19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ölü fiyatına:⌠1⌡/Değerinden çok ucuza, yok pahasına./ “Ana, devam etti: Abdi Ağa da kızgın<br />

bize. Ölü fiyatına alır elimizden.” (YK-İM1).<br />

→ elinden al-.<br />

ömürbillah:⌠2⌡/Şimdiye değin veya hiçbir vakit./ “Ömür billah da gidemezdi üstelik; ….”<br />

(HAT-KHK)., “Ömürbillah okul yüzü görmemiş Ak ellere kurşun kalem değmemiş…” (BRE-DKD).<br />

→ git-*. ║ … yüzü gör-*.<br />

ömrünce:⌠12⌡/Ömür boyunca, yaşadığı süre içinde./ “Bütün ömrünce uğraştın beni de oraya<br />

çekmeye...” (AMD-O)., “Mümtaz o dakikada gördüğü şeyi bütün ömrünce unutamazdı.” (AHT-H)., “Mustafa Kemal de<br />

davalarını yürütebilmek için, bütün ömrünce yükselmeği aramıştı.” (FRA-Ç)., “Ömrünce çekecekti.” (RHK-BS)., “Her<br />

ağaç gibi kavak da ömrünce durur ayakta Gözler durur bir şeyleri.” (NH-YŞ).<br />

→ aç- (gül), çalış-*, çek-, gör-*, iste-, sar-, şakı- (bülbül), utan-. ║ ayakta dur-, diz<br />

çök-, halı doku-, hayal kur-, yâr ol-, yas taşı-.<br />

ömür boyu:⌠33⌡/Sağ kalındığı, yaşandığı sürece./ “Ders almak, ömür boyu sürecek.” (AB-<br />

BBYŞ)., “Otobüs beklemekle sevilmeyi beklemek arasındaki farkı anlamayan, ömür boyu otobüs de bekler, sevilmeyi de<br />

bekler.” (AB-BBYŞ)., “Boz Ömer'e bakıp gülüyor: ‘Bu da sana ömür boyu yeter Allanın dangalağı!’” (FB-ID)., “VEFA<br />

ömür boyu azar azar öder beni acım sana” (MA-BAK)., “Çok örnek var. Ömür boyu birlikte yaşarlar da, evlat babayı, baba<br />

çocuklarını tanımaz.” (AB-BBYŞ)., “….ömür boyu kalıcı olacak, belki ondan da kızına geçecekti.” (EI-NS)., “Artık bacağını<br />

kırar, ömür boyu sizde oturur, rahat edersiniz, diye kızının yanını tutmuştu.” (PC-K).<br />

→ sür- [6], ayrıl-*, bağlan-* {tutulmak}, bekle-, evlen-*, gecik-*, gez-, kurtul-*, otur-,<br />

öde-, seçtir-, sürün-, unuta-*, yet-, yetin-. ║ affet-*, birlikte yaşa-, dengesini sağla-*, duacı ol-<br />

, eksik ol-*, içinde taşı-, keyfine bak-, konuk et-, mesken ol-*, meşgul ol-, mutlu ol-, rahat et-,<br />

sınıfta kal-, sopa ye-. ║ çalar çırpar.<br />

⇒ ömür boyu sürmek.<br />

ömür boyunca:⌠8⌡/hayatı devam ettiği süre içinde, sağ olduğu sürece./ “(aşk<br />

kederi/ömür boyunca sürer) demesini beklerken, başka bir erkeğin sesi, müziksiz olarak ‘Le pneu Michelin dure toute la vie’<br />

(Michelin otomobil lastiği ömür boyunca sürer) deyiverince, insan önce küçük bir şok geçirir, sonra da gülmeye başlardı.”<br />

(MU-BDA)., “Bekâret kemerini teslim ettiğin şövalyenin dönmesini bekle dur ömür boyunca...” (VT-BÖKDYO)., “Sonunda<br />

da ömür boyunca aylık gelir sağlar...” (HT-KAD)., “Kısacası, şiirindeki siyasal tavır, ömür boyunca ve öldükten sonra bir<br />

rant sağlamıştır ona.” (CS-ŞDÇ).<br />

→ sür- [2], bekle-, sağla-, yaşa- (-da), yet-. ║ peşinden gidil-, rant sağla-.<br />

⇒ ömür boyunca sürmek.<br />

önce**:⌠332⌡/2. İlk olarak, başlangıçta./ “Kavafoğlu önce anlayamadı.” (Aİ-YK)., “Ertesi günü,<br />

gidip "hoş geldiniz" demeyi kararlaştırdı ise de candarma kumandanı önce davranmış, geçit karakoluna telefon edip Hacı'yı<br />

istemiş ve her nedense "sakın kaçırmayın, kendi gelmezse yakalayın, getirin" diye de sıkı emir vermiş.” (MŞE-MA)., “Önce<br />

seslendim, karşılık gelmeyince aralıktan elimi sokup mandalı çevirdim.” (SD-K)., “Bu düşünce kendisine açıldığı gün Ali<br />

Emmi önce şaşırdı, sonra da üzüldü.” (TB-KA)., “Doru, çorbayı önce kokladı.” (AS-YA)., “Farlarının sihirli aydınlığı, Villa<br />

Şanver'i soğuk karanlığın içinden koparıp, bütün ihtişamıyla önüne çıkarınca; Berna, düşüncelerinden koptu; önce<br />

360

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!