir çocuk denizin önü sıra duruyordu.” (GY-H2)., “Muştik, önü sıra konuşmadan hızlı adımlarla<br />

ilerliyor, Aliye ise ona yetişmeye çalışıyordu.” (MM-ÜAKO)., “Elindeki gaz lambasıyla birlikte gölgesinin önü sıra çıkıp<br />

gidiyordu sonra annem; babam evdeyse gene sinirli sinirli tartışmaya başlıyor, değilse yatıp uyuyordu.” (HAT-KHK).<br />

→ yürü- [2], dur-, götürül-, ilerle-, in-, koş-. ║ çıkıp git-.<br />

örtülü:⌠3⌡/3. Açıklama yapmadan, belli belirsiz bir biçimde, müphem./ “Gerçi biraz<br />

karışık bir yazı, konusunun gerektirdiği açıklığa ulaşamamış, yazılma nedenleri de örtülü geçiliyor, ama önemli sorunlara<br />

dokunmakta.” (MF-ES)., “Amacı da, örtülü görünse de, aslında pek açıktır.” (Aİ-SB)., “Yoksulun ayıbı hemen çıkar ortaya<br />

örtülü kalır uzun süre ayıbı kibarın Saklanamaz az olsa da pabuçtaki yırtık Binlerce yırtığı saklı kalır sarığın.” (İS-DÖV).<br />

→ geçil-, görün-, kal-.<br />

362

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!