19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

yavaşladı, sonra durdu…” (Aİ-YK)., “Bu birbirine aykırı iki hissin karışık tesiri altında, önce kendi nefsini düşündü.” (GY-<br />

H1).<br />

→ anla-* [4], davran- [2], seslen- [2], şaşır- [2], ürk- [2], yavaşla- [2], ağar-, alıklaş-,<br />

bak-, bekle-, gel-, giyin-, hüzünlendir-, inan-*, iste-*, katlan-, kestir-*, kızar-, kokla-, kork-,<br />

pembeleş-, sev-*, sız-, soğu-, söyle-, temizle-, uğra-, umursa-*, uyut-, yaralan-. ║ aldırış et-*,<br />

dili tutul-, elini tut-, emret-, fark et-*, gözünü korkut-, içi cız et-, imam nikâhı yap-, kahvaltı<br />

yap-, kendi nefsini düşün-, ses çıkar-*, tıraş ol-, tövbe et-*.<br />

önceden:⌠182⌡/Başlarken, başlangıçta, daha önce, evvelce./ “Önceden özellikle<br />

söylemedim.” (AK-MS)., “Satılan bilet geri alınmaz. Önceden söyleseydin.” (Mİ-DHB)., “-Sanki neden bu yolu önceden<br />

görmedik-“ (BN-BŞ)., “1980'ler Türkiyesi'nin sanayi burjuvazisinin kahkahalarıyla karşılaşılacağını önceden kestirmiştir.”<br />

(AO-ZS)., “Müfettişin, soruların sırasını değiştireceğini önceden hiç düşünmemiştim.” (AN-ŞÇH)., “Her şeyi önceden<br />

hazırlamış.” (DÖ-BAY)., “Bunlar önceden ayarlanmış.” (OS-HT)., “Beyler, aralarında sözleşerek hangi kayıkta kimlerle<br />

birlikte çıkacaklarını önceden kararlaştırırlardı.” (AŞH-BM)., “’Onu önceden tanıyor muydunuz?’ diye soruyorum sözünü<br />

keserek.” (AÜ-SG)., “Ona her şeyi önceden anlatmıştım.” (NE-GT)., “Öyle olduğu zaman ben sana önceden haber veririm,<br />

sen de et yemek istemediğini söylersin, tamam mı?” (AK-AA)., “Gelişin önceden belli olmalı..” (AT-ST)., “Leon Türkiye'yi<br />

Londra arasına sıkışan yaşantısının tam bağlantı yerine çöreklenen Nilşen'in anlamını Orly'de kavrayacağını önceden<br />

tahmin edemezdi.” (BU-GYÇ)., “Bazen böyle birden bir yere konuk gidermiş, onun gittiği eve de önceden biri koşup<br />

müjdeyi verirmiş, ….” (AA-YÖT).<br />

→ bil-* [17], söyle-* [10], gör-* [11], kestir- {sezmek} [11], düşün-* [4], hazırla-* [4],<br />

sez- [4], ayarla- [2], bilin-* [2], de-* [2], duy-* [2], gel-* [2], kararlaştır- [2], kestiril-* [2], ol-*<br />

[2], planla- [2], sapta-* [2], söylen- [2], tanı- [2], yaz- [2], yazıl-* [2], açıkla-*, açıklan-*, al-,<br />

anla-*, anlat-, ayarlan-, bak-, beklen-, belirle-, çağrıl-, çalın- (def), çuvalla-, dene-*, dinle-,<br />

gidil-, gönderil-, gösteril-, hazırlan-, hesapla-, hesaplan-, iç-, imgele-*, kapatıl-, karıştırıl-<br />

(şeker), kirala-, kurgula-*, müjdele-, oku-, öden-, saptan-*, seç-, sezinle-, sor-, süzül-<br />

{üzülmek}, tanış-, taşın-, uyar-, uyarıl-, veril-*, yap-, yaşa-, yayımlan-*. ║ haber ver-* [8],<br />

belli ol-* [6], kabul et- [3], tahmin et-* [3], haber veril-* [2], hazırlık yap- [2], adı konul-, aklına<br />

koy-, biliyor ol-, gözden geçir-, gözüne kestir-, haber al-*, haber gönder-, hazır et-, hazırlamış<br />

bulun-, hazırlamış ol-, hesap yapıl-, ipin ucu kaç-.kafasında yaşa-, karar ver-, kontrol et-, loca<br />

kapatıl-, masa ayrıl-, methet-, mezar kaz-, mutsuz et-, müjde ver-, plan yap-, sözleşme<br />

imzalan-, tayin edil- {belirlenmek}, teslim et-, teşekkür et-, verimkâr ol-, yer ayırt-, zemin<br />

hazırla-.<br />

belli olmak.<br />

⇒ önceden bilmek, önceden görmek (kestirmek) önceden haber vermer, önceden<br />

önceleri:⌠8⌡/Önceki zamanda, başlangıçta./ “Önceleri, yaşlı olduğum için yardım edemediğimi<br />

düşündüm...” (AA-YÖT)., “Bir kısmı önceleri «Direnelim» demişler.” (KT-YS)., “Babamın elinin gerçekten esnek olduğunu,<br />

daralıp genişlediğini sanırdım önceleri.” (SD-K)., “Peki Mine sevdi mi beni? Önceleri sevdi, belki benim gibi âşık olmadı<br />

361

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!